Etiket: İlişkisi

  • Av. Kök: “Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile doğrusal ilişkisi olup, toplumsal cinsiyet eşitsizliği önlenmeden şiddetin de ortadan kalkmayacağı açıktır”

    Av. Kök: “Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile doğrusal ilişkisi olup, toplumsal cinsiyet eşitsizliği önlenmeden şiddetin de ortadan kalkmayacağı açıktır”

    Erzurum Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Erzurum Barosu’nda toplanan Kadın Hakları Komisyonu basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı okuyan Avukat Ömer Melih Kök, Cumhuriyet devrimleri ve kadının insan hakları kazanımlarından vazgeçmeyeceklerini söyledi. 8 Mart 1957 yılında Amerika’da kadın işçilerin düşük ücretleri, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı çalışma koşulları nedeniyle başlattıkları grevde 129 kadın işçinin yakılarak öldürülmesiyle başlayan sürecin kadınların; eşitlik, özgürlük mücadelesinin simgesi haline geldiğini belirten Kök, 8 Mart’ın kadınlar için mücadele ve dayanışma günü olduğunu söyledi.

    8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününün; tüm dünyadaki emekçi kadınların; kendilerini ailede, toplumda, siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda eşit bir birey olarak görmeyen zihniyetlere karşı dayanışma ruhuyla hareket ederek; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının insan haklarının ihlal edilmesinin ortadan kaldırılması için gerekli eğitim, kültür, ekonomik ve yasal alanda çalışmalar yapılması taleplerini dile getirdikleri mücadele ve dayanışma günü olduğunu hatırlatan Kök, bugün yürütmekte olunan mücadelede çok daha fazla dayanışmaya ihtiyaç olunduğunu ifade etti.

    Basın açıklamasında ülkemizdeki kadınların sorunlarına da değinen Kök, “Maalesef dünyada eşitsizlik, yoksulluk, şiddet ve savaşlar giderek artmaktadır. Bizler savaşı, yoksulluğu, eşitsizliği, şiddeti arttıran sistemi sorgulamadan ve değiştirmeden kadının insan haklarının ihlalinin ortadan kaldırılamayacağının bilinciyle, insanları yoksulluğa iten, eşitsizliğe, şiddete ve savaşa yol açan bu sömürü düzeninin değişmesi gerektiğinin bilincindeyiz. Ülkemizde toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlarımız ne yazık ki eşit bir şekilde eğitim ve istihdam olanaklarına ulaşamamakta, kültürel ve siyasal alanda yeterince temsil edilememektedirler. Kadınlarımızın büyük çoğunluğu mülksüz, yoksul ve emekçidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaygın olması toplumsal ilerlemenin önündeki en önemli engeldir. Kadınların ev içinde harcadıkları ücretsiz emeğin yok sayılması engellenmelidir” diye konuştu.

    Kadınlara eşit fırsat tanınması gerektiğini belirten Ömer Melih Kök, “Eğitimde fırsat eşitliği sağlanarak, kadınların eğitime erişimleri sağlanmalıdır. Kız çocukların eğitimlerini bırakmalarına yol açan 4+4+4 sistemi terk edilmelidir. Yine istihdam alanında kadınların önündeki engeller kaldırılmalı ve kadının ekonomik bağımsızlığına yol açacak istihdam politikaları oluşturulmalıdır. Kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın karar alma süreçlerine etkin ve eşit biçimde katılmaları için eşit fırsatlar tanınmalıdır. Kadına karşı gerek politikada, gerek medyada gerekse dini alanda kullanılan dilin erilleşmesi önlenmelidir. Laiklik ilkesinden uzaklaşılmasının en olumsuz etkileri kadınların üzerinde hissedilmektedir. Ülkemizde son yıllarda kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin sayısı hızla artmaktadır. Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile doğrusal ilişkisi olup, toplumsal cinsiyet eşitsizliği önlenmeden şiddetin de ortadan kalkmayacağı açıktır” dedi

    Erzurum Barosu Avukatlarından Melih Kök açıklamanın devamında şu cümleleri kullandı:

    “Kadınları toplumsal hayatın dışına iten ayrımcı ve cinsiyetçi politikalardan vazgeçilerek, kadını sadece ailenin bir parçası olarak gören, özgür birey olduğunu kabul etmeyen politik ve kültürel anlayış değiştirilmeli, kadınlara siyasal, sosyal ve ekonomik alanda yer açacak toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları samimiyetle uygulanmaya geçilmelidir. Hak savunucu olarak bizler kadının İnsan Hakları mücadelemizi dünden daha büyük bir inançla ve dayanışmayla sürdürmeye kararlıyız. Bizler, Türkiye Kadın Hukuku Komisyonu ( TÜBAKKOM ) üyeleri olarak; Cumhuriyet Devrimleri sonucunda ve mücadelelerimizle elde edilen kadın hak ve kazanımlarından geriye götürmeye yönelik her türlü zihniyetin, söylemin, girişimin karşısında olacağımızı, kadına karşı ayrımcılığın ortadan kalktığı, kadının eşit ve özgür bir birey olarak var olduğu, kadının insan haklarının ihlal edilmediği, barışın ve özgürlüğün var olduğu bir Türkiye ve Dünya için; kadın haklarının teminatı olan Atatürk Devrimlerine ve Laik Cumhuriyeti’mize bağlılıkla, mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuyla saygılarımızla paylaşıyoruz.”

    Basın açıklamasına Baro Başkanı Talat Göğebakan, Yönetim Kurulu Üyeleri, Kadın Hakları Komisyon Başkanı İlknur Sarcan ve yönetimi katıldı.

  • 13 yaşındaki kızıyla ilişkisi olan genci öldüren baba tutuklandı

    13 yaşındaki kızıyla ilişkisi olan genci öldüren baba tutuklandı

    Çanakkale’de 13 yaşındaki kızıyla ilişkisi olduğu iddia edilen şahsı av tüfeğiyle ormanlık alanda öldüren baba, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    Edinilen bilgiye göre olay, 4 gün önce Ayvacık-Küçükkuyu arasındaki Arıklı mevkiinde bulunan ormanlık alanda meydana geldi. E.O. (34), arkadaşı olan G.Ö.’nün (23), 13 yaşındaki kızıyla ilişkisi olduğunu öğrenmesi üzerine av tüfeğini alarak genç adamı ormanlık alanda öldürdü. E.O. ve G.Ö.’nün arkadaş olduğu ve insan kaçakçılığı suçundan da çok sayıda sabıkalarının olduğu öğrenildi.

    Cinayeti işledikten 4 gün sonra yakalanan ve suçunu itiraf eden E.O., Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekiplerine olay yerini gösterdi. Bölgeye giden ekipler cesedi çürümeye başlamış şekilde buldu. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturmanın başlatıldığı bildirildi.

    Ormanlık alanda bulunan G.Ö.’nün cesedi, Bursa Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Suçunu itiraf eden baba E.O. ise emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından hakim karşısına çıkarıldı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Adıyaman Üniversitesinde “Kur’an-Sünnet İlişkisi” Konferansı

    Adıyaman Üniversitesi İlmi ve Fikri Araştırmalar Topluluğu tarafından ” Kur’an-Sünnet İlişkisi ” konulu konferans düzenlendi.

    Adıyaman Üniversitesi Merkezi Derslikler Yunus Emre Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, üniversite akademik ve idari çalışanları ile öğrenciler katıldı.

    Konferansa konuşmacı olarak katılan Adıyaman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, Kur’an-ı Kerim’in sünnetle korunduğunu belirterek Kur’an ve sünnet ilişkisinin önemine değindi.

    Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü konferansın ardından Çelik’e konuşmasından dolayı teşekkür ederek konferansa katılan öğrencilere tavsiyelerde bulundu.

    Rektör Gönüllü, ilimde derinleşmenin önemine değinerek, “Herkesin belli bir görevi var bu alemde. Kur’an-ı Kerim hükümleri ve sünnetler, çok açık ve net. Bizlerin ve elbette sizlerin görevi de ilim üretmek, teknoloji üretmek, ülkemize, milletimize sadık olmak. Size biçilen bu görevi yerine getirmek için de çok çalışmanız, çok öğrenmeniz gerekiyor. Sizler bizim için, ülkemiz için çok kıymetlisiniz. Geleceğimizi sizlere emanet edeceğiz, ancak kendini her alanda iyi yetiştirmiş bireylerle bu ülke daha da yükselecektir. Lütfen bunu unutmayın, çok okuyun ve çok çalışın” diye konuştu.

  • Yazılım ve Ekonomi İlişkisi paneli yapıldı

    Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Yazılım ve Ekonomi Kulübü topluluğu “Yazılım ve Ekonomi İlişkisi Paneli” gerçekleştirildi.

    Sabri Bektöre konferans salonunda gerçekleştirilen panele; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Kandemir, Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Onur Hocaoğlu, Yazılım ve Ekonomi Kulübü Akademik Danışmanı Öğr. Gör. A. Kadir Gülsen, Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Onur Hocaoğlu, İşadamı Melih Yurter ve Kavak AR-GE Yönetim Kurulu Başkanı Özer Kavak ile birlikte çok sayıda öğrenci katıldı.

    Yazılım katma değeri en yüksek alan

    Panelin açış konuşmasını gerçekleştiren Yazılım ve Ekonomi Kulübü Başkanı Ömer Can Tezcan, yazılım ve ekonomi topluluğu olarak yazılım konusunda farkındalık oluşturmak ve ekonomiye entegre katma değeri yüksek ürünler sağlamak istediklerini ifade etti. Tezcan, “Türkiye’nin genç nüfusunun fazlalığını düşünerek toplumdan soyut olan vatandaşların üretime katılmasını arzu ettik. Üretim maliyetlerinin en az olduğu ürün yazılım sektörüdür. Bununla beraber katma değer açısından ise en yüksek sektör olduğunu görüyoruz yazılımın. Küreselleşen dünyada ülkeler, sanayilerin yanında bir uygulama yapmak istiyorlar. Türk Hava Yolları dünyada 120-130 ülkeye sefer düzenliyor. Bunun yanında bizlerle aynı yaştaki 4 tane genç yan yana geldi ve Pokemon GO diye bir oyun çıkardılar ve Türk Hava Yolları’nın değerinin 4 katı daha değerli bir ürün ortaya çıkarmış oldular. Bizler de bu hedefte yürümek için bir araya geldik” diye konuştu.

    En iyi sermaye gençler

    Yazılım ve Ekonomi Kulübü Akademik Danışman Öğr. Gör. A. Kadir Gülsen ise, öğrencilere derslerin dışında da bir şeyler öğretme arzusu içerisinde olduklarını ve Yazılım ve Ekonomi Kulübünü bu amaçla kurduklarını dile getirdi. Gülsen, “Bizler toplum olarak Osmanlı’dan itibaren şimdiye kadar birinci, ikinci ve üçüncü sanayi devrimlerini kaçırdık. Dördüncü sanayi devrimi olan içinde bulunduğumuz çağda bir aktör olabilmek için de böyle bir etkinliğin ortaya çıkarılması gerektiğini düşündük. Üretim faktörleri açısından baktığımız zaman Türkiye’de emek faktörünün ciddi anlamda bol olduğunu ancak sermaye faktöründe bir kıtlık olduğunu fark ettik. Türkiye sermaye açısından maalesef iyi bir birikim yapamamış bir ülke. Bu anlamda bu zafiyetimizi görerek, beşeri sermayemiz olan gençlerimizin farkına vararak böyle bir etkinliğin içerisine girdik” dedi.

    Öğrencilerin hayal etmesi gerektiğinin altını çizen Gülsen, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Yazılım konusunu ön plana çıkarmamızın temel gerekçesi genç nüfusumuzun diğer ülkelere göre ciddi anlamda fazla olması. Fransa’da, Rusya’da ya da Almanya’da nüfus anlamında ciddi sıkıntılar var ancak Türkiye’de genç nüfus yüzümüzü güldürüyor. Hayal ve gerçek arasında temel fark eylemdir. Dolayısıyla biz de ekibimizle birikmiş genç nüfusumuzla, bu enerjimizle eyleme geçmek istedik. Hayal ve gerçek arasındaki farkı ortaya çıkarmak istedik. Hizmet sektörünü bir tık öne çıkarmak ve bu konudaki farkındalığı ortaya çıkarmak istedik. Bu sürecin meyvelerinin çok verimli olacağını düşünüyorum. Beklentim çok yüksek, çünkü bu anlamda enerjimiz var. Arkamızda 3,5 milyon genç insan var. Bizler bu öğrencilerimiz ile geleceğimize yön vereceğimiz.”

    Açış konuşmalarının ardından iş adamı Melih Yurter tarafından “Yazılımın Önemi ve Yazılım İle Ekonomi Arasındaki İlişki”, Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Onur Hocaoğlu tarafından “C++ Kullanımı ve Yazılımdan Nasıl Faydalanılır?” ve Kavak AR-GE Yönetim Kurulu Başkanı Özer Kavak tarafından ise “Yapay Zekâ ve Çeşitlilik Konularında Geleceği Değerlendirme” konulu sunumlar yapıldı.

  • “Aşıların otizmle ilişkisi yok”

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde görevli Dr. Öğretim Üyesi Ayla Uzun Çiçek sık sık tartışılan aşıların otizmi tetiklediği iddialarıyla ilgili olarak,”Aşıların otizmle ilişkisi yok. Bu konuda aileleri biz bilgilendiriyoruz. Aileler sıkıntı yaşayabiliyorlar” dedi.

    Çocuklarda sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen genel bir gelişme bozukluğu olan otizm genellikle 2 yaşından itibaren ortaya çıkıyor. Öğrenme ve algılama bozukluğu çeken çocuklar sosyal yaşama da entegre olamıyor.

    CÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Dr. Öğretim Üyesi Aylan Uzun Çiçek günde yaklaşık 40 çocuğa baktıklarını bu çocuklarda otizmi çok sık görmeye başladıklarını ifade ederek,”Otizm için şuanda 2016-2019 yılları içerisinde ulusal bir eylem planı var bu eylem planı içerisinde hem sağlık kuruluşları içerisinde çalışan görevlilere hem de milli eğitimde çalışan görevlilere otizm ile ilgili eğitimler vermekteyiz. Otizm yaşamın erken yıllarında ortaya çıkan konuşma ve iletişimde sıkıntılar, sosyal etkileşimde sıkıntıların olması ve sonraki aşamada da tekrarlayıcı hareketlerin olduğu bir bozukluktur. Bu çocuklar bize genellikle konuşma gecikmesi ya da konuşma gecikmesi sıkıntıları sebebiyle geliyor. Bazende bu çocuklar ilk olarak Kulak, Burun, Boğaz Bölümü’ne de başvurabiliyorlar. Çünkü en bariz belirtileri olan ismine yanıt vermeme hali acaba bu çocuklarda işitme sorunu mu var? Diye düşünülmesine neden olabiliyor. Bu nedenle ilk başvurular Kulak, Burun, Boğaz Bölümü’ne olabiliyor” dedi.

    Çocuklarınız göz teması kuramıyorsa dikkat

    Otizmi klinik özelliklerini anlatan Dr. Öğretim Üyesi Uzun,”Yaşla birlikte belirtiler değişirken genellikle ana belirtileri göz teması kuramama, ismine yanıt vermeme, konuşmada sıkıntılar yaşama çoğu kez konuşmalar öğrenilemiyor. Dolaysıyla amacına uygun konuşma olmuyor. Yine tekrarlayıcı dediğimiz hareketler bunlar ana belirtiler. Bunun yanı sıra hayal kuramama oyun oynarken sıkıntı yaşama, arkadaşlarıyla etkinliklere katılmada sıkıntı yaşama, yalnızlığı tercih etme yine annenin babanın avutma güçlüğünü çok sık görüyoruz. Pışpışlama da sıkıntı yaşayabiliyorlar. Yine ortak dikkat dediğimiz alanlarda sıkıntılar yaşanabiliyor. Çocuğun işaret parmağını kullanabilmesi ya da gösterilen alana bakabilmesi hali otistik çocuklarda bunları eksik görüyoruz” diye konuştu.

    “Aşıların otizmle ilişkisi yok”

    Otizmi bir çok faktörün tetiklediğini anlatan Dr. Öğretim Üyesi Uzun,”Nedensel kısma bakıldığında genellikle çok faktörlü olarak kabul ediliyor. Genetiksel faktörler, çevresel faktörler ve biyolojik faktörler olmak üzeredir. Genetiksel faktörler bir ailede otizm varsa diğer çocukta yada diğer bireyde de olmasının yüksek halidir. Çevresel faktörler tartışmalı çevre kirliği, aşılar, vitamin eksiklikleri gibi durumlar tartışılmış. Ancak şuan da biliyoruz ki günümüzde de tartışılan aşıların otizm ile ilgisi var mı? Sorusuna artık net olarak şunu söyleyebiliriz. Aşıların otizmle ilişkisi yok. Bunu konuda aileleri biz bilgilendiriyoruz. Aileler sıkıntı yaşayabiliyorlar.” diye konuştu.