Etiket: İskenderun

  • Araştırma gemisi İskenderun açıklarında karaya oturdu

    1 gemisi, İskenderun Körfezinde karaya oturdu.

    Edinilen bilgiye göre, Akdeniz’de stok araştırmaları için yaptırılan geminin alt karinadan darbe aldığı, pervanelerinin hasar görmesinden dolayı su alarak yarıya kadar suya battığı bildirildi. Makine dairesi, gemi kamaraları, laboratuvar ve diğer önemli cihazların da su altında kalarak zarara uğradığı öğrenildi. Gemide, yüksek teknoloji nitelikli iki adet su üstü radarı ile bir adet bin metre derinliği gösteren ekosaunder ve seyir hidrografi haritaları olduğu da ifade edildi.

    3 yıl önce suya indirildi

    2014 yılında Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ile Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan “Arama-1” isimli araştırma ve kontrol gemisi, dönemin Bakanı Mehdi Eker’in katıldığı törenle Antalya’da suya indirilmişti. 32 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğinde bulunan Arama-1 araştırma ve kontrol gemisi, Akdeniz ve Ege bölgelerinde hizmet vererek, uluslararası sularda da faaliyet gösterebilecek donanım ve teknolojiye sahip nitelikleriyle balıkçılık sektörünün gelişmesine katkı sağlıyordu.

    2013 yılında inşasına başlanan ve yapımı için 6 milyon lira harcanan geminin üstün teknik özellikleri ile Avrupa’da dördüncü, dünya da ise 11’inci sırada yer aldığı kaydedildi. Seyir ve donanım özellikleri bakımından üstün özellikler barındıran gemi, stok araştırmalarının yanında oşinografik araştırmalar, (denizlerin fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin incelenmesi) avcılık kontrol ve takip hizmetleri veriyordu.

  • İskenderun Körfezi’nde batma tehlikesi geçiren gemi limana çekildi

    İskenderun Körfezi açıklarında su alan 2 bin grostonluk Türk bandıralı İKRA isimli yük gemisi limana çekildi.

    Alınan bilgiye göre, dün öğleden sonra İskenderun Limanı’ndan Yalova Limanı’na giden ve yaklaşık 20 mil açıkta bulunan geminin batma tehlikesi yüzünden ‘acil’ kodu ile yardım istemesi üzerine mürettebatı İskenderun Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri tarafından kurtarıldı. Batma tehlikesi geçiren gemi römorkörler yardımıyla Dörtyol ilçesindeki özel bir limana getirildi.

    İskenderun Limanı’ndan rulo saç yükleyerek Yalova’ya giden ‘İKRA’ isimli 2 bin grostonluk geminin su aldığı makine dairesinde onarım çalışmalarının sürdüğü öğrenildi.

  • İskenderun Körfezinde yük gemisi batmaya başladı, 10 personel kurtarıldı

    İskenderun Körfezi açıklarında bir yük gemisi batmaya başladı. Gemide bulunan 10 mürettebat Sahil Güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldı.

    Edinilen bilgiye göre, İskenderun Körfezi’nde bir Rus firmasından yük alan T.C. bayraklı İKRA isimli yük gemisi açıldıktan sonra makine dairesinden su almaya başladı. Kaptanın ‘acil’ kodu üzerine mürettebatın tahliyesi için Sahil Güvenlik ekipleri operasyon başlattı. Kısa sürede gemiye gelen sahil güvenlik ekipleri 10 personeli kurtardı.

    Öte yandan, gemi İskenderun Körfezi açıklarında batmaya terk edildi.

  • İskenderun Körfezi açıklarında bir gemi batma tehlikesiyle karşı karşıya

    İskenderun Körfezi açıklarında T.C. bayraklı İKRA isimli geminin batma tehlikesi yaşadığı öğrenildi.

    Kaptanın ‘acil’ kodu nedeniyle, mürettebatın tahliyesi için ‘kurtarma operasyonu’ başlatmak üzere ekiplerin gemiye doğru yol almaya başladığı belirtildi. Geminin makine dairesinden su aldığı iddia edilirken, 10 personeli kurtarma çalışmalarının devam ettiği öğrenildi.

  • İskenderun Körfezi’nde yaşanan olağan dışı denizanası hareketliliği gözlemlendi

    İskenderun Körfezi’nde olağan dışı denizanası hareketliliği yaşanıyor. İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı, İskenderun Körfezi’ndeki denizanası hareketliliğinin dikkatle izlenmesi ve irdelenmesi gerektiğini söyledi.

    İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı, İskenderun Körfezinde normalde Haziran ayından itibaren görülmesi gereken denizanalarının, bu yıl Mart ayı sonlarına doğru koloniler halinde görüldüğünü belirterek, “28 Mart günü İSTE’nin RV-ISTE 1 araştırma gemisi ile yapılan çalışmada, Körfez’de ortalama her 2 m’de bir denizanası bulunduğu gözlemlenmiştir. Görülen denizanalarının büyüklükleri ve sıklıklarına bakılarak, Körfez’deki su sıcaklığının bu yıl çok erken artmaya başladığı söylenebilir” dedi.

    İklim değişikliği, insansal kaynaklı çevre tahribatı ve Körfez suyu sıcaklığındaki artışın bu canlıların görülme sıklıklarını ve periyotlarını ciddi bir şekilde değiştirmiş olabileceğini öne süren Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı, “Medüz olarak da adlandırılan denizanalarının bölgemizde normalde Haziran ayı itibariyle sürüler halinde görülmeye başlanması gerekmektedir. Haziran aylarından önce, Körfez bölgesi civarında nadir olarak görülebilen ve bir kısmı zehirli olan denizanaları, bu yıl deniz suyu sıcaklığındaki anomaliler yüzünden Mart ayı sonlarından itibaren geniş koloniler şeklinde görülmeye başlanmıştır” ifadelerini kullandı. Yrd. Doç. Dr. Abdulla Sakallı sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “Bu sıklıktaki denizanası kolonilerinin normalde yaz aylarında görülmesi gerekirken, Mart ayı sonlarında Körfezde bu sıklıkta görülmeleri çok nadir bir olaydır. Araştırmacılar için en önemli hususlardan birisi, bu kolonilerin neden bu kadar erken ortaya çıktıklarıdır. Bu konunun iklim bilimciler, fiziksel oşinograflar ve denizanası uzmanları ile birlikte disiplinler arası bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Bilimsel araştırmalar, şimdiye kadar denizanası kolonilerinin belli bir bölgede bu denli yoğunlukta olmasını neyin tetiklediğini tam olarak açıklayamamaktadır. Bu konuda uzun soluklu bir izleme projesinin hayata geçirilmesi ve bu izleme projesinde deniz suyunun fiziksel parametrelerinin yanında, atmosferdeki değişiklikler ve çevresel faktörlerin etkilerinin de kayıt altına alınıp, yorumlanması gerekmektedir. Zira bazı türleri zehirli olan denizanalarının balık larvaları ve yumurtaları ile beslenmesi ve popülasyonlarındaki ciddi artışlar, tedbir alınmadığı takdirde balıkçılık faaliyetlerini ve tabiidir ki turistik aktiviteleri de olumsuz şekilde etkileyebilir”.