Etiket: insan

  • “İnsan Barbıe” Antalya’ya Geliyor

    Victorias Secret’in en ünlü meleklerinden biri olan Candice Swanepoel’ün yanı sıra “Human Barbie” lakaplı Ukraynalı model Valeria Lukyanova da Dosso Dossi Fashion Show’da podyuma çıkacak.

    Türkiye’nin en önemli moda şovu olan Dosso Dossi Fashion Show, 10. yıl sürprizlerine devam ediyor. Antalya’da düzenlenecek şov kapsamında dünyanın en güzel top modelleri arasında gösterilen Candice Swanepoel’ün yanı sıra “Human Barbie” lakaplı Ukraynalı Model Valeria Lukyanova da podyumda yürüyecek.

    17 Aralık’ta Antalya Expo Center’da düzenlenecek şova katılmak üzere Türkiye’ye gelecek olan Valeria Lukyanova, beraberinde eşi, makyözü ve menajerini de getirecek. Antalya’da iki gün kalacak olan Valeria Lukyanova, ünlü top model Candice Swanepoel ile aynı podyumu paylaşacak. 30 yaşındaki Ukraynalı model, biri orijinal Barbie kıyafeti olmak üzere iki ayrı giysi sergileyecek.

    10 yılda gerçekleştirdikleri organizasyonlarda Türk hazır giyim firmalarının ürünlerini dünyaya pazarladıklarını belirten Dosso Dossi Fashion Show Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan, “Her organizasyonumuz bir öncekinden daha çok ses getiriyor ve büyüyerek devam ediyor. Ülkemizin ve Türk tekstilinin tanıtımına katkı sağlamaya devam ediyoruz” dedi.

  • AGÜ İnsan Ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cindioğlu:

    Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Dilek Cindoğlu kadınların savaşlarda, daha az fiziksel güce sahip oldukları için değil, kadın bedeni erkek bedenine kıyasla toplumun yeniden üretiminde daha etkin bir role sahip olduğu için hedef haline geldiğini söyledi.

    Prof. Dr. Cindoğlu, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) tarafından yayınlanan aylık strateji dergisi Analist’e verdiği röportajda, Suriyeli kadınların mağduriyetlerini anlattı.

    Savaş¸ın nereden ve kimin tarafından bakılırsa bakılsın kazananı olmayan bir süreç¸ olduğunu belirten Cindoğlu, savaşların dünyanın neresinde olursa olsun önce kadınları ve çocukları etkilediğini kaydetti.

    Cindoğlu, “Kadınlar savaşlarda daha az fiziksel güce sahip oldukları için değil, kadın bedeni erkek bedenine kıyasla toplumun yeniden üretiminde daha etkin bir role sahip olduğu için hedef haline geliyor. Kadınlar gelecek nesilleri biyolojik, sosyal ve kültürel olarak yeniden üretiyorlar. Yeni nesilleri doğuranlar da dilin, ku¨ltu¨ru¨n aktarımını sağlayanlar da çocuklara o toplumun tarihini, düzenini, adetini öğretenler de temel olarak kadınlar. Bu bağlamda du¨s¸u¨nu¨ldu¨gˆu¨nde kadın bedeni sadece kendisi olarak değerlendirilmeyip gelecek nesillerin, toplumun geleceğinin de garantisi olarak go¨ru¨lu¨yor. Bu nedenle şiddete, özellikle de cinsel şiddete oldukça fazla oranda maruz kalıyor” şeklinde konuştu.

    O¨nu¨mu¨zdeki yıllarda gerek Suriye iç¸ savaşının gerekse bölgedeki genel siyasal huzursuzluk halinin hepimizi etkilediğini ve daha da etkileyeceğini unutmamak gerektiğini vurgulayan Cindoğlu, bu etkileri hafifletmek için de herkese görevler düştüğünü dile getirdi.

    Cindoğlu şunları söyledi:

    “Bu konuda bürokratlardan yasa yapıcıya, akademisyenlerden ruh ve akıl sağlığı uzmanlarına, basından siyasetçilere kadar her birimizin içinde bulunduğumuz çalkantılı ve huzursuz dönemin etkilerini hafifletmeye yönelik neler yapabileceğini sorması gerekiyor.

    Siyasal şiddetin, kamusal alandaki şiddetin özel alana olan etkisini göz ardı etmeden, kadınların savaşta en önemli kaybeden olduğu bilinci ile önce çatışmasız ortamları yaratmaya sonra da yaratılan bu uzlaşı ortamlarında çatışma ortamlarının meydana getirdiği sosyal, psikolojik ve siyasal sorunları çözmeye ihtiyaç¸ var.”

  • İnsan Kaynaklarında Gelecek Bulutta

    Bulut tabanlı performans yönetim sistemi “Pusula360”, avantajlarıyla insan kaynakları çalışanlarının işlerini ve süreçlerini kolaylaştırıyor.

    Başarılı bir şirket olmanın yolu, insana verilen değerden ve insan kaynaklarına yapılan yatırımlardan geçiyor. Şirketler sürdürülebilir rekabeti sağlayabilmek ve çalışanlarının ihtiyaçlarına cevap verebilmek için var gücüyle çalışıyor. Çalışanların gelişimine ve kariyerine katkı sağlayan bulut tabanlı performans yönetim sistemi “Pusula360” ise, maliyet avantajı, çok kaynaklı geri bildirim, kolay değerlendirme, özelleştirilebilir anket, özel e-posta seçeneği, grafik raporlar, özel yorumlar, esneklik, veri güvenliği, sürekli erişim gibi avantajlarıyla insan kaynakları çalışanlarının işlerini ve süreçlerini kolaylaştırıyor.

    Küreselleşme, dijitalleşme, ekonomik problemler derken iş hayatımız temel değişimler geçiriyor. İş dünyası hiç olmadığı kadar hız ve çeviklik istiyor. Kurulması herhangi bir maliyet ve teknoloji gerektirmeyen “bulut” altyapısı, web’in ikinci büyük dalgası olarak dünyada ve Türkiye’de gelişmesini sürdürüyor. İnsan kaynakları yönetiminde bulut teknolojisi, avantajlarıyla öne çıkıyor. İnsan kaynakları bölümleri, özellikle çalışan sirkülasyonunun yoğun ve karmaşık olduğu firmalarda süreçleri kolaylaştıracak ve otomatik hale getirecek uygulamalara ihtiyaç duyuyor.

    İNSAN KAYNAKLARINDA BULUT TEKNOLOJİSİNİN GELECEĞİ NASIL GÖRÜLÜYOR?

    Yapılan araştırmalar bulut teknolojisi ve bulut tabanlı uygulamaların gelecekte hızla büyüyeceğine işaret ediyor. Deutsche Bank araştırmasına göre bulut teknolojisi kullananların sayısında büyük bir artış var. 2011 yılında 21 milyar euro olan bulut piyasası, 2016 yılında 71 milyar euroyu bulacak.

    Forrester’ın yaptığı tahmine göre ise genel bulut hizmeti pazarının son 3 yılın gelişimi ve olgunluğuna bakıldığında 2020 yılında 191 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. PWC’nin bir araştırmasına göre, “Neden bulut bilişimi tercih ediyorsunuz?” sorusuna kurumlar en çok yüzde 83’le maliyet tasarrufu, ikinci olarak da yüzde 76’lık geniş bir kesim erişim hakkı ve kullandıkça öde opsiyonu nedeniyle bulutu tercih ettikleri cevabını veriyor.

    İNSAN KAYNAKLARI BULUT TEKNOLOJİSİNİ GELECEĞİN PLATFORMU OLARAK GÖRÜYOR

    Bulutu depo olarak gördüğümüz, bulutun sahibi kim, benim bilgim nerede depolanıyor gibi sorular artık çok gerilerde kaldı. Türkiye’deki şirketler için bulut, asıl olması gerektiği yere yani yazılım, platform, altyapı olarak da var olma yoluna girdi.

    İNSAN KAYNAKLARI GELENEKSEL PERFORMANS DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMINI TERK EDİYOR

    İnsan kaynağının stratejik önemi bu kadar merkezi bir noktaya oturmuşken aşırı bilgi ve teknoloji yükü altındaki insan kaynakları uzmanları, çalışma ortamının sadeleştirilmesini talep ediyorlar. Geleneksel performans değerlendirme yöntemleri terk ediliyor. İnsan faktörünün en önemli ekonomik değer yaratıcısı olduğunun farkında olan “Pusula360”, stratejik insan kaynakları yönetiminin ihtiyaçları konusunda teknoloji ve bilgi tabanlı bir bakış açısına sahip. İnsan kaynakları bölümlerinin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen Pusula360 performans değerlendirme sistemi, kurumların ihtiyaçlarına daha fazla cevap bulabilmek için kendini devamlı geliştiriyor.

    DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN KAYNAKLARI BULUT TEKNOLOJİSİ UYGULAMALARI

    Dünyada ve Türkiye’de şirketler çalışanlarını değerlendirmede temel, teknik, yönetsel yetkinlikler, hedefler ve sonuçlara dönük performans değerlendirmesi yapıyorlar. Performans değerlendirme sistemleri insan kaynakları ücret yönetimini kolaylaştırırken, şirketlerin geleceğine etki eden stratejik planlama çalışmalarına da katkı sağlıyor. Yeni pozisyonları doldurmak, üretim ve hizmet etkinliğini arttırmak, kaliteyi yükseltmek iyi bir kariyer yönetimi gerektiriyor. Bu kapsamda çalışanlar performans sonuçlarına göre eğitim ve gelişim programlarına yönlendiriliyor, başka bir işe ilgi duyanlar rotasyona tabi tutuluyor. Yetenek havuzları çalışanları motive ediyor. İnsan kaynakları açısından performans yönetim sistemleri ücret yönetimi, personel planlama, kariyer planlamanın vazgeçilmez bir unsuru haline geldi.

  • İlkadım’da Öncelik İnsan

    İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, ’ben değil, biz’ anlayışıyla İlkadım’ı yönettiklerini söyledi.

    Kent genelini ilgilendiren birçok projeyi hayat geçirdiklerini kaydeden Başkan Erdoğan Tok, “Bizim faaliyete geçirdiğimiz hizmetlerimiz ve etkinliklerimiz Samsun geneline hitap etmektedir. Biz hizmetlerimizi insan önceliklerini tespit ederek yapıyoruz. Bir kentin acil çözülmesi gereken neyi varsa o çalışmaları hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi.

    KENTİN ÖTESİNDE VİZYON

    Yaşayan bir kentin tüm ihtiyaçlarını gözeten çalışmalara ağırlık verdiklerini söyleyen Başkan Tok, “Biz, İlkadım Belediyesi sınırlarının çok daha ötesinde bir kent vizyonu hedeflemekteyiz. Yalnızca günün ihtiyaçlarını değil gelecek nesiller içinde önemli yatırımlar yapıyoruz. Hayata geçirmiş olduğumuz projelerle vatandaşımızın sosyal yaşam alanını genişletiyoruz. İlkadım Belediyesi olarak birçok hizmeti ve projeyi yaparken önce kentimizin ve vatandaşımızın önceliklerini tespit ediyoruz. Bununla birlikte görevi devraldığımız günden bugüne sivil toplum örgütlerimizi ziyaret ederek istişareler yapıyoruz. Biz İlkadım’ı ben anlayışı ile değil, biz anlayışıyla yönetiyoruz. Biz sivil toplum örgütleri temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşları, vatandaşlarımız ve ekibimizle Büyük İlkadımız” diye konuştu.

    STANDARTLARI YÜKSEK KENT

    Hizmet anlayışlarının temel prensibinin vatandaşa hizmetin en iyisini ve en kalitelisini sunmanın gayreti olduğunu dile getiren Tok, “Belediyemiz, İlkadım’a yapılan hizmetleri, çağdaş belediyecilik anlayışının gereklerine uygun bir biçimde gerçekleştirme çabasındadır. Halkımızı modern, çağdaş ve standartları yüksek bir şekilde yaşatmak için çalışmalarımız devam edecektir” şeklinde konuştu.

  • İrfan Gürkan Çelebi’den İyi İnsan Modeli

    İrfan Gürkan Çelebi’nin son kitabı Perdeyi Yâr Kaldırır, Türkiye’nin önemli yayınevlerinden olan Nesil Yayınları tarafından okurlarıyla buluşturuldu. Kitap, 99 Ayet üzerine yazılmış kısa tefekkürlerden oluşuyor. İsmini Erzurumlu Alvarlı Muhammed Lutfi efendinin bir gazelinin giriş mısrasından alan kitap, toplumun içinde bulunduğu çöküntüden kurtulması için bir yol haritası vaadediyor.

    Perdeyi Yâr Kaldırır isimli son kitabı için İrfan Gürkan Çelebi, “Bu bir çare kitabıdır.” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü; “Toplumun içine düştüğü karamsarlık herkesin malumudur. İntiharların sıradanlaştığı, boşanmaların zirve yaptığı, arkadaşlıkların çürüdüğü, kardeşlerin birbirlerine düşman kesildiği bir zamanda yaşıyoruz. İnsanlığın hakettiği yaşama şekli bu mu olmalıdır sorusu üzerine düşünmeye başladığımdan beri aldığım mesafe bana insanların kibir ve egolarının bu kadar arttığı bir yüzyılın başka bir hayata kapı aralayamayacağını gösterdi. O zaman düşünmeye başladım toplum kendi kurallarını her koyduğunda kural koyucuların mutlak üstünlüğü meselesini aşamıyor. Zira insanın içinde kendisini başkalarından daha önemli sayan bir taraf var.”

    Çelebi, bu gerçeği anladıktan sonra kuralları mutlak bir otoritenin koyması durumunda hayatın nasıl olacağı üzerine düşünmeye başladığını ve bu kitabın bu noktadan başlayarak 99 Ayetlik bir yaşama rehberine dönüştüğünü söylüyor. Bizi yaratan ve yaşatan Allah’ın bunca güzellikler ihsan ettiği ve irade vererek önemsediği insanı mutsuz olması için yaratmadığını anladıktan sonra işinin kolaylaştığını belirtiyor ve kitabın oluşum sürecini şu cümlelerle özetiliyor; “Kuran’da iyi insan modelini nasıl üzerimize yakıştıracağımıza dair bir yöntem öneriyor mu diye bakmaya başladığımda, Rabb’imizin bize ayet ayet, anlaşılır bir şekilde neler yaparsak nefsimizin esaretinden kurtularak kalbimize döneceğimizi anlattığını görünce ümitlendim. Kurallar çok kolay ve elbette uygulanabilir. “Biz bu Kur’an’ı sana zorluk olsun diye göndermedik” ayetini okuduktan sonra insan bu dünyaya Allah tarafından mutlu olması için gönderildiğine emin oluyor. Peki ama nasıl sorusunun cevabını ise 99 ayet üzerinden Perdeyi Yâr Kaldırır kitabında anlatmaya çalıştım. İstedim ki, çaresizliğin ve yalnızlığın insanlığın kaderi olmadığını br kez daha en doğru kaynaktan hatırlatayım.”

    Çelebi; kitabı yazarken temel amacının neredeyse her evde olmasına rağmen bir türlü hayatın içine sokulamayan Kur’an-ı Kerim’in aslında insanların günlük yaşamlarında ihtiyaç duyulan herşeyi barındırdığını bir kez daha insanlara anlatmak olduğunu söylüyor.

    İrfan Gürkan Çelebi’nin bu son kitabı raflardaki yerini almaya hazırlanırken yazarının okuyucuyla ilk buluşması da İstanbul Tüyap Kitap Fuarında gerçekleşecek olan imza etkinliğiyle sağlanacak.

    Çelebi’nin Nesil Çocuk yayınları arasından geçtiğimiz ay çocukların kendi kahramanlarını tanıması için seri halinde yayınlanan hikaye kitaplarından ikincisi Kahramanım Mimar Sinan ismiyle çocuk okurlarla buluşmuştu.

    Perdeyi Yâr Kaldırı kitabının okuyucuya vermek istediği mesajı yazar kitabın arka kapağında kısaca şöyle özetliyor…

    Biliyorum şaşkınsın!

    Herşey üzerine üzerine geliyor…

    Bütün dertler sanki hedefi bulan bir ok gibi seni kalbinden vuruyor!

    Güvendiğin dallar tek tek kırılıyor…

    Ümitlerin tükeniyor…

    Tebessümlerin içindeki fırtınayı saklamak için kayan yıldızlar gibi gamzelerinden kayıp kayıp düşüyor.

    Kendini toplamakla meşgulken, dağıldıkça dağılıyorsun.

    Yüreğindeki derin sızı bir yanardağ gibi seni hayattan ayırıyor!

    Sen, evet sen! Kendisini yapayalnız zanneden sen!

    Seni yeniden hayata döndürecek…

    Sıkıntılarını iç huzuruna, çaresiliğini ümide çevirecek…

    Doksan dokuz müjden var!

    Hayatın Sahibinden, hayatından bezdiğini zanneden sana!

    Nicedir unuttuğun mutluluğa adım adım yürümen için…

    Artık şaşmaz bir yol haritan var.