Etiket: İnönü

  • İnönü Üniversitesinde teknoloji bağımlılığı paneli

    İnönü Üniversitesi Yeşilay Topluluğu tarafından Teknoloji Bağımlılığı paneli düzenlendi. Panel de konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, teknoloji bağımlılığının giderek arttığına dikkat çekerek, “Teknoloji bağımlılığı giderek artan bir problem” dedi.

    Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşen panele İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Durmuş, Rektör Yrd. Prof. Dr. Nusret Akpolat, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Önal, Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Parlakpınar, akademik ve idari personel ve öğrenciler katıldı.

    Panelde ilk olarak söz alan konuşmacılardan Tıp Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sedat Akbaş, hayatın her aşamasına giren teknolojinin gündelik yaşamı da düzenleyen bir unsur haline geldiğini söyledi.

    Teknolojinin özellikle iletişim ve bilgi edinme alanındaki alışkanlıkları değiştirdiğini kaydeden Akbaş, “Eskiden bir bilgiye ihtiyacımız olduğunda ansiklopediye bakar, sözlük açardık, iletişimi yüz yüze veya mektuplarla yapardık. Şimdi ise bir bilgiye ulaşmak istediğimizde internette arama yapıyoruz, çocuklarımız evde sokakta oyun oynamak yerine telefon tablet ve bilgisayarlarda dijital oyunları tercih ediyor. Alışverişleri dahi internetten yapar hale geldik” ifadelerine yer verdi.

    Teknolojinin en önemli getirilerinden birisinin de zaman kazandırdığını da ifade eden Akbaş, “Ta ki bağımlılığa dönüşüp zamanımızı çalar hale gelene kadar. İnternet cep telefonu akıllı telefon uygulamaları ve dijital oyunlar maalesef hayatımızın merkezine yerleşmiş durumda bunlar olmadan hayatımızı sürdüremez hale geldik.” şeklinde konuştu.

    Daha sonra söz alan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay ise sigara, alkol ve madde bağımlılığının insanlık tarihinin çok geçmişlerine kadar giden alışkanlıklar olduğunu ifade ederek, bağımlılıklarla mücadele yöntemlerinin bilindiğini söyledi.

    Teknoloji bağımlılığının ise son yılların bir problemi olduğunu dile getiren Kızılay, “Belki de son 10 yılın problemi, giderek artan bir problem. Teknoloji şu anda neredeyse çocuklarımızı esir almak üzere. İlkokul çocuklarını, anaokulu çocuklarını hatta yürümeye yeni başlamış olan çocuklardan başlıyor. Cep telefonuyla ve teknolojinin ürünleriyle hayata başlıyorlar. Ondan sonra artık eski duygu yüklü eski sosyal ilişkiler, çevre ilişkileri, komşuluklar toplumun sağlam bağlılığı akrabalık ilişkileri hepsini bir tarafa bırakarak; yeni bireysel yalnızlık ve kendi dünyasını o teknoloji ürünleriyle toplamak kalıyor. Bunları da belki sembolik olarak cep telefonunda birleştirebiliriz” şeklinde konuştu.

    Akıllı cep telefonlarının neredeyse her alanı kapsadığını belirten Kızılay şunları söyledi:

    “Yani internete bağlı akıllı cep telefonu artık küçük çocuklarımızdan cep telefonunu bu şekilde kullanan ona zamanın büyük kısmını ayıran, ileri yaşlara kadar bütün nesilleri ya da yaş gruplarını boyunduruğu altına almaya başladı. Onun için bütün bunları yerli yerince insani özellikleri taşıyarak ve koruyarak; nasıl kullanacağız nasıl daha iyisini üreteceğiz nasıl bunu bizim insani ve erdemli değerlerimizi koruyarak ve yaşatarak sürdüreceğiz. İşte bunun çabası içinde olmamız toplum olarak ülke olarak bununla ilgili çok güzel güçlü iyi çalışmalar yapmamız gerekiyor”

    Panelde daha sonra söz alan Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gürkan Gürok ise “Teknoloji sanırım öyle yani bizim hizmetimizdeyken çok faydalı ama bizim patronumuz olmaya başladığındaysa korkunç bir hal almaya başlıyor” ifadelerini kullandı.

    Gürok, madde bağımlılığını tanımlayarak şöyle konuştu:

    “Madde bağımlılığı, kişinin daha önce kontrol edebileceğini düşündüğü düşük düzeyde alabileceği maddeyi zamanla kontrol dışında psikolojik ve fizyolojik zorlanmalara bağlı olarak sürekli ve giderek artan miktarda ve zamanlarda almak zorunda kalmasıdır ve onun kötü etkilerini görmesine karşın hem hukuki hem sosyal hem de maddi anlamda onu bırakamaması onun kişinin yaşamını değiştirmesidir. Son yıllara kadar yani 2013’e kadar psikiyatri pratiğinde tanımsal olarak yeri yoktu; davranışsal bağımlılıkların madde bağımlılığı üzerinde duruyorduk. Biliniyordu fakat madde bağımlılığı toksik bir şey fizyolojik etkileri de var.”

    Panelin son konuşmacısı olarak söz alan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vehbi Bayhan’da internet ve sosyal medya bağımlılığı konulu sunumu yaptı.

    Programın sonunda teknoloji bağımlılığı ödüllü yazı yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

  • İnönü Üniversitesinde 28 Şubat konferansı

    İnönü Üniversitesinde 28 Şubat Postmodern Darbe konulu konferans düzenlendi.

    Genç Ensar, Düşünce Akademisi ve İnsani Değerler Topluluğunun ortak olarak hazırladıkları konferans Hoca Ahmet Yesevi konferans salonunda yapıldı. Konferansa İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, rektör yardımcıları Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek, Prof. Dr. Nusret Akpolat, Sağlık Kültür Spor Daire Başkanı Ömer Çelik, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Açılış Konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Ahmet Kızılay, darbeden mağdur olan, sıkıntılarını bizzat yaşayanlardan darbeyi dinleyeceklerini belirterek, “28 Şubat darbesinin üzerinden 21 yıl geçti. Ülkemiz 28 Şubat’ı konuşurken bir de üzerinden 15 Temmuz başarısız darbe girişimi 2016’da eklendi. İkisi sanki birbiriyle ilintili. Birbiriyle aynı olan odaklar, 28 Şubat darbesinin başka bir versiyonunu Türkiye’ye 15 Temmuz’da uyguladılar. Sizler de bizler de bu yüzden iki darbeyi tam tamına yaşadık ve ikisi de başarısız oldu. 28 Şubat kısmen zorluklarını bize iki üç yıl yaşattı. 15 Temmuz’da fiili olarak başarısız oldu. Sıkıntıları her geçen gün daha da geride bırakılıyor” ifadelerini kullandı.

    Konferansa konuşmacı olarak katılan Fahri Memur, Fatma Özdemir, Mustafa Kayan, Tuba Yıldız, Aynur Taşkesen de 28 Şubat döneminde yaşadıkları zorluklardan bahsederek yaşanılan maddi, manevi, sıkıntılı durumlarını dile getirdi.

  • Aliağa Belediyesinden İnönü Caddesine estetik dokunuş

    Aliağa’yı daha estetik ve daha yaşanılır bir kent haline getirmeye kararlı olan Aliağa Belediyesi, İnönü Caddesinde yaptığı çalışmalarda sona yaklaştı.

    Aliağa Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ile Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerinin koordineli yürüttüğü çalışmalarda sona gelindi. Fen İşleri Müdürlüğünün hummalı bir şekilde sürdürdüğü çalışmalar kapsamında 25 adet yeni nesil led aydınlatma armatürüyle cadde ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuldu. Kapalı pazar yeri kavşağına konumlandırılan Selçuklu motiflerine hakim ay yıldız figürlü ledli alüminyum şehir görseli de vatandaşların hayranlığını kazandı. İnönü Caddesinde çalışmalarını sürdüren Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri aydınlatma ve şehir görsellerine ilçenin muhtelif bölgelerinde yer vermeye devam edecek.

    Aliağa’nın daha yeşil bir görünüme kavuşması için çalışmalarını mesai mefhumu gözetmeksizin sürdüren Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri ise bitkilendirme ve yeşillendirme çalışmaları dahilinde orta refüje at kestanesi ağacı ile göz alıcı renkleriyle İnönü Caddesini süsleyecek oya ağaçları dikti. Aynı zamanda orta refüj ile kavşak çevrelerine dikilen; yıldız çalısı, bodur alev çalısı, altuni taflan, cennet çalısı, lavanta, yer minesi, top buksus, kızılcık, sabır ağacı ve fıstık çam türü bitkilerde caddeye ayrı bir zenginlik kattı. Devam eden çalışmalar çerçevesinde ağaç diplerinde renkli ağaç kabuklarıyla ve süs taşlarıyla yapılacak peyzaj uygulamaları da caddeye ayrı bir güzellik katacak. Sabır ağacı gibi birbirinden özel farklı bitki türlerini İnönü Caddesinde buluşturan Park ve Bahçeler Müdürlüğü caddeyi ılgın ağaçları ile süslemeye devam edecek.

  • İnönü Üniversitesinde Çağrı Merkezi dönemi başlıyor

    İnönü Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı Sami Durak, öğrencilerin Öğrenci İşleri Daire Başkanlığına daha rahat ulaşabilmeleri amacıyla çağrı merkezi kurulması kararının alındığını söyledi.

    Durak, yaptığı açıklamada, öğrencilerin problemleri kalmasın diye çağrı merkezinin kurulması amacıyla girişimde bulunduklarını belirtti.

    Öğrencilerin yaşadığı bir takım sıkıntıları çözmek amacıyla yapılan görüşmeler neticesinde çağrı merkezinin kurulması kararının alındığını belirten Durak, “Öğrencilerimizin mağdur olmamaları açısından hızlı bir şekilde çağrı merkezi kurulması kararı alındı. Gerekli olan firmalarla görüşüldü. Karara bağlandı. Gelip kurdular ve şu an aktif durumda. Tabi ki daha iyi hizmet verebilmek için sadece çağrı merkezi ile kalmayacağız daha ileri seviyede cep telefonuna mobil uygulamalarla ilgili çalışmalarımız olacak. Aynı zamanda internet ortamından, cep telefonundan mesajla soru sorma gibi alanları aktif hale getirmeyi düşünüyoruz. Onunla ilgili altyapı çalışmalarını oluşturuyoruz. Gerekli olan bütün işlemleri hızlandırmaya çalışıyoruz” dedi.

    Durak, öğrencilerin sorduğu soruların anlık olarak cevap verilmesi gereken sorular olduğunu ifade ederek, “Bazen anlık cevaplanması gereken sorular oluyor. Kayıt için, gerekli olan evraklar için ulaşmaya çalışıyorlar. Bu konuları duyurularda yayınlıyoruz ama öğrencilerimiz duyurulara çok fazla itibar etmiyorlar. Aslında duyurular kısmına genel olarak bakılsa orada gerekli olan bütün yolları takip etseler bu gibi sıkıntılarla karşılaşmayacaklar. Öğrencilerin problemleri kalmasın diye çağrı merkezi kurma girişimine başladık. Olması gereken durum budur. Üniversiteler artık bu şekle dönüşüyor” şeklinde konuştu.

    Çağrı merkezinin işleyişi hakkında bilgi veren Durak, “Bu proje benden önceki daire başkanıyla konuşuluyordu ve benden önce ayaklandı. Ben geldikten sonrada hızlı bir şekilde uygulamaya konuldu. Çağrı merkezini arayan öğrenciler olduğu zaman orada hızlı bir yönlendirme yapacağız. Öğrenciyseniz 1’i, akademisyenseniz 2’yi tuşlayın gibi olacak. Onun arka planında da soracağı sorular genel itibariyle basit olan kısımda cevaplanması gerekenleri cevaplayacağız. Onun dışında kalan soru varsa operatöre bağlanıp ilgili kişiyle görüşüp bilgi alacaklar” ifadelerini kullandı.

    Durak, sistemin devreye girmesiyle birlikte şikayetlerin azaldığının altını çizerek, “Biz bu bilgiyi web sayfasına da atacağız. Özellikle ders kayıtları, mezun pozisyonuna geldiğimizde ne yapmamız gerekli gibi soruların bir kısmını web sitesine yerleştirdik. Tabi ki bu yeterli değil, zenginleştireceğiz. Görevde kaldığım sürece iyi şeyler yapmayı düşünüyorum” diye konuştu.

  • Sunucu İkbal Gürpınar: “İsmet İnönü Lozan’a Nahum isimli bir Yahudi hahamla gitmiş”

    Atakum Belediyesinin düzenlediği Dünya Kadınlar Günü Programı’na katılan sunucu ve yazar İkbal Gürpınar, “İsmet İnönü Lozan’a Nahum isimli bir Yahudi hahamla gitmiş. ‘2023’e kadar Osmanlı topraklarından İslam’ın kökü kazınacak’ sözü verilerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına izin vermişler Lozan’da” dedi.

    Samsun Büyükşehir Belediyesi Atakum Sanat Merkezi’nde düzenlenen Dünya Kadınlar Günü ve Mutlu Kadın Mutlu Türkiye Fotoğraf Sergisi programına Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı ve eşi Fatma Taşçı, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Samsun İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı. Selamlama konuşması yapan Fatma Taşçı, Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Nesilleri kadınların yetiştireceğini söyleyen Fatma Taşçı, “Bir toplum ancak kendi öneminin farkında olan, eğitim ve sosyal hayatın içerisinde, gelecekten umutlu ve mutlu kadınların yetiştirdiği çocuklar ile geleceğe umutla bakabilir” dedi.

    Atakum Belediyesi olarak kadınlar için her türlü fedakarlığı yaptıklarını belirten Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, “Göreve gelir gelmez Özgecan Kadın Koordinasyon Merkezini kurduk. Samsun’da belediyeler arasında tek olan Kadın ve Aile Müdürlüğünü kurduk. Kadınlarımıza yönelik sayısız mesleki kurslar açtık. Kadınlarımızın hayatın her yerinde olabilmeleri için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Kadın mutlu olunca toplum mutlu olur felsefesi ile hareket ediyoruz. Kadının kendini geliştirmesi doğal olarak yetiştireceği nesillere yansıyacaktır. Bu da doğal olarak Türkiye’nin geleceğine yansıyacaktır” diye konuştu.

    “Depresyon ilacı kullanma oranı yüzde 160 artış sağlamış”

    Depresyon ilacı tüketimi konusuna değinen İkbal Gürpınar, “Türkiye’de geçmiş yıllara ait verilere bakıldığında depresyon ilacı kullanma oranı 2003 yılında 14 milyon 238, 2012 yılında 36 milyon 881 bin kutuyla yüzde 160 artış sağlamış. 2016’nın gayri resmi sonucu 86 milyon kutu depresyon ilacı. Türkiye çok mutsuz olduğu için mi? Hayır. Türkiye çok müthiş bir projeden geçirildiği için böyle. Fiziki etkiler olabilir ama imani bir ülkede bu kadar depresyon ilacı içilmesi yüz karası. Bir utanç kaynağımız” şeklinde konuştu.

    “Amerika’dan bana bir mesaj geldi”

    Başından çok şeyler geçtiğini belirten Gürpınar, “Bir yıl önce üç ayların başladığı gece oğlumla sinemaya gidiyordum cep telefonuma bir mesaj geldi. Mesajda: ’Hiç yakıştıramadım size cariye olmak istiyormuşsunuz, internet çalkalanıyor İkbal hanım’ dedi. Hemen internete cariye İkbal yazdım; benim resmim solda sağda ’Cumhurbaşkanını arzulayan kadınları en iyi ben bilirim; zevcesi, cariyesi olmaya razıyım emretsin’. Milyonlarca paylaştılar bunu. Önce inanamadım, defalarca baktım. Öyle Allah kahretsin demedim. İlk lafım ne oldu biliyor musunuz? ‘Hasbünallahü ve nimel vekil, nimel Mevla ve nimen nasir’ dedim. Bunu yapanları çok iyi bildiğim için onlar yatak odalarına kamera yerleştirmekten çok hoşlanırlar. Bir gazeteye verdiğim röportaj yüzünden beni ölüm listesine aldılar. Amerika’dan bana bir mesaj geldi: ’Seni bekleyen hazin sona hazır ol’ diye. Mesaja cevap verdim; ‘siz Allah mısınız da benim sonumu biliyorsunuz’ dedim. Cevap vermediler. Burada amaç İkbal’i karalamak değil Cumhurbaşkanımıza laf atmak” diye konuştu.

    “Özgürlüğümüze 2023’de kavuşacağız”

    16 Nisan’ın çok önemli bir tarih olduğunu belirten Gürpınar, “2023 niçin önemli biliyor musunuz? Cumhurbaşkanımız neden bu kadar 2023 diyor. Kitabımda yazdım. Ben bilmiyordum araştırma yapınca öğrendim. İsmet İnönü Lozan’a yanına kimi alarak gitmiş; bilin bakalım! Nahum isimli bir Yahudi hahamla gitmiş. ‘2023’e kadar Osmanlı topraklarından İslam’ın kökü kazınacak’ sözü verilerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına izin vermişler Lozan’da. Biz gerçek özgürlüğümüze 2023’te kavuşacağız. Sadece akıllı olalım” ifadelerini kullandı.

    Programın ardından Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı ve eşi Fatma Taşçı İkbal Gürpınar’a günün anısına hediye takdiminde bulundular.