Etiket: İşsizliğe

  • Buca’dan işsizliğe neşter

    Buca Belediyesi işsizliğe karşı atağa geçti. Belediye, ilçede işsizliğin önüne geçmek ve işçi-işveren arasında köprü görevi görmek için kurduğu Buca Toplumsal İletişim Merkezi (TİM) İstihdam Masası ile 2 bin 4 kişiyi iş sahibi yaptı, yüzleri güldürdü.

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2018 yılı nisan ayı değerlerine göre açıkladığı işsizlik rakamları 3 milyon 86 bin kişiye ulaşırken, Buca Belediyesi işsizliğe ’dur’ demek için var gücüyle çalışıyor. Çalışabilecek durumdayken niteliklerine uygun iş bulamayan kentlinin derdine derman olmak için TİM İstihdam Masası’nı kuran Buca Belediyesi, iş arayan kentlinin ilk başvurduğu adresi oldu. İşçi ve işveren arasında köprü olan masa, önemli atılımlar yaparak kentteki işsizlik sorununu çözüme kavuşturuyor. Firmalardan gelen talepler doğrultusunda firma yetkilileri ile başvuru yapan vatandaşları buluşturan Buca TİM, kurulduğu günden bu yana 2 bin 4 kişiyi iş sahibi yapma başarısı gösterdi.

    İşçi işveren köprüsü

    Buca Belediyesi TİM İstihdam Masası düzenlediği toplu iş görüşmeleriyle kalifiye eleman arayan işverenlerle iş arayanları buluşturarak köprü görevi görüyor. Firmaların taleplerine göre ihtiyaç duyulan personel şartlarını çeşitli kanallardan duyuran Buca Belediyesi İstihdam Masası, firma ile vatandaşları Çamlıkule Semt Evi’nde bir araya getiriyor. Toplu iş görüşmelerine katılan vatandaşlara önce işveren firma yetkililerince çalışma şartları ve aranan nitelikler konusunda ön bilgilendirme yapılıyor. İşe başvurmak isteyen vatandaşlar yazılı başvurularının ardından mülakata alınarak değerlendiriliyor. İşveren tarafından yapılan değerlendirmenin ardından işe uygun olan vatandaşlar, işe yerleştirilerek mesaiye başlatılıyor. İstihdam Masası, giderek büyüyen işsizler ordusunu eritmek için yoğun mesai harcarken, iş sahibi olup evine ekmek götüren Bucalıların yüzlerinden gülümseme eksik olmuyor. Buca’da işsizlik sorunu yaşayan vatandaşlar, İstihdam Masası’na 439 10 10 dahili 1086 numaralı telefonu arayarak başvuru yapabiliyor.

  • Akçay: “Tekstil işsizliğe önemli katkı sağlayacak”

    Diyarbakırlı İşadamı Akçay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Akçay, tekstilin geliştirilmesiyle istihdama önemli ölçüde katkı sağlanacağını belirtti.

    Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı seçimlerine, Sarı Liste’nin Tekstil Grubu olan 12. Komite Adayı olan işadamı Akçay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Akçay, Diyarbakır’da pamuk üretiminin gider arttığını ifade etti. DTSO seçimlerinin Diyarbakır ve bölge ticareti için büyük önem taşıdığına dikkati çeken Akçay, delegasyon heyetinin oy kullanırken, Diyarbakır’ın vizyonuna değer katacak isimleri tercih etmesi gerektiğini savundu.

    Tekstilin ekonomiye sağladığı katma değer ve istihdama katkısı nedeniyle bölge için öneminin her geçen gün daha da iyi anlaşıldığını ifade eden Akçay, şöyle dedi:

    “Ekonomiye sağladığı katma değer, istihdama sağladığı katkılar ve yapılan ihracatla, ülkemize kazandırdığı döviz girdisi dolayısıyla tekstil sektörü lokomotif sektörlerden biridir. Tekstil sektörünün geçmişten günümüze, hem üretim hem de ihracat açısından büyük potansiyeli bulunmaktadır. Bu potansiyeli yeni hedef pazarlar ve sürekli kendini yenileyip geliştiren kalifiye ürünlerle ileriye götürmek mümkündür. Tekstil sektörümüzün ürün kalitesi ve üretim teknolojisi çağdaş dünya standartlarındadır. Pamukta sanayinin geliştirilmesi işsizliğe önemli katkı sağlayacaktır.”

    Akçay, Diyarbakır’ın iklim ve toprak yapısının pamuk üretimine uygun olduğunu ve pamuk ekiminin her geçen yıl daha da arttığını belirtti. Tekstil sektörünün yaygın yan sanayi ağı ile birlikte birçok kişiye istihdam sağladığına dikkati çeken Akçay, pamukta sanayinin geliştirilmesi yönünde adımlar atılmasının, bölgenin sosyo-ekonomik yapısının iyileşmesine de önemli katkı sağlayacağını bildirdi.

    Diyarbakır’ın yetiştirdiği bir değer olan Abdulkadir Karavil’in, Sarı Liste’den DTSO Başkanlığı’na aday olduğunu ve kendilerinin de 12. komite olan Sarı Liste’nin tekstil komitesinde yer aldıklarını ifade eden Akçay, seçilmeleri halinde Diyarbakır pamuğunu katma değeri yüksek ürünlere dönüştürerek dünya ve Türkiye pazarlarında hak ettiği konuma ulaştırmak için ekip olarak çaba göstereceklerini anlattı.

    Misyonu olmayanın, vizyonunun da olmayacağını anlatan Akçay, Karavil’in, ticaret hayatının başarılarla dolu olduğunu, işin mutfağından geldiğini ve Karavil’in sahip olduğu bilgi, birikim ve potansiyelinin değerlendirilmesinin kente büyük fayda sağlayacağını belirtti.

  • Türkiye’de işsizliğe çare olabilecek formül

    Samsunlu Matematikçi Aydın Cerit, Türkiye’de işsizliğe çare olabilecek formül geliştirdiğini söyledi.

    Yaklaşık 20 yıldır matematik üzerine araştırmalar yapan Matematik Öğretmeni Aydın Cerit, geliştirdiği formüllerle kitlenmeyen bilgisayarlar, net görüntü alabilen cihazlar yapılabileceğini ve Türkiye’deki işsizliği de ortadan kaldırabileceklerini iddia etti.

    Araştırmalar sayesinde asal sayıların tamamını çözdüğünü öne süren Aydın Cerit, “Mevcut teknolojide belli bir basamaktan öteye gidemiyorsunuz. Hesap makinesi, bilgisayar ve bilgisayara bağlı bütün sistemler sıfır ve bir rakamları ile çalışır. Ben sıfır ve bir rakamlarını aşarak istediğim tabanı kullanarak daha geniş hesaplama yöntemine ulaştım. Şu anda bildiğimiz kadar NASA’nın dünyadan 12 ışık yılına kadar görüntü alıp, bilgi alabildiğini biliyoruz ama benim bu geliştireceğim teknolojilerle dünyamızdan kainatın yüzeyine kadar hatta yüzeyinin dışına kadar görüntü alabileceğimize inanıyorum. Hatta varsa paralel evrenleri araştırabileceğimize inanıyorum. Bu konuda yaptığım çalışmalara güveniyorum” dedi.

    İşsizliğe çare olabilecek bir soru hazırladığını ifade eden Cerit, “Bir soru hazırladım. Bu sorumun çözümü için 1 ay süre veriyorum. Ama değil 1 ay, 10 bin ay da süre versek bunun mevcut teknoloji ile çözülemeyeceğine inanıyorum. Çünkü sorumdaki 100 basamaklı sayıyı hesap makinesine girdiği zaman en fazla 14-15 basamak girebilecek, bilgisayar girdiği zaman da 32 basamak veya 64 basamağa girecek ve kalacak. Çünkü sistemler ikinin tabanlarına göre çalışıyor. Benim bu sorum yaptığım çalışmalara ışık tutan bir çalışma olarak görülmektedir. Buradan işsizlikle ilgili özellikle üniversite bitirmiş işsiz gençlerimizi düşünerekten bu projeyi geliştirmiş oluyorum. Biz yaklaşık 5-6 ay süren uygun bir ekiple bunun ön hazırlıklarını yaptığımız zaman bunun arkasından ürünleri ortaya koyabilecek hale geleceğiz. Arkasından kainatın yüzeyine kadar, hatta yüzeyin dışına kadar ulaşabileceğiz. Ben yapmış olduğum bu projeleri bir teknoloji geliştirme merkezinde ekip ile yapabiliriz. Bu ürünlerden de dünyaya satabiliriz. Yani kitlenmeyen bilgisayarlar, net görüntü alabilen cihazlar, her türlü teknolojik ürünlere imza atabileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

  • Mesleki Eğitim İşsizliğe İlaç Olacak

    KOCAELİ (İHA) – Kocaeli’de düzenlenen ‘Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim’ konferansında nitelikli insan ve mesleki eğitimin önemi tartışıldı. Konferansa katılan isimler işsizliğin önüne mesleki eğitimin geçeceğini söyledi.

    İstanbul’da eğitim hayatını sürdüren Plato Meslek Yüksekokulu tarafından Kocaeli’de ‘Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim’ konferansı düzenlendi. Konferansa Plato Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Tolga Yazıcı, Plato Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. M. Metin Hülagü, YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı Serkan Gür ve çok sayıda eğitimci katıldı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Plato Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Tolga Yazıcı, “Ben kendim de bir yüksekokulu mezunu, arkasından üniversite mezunu, arkasında da doktora ve doçentlikle ilerleyen birisi olarak sizlerin evladıyım. Mesleki eğitimle nerelere gidilebileceğini ve bazı yanlış düşüncelere gerek olmadığını en iyi yaşayanlardanım. Mesleki eğitim sayesinde hem çalıştım, hem de okudum. Bir yandan para kazandım, bir yandan da okumaya devam ettim. Bunun faydasını hep gördüm ve bunu örnek olarak da gösteriyorum” ifadelerini kullandı.

    “MESLEKİ EĞİTİMDE UYGULAMA ÇOK ÖNEMLİ”

    Mesleki eğitimin önemine değinen Plato Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. M. Metin Hülagü, “Plato Meslek Yüksekokulu, iki yıllık mesleki bir okuldur. Dolayısıyla biz burada da mesleki eğitim görüyoruz. Hedefimiz; mesleki alanlarla alakalı, yani öğrencinin süratle okulu bitirmesi ama bitirirken de, Plato’da mesleki eğitimini en ince detayına kadar alması, bir takım uygulamalarda bulunması. Çünkü mesleki eğitimde uygulama çok önemli. Akabinde de sektöre geçerek, işi bilerek masanın başına geçmesi veya işinin başına geçmesi amacımız. Çünkü sadece teorik olarak verilen bilgilerin, yarın sektöre geçtiği zaman, çok da işe yaramadığını, uygulama alanı bulmadığını da görüyoruz. O yüzden eğitimimiz iki yıl sürmekte ama dediğim gibi ağırlıklı olarak uygulamalı olarak yürütülmektedir. Çünkü okulda bizzat uygulama yaparak, bir takım çekimler yaparak, bir takım işlemler yaparak, hangi branşta okuyorsa, örneğin, grafik tasarımdaysa, bunun bizatihi çizimini yaparak veya radyo televizyon okuyorsa, onun uygulamasını yaparak veya moda tasarım bölümündeyse, onu yerinden hocalarından görmekte. Atölyelerde uygulamakta” dedi.

    “PRATİK EĞİTİMLE ÖĞRENCİLER SEKTÖRDE BAŞARILI OLUYOR”

    Pratik eğitimin yanında teorik eğitime çok önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Hülagü, “Sadece teori değil, ama teoriyle öten bilgiyi alıp onu uygulayıp ondan sonra mezun olmaktadır. Bu da tabi çocuğu, öğrencimizi, sektörde başarılı kılmaktadır. Daha donanımlı olduğu için, daha çabuk iş bulabilmektedir. Ya da bulduğu işin hakkını verebilmektedir. Karşı tarafı da mahcup etmemektedir. O anlamda uygulama ve pratik bir arada. Ama sektörle işbirliği halinde. Biz eğitim vermekteyiz, çünkü bizim kariyer günlerimiz var. Sektörde bir takım temsilcileri çağırıyoruz. Okulumuzda öğrencilerle bir araya getiriyoruz. Tanışmalarını, konuşmalarını, birtakım konuları paylaşmalarını veya sektörün neye ihtiyaç duyduğunu, öğrencinin neler bilmesi gerektiğini bu vesileyle öğrencilerimize aktarmaya çalışmaktayız” diye konuştu.

    Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay ise, “Mesleki eğitim başlıca iki bakımdan önemlidir. Bir; ülkenin işgücü ihtiyacını sağlamak. İki; sosyal problemlerin azaltılması. Özellikle Avrupa’da 2008 krizinden sonra, mesleki eğitimin önemine daha çok vurgu yapılmış oldu. Çünkü işsizliğin ortaya çıkardığı sosyal bunalımlar, toplumlara çok ağır borçlar, çok ağır külfetler meydana getirdi. Bu bakımdan, mesleki eğitime tüm dünyada daha fazla önem verilmeye başlandı. Gerçekten işsizlik bir insan için, bir toplum için dayanılması zor bir konudur. Mesleki eğitim bu açıdan, istihdam sağlaması ve bu bunalımları azaltılması konusunda çok önemlidir” şeklinde konuştu.

    “MESLEKİ EĞİTİM ÜLKENİN REKABET GÜCÜNÜ ARTTIRMAKTADIR”

    Mesleki eğitimin kontenjanlarının artırılması gerektiğini ifade eden Günay, “Meslek Yüksekokullarından Dikey Geçiş Sınavları ile lisansa geçiş yapılabiliyor. Şu anda da kontenjanlar, gerek meslek yüksekokullarında, gerekse lisans öğreniminde çok arttı. Üniversite sayılarımız epeyce artmış durumda. Şu an neredeyse lisans öğretiminde mezun olan sayımız, liseden mezun sayısına eşit olmuş gibi. Fakat tekrar sınava girenler var. Bu bakımdan kontenjanlar hala talebi karşılayamaz durumda. Mesleki eğitimin bir başka önemi, bir ülkede bilimsel ve teknolojik gelişmeler ne kadar yüksek olursa olsun, eğer yüksek kaliteli bir iş gücünüz yoksa yani inşaatlarınızı, binalarınızı güzel yapamıyorsanız, yollarınızı iyi yapamıyorsanız, iş gücünün nitelikleri düşükse o ülkenin ekonomisi bakımından da bir zafiyet. Yani yüksek vasıflı işgücü elde etmek, bütün ülkeler için önemlidir. Bakın elbiselerimizi meslek erbabı dikiyor, ekmeği onlar pişiriyor, evleri onlar inşa ediyor, yolları onlar yapıyor, arabaları onlar yapıyor, yani bu iş gücü kaliteli olursa, dünyadaki diğer ülkelerle rekabet edebilir hale geliriz. Rekabet çok önemli, rekabetle birçok şey ortaya çıkıyor. Bu bakımdan nitelikli insan gücü yetiştirmek, bir ülkenin rekabet gücü açısından son derece önemlidir. Hem ülkenin ekonomisi bakımından, hem de sosyal sorunların minimize, azaltılması bakımından mesleki eğitim son derece önemlidir” şeklinde konuştu.

    Günümüzde mesleki eğitimin Türkiye’de önemli gelişme kaydettiğini söyleyen İstanbul Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı Serkan Gür, “Burada Türkiye’deki mesleki ve teknik eğitimi konuşmak için toplanmış bulunuyoruz. Peşinen söylemiş olalım ki, plato meslek yüksekokulu, Türkiye’nin mesleki eğitim ve teknik eğitime temas etmiş olması, özellikle İstanbul Eğitim Müdürlüğünü çok mutlu etmiştir. Çünkü mesleki ve teknik eğitimin gelişimine baktığımızda, son 20 yıllık gelişimine baktığımızda, çeşitli yanlış kararlardan dolayı bir takım sıkıntılar içine girmiş. Ama son dönemde yükselişe geçmiş, şahsi tabirimle, laik olduğu yere oturma noktasında hızlı hareket etmiştir. Yine mesleki ve teknik eğitim ile ilgili olarak, 64’üncü hükümetin eylem planlarını incelediğimizde, mesleki ve teknik eğitimlerle ilgili yapılacaklar çok ön plana çıkmaktadır. Keza bu paralelde hükümetimizin almış olduğu bu eylem planları doğrultusunda, mesleki ve teknik eğitim müdürlüğümüzün hem de bakanlığımızın, mesleki ve teknik eğitimle ilgili çalışmaları hız kazanmıştır. Bu da en çok göze çarpanlardan birisi yine 64’üncü hükümet programlarında temas edilen ve noktası verilen 134’üncü madde. 134’üncü madde temas edilirken mesleki ve teknik eğitimin tesis edilirken, sektörle işbirliğine temas ediliyor” diye konuştu.

    Müdür Yardımcısı Gür, “Bizler İstanbul il milli eğitim müdürlüğü olarak, bir proje hazırladık. O projenin ismi ‘okul sanayi işbirliği, İstanbul modeli’ projesi. Bu proje kapsamında İstanbul sanayi odası ile ÇSGK bakanlığı İstanbul’daki temsilcisi İŞKUR ile bir protokol imzaladık. Buradaki temel hedefimiz şu, mesleki ve teknik eğitimin tanımı, iş piyasası duyduğu insan gücünün potansiyelini oluşturmak. Okul sanayi işbirliği İstanbul modeli projesiyle ilgili alanlarda, duayen olmuş, rüştünü ispatlamış, sektöre giderek sizin istediğiniz öğrenci profilini, gelin birlikte hazırlayalım teklif çağrısını sunuyoruz. İlgili alanlarla, ilgili sektörlerle eşleştirerek, okul içerisinde kendi istedikleri insan gücünü yetiştirmelerini imkânı tanıyoruz. Milli eğitim bakanlığımız da sağ olsun bu projeyi çok destekledi ve 81 vilayete yaygınlaştırmaya karar verdi. 81 ilde okul sektör, işbirliklerinin, okul sanayi İstanbul modelinin artırılması çerçevesinde kurulmasını karar verdi. Bu çok sevindirici bir şey” dedi.

    “İSTANBUL’DA MESLEKİ EĞİTİM YÜZDE 50’LERDE”

    Amaçlarının öğrencilerin nitelikli insan gücüne sahip insanlar olmaları olduğunu ifade eden Gür, “Yine plato Meslek Yüksekokulu ile de aynı kapsamda ‘okul, sanayi işbirliği, İstanbul modeli’ protokolü imzaladık. Bunun temel hedefi, okul sanayi işbirliği İstanbul modeli mesleki ve teknik eğitimi ortaokuldaki çocukları yetiştirirken, yetiştiren tarafında da üniversitelerimizin olmasını ön gördük. Mesleki ve teknik eğitim alan çocuklarımız, üniversitede akademik olarak desteklenip, sanayicinin, iş dünyasının istediği nitelikli insan gücüne dönüşüyorlar. Bu anlamda son dönemde mesleki ve teknik eğitimle ilgili çalışmalar artmakta, artması da gerekiyor. Çünkü dünyaya ve özellikle Avrupa’ya baktığımızda, mesleki ve teknik eğitimin orta öğretimdeki nitelikli payı son derece yüksektir. Bizlerde bu pay yaklaşık yüzde 45’lerdeyken, Avrupa genelinde ve dünya geneline baktığımızda yüzde 70’lerde olduğu karşımıza çıkıyor. Biz de İstanbul’da mesleki ve teknik eğitim payı yüzde 50 düzeylerinde. Ama bakanlık olarak da ülkedeki mesleki ve teknik eğitimin payını ve sanayinin istediği nitelikli insan gücünü, sanayiye kazandırmayı hedeflemekteyiz. Tabi bu sanayinin gelişimine, ekonominin gelişimine, ülkenin kalkınmasına çok katkısı olacak. Bu nedenle gençlerimizin mesleki ve teknik eğitimi tercih etmeleri, çok yönlü eğitim almaları açısından da çok önemlidir” dedi.