Etiket: İşgal

  • Amerikanın Çukurovayı İşgal Belgeleri Bulundu

    Adanalı Tarihçi Cezmi Yurtsever, yıllar süren Çukurova tarihi ile ilgili araştırmalarını arşiv belgeleri ve sözlü bilgileri derleyerek yazdığı kitaplarında, Amerika’nın Çukurova’yı işgal belgelerinin bulunduğunu ve bunları da kitabında topladığını söyledi.

    Tarihçi Cezmi Yurtsever, son yıllarda ABD’deki Oberlin Koleji’nde bulunan Osmanlı’ya bağlı Anadolu topraklarının işgali sırasında ve 1919 yılında 21 Temmuz 1919 tarihinde Adana’ya gelen King-Crane Komisyonu’nun hazırladığı raporların gizli belgelerinin de yayınlandığını belirtti. Yurtsever, “1918 yılı Aralık ayı sonlarında başlayan Fransa’nın Adana işgali 3 yıl sürdü. İşgalin başladığı ilk günlerde Fransız askerler ve yardımcı güçler Mersin Limanı’na çıktıklarında ana caddeye bakan evlerde çok sayıda ABD bayrağı dalgalanıyordu. Mersin’de yürüyüş yapan işgalci askerler ABD bayrağı taşıyordu. İlginç olan ise Adana şehri işgale uğradığında şehrin merkezinde bulunan tarihi Adana Belediye binasının teras katına büyük bir ABD bayrağı yerleştirildi. Gösteri ve yürüyüşler burada yapıldı” dedi.

    “ADANA’YI ABD SÖMÜRGESİ YAPMA PLANLARI UYGULAMAYA KONDU”

    1919 yılı 21 Temmuz’unda Adana Valiliği’nde ABD King-Crane komisyon üyelerinin etnik topluluklar ile gizli görüşmeler yaptıklarını, alınan bilgiler sonrasında Montgomery isminde bir strateji uzmanının 50 sayfayı bulan ayrıntılı bir rapor hazırladığının ortaya çıktığını anlatan Yurtsever, şöyle devam etti:

    “ABD King-Krane Komisyonu, ’Adana’nın geleceğinde Amerikan Mandası istiyor musunuz’ sorusunun cevabını aradı. King-Krane Komisyonu’na ait arşiv belgelerinde ABD’nin Çukurova’yı işgal ve sömürge altına alınması ile ilgili ayrıntılı belgeler ve haritalar var. Fransa’nın Adana işgali sadece sahnede görünenlerin yansımasıdır. İşgalcilere perde arkasında lojistik desteği veren, sonuçları görmek isteyenler ise ABD Cumhurbaşkanı Wilson’a bağlı olan strateji uzmanları olarak ortaya çıkıyor. Son yıllarda Osmanlı arşiv belgeleri de tasnif edilerek araştırmacılara açılmaya başlandı. Osmanlı arşivinde bulunan BOA, DH.ŞFR,631-31 no’lu dosyadaki bilgede ’Mersin ve Adana havalisinin Amerika Birleşik Devletleri’nin manda (sömürge) yönetiminde olacağı’ başlığı altında belge bulunuyor. Adana’nın ABD sömürgesi olması planlarını hazırlayan King-Krane komisyonu belgeleri arasında Kafkaslar’dan başlayarak Doğu Anadolu ve Akdeniz kıyısındaki Çukurova’yı içine alan geniş bir bölgede Büyük Ermenistan haritaları da bulunuyor.”

    ABD’nin Osmanlı’nın sona erdiği yıllarda Adana’yı işgal ve sömürge yapma planları ve çalışmaları ile ilgili Osmanlı ve ABD arşivlerinde gizliliği ortadan kalkan belgeleri bularak “Çukurova” kitabını yayınladığını belirten Yurtsever, “Kitabın kapağındaki fotoğrafın üzerine ’Adana Belediyesinde Amerikan Bayrağı Dalgalanıyor’ sözlerini yazdım. Türk milletinin Anadolu’yu vatan yapmak için verdiği mücadele sırasında perde arkası olayların daha iyi bilinmesi için” dedi.

  • AŞKALE’NİN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞU COŞKUYLA KUTLANDI

    Erzurum’un Aşkale ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıldönümü, gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle, coşkulu bir şekilde kutlandı.
    Hükümet Konağı önünde düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan kutlamalara Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, ilçe Kaymakamı Mustafa Fırat Taşolar, ilçe Belediye Başkanı Enver Başaran, Büyükşehir Belediyesi yöneticileri ile kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda Aşkaleli katıldı.

     

    Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mehmet Sekmen, yaptığı konuşmada, kurtuluş etkinliklerine gösterdikleri büyük ilgiden dolayı Aşkale halkına teşekkür ederek, “Bugün burada Erzurum’un şirin ilçesi Aşkale’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıldönümünün coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz. Aşkale’mize ve bütün milletimize hayırlı olsun. Bugün, Aşkale’mizde yaptığımız bu kurtuluş törenlerinin büyük bir anlamı var. Aşkale’de hiçbir aile yoktur ki Ermeni zulmüne maruz kalmamış olsun. Bilindiği gibi Ermeni katliamını toprağının her bir parçasında yaşayan ilçemizde 97 yıl önce, Cinis Köyü’nde 587 sivil ahali Şükrü Efendi’nin konağında ve köy camisinde toplanarak yakılmış, katliam ve acıların en büyüğü bu topraklarda yaşanmıştır.” dedi.

     

    Konuşmasında, Erzurum’da Ermeniler tarafından gerçekleştirilen vahşeti dile getiren Başkan Sekmen, “Hınçak ve Taşnak Cemiyetleri sadece Cinis’te değil aynı zamanda Yeniköy, Tazegül, Pırnakapan, Karahasan, Abdalcık gibi köylerde de kadın-çocuk demeden Müslüman ahaliyi katletmiştir. Ermeniler tarafından Erzurum’da gerçekleştirilen bu vahşet, insanlık tarihinin kara lekesi olarak tarihi vesikalarda yerini almıştır.”dedi.
    Ermeni Diasporası’na da seslenen Başkan Sekmen, “Bu anlamlı tören vesilesiyle bir kez daha Ermeni Diasporası’na sesleniyoruz; her fırsatta tarihi kaynakları reddeden sizler, gelin atalarınızın Anadolu’da yaptığı vahşeti bizzat İspir’de, Aşkale’de, Alaca’da, Pasinler’de, Erzurum’da görün. Şehit kanıyla örülü bu topraklarda 97 yıl önce yaşanan vahşetin izlerini, şehrin halen daha yaşayan izlerinden, tanıklarından gelin öğrenin.” diye çağrıda bulundu.

     

    Önce Ruslara, ardından Ermenilere karşı vatan toprağını koruyan Erzurumluların, kahraman milletimizin sarsılmaz iradesini, vatan ve bayrak sevgisini, Dadaşın üstün cesaret ve kahramanlığını bir kez daha tarihe altın harflerle yazdırdığını vurgulayan Başkan Sekmen, “Türk milli birliğine, ‘Vatan bir bütündür, parçalanamaz’ ana fikirli egemenlik ruhuna o gün sunulan katkıyla milletimizin kaderi değişmiştir. Esaret ve karanlık dolu günlerde ezanı, bayrağı, namusu ve toprağını koruyan Aşkale, düşmana asla geçit vermemiştir. Bu nedenle 3 Mart, serhat ilçemiz, gözbebeğimiz Aşkale’nin esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu gündür. Milli birlik ve beraberliğimizin doruğa ulaştığı bu kurtuluş gününde aranızda olmaktan ötürü duyduğum memnuniyeti ifade ederek, sizlere en kalbi muhabbetlerimi sunuyorum. Ve sonsöz olarak şunu söylüyorum; Yüce Allah milletimize bir daha böyle esaret dolu günler yaşatmasın.” dedi.
    Aşkale’nin düşmandan kurtarılışının temsili olarak canlandırıldığı törende, yöresel oyunlar da sergilendi. Kutlamalarda, halkın büyük ilgi gösterdiği Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı, seslendirdiği marşlarla törene katılanları adeta coşturdu.

  • Köprüköy’de mutlu gün

    Erzurum Köprüköy ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıl dönümü ilçede düzenlenen törenlerle coşkuyla kutlandı.
    Köprüköy’ün düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıl dönümü etkinlikleri kaymakamlık binası önünde bulunan Atatürk büstüne konulan çelenk sunumuyla başladı. Köprüköy Kaymakamı Ersin Boylu, Garnizon Komutanı Jandarma Yüzbaşı Turan Ekici, Köprüköy Belediye Başkanı Osman Belli ve kamu kurum kuruluşlarının amirleri ilçede bulunan şehitliği ziyaret ederek şehitler için dualar okudular.

     
    95. yıl kutlamaları çerçevesindeki törenler şehitler mevkiinde düzenlenen program saygı duruşu ve istiklal marşının ardından İlçe Kaymakamı Ersin Boylu, Garnizon Komutanı Jandarma Yüzbaşı Turan Ekici, Köprüköy Belediye Başkanı Osman Belli tarafından öğrencilerin ve vatandaşların bayramını kutlamasından sonra öğrenciler tarafından günün anlam ve önemini anlatan şiirler okundu. Türk Silahlı Kuvvetler adına konuşmayı yapan Jandarma Kıdemli Başçavuş Harun Çağlar, “Bugün kutsal vatan toprağının düşman işgalinden ve beraberinde getirdiği onlarca katliamlardan kurtulduğu gündür. 95 yıl önce içimizde yaşamış olan Ermeniler, 1916-1918 yılları arasında Rus ordusundan aldıkları güç ve destekle, kadın, yaşlı, çoluk çocuk demeden üzerinde yaşadığımız bu topraklarda hiçbir insani değere yakışmayan kanlı eylemler gerçekleştiler. Köprüköy’ün düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıl dönümünde aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.

     
    95. yıl kutlamalarında günün anlam ve önemine değinen konuşma yapan Köprüköy Belediye Başkanı Osman Belli ise “Bugün ilçemizin düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıl dönümü nedeniyle burada toplanmaktayız. 95 yıl önce ilçemizi düşman işgalinden kurtararak insanlarımızın hürriyetlerine kavuştuğu gündür. İlçemizin birinci dünya savaşında bir çok olaya şahitlik etmesi ilçemize tarihi bir önem kazandırmaktadır. Bütün Doğu Anadolu da olduğu gibi ilçemizde de Ermeni sorunu yaşanmıştır. Yıllar boyu Osmanlı’nın varlığından rahatsız olan Rusya, Ermenileri silahlandırarak Türk halkının katledilmesine sebep olduğunu belirten Belli sözlerinin sonunda 95. yıl önce bu topraklar için canını seve seve feda eden şehitlerimize Allah’tan rahmet ve şükranlarımı sunuyorum” dedi.

     
    Program’da Köprüköy YİBO öğrencilerinin hazırlamış oldukları koro tarafından davetlilere türküler ve şarkılar okundu. Tören yine YİBO okulunun bando takımı eşliğinde öğrencilerin resmi geçit töreniyle son buldu.
    Kaymakam Ersin Boylu, program sonrası töreni hazırlayan öğretmenlere teşekkür etti.

  • Pasinler’in mutlu günü

    MURAT ÇANKAYA
    ERZURUM (İHA) –

     

    Erzurum’un Pasinler ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıldönümü düzenlenen törenlerle coşkuyla kutlandı.

     

     
    Erzurum’un Pasinler ilçesi düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıl dönümü kutlamaları büyük bir coşkuyla kutlandı. Kutlamalarda yeni yönetmelik gereği Atatürk büstüne çelenk konulmazken, resmigeçit törenin olmadı. Kutlama programı cumhuriyet caddesi heykel mevkiinde yapıldı. Program İlçe Kaymakamı Cihangir Güler, Pasinler Belediye Başkanı Ünsal Sertoğlu ve Garnizon Komutanı Jandarma Yüzbaşı Yunus Baysal’ın halkın bayramını kutlamasıyla başladı.

     

     
    95. yıldönümü etkinlikleri kapsamında günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Pasinler Belediye Başkanı Ünsal Sertoğlu, 95 yıl önce bu toprakları savunma adına şehit düşenleri rahmet, şükran ve minnetle anıyorum dedi.

     

     
    95. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen törende okul öğrencileri tarafından şiirler ve kompozisyonlar okundu. İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü erkek ve kadın barları gösterileri törene gelen vatandaşlarca büyük alkış aldı. Pasinler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı müzik öğretmenleri tarafından halk konseri düzenlendi. Halk konserinde vatandaşlar söylenen türkü ve şarkılar eşliğinde oyunlar oynadılar.
    95. yıl dönümü törenleri ilçedeki dernekler ve esnafın araçlarının geçişiyle son buldu. Programa Pasinler Kaymakamı Cihangir Güler, Pasinler Garnizon Komutanı Jandarma Yüzbaşı, Pasinler Belediye Başkanı Ünsal Sertoğlu, Bosna Hersek Ankara Büyükelçisi Sabit Subafiç, Saadet Partisi Erzurum İl Başkanı Faik Çalık, siyasi parti içe başkanları, sivil toplum kuruluşları başkanları, kamu kurum amirleri ve çok sayıda davetli katıldı.

  • Kayıp Türkler ‘Dadaş’ çıktı

    Kayıp Türkler olarak gündeme gelen ve Moğolistan’ın kuzey sınırındaki Sayan Dağları yamaçlarında yaşayan, Türkçe konuşan ‘dukha’ adlı topluluğun atalarının Erzurumlu olduğu belirlendi.

     

    AHMET AKBUĞA

    Atatürk Üniversitesi Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd. Doç. Dr. SavaşEğilmez, yaptıkları araştırma sonucunda Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ve fotoğrafçı Selcen Küçüküstel tarafından hazırlanan “Dukha Halkı Kayıp Türkler” belgeseli sonrasında gündeme gelen kayıp Türklerin Erzurumlu olduklarını söyledi. Eğilmez, şöyle konuştu:

     

    “Belgeselin sahibi yapımcılar şu tespitlerde bulunuyorlar; Tarih öncesini yaşayan ve bizimle aynı dili konuşan bir toplumla karşı karşıyayız. Bundan 10 bin yıl önce insanların yaşadığı şekilde yaşıyorlar. Her şeyi ortaklaşa paylaşıyorlar. Aralarında eşitlikçi ilişkiler var. Suç işlemiyorlar. Kadın erkekten ya da erkek kadından üstün değil. Ren geyikleriyle birlikte onların vahşi göç yollarında onlarla birlikte dolaşıyorlar. Moğolistan’a Tuva’dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları’nda yaşayan ve nesli hızla tükenen ren geyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluk Türkçe’nin lehçelerinden birini konuşuyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini biler yıkamıyorlar.

     

    Belgeselde anlatılan yaşam tarzı, şaman toplulukların bir çoğunda var olan geleneksel yaşam biçimidir. Konuştukları lehçeden bazı örnekler şu şekildedir; Kaçan: Ne zaman. Tanardı: Yarın. Keni: Hani. Neymiş : Neden. Neçe :Ne kadar Moğolistan toprakları, gerek Türk tarihi gerekse Türk kültürü bakımından önemli bir konuma sahiptir. Bu coğrafyada Türk tarihinin ve kültürünün devam ettiğinin en önemli göstergesi, Moğolistan etnik grupları arasında yer alan Türk kökenli azınlıkların halen yaşattıkları kültür tarzıdır. Bilindiği gibi Moğolistan nüfusunu teşkil eden 24 boy içinde yer alan Kazak, Hoton, Tuva ve Duhalar (Tsaatan/Geyik Çobanları) olmak üzere dört boy eski Türk kültürünü devam ettirmektedir. Bunlardan Duhalar hem yaşam tarzı hem de kendilerine has kültür özelliği ile araştırılması gereken önemli topluluklardandır. Bunlara çekilen belgeselde söylendiği gibi kayıp Türkler demek yerine kaybolmak üzere olan Türkler demek daha doğru bir tabirdir. Zira Duhalar çok uzun yıllardan beri bilinmekte ve az da olsa üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Duhaların Erzurum ile bağlantısı da olabilir. Yaptığımız araştırmalarda XV. yy da Erzurum’da hakim olmuş Duharlu sülalesinin atalarından olabileceği ihtimali ortaya çıkmıştır. Moğol istilası ile bölgemize gelen Duharlu sülalesi, XV.yy da bölge tarihinde aktif bir rol oynamıştır. Akkoyunlu ve Karakoyunluların Anadolu’ya gelişleri ve bu coğrafyada faaliyet göstermeleri şüphesiz Anadolu’nun Türkleşmesi için mühim hadiselerden biridir. Bu iki devlet, birbirlerine her fırsatta zarar vermiş, birbirlerinin şehirlerini yağmalamış, birbirlerinin vatandaşlarını öldürmüşler ve birbirlerinin arazilerini işgal etmişlerdir. Bu oymak Akkoyunlu-Karakoyunlu mücadelelerinde etkin bir rol oynamıştır.Başlangıçta, Akkoyunlularla beraber olan Erzurum Duharluları,Bayburt, İspir ve Rize çevresinde de hakim unsur olmuşlardır. Duharlular, Kara Yusuf’un 1410 yılında bu bölgeleri ele geçirmesiyle Karakoyunlulara katıldılar. Duharlular, 1457 yılında Bayburt kalesini savaşmaksızın Uzun Hasan’a teslim ettiler. Safevilerin, Akkoyunluları yıkmasından ve Osmanlıların Doğu Anadolu’yu ele geçirmelerinin ardından Duharlu oymağı, kendi topraklarında, Osmanlı Tımar sistemi içinde yaşamını sürdürmüştür. Bazı kaynaklar Duharluların bilinen en eski bölgelerinin Toharistan olduğunu belirtmektedir. Göktürk Hakanlığı döneminde bu bölgeye, bugün ki Moğolistan topraklarından Türklerin geldiği de bilinmektedir. İsim benzerliği ve bunlar göz önüne alındığında, Erzurum Duharluları ile Moğolistan’da bulunan Duhalar arasında bir bağlantı olduğu söylenebilir. Tabi ki bunu kesin bir şekilde ifade edebilmek için, daha net bilgilerin ortaya çıkarılması lazım. Bu konudaki çalışmalarımıza devam edip, sonuçlarını en kısa zamanda yayınlayacağız.”

    Moğolistan’a Tuva’dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları’nda yaşayan ve nesli hızla tükenen ren geyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluğun Türk dilini konuşması dikkat çekiyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini bile yıkamıyorlar.