Etiket: İşgale

  • Sahillerde işgale taviz yok

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı’na bağlı ekipler, sorumluluk sahası içinde bulunan Mudanya, Güzelyalı, Kurşunlu ve Gemlik (Kumla) sahillerinde işgallere müdahale etti.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı’na bağlı ekipler, Mudanya, Güzelyalı, Kurşunlu ve Gemlik sahillerini işgal edip, buralarda faaliyet gösteren işletmelere yönelik operasyon düzenledi. Sahili kapatarak izinsiz olarak vatandaşlara şezlong kiralayan işletmelerin malzemelerine el konulurken, haklarında cezaî müeyyide uygulandı. Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanı Enver Karakoç, hiçbir yerde işgallere geçit vermeyeceklerini söyledi.

    Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen sahil düzenleme çalışmalarının tamamlanması ile sahillerde kalitenin arttığını, Bursa’ya ait bu değerlerin vatandaşlar tarafından da özenle korunması gerektiğini ifade eden Karakoç, yaz mevsiminde sahillere kıyısı olan ilçelerde, ilçe belediyesi zabıtaları ile birlikte ortak denetimlerin sürdürüleceğini, sahillerde halkın huzur ve güven içerisinde hareket edebilmelerinin sağlanacağını vurguladı. Sahillerdeki denetimlerin yaz mevsiminde artarak devam edeceği de belirtilirken, tatilciler ise zabıtanın uygulamasını memnuniyetle karşıladı.

  • Trabzon’da ’İşgale karşı ses ver” mitingi düzenlendi

    İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği katliam yurt genelinde olduğu gibi Trabzon’da da protesto edildi. Trabzon’da Sivil İnsiyatif Platformu tarafından, İstanbul Yenikapı’yla aynı anda ‘İşgale Ses Ver’ mini mitingi yapıldı. Organizasyon ilk olarak Öğretmen Evi önünden Meydan Parkına yapılan yürüyüşle başladı. Yürüyüşe Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Muhammet Balta, Ayşe Sula Köseoğlu, Adnan Günnar, Salih Cora ile AK Parti Milletvekili aday adayları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Meydan Parkında son bulan yürüyüşün ardından burada ilk olarak Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu, katılımcılara seslendi.

    Gümrükçüoğlu, İsrailliler’in Kudüs’e hiçbir zaman hakim olamayacaklarını vurgulayarak Kudüs’ün imani, manevi ve milli bir mesele olduğunu hatırlattı. Gümrükçüoğlu “Kudüs, kendilerine gönderilen peygamberlere isyan eden İsrail’in başşehri olamaz. Kudüs İslamdır, Kudüs İslam idaresinde huzur ve barış dolu günlere elbette kavuşacaktır. ’Size ne Kudüs’ten’ diyen zalimlere sesleniyoruz: Kudüs bizim imani meselemizdir. Miraç hediyemiz, Mescid’i Aksa ve etrafı, mübarek kılınan topraklardır. Kudüs bizim için manevi meseledir. Kudüs bizim için milli meseledir. Çünkü asırlar boyunca ecdadımız bu mübarek topraklara sahip çıkmış, uğurunda can vermiş ve kıyamete kadar da buraları bize emanet etmiştir” dedi.

    Trabzon AK Parti Milletvekilleri adına konuşan Muhammet Balta ise İslam dünyası çok zor süreçten geçtiğini belirterek, “Yıllardan beri İslam dünyasının dağınıklığından faydalanan katil İsrail ve onun destekçileri burada zulmediyor. İnsanların kanından beslenen, zulmeden, yer altı zenginliklerine göz diken, binlerce km uzaktan gelip Türkiye Cumuriyetini bölmeye çalışan, FETÖ’yü himaye eden Amerika’ya karşı siz katilleri destekliyorsunuz, insanlara zulmediyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz, diyen Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bütün inananlar, Müslümanlar bir ve beraber olmalı. Bir ve beraberce el ele verip bu katillere bu alçaklara karşı dik duruş sergilemeli. Allah’a dua ediyoruz. Bu mübarek günlerde Müslümanları tek yürek eyle” ifadelerini kullandı.

    Trabzon Valisi Yücel Yavuz, ise bütün islam ülkelerinin İstanbul’da bir araya geldiğini belirterek Bütün İslam ülkeleri aslında, bu duygunun düşüncesinin başkenti olan İstanbul’da bir araya geldiler. Burada dünyaya bir bildiride bulunulacak. Zalim, Zulüm, Haksızlık ne kadar insanlık dışı uygulama varsa karşınızda Türkiye var.Birlik ve beraberliğimizi her zaman dünyaya deklare ettik. Artık açık ve net. Bir fikir birliği, düşünce birliği oluşuyor. Şuanda Trabzon’da hangi siyasi düşüncede olursa olsun, bir sivil platform oluştu. Biz Türk milleti olarak terörle mücadele ediyoruz. Biz aslında Orta Doğu’daki bütün planların hedefinde olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Onlar ne kadar gelirse gelsinler misliyle karşılık veriyor ve büyümeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • Edirne’de “İşgale Karşı Ses Ver” protestosu

    AK Parti Edirne İl Başkanlığı, ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerlerinin 60 Filistinliyi katletmesini protesto etti.

    “İşgale Karşı Ses Ver” sloganıyla Saraçlar Caddesinde ortak basın açıklamasında bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi üyeleri, “hak, adalet, özgürlük” diye bağırdı.

    AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi Mücahit Güzey, okuduğu basın bildirisinde, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını, İslam’ın ilk kıblesi, kadim Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma girişimini kabul etmemiz mümkün değildir. Bu girişim bizim için yok hükmündedir. ABD bu girişimiyle BM’yi, BM kararlarını ve uluslararası hukuku açıkça hiçe saydığını göstermiş, bölgedeki ihtilafın çözümünde bir arabulucu değil açıkça bir taraf olduğunu ilan etmiştir. Kudüs’ün, gerek Birleşmiş Milletler kararlarıyla, gerekse uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınmış statüsünü değiştirecek her türlü adımdan şiddetle kaçınılması şarttır. BM Genel Kurulu’nun ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Kudüs konusundaki son kararları ortadayken, ABD’nin hayata geçirdiği bu sorumsuz ve hukuksuz girişim, Orta Doğu’da kanı ve gözyaşını artırmaktan, kaosu derinleştirmekten başka bir amaca hizmet etmeyecektir. Çok güçlü uluslararası meşruiyeti olan bunca karara rağmen hakları ihlal edilen Filistinli kardeşlerimizin, onurlu davalarını savunurken İsrail’in eli kanlı katilleri tarafından şehit edilişini içimiz kan ağlayarak takip ettik. İsrail’in, şu ana kadar 55 Filistinli kardeşimizin şehadeti ve binlerce masum kardeşimizin yaralanmasıyla sonuçlanan eylemlerini şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Filistin ve Filistinliler asla yalnız değildir”

    Güzey son olarak, “ABD ve İsrail’in, coğrafyamızın gözbebeği ve barışın şehri olan mukaddes Kudüs’ü kana bulamasını, uluslararası hukuku vahşice çiğnemesini en güçlü şekilde lanetliyoruz. İsrail’e, böyle devam etmesi halinde, eninde sonunda akıttığı masum kanlarında boğulacağını bir kez daha hatırlatıyoruz. Uluslararası kuralların ve vicdanın bu derece hoyratça çiğnenmesi, hiç kimsenin kendini güvende hissetmediği bir dünyaya doğru gidildiğinin ifadesidir. Müslümanların, Hristiyanların ve Musevilerin kendi dini ve tarihi hafızalarını muhafaza ettiği Kudüs’te, bu dengenin bozulması çok daha büyük sorunları tetikleme potansiyeline sahiptir. Bu tehlikenin bilincinde olduğunu düşündüğümüz uluslararası arenayı ve Birleşmiş Milletleri zaman kaybetmeksizin bir kez daha harekete geçmeye çağırıyoruz. Türkiye, bu hukuksuzluğa karşı, dönem başkanı olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlarda ve ikili temaslar vesilesiyle mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Müslümanlar olarak, Kudüs’ün namusunu korumak, tarihin bize yüklediği mukaddes bir sorumluluktur. Ümmetin onuru Kudüs’ün, bu tarz oldubittilerle işgal girişimine karşı Selahaddin Eyyubi gibi dimdik duracağız. Unutulmamalıdır ki bölgenin huzur ve istikrarı, ancak, Kudüs’ün, çok dinli, çok dilli, çok kültürlü çoğulcu yapısı korunduğu, Kudüs barışa kavuştuğu zaman sağlanabilir. ABD’nin içerisine düştüğü bu akıl tutulması ve izansız yaklaşım, ABD’yi dünya kamuoyunda ve devletler arenasında yalnızlığa mahkum ederken, işgal ve terör devleti İsrail’in zulmüne ve işlediği suçlara da ortak etmiştir. Binlerce Filistinlinin kanlarının dökülmesinden, İsrail kadar ABD’nin de sorumluluğu vardır. İsrail’in dünyanın gözü önünde gerçekleştirdiği bu katliama sessiz kalmayacağız. Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisi, insanlığın kadim silueti, bağımsız Filistin Devleti’nin başkentidir. Filistin ve Filistinliler asla yalnız değildir” ifadelerine yer verdi.

  • AK Parti’yi işgale giden asker: “Başımızdaki yüzbaşı vatandaşlar için ‘Ezin şu şerefsizleri’ dedi”

    15 Temmuz darbe girişiminde AK Parti İl Başkanlığını işgal edilmesi davasında ifade veren uzman çavuş İbrahim Traş, kendilerini AK Parti’ye götüren Yüzbaşı Altınsoy’un yolda önlerine çıkan vatandaşlar için, “Ezin şu şerefsizleri. Hep onların yüzünden oluyor bunlar” dediğini iddia etti.

    15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında, Metris Kışlası’ndan hareket edip Sütlüce’de bulunan AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nı işgal eden askerler, bu sabah ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. 14’ü tutuklu, 74 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, iddianamenin okunmasının ardından öğle arası verildi. Öğle arasından sonra sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi. Sabah saat 10.00 sıralarında başlayan ve akşam saat 18.20’yi gösterdiğinde sona eren duruşmanın ilk gününde, sırasıyla Uzman Çavuşlar Hüreyre Can Çatal, İbrahim Tıraş, Şahin Kurt, Reşat Ardıl ve Feyyaz Yörük savunmalarını yaptı. Savunmalarını yapan 5 sanık da benzer ifadeler kullanırken, darbe girişiminde habersiz şekilde emir komuta zincirine uyarak hareket ettiklerini söyledi.

    “Oraya terör olayı nedeniyle binanın emniyetini sağlamaya gittiğimizi sanıyorduk”

    Davada ilk olarak 15 Temmuz’da 47. Motorlu Piyade Tugayı’nda görevli olan uzman çavuş Hüreyre Can Çatal yaptı. Darbe girişiminden habersiz olduğunu söyleyen Uzman Çavuş Çatal, “Bir hareketlilik oldu, hazır olmamız istendi. Gezi olayları gibi bir şey sandım. Tabur Komutanımız Yarbay Recep Karaçam’ın emriyle hazırlandık ve silahlarımızı doldurduk. Birçoğumuz da tatbikat olduğunu sanıyordu. Araçlara bindiğimizde yanımızda tanımadığımız rütbeliler vardı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum; ama yolda giderken bazı vatandaşlar bize “En büyük asker, bizim asker” diye tezahürat yapıyordu. Oraya gittiğimde de oranın AK Parti binası olduğunu bilmiyordum. Biz oraya terör nedeniyle binanın emniyetini almaya gittiğimizi sanıyorduk. Orada da binada bomba olduğu söylendi çünkü. Oraya girmek isterken az sayıda vatandaş bize tepki gösterdi. G-3 silahlarıyla ateş edildi, ama kimin ateş ettiğini görmedim. Bunun üzerine sayısı giderek artan yüzlerce vatandaş bize saldırdı, bazıları da bizi korudu. O gece yanımda akıllı telefon olduğunu kabul ediyorum. Sadece babamla konuştum, o bana bir şeyler anlatmaya çalıştı, ama çok gürültü olduğu için onu anlayamadım. Orada hiçbir eylemde bulunmadan kontrolümdeki askerlerle beraber polis tarafından belediye araçlarına bindirilip sabaha karşı kışlamıza getirildik” şeklinde savunma yapan Onbaşı Çatal’ın, savunmasını yaparken heyecandan kekelemesi ve cümlelerini toparlamakta zorlanması dikkat çekti.

    “Yüzbaşı bize, ‘Ezin şu şerefsizleri’ dedi”

    Metris Kışlası’nın 47. Motorlu Piyade Tugayı 2. Tabur 5. Bölüğünde görevli olan Uzman Çavuş İbrahim Tıraş da benzer bir savunma yaparak, “Bulunduğumuz kışla iç güvenlik kışlasıydı. Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi (KOKTOT) eğitimi almıştık, bunlar kışla içerisinde mühimmatsız eğitimlerdi. Saat 8.30 sıralarında Tabur Komutanımız Recep Karaçam’dan KOKTOT hazırlığı emri verildi. Derhal hazırlandık. Çıkış hazırlığı sırasında kışlamıza beyaz lüks bir araç içerisinde tanımadığımız subaylar geldi. Recep Karaçam tanımadığımız subaylarla konuşurken, “Bu iş ciddiye bindi” dedi. AK Parti binasına Yüzbaşı Hasan Hüseyin Altınsoy ile gittik. Yolda önümüzü kesmeyen bir aracı görünce, Altınsoy tarafından şoför arkadaşımıza, “Ez şu şerefsizleri. Hep bunların yüzünden oluyor” denildi. AK Parti İl Başkanlığı’na geldiğimizde Binbaşı Faruk Şimşek’in emri üzerine onunla birlikte İl Başkanı Selim Temurci’nin odasına çıkıp kendisiyle görüşmek istedik, ama Temurci’nin özel kalem müdürlüğünü yapan kişi silahlarımızı bırakmadan bizi odaya alamayacağını söyledi. Biz binaya girerken henüz vatandaşlar gelmemişti, şüphelenmedim. Sonra Binbaşı Şimşek’in hal ve hareketleri ve güvenliğini sağlamak için geldiğimiz binadaki tavırlarımız beni şüpheye düşürdü. Aşağıdan 2-3 el silah sesi duydum. Aşağıya indiğimde vatandaşlar da gelmişti, gittikçe kalabalıklaşıyordu. O zaman neden burada olduğumuzu sorguladım. Halkın bize vatan haini dediğini duyunca inanamadık, bazı vatandaşlar da bizi korudu. Vatandaşların daha da kalabalıklaşması üzerine bir köşeye geçip bekledik. Polis tarafından kontrol altına alındık” dedi.

    “Polis bizi korudu”

    İlk duruşma gününün son savunmasını yapan Uzman Çavuş Feyyaz Yörük ise başka bir görevdeyken içtima alanına çağrılıp Gazi Mahallesi’nde bir olaya müdahale etmeye gidileceği bilgisiyle askerlerin arasına dahil edildiğini ifade ederek, “Kışlamızda devir teslim töreni hazırlığı vardı ve ben o hazırlıklardan sorumluydum. Gün içerisinde birkaç kişiden tatbikat yapılacağı şeklinde iddialar duydum. Bunu bir arkadaşımız bölük komutanımıza da sordu, ama cevap alamadı. Devir teslim töreninin iptal olduğunu duyunca içtima alanına gittim ve herkesin hazırlandığını gördüm. Emir üzerine ben de hücum yeleğimi giydim ve hazırlanıp bir araca bindim. Bu sırada Gazi Mahallesi’nde bir olay olduğunu ve oraya müdahale etmeye gittiğimizi duydum. Araçtan indiğimizde AK Parti binasına geldiğimizi gördüm. Hepimizi farklı noktalara dağıttılar. Komutanlarımız bu binanın emniyetinin bizden sorulduğunu ve kimseye müsamaha göstermememizi emretti. Kendisini ilk defa o akşam gördüğüm ve daha sonra Binbaşı Faruk Şimşek olduğunu öğrendiğim komutan yanıma 3 asker verip beni halkın barikat kurduğu yere gönderdi. Barikatta yaşanan arbede sırasında Binbaşı Şimşek silahının namlusu yere doğruyken birkaç el ateş etti. Bana da uyarı ateşinde bulunmamı istedi. Havaya doğru bir el ateş ettim. Polisle karşı karşıya geldik, ama onlarla asla birbirimize zarar vermedik. Bu sırada Bölük Komutanımız Muzaffer Dikenci de kontrolü kendi elinde toplamaya çalışıyordu. İki arada, bir derede kalmıştım. Nasıl yapabilirdim? Onlar benim polisimdi. Son olarak AK Parti binasına girme emrini alınca artık ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim. Bölük komutanımızın emrine itaat etmeyip binaya girmedim. TOMA’nın olduğu bölüme doğru yöneldim. Orada bir tam anlamıyla bir karışıklık vardı. Bazı vatandaşların askerlere şiddet uyguladığını, bazılarının ise askerlere sahip çıkmaya çalıştığını görünce o karışıklığı dağıtmak için havaya bir el ateş ettim zaten. Mesela benim emre itaat etmeyip binaya girmediğimi gören bazı vatandaşlar bana sarıldı, destek oldu. Polis de bizi muhafaza etti. Bunlar basına yansıyan ve iddianamede de bulunan güvenlik kamerası görüntülerinde mevcuttur” şeklinde konuştu. Uzman Çavuş Yörük, kendisine yöneltilen iddiaların ardından söz alan eski komutanı Binbaşı Şimşek’in, “Benim ateş ettiğim silah tutukluluk yapmış mıydı, yapmamış mıydı?” şeklindeki sorusuna, “Bunu senin daha iyi bilmen lazım” diyerek cevap verdi.

    Bugün ilk duruşması yapılan davada, savunmaların alınmasına yarın devam edilecek.

  • Yaya Kaldırımlarını İşgale ‘Delinatör’lü Çözüm

    Bursa’nın Gemlik ilçesinde, taşıtların engelli ve yayalara yönelik kaldırımları işgal etmelerine karşı yol kenarlarına delinatörler monte ediliyor.

    Kaldırımları işgal eden araçlara ceza kesen zabıta ekipleri, kaldırım girişlerine araç parklarını engellemek için delinatör monte etmeye başladı. Zabıta Müdürü Erol Bütün, ilçede yirmiye yakın mahalle, cadde ve sokakta kaldırımlara delinatör monte edildiğini belirterek, engelli vatandaşlar başta olmak üzere yayalara yönelik bu çalışmanın devam edeceğini söyledi. Araç sahiplerini hassasiyete davet eden Bütün, kaldırım işgallerinin önüne sadece ceza ile geçmenin mümkün olmadığına dikkat çekti.