Etiket: İşleri

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Hacıbayram Camii’nde dua programına katıldı

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Hacıbayram Camii’nde dua programına katıldı

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, salgın hastalıkta ve doğal afetlerde hayatını kaybedenler ile tedavileri devam eden vatandaşlar için dua etti.

    Diyanet İşleri Başkanlığı, salgın hastalıkta ve doğal afetlerde hayatını kaybedenler ile tedavileri devam eden vatandaşlar için yatsı namazı sonrası dua programı düzenledi. Hacıbayram Camii’nde gerçekleştirilen programda, duayı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş etti. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından yaptığı duada şu ifadelere yer verdi:

    “İlahi Ya Rabbi, şüphesiz Sen her şeyi en iyi bilensin. Zor günlerden geçiyoruz. Salgınlarla ve afetlerle mücadele ediyoruz. Gönüllerimizi ve ellerimizi açtık Sana yalvarıyoruz; Rahmetini, bereketini, lütfunu, keremini, inayetini istiyoruz. Lutfeyle Allah’ım. Bütün dünyayı etkileyen salgın hastalıktan, her türlü afetten, depremden, selden, kıtlık ve kuraklıktan cümlemizi muhafaza eyle Ya Rabbi.

    Musibetler karşısında bilincimizi ve direncimizi artır, bizlere sabır ve metanet ihsan eyle Ya Rabbi. İnsanlığın sıhhat ve selameti için çalışan kullarını muvaffak eyle Ya Rabbi. Afetlerde yardıma koşan, bir can kurtarmak için gece-gündüz çalışan kardeşlerimizden razı ol ve onlara yardım eyle Allah’ım. Dualarımıza icabet eden kardeşlerimizden ve bütün ümmet-i Muhammed’den, hasta olanlara acil şifa, derdi olanlara acil deva, borcu, sıkıntısı ve kederi olanlara kolaylıklar ihsan eyle Ya Rabbi.

    İlahi Ya Rabbi, içinden geçtiğimiz şu zor zamanlarda, başta sağlık görevlilerimiz olmak üzere, gece-gündüz demeden bütün imkan ve gayretleriyle insanlığa iyilik yolunda çalışan kullarına yardım eyle, bu süreçte ahirete göç eden tüm kardeşlerimize rahmet eyle Allah’ım. Ey sonsuz güç ve kudret sahibi olan Rabbimiz, şifa veren Şâfî ve koruyup gözeten Hafız ism-i celilin hürmetine, Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim hürmetine, Âlemlere Rahmet olarak gönderdiğin Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s) hürmetine, görünür görünmez kaza, bela, felaket ve musibetlerden bizleri muhafaza eyle Allah’ım.

    Bütün dünyayı etkileyen salgın hastalıktan, her türlü virüsten bizleri, aziz milletimizi, ümmet-i Muhammedi ve bütün insanlığı muhafaza eyle Allah’ım.

    Ya Rab, yakalandığı hastalıklara karşı sabrı kuşanıp dua ve niyazda bulunarak şifaya kavuşan Hazreti Eyyûb aleyhisselamın duasıyla Sana yalvarıyoruz. Dünyayı kuşatan bu salgın hastalığa karşı bize merhametini ve şifanı lutfeyle Allah’ım.

    Mazlumların umudu, gariplerin duası, kimsesizlerin kimsesi, mağdurların sığınağı olan cennet vatanımızı ve aziz milletimizi her türlü tehlikeden muhafaza eyle Allah’ım. Bizlere Kur’an ve sünnet yolunda birlik, dirlik ve beraberlik nasip eyle. Birbirimize düşmekten, güç ve kuvvetimizi kaybetmekten bizleri muhafaza eyle Allah’ım.

    Ya Rab, İslam ümmetine, kendi üzerinde planlanan ihanetleri görecek basiret, fitneleri fark edecek feraset, düşmanla mücadele edecek cesaret nasip eyle Allah’ım. Devletimizin bekası, milletimizin huzuru ve bütün insanlığın iyiliği için çalışan devlet adamlarımıza yardım eyle Ya Rabbi.

    İlâhi Ya Rabbi, dünya imtihanımızı kolaylaştır, musibetler karşısında bilincimizi ve direncimizi artır, bizlere sabır ve metanet ihsan eyle Allah’ım.

    Kaffe-i ehl-i îman ve ehl-i İslam ervahı içün, ümmet-i Muhammed’in sıhhat ve selameti içün, hayırların fethi, şerlerin defi içün, insanlığın hayrına hizmet sunan tüm kardeşlerimizin güç ve kuvvet bulması içün, hastalarımıza şifa, her derdimize deva olması içün, yaşadığımız büyük salgından ve her türlü afetten tez zamanda kurtulmamız içün, susuzluktan, kuraklıktan kurtulmak, bereket getiren yağmurlara kavuşmak içün, bilhâssa Allah rızası içün el-Fatiha.”

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah ile görüştü

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah ile görüştü

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Dr. Abdullah Abdullah’ı kabul etti.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Dr. Abdullah Abdullah ve beraberindeki heyet ile makamında bir araya geldi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah’a ve heyete ziyaretleri için teşekkür etti.

    İki ülke arasındaki ilişkilere değinen Erbaş, Türkiye ile Afganistan arasında din eğitimi, din hizmetleri alanındaki işbirliğinin önemini vurgulayarak, her alanda işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. Afganistan barış sürecine değinen Başkan Erbaş, İslam dininin barış dini olduğunun altını çizerek, “Biz sadece yaşadığımız yerlerde değil, tüm İslam aleminde ve tüm insanlığın barış içerisinde yaşamasını arzu ediyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Medeniyetimizde, milyonlarca insan asırlarca barış içerisinde yaşadı”

    İslam’ın, yeryüzünden kötülükleri ortadan kaldırmak ve insanları huzur içerisinde yaşatmak için gönderilen bir din olduğu belirten Başkan Erbaş, şunları söyledi:

    “Medeniyetimizde farklı inançlardan, farklı mezheplerden, farklı ırklardan milyonlarca insan asırlarca barış içerisinde yaşamıştır. Bizim medeniyetimiz böyle bir medeniyettir. Bunun en büyük örneğini Medine İslam Devleti’nde İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimiz Medine Sözleşmesi ile göstermiş, yerine getirmiş ve bütün insanlığa miras bırakmıştır.”

    İslam dininin denge dini olduğunu ve yeryüzünde insanlar arasında adaleti, ihsanı, infakı gerçekleştirmek için gönderildiğini kaydeden Erbaş, “Adaletin olduğu yerde barış olur, adaletin olmadığı yerde zulüm olur. İnşallah bütün Müslümanlar olarak bunun için gayret ederiz, çalışırız. Bu çalışmamızdan sadece Müslümanlar değil gayrimüslimler de yararlanırlar” şeklinde konuştu.

    “Türk halkına gösterdikleri kardeşlik için her daim minnettarız”

    Başkan Erbaş’a kabulünden dolayı teşekkür eden Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Dr. Abdullah Abdullah ise, “Türk halkına özellikle tarihin her aşamasında bizlere verdikleri destek ve gösterdikleri kardeşlik için her daim minnettarız. Afganistan tarihi boyunca pek çok sorun yaşadı, pek çok acı yaşadı, zor zamanlardan geçti ama sizin insanınız her daim bizim yanımızdaydı” dedi.

    Afganistan barış sürecindeki gelişmelerle ilgili konuşan Abdullah, barışın sağlanmasında din adamlarının ve dini kurumların önemli olduğunu düşündüğünü belirtti.

    Diyanet İşleri Başkanlığının çalışmalarının önemini vurgulayan Abdullah, “Kurumunuzun, tüm Müslümanlar için bir şans olduğunu düşünüyorum” ifadesini kullandı.

    Kabulde, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun ile Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay da hazır bulundu.

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Bulgaristan Başmüftüsü’nü kabul etti

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Bulgaristan Başmüftüsü’nü kabul etti

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Bulgaristan Başmüftüsü Dr. Mustafa Hacı Aliş’i kabul etti.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Dr. Mustafa Hacı Aliş’i ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Bulgaristan Başmüftüsü Dr. Mustafa Hacı Aliş’e ve heyete ziyaretleri için teşekkür etti. Erbaş, Bulgaristan’da yaşayan Müslümanların sahih dini bilgiyle buluşması noktasında Bulgaristan Başmüftülüğüne önemli görevler düştüğünü dile getirdi. Korona virüs tedbirleri kapsamında çalışmalara devam ettiklerini kaydeden Erbaş, “Duamız, bir an önce bu salgının bütün insanlığın üzerinden uzaklaşması ve tekrar eski çalışmalarımızı yoğun bir şekilde devam ettirmektir. Milletimiz, ülkemiz için bu dönemde devletimize yardımcı olmak noktasında 150 bine yakın hocamızla gayret ediyoruz. Her vesileyle vaazlarımızda, hutbelerimizde, irşat faaliyetlerimizde, konuşmalarımızda, konferanslarımızda, sempozyumlarımızda farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

    Bulgaristan’ın, Balkanlardaki en büyük Türk ve Müslüman nüfusun yaşadığı yer olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Bulgaristan Türkleri ve Müslüman toplum bizler için gerçekten çok kıymetli, çok önemli. Bulgaristan’daki bütün kardeşlerime selamlarımı ulaştırmanızı özellikle istirham ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Barış dini olan İslam, terörizm ve aşırıcılık ile bir tutulmaya çalışılıyor”

    Avrupa’da özellikle son dönemde yaşanan İslamofobik olaylara dikkati çeken Erbaş, şunları söyledi:

    “Zor zamanlardan geçiyoruz. Özellikle Avrupa’da en kutsal değerlerimize, Peygamber Efendimize dil uzatmalar, yakışıksız karikatürlerle Müslümanları sürekli bir şekilde rencide edici bir takım davranışlar içerisine giriyorlar. Barış dini olan İslam, zaman zaman terörizm ve aşırıcılık ile bir tutulmaya çalışılıyor. İslam dünyası bu saldırılar karşısında maalesef birlik ve beraberlik gösteremiyor. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa ve Kudüs konusunda yaşanan ibretlik gelişmeleri hep beraber görüyoruz.”

    Erbaş, yanlış din algısını ortadan kaldırmak için dini liderlere büyük sorumluluklar düştüğünü belirterek, “Yanlış din algılarının İslam’ın en temel değerlerini kötüye kullanarak sapkın ideolojiler meydana getirdiğine ve bunların terör örgütlerince kullanıldığına şahit oluyoruz. İşte FETÖ, DEAŞ, El Kaide, Boko Haram, en önemli örnekler buna” değerlendirmesinde bulundu.

    Balkanların, terör örgütlerinin hedef ve ilgi alanı olduğunu ve Viyana saldırısında da bu durumu gördüklerini ifade eden Başkan Erbaş, dünyanın neresinde olursa olsun, gerçek İslam anlayışıyla uyumlu olmayan bu akımların zararlı olduğunu her vesileyle dile getirmek gerektiğini belirtti.

    Bulgaristan Başmüftüsü Dr. Mustafa Hacı Aliş ise, Başkan Erbaş’a kabulünden dolayı teşekkür etti. Başmüftü, her konuda olduğu gibi koronavirüs ile mücadele sürecinde de Türkiye’yi örnek aldıklarını ifade etti.

    Kabulde, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Osman Tıraşçı ile Dr. Selim Argun, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay da hazır bulundu.

  • Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. Haçkalı seçildi

    Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. Haçkalı seçildi

    Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı seçildi.

    Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yeni üyeleri, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda düzenlenen törenle görevlerine başladı. Görev süresi bugün dolan Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinin yerine 15 Haziran’da Aday Tespit Kurulu’nun seçtiği 24 aday üye içerisinden belirlenen 12 asil üye ile ilahiyat fakültelerinden belirlenen 4 akademisyen, 5 yıl süreyle Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi olarak görevlendirildi. Kurul üyeleri arasında yapılan seçimle başkanlığa Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı seçildi. Başkan vekilliğine ise Dr. Mustafa Bülent Dadaş getirildi.

    Törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini konulardaki en yüksek karar ve danışma organı olduğunu ifade ederek, Kurul’un dini konularda karar ve fetva vermekten toplumun ve çağın tüm meselelerini İslami açıdan ele alıp görüş belirtmeye, Kur’an meallerini incelemekten her türlü dini nitelikli çalışmayı takip etmeye, Başkanlık özelinde yayınlardan din hizmetlerine, eğitimlerden materyal geliştirmeye varıncaya kadar tüm faaliyetlere rehberlik etmeye, Türkiye’deki dini meseleleri araştırmaktan dünyanın her yerindeki dini konuları gündemine almaya kadar çok geniş ve önemli bir alanda yetki ve sorumluluklarının olduğunu söyledi. Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun geçmişten günümüze dini hayatta milletin en güvenilir dayanağı olduğuna vurgu yaparak, “En zor zamanlarda dahi İslam’ın hakikatlerinden taviz vermemiştir. Aldığı kararlar, yayınladığı eserler, verdiği fetvalar, gerçekleştirdiği din şûraları, istişare toplantıları, çalıştaylar, kongreler, konferanslar ve daha pek çok çalışmalar ile büyük hizmetler yapmıştır ve yapmaya devam edecektir” dedi.

    “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun işi zor, yükü ağır ve sorumluluğu büyüktür”

    Ulaşım, iletişim ve etkileşim araçlarının hızla gelişmesiyle birlikte bireysel ve toplumsal ilgi ve algılar sürekli değiştiğinden yapılan çalışmaların yeterli olmadığı değerlendirmesinde bulunan Erbaş, şöyle devam etti:

    “Üretimden tüketime, gıdadan sağlığa, ekonomiden ticarete, eğitimden teknolojiye kadar birçok alanda her gün yeni meseleler gündeme gelmektedir. Dolayısıyla bugün Din İşleri Yüksek Kurulumuzun işi daha zor, yükü daha ağır ve sorumluluğu daha büyüktür. Çünkü Din İşleri Yüksek Kurulumuz, ülkemizde ve bölgemizdeki dini meseleleri kapsamlı çalışmalarla tüm boyutlarıyla ele alıp zamanın ve olayların gerisinde kalmadan milletimize rehberlik etmek durumundadır. İnançla ilgili hususlardan gündelik hayata kadar milletimizin, özellikle gençliğimizin gündemini takip ederek onlara doğru bilgi, uygun yöntem, anlaşılır bir dil ile yol göstermek durumundayız.”

    “İslam coğrafyasının temel meseleleri ile ilgili çözüm üretmek durumundayız”

    Erbaş, Kurul’un gündemini ve planlarını sadece Türkiye ile de sınırlayamayacağını belirterek, “Dünyadaki tüm Müslüman ülke ve topluluklara da rehberlik etmek, İslam coğrafyasının temel meseleleri ile ilgili çözüm üretmek durumundayız” ifadelerini kullandı.

    Yaşanan küresel krizlerin günümüz insanının küresel boyutta derin bir anlam krizi yaşadığını gösterdiğine dikkati çeken Erbaş, “Modern dönem boyunca insanı, eşyayı, evreni tanımlarken kullanılan argümanlar, referanslar, metodoloji ve yaklaşım biçimi insanlığı derin bir anlam krizine mahkûm etmiştir” diye konuştu.

    “Dini değerleri istismar eden terör örgütleri, hayatı kan ve gözyaşına boğmaktadır”

    Erbaş, yaşanan bu anlam krizlerinin değerler dünyasını alt üst ettiğini ve korkunç bir ahlak krizinin hayatı kuşattığını dile getirerek, şunları söyledi:

    “İşte doğudan batıya, kuzeyden güneye her gün yeni bir felaket senaryosuyla insanlığın gelecek umudunu paramparça eden tüm krizlerin temelinde söz konusu anlam ve ahlak krizi vardır. İslam coğrafyasına baktığımızda gördüğümüz manzara daha da içler açısıdır. İslam medeniyetinin kadim şehirlerinden, tarihin medeniyet merkezlerinden, Müslüman coğrafyaların başkentlerinden acılar ve feryatlar yükseliyor. Son bir asırdır İslam coğrafyası ile ilgili kurulan neredeyse her cümle, ızdırap ve hüzün dolu kelimelerden oluşmaktadır. Mezhep kavgaları her geçen gün daha keskin hale gelmektedir. Tefrikaya çıkan dehlizler her geçen gün derinleşmektedir. Bütün dini değerleri istismar eden terör örgütleri hayatı kan ve gözyaşına boğmaktadır.”

    “Tahrif edilmiş bir İslam anlayışı çalışmalarının pervasızca üst düzeyden seslendirildiğini görüyoruz”

    Erbaş, Avrupa’da İslam’ı hedef alan söylemlere ve çalışmalara ilişkin de değerlendirmede bulunarak, “Diğer yandan son zamanlarda özellikle Fransa merkezli ’Avrupa İslam’ı adıyla İslam’a ve Müslümanlara yönelik bir operasyon, adeta yeniden dizayn edilmiş, temel ilkeleri ve evrensel hakikatleri tahrif edilmiş bir İslam anlayışı çalışmalarının hızlandığını, hatta pervasızca üst düzeyden seslendirildiğini görüyoruz. Pervasızca ve utanmadan. İslamofobi’nin Batı’da çoktan ırkçılığa ve İslam düşmanlığına dönüştüğünü görüyoruz. Dolayısıyla bugün İslam düşüncesine ve Müslümanlara yönelik bilinçli, planlı küresel müdahalelere karşı tedbirlerimizi almak zorundayız. Ayrıca bir yandan insanlığın küresel arayışlarına ufuk olacak bir mana ve değerler dünyasını yeryüzüne teklif etmek, diğer yandan İslam coğrafyasındaki mezhepçilik, ırkçılık gibi fikrî ve zihnî fay hatlarını bertaraf etmek gibi zor ama yapmaya mecbur olduğumuz sorumluluklar önümüzde durmaktadır” şeklinde konuştu.

    Çağın farkında olmayan, sosyal gerçekliklerden uzak ve kendi eksenine hapsolmuş bir yaklaşımın hayata yön vermesinin imkânsız olduğunun altını çizen Erbaş, “Bunun için de öncelikle İslam’ın ideal ve evrensel ilkelerinin farkında olarak toplumsal değişimin yasalarını doğru okumaya, yaşanan hayatı doğru tahlil ederek bugünü ve yarını doğru inşa edecek bir gaye ve gayretin içinde olmaya mecburuz” ifadelerini kullandı.

    “İslam toplumlarında dini açıdan yaşanan kaos, kriz ve karmaşanın dört temel sebebi var”

    Erbaş, günümüzde özellikle İslam toplumlarında dini açıdan yaşanan kaos, kriz ve karmaşanın dört temel sebebinin olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

    “Birincisi, kültür emperyalizmine maruz kalarak kendi inanç ve medeniyet değerlerine yabancılaşmış, yaralı bir bilinç ve yerini, yönünü bulamayan bulanık bir zihindir. İkincisi, öğrenilmiş cehalettir. Yanlış dini bilgiyle şekillenen bozuk bir din tasavvurudur. Üçüncüsü, cehalet, bilgisizlik ve denetimsizliği fırsata çeviren din istismarcılarıdır. Dördüncüsü ise; son asırlarda din-devlet-toplum arasında yaşanan gerilimlerin neden olduğu kaos ve sözü edilen ihmal ve boşlukları fırsata çeviren FETÖ, DEAŞ ve PKK ve benzeri yapılardır. Önemle ifade etmeliyim ki, bahsettiğim her dört hususta da İslam coğrafyasının doğru bilgiyi üreten, en ideal şekilde sunan ve denetleyen mekanizmalara sahip olmayışının etkisi büyüktür. Dolayısıyla Müslüman toplumlar acilen doğru dini bilgiyi üreten, koruyan ve güvence altına alan sistemler kurmak zorundadır.”

    “Kurul, insanlığın temel meselelerini gündemine almak zorundadır”

    Fetvanın özellikle Müslümanların gündelik hayatı için vazgeçilemez hayati bir öneme sahip olduğunun altını çizen Erbaş, “Ancak, Din İşleri Yüksek Kurulu sadece önüne gelen meselelere fetva vermekle kendini sınırlayamaz. Bireysel boyuttan toplumsal alana, ulusal gündemlerden küresel krizlere kadar insanlığın temel meselelerini gündemine almak zorundadır. Nitekim İslam’ın değerleriyle inşa edilen bir zihin, kalp ve toplumun olmadığı bir vasatta İslam’ın hükümlerinin karşılık bulması ve tüm boyutlarıyla yaşanması da oldukça zordur. Dahası yaşadığımız dünyada itikada ve ahlaka dair sorunlar, önümüze gelen fetvaya dair sorunlardan çok daha büyük ve derindir. Ayrıca fetvayla ilgili bir sorun, sahibini bize yaklaştırırken, itikadî ve ahlakî sorunlar, sahibini çözüm zemininden daha da uzaklaştırabilmektedir” diye konuştu.

    Din İşleri Yüksek Kurulu’nun seçkin ilim adamlarından, çok donanımlı bir uzman kadrosundan oluştuğunu belirten Erbaş, “Ülkemizde ve hatta tüm dünyadaki ilmî birikimi değerlendirebilecek imkâna sahibiz. Bu imkânları gereği gibi değerlendirip değerlendiremediğimizin çok hızlı bir şekilde muhasebesini yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

    Erbaş, yeni oluşturulan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun ülke ve insanlık için hayırlara vesile olması niyazında bulunarak, “Geçmişten günümüze nice değerli hocamız, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Din İşleri Yüksek Kurulumuz bünyesinde milletimize büyük hizmetler etmiştir. Onlardan dâr-ı bekâya irtihal edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara hayırlı ve uzun ömürler diliyorum” diye konuştu.

    Programda söz alan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun eski Başkanı Dr. Ekrem Keleş, yeni oluşturulan kurula başarılar dileyerek, “Cenab-ı Hak, başta ülkemize, milletimize olmak üzere bütün dünyada bizden hizmet bekleyen tüm müminlere hayırlı hizmetler sunmayı nasip eylesin” dedi.

    Keleş, Kurul’un Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ortak aklı ve hafızası olduğunu ifade ederek, “Kurulumuz, Başkanlığımızın faaliyetlerine yön vermiş, ilmi eserleri halkımızla buluşturmuş, İslam’ın ana yolundan asla sapmamış, fetvalarında taviz vermeden vatandaşlarımızı aydınlatmıştır. İnşallah bundan sonra da aynı istikamette aydınlatmaya devam edecektir” dedi.

    Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı ise yaptığı konuşmada, Kurul’un önemine işaret ederek, “Hayatın, şartların, meselelerin ve hadiselerin çok boyutlu olduğu, daha girift bir hale geldiği, uzmanlık alanlarının ayrıştığı ve bilginin neredeyse ihata edilemeyecek şekilde arttığı ve meselelerin genellikle birden çok uzmanlık alanı gerektirdiği günümüzde içtihat ve fetva faaliyetinin ferdi bir faaliyet olmaktan ziyade heyet, yani kurumsal bir faaliyet olması yönünde çok güçlü ve çok yaygın bir kanaat bulunmaktadır. İşte bu kanaati karşılayan kurum, Din İşleri Yüksek Kurulumuzdur” dedi.

    Haçkalı, Kurul’un halkın ve ümmetin ihtiyaçlarını güncel uygulamalar dikkate alarak gerçek hayattan kopmadan tarihi derinliğine, tecrübesine ve birikimine dayanarak çözmek için gayret göstereceğini söyledi. Önceki dönemde görev yapan Kurul başkanı ve üyelerine çalışmalarından dolayı teşekkür eden Haçkalı, “Tarihten günümüze kurulumuzda görev yapan üyelerimizden, başkanlarımızdan ahirete göçmüş olanları rahmetle yad ediyorum. Hayatta olanlara sıhhat ve afiyet diliyorum” dedi.

    Din İşleri Yüksek Kurulu şu isimlerden oluşuyor:

    “Prof. Dr. Ali Avcu, Prof. Dr. Halis Aydemir, Prof. Dr. İhsan Çapçıoğlu, Prof. Dr. Hacı Mehmet Günay, Prof. Dr. Soner Gündüzöz, Prof. Dr. Abdullah Kahraman, Prof. Dr. Enbiya Yıldırım, Prof. Dr. Ömer Kara, Prof. Dr. Metin Özdemir, Dr. Medet Coşkun, Dr. Bilal Esen, Tahir Tural, Mustafa Irmaklı, İdris Bozkurt.”

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Türkiye ve Pakistan halkının birbirlerine olan muhabbetleri hiç eksilmeden devam edecektir”

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Türkiye ve Pakistan halkının birbirlerine olan muhabbetleri hiç eksilmeden devam edecektir”

    Pakistan Din İşleri ve İnançlararası Uyum Bakanı Kadri ile görüşen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Tarihi geçmişimize baktığımız zaman hem Türkiye hem Pakistan halkının birbirlerine olan destekleri, sevgileri hiç eksilmeden hep devam etmiştir. Bundan sonra da böyle devam edecektir” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Pakistan Din İşleri ve İnançlararası Uyum Bakanı Pir Nurulhak Kadri ile görüştü. Video konferans sistemiyle gerçekleştirilen görüşmenin başında, Türk halkının Pakistan halkına olan sevgisine değinen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Pakistan halkına selamlarını iletti. Türkiye ve Pakistan arasında tarihten gelen güçlü ilişkiler olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, “Tarihimize baktığımız zaman hem Türkiye hem Pakistan halkının birbirlerine olan destekleri, yardımları, sevgileri, muhabbetleri hep devam etmiştir. Bugün de hiç eksilmeden bunun devam ettiğini düşünüyorum. Bundan sonra da böyle devam edecektir” dedi.

    Tüm dünyada korona virüs salgını nedeniyle olağanüstü bir dönem yaşandığını kaydeden Erbaş, salgınla mücadele kapsamında tedbirlerin öneminden ve yapılan çalışmalardan bahsederek, bu salgından tüm insanlığın bir an önce kurtulması niyazında bulundu. Erbaş, Pakistan’ın Karaçi kentinde meydana gelen sel felaketinden dolayı Pakistan Pakistan Din İşleri ve İnançlararası Uyum Bakanı Dr. Pir Nurulhak Kadri’ye geçmiş olsun dileklerini iletti.