Etiket: İşleri

  • Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez:

    Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Cizre’de, Sur’da ve Nusaybin’de yaklaşık bir buçuk ay bazı camilerimiz sabah namazında açılamadı, ezanlar okunamadı. Bütün bunları geride bıraktık. Hiç kimse ezan okumasa bile ben o bölgelere giderek minarelere çıkarak ezanı okurum” dedi.

    Türkiye Diyanet Vakfı Kastamonu Şubesi’nin açılışı dolayısıyla Kastamonu’ya gelen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, terör saldırıları nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı bölgelerinde ezan okunamamasının ve camilerin saldırılar nedeniyle zarar görmesinin kendilerini üzdüğünü kaydetti.

    Ezanın, istiklalin ve bağımsızlığın simgesi olduğunu söyleyen Görmez, “Yeryüzünde ezanı İstiklal Marşı’na yüklemiş bir milletiz. Merhum Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nın bir beytinde; ‘bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli’ diyor. Dolayısıyla bu topraklarda, hiçbir karış toprağı hiçbir zaman he hiçbir saniye ezansız kalmayacaktır inşallah. Ülkemizde yaşanan son hadiselerde pek çok camimiz zarar gördü, pek çok camimizde ibadet güvenliği tehlikeye girdi. Ancak bütün bunlar geçicidir. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her şart altında ülkemizin her tarafında ezanı bir saniye bile ertelememiz mümkün değildir. Bunlar gelip geçici şeylerdir ve inşallah bu tür hadiseler topraklarımızda yer bulmayacaktır. Zaten o bölgeler Anadolu’da ezanın ilk okunduğu bölgelerdir. O bölgede yaşayan vatandaşlarımız bir saniye olsun ezansız, ibadetsiz ve camisiz yapamazlar. Cizre’de, Sur’da ve Nusaybin’de yaklaşık bir buçuk ay bazı camilerimiz sabah namazında açılamadı, ezanlar okunamadı. Bütün bunları geride bıraktık. Hiç kimse ezan okumasa bile ben o bölgelere giderek minarelere çıkarak ezanı okurum” dedi.

    ŞEYH ŞABAN-I VELİ HAZRETLERİNİN TÜRBESİNİ ZİYARET ETTİ

    Görmez, Kastamonu’da saban namazını Şeyh Şaban-ı Veli Camii’nde kıldı. Namazdan sonra Kur’an-ı Kerim okundu ve dualar edildi. Ardından namaz çıkışı cemaate simit ve çorba ikram edildi. Namaz sonrası Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri’nin türbesini de ziyaret eden Görmez burada dua etti. Daha sonra Kastamonu’da görev yapan imam hatiplerle bir araya gelen Görmez, ardından Türkiye Diyanet Vakfı Kastamonu Şubesi’nin açılışını katıldı. Topçuoğlu Camii’nin yanında açılan Türkiye Diyanet Vakfı Kastamonu Şubesi’nin açılışına gelen davetlilerle bir süre sohbet eden Görmez, ardından vakfın açılışını yaptı. Türkiye Diyanet Vakfı’nın tüm dünyada insanların yardımına koşan ve ihtiyaçlarını gideren bir vakıf haline geldiğini belirten Görmez, vakfın tüm illerde şube haline gelmesi için çalışma başlattıklarını kaydetti. Konuşmasının ardından açılış kurdelesini kesen Görmez, vakıf binasını gezdi. Ardından Görmez, Ankara’ya gitmek üzere şehirden ayrıldı.

  • Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Antalya’da Sempozyuma Katılacak

    Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İl Müftülüğü ve Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 8. Diyanet İşleri Reisi İbrahim Bedrettin Elmalı Sempozyumu’na katılacak.

    Akdeniz Üniversitesi yerleşkesi Atatürk Konferans Salonu’nda 6 Kasım 2015 günü saat 10:00’da başlayacak sempozyumda, Bedrettin Elmalı’nın hayatı, ilmi kişiliği, Diyanet İşleri Başkanlığı ve iki dönem milletvekili olarak katıldığı siyasetteki çalışmaları ele alınacak.

    AÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ahmet Ögke, Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Bedrettin Elmalı’nın hiç tanınmadığını belirterek, “Şunu iyi biliyoruz ki şehirler, yetiştirdikleri ve bağırlarına gömdükleri, ama zihin ve gönül dünyalarında hep yaşattıkları büyükleriyle bir ruh ve anlam kazanırlar. AÜ. İlahiyat Fakültesi Dekanlığı olarak Antalya İl Müftülüğü ile birlikte düzenlediğimiz 8. Diyanet İşleri Reisi İbrahim Bedrettin Elmalı Sempozyumu ile, üniversitemizin ve fakültemizin üzerinde kurulduğu bu toprakların yetiştirdiği büyük değerlerimizden biri olan Bedrettin Elmalı’nın din ve diyanet için, vatan ve millet için adadığı ömrü boyunca sürdürdüğü bereketli çalışmalarını ve verimli faaliyetlerini günümüz insanının ve ilim dünyasının dikkatlerine sunmayı amaçlamaktayız. Bir süre başkanlığını yaptığı kurumun himayesinde çıkarılan Diyanet İslam Ansiklopedisi’nde, muhtemelen sehven unutularak, adına bir madde bile yazılamayan Bedrettin Elmalı’yı bu vesile ile yad etmeyi bir vefa borcu olarak telakki ediyoruz” diye konuştu.

    Prof. Dr. Ahmet Ögke sempozyuma, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de katılacağını sözlerine ekledi.

  • Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez;

    Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kur’an-ı Kerim’in eşkıyalık yapılsın diye indirilmediğini belirterek, Türk milletinin desteğiyle tüm dünyada Kur’ansız ev kalmayacağını söyledi.

    Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı’nın Kastamonu İl Müftülüğünün öncülüğünde düzenlediği Tecvit Çalıştayına katılmak üzere Kastamonu’ya geldi. İlk olarak Kastamonu’da İl Müftülüğünü ziyaret eden Görmez, burada İl Müftüsü Osman Aydın’dan yapılan çalışmalar hakkında detaylı bilgiler aldı. Daha sonra Aydın, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’e yeni restore ve tefrişatı yapılan Müftülük binasını gezdirdi.

    Ardından Görmez, Kastamonu Valisi Şehmus Günaydın’ı makamında ziyaret etti. Vali Günaydın ile bir süre görüşen Görmez, daha sonra Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ı ziyaret etti. Başkan Babaş, şehirde yürüttükleri çalışmalar hakkında Görmez’e bilgiler verdi.

    Ziyaretlerin ardından Görmez, Belediye Nikah ve Konferans Salonunda düzenlenen Tecvit Çalıştayına katıldı. Burada konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kur’an-ı Kerim’in öneminden bahsederek, “Yüce rabbisin bütün insanlığın ufuk sıçramasını gerçekleştiren, insanlığın kararmış ufkunu aydınlatan bir kitap gönderdi bizlere. Bizlerde bu kitap müminleriyiz. Kur’an-ı Kerim, bütün insanlığa gönderildi. Biz, bu kitaba kerim kitap diyoruz. Çünkü insanı onurlandıran bir kitaptır. Yüce rabbim, biz size bir kitap gönderdik. O kitap sizin şerefinizdir, ondan sizin onurunuz var, onda sizin kişiliğiniz var’ diyor. Çünkü o kitap bize, şekavet vermek üzere gelmedi. Bu kitap, Müslümanlar eşkıyalık yapsın diye gelen bir kitap değildir. Biz, millet olarak bu toprakları vatan olarak kıldığımız andan itibaren bu kitapla yüceleceğimizi gördük” ifadelerini kullandı.

    İstanbul’da düzenlenen yarışmaya gelen ülkelerin temsilcilerinin kendisini ziyaret ettiğini anlatan Görmez, “Bir ülkenin liderinin ‘biz, ülkemizde 300-500 kişi olmamıza rağmen okuyacak Kur’an-ı Kerim bulamıyoruz. Bu yüzden internetten indirip okuyoruz’ dedi. Bu cümle bana azap oldu. Çocuklarımıza da bu yolla Kur’an öğretiyoruz. Bütün dünyanın bu kerim kitaba ihtiyacı var. Ama bugün, bu kerim kitabın ustaları kerim kitaptan o kadar uzlaştılar ki, bizzat kerim kitabın gittiği yolun önünde engel olmaya başladık biz Müslümanlar. O yüzden Kur’an-ı Kerim üzerinde yeniden durmamız gerekiyor” dedi.

    Dünyanın birçok fakir ülkesinde Kur’an-ı Kerim bulunmadığını söyleyen Görmez, bazı ülkelerde hafızlık yapmak isteyenlerin tahta parçalarına beyaz taşlarla ayetleri yazdığını belirterek, şunları kaydetti: “Hafızlar ezberliyorlar sonra su ile yıkıyorlar, ikinci ayeti yazıyorlar. Bu şekilde hafızlığa çalışan Afrika’da binlerce, yüz binlerce çocuk var. Mushaf yok, Kuran yok ellerinde. Böyle bir dünyada, matbaada bir düğmeyle yüz binlerce Kur’an’ın basılabildiği bir dünyada bundan mahrum olan insanlar var. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak diyoruz ki, ‘Dünyada elinde ve evinde Kur’an’ı olmayan hiçbir Müslüman kalmasın. Herkese biz ulaştıralım”

    Bunu da devlet imkanlarıyla değil, hayırseverlerin katkılarıyla ulaştırmak istediklerini anlatan Görmez, “Bir gece Belarus’un İvya köyünde kaldım. Sabahleyin kalktığımda evin önünde bir kuyruk gördüm. Hocaya kuyruğun ne olduğunu sorduğumda dedi ki, ‘Hocam, köylülerimiz sizin bana bir Kur’an getirdiğinizi duymuşlar. İman ettikleri kitabı hayatlarında bir defa görmek, öpmek ve baş uçlarına koymak için evimin önünde kuyruk oluşturdular’ Onun için bu konuya millet olarak öncülük yapmalıyız” dedi.

    Sudan’ı ziyaret ettiğinde fakir çocuklara Kur’an-ı Kerim’i götürmek için orada özel bir matbaa kurulduğunu gördüğünü aktaran Görmez, fakat matbaanın çok yetersiz olduğunu belirtti.

    Görmez, şöyle devam etti: “Bir sene içerisinde basacakları, bir ülkeden bir şehre yetmezdi. Dün Ankara Sincan’da devasa bir matbaa Diyanet İşleri Başkanlığına geçti. Diyanet bu matbaada 24 saat sadece Kur’an-ı Kerim basacak ve basılan bu Kur’an-ı dünyanın her tarafına ulaştıracak inşallah. Dünyada hiçbir lisan Kur’an’sız kalmasın. Dolayısıyla bir tercüme bürosu oluşturduk, tercümeyle ilgili müstakil bir daire başkanlığımız var. Allah’a hamdolsun son 2 sene içerisinde 16 dile Kur’an-ı Kerim’i çevirdik. Fakat dünyada 16 dil yok, dünyada çok dil var. Bütün dillere Kur’an-ı Kerim tercüme edilecek. Hem mushaf olarak Kur’an-ı Kerim dünyaya ulaşacak hem de tercümeleri, sonra ikinci adımda da tefsirleri dünyaya ulaşacak. Ben bu müjdeleri vererek toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum”

    Türkiye’de 120 bin hafızın bulunduğunu ve 750’de Kur’an’ın olduğunu söyleyen Görmez, “Bu rakamın bazı ülkelerle kıyaslandığında az, bazı ülkelerle mukayese edildiğinde de fazla. Ama 78 milyon Müslüman bir ülke için 120 bin hafız bence çok az. Ayrıca hafızların aldıkları belgenin hakkını vermeleri için her 5 yılda bir sınavdan geçirilmesi için çalışıyoruz. Yani aldıkları hafızlık belgesi, 5 yıl sonra geçersiz sayılacak. Yenilemek için bilgisini tazeleyip yeniden bir sınava tabi tutulacak. Böylelikle hafızlığında bir anlam kazandırmış olacağız” şeklinde konuştu.

    Görmez, Kur’an-ı Kerim’in farklı kıraatleri bulunduğunu, kıraatte, hatta ve takvimde birlik oluşturmak için çalışmalar sürdürdüklerini ifade etti.

    Vali Şehmus Günaydın ise, Evliyalar Şehri Kastamonu’da bu denli manevi değeri yüksek bir çalıştayın düzenlenmesinden dolayı büyük mutluluk duyduğunu ve bu konuda emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ettiğini söyledi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman Şahin ise, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kur’an ve Kıraat yarışmaları düzenlediklerini ifade ederek, “Bu yıl İstanbul’da 53 ülkeden 98 yarışmacının katılımıyla Uluslar arası Hafızlık ve Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması düzenledik. Bu yarışmayı inşallah her iki yılda bir düzenleyeceğiz” diye konuştu.

    Uluslararası yarışmaların dışında herkesin anlayabileceği bir tecvit kitabının yazılması ve bunun hazırlanması için çalıştıklarını belirten Şahin, Tecvit Çalıştayı kapsamında programa katılan hocaların, Cuma Namazında da cemaatle bir araya geleceğini söyledi.

    Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise, Kastamonu’nun birçok beyliklere ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir şehir olduğunu belirterek, “Bizde, bu tarihimizi ve kültürümüzü yaşatmak adına belediye olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu doğrultuda her ortamda ve her platformda çalışmalarını aralıksız sürdürüyoruz. Evliyalar Şehri, Şehitler Diyarı Kastamonu’muzda bu değerleri bulundurmamızın ve yaşatmamızın gururunu fazlasıyla yaşıyoruz. Bu çalıştayda bizim çalışmalarımıza bundan sonra şevk olacaktır” dedi.

    Kastamonu İl Müftüsü Osman Aydın da, Tecvit Çalıştayı’nın Kastamonu’da düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ettiğini ve çalıştayın Kastamonu’da üç gün süreceğini belirtti.

    Programın sonunda Kastamonu Valisi Şehmus Günaydın, ziyaretinin anısına Görmez’e tablo hediye etti. Programa, AK Parti Kastamonu Milletvekilleri Hakkı Köylü, Metin Çelik ve Murat Demir ile akademisyenler, kamu kurumlarının, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve Türkiye’nin çeşitli illerindeki müftülüklerin çalışanları ile çok sayıda vatandaş katıldı.

  • Orman Ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu:

    Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, dünyada her yıl yaklaşık 24 milyar ton toprağın erozyonla kaybedildiğini belirterek, “Ülkemizde erozyonla taşınan toprak miktarını 500 milyon tondan 168 milyon tona indirdik” dedi.

    Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, dünyada her yıl 24 milyar ton toprağın erozyonla kaybedildiğini belirterek, “Bakanlık olarak yürüttüğümüz Erozyonla Mücadele Eylem Planı ile toprak kayıplarını azaltarak ekolojik dengeyi yeniden sağlamayı, erozyonun sosyoekonomik etkilerini en aza indirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda ülkemizde erozyonla taşınan toprak miktarını 500 milyon tondan 168 milyon tona indirdik” diye konuştu.

    DÜNYANIN TOPRAK KAYBI DAKİKADA 45 BİN TON

    Dünyadaki toprak kaybı dakikada 45 bin tonu bulurken, Türkiye’de her yıl yaklaşık 168 milyon ton verimli üst toprak erozyonla denizlere ve göllere taşınıyor. Günümüzde ülkelerin çoğunluğunun erozyon tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Eroğlu, şunları kaydetti:

    “Yapılan araştırmalara göre dünyada her yıl yaklaşık 24 milyar ton toprak erozyonla kaybediliyor. 1970’li yıllarda Türkiye’de erozyonla taşınan toprak miktarı yılda 500 milyon ton iken gerçekleştirdiğimiz erozyon kontrolü ve ağaçlandırma çalışmaları sonucu 168 milyon tona indi. Biz bu rakamı 2023 yılında 130 milyon tona indirmeyi hedefliyoruz.”

    “EROZYONLA MÜCADELE EYLEM PLANIYLA TOPRAK KAYIPLARINI EN AZA İNDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”

    Orman ve Su İşleri Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili kurum ve kuruluşlarla hazırlanan Erozyonla Mücadele Eylem Planının önceki yıl uygulamaya geçirildiğini bildiren Eroğlu, “Eylem planını 2017 yılına kadar sürdüreceğiz. Plan kapsamında erozyon riskinin yüksek olduğu alanlar öncelikli olmak üzere ülke genelinde erozyonla mücadele etmek ve erozyonla kaybolan toprak miktarını asgari seviyeye indirmeyi, nehir havzalarında yapılacak erozyon kontrolü çalışmaları ile sel riskini azaltmayı gaye edindik. Alınacak erozyon kontrolü tedbirleri ile de baraj ve göletlerin ömrünü uzatmayı, içme suyu temin edilen havzalarda suyun kalite ve miktarını artırmayı hedefliyoruz” dedi.

    Yapılacak erozyon kontrolü çalışmalarıyla topraktaki organik madde miktarını koruyarak toprak verimliliğini artırmayı planladıklarını dile getiren Veysel Eroğlu şunları kaydetti:

    “Küresel ısınma, iklim değişikliği ve çölleşmenin ülkemiz üzerindeki menfi tesirlerini azaltmayı hedefliyoruz. Ar-Ge nitelikli çalışmalar ile erozyonla mücadelede yeni teknik geliştirerek, erozyon izleme sistemi oluşturmayı, kurumsal kapasiteyi, kurumlar arası işbirliğini geliştirerek ülke kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmayı planladık. Eğitim, tanıtım ve bilinçlendirme faaliyetleriyle de halkımızın tabii kaynakları koruma ve erozyonla mücadeleye katılımını sağlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

    “ÜLKELER EROZYON TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA”

    Erozyonun toprağın çeşitli etkenlerle aşınıp, taşınıp, birikmesi olduğunu belirten Eroğlu, “Dünyada erozyon sebebiyle 110 ülke çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan hesaplamalarla, dünyada çölleşme ve erozyonun önüne geçebilmek için yılda 42 milyar dolar harcanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Bakan Eroğlu, özellikle Türkiye’deki tahribatı büyük boyutlara ulaşan su erozyonunun, erozyon çeşitleri içerisinde en önemlisi olduğunu ve su erozyonundan sonra diğer erozyon çeşitlerinin rüzgar, çığ, heyelanlar, dalga ve buzul olarak sıralanabilineceğini ifade etti.

  • Fen İşleri Kırsalda Da Çalışıyor

    Tepebaşı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, kırsaldaki çalışmalarını sürdürüyor.

    Bölgenin fiziki şartlarını iyileştirmek amacıyla çalışan Tepebaşı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, Satılmışoğlu Mahallesi’nde asfalt çalışmalarına devam ediyor. 1092. Sokak’ta asfalt öncesi işlemler başladı. Yol düzenlemesinin ardından asfalt dökümüne başlanacak.

    Tepebaşı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerinin mevsim şartları elverdiğince üstyapı çalışmalarına da devam edeceği bildirildi.