Etiket: İmkanı

  • KİTAM, araştırmacılara her türlü imkanı sunuyor

    Üç yıl önce kapılarını araştırmacılara açan Karadeniz İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi(KİTAM), bilimsel araştırma yapmak isteyenlere her türlü imkanı sunuyor.

    2014 yılında faaliyete geçen KİTAM’da ileri analiz cihazlarının yer aldığı laboratuvarlar bulunuyor. Bölgesel, ulusal ve uluslararası kalkınmaya yönelik her türlü çok disiplinli araştırma ve Ar-Ge çalışmalarının yapıldığı KİTAM’da eğitim ve test/analiz hizmetleri veriliyor. KİTAM’da biyoteknoloji, malzeme, görüntüleme ve karakterizasyon ile otomasyon birimlerinden oluşan 22 laboratuvar 5 sistem odası, konferans salonu ile araştırmacılara hizmet sunuyor. KİTAM’ın kar amacı gütmeyen ticari bir kuruluş olmadığının altını çizen KİTAM Müdürü Prof. Dr. Orhan Büyükgüngör, KİTAM’ın araştırmacılara destek amaçlı devlet tarafından açılan bir kurum olduğunu söyledi. KİTAM’da araştırmacıların ihtiyaç duyduğu bütün araç gereci bünyesinde barındırdığını söyleyen Büyükgüngör, araştırmalardan sadece sarf malzemelerinden cüzi bir miktarın alındığını, bu miktarların KİTAM’ın ‘http://www.omu.edu.tr/tr/arastirma/kitam-merkez-lab’ adresinde mevcut olduğunu anlattı.

    Büyükgüngör, “Talep konusunda istediğimiz düzeyde değiliz. Sanayi, belediyeler, kurumlar araştırmalarını burada yapabilir. Burası bütün araştırmacılara açık kapsamlı bir kurum. Özellikle sanayicilerimize ürettikleri malzemelere kalite testi konusunda yardımcı olabiliriz” dedi.

    “Merkezimiz, üst düzey teknik donanıma sahip”

    OMÜ’de yeni bir merkez olduklarını belirten KİTAM Müdürü Prof. Dr. Orhan Büyükgüngör, “Çağın gereklerine uygun sistemlerle donatılan KİTAM merkez laboratuvarının üniversitemiz ve ülkemizin ihtiyacı olan nitelikli araştırmalar yapmak, eleman yetiştirilmesine katkıda bulunmak, bölgemizde çeşitli devlet ve özel kurumlarının Ar-Ge çalışmalarına ve analiz taleplerine cevap verebilecek nitelikte modern bir laboratuvar haline gelmiştir. Merkezimizde yer alan taramalı elektron mikroskobu FEG elektron tabancasına sahip olup hassas biyolojik numuneler düşük voltajda görüntüleyebilmektedir. İkincil elektron çözünürlüğü 1,2 nm olup 5 nm parçacık görüntüsü alınabilmektedir. SEM üzerinde bulunan EDX ve WDS detektörleri kullanılarak, bor ile uranyum arasındaki tüm elementlerin kalitatif ve kantitatif analizleri yapılabilmektedir. 30 kV hızlandırma voltajı uygulanarak, STEM detektörü ile DF/BF TEM görüntüsü alınabilmektedir. Taramalı elektron mikroskobu, katı malzeme örnekleri ve yüzey detaylarını nanometrik boyutlara kadar görüntüleme imkânı sunuyor. Ayrıca malzemeleri oluşturan element türleri ve miktarları oransal olarak çıkarılabiliyor. Cihazın üniversitede bulunması, doğal taş, maden cevheri, metalik, polimerik, kompozit malzemeler ve biyolojik dokuların yakın yüzey özelliklerinin artık Samsun’da belirlenebilmesi anlamına geliyor. Yeni yapılan bir kompozit malzemenin hem kompozisyon analizi, hem de topografik bilgileri elde edilebilmektedir. Bu yönü ile Ar-Ge çalışmalarında üniversite-sanayi iş birliğini sağlayacak önemli cihazlardan biridir” şeklinde konuştu.

    “Bilim insanlarıyla sanayicileri bir araya getirmeyi hedefliyoruz”

    KİTAM’ın amacının üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde bilim insanı ile sanayiciyi bir araya getirmek, sorunlara yüksek teknolojili çözümler bulmak olduğunu söyleyen Büyükgüngör, “Merkezimiz TÜBİTAK, TEKNOPARK, KOSGEB kapsamında yeni patentlik ürünler geliştirmek ve sonuçta istihdama da katkıda bulunmak amacını gütmektedir. Merkezimiz, araştırma geliştirme faaliyetlerinde kullanılan pahalı ve değerli olan ve birçok araştırmacıya hitap eden malzeme ve cihazları bir arada hizmete sunarak projelere alt yapı desteği sağlamaktadır. Bu anlamda; malzeme üretimi, biyolojik markaların üretimi, gen-protein karakterizasyonları, mutasyon ve GDO analizleri, gen ekspresyon profillerinin oluşturulması, tohum geliştirilmesi gibi projelerle beraber, Ar-Ge faaliyetlerini yürüten şirketlere de hizmet edecek yeterliliktedir. Tıp ve veteriner fakülteleri, fizik, kimya, biyoloji bölümleri ile Mühendislik Fakültesindeki birçok bölümde yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tez çalışmalarını yürütebilecek ileri düzeyde araştırma laboratuvarları bulundurmaktadır” diye konuştu.

  • İAÜ’den Suriyeli sığınmacılara eğitim imkânı

    İstanbul Aydın Üniversitesi(İAÜ), KİRON ile imzaladığı anlaşma çerçevesinde Suriyeli sığınmacı gençlere eğitim imkânı sunacak. Projeyle, Suriyeli gençlerin yüksek öğretime erişimini ve istihdam edilebilirliğini arttırmak hedefleniyor.

    “Eğitim diplomasisi” kavramı ve “bilgiyi ürüne dönüştürme” misyonu ile hareket ederek Türkiye’nin en önemli uluslararası üniversitelerinden biri olma yolunda hızla ilerleyen İAÜ, yeni bir uluslararası işbirliği anlaşmasına daha imza attı.

    KİRON ile anlaşma

    Almanya’da bir grup genç girişimcinin bir araya gelerek kurduğu, Almanya ve Avrupa’da üniversiteye gidemeyen Suriyeli göçmenlere online uzaktan eğitimler veren bir sivil toplum kuruluşu olan KİRON ile bir anlaşma imzalayan İAÜ bu sayede, Suriye’deki iç savaş yangınından kaçıp Türkiye’ye sığınan gençlere sertifikalı eğitim imkanı sağlayacak.

    “Amaç suriyeli gençleri topluma kazandırmak”

    İAÜ ve KİRON işbirliği, Türkiye’de bulunan ve yüksek öğretime erişimi olmayan Suriyeli gençlere KİRON’un online derslerini takip etme ve İAÜ kampüsünde mesleki bilgi ve beceri kazandıracak sertifika dersleri tamamlama şansı veriyor. İAÜ Florya Halit Aydın Kampüsü’nde gerçekleştirilen imza törenine İAÜ Rektörü Prof. Dr. Yadigâr İzmirli ve KİRON’un Kurucusu ve Genel Direktörü Marcus Kresler katılırken, Rektör Prof. Dr. İzmirli projenin amacını; “iç savaşın etkilerinden Türkiye’ye sığınan Suriyeli gençlerin iş bulmasını veya iş kurmasını kolaylaştırmak ve topluma uyumlarını sağlamak” olarak açıkladı.

    İlk ders 2017 başında

    Avrupa’daki birçok üniversitede de geçerli kabul edilen KİRON ve İAÜ’nün vereceği dersler, 2017 yılı başında İşletme alanında başlayacak. Ardından yazılım ve bilgisayar bilimleri alanındaki dersler bunu takip edecek. KİRON benzer projelerle 2 binden fazla sığınmacı gencin 30’a yakın üniversite üzerinden ücretsiz eğitimler almasını sağlıyor.

  • Belediyelere 144 ay taksit imkanı

    ’Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun’ hakkında açıklama yapan Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) İhtilaflı Primler Daire Başkanı Mürsel Baki, belediyelere alt banttan başlayarak 144 ay taksit imkanı sağladıklarını söyledi.

    SGK Samsun İl Müdürlüğü ’Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun’ hakkında bilgilendirme toplantısı düzenledi. Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıya; SGK İhtilaflı Primler Daire Başkanı Mürsel Baki, SGK Samsun İl Müdürü Ünal Kaya, şube müdürleri ve kurum yetkilileri katıldı. Toplantıda; SSK işveren, işsizlik sigortası primi, damga vergisi, ÖTV, Bağ-Kur primleri, emekli kesenekleri, sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, GSS primleri, İdari Para Cezaları (İPC), Ek-5, Ek-6 ve 2925 primleri vb. kurum alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin 6736 sayılı Kanun konuları katılımcılara sunumlarla anlatıldı.

    “Darbe ve terör olaylarının, onarılması gereken hasarlar bıraktığı bir gerçektir”

    Türkiye’nin ekonomik anlamda büyüdüğü, yerel ve küresel çapta kendinden söz ettiren bir ülke olduğunu söyleyen Daire Başkanı Mürsel Baki, “Ülkemizin son dönemde yaşadığı darbe ve terör olayları ekonomik aktörler üzerinde derin olmayan ancak onarılması gereken hasarlar bıraktığı bir gerçektir. Ekonomik istikrarı tekrar tesis etmek, iş dünyasındaki güven ortamını sağlamak en önemli gündem maddesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşanan olağanüstü durumlar nedeniyle ekonomi içerisinde yer alan aktörlerin borçlarını yapılandırarak ekonomideki istikrarın kaldığı yerden devam etmesi hükümetimizin en önemli önceliklerinden birisidir. Bu noktada hem işverenlerimize hem de vatandaşlarımıza ödeme kolaylığı sağlaması bakımından 19 Ağustos 2016 tarihinde bazı alacakların yeniden yapılandırmasına ilişkin 6736 sayılı Kanun yürürlüğe konulmuştur” dedi.

    “Bozma koşulu söz konusu olmayacaktır”

    Kanundaki bazı başlıkları paylaşan Mürsel Baki, “Belediyelerimize, alt banttan başlayarak 144 ay taksit süresi imkanı sağladık. Ancak belediyelerimizin genel bütçe paylarından kesilmek suretiyle bu yapılandırmaya müracaatlarını resen alacağız. Genel bütçe paylarının kesilmesi daha önce yüzde 40 iken bu oran 2016’da bu aran yüzde 0 olarak uygulandı. Ama her anlamda yüzde 50’yi hiçbir şekilde aşamayacak. Eğer belediyenin borcu kalan gelen paylarla karşılanamıyorsa kalan bakiyeyi takip eden ayın sonuna kadar ödeyebilir ve bir bozma koşulu söz konusu olmayacaktır” diye konuştu.

  • (Özel Haber) AGÜ, Kerkenes kazı alanını üç boyutlu gezme imkanı sunacak

    Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ), yaptığı çalışma ile demir çağı dönemini aydınlatan Kerkenes kazı alanını üç boyutlu olarak web ortamından görme imkanı sunacak.

    Kerkenes’de bir taraftan kazılar devam ederken, bir taraftan da 3 boyutlu bir belgeleme metodu üzerinde çalıştıklarını belirten AGÜ Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Burak Asiliskender, proje ile en nihai aşamada, kazı alanına sanal ortamdan da ulaşılabilecek 3 boyutlu görüntüler ve gezi alanları oluşturmak istediklerini söyledi.

    “Çalışma ile veri tabanı da oluşturulacak

    University of Central Florida’dan bir ekip ile hazırlanan ve fotoğraf tekniklerine dayalı bir model ile söz konusu çalışmayı gerçekleştirdiklerini dile getiren Doç. Dr. Burak Asiliskender, “İlk aşamada, yıldan yıla acaba yapılar ne kadar zarar gördü ya da kazı sonucunda elde ettiğimiz, yeniden kurduğumuz, ürettiğimiz o bütün çıkardığımız bulguların sürecini takip ediyor bu sistem. Bir ikincisi de dünyadaki herkesin buraya çok kolay ulaşması mümkün değil. Bu nedenle sanal ortam üzerinden bir sayısal ortam üretmeye çalışıyoruz; web sayfası üzerinden ve buranın nasıl bir yer olduğunu 3 boyutlu görebilecek bir model üstünde çalışıyoruz. Her şey yolunda giderse işte bütün o kazı alanlarıyla ilgili 3 boyutlu veri elde edip, onların olası durumu hakkında simülasyonları görüp, kazı anında bunları canlandıracak bir takım teknolojiler kullanarak bu 3 boyutlu gözlükler ya da başka bir araçla kazı alanı gözlemlenebilecek. İlerleyen aşamalardaki niyetlerin bir kısmı da buradaki yaşantıyı bir şekilde belgeleyip yine 3 boyutlu olarak insanlara aktarabilmek.” diye konuştu.

    Çoğunlukla mutfak gereci olarak kullanılan bulgulara rastlandı”

    AGÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Baturayoğlu Yöney ise, bu yılki kazı sezonunda jeofiziksel araştırmanın yanı sıra ‘şehir bloğu’ adı verilen alanda kazı çalışmalarına devam edildiğini bilgisini verdi. Söz konusu alanın 1997 yılındaki deneme açmasında ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Nilüfer Baturayoğlu Yöney, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İlk dönemde söz konusu alanda bulunan bir fildişi kabartmalı bezeme parçası bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor. Bu sezonda da orada kazı çalışmalarına devam edildi. Bu alanda yapı adası olarak adlandırdığımız alanlar var yani bir büyük aile ya da klanın yaşadığı bir bölge, duvarla çevrili cadde ile diğer yapı adalarından ayrılan kentsel alanlar olarak niteleyebiliriz burayı. Bunun içinde depo, mutfak gibi servis alanları, bazıları yaşam alanları, bazılarıysa ortak mekan olduğunu düşündüğümüz daha büyük yapılar yer alıyor. Anadolu’nun başka yerlerinde de bulunan, ancak bazı farklılıkları olan iki odalı yapılar buralar ve büyük ahşap çatılarla örtülü taş binalar. Ahşap çatıları taşımak için enleri geniş olduğu için içlerinde ahşap dikmeler varmış. Bu ahşap dikmelerin bugün bastıkları konumlara göre biliyoruz. Bir savaş sonrası olduğunu düşündüğümüz büyük bir yangınla şehir ortadan kalktığı için ne yazık ki ahşap malzemeye ulaşamıyoruz. Yanmış buluntuya sıklıkla rastlamakla birlikte yanmamış çeşitli çanak, çömlek, çeşitli bezeme objeleri, zaman zaman değerli metal objeler, kemik ve fildişi yine bezemeli küçük objelere rastladık.”

    “Bulunan objeler kültürel etkileşime dair ipuçları veriyor”

    Bulunan objelerin, hali hazırda ticaret yolları üzerinde bulunan Kerkenes’deki ticari geçişler ve kültürel etkileşimler hakkında ipucu verdiğini kaydeden Doç. Dr. Nilüfer Baturayoğlu Yöney, “Tüm objelerin üstündeki bezemeler ya da bunların nitelikleri bunların bize nerden geldiğini gösteriyor. Bunların hepsi yerel değil. Bir kısmı yerel olarak üretiliyor elbette ama Anadolu’nun farklı kentlerinden ya da Ortadoğu’nun farklı bölgelerinden gelen nesneler de var ve bunlar bize kültürel ve ticari etkileşimin nasıl gerçekleştiğini gösteriyor bu dönemde. Kerkenes, iki önemli ticaret yolunun keşim noktasında yer alıyor. Bugün Ankara-Sivas yolu olarak bildiğimiz anayolla, Kayseri tarafından Tokat’a doğru uzanan ikinci bir yolun kesişim noktasında dolayısıyla ticaret için önemli bir konumda. Bulduğumuz objelerin çoğunluğu bize Anadolu’nun başka kesimleriyle bu dönemdeki ilişkileri işaret ediyor. Frigya’yla çok ilişkisi olduğunu düşünüyoruz kültürel olarak. Hem alanın başka yerinde Frigce yazıt bulundu hem de bu bahsettiğim kemik ve fildişi objelerin çoğu Frig niteliğinde ama bunların aynı zamanda Orta Asya İran Pers geleneğine yakın olanları da var.” ifadelerini kullandı.

    Kerkenes kazısı hakkında

    Kerkenes Dağı, Yozgat il merkezinin güneydoğusunda, Şahmuratlı Köyü’nün 5 kilometre batısında, Kapadokya Ovası’nın kuzey ucunda yer alan bir höyüktür. Anadolu platosunda MÖ 600 yılı dolaylarının en geniş yerleşimlerinden biri olarak bilinmektedir. Bir Demir Çağı başkenti olarak büyük olasılıkla Herodot’un yazmalarında belirtilen ‘Pteria’ adındaki yerleşim yeri olduğu bilinmektedir. Yerleşme en erken olarak 19. yüzyıl sonlarında J. G. Anderson tarafından belgelenmiştir. Daha sonra 1927 yılında H. H. von der Osten ve H. F. Blackburn, kentin ve savunma duvarlarının bir haritasını çıkarmışlardır. Bir sonraki yıl E. Schmidt, höyüğün 14 noktasında açmalar kazmıştır. Bu açmalarda höyüğün bir Demir Çağı yerleşmesi olduğu anlaşılmıştır. Geniş kapsamlı çalışmalar 1993 yılında Chicago Üniversitesi Doğu Bilimleri Enstitüsü’nden Geoffrey D. Summers başkanlığında, öz direnç ve uzaktan algılama yöntemleriyle desteklenen geniş çaplı yüzey taramaları ardından başlatılmıştır. Kazı çalışmaları halen sürdürülmektedir. Abdullah Gül Üniversitesi Mimarlık Bölümü de kazı ekibi içerisinde yer almaktadır.

  • TİKA’nın kurduğu atölye Abhazyalı göçmenlere iş imkanı sağlıyor

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı tarafından Abhazya hükümeti ile koordineli olarak Abhazya göçmenlerine istihdam sağlamak için kurulan Vaziani Dikiş ve Ayakkabı Atölyesi’nde üretilen ürünler Abhazyalı ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.

    TİKA Başkanlığı tarafından Gardabani Belediyesi’ne bağlı Vaziani kasabasında Abhazya hükümeti ile koordineli olarak Abhazya göçmenleri için bir dikiş ve ayakkabı atölyesi kuruldu. Ağustos 2015’te açılan atölyede 20’ye yakın göçmene istihdam sağlandı. TİKA’nın desteklediği atölyede üretilen ayakkabılar ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere Gürcistan’ın Gardabani Kaymakamlığı’na teslim edildi. Gardabani Kaymakamlığı binasında düzenlenen törende ayakkabılar, TİKA tarafından Gardabani Kaymakamı Goça Jamarauli’ye teslim edildi. Törene Abhazya Özerk Cumhuriyeti Hükümet Başkan Vekili Vakhtang Kolbaia ve birçok davetli katıldı. Gardabani Kaymakamı Jamarauli, TİKA’ya teşekkürlerini ileterek, iki ülke arasında söz konusu işbirliklerinin devam etmesi temennisinde bulundu.

    Vaziani Dikiş ve Ayakkabı Atölyesi’nde üretilen ürünler daha önce de Abhazya’daki ihtiyaç sahiplerine dağıtılmıştı.