Etiket: istanbul

  • Arınç’a suç duyurusu

    Vajinasından bahsetmesinden utandığını söyleyen Başbakan Yardımcısı Arınç hakkında suç duyurusunda bulunan CHP’li Nazlıaka, “Bu tüm kadınların artık yeter çığlığıdır” dedi.

     

    CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasında TBMMGenel Kurulu’nda yaşanan “vajina” tartışması adliyeye taşındı. Nazlıaka, Arınç hakkında, “cinsel taciz, hakaret ve halkın bir kesimini cinsiyeti nedeniyle aşağılamak” suçlarından 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açılması istemiyle suç duyurusunda bulundu.
    Nazlıaka, dün beraberinde CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, CHP İstanbul Milletvekilleri Nur Serter ve Binnaz ToprakÇankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ve çok sayıda kadın örgütü üyesi ile birlikte Ankara Adliyesi’ne geldi.
    Burada bir basın açıklaması yapan Nazlıaka, daha sonra Arınç hakkındaki suç duyurusudilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdi. Nazlıaka’nın avukatı Hülya Gülbahar tarafından hazırlanan suç duyurusu dilekçesinde, özetle şu görüşlere yer verildi:

     

    ‘Namussuz kadın damgası’
    “Arınç, ‘bana bakılıyor’, ‘ben mahçup bir insanım’, ‘her defasında bana bakabilir’ gibi sözlerle Nazlıaka’nın kendisini ‘bir erkek olarak cinsel anlamda’ beğendigi için baktığını ısrarla ve tekrar iddia etmektedir. Bu gerçek dışı iddia açık bir hakarettir. Kendisi ile (ve kendisi istemedigi halde) ‘flört ediyormuş’ havası yaratmaya çalışarak kişilik haklarına ağır bir saldırıda bulunmuştur. ‘Evli ve çocuklu kadın olduğu halde… vurgularıyla da, kamuoyu önünde, uluorta erkeklerle flört eden, meclis kürsüsünde bile cinsellik düşünen, ‘iffetsiz’, ‘namussuz’ bir kadın olarak damgalanmaya çalışılmıştır.
    Arınç, Vajina kelimesini kişiselleştirip, Nazlıaka’ya atfederek bir kez daha hakaret etmiş ve onu aşağılamaya çalışmıştır… Kadını cinselliğe ve cinsel organa indirgeyen ve kadın cinsel organının tek işlevinin de cinsellik olduğunu ve bunun da utanılacak, gizlenecek, kimseyle konuşulmayacak bir ayıp olduğunu iddia eden ayrımcı bir yaklaşımdır.

    ‘Cinsel taciz var’
    Meclis içindeki ve dışındaki, kamuoyu önünde söylenen tüm sözler ve tavırlar, açık bir psikolojik şiddettir. Arınç, bir silsile şeklinde, süreklilik arz edecek boyutta Nazlıaka’yı kadınlığı üzerinden aşağılamaya çalışmış, küçük düşürücü sözler sarfederek hakaretlerde bulunmuş, psikolojik ve sözlü siddet uygulamıştır. Bunu yaparken, Nazlıaka’nın bir demecini çarpıtıp, Nazlıaka’nın cinsel organına atıflarda bulunarak ‘utanç duyulacak kadın’ imajı yaratmaya çalışmıştır.”

  • Nilgün Atılgan kaza kurbanı

    Nilgün Atılgan kaza kurbanı

    Ünlü sinema ve 1970’li yılların pop sanatçısı Nilgün Atılgan, Antalya’da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.

     

    Kaza, dün akşam Muratpaşa ilçesi Şirinyalı Mahallesi Tekelioğlu Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, dayısı Haluk Atasoy’u Şirinyalı Mahallesi’ne ziyarete gelen Nilgün Atılgan, akşam saatlerinde markete gitmek için evden çıktı. Karşıya geçmek isteyen Atılgan’a ticari bir taksi çarptı. Olayı gören vatandaşlarhemen 112 Acil Servis’i aradı. Yakında bulunan özel bir hastaneden ambulansa alınmak isteyen Atılgan, olayyerinde hayatın kaybetti. Antalya Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurumu’na kaldırılan sanatçı Atılgan’ın cenazesi, yapılan otopsinin ardından yakınları tarafından Uncalı Mezarlığı Morgu’na götürüldü. Akşam saatlerinde uçakla İstanbul’a gönderilecek olan Atılgan’ın naşı, yarın İstanbul Selimiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından defnedilecek.
    Cenazeyi alan arkadaş ve yakınları çok üzgün olduklarını belirttiler.

  • Hüzünlü veda

    Hüzünlü veda

    MEHMET ALTUNIŞIK
    İSTANBUL

     

    Gaziosmanpaşa’da düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Mücahit Daştan için tören düzenlendi. Törende Daştan’ın eşi gözyaşlarına boğulurken, 2 yaşındaki Elif Su ise her şeyden habersiz babasının veda töreninde yer aldı.
    Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Meydanı’ndan adliyeye giderken N.A. adlı kadın teröristin açtığı ateş sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan polis memuru Mücahit Daştan için Bayrampaşa’da bulunan Çevik Şube Müdürlüğü’nde tören düzenlendi. Törene şehit polis memuru Mücahit Daştan’ın ailesinin yanı sıra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve çok sayıda meslektaşı katıldı. Şehit Daştan’ın cenazesinin tören alanına getirilmesiyle birlikte şehit yakınları tabuta kapanarak gözyaşı döktü. Gözyaşlarına hakim olamayan şehidin eşi Aydan Daştan’ı, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın teselli etmeye çalıştı. 2 yaşındaki Elif Su da her şeyden habersiz babasının veda töreninde yer alırken, şehit polis memurunun Ankara Astroloji ve Uzay Bilimleri Fakültesi mezunu olduğu öğrenildi.
    Törende konuşan Vali Mutlu, “Teröre fırsat verilmeyecek ve hesabı sorulacak. Bir süredir İstanbul’da polise yönelik yapılan saldırılarda örgüt mensupları ölü ya da sağ yakalanıyor. Bu hesaplar mutlaka soruluyor, sorulacak. Bizi yıldırmaya çalışanlara sözüm şudur; ‘Bu milletin kahraman evlatları gövdelerini siper yapmaya devam edecekler” dedi.
    Emniyet Müdürü Çapkın ise, “Şehit polisimiz Mücahit Daştan 5 kurşunla sinsice, kalleşçe ve insafsızca şehit edildi. Polisimizi şehit eden o şahsın daha önce yine polisimiz sayesinde birçok kez linç edilmekten kurtarıldığını hepiniz biliyorsunuzdur. Terörle mücadelede kararlılığımız devam edecektir. Daha önce 18 tetikçi yakalanmıştı. Bu konudaki mücadelemiz devam edecek. Mücahit ölmedi yaşıyor, yaşayacak. Bu yüce Rabbimizin sözüdür” diye konuştu.
    Şehit polis memuru Mücahit Daştan’ın cenazesi, düzenlenen törenin ardından meslektaşlarının omzunda memleketi Erzurum’a uğurlandı.

  • O alçak, Tekmanlı çıktı

    O alçak, Tekmanlı çıktı

    Muş Varto İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne 8 Temmuz 2010 tarihinde düzenlenen ve 4 polis memurunun yaralanmasına neden olan saldırıda yer alan teröristlerden biri yurt dışına kaçmak isterken sınırda yakalandı.

     

    “HİÇ DE PİŞMAN DEĞİLİM!”

     

    Erzurum’un Tekman ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğu belirlenen ve üzerinden Almanya kimliği çıkan ‘Doktor Baran’ kod adlı C.S. yasa dışı yollardan Bulgaristan’a geçmeye çalışırken gözaltına alındı.Türkiye’nin Bulgaristan sınırına yakın Budakdoğanca köyüne gelen terörist, hudut askeri devriyeleri tarafından yakalandıktan sonra Edirne İl Jandarma Komutanlığı’na teslim edildi.

    Yapılan kimlik sorgusunda C.S.’nin, Varto Sulh Ceza Mahkemesi tarafından ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ‘Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya örgüte katılmak’, Diyabakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ‘Silahlı terör örgütü’ne üye olmak’ suçlarından arandığı tespit edildi.

     

    Jandarmada verdiği ifadeye göre, terör örgütü üyelerine yataklık yapmak suçundan yattığı cezaevinden çıktıktan sonra sahte kimlikle Avrupa’ya kaçan C.S., çeşitli ülkelerde propaganda ve ideolojik eğitim aldı, daha sonra Kuzey Irak’a geçti. 2009 yılına kadar Kandil’deki terör örgütü kamplarında silahlı eğitim gören C.S. Türkiye’nin Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerine geçti. Burada Varto İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen silahlı saldırının yanı sırada, Bingöl’ün Karlıva ilçesindeki HES şantiyesinin basılması, şantiyenin yakılması ve 4 işçinin kaçırılması, ilçeye bağlı Elmadüzü köyünden A.T. isimli şahsın kaçırılması, 2 Ekim 2011 tarihinde Bingöl Havaalanıinşaatının basılması, 4 işçinin tehdit edilerek propagandaya maruz bırakılması, şantiye idare binası ile bir aracın ateşe verilmesi olaylarında yer alan C.S. bölgeden ayrılarak İstanbul‘a geldi. Burada insan kaçakçılarıyla para karşılığı anlaşan C.S. Avrupa ülkelerine geçmeye çalışırken askerler tarafından yakalandı.

     

    Jandarmadaki sorgusu tamamlanan şahıs, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Edirne Devlet Hastanesi Selimiye Ünitesi’ne getirildi. Hastane çıkışında gazetecilerin sorularına karşı “Vicdanım sızlamadı, hiç de pişman değilim.” cevabını veren C.K. adliyeye sevk edildi.

     

  • Eşinin nasıl kapandığını anlattı

    Eşinin nasıl kapandığını anlattı

    Hakan Şükür, eşi Beyda Şükür’ün başını örtmesi süreciyle ilgili olarak, ”15 senelik evliyiz. Benim böyle bir hakkım (baskı) yok. Biz öyle yaşadık, öyle tanıştık, öyle birbirimizi sevdik ve evlendik. Bana ’ben böyle bir şey yapmak istiyorum’ dedi. Ben de ’eğer böyle bir niyetin varsa Hacca gideceğiz, Allah’ın huzurunda, Allah’ın rızası bu netice itibariyle de, onu taçlandıracağız. Ondan sonra bunu yapabilirsin’ dedim. O da çok mutlu oldu. Hac farizasını yerine getirdikten sonra kapandı” diye konuştu.

     

    Şükür, bir aile saadeti, huzur olduktan sonra insanın mutlu olduğunu, yediğinden de keyif aldığını ifade ederek, şöyle konuştu: ”Şu ortamımız, eşimiz, dostumuz… Eşimin arkadaşları kapalı değil. Onların da ona böyle baktıklarını hiç görmedik. Bu toplumsal kaynaşma bence çok önemli. Böyle bir kararı var. Bizim inancımız bu, inancımızın karşılığında da böyle bir karar aldı, ben de saygı duydum. Bize başka bir şey düşmez. Nasıl evlenirken, bu şekilde evlendik, 15 yıldır böyleyiz. 3 tane çocuğumuz var.

     

    Böyle bir talepte bulununca açıkçası ben de mutlu oldum. Hiçbir gün olsun, Allah da şahidimdir, böyle bir talebim (kapan diye) olmadı. Bu bir Hac farizası, farz olsa da ben böyle bir şey söyleme hakkını kendimde görmem. Kendi kararıdır, farklı düşünenler mutlaka olabilir ama bizim düşündüğümüz… Eğer inanıyorsak Allah’ın emrini yerine getirdiği için rahat ve huzurluyuz.”

     

     

    -”(Kız istemeye gidelim) diyenler de geliyor”-

    Hakan Şükür, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, kendisine gelen ve Meclis bahçesinde ağaca çıkan bir vatandaşa 700 TL vermesi konusuna da değindi.

     

    O gün Meclis’e geldiğinde, Öğüt’ün yanına gelerek olayı anlattığını, ”700 lira borçlusun” diye espri yaptığını belirten Şükür, ”Ben (parayı) vermek istedim ama o da ’bana nasip oldu’ diyerekkabul etmedi” dedi.

     

    Şükür, Meclis’teki odasının her zaman tıklım tıklım dolu olduğunu vurgulayarak, ”Yüzlerce, binlerce vatandaş maddi talepte bulunuyor, iş talebinde bulunuyor. KPSS’den yeterli puan almasa da ’sen bunu halledersin’ deyip gelen insan bile var. Hakikaten ihtiyacı olanlar oluyor, onları araştırıp yerine getirmeye çalışıyoruz. Dünyada ve Türkiye’de, olması gereken her hayırda madden ve manen olmaya çalışıyorum. Bu benim insanlık görevim diye düşünüyorum. O arkadaşımız benim bölgemde çöplerden bir şeyler toplayan bir arkadaştı. Ona çöp toplama arabası almıştım ve o zaman da milletvekili değildim” diye konuştu.

     

    Haberin yansıtılış biçimini eleştiren Şükür, ”Haberi yapanlar olayın özüne bakmayıp, sadece’Hakan Şükür’ü burada bulamadı’ dediler. Bu doğru değil. Ben talep gören, her yerde olması istenen biriyim. Haliyle her yere giriyorum. Her zaman Meclis’te olmak zorundaymışım gibi bir algı var. Benim de ailem var, çocuklarım var, beni görmek istiyorlar. Onlara da zaman ayırmak zorunda olduğum zamanlar oluyor. Tabii ki millet için milletvekili olduk, görevimizi yapacağız ama haberleri yaparken biraz daha hassas olmak lazım” dedi.
    -İlginç talepler-

    Kendisine gelen ilginç taleplerden birisinin, ”kız istemek” olduğunu belirten Şükür, ”Kendisinin mali durumu kötü ama birbirlerini seviyorlar. Aile kızlarını o çocuğa vermek istemiyor. Belki biz gidersek verecekler ama derinindeki şeyi bilmediğimiz için, bunları çok kibar bir dille reddediyoruz. Bu çok oluyor” şeklinde konuştu.