Etiket: İşleri

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Bitlis’te kanaat önderleri ve STK’larla bir araya geldi

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Bitlis ziyareti kapsamında polis evinde kanaat önderleri, din görevlileri ve STK’larla bir araya geldi.

    İlk olarak Bitlis Eren Üniversitesini (BEÜ) ziyaret eden Erbaş, daha sonra üniversitenin merkezi konferans salonunda 800’e yakın din görevlisi ile bir araya geldi. Ardından Bitlis’in Mutki İlçesine bağlı Koyunlu Köyünde bulunan Alaiyye Medresesini ve merkezde bulunan Geylani Medresesini ziyaret eden Erbaş, çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Polis evinde düzenlenen yemeğe katılan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, yaptığı konuşmasında özellikle üniversite öğrencilerine sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

    Medresenin akademiden, akademinin ise medreseden istifade etmesi gerektiğine vurgu yapan Erbaş, “Sivil toplum kuruluşları kanaat önderler o kadar önemli ki üniversiteler bir o kadar önemli şimdi her ilimizde bir üniversite var. Bitlis’te üniversitemizi ziyaret ettiğim zaman kaç öğrenci olduğunu sordum. 12 Bin’e yakın öğrenci var dediler. Bunlar bizim çocuklarımız Türkiye’nin her yerinden geliyorlar. Onlara bizim sahip çıkmamız lazım. İlahiyat Fakültesi öğrencilerimiz var aynı şekilde onlarında medrese ilminde istifade etmesi lazım. Medresenin de akademinde istifade etmesi lazım. Aynı noktaya doğru gayret ediyoruz. Amacımız Allah rızası için ilim elde etmektir. Diyanet İşleri Başkanlığında yapmış olduğumuz eğitim programları çerçevesinde ihtiyaç odaklı Kuran kursları programı diye bir program uyguluyoruz. Biz yediden öncede yetmişten sonrada Kuran kurslarımızda camilerimizde hocalarımızın her yaş grubunda talebeleri var diyoruz” dedi.

    Mayasının İslam ile yoğrulmuş bu milletin evlatlarının nasıl olurda dağa çıktığına dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

    “Türkiye’de İlahiyat Fakültelerinin sayısı 102 oldu. Ben isterim ki bu fakültelere medreselerden istifade etmiş İmam Hatip Liselerinde ve İlahiyat Fakültelerinde okumuş bir şekilde hafızlığını yapmış ve İlahiyat Fakültesinde kürsüde tefsir derdi anlatıyor. Bu yüzden diyorum ki birbirimizin birikiminden istifade etmemiz lazım. Din eğitiminin sıkıntıya girdiği zamanlar 60 Bin’e kadar düşen İmam Hatip Lisesi öğrencisi sayısı şimdi 1 milyon 500 bini aşmış durumda. Şimdi nicelik tamam yani sayı itibari ile hem medreselerimizde, hem liselerimizde hem de fakülte ve üniversitelerimizde 1 Milyonlardan 5-6 Milyonlara çıktı sayımız. Dünyada nüfusu bizim üniversite öğrencilerimizde daha az olan ülkeler var. Bizim ülkemizde üniversite dahil tüm öğrencilerimizin sayısı 20 Milyon’un üzerinde. Yani 20 Milyonluk bir ülkeyi orta derecede yani büyük bir ülke olma yolunda sayıyorlar. Bizim öğren sayımız 100’ün üzerinde ülkeyle neredeyse eş değer. O zaman niteliğe önem vereceğiz. İyi yetiştirip kaliteye önem vereceğiz. Kalite bizim inancımızın temek noktalarından birisidir. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki işi ehline vermediğiniz zaman kıyameti bekleyiniz diyor. O zaman bizim ehliyetli insanlar yetiştirmemiz lazım. Hangi alanda olursak olalım ehliyetli, nitelikli ve kaliteli insanlar yetiştirmemiz lazım. Sahip çıkalım gençlerimize sahip çıkalım çocuklarımıza biz sahip çıkmazsak başkaları sahip çıkıyor. Hem de bir takım inkarcı ideolojiler dinden uzak ideolojiler sahip çıkıyor. Bu bölgeler Hz. Ömer dönemlerinde fetih edildi. Yani o gün bugündür mayası İslam ile yoğrulmuş olan bu milletin çocuklarını inkarcı bir ideoloji nasıl elde edipte dağa çıkarabiliyor, yanlış yerlere gönderebiliyor yönlendirebiliyor. Medrese alimleri, İmam Hatipliler ve fakülteliler olarak kendimizi muhasebeye çekmemiz lazım.”

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Kur’an ve sünnet birlikteliğinden taviz vermeyiniz”

    2019 akademik yılında kayıt hakkı kazanan öğrencilerle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kur’an ve sünnet birlikteliğinden taviz vermeyiniz” tavsiyesinde bulundu.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Uluslararası İlahiyat Programı’na 2018-2019 akademik yılında kayıt hakkı kazanan öğrencilerle Türkiye Diyanet Vakfı Kocatepe Konferans Salonu’nda bir araya geldi. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen öğrenciler için düzenlenen oryantasyon programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Sizler geleceğimizin teminatı, ümmetin ve insanlığın umut nesli olacaksınız inşallah. Bu açıdan şuanda Türkiye’de başlayacağınız ilahiyat eğitiminin daha ilk adımında insanlığın ve ümmetin umudunun nesli ile bir arada olmanın mutluluğunu, huzurunu ve bahtiyarlığını yaşıyorum” dedi.

    Erbaş, Uluslararası İlahiyat Programının (UİP) Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının en büyük projelerinden birisi olduğunu söyledi. Müslüman’ın düşünce ve ahlakının iki büyük ve önemli boyutunun olduğunu ifade eden Başkan Erbaş, şöyle devam etti:

    “Bunlardan birincisi, yaratana yani Allah’a itaat ve teslimiyettir. Müslüman Allah’a mutlaka itaat teslimiyet gösteren insan demektir. İkincisi de Müslüman, yaratılana yani can taşıyan her varlığa karşı şefkat ve merhamet gösteren insan demektir. Zira insan sorumluluk sahibi bir varlıktır. İnsanın kendine, Rabbine, ailesine, çevresine, topluma ve tabiata karşı sorumlulukları vardır.”

    “İslam medeniyeti, bir arada yaşamanın en güzel örnekleriyle doludur”

    İslam medeniyetini iki önemli kaynağının Kur’an ve sünnet olduğuna dikkat çeken Erbaş, “Kur’an-ı Kerim ve sünnetin izinde kurulan İslam medeniyeti, merhametin, güzel ahlakın, bir arada yaşamanın en güzel örnekleriyle doludur” dedi.

    Müslümanların tarih boyunca Endülüs’ten, Mezopotamya’ya, Osmanlı’dan, Afrika’ya hakim oldukları coğrafyalarda ve dönemlerde hukukun ve adaletin teminatı olduklarını hatırlatan Erbaş, “Din, dil, ırk, renk ayrımı yapmaksızın herkesin temel hak ve özgürlüklerini dokunulmaz kabul etmişler, yaratana itaat ve yaratılana merhamet ahlakının en güzel örneklerini sunmuşlardır. Esasında bugün insanlığın en büyük sorunu bu ahlak ve hukuku ihmal etmesi, hatta kaybetmesidir” diye konuştu.

    Başkan Erbaş, yaşanan savaşların, kaosların, bireysel ve küresel krizlerin temelinde insanın kendine yabancılaşması, yaratılış gayesini unutması, Rabbine kayıtsız kalmasının olduğunu belirterek, dünyayı, kaybettiği ve muhtaç olduğu değerlerle buluşturmanın Müslüman’ın iman ve kulluk sorumluluğu olduğunu kaydetti.

    “Peygamber Efendimize en çok yardımcı olanlar gençlerdi”

    “Elbette daha güzel bir hayat ve dünyanın inşası için siz gençlerimizin hayalleri, çalışmaları ve gayretleri de oldukça önemlidir” diyen Başkan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Nitekim Peygamber Efendimiz Mekke’de bir cahiliye toplumundan dünyanın en güzel dönemini inşa ederken bunu kendisine inanan bir avuç genç Müslüman ile beraber yapmıştır. Peygamber Efendimize en çok yardımcı olanlar gençlerdi. Hz. Ali 10 yaşında efendimizin yanında yer aldı. Zeyd b. Hârise 15 yaşından itibaren peygamber efendimizin yanında yer aldı. Abdullah b. Mes’ud ve Zübeyr b. Avvam 16, Talha b. Ubeydullah, Abdurrahman b. Avf, Erkam b. Ebi’l-Erkam ve Sa’d b. Ebî Vakkas 17, Mus’ab b. Umeyr 18-20, Câfer b. Ebî Tâlib 22 yaşında Peygamber Efendimize iman ederek İslam için çalıştılar ve müşriklerle mücadele ettiler. Mekke’nin azılı müşrikleri ile Ebu Cehillerle, Ebu Leheblerle mücadele ettiler.”

    Erbaş, konuşmasında öğrencilere şu önemli tavsiyelerde bulundu:

    “Peygamber Efendimizin hayatını mutlaka okumalısınız. Onun hayatını bütün yönleriyle en güzel şekilde öğrenmeye ve yaşamaya muhtacız. Zira o, tanınmadan, dostluk, vefa bilinemez. O anlaşılmadan paylaşma, kardeşlik, başkasına değer verme, herkesin iyiliğini isteme anlaşılamaz. O tanınmadan cesaret, merhamet kavramları anlaşılamaz.

    Sağlam bir inanca sahip olmalısınız. İnancı olmayanın geleceği yoktur. İnancınızı sahih bilgiler üzerine bina etmelisiniz. İlahiyat Fakültesinde de bunu gerçekleştireceğiz, Kur’an ve sünnet çizgisinde, Kur’an-ı Kerim’i ve sünneti her zaman birlikte düşünerek, öğrenerek ve yaşayarak bir eğitim. Kur’an ve sünnet birlikteliğinden taviz vermeyeceksiniz.

    İslam’ın şefkat, merhamet, hakkaniyet, güzel ahlak ve bir arada yaşama ilkelerini bilmeliyiz. Bu ilkeler üzerine kurulan medeniyetimizi tanımalıyız. Zira Rabbimiz, vahyini “oku” emriyle başlatmıştır. Diğer yandan ibadetleri asla ihmal etmeyin. Sizleri güçlü kılacak ve koruyacak en büyük nimet ibadetleriniz olacaktır.”

    “Büyük bir ideale sahip olmalısınız”

    “Büyük bir ideale sahip olmalısınız. İnsanın değeri peşinden gittiği şeyle ölçülür. İnsan ideali kadardır” diyen Erbaş, “Biz bu değeri kişinin kendisiyle, yaratanla, ailesiyle, toplumla, dünya ile çevreyle ilişkisinden hareketle ölçeriz. İdealiniz sadece kendinizle ilgili olmasın. Milletinize ve insanlığa hizmet etmeyi de idealinize dâhil ediniz. Hangi mesleğe sahip olmayı hedeflerseniz hedefleyin ama o mesleği aynı zamanda topluma ve insanlığa hizmet için yapma gayeniz de mutlaka olmalıdır.

    Köklü bir bilgiye ve mefkûreye sahip olmalısınız. Bilgiye sahip olanlar dünyayı yönetir. Bilgi en büyük güçtür. Bilgi, iyilik için kullanılırsa insanlığa hizmete, hukuk ve ahlak tanımayan insanların elinde ise insanlık için felakete dönüşür. Bugün geri kalmış, kavga, fitne ve işgal kıskacında zor süreçler yaşayan toplumlara baktığımızda bilgiyi ihmal eden ülkeler olduklarını görmekteyiz.

    Bilgi üretmeyenler, üretilen bilginin takipçisi hatta mahkûmu olurlar” dedi.

    “Güzel bir ahlaka sahip olmalısınız”

    “Güzel bir ahlaka sahip olmalısınız. Gencin süsü güzel ahlakıdır” ifadelerini kullanan Erbaş, şunları kaydetti:

    “En küçük davranışlarınızda bile, edep, nezaket ve zarafet olsun. Peygamber efendimiz Müslümanı “elinden ve dilinden diğer insanların emin olduğu kimse” olarak tanımlamaktadır. Yine Sevgili Peygamberimiz, “kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemeyi, kendisinin hoşlanmadığı bir şeyi kimseye reva görmemeyi” imanın ölçüsü olarak bizlere öğretmektedir.

    Irkını, sülalesini, rengini, coğrafyasını seçmek kimsenin elinde değildir. Ama ahlakını herkes kendisi tercih edebilir. Onun için Allah katında değerli olan ölçü “takva”dır.

    Bütün imkânlarınızla bildiğiniz ve yaşadığınız güzelliklerin hayata taşınması için gayret edeceğiz. İyiliklerin çoğalması ve kötülüklerin azalması için çalışacağız. Eğer bizim şu dünyada iyiliklerin çoğalmasında, kötülüklerin azalmasında katkımız olursa ne mutlu bize. Faydalı çalışmalara katılın ve destek olun.”

    Konuşmasının sonunda öğrencileri UİP’i tercihlerinden dolayı tebrik ederek, başarılar dileyen Başkan Erbaş, öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • Odunpazarı’nda Fen İşleri hız kesmiyor

    Odunpazarı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, tüm ilçe genelinde çalışmalarına devam ediyor.

    Odunpazarı Belediyesi merkez mahalleler ve kırsal mahallelerde üst yapı çalışmalarına devam ediyor. Gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında Gündoğdu Mahallesi’nde yol ve kilittaş çalışması yapıldı. Ekipler, Büyük Adalı, Haberci, Yalçınkaya Sokak ile 19 Mayıs Anadolu Lisesi etrafındaki sokaklarda çalışma yürüttü. İlçe genelinde belirlenen takvime göre yol yapım ve asfalt çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Odunpazarı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, çalışmalarına devam edeceklerini belirtti.

  • Müftülük Külliyesi’nin temeli Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’ın katılımı ile atıldı

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla Kütahya İl Müftülüğü Külliyesinin temeli dualarla atıldı. Bünyesinde cami, Kur’an kursu, müftülük hizmet binası ve TDV Kitap-Kahve’nin de bulunacağı külliyenin temel atma törenine Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Kütahya protokolü katıldı.

    Temel atma töreninde konuşan Kütahya Müftüsü Hüseyin Hazırlar inşaatın 1600 metrekarelik bir arsaya sahip olduğunu ve toplam oturur alanın 9500 metrekarelik alan olacağını söyledi. Hazırlar “Önceki cami ve müfütlük binamız depreme dayanıksız olduğu için yıkım kararı çıktı. Şimdi biz onun yerine 3 katlı bin kişilik bir cami yapıyoruz. Hizmet binası içerisinde 4-6 yaş çocuklar için bir kuran kursu olacak. Ayrıca içerisinde hemen alt katta kitap kafe olsun istedik. Gençlerin yoğun olduğu bu alanda gençlerin vakit geçirmeleri için Diyanet Vakfımızın projelerinden biri olan kitap kafeyi hayata geçireceğiz. Ayrıca en büyük ihtiyaçlarımızdan olan konferans salonunu yapacağız. Binanın ilimizin ilim kültür hayatına zenginlik katacağını ümit ediyorum Binanın toplam tamamlana bilmesi için 20 milyon lira bir bütçe ön gördük.” diye konuştu.

    Temel atma töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş “Kuruluş ve kurtuluşun şehri Kütahya’mızın güzel insanları, hepinizi hürmetle muhabbetlerimle selamlıyorum” diyerek başladı.

    Peygamber Efendimizin bir hadisinde “Bir kuş yuvası kadar dahi mescit yaptıran kişi için cennette büyük bir köşk vardır” buyurduğunu ifade eden Başkan Erbaş, “İnşallah bu bina tamamlayıncaya kadar bir tuğlada benim olsun düşüncesiyle katkıda bulunan herkesin o tuğla cennet azığı olacaktır. Biz buna inanıyoruz. Burada müftülüğümüz ve cami bize bunu müjdeliyor. Duaların kabul olunduğu bu Cuma gününde bu hayır müessesini müftülük binasını ve yanında ki camiyi tamamlamayı ve Kütahya ilimizde görev yapan diyanet personelinin daha nitelikli hizmet yapmasını Rabbim nasip eylesin” ifadelerini kullandı.

    Açılış konuşmalarının ardından inşaatın temelleri dualar ile atıldı.

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Kur’an ve sünnet çizgisinden asla taviz vermeyeceğiz”

    Kütahya’da din görevlileri ile bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kur’an ve sünnet çizgisinden, Kur’an ve sünnet birlikteliğinden asla taviz vermeyeceğiz” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kütahya’da din görevlileri ile bir araya geldi. “İl Buluşmaları” kapsamında Hazer Dinari Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 100 yıla yakın bir zamandır toplumumuzu doğru dini bilgi konusunda aydınlatmak ve onlara din hizmeti sunmak gibi çok büyük bir vazifeyi üstlenmiş durumdayız” ifadelerini kullandı.

    Erbaş, din görevlisinin vazifesinin önemine bir ayetle dikkat çekerek, “O kadar önemli bir vazife ki, Rabbimiz bizi muhatap alıyor, buyuruyor ki, ‘İçinizden hayra çağıran bir topluluk oluşsun. Bu topluluk iyiliği emretsin, kötülükten men etsin.’ İşte bizler bu topluluğun bir parçasıyız. Vazifemiz hayra çağırmak, iyiliği emretmek ve kötülükten men etmektir” diye konuştu.

    “İyiliklerin yaygınlaşmasına, kötülüklerin ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacağız”

    Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimizin şahit, müjdeci, davetçi ve uyarıcı gibi farklı vasıflarla tanıtıldığına işaret eden Erbaş, “Peygamber Efendimizin vasıfları, üzerimize almamız gereken vasıflardır. Çünkü peygamber vazifelerini yaptı gitti. Varislerine bu emaneti bıraktı. Varisleri ise bizleriz. Onun mihrabını emanet alan imamlarımız, ezanını emanet alan müezzinlerimiz, suffesini emanet alan Kur’an kursu öğretmenlerimiz” ifadelerini kullandı.

    Erbaş, din görevlisinin insanları irşad eden bir mürşid olduğunu belirterek, “İnsanları irşad ediyoruz, toplumu irşad ediyoruz. Bizden sahih dini bilgiyi murad eden binlerce insan var. Bizler şahit olacağız, neye şahit olacağız, iyiliklerin yaygınlaşmasına, kötülüklerin ortadan kaldırılmasına, biz bunun içinde olacağız, buna katkı sağlayacağız” şeklinde konuştu.

    Kur’an-ı Kerim’in ikinci gelen vahyinin uykularını kaçıracak bir anlam yüklü olduğuna işaret eden Erbaş, “Sevgili Peygamberimiz, Hz. Hatice’nin yanına gidip örtüye büründüğünde “kalk ve aydınlat” emri geldi. O gün peygamberimiz kalktı ve Rabbine kavuşuncaya kadar hiç durmadan insanları aydınlatmaya çalıştı. İşte bizler de o yüce Peygamberimizin varisleri olarak, onun emanetini omuzlarında taşıyan hocalar olarak insanları aydınlatmak zorundayız” dedi.

    Erbaş, toplumun sürekli geliştiğini ve değiştiğini, onun için din görevlisinin de sürekli kendini geliştirmesi ve güncellemesi gerektiğini söyledi. Din istismarına karşı dikkatli olunması uyarısında bulunan Erbaş, şöyle devam etti:

    “Doğru dini bilgi konusunda toplumumuzu, milletimizi sürekli duyarlı olmaya davet edeceğiz. Kur’an ve sünnet çizgisinden, Kur’an ve sünnet birlikteliğinden asla taviz vermeyeceğiz. Kur’an’ı ve sünneti birbirinden ayrıştırmaya çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz. Sahih dini bilgi ile toplumumuzu donatma noktasında hep birlikte hareket edeceğiz.”

    “Ev ev dolaşın, insanlarımızı aydınlatın”

    “Ev ev dolaşın, insanlarımızı aydınlatın” çağrısında bulunan Erbaş, “Biz aydınlatmazsak din istismarcıları o boşluğu dolduruyor. İnsanlarımızı yanlış yönlendiriyorlar. İnsanlar da onların anlattıklarını din zannediyor. Din istismarının terör örgütüne dönüştüğünü de görüyorsunuz, FETÖ, DEAŞ nedir? Doğru dini bilgiden uzak yetiştirilirse insanlar, varacağı nokta burasıdır” diye konuştu.

    Yaz kuran kurslarına 4 milyona yakın çocuğun başvurduğunu hatırlatan Erbaş, “Yaz Kur’an kurslarına gelen çocuklarımızı okul döneminde de davet edelim. Yazın öğrettiklerimizin tekrarını yapalım. Ne kadar çok tekrar edersek onların unutmamalarını sağlamış oluruz” ifadelerini kullandı.

    Programa Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayır, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Huriye Martı ve Prof. Dr. Ramazan Muslu, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Kapukaya, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu ve çok sayıda din görevlisi katıldı.