Etiket: İnternetten

  • İnternetten gördüğü haberden etkilenerek, solucan gübresi üretim tesisi kurdu

    Yozgat’ın Sorgun ilçesinde 10 yıllık esnaf olan 42 yaşındaki Cahit Altuğ, internetten gördüğü haberden etkilenerek, 130 metrekarelik bir alanda solucan gübresi üretim tesisi kurdu.

    Boş zamanlarını seracılık işleriyle değerlendirdiğini söyleyen girişimci Cahit Altuğ, “İnternetten daha organik ürün nasıl elde edebilirim onun araştırmasını yaparken solucan gübresi olduğunu gördüm. Daha sonra deneme amaçlı solucan gübresi aldım. Ürünlerimin üzerinde yaptığım deneme sonucu olumlu sonuç elde ettim. Bunun üzerine kendi solucan gübresi üretim tesisimi kurdum” dedi.

    Solucan gübresi üretim tesisini kurarken 500 bin solucan ile bu işe başladığını ifade eden Altuğ, “Solucanlar çok çabuk üreyen bir hayvan türü olduğu için yaklaşık 4 ay gibi kısa bir süre içerisinde 2,5 kat çoğalma oldu. Özellikle ocak ve şubat ayları içerisinde daha fazla çoğalma meydana geliyor. Beslenmelerini büyükbaş hayvan gübresi ile gerçekleştiriyoruz. Solucanlarda farklı enzimler var. Bunları da kattığımız zaman yüzde yüz doğal bir gübre elde ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Kırmızı Kaliforniya cinsi solucanlardan organik gübre ürettiklerini belirten Altuğ, “Yaptığımız bu tesis bize 80 bin liraya mal oldu. Bu solucan gübresinin en önemli özelliği toprağı yakmamasıdır. Bunun yanı sıra normal gübreye göre yüzde 40 ile yüzde 60 fazla verim elde ediliyor. Bunun dışında lezzet, aroma arttırıcı özelliği var. Diğer gübrelere göre de daha ekonomik, dönüme 1 ya da 2 litre solucan gübresi kullanılıyor. Bu sayede işçilik de azalıyor” ifadelerine yer verdi.

    Solucan gübresi üretim tesisini tamamen kendi bütçeleri ile kurduklarını söyleyen Altuğ, “Sürekli akım sistemi dediğimiz 12 metre uzunluğunda, 1,40 eninde yaklaşık 80 santim derinliğinde bir tekne var. Bunun içerisinde altta ızgara bulunuyor. Tekne dolduğu zaman 15 günde bir kesim yapacağız. Bu da yaklaşık 1,5 ton doğal gübre elde etmiş olacağız. Yozgat’ta böyle bir sistemi ilk defa biz kurduk. Avrupa ülkelerinin birçoğu 40 yıldır solucan gübresi kullanıyor” diye konuştu.

  • İnternetten araba satışları galericileri olumsuz etkiliyor

    İnternet üzerinden gerçekleştirilen otomobil satışları galericileri olumsuz etkiliyor.

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin, İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti hakkındaki Yönetmelik Taslağı’na ilişkin, yetki belgesi alma ve garanti verme şartını getirmesi galericileri umutlandırdı. Son yıllarda internet üzerinden gerçekleşen otomobil satışlarının kendilerini olumsuz etkilediğini belirten galericiler, taslağın oluşmasıyla fiyatların normal seviyelere düşeceğini ifade ettiler.

    Trabzon’un Değirmendere mahallesindeki Oto Galericiler Sitesi’nde 2. el otomobil alım ve satımı yapan Sercan Turan, internet satışlarının fiyatların yükselmesinde büyük rol oynadığını belirterek, “Araç fiyatlarının yükselmesinin nedeni döviz artışları ve sıfır araçlardaki sirkülasyonlarının fazla olması. Araçların üzerinde 15-20 bin lira bir fiyat artışı olduğu için dolayısıyla bu ister istemez ikinci el piyasasına yansıyor. İnternet üzerinden araç satışları yüksek fiyatlara kadar ulaşıyor. İnternet araç fiyatlarının yükselmesinde büyük rol oynuyor” dedi.

    Otomotiv sektörünün yeni yılın ilk aylarında durgun geçtiğini kaydeden Turan, “4. aydan itibaren hareketli bir piyasa var. Herkes kendi işini yaparsa bu ülkede daha sağlıklı, istikrarlı iş ve alışveriş olacağını düşünüyorum. Biz öğretmen ve doktorun işine karışmadığımız gibi bu sektöre de otomotivin erbaplarına yani galericilere bırakılmasından yanayım. Bilinçsiz tüketime karşıyım. İnternetteki satışlarının devlet tarafından engellendiği taktirde fiyatların biraz daha normal seviyeye geleceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • İnternetten yurt dışı alışverişine yeni düzenleme

    Manisa Gümrük Müdürü Nebi Köse yapılan yeni düzenleme ile 75 euro olan internetten yurt dışı alışverişin 30 euroya indirildiğini belirterek, “Her şeyden önemlisi posta yoluyla sipariş verilemeyecek eşyalar var. Bunlar cep telefonu, tütün ve tütün mamulleri, parfümeri eşyası ve Tekel ürünleri kesinlikle sipariş verilemez” dedi.

    Dünya Gümrük Günü Manisa’da da kutlandı. Manisa Gümrük Müdürü Nebi Köse ve müdürlük personeli Cumhuriyet Meydanında Milli Egemenlik Anıtına Çelenk sunarak Dünya Gümrük Günü kutlamalarına başladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bir açıklama yapan Manisa Gümrük Müdürü Nebi Köse, “Dünya ticaretinin tek bir şekilde uygulanması için Dünya Gümrük Örgütü kurulmuştur. Bu örgütün kurucu üyeleri arasında Türkiye’de vardır. 26 Ocak 1953 tarihinde ilk toplantısını yaptığı için bu gün Dünya Gümrük Günü olarak kutlanmaktadır. Her yıl bir sloganla kutluyoruz bu yıl ki sloganımız ’Etkin sınır yönetimi için veri analizi’” dedi.

    İhracatçıların işi yerinde yapılıyor

    Manisa Gümrük Müdürlüğünün ihracatçıların işini yerinde yapmaları için kurulduğunu kaydeden Nebi Köse, “Manisa sanayi ve tarımı birlikte götüren önemli bir şehir. Türkiye’de ihracatta ilk 10’da olan bir şehir. Oldukça başarılı bir şehir. Biz de bu konuda ticaret erbabının işlemlerini Manisa’da yerinde yapmak için buraya kurulduk. Şu ana kadar ki işlemlerde Bakanlığımız tüm gümrük işlemlerin kolaylaştırılması ve hızlandırılması için her gün çaba gösteriyor, yeni uygulamalar geliştiriyor. Biz de bu uygulamalara paralel ticaret erbabımızın işlemlerini hızlı ve güveli bir şekilde yapma çabası içindeyiz” diye konuştu.

    Yurt dışı alışverişine yeni düzenleme

    Yapılan yeni düzenleme ile 75 euro olan internetten yurt dışı alışverişin 30 euroya indirilmesi ve vatandaşların alışverişlerde nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda da açıklamada bulunan Köse şunları söyledi:

    “Yurt dışından yapılan siparişlerde o kıymete dikkat etmek gerekiyor. Her şeyden önemlisi posta yoluyla sipariş verilemeyecek eşyalar var. Bunlar mesela cep telefonu kesinlikle posta yoluyla gelecek eşyalardan değil. Tütün ve tütün mamulleri değil, parfümeri eşyası ve tekel ürünleri bu kapsam dışında. Bunlara vatandaşlarımızın dikkat etmesi gerekiyor. İlaç sipariş eden vatandaşlarımız mutlaka bu ilacı kullanması gerektiğine dair doktor reçetesi getirecek ki, ilacın kendi kişisel sağlığı için olduğunu dikkate alabilelim. Kıymet ve getirilebilecek eşyalara dikkat etmeleri gerekiyor. Bununla ilgili bakanlığımızın sitesinde ayrı bir bölüm var zaten.”

    Manisa ihracatının yüzde 20’si Manisa gümrüğünden

    2016 yılındaki ihracat ve ithalat rakamları hakkında da bilgi veren Köse, “752 milyon dolarlık bir ihracatımız var. Bir bu kadar da ithalat var. Ancak bu Manisa’nın ihracatının tamamı değil. Limanların yakın olması nedeniyle deniz yoluyla yapılan birçok ihracatlar aradaki formaliteleri kaldırmak için doğrudan limanlardan yapılıyor. Biz 2016 yılında Manisa’daki ihracatın sadece yaklaşık yüzde 20’lik kısmını yapmış durumdayız. Bu sene inşallah daha iyi olur ve daha fazla ihracat yaparız” ifadelerini kullandı.

  • İnternetten uçak bileti alımlarına 2016’da büyük ilgi

    İnternet artık hayatımızın her köşesinde. Hızlı bir şekilde aradığımız bilgiye ulaşabiliyor ve kolayca elde edebiliyoruz. Özellikle son yıllarda internetin getirdiği kolaylıklardan faydalanan sektörlerin başında da seyahat ve taşımacılık geliyor.

    Seyahat konusunda Google’da yapılan aramaları incelediğimizde otobüs ve uçak biletleri ile ilgili yapılan aramaların son 12 senede yükselişe geçtiği görünüyor. 2012’den bu yana ise bu yükseliş daha belirgin. Bu da şu anlama geliyor; insanlar artık seyahat planlarını ve programlarını internete bakarak, kontrol ederek ve araştırarak yapıyor. Arama motoru verilerinden bahsetmişken uçak bileti ile ilgili yapılan aramalar otobüs biletine oranla kat ve kat yüksek durumda.

    Türkiye’de yaşanan üzücü olaylar, terör saldırıları, internetten yapılan aramalara etki etse de, yıl içerisindeki genel trendin arttığını görüyoruz. Özellikle son yıllarda yaza denk gelen Ramazan ve Kurban Bayramı’nda yapılan aramaların sayısı en yüksek hacme ulaşıyor. İnternet sayesinde uçak bileti için yapılan aramalarda sefer, saat, uçak tipi, ikram, check-in gibi pek çok işlem bir kaç tıkla yapılabiliyor. Konu hakkında görüşlerini aldığımız Hepfly.com CEO’su Orkun Tekin, detaylı bilgileri paylaştı.

    Yıl içerisinde insanların etkileşimleri ve teknolojinin önceki yıllara nazaran daha hızlı ilerlemesi kişilerin seyahat alışkanlıklarının da değişmesine neden oldu. 2016 yılı verilerine göre İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya ve Adana illeri yurtiçinde en çok arama yapılan şehirlerdi. Yurt dışı seyahatleri için ise insanlar Bakü, Düsseldorf, Selanik, Atina, Amsterdam gibi seyahat süresi daha kısa olan şehirlere tercihlerinde öncelik verdi.

    Yurtiçi en çok arama yapılan şehirler şöyle:

    “İstanbul yüzde 36

    İzmir yüzde 16

    Ankara yüzde 13

    Antalya yüzde 13

    Adana yüzde 9

    Trabzon yüzde 7

    Gaziantep yüzde 5″.

    Büyükşehirler arası yapılan uçuş aramaları diğer İç Anadolu ve Doğu Anadolu şehirlerine oranla büyük farklılıklar göstermekte. İş imkanları, nüfus, yaşam standartları gibi etkenler daha çok genç kesimin havayolunu tercih etmesi ve fiyat araştırmasına neden olan önemli unsurlar olarak belirtiliyor. Bunun dışında yurtdışı aramalarına iş ve tatil açısından bakacak olursak tercih edilen şehirlerin arama oranlarının birbirine yakın olduğu gözlemleniyor.

    Yurtdışı en çok arama yapılan şehirler:

    “Bakü yüzde 20

    Düsseldorf yüzde 20

    Selanik yüzde 17

    Atina yüzde 15

    Amsterdam yüzde 14

    Phuket yüzde 14″.

    2016 yılı içerisinde uçak bileti sorgulama rakamlarının yüksek oluşu mobil uygulamaların da hayatımıza girişiyle birlikte büyük ölçüde bir artış gösteriyor. Kullanım kolaylığı ve bilgiye anında erişim, yolcuların karşılaştırmalarla bütçelerine en uygun bileti seçme imkanı sağlıyor. Seyahat alışkanlıklarının değişmesinde zaman ve konforun büyük bir payı olduğu da belirten Tekin, yıl içerisinde en çok bilet satışı gerçekleştirilen şehirlerin başında İstanbul, İzmir ve Ankara gibi metropoller olduğunu söyledi.

    Yurtiçi en çok bilet satılan destinasyonlar şöyle:

    “İzmir -İstanbul yüzde 20

    İstanbul -İzmir yüzde 19

    İstanbul – Ankara yüzde 18

    Ankara -İstanbul yüzde 17

    İstanbul -Adana yüzde 13

    İstanbul -Trabzon yüzde 13″.

    Yurtdışına yapılan uçuşlar yüzde 70 oranında tatil amaçlı. Bunun dışında seyahat edilen şehrin coğrafyası ve popülerliğinin de önemli olduğunun altı çizmek gerekir. Önceden gidilecek şehir ile ilgili araştırmalar yapılması, turizm firmalarının içerik konusunda da zengin bir kaynak hazırlamasına neden olmakta. Öyle ki birçok firma blog ve şehir sayfalarıyla da ziyaretçilerine seçim yapma konusunda yardımcı oluyor. İçerikler gidilecek şehirde ne yenir, nerede kalınır, neler yapılır gibi kişinin cevap aradığı sorulara yanıtlar sunuyor. Bu sayede yolculuk planlaması daha da kolay hale geliyor.

    Yurtdışı en çok bilet satılan destinasyonlar şöyle:

    “İstanbul – Bakü yüzde 20

    İstanbul – Tiflis yüzde 19

    İstanbul – Londra yüzde 18

    İstanbul – Amsterdam yüzde 17

    İstanbul – Roma yüzde 13″.

    2016 yılında yurtiçi satılan en uygun biletlerin 17 TL ile Antalya, yurtdışı en uygun bilet ise 120 TL ile Atina uçuşları olduğu belirtildi. Özellikle son yıllarda havacılık sektörüne yapılan yatırımlar, ülkemizde kurulan ve faaliyet gösteren havayollarının uçuş noktalarını artırması, global anlamda da büyük bir piyasa oyuncusu olmamızı sağladı diyen Tekin, 2017’de özellikle havacılık sektörü ile paralel olarak turizm sektörünün de yoğun ilgi göreceğini belirtti. Yaşanan ekonomik olumsuzluklar ve terör saldırıları aranma trendinde ay bazında düşüş gösterse de yıllık bazda artacağını vurgulayan Tekin, artık insanların tatile gidecekleri net tarihi kestiremeseler bile yoğun bir inceleme yaptığını ve bu yüzden aramaların arttığını da sözlerine ekledi.

    Hepfly.com’un da gelişimine devam ettiğini söyleyen Tekin, ’’2017 ziyaret hedefimizi önceki yıla oranla 4 katına çıkarmak istiyoruz. Ana odağımız yurtiçinde başarıyı sağladıktan sonra yurtdışına açılmak. Expedia 2016 yılında 71 milyar dolar iş hacmini yakaladı. Akıllı sistemler ve uygulamalar ile online turizm sektörünün büyümeye devam ediyor. Dolayısıyla pastadaki pay da sürekli artıyor’’ şeklinde konuştu.

  • İnternetten satışa sunulan ilaçlarla ilgili kritik uyarı

    Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, internetten satışa sunulan ilaçların çoğunun sahte olduğunu belirterek, halkın bu konuda duyarlı olması için çağrıda bulundu.

    Hitit Üniversitesi ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) arasında laboratuar hizmetleri alanında işbirliği protokolü için Çorum’a gelen Hitit Üniversitesi ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, son yıllarda artış gösteren sahte ilaç satışı ve Sağlık Bakanlığı’nın 2017 yılında hayata geçirmeyi planladığı ve dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanacak olan ürün takip sistemi hakkında açıklamalarda bulundu.

    En çok internet üzerinden satılan ilaçlar konusunda sorun yaşadıklarını dile getiren Gürsöz, ilaçların tek yasal satış yerinin eczaneler olduğuna dikkat çekti. İlaç takip sistemi ile kendilerinin tedarik zincirinin tamamen güvenli olduğunun altını çizen Gürsöz, “Bu işin başındaki kişi olarak, ilacı yöneten kişi olarak bu konuyu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Bunu dünyada bu kadar rahatlıkla söyleyebilecek başka bir ülke yok. Üretimden hastaya ulaşana kadar bu sürecinde bir sıkıntı yok. Ancak bir ilaç eczane dışına çıkarsa özellikle bilmediğimiz internet mecrasından satılmaya başlarsa sorun olmaya başlıyor. İlaç Takip Sistemi’ne (İTS) tabi olan ürünler ne kadar güvenliyse internetten satılan ürünler de o kadar güvensizdir. Zaten en başta bu işin yasal olmadığını söylemem gerekiyor. İnternetten satışı yapılan ürünlerin büyük çoğunluğuna yakalamalar yapılıyor, savcılıklara suç duyurunda bulunuyoruz ve internet sitelerini kapattırıyoruz. İnternet üzerinden satılan ilaçların çoğu sahte ilaçlardır, kaçak ilaçlardır. Yaptığımız tespitlerden çıkan sonuç budur. Biz bununla yoğun bir şekilde mücadele ediyoruz. Halkımızın da bu konuda bizim yanımızda olmasını istiyoruz” diye konuştu.

    Dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanacak olan Ürün Takip Sistemi 2017 yılında hayata geçecek

    Dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanacak Ürün Takip Sistemi’ni (ÜTS) 2017 yılında hayata geçirmeyi planladıklarını belirten Gürsöz, “Artık bizim takip edemediğimiz hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürün kalmayacak. Bizim açımızdan denetlemesi de son derece kolay hale gelecek. Piyasa gözetimi ve denetimini etkin bir şekilde yapacağız” dedi.

    Gürsöz, sistemin, şu anda uygulanmakta olan İlaç Takip Sistemi’nin benzeri olduğunu söyledi. İTS ile her bir ilaç kutusunun, üzerindeki barkod sayesinde üretim yerinden itibaren hastaya ulaşana kadar geçirdiği her aşamayı takip ettiklerini belirten Gürsöz, bu sistemin kendileri için çok kıymetli bir veri kaynağı olduğunu işaret ederek, böylelikle ilaç alanını da çok rahat yönetebildiklerini kaydetti.

    Şimdi aynı şeyi tıbbı cihaz ve kozmetik ürünleri için yapacaklarını anlatan Gürsöz, “ÜTS adını verdiğimiz bu projede temel de İTS’nin benzer mantığıyla yürütülecek. Özellikle tıbbi cihaz alanında tekil bazlı bir takip yapabileceğiz. Örneğin bir protezin kat ettiği yolları izleme şansımız olacak. Üretilen protez hangi hastaya kullanıldı, sonuçları ne oldu, tüm bunları takip edebileceğiz. Bu anlamda bizim için çok kıymetli bir veri kaynağı olacak. Bunu TÜBİTAK ile ortak bir proje şeklinde yaptık. Bakanlığımız ile TÜBİTAK arasındaki bir işbirliğinin ürünü olacak. Şu anda hızlı bir şekilde ürünler sisteme kaydediliyor. Belli modüller de bitti. Önümüzdeki yılın yaz aylarında, Haziran ya da Temmuz gibi, en geç 2017 sonunda bu sistemi devreye sokacağız” dedi.

    ÜTS ile takip edemeyecekleri hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürünü kalmayacağına dikkati çeken Gürsöz, “Artık bizim takip edemediğimiz hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürün kalmayacak. Bizim açımızdan denetlemesi de son derece kolay hale gelecek. Piyasa gözetimi ve denetimini etkin bir şekilde yapacağız. Halkımıza güvenli ürünleri oluşturma konusunda ya da güvensiz ürünleri hızla piyasadan çekme konusunda bu sistem bize çok büyük kolaylık sağlayacak. Devreye almayı 4 gözle bekliyoruz. Ekibimiz büyük bir gayretle çalışıyor. Belki de yıllar değil aylar içerisinde sistemi çalışır vaziyette görebiliriz” diye konuştu.

    “90 kişilik bir doktor grubu, bitkilerle tedavi alanında eğitim alıyorlar”

    Reçetelere bitkisel ürünler yazılabilecek Türkiye’nin muazzam bir bitki zenginliği olduğunu dile getiren Gürsöz, Avrupa kıtasında yetişenden daha çok sayıda bitkinin Türkiye’de yetiştiğini ifade etti. Türkiye’de yaklaşık 11 bin 800 bitki türü bulunduğunu ve bunların yaklaşık 3 bin 500’ünün sadece Anadolu coğrafyasında yetiştiğini kaydeden Gürsoy, Anadolu’nun yaylalarında ve dağlarında yetişen 350 civarında da tıbbi bitki olduğunu belirtti.

    Söz konusu bitkilerin, sağlık alanında kullanılması için çalışma yapıldığını anlatan Gürsöz, “Bunlar yaylalarımızdan, dağlarımızdan, tarlalarımızdan ürüne gitsin istiyoruz. Güvenli ürün haline gelsin, ambalaja girsin, eczanelerimizden ya da ilgili satış yerlerinden satılsın ve halkımızdan güvenli bir şekilde kullansın istiyoruz. Bu konuda bir çalışmamız var. Biz bir yandan kurum olarak tıbbi bitkilerden elde edilen ürün sayısını arttırmaya çalışıyoruz, diğer yandan da doktorlarımız, yani reçete yazabilen hekimlerimiz bunun eğitimini almaya başladılar. Şu anda yaklaşık 6 aydır 90 kişilik bir doktor grubu, bitkilerle tedavi alanında eğitim alıyorlar. Bu eğitimin sonuna yaklaştık. Kısa bir süre sonra ilk grup mezun olacak. Sonrasında bu hekimlerimiz artık bu bitkilerin özelliklerini, kullanım alanlarını, etkilerini yan etkilerini çok iyi öğrenmiş olacaklar ve artık reçetelerine bu tıbbi ürünleri yazmaya başlayacaklar, hastalarına artık bitkisel karışımlar tavsiye edecekler. Bunun ehil ihsanlar eliyle, hekimlerimiz eliyle olması çok önemli. Almanya’da aktif kullanımda olan 800 tıbbi ürün var ve Almanya’da her iki reçetenin birinde tıbbi ürün yazılıyor. Biz de bu yolda ilerlemek istiyoruz” şeklinde konuştu.