Etiket: İnsansız

  • İnsansız fabrikalar dönemi

    Uludağ Üniversitesi VI. Bilgilendirme ve Ar-Ge Günleri’nde “4. Sanayi Devrimi” tartışıldı. Oturuma katılanlar, “4. Sanayi Devrimi” ile beraber robot kullanımının artacağını, hükümetlerin şimdiden tedbir almaları gerektiğini vurguladı.

    Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde yapılan “4. Sanayi Devrimi” konulu panele konuşmacı olarak Siemens Bölge Satış Yöneticisi Çağlar Özer, Altınay Robot Teknolojileri Genel Müdürü Ömer Eren ve ODTÜ-BİLTİR Merkezi’nden Dr. Tarkan Gürbüz katıldı. TOFAŞ İleri Ürün Mühendisliği Müdürü Erhan Küçüksüleymanoğlu’nun yönettiği oturumda, “Endüstri 4.0” kavramıyla anılan yeni sanayi devrimi ele alındı.

    Türkiye’de ilk endüstriyel robotunu sanayiye kazandıran Altınay Robot Teknolojileri Genel Müdürü Ömer Eren, Endüstri 4.0’ın bütün endüstriyel üretim dünyasının, halihazırdaki sanayinin dijital teknoloji ve internet ile birleştirilmesiyle hayat bulacak bir dönüşüm olduğuna dikkat çekerek, “Robotlar, 3d yazıcılar, data analizi, internet, dijital fabrika gibi kavramların, gelişen teknolojik altyapıyla beraber artık bir arada düşünülmesi mümkün. Gerçek ve sanal dünya iç içe geçecek. Robot kullanımı artacak. Fabrikaların içinde çalışan bütün makinelerin, birbirinden bağımsız fabrikaların kendi aralarında haberleştiği, kendi durumunu inceleyebildiği ve hatta kararlar verebildiği bir yapı geliyor. Öyle ki artık ışığa ihtiyaç duymayan insansız ‘karanlık fabrikalar gündeme gelecek” dedi.

    Eren, bu dönüşümün mutlaka sosyal yansımaları olacağını da sözlerine ekleyerek, hükümetlerin mutlaka bu konuda tedbir alması gerektiğine dikkat çekti.

    Siemens Bölge Satış Yöneticisi Çağlar Özer, eskiden sanayi devrimi 100 yıllık biz zaman diliminde olurken, devrim niteliğinde dönüşümlerin artık 30 yıl gibi kısa bir zamanda gerçekleşebildiğini söyledi. “Endüstri 4.0” kavramı ilk kez 2011 yılında Almanya’da konuşulmaya başlandığını ve 2012’de strateji planı oluşturulduğunu anlatan Özer, “Endüstri 4.0 bir devrim değildir. Çünkü bu kavramın içini dolduracak şeyler hayatımızda zaten vardı. ‘Endüstri 4.0’ı devrim haline getirecek tek şey suni zekâdır” dedi.

    Türkiye’nin de ‘endüstri 4.0’a hazırlıklı olması gerektiğine işaret eden Özer, “Türkiye endüstride 2.0-3.0 arasında bir yerde Ama karamsar değiliz. 3.0’dan 4.0’a geçmek için bir platform oluşturuldu, çeşitli hazırlıklar var. Tabii ki sosyal yanıyla ilgili de önlemler alınması lazım. Birçok meslek yok olacak yeni meslekler ortaya çıkacak. Ben, işsizliğin artacağı görüşüne katılmıyorum. Tam tersine, vasıflı işçiye olan ihtiyacın yüzde 6 oranında artacağı öngörülüyor” diye konuştu.

    ODTÜ-BİLTİR Merkezi’nden Dr. Tarkan Gürbüz de sunumunda, “dijital dönüşüm”, “4. sanayi devrimi”, “endüstri 4.0” gibi isimlendirmelerin tamamının teknolojik dönüşümü ifade ettiğine işaret ederek, ülkemizdeki gereksinimlere yönelik olarak, 2016 yılında ODTÜ-BİLTİR Merkezi öncülüğünde “Teknolojik Dönüşüm/Endüstri 4.0 Platformu” kurduklarını anlattı.

    “Değişimi iyi anlamak lazım”

    Teknolojik dönüşüm sürecinde farklı uzmanlık alanlarına sahip ve aynı zamanda çok-disiplinli çalışabilen insan gücüne ve işbirliği ağına ihtiyaç duyulduğunu belirten Gürbüz, “Geleceğe hazırlanmak ve geleceği şekillendirebilmek için öncelikle değişimi iyi anlamak gerekiyor. Bilgiye dayalı dijital dönüşümde iletişim, etkileşim ve paylaşım döngüsü ön plana çıkıyor. Ben ‘endüstri 4.0’ dönüşümünde Türkiye’nin şanslı olduğunu ve yüksek potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da önemli adımlar atıldı zaten. Ancak ‘endüstri 4.0’da insan faktörü ve diğer sektörlerin unutulmaması gerek. Birçok insanın işini kaybedeceği korkusu var. Ama ne olursa olsun bu dönüşümü yaşamak zorundayız. İsrailli yazar Yuval Norah Harari’nin dediği gibi, ‘Paradigmasını değiştirip bu devrimi yakalayamayanlar alt tür haline gelebilir’. Dönüşümün olumsuzluklarını azaltmak için hükümetlerin sosyal politikalar üretmesi gerekecek” dedi.

    Oturumun ardından Rektör Prof. Dr. Yusuf Ulcay, konuşmacılara teşekkür etti ve her biri adına 5’er ağaç dikildiğini belgeleyen sertifikalardan verdi.

  • İnsansız hava araçları elektrik arızaları için havalanacak

    Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. (SEDAŞ ) Ar-Ge tanıtımını yaptığı projesiyle teknoloji ürünü termal kameralı dronelar buz yüküne karşı solüsyon kullanacak. Arızanın nerede olduğunu tespit edecek dronelar, şebekenin ulaşılması zor, vadi, tepe, yamaç benzeri ya da orman içinde kar kaplı arazide gidilemeyen noktalara rahatlıkla ulaşarak arıza tespitinin kolaylıkla yapılmasını sağlayacak.

    Ağır kış şartları ve yoğun kar yağışı nedeniyle yaşanan elektrik kesintilerine insansız hava araçlarıyla (Drone) havadan müdahale edilecek. Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (SEDAŞ) üniversiteler ile yaptığı işbirliği ile geliştirilen EPDK tarafından onaylanan proje hayata geçtiğinde, elektrik kesintisinin büyük kısmını oluşturan ve buz yükü adı verilen iletim hatlarının donması gibi arızalara multicopter ya da drone adı verilen insansız hava araçları ile müdahale edilecek. Arıza tespiti de yapacak olan dronelar buz yükü oluşan elektrik hatlarına solüsyon püskürterek buzların çözülmesini sağlayacak.

    Kesinti süreleri azalacak

    ’Buz yükü’ diye adlandırılan bu kütleler, iletkenlerde oluşan devasa ağırlıklarıyla, dinamik ve statik etki yaratarak iletkenleri kopartıp, izolatörleri yerinden sökebiliyor, direkler üzerinde yıkıcı etki oluşturabiliyor. SEDAŞ tarafından gerçekleştirilen ’Proje Fikri Yarışmasında’ birinci olan ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi Volkan Ulutaş’a ödül kazandıran proje, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile Düzce Üniversitesi akademisyenlerinin de katıldığı tanıtım toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. Prototip droneların geliştirilerek elektrik dağıtım sektöründe kullanımı, arızalardan kaynaklı enerji kesinti sürelerini de azaltacak. SEDAŞ’ın Ar-Ge projesi büyük bir ilgi ile karşılanırken, geliştirilecek prototip droneların elektik dağıtım şirketlerinde enerji adamlarının vaz geçilmez iş araçlarından biri olacağı düşünülüyor.

    SEDAŞ AR-GE için 8 milyon lira harcayacak

    Projenin geçen yıl Eylül ayında EPDK tarafından onaylandığını söyleyen SEDAŞ Yönetim Kurulu ve İcra Başkanı Bekir Sami Güven, “SEDAŞ olarak Türkiye’nin ve şirketlerin geleceğinin Ar-Ge’de olacağının bilinci ile hareket ediyoruz. 2017-2020 yılları arasında Ar-Ge için 8 milyon lira harcama yapmayı planlıyoruz. Genç arkadaşımız Volkan Ulutaş’ın hayaliyle start verdiğimiz projede şimdi SEDAŞ ekipleri multikopteri bu iş için uygun hale getirecekler. Yazılımları tamamlanacak, solüsyon taşıyacak aparatlar yerleştirilecek. Kanatlar bu iş için işlevsel hale getirilecek. Kısa sürede tamamlamalarını bekliyoruz. 1 saat havada kalabilen bu insansız hava araçları sayesinde müşterilerimize verdiğimiz hizmete ve müşteri memnuniyetine odaklanan tüm dağıtım şirketlerine de olumlu katkı sağlayabileceğiz. Üniversitelerle işbirliği içinde olacağız” açıklamasını yaptı.

    Planlı bakımların da bu proje sayesinde elektriği kesmeden yapılabileceğini sözlerine ekleyen Güven, “Bu zamana kadar özellikle sinema sektöründe kullanılan multikopterler şimdi elektrik için havalanacak. Müşteri memnuniyetinin yanı sıra çalışanlarımızın da iş kazası riskini azaltacak bir uygulama olacak” dedi.

    Arıza tespitini kolaylaştıracak

    SEDAŞ’ın 20 bin kilometrekarelik görev ve sorumluluk alanı olan, Sakarya, Bolu, Düzce ve Kocaeli illerinde, 45 ilçe ve bin 441 köyde elektrik dağıtım hizmeti verdiğini söyleyen Güven şunları söyledi: “Kış şartlarında özellikle Türkiye’nin coğrafi olarak en zor bölgelerinden biri olan Doğu Marmara’yı, sürekli aydınlıkta tutmak ve enerjinin sürekliliği için çalışıyoruz”.

    Son yıllarda kar yağışında bazı köylerde kar kalınlığının 1.5-2 metreye kadar ulaştığını anlatan Güven, “4×4 arazi araçlarıyla bile bu köylerdeki elektrik dağıtım hatlarına ve elektrik direklerine ulaşmanız uzun zaman alıyor. Arızanın olduğu noktaya kadar ekiplerin yolda geçirdiği süre boyunca halk elektriksiz kalıyor. Ancak projemiz tamamlandığında zorlu coğrafyamızda arıza tespiti kolaylaşacak ve solüsyon uygulaması ile hızlı müdahaleler gerçekleştirebileceğiz. Hemen müdahale etme ve arızayı giderme şansımız daha çok yükselecek” diye konuştu.

  • Orman yangın alanlardaki ölçümler insansız hava aracı ile yapıldı

    İzmir’in Buca ve Seferihisar ilçelerinde 3 Ağustos 2016 tarihinde çıkan orman yangınlarında yanan alanların ağaçlandırılması için yapılması gereken ölçümler insansız hava aracı (drone) ile belirlenerek sayısallaştırıldı ve haritalara aktarıldı. Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) İzmir’de ilk kez uyguladığı bu teknik ile hem zamandan hem de iş gücünden büyük tasarruf sağlandı.

    OGM’nin Buca ve Seferihisar orman yangınları sonucunda yürüttüğü enkaz temizleme ve arazi hazırlık çalışmaları devam ederken, ağaçlandırma çalışmalarının yapılacağı arazideki ölçümlerde yapılarak sayısal ortama taşınıyor. Büyük bir titizlikle yürütülen bu ölçümler sırasında ise İzmir’de ilk defa insansız hava aracından faydalanıldı.

    Drone İle 90 Derecelik Fotoğraflar Çekildi

    Ormancılık çalışmalarının fotoğraflanması ve videoya kaydedilmesinde kullanılan Drone’lar bu kez haritacılık kadastro çalışmalarında kullanıldı. Buca ve Seferihisar yangın bölgelerinde önceden belirlenen ve hassas GPS ile koordinatlanan noktalar üzerinde drone uçurularak 90 derecelik açıyla fotoğraf çekimleri yapıldı. Bu çekimler daha sonra bilgisayar ortamında sayısallaştırılarak yorumlandı ve haritalara aktarıldı. Bu haritalardan da faydalanılarak bölgedeki ağaçlandırma çalışmalarına başlanılacak.

    Hem Zamandan Hem De İş Gücünden Büyük Tasarruf Sağlanıyor

    Orman teşkilatının teknolojinin getirdiği yeni imkanlarla çalışmalarını desteklediğini belirten Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise, “Orman yangınlarının meydana geldiği arazilerde yapılacak ağaçlandırma için arazi ölçümlerinin yapılması gerekiyor. Misal olarak 50 hektarlık bir alanın yerden ölçümü 5 gün sürüyor. Ancak bu ölçümün drone ile yapılması durumunda çalışma 15 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabiliyor. Bu teknik sayesinde hem zamandan hem de iş gücünden büyük tasarruf sağlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

  • Gaziantep’te insansız hava aracı düştü

    Gaziantep’te insansız hava aracı (İHA) düştü.

    Edinilen bilgiye göre, Gaziantep’in Şehitkamil ilçesine bağlı Karacaahmet Mahallesi 10 Nolu cadde yakınlarındaki boş bir alana öğle saatlerinde insansız hava aracı düştü. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine giden polis ekipleri, düşen İHA’yı inceledi. İHA’nın üzerindeki kamera ile parçaları polis tarafından incelenmek amacıyla alındı.

    İHA’nın nereye ait olduğu bilinmezken, incelemenin ardından İHA’nın nereye ya da kime ait olduğunun ortaya çıkması bekleniyor.

  • Şanlıurfa’da insansız hava aracı düştü

    Şanlıurfa kırsalındaki bir tarlaya insansız hava aracı düştü.

    Edinilen bilgiye göre, akşam saat 22.00 sıralarında Şanlıurfa merkeze bağlı Hancağız kırsal Mahallesi’nin yaklaşık bir kilometre yakınında bulunan biber tarlasına insansız hava aracı (İHA) düştü. Köy üzerinde birkaç tur atan aracın tarlaya düştüğünü gören vatandaşlar durumu jandarmaya haber verdi. Olay yerine giden jandarma, düşen cismin İHA olduğunu belirledi. Çevrede güvenlik önlemleri alan ekiplerin olay yerindeki incelemesi devam ediyor.

    İHA’nın köy üzerinde birkaç tur attıktan sonra tarlaya düştüğünü belirten bir köylü, jandarmayı arayıp haber verdiklerini söyledi.

    Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.