Etiket: İmzalar

  • Türkiye’nin İlk Zeka Ölçeği Projesi İçin İmzalar Atıldı

    Milli Eğitim Bakanlığı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi arasında ‘Türkiye’nin İlk Zeka Ölçeği Projesi’ protokolü imzalandı. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, “Çocuklarımızın değişik alanlardaki özel yetenekleri için çalışmalarımız devam edecek” dedi.

    Eskişehir Ali Güven Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleşen protokol imza törenine Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör ve diğer ilgililer katıldı. İmza töreni öncesi bir konuşma yapan Bakan Avcı, psikolojik testlerin uzun yıllar boyunca Türkiye’de ihmal edilen bir sorun alanı oluşturduğuna değindi. Bakan Avcı, “Bu testlerin gerçekte ne kadar kültür bağımlı olduğunu göz ardı ederek maalesef başka ülkelerde ve o kültürel bağlamlarda geçerliliği olan testlerden ayrım gözetmeksizin ülkemizde de uygulanmaya çalışıldı, uygulandı ve dolayısıyla burada ciddi bir zafiyet olduğu açıktı” dedi.

    Anadolu Üniversitesi ile Özel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışma ile geçmişte yaşanan sıkıntıların önüne geçileceğini söyleyen Bakan Avcı, “Çocuklarımızın değişik alanlardaki özel yeteneklerini olabildiğince erken yaşta belirlemeye ve onlara o özel yetenekleri doğrultusunda özel eğitim programları geliştirmeye yönelik çalışmalarımız daha da hız kazanarak devam edecek” şeklinde konuştu.

    “HER ÇOCUĞUN KENDİNE GÖRE ÖZEL BİR YETENEĞİ VAR”

    Bakan Avcı, her çocuğun kendine ait özel yetenekleri olduğunu, çocukların başarılı olması için de bu yeteneğe ağırlık verilmesi gerektiğine dikkat çekti. Avcı konuşmasına şöyle devam etti:

    “Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak artık üstün yetenekli tabirini kullanmıyoruz. Çünkü biliyoruz ki her çocuğumuzun kendine göre bir özel yeteneği vardır. Bazıları bir yeteneğinde özel bir yetenek sahibidir, bazıları sporda, bazıları sanatta, bazıları da matematik gibi problem çözme alanlarında özel yetenek sahibi olabilirler. Önemli olan hangi çocuğumuzun hangi alanda diğer yeteneklerine göre daha fazla gelişmiş bir yeteneğe sahip olduğunu olabildiğince erken bir yaşta teşhis edip, ona göre ona özel programlar uygulayabilmek. İşte bugün protokolünü imzalayacağımız çalışma da tam bu amaca yönelik bir testin protokolü oluyor.”

    “TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ ZEKA ÖLÇEĞİNİ GELİŞTİRMEK ÜNİVERSİTEMİZDE DOĞACAK”

    Rektör Naci Gündoğan ise, bu konuda çalışmalarını sürdüren ekibin başarılı çalışmalara imza attığını söyledi. Üniversite olarak bu işin akademik ve bilimsel boyutuyla ilgili olduklarını aktaran Gündoğan, projenin Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Anadolu Üniversitesi’nde ortaya çıkacağını ifade etti. Gündoğan, “Protokolümüze konu olan zeka ölçeğine gelince, bu konuda yıllardır çalışan arkadaşlarımız ÜYEP elemanlarımız. Ekibimiz başarılı çalışmalara imza attı. ÜYEP zaten TÜBİTAK projesi aracılığıyla kurulan merkezimiz ve Türkiye’nin ilk yerli zeka ölçeği geliştiriliyor fakat tabi şunu da ifade etmek lazım ki, biz üniversite olarak işin akademik boyutu, bilimsel boyutu ile ilgiliyiz. Milli Eğitim Bakanlığımız da bize bu konuda çok destek verdi, haklarını mutlaka teslim etmemiz lazım. Özelikle sahada uygulama aşamasında Özel Eğitim Genel Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Bakanlığı personeline, öğretmenlerimize minnettarız, teşekkür ediyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde de bu çalışmalar devam edecek ve Türkiye’nin ilk yerli zeka ölçeğini geliştirmek üniversitemizde, Milli Eğitim Bakanlığımızın bu işbirliği neticesinde doğacak diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör arasında protokol imzalandı.

  • Konyalı KOBİ’lerin Verimliliğini Artıracak Projede İmzalar Atıldı

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘KOBİ’lerin Verimliliğinin Artırılması Projesi’nin Konya’daki uygulamasına ilişkin protokol imzalandı. 6 pilot ilde 6 farklı sektörde uygulanacak proje için Konya’da motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı sektörleri seçildi.

    Konya Valiliği, Konya Sanayi Odası, Konya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, Selçuk Üniversitesi ve MEVKA ile Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından imzalanan proje kapsamında, saha araştırmaları ve KOBİ’ler düzeyinde pilot uygulamalar yapılacak.

    “KOBİ’LERİN VERİMLİLİK POTANSİYELİ DAHA YÜKSEK”

    Konya Sanayi Odası ve Konya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nün de yer aldığı proje hakkında bilgi veren Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, 6 ilde 6 farklı sektörde uygulanan projenin amacının, imalatçı KOBİ’lerin verimliliğini artırarak küresel rekabet güçlerini geliştirmek olduğunu söyledi. KOBİ’lerin verimlilik potansiyelinin büyük ölçekli firmalara göre daha yüksek olduğunu anlatan Yılmaz, “KOBİ’lerin verimliliğini artırma potansiyeli, büyük firmalara nazaran daha fazla. Ancak burada önemli açığımız var. KOBİ’lerin rekabet gücünün artırılması, yenilikçi girişimciliğin geliştirilmesi, KOBİ istihdamının artırılması açısından KOBİ’lerin verimliliğinin artırılması gerekiyor. Bu tespitten hareketle yola çıktık. Projenin temel çıkış noktası da, KOBİ’lerde verimlilik algısı ve kurumsallaşması ile üretim ve yönetim algısının geliştirilmesidir” şeklinde konuştu.

    Düzenlenen imza törenine, Konya Vali Yardımcısı Mehmet Kamil Sağlam, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mehmet Musa Özcan, Konya Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Ömer Şen, Konya Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Veli Tekelioğlu katıldı.

  • Faruk Kalkavan: “Kısa Zamanda SES Getirecek İmzalar Attık”

    Bakü’de 17-19 Aralık 2015 tarihleri arasında yapılacak uluslararası fuara hazırlandıklarını söyleyen Self Insvestment Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Kalkavan, sundukları hizmetleri anlatma fırsatı yakalayacaklarını bildirdi.

    Self Insvestment Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Kalkavan, Türkiye’de yaptıkları yatırımların ardından şimdi de Orta Asya, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinde faaliyet göstermeye başlayacaklarını bildirdi. Özellikle Körfez ülkelerinden gelen yoğun gayrimenkul danışmanlığı taleplerinin kendilerini bu bölgeye yatırım yapmaya yönelttiğini belirten Kalkavan, “Türkiye ile birlikte Orta Asya, Orta Doğu ve Körfez ülkelerindeki yatırımcılara gayrimenkul alımı, satımı yapmak isteyenlere danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ayrıca bu sektörde iş yapmak isteyen yoğun gruplar söz konusu. Bu alanda işbirliği yapmak isteyenlere de danışmanlık servisi sunuyoruz. Şimdiden bu kapsamda büyük anlaşmalar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz” dedi.

    Birçok yerli ve yabancı olmak üzere büyük ölçekli firmalara danışmanlık verdiklerini aktaran Kalkavan, yeni kurulmalarına rağmen deneyimli bir kadroya sahip olduklarını, sektörün dinamiklerine vakıf bir ekiple müşterilerine hizmet verdiklerini vurgulayarak, “Hizmet verdiğimiz tüm ülkeleri çok iyi biliyoruz. Danışmanlık hizmeti verdiğimiz müşterilerimizin taleplerini iyi etüt edip, en iyi yatırım fırsatlarını sunuyoruz. Profesyonel bir ekibe sahip olmamız en büyük artılarımızdan sadece biri. Bakü’de 17-19 Aralık 2015 tarihleri arasında yapılacak uluslararası fuara hazırlanıyoruz ve şimdiye kadar bu fuarda açılmış en büyük standın iki katı büyüklüğündeki bir stant açacağız. Sektördeki tüm paydaşlara sunduğumuz hizmetleri anlatma fırsatı yakalayacak” ifadelerini kullandı.

    Büyük yatırımcılıklarla büyük projeleri buluşturduklarını belirten Kalkavan, “Önemli ve butik projelerin münhasır satışlarını gerçekleştirip bunları Arap ve Körfez ülkelerine pazarlıyoruz. Kendi alanındaki büyük ve önemli projelere imza atmak için yola çıktık. Profesyonel ekibimizle, geniş fon portföyümüzle kısa zamanda dikkatleri üzerimize çektik. Kısa zamanda ses getirecek imzalar attık. Bu gelişmelerle birlikte Aralık ayında Bakü’de gerçekleştirilecek olan uluslararası gayrimenkul fuarında en büyük stantlardan birini açmanın da mutluluğunu yaşıyoruz. Bu fuarda hedef kitlemizle buluşacağız. Ayrıca Körfez fonlarıyla gayrimenkul sektörünü buluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

    Yatırımcıyı yakından tanıyarak, risk/getiri rasyonel analizini doğru şekilde yaptıklarını söyleyen Faruk Kalkavan, “Yatırımcıların ihtiyaçlarına en uygun yatırım stratejileri ve alternatifleri sunma bakımından rakiplerimizden ayrılıyoruz. Self Investment olarak yurtiçi ve yurtdışı piyasaların değerlendirmesi, uygun yatırım fırsatlarının zamanında müşterilerine aktarılması bağlamında eşsiz bir servis ağına sahibiz. Yaptığımız araştırmalar ve birbirleri ile koordineli çalışan analistlerin verdikleri raporları titizlikle güncelliyoruz. Uzun ve emek yoğun bir süreçten sonra müşterilerin tüm beklentilerini karşıladık” dedi.

    Özel müşteri gruplarına da hizmet verdiklerini belirten Kalkavan, her aşaması titizlikle ve filtre edilerek gerçekleştirilen özel yatırım önerilerini müşterilerine ilettiklerini vurguladı. Türk menşeli olup belirtilen bölgelerdeki en büyük yatırımcılara danışmanlık veren kurum olduklarının altını çizen Kalkavan, sadece Türkiye’deki değil, Orta Asya, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinde hızla tanındıklarını vurguladı.

  • Afyonkarahisar’ın Kirazı İçin İmzalar Atıldı

    Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye’deki kiraz ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu karşılayan Afyonkarahisar’ın dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’e kiraz ihraç etmesi hususunda imzaların atıldığını belirtti.

    Antalya’da gerçekleştirilen ve ülkemiz prestiji açısından çok önemli olan G-20 Zirvesi’nde Çin ile 7 anlaşma imzalandığının altını çizen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping başkanlığında gerçekleştirilen toplantılarda iki ülke arasında imzalanan anlaşmalardan birisi de Afyonkarahisar kirazlarının Çin’e ihraç edilmesine yönelikti. İmzalanan bu anlaşma neticesinde Afyonkarahisar’ımızın kirazı 2016 yılında Çin pazarına girecek” dedi.

    Afyonkarahisar Sultandağı kirazını dünya çapında marka haline getirmek maksadıyla yürütülen “Kiraz Markası İnşa Projesi” çerçevesinde kendisinin de 2012 yılında Ankara’da tanıtım toplantısına katıldığını vurgulayan Bakan Eroğlu, “Tanıtım adına yürüttüğümüz bu projeler şimdi meyvesini vermeye başladı. Türkiye’nin ihraç ettiği her üç kirazdan birini karşılayan Afyonkarahisar, şimdi gıda alanında dünyanın en büyük pazarı olan Çin’e giriyor” ifadelerini kullandı.

    “3 YILDIR BU İMZA İÇİN UĞRAŞILDI”

    Tam 3 yıldır bu imza için uğraşıldığını ifade eden Bakan Eroğlu, “Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) bu konuda çok uğraştı. Özellikle bu hususta TOSYÖV Başkan Yardımcısı İhsan Başer’e de teşekkür ediyorum. Ayrıca Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası da büyük gayretler içinde oldu. Afyonkarahisar’dan Çin’e kiraz ihracatı için gerek diplomatik, gerekse mevzuat düzenlemeleri anlamında ciddi emek harcadılar” dedi.

    Afyonkarahisar’da özellikle Sultandağı ve Çay kirazlarının Uluslar arası piyasada zaten kendini ispat ettiğini ifade eden Bakan Veysel Eroğlu, “Çin’de satılan kiraz ile bizim kirazlarımız arasında büyük fark var. Rengi, kokusu ve aroması ile ilk kez Afyonkarahisar kirazıyla tanışacak Çinliler ağzının tadını bulacak ve bir daha bu kirazdan vazgeçemeyecekler” dedi.

    Markalaşma olmadığı için Afyonkarahisarlı üreticilerin yeterince kazanç sağlayamadıklarına dikkati çeken Bakan Eroğlu, “Sultandağı ve Çay kirazları bu markalaşmayı yakaladı. Diğer ürünlerde de bu markalaşmayı yakalamak gerekiyor. Marka olan ve olmayan aynı ürün arasında fiyat açısından büyük farklar oluyor” şeklinde konuştu.

    “KİRAZ ÜRETİCİ HEMŞEHRİLERİMİZE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”

    İmzalanan anlaşma ile 1,4 milyarlık Çin pazarına giren Afyonkarahisarlı kiraz üreticisi hemşehrilerine her türlü desteği vereceklerinin altını çizen Bakan Eroğlu, “Bugüne kadar bu desteği verdik, bundan sonra da özellikle sulama ve pazarlama hususunda bu desteklerimiz sürecek. Afyonkarahisar’ımıza hayırlı olsun” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Burdur Gölü İçin İmzalar Atıldı

    Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Burdur Gölü Havzası ve Eylem Planının İlanı ve İmza Töreni’ne katıldı.

    Burdur Gölü Eylem Planı’nda görev alan ilgili kurum temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda Bakan Eroğlu, Burdur Tabiat Turizmi Master Planı kapsamında tabiat ve yayla turizmini canlandırarak, Antalya’ya gelen 10 milyon turistten en azından 2 milyon turisti Burdur’a yönlendirmeyi planladıklarını dile getirdi. Eroğlu, “Burdur Gölü’nün eylem planı konusunda sözümüzü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Esasen bu çalışmalar özellikle Cumhurbaşkanımız Başbakan iken bana talimat vermişti. Burdur’la bizzat ilgilen diye. Burdur Gölü’nü takip et diye.. hatta bölge müdürlükleri kurulurken Doğa Kortuma ve Milli parklar Bölge Müdürlüğü’nün bizzat Burdur’a kurulması talimatını vermişti. Burdur’umuzu biz büyütmek istiyoruz, bu konuda tabiat turizmi master planı diye büyük bir plan hazırladık. İnşallah bunu Allah nasip ederse, gerekirse bende gelince tarafları toplayalım bu konuda ne yapabiliriz, konuşalım en azından Antalya’ya gelen 10 milyon turistin 2 milyonunu buraya mutlaka yönlendirmemiz lazım. Bunun için ayrıca bir eylem planı hazırlayacağız” dedi.

    Bakan Eroğlu konuşmasında Burdur’a yapılan yatırımlar ve Akdenizgep Projesi kapsamında Burdur’a yapılacak yatırımları anlattı.

    “SU KALİTESİNİ YÜKSELTMEMİZ LAZIM”

    Burdur Gölü’nün kurtarılması için öncelikle arıtma tesisleri ile suyun kalitesinin yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Eroğlu, “Burdur Gölü’nün hakikaten kurtarılması lazımdır. Sayın Başbakanımız 2008 yılında talimat vermişti. Bende o zaman Çevre ve Orman bakanıydım bu konuda denetim planı hazırladım. Çalışmalar sürdü daha sonra revize ettik ve neticede en son dedik ki kimin neyi ne zaman yapacağı belli olsun, bir eylem planı hazırlayalım, önce Cumali Bey çok güzel bir şekilde ifade etti. Defalarca toplantılar yapıldı, taraflar dinledi. Biz bir kitapçıkta özellikle eylem planında kimin neyi ne zaman yapacağını kurumların sorumlukları burada belirtilmiş durumdadır. Aşağı yukarı bütün kurumlar başta bizim Bakanlığımız, bana bağlı DSİ, Su Yönetimi, Doğa Koruma ve Milli Parklar, Orman Genel Müdürlüğü hepsi var. Bizim dışımızda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, belediyeler ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi bakanlıklara itibariyle eylem planı hazırlandı. Bu konuda Başbakanlığında bize yüklediği bir mesuliyet var. Bende koordinasyonu sağlayacağım. İnşallah hedefimiz güzel, yapılacak çok şey var biliyorum. Burdur Gölü’nün suyunun temizlenmesi lazım, bunun için atıksu arıtma tesislerinin, katı atık bertaraf tesislerinin, sanayi atıklarını önlememiz gerekir. Su kalitesini kontrol etmemiz lazımdır. Erozyon göle toprak atıyor, bunlar için çok büyük eylem planı hazırladık. İnşallah hayırlara vesile olur. Burdur Gölü için bugün bir milattır. Bunun takipçisi olacağız zaten 4 ayda bir toplantı yapılacak, kim neyi ne zaman yaptı veya yapamadı, ihtiyaç olursa, sıkıntılar var bunların çözümüyle alakalı har türlü çalışmayı yapacağız. İnşallah ben hayırlı olacağına inanıyorum. Artık bu işin sahipleri var ve bunun bir planı var. inşallah hayırlı ve uğurlu olur” şeklinde konuştu.

    “UYUYAN GÜZELİ UYANDIRACAĞIZ”

    Burdur Valisi Hasan Kürklü ise, “Bugün Burdur açısından hakikaten çok özel bir gündür. Burdur Gölümüzün kurtarılması, gelecek nesillere aktarılması bakımından gelecek nesillere aktarılması bizim için çok çok önemli, bugün Sayın Bakanımızın müjdelerinden bir tanesi de Burdur’un tabiat turizminin arttırılmasıyla ilgili, master planının yapıldığı yönündeydi. O noktada hakikaten biz hep şunu vurguluyoruz, Burdur bir inci, görülmemiş, elde edilmemiş bir incidir. İnşallah desteklerinizle, bu güzeli uyandıracağız. Herkesin görmesi noktasında biz de elimizden geldiğince desteklemeye gayret edeceğiz” diye konuştu.

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı da, Burdur Gölü Havzası ve Eylem Planı hakkında sunum yaptı. Burdur Gölü’nün son yıllarda su seviyesinde ciddi düşüş yaşaması nedeniyle Bakan Veysel Eroğlu’nun talimatı ile Burdur Gölü Eylem Planı’nın hazırlandığını kaydeden Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, “Eylem Planı kapsamında göle olan baskılar ve etkiler ile havzanın genel durumu değerlendirilerek, havzada tespit edilen tedbirler ve uygulaması gerekli görülen eylemler tespit edilmiştir” dedi.

    EVSEL ATIK SU TESİSLERİ KURULUYOR

    Evsel Atık Su Tesislerinin kurulduğunu ve mevcut tesislerin iyileştirildiğini anlatan Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, “Havza içinde faaliyette olan Burdur Atıksı Artıma Tesisi ile işletmeye alınacak olan Kemer İlçesi Atık Su Arıtma Tesisi ve Isparta Gönen AAT’nin havzanın evsel atık su probleminin çözümüne yeterle olmayacağı görülmekte olup, AAT olmayan diğer belediyelerin AAT kurulum çalışmalarının hızlandırılması gerekmektedir. Bu sebeple belediyelerin AAT yapım çalışmaları Eylem Planının önemli bir parçasını oluşturuyor. Atılan adımların göl su kalitesi üzerinde önemli olumlu neticelerinin olması beklenmektedir. Kanallara ve gölü besleyen derelere ulaşan kentsel atık sular gölü tehdit etmektedir” diye konuştu.

    SANAYİ ATIKSULARI KONTROL ALTINA ALINIYOR

    Havzada oluşan ve alıcı ortama deşarj edilen endüstriyel atıksuların tamamının Burdur Gölü havzası içinde kaldığına dikkat çeken Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, “Burdur Gölü Havzası’nda çok fazla gelişmemiş olmasına rağmen, 2 adet organize sanayi bölgesi ve bazı münferit sanayiler bulunmaktadır. Bunlardan yalnızca Isparta Süleyman Demirel OSB’nin ileri arıtma teknolojisi ile faaliyet gösteren bir atıksu arıtma tesisi bulunmamakta olup, arıtılmış atıksuları kanal vasıtası ile göle ulaşmaktadır. Burdur OSB’nin atıksu arıtma tesisi bulunmamakla birlikte mevcut durumda atıksularını Burdur Belediyesi’ne ait atıksu arıtma tesisinin ileri arıtmaya dönüştürülmesi için ihale çalışmaları devam etmektedir. Havzada faaliyet gösteren tekstil, gıda gibi işletmeleri, oluşturdukları atıksular ile göl için risk oluşturan sektörlerdir. Münferit sanayilerin atıksu arıtma tesislerinin tamamlanması ve mümkün olduğu ölçüde müşterek atıksu arıtma tesisine bağlanması ile OSB atıksu arıtma ve ön atıksu arıtma tesisi tamamlanması ve iyileştirme çalışmaları eylem planı kapsamında yürütülecek çalışmalar arasında yer almakta olup, göl su kalitesi üzerinde kritik öneme sahiptir” dedi.

    Genel Müdürü Kınacı, katık atık işleme, geri kazanım ve bertaraf tesislerine yönelik bakanlık tarafından her türlü desteğin sağlanacağını vurguladı.

    BURDUR GÖLÜ SU DENGESİ KONTROL ALTINA ALINIYOR

    Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı son olarak Burdur Gölü su dengesi kontrol altına alınacağını açıkladı. Yeraltı suyu çekimlerinin göle olan etkisinin araştırıldığını belirten Genel Müdür Kınacı, raporun tamamlanması ile yeraltı suyu kullanımı ile ilgili envanter elde edileceğini, su dengesinin kontrol altına alınacağını söyledi.

    Konuşmaların ardından Burdur Gölü Eylem Planı’nı imzaladı. İmza töreninden sonra Burdur Gölü’nün kurtarılması için kent geleninde çalışmalar yapan Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Derneği Başkanı Süleyman Faki ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Bakan Eroğlu’na teşekkür plaketi takdim etti.