Etiket: inme

  • (Özel) Her Altı Saniyede Bir Kişi İnme Geçiriyor

    Dünya Sağlık Örgütüne göre, 60 yaş üstü hastalarda en sık ölüm nedeni inme olurken, Türkiye’de 15-59 yaş arası insanlarda da 5. sırada ölüm sebebi gözüküyor. Uzmanlar, inmenin dünyada üçüncü sırada ölüm nedeni olduğunu ve her 6 saniyede bir kişinin inme geçirdiğini belirtti. İnme geçiren hastaların 5’te 1’inde ölüm gerçekleşirken, 3’te 1’i yatağa bağlı hayatını devam ettiriyor.

    İzmir’de inme geçirip son safhada hastaneye yetiştirilen Emine Sezer (67) ise, uygun tedavi yöntemi ile 3 günde eski yaşantısına döndü.

    İzmir Özel Tınaztepe Hastanesi doktorlarından Nöroloji Uzmanı Dr. Egemen Vardarlı ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağın Şentürk, inme hastalığı ile bilgi verdi, 67 yaşındaki hastaları Emine Sezer’in kurtuluş hikayesini anlattı. Uzman doktorların verdiği bilgiye göre, Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı araştırmada 60 yaş üstü hastalarda en sık ölüm nedeninin inme olduğu ortaya çıktı. İnme, Türkiye’de 15-59 yaş arası insanlarda da 5. sırada ölüm sebebi. Yapılan araştırmalarda, her 6 saniyede bir kişinin inme geçirdiği görüldü. İnme geçiren hastaların 5’te 1’inde ölüm gerçekleşirken, 3’te 1’i yatağa bağlı halde hayatını devam ettiriyor. İzmir’de yaşayan ev hanımı Emine Sezer de namaz kılarken inme geçirdi. Sezer, inme için uygun tedavi süresi olan 6 saatin sonunda hastaneye yetiştirilebildi. Başarılı bir tedavinin ardından Sezer, 3 gün içinde eski yaşantısına döndü.

    ÜÇ GÜNDE KENDİNE GELDİ

    Sezer’in sağlık durumu hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Egemen Vardarlı, şöyle konuştu: “Hasta önce acil servisimize başvurdu. Acil servisteki muayenesinde hastanın sağ tarafında ciddi bir güçsüzlük, konuşamama ve komaya doğru gidiş hali vardı. Biz tıkalı damarları kasıktan girerek açma şansına sahibiz. Hasta geldiğinde 20 dakika sonra anjiyoya alındı. Üç gün sonra hastamız kendi işini yapabilir haldeydi. Odanın içerisinde yürüyebiliyordu. Şuanda tek problemimiz, az miktarda unutkanlık. Bunun da önümüzdeki haftalarda daha iyiye gideceğini biliyoruz. Hasta işlem sırasında uyutuluyordu. Anestezinin etkisi geçtikten sonra fark ettik ki sağ taraf oynamaya başladı, hasta sorulara cevap vermeye başladı. Bu bulguları giderek güçlendi. Üç günün sonunda hiçbir kas güçsüzlüğü kalmamıştı.”

    “1 SAAT SONRA ŞANSIMIZ KALMAYACAKTI”

    Sezer, son safhada tedaviye alınmasaydı zemindeki diyabet, akciğer ve kalp hastalığı nedeniyle yoğun bakımda uzun süre vakit geçireceğini ve araya giren başka rahatsızlıkları nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşayacağını belirten Vardarlı, “Şuanda konuşamaz ve yatalak halde olacaktı. Sağ tarafını muhtemelen hiç hareket ettiremiyor olacaktı. Hastalar bu tür durumla karşılaştıklarında kısa zamanda hastaneye ulaşması gerekiyor. Biz çaresiz değiliz. Bir takım ilaçları önemli bir gurup hastada uyguluyoruz ve iyi sonuç alıyoruz. Damar açıcı tedaviyi maalesef her birim yapamıyor. Bunun için dünyada kabul edilen zaman sınırı 6 saattir. Biz hastamızı tam 6 saatin sonunda yakaladık. Belki bir saat sonra bizim de tedavi ile ilgili şansımız kalmayacaktı” diye konuştu.

    PIHTIYI ÇIKARDILAR

    İnme hastalığı ve Sezer’in durumu ile ilgili detaylı bilgi veren Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağın Şentürk de şunları söyledi: “Hastanın beyninin sol tarafına pıhtı nedeniyle hiçbir şekilde kan ulaşmıyordu. Biz bu pıhtının içerisinden geçip özel bir stent yardımı ile beynin normal kısmına ulaştık ve pıhtıyı çıkardıktan sonra kan gitmeyen bölgeyi normale döndürdük. Hastamız konusundaki en büyük korkumuz zamandı. Zaman bu işlemlerde çok önemlidir. Altı saati geçtikten sonra risk almaya başlıyorsunuz. Hastamız için karar almak bizim için zordu. Burada süre ile birlikte radyolojik görüntüleme de çok önemli. Radyolojik inceleme sırasında beynin ne kadarlık kısmının kansız kalıp etkilendiğini belirledik ve kurtarılabilecek olan beyin dokusunun ne kadar önemli olduğuna karar verdik. Uygun görüntüleme yöntemi ile beyinde hâlâ kurtarılabilecek alan olduğunu tespit ettik. Pıhtı çıkarma işleminden sonra hastamız neredeyse tamamen iyileşti.”

    “İNME KADER DEĞİL”

    İnme sonucunda hastanın yatağa bağlı olma, konuşamama, bilişsel işlevlerini yerine getirememe ve hatta ölme riski olduğunu hatırlatan Şentürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Özellikle ileri yaşlardaki hastalarda inme, ilk sırada ölüm sebebi. Toplumda maalesef hâlâ organize şekilde inme tedavisi yapılmıyor. İnme aslında bir kader değildir. Tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hasta uygun zamanda, uygun merkeze ulaştırılabilirse ve nöroloji uzmanlarının verdiği damar açıcı veya pıhtı çözücü ilaçların verilebildiği bir merkez, hem de damar içerisine girip beyin damarının içerisinden pıhtının özel malzemelerin çıkarılması işlemlerinin yapılabildiği merkeze ulaştırılabilirse hastaya tamamen iyileşme şansı veriyorsunuz.”

    RADYOLOJİK İNCELEME

    İnme durumunda kimi hastalarda geçici konuşmama, geçici güçsüzlük veya geçici körlük olabildiğini kaydeden Şentürk, şöyle konuştu: “Bu tip şikayeti olan hastaların mutlaka bir nöroloji uzmanına görünmesi gerekiyor. Daha sonra beyin damarlarına yönelik radyolojik bir incelemenin yapılması şart. Beyin damarlarında kritik düzeyde darlık tespit edilirse, o darlıkların mutlaka açılması gerekiyor. Bazı hastalarda kalp hastalarında, şeker hastalarında tansiyon hastalarında beyin damarlarında darlık olmasa da kalpten gelen ya da o sırada beyin damarlarında oluşan pıhtı inme problemine yol açabiliyor.”

    “ŞÜKREDİYORUM”

    Sağlığına kavuşan Emine Sezer ise, bu gününe şükrettiğini belirterek “Buraya nasıl geldiğimizi hatırlamıyorum. Ezan okundu, oturup dinledim. Abdest alıp namaz kılmak istedim. Ayağımı yıkadığımda düştüm, kıpırdayamadım. Sesim çıkmadığı için oğluma seslenemedim. Ter içinde kaldım. Odaya girdim ama namazı kılıp kılmadığımı hatırlamıyorum. Her şey olabilirdi” ifadelerini kullandı.

  • İnme, Tüm Aileyi Etkiliyor

    Denizli Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Çam inmenin (felç) en önemli halk sağlığı sorunlarından birisi olduğunu ve hastalığın tüm aile fertlerini olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

    İnmenin ani gelişen, 24 saat ve daha uzun sürebilen, beyinde kısmi veya yaygın hasara neden olan ve ölümle sonuçlanabilen bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Mustafa Çam, “Beyin damar hastalıkları ve serebrovasküler hastalıklar beynin bir bölgesinin geçici veya kalıcı olarak iskemi ya da kanama nedeniyle etkilendiği ve beyni besleyen damarların patolojik bir süreç ile doğrudan tutulduğu tüm hastalıkları kapsar. Vücudun bir yarısının tümü veya bir bölümünde meydana gelen uyuşma ve güçsüzlük, yutma güçlüğü, konuşma, okuma ve anlama bozukluğu, baş dönmesi, gövdeyi dik tutamama, çift görme ve görme kaybı inmenin belirtileridir. Son yıllarda inmeden koruyucu yöntemlerin yanı sıra inme tekrarının önlenmesi ve özellikle inmeli hastaların akut dönemde tanı, tedavi ve bakımları açısından önemli ilerlemeler kaydedilmiştir” dedi.

    Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Çam, inme hakkında şu bilgileri verdi:

    “Beyne giden damarın tıkanmasıyla beyin dokusunun kan akımı kesintiye uğrar. Bunun sonucunda ani gelişen beyin doku kaybına bağlı bulgular ortaya çıkarak hızlı yerleşir. Bu bulgular 1-2 günde tam düzelme, kısmi düzelme, maluliyet ve ölüm olasılıklarını içeren geniş bir değişkenlik gösterir. Bu nedenle hızla başlamış beyin doku hasarını durdurmak ve bölgesel kan akımını tekrar sağlayarak mümkün olduğunca geri dönüşü sağlamak gerekir. Bu amaçla hastanın durumuna göre çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Son yıllarda bu tedavi yöntemleri ile geniş hasta topluluklarında önemli çalışmalar yapılmıştır.”

    İnme geçiren ve uygulama koşulları uygun olan bir hastaya ilk 3-4,5 saat arası hemen müdahale edildiğinde yüzde 50 başarı elde edildiğini açıklayan Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Çam, “Denizli Devlet Hastanesi İnme Merkezi’nde uygulanan trombolitik tedavi yöntemiyle merkezimize başvuran 11 hastanın 8’inde iskemik inmenin yerleşmesi önlenerek kısmi veya tam düzelme sağlanmıştır. Bu tedavide süre çok önemli olmakla birlikte tek kriter değildir. Uygulamaya engel kriterler ekarte edilmeli ve yüksek riskli hastalara uygulanmamalıdır. İnme gelişimini önlemek amacıyla ikincil koruyucu tedavi yaklaşımlarına öncelik verilmelidir. Damarsal risk faktörleri belirlenmeli ve kontrol altına alınmalıdır. Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet gibi değiştirilebilir risk faktörleri tedavi edilmeli, sigaradan uzak durulmalı ve obezite ile mücadele edilmelidir” dedi.

  • İnme Hastaları Esogüye Helikopterle Gelecek

    Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ)’nin yeni bir uygulamayı daha başlatarak inme hastalarının en erken saatte hastaneye ulaştırılmasını sağlayacağı belirtildi.

    Uygulama ile civar iller başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında bulunan inme hastaları ambulans helikopter ile Tıp Fakültesine getirilecek. Dünya İnme Gününe dikkat çekmek için düzenlenen toplantıya katılan ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, yeni uygulama ile Türkiye’nin her yanından inme hastalarının Tıp Fakültesine ambulans helikopter ile sevk edileceğini söyledi. Yakın zamanda uygulamanın hayata geçeceğini belirten Rektör Gönen, “Sağlık Bakanlığı ile yapacağımız protokol yakında tamamlanmış olacak. Bu protokolü tamamladığımızda Hakkari’den, Edirne’den, Kars’dan, Muğla’dan hastalarımız, bizim İnme Merkezimize gelmiş olacaklar. Türkiye’nin her noktasından gelmiş olacaklar. Belli bir zaman yok,ama Kasım ve Aralık gibi olabilir. Protokol görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.

  • Dünya İnme Günü

    Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Özdemir, her yıl dünyada 6 milyon kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiğini, bu hastalıkla ilgili 2010 yılında 72 milyar dolar olan yıllık mali kaybın, 2030’da 183 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini belirtti.

    Dünya İnme Günü dolayısıyla, ESOGÜ Tıp Fakültesi İnme Merkezi’nde hayata yeniden başlayan hastaların da katıldığı bir toplantı düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, inme ünitesinde şu ana kadar 460 hastanın tedavi gördüğünü söyledi. İnme ünitesini 2012 yılında hizmete soktuklarını belirten Rektör Gönen, “İnme hastalığı sakatlığa yol açan hastalıklar arasında birinci sıradadır. Dünyada kalp krizi ve kanserden sonra 3. sırada ölüm nedeni oluşturmaktadır. Saatler içerisinde beynin kanlanma yetersizliği ile geri dönülmez olarak sebep görmesine neden olmaktadır. Müdahale için mutlaka çok organize bir sistem gerekmektedir. Eskişehir Valiliği, Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği, İl Sağlık Müdürlüğü ile sağlanan protokolle, Eskişehir ve çevresindeki müdahaleye uygun hastalar üniversitemize getirilerek tedavi almaktadırlar” dedi.

    “HER 5 KADINDAN 1’İ İNME İLE KARŞI KARŞIYA”

    Konuşmasında, hastaların kendi imkanlarıyla hastanelere gitmeye çalışmamasının gerektiğini söyleyen ESOGÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, Yoğun Bakım ve Beyin Damar Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Özdemir, 112 ekiplerinin kullandığı ekipmanlarla hastaların doğru hastanelere götürdüğünü söyledi. Tedavide ilk 6 saatin de çok önemli olduğunu vurgulayan Özdemir, hastalıkla ilgili genel bilgilere değinerek, “Her yıl dünyada 15 milyon kişi inme geçiriyor. 6 milyon kişi ise inme nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu rakam dünya genelinde AIDS, tüberküloz ve sıtma kaynaklı ölümlerden daha fazla. Her 5 kadından biri ve her 6 erkeden biri inme ile karşı karşıya. Amerika verilerine göre kadınlarda inme geçirme olasılığı meme kanserinden fazla. Türkiye’de de kadınların daha sık inme geçirdiği gözleniyor. İnme iki farklı şekilde ortaya çıkıyor; İskemik inme; kan damarları içerisinde bulunan bir kan pıhtısının, kan akışını durdurması sonucu görülüyor ve inme vakalarının yüzde 83’ünü oluşturuyor. Hemorajik İnme; Beyni besleyen kan damarlarının kanaması sonucu görülür ve inme vakalarının yüzde 17’sini oluşturuyor.

    “İNME MERKEZİNDE 460 HASTAYA MÜDAHALE EDİLDİ”

    ESOGÜ’de gerçekleştirilen tedavilerle ilgili açıklamalarda bulunan Özdemir, “Kapsamlı inme merkezini bünyesinde barındıran ve Eskişehir’in merkezi olan ESOGÜ İnme Merkezi’nde toplam 460 hastaya müdahale edilmiştir. 110 hastaya katater, 350 hastaya da kol damarı yoluyla yapılan müdahaleler sonucunda ortalama yüzde 50 hasta, hafif bağımlı veya bağımsız olarak yaşamlarına devam etmektedirler. Tüm bunların yanı sıra inmede ekonomik kayıplar da azımsanacak gibi değil. 2010 yılında yıllık mali kayıp 72 milyar dolarken, 2030’da bu rakam 183 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Özellikle 45-64 yaş arasında inme geçirme olasılığının önümüzdeki senelerde ciddi bir artış göstereceği öngörülüyor” ifadelerine yer verdi.

    HASTALARDAN TEŞEKKÜR

    Öte yandan inme hastalığına yakalanarak ESOGÜ’de sağlıklarına kavuşan hastalar, 112 ekiplerinin kendilerini doğru zamanda doğru hastaneye getirdiklerini anlattılar. Tedavi sonrası hemen ertesi gün taburcu olduklarına değinen hastalar, doktorlara da teşekkür ettiler.

  • İnmeden korunmak için 10 adım

    Memorial Hizmet Hastanesi İnme Akut Tedavi Ünitesi’nden Prof. Dr. Reha Tolun inme’nin en önemli sebebinin beyin damar pıhtısına bağlı olduğunu söyledi. Tolun, “Belirtiler kısa süre için düzelse bile evde beklemek inmenin tekrarlaması ve kalıcı olması riskini doğuracağı için tehlikeli olabilir.” dedi.

     

    İnmenin en sık görülen, önlenebilir en önemli nörolojik hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Reha Tolun, “İnme gelişme riski yaşla beraber artmaktadır. İnme kendini çoğunlukla aniden ortaya çıkan bir felç, his kaybı, konuşma güçlüğü, tek veya çift taraflı görme bozukluğu, baş dönmesi, dengesizlik ve çift görme gibi yakınmalarla gösterir. Hastalığın en önemli nedeni beyin damar pıhtısı veya diğer bir deyişle beyin damar tıkanıklıklarına bağlı beyin enfarktüsleridir. Beyin damar pıhtısına bağlı inme tedavisinde yararlılığı kanıtlanmış en önemli tedavi yöntemi ise tıkalı damarın açılmasıdır.” şeklinde konuştu.

     

     

     

    İnme geçiren hastaların tedavi edildikleri zaman yüzde 50 oranında sakatlık oranının azaldığını kaydeden Tolun, “Hastanız sizi anlıyor mu? Kendini ifade edebiliyor mu? Dişlerini göster veya gülümse dediğinizde yüzü bir tarafa çekiliyor mu? Kolu veya bacağı güçsüz mü? Bu soruların yanıtları inmeye doğru ve zamanında müdahale için çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.

     

     

     

    Tolun, inme belirtilerine karşı da şu tavsiyelerde bulundu:

    * Belirtiler kısa süre için düzelse bile evde beklemek inmenin tekrarlaması ve kalıcı olması riskini doğuracağı için tehlikeli olabilir.

    * İnme belirtileri olan kişiye evde Aspirin vermek doğru değildir.

    * İnme belirtileri olan kişinin tansiyonunu düşürmek için ilaç verilmemelidir.

    * Hemen ambulans çağırılmalı, yoksa en uygun taşıt ile hastaneye gidilmelidir.

    * Ambulans doktorunun gidilecek hastaneyi hastanızdan haberdar etmesi önemlidir.

    * Mutlaka hastanın yanında hastaneye gidilmelidir.

    * Hasta yakını tedavilerin yapılabilmesi için onay vermelidir.

    * Doktor muayenehanesi, poliklinikler, aile sağlık merkezleri ani ortaya çıkan inmenin tedavisi için uygun kurumlar değildir.

    * Hastaya o sırada en yakın olan veya önceden başka nedenle tedavi olduğu hastane de inme tedavisi için en uygun hastane olmayabilir. Uygun olmayan bir kuruma gitmek tedavi şansını büyük oranda ortadan kaldıracaktır.

    * Mutlaka pıhtı eritici ilaç ve kateter tedavi yöntemlerinin uygulanabildiği, içinde bir inme ünitesinin bulunduğu bir hastaneye başvurulmalıdır.”