Etiket: İlişkin

  • AK Parti’li Muştu’nun şehit edilmesine ilişkin davaya devam edildi

    AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Muştu’yu şehit eden PKK’lı teröristlere yardım ettikleri gerekçesiyle yargılanan sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilirken, duruşma 27 Mart’a erteledi.

    Van’ın Özalp ilçesinde AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Muştu, 9 Ekim 2016 tarihinde çocuklarının gözü önünde PKK terör örgütü mensuplarınca uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit olmuştu. Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinde Muştu’nun cinayet davasında yargılanan 2 sanıktan A.D. avukatlarıyla birlikte hakim karşısına çıkarken, N.A. isimli sanık ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılmadı.

    “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçundan dava açılan sanık A.D., duruşmadaki savunmasında olayla ilişkisinin bulunmadığını ileri sürdü. Sadece sesinin benzetilmesinden dolayı yargılandığını savunan A.D., beratını talep etti. Duruşmaya katılan Muştu ailesi ve avukatları ise, sanıkların cezalandırılmalarını istedi.

    Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 27 Mart 2019 tarihine erteledi.

    Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmayı, maktulün ailesi, AK Parti Van İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu, AK Parti teşkilat üyeleri ile sanık yakınları izledi.

    Duruşmanın ardından Van Adalet Sarayı önünde açıklama yapan AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu, Muştu’nun çok hain ve kalleş bir saldırı sunucu çocuklarının gözü önünde şehit edildiğini anımsattı. AK Parti camiası olarak şehitlerinin yanında olacağını ifade eden Başkan Türkmenoğlu, “Bugün şehit Aydın Muştu’nun duruşmasına katıldık. Bu duruşmada kardeşlerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Aydın Ahi ile Aydın Muştu’nun failleri olan teröristler öldürüldü. Buradaki duruşmada ise amacımız teröristlere yardım ve yataklık yapanların mutlak suretle cezalandırılmasıdır. Bizim adaletten istediğimiz budur” dedi.

    AK Parti olarak dava sürecini yakından takip edeceklerini dile getiren Türkmenoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Tetiği çeken bir kişidir. Onun arkasında kimler varsa, hangi hainler varsa onların da yargılanmasını ve ceza almasını istiyoruz. Burada 6 yetim kardeşimiz var. Babasız olarak bundan sonraki yaşamlarını sürdürecekler. AK Parti camiası olarak her zaman bu kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Bundan sonraki süreci de yakinen takip edeceğimizi ifade ediyoruz.”

    Ailenin avukatı Zahir Soğanda ise 5 avukatla birlikte ailenin yanında müdahil olarak duruşmaya katıldıklarını, mahkeme heyetinin sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 27 Mart tarihine ertelediğini dile getirdi.

    “Lütfen PKK’ya destek vermeyin”

    Terör örgütü PKK’ya destek verilmemesi konusunda çağrıda bulunan Aydın Muştu’nun kızı Pınar Muştu da, “Benim gibi 6 kardeş yetim kalmasın. Savunduğum tek siyasi parti AK Parti’dir. Sonuna kadar da AK Parti’yi savunacağım. Çünkü babam o davada şehit oldu. Biz de bu yolda şehit olmak istiyoruz. Lütfen kimse PKK’ya destek vermesin” diye konuştu.

  • Bakan Soylu’dan trafik cezalarına ilişkin açıklama

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bir karar vereceğiz, ya 3 binin üzerinde insanın ölmesine göz yumup denetlemeleri azaltacağız veya denetlemelerimizi aynı kararlılıkla devam ettireceğiz. Bana ‘Trafik polisi ceza kesmesin’ diye telkin edenler, vatandaşlarımıza ‘Aman ne olursunuz trafik kurallarına uyalım’ diye telkinde bulunacaklar. Milletim hangi kararı verirse boynumuz kıldan incedir” dedi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Polis Akademisi Başkanlığı Elmadağ Şehit Mustafa Büyükpoyraz POMEM Müdürlüğünün 22. dönem mezuniyet törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Soylu, Türkiye’nin özellikle son 5 yıldır çok ciddi ve büyük sınavlardan geçtiğine dikkat çekerek, “Küresel terör, göç, güney sınırımızdaki karmaşa, DEAŞ, içeride PKK terörü ve hepsine tuz biber gibi eklenen FETÖ ihaneti, bu resmin en karanlık parçalarıydı. Son 5 yılda yaşadığımız işler, alelade bir ülkenin kaldırabileceği işler değildir. Türkiye’den 2002’de başlattığı gelişmesinin ve kalkınmasının hesabını sormak istediler. Biz kalkındıkça onlar sinirlendiler. Biz yollar yaptıkça, şehir hastanesi yaptıkça, savunma sanayiinde üretimi arttırdıkça, yerli ve milli ürettikçe, kendi tüfeğimizi, kendi tankımızı, kendi İnsansız Hava Aracımızı yaptıkça, IMF’den bağımızı koparttıkça sinirlendiler ve hırçınlaştılar. Sürekli üstümüze geldiler. Attığımız her adımda karşımıza dikildiler. Türkiye’yi istikrarsızlaştıracak her ne varsa bütün terör örgütlerini, ihanet şebekelerini, içeride fitne çıkaracak en küçük bir sosyal medya hesabını bile desteklediler. Türkiye’nin son 5 yılda yaşadığı işler, alelade işler değildir. Ancak, Türkiye kendisine karşı kurulmak istenen bütün tezgahları bozmuştur. Hem kendi ülkesinde bozmuştur hem de bulunduğu coğrafyada bozmuştur. Yaşadığı bütün sınavlardan başarıyla çıkmış, karşılaştığı bütün fitneleri bileğinin gücü ve kardeşliği ile atlatmıştır. İstikrarımızdan asla taviz vermedik. Ne siyasal istikrarımızdan, ne ekonomik istikrarımızdan ne de güvenlik istikrarımızdan bir milim sapmadık. Dış politikamızı onun bunun ağzına bakarak, korkarak, başkasından medet umarak veya boş hayaller kurarak değil, kendi kararımızla, bin yıllık devlet aklımızla ve milletimize güvenerek kendimiz belirledik. Kimseden icazet almadık. Girmemiz gereken yere girdik, atmamız gereken adımları attık. Sokaklarımıza sahip çıktık. Sandığa ve demokrasimize sahip çıktık. En önemlisi de kardeşliğimize sahip çıktık. Tüm bu yaşananlara rağmen üzerimizdeki göç yüküne, terör baskısına, küresel siyasi hesaplara rağmen Türkiye, gelişmesini ve kalkınmasını sürdürmeyi bilmiştir. Özellikle PKK ile mücadelede neredeyse sona yaklaştık. Şehirden tamamen sildiğimiz PKK’yı kırsalda da mağaraların içine tıktık. DHKP-C’yi ise kırsaldan tamamen sildik. Yazın olduğu gibi kışın da operasyon halindeyiz. Yerli üretim İHA’larımız yukarıdan buluyor, biz aşağıdan topluyoruz. Evlatlarımız bunlara nefes aldırmıyor. Öte yandan bunların beslendiği kaynakları kestik. Ele geçirdikleri belediyeleri tekrar milletin hizmetine verdik” ifadelerini kullandı.

    “Çatlasın PKK, çatlasın Türkiye düşmanları, çatlasın kardeşliğimizin düşmanları”

    Dün Tunceli’de, onun öncesinde ise Ağrı’da olduğunu hatırlatan Soylu, “Bilesiniz, oralarda çok güzel şeyler oluyor. Şehirlerde huzur var. İlk kez Tunceli’de güveni, huzuru, esnafların bereketini, insanların bize bakarken kardeşhane bakışlarını, geleceğe ait huzurlarını, terörden kurtulmaları karşılığındaki o özgüvenlerini, kendi esnaf dükkanlarına gelip bana haraç vereceksin diyen PKK’nın artık oraya gelmediğinden dolayı yarına umutla baktığını hep beraber görmenin heyecanı ve huzuru içerisindeyiz. Tam bir yılda Tunceli’de bin 150 kadına iş bulunan tekstil atölyelerini gezdik. Terör olmayınca istihdam oluyor, ekonomi gelişiyor, insanlar rahat rahat o bölgelere yatırım yapıyorlar. Tunceli’de bu yaz oteller yüzde 92 doluydu. Önümüzdeki yıl için ise otellerin bütün rezervasyonları dolu ve hiçbir tane boş oda yok. Çatlasın PKK, çatlasın Türkiye düşmanları, çatlasın kardeşliğimizin düşmanları” açıklamasını yaptı.

    Uyuşturucu ile mücadeleye ilişkin önemli bilgiler veren Soylu, şunları söyledi:

    “Bu konuda hem uluslararası operasyonlar yapıyoruz hem de kendi sınırlarımız içinde büyük bir gayretin içindeyiz. Baronlarından torbacısına kadar hepsinin peşindeyiz. Bu yıl yaklaşık 140 bin operasyon gerçekleştirdik. Geçen yıl bu sayı 118 bin, önceki yıl 86 bindi. Uyuşturucu işinde gözaltılarımız geçen yıla göre yüzde 25 arttı. 2016, 2017 ve 2018’de bütün birimlerimizle uyuşturucu mücadeleyle ilgili büyük bir mücadele ortaya koyduk. 2019’da ise uyuşturucu ile mücadelede çok keskin bir yıl ortaya koyacağız. 2016 yılında uyuşturucuya bağlı ölümler adli top rakamlarına göre 920 idi, 2017’de 941, şu anda Aralık’ın başına kadar yürütülen bu mücadelede adli tıp rakamlarına göre sayı 380’dir. Bu büyük mücadeleyi aynı kararlılıkla devam ettirmeye ant içtik. Beni çok kınadılar. Neymiş, okulların önünde uyuşturucu satıcısı görünce polis kardeşlerimize demişim ki ayaklarını kırın. Ne söylemeliydim, misafir mi etselerdi. Çocuklarımızı zehirleyecekler, inancımıza, dinimize, neslimize, geleneğimize çocuklarımızı yabancılaştıracaklar, biz de aval aval bakacağız. Öyle aval aval bakan bir Türkiye yok, gereğini yerine getiren bir Türkiye var.”

    “Hırsızlık olayları 341 bine düştü, yüzde 20 azalış yaşandı”

    Polis ve bekçi alımlarıyla asayişte çok ciddi sonuçların elde edildiğine dikkat çeken Soylu, “Tüm hırsızlık olayları geçen yıl 427 bindi, bu yıl 341 bine düştü. Yüzde 20 azalış yaşandı. Evden hırsızlık ise geçen yıla kıyasla ilk 11 ayda yüzde 28 azaldı. Trafikte aldığımız önlemler ve ortaya koyduğumuz farkındalık sayesinde, araç sayısı artmasına rağmen geçen yıldan bu yıla, 11 aylık dönemde yüz bin araç başına düşen ölümlü kaza sayısı yüzde 7,5, can kaybı yüzde 5,7 azaldı” dedi.

    Trafik denetimlerinin yoğunlaşması sonucu vatandaşlardan gelen şikayetlere değinen Soylu, şunları kaydetti:

    “Denetlemeleri artırdık. Şikayetlerinizi anlıyorum. Polis çok ceza kesiyor, trafikte çok ceza var. Bir muhasebe yapalım ve kararını milletimiz versin. Sadece Kasım ayında yaptığımız denetlemelerle birlikte 2017 yılı Kasım ayına göre ölümlü kaza oranı yüzde 29, ölüm sayısı yüzde 28 tüm Türkiye’de azaldı. Gün gün takip ediyorum. Dün akşam da rakamlarını aldım. Aralık ayında bu rakam yüzde 40’a çıktı. Yani geçen yıl kaybettiğimiz her 10 kişiden 4’ünü bu Aralık ayında kaybetmedik. Her yıl 7 bin 400 trafik kazalarına can veriyoruz. Yüzde 30 azalttığımızı düşünelim. Bir karar vereceğiz, ya 3 binin üzerinde insanın ölmesine göz yumup denetlemeleri azaltacağız veya denetlemelerimizi aynı kararlılıkla devam ettireceğiz, bana trafik polisi ceza kesmesin diye telkin edenler, vatandaşlarımıza aman ne olursunuz trafik kurallarına uyalım diye telkinde bulunacaklar. Milletim hangi kararı verirse boynumuz kıldan incedir. Bu trafik cezalarından gelen paralar maliyeye gitmiyor. Bu trafik cezalarından gelen paralar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sosyal bütçesine gidiyor ve oradan fakir fukaraya dağılıyor.”

    Bakan Soylu, konuşmasının ardından dereceye giren ilk 3 öğrenciye hediye takdim ederek, mezun olan 737 polis memuru ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • Türk Eğitim-Sen’den öğretmenlerin öğle arası nöbetlerine ilişkin açıklama

    Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğünün bugün itibariyle taşra teşkilatına bir genelge yayınladığını belirterek, “Buna göre, MEB tarafından, öğle arası nöbetlerinde öğretmenlerin temel insani ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ara verileceği, bu aralar nedeniyle nöbet görevinin fiilen ve tam olarak yerine getirilmemiş sayılamayacağını ve dolayısıyla nöbet için öngörülen ücretin tam olarak ödeneceği bildirilmiştir” dedi.

    Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un talimatıyla MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü taşra teşkilatına bir genelge yayınladığını bildirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Türk Eğitim-Sen olarak, öğretmenlerimizin temel insani ihtiyaçlarını giderebilmelerine dahi engel teşkil eden öğle arası nöbetleri hususunda bir düzenleme yapılması talebini uzunca süredir gündeme taşıyorduk. Talebimize olumlu karşılık bulunamaması üzerine öğle arası nöbetlerin tutulmayacağına dair eylem kararı almıştık. Ancak son zamanlarda bazı illerde eylemimize iştirak eden üyelerimize soruşturma açılması ve hatta nöbet ücretlerinin kesilmesi üzerine Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunduk. Nihayetinde Sayın Bakan’ın talimatıyla MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü bugün itibariyle taşra teşkilatına bir genelge yayınlayarak duruma müdahil oldu” ifadelerini kullandı.

    Geylan, şunları kaydetti:

    “Buna göre MEB tarafından, öğle arası nöbetlerinde öğretmenlerin temel insani ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ara verileceği, bu aralar nedeniyle nöbet görevinin fiilen ve tam olarak yerine getirilmemiş sayılamayacağını ve dolayısıyla nöbet için öngörülen ücretin tam olarak ödeneceği bildirilmiştir. Öğle arası nöbet tutmadığından dolayı ücreti kesilen çalışanların kaybının tekrar iade edilmesi gerekmektedir. Bu yazıya rağmen farklı bir işlem yapan idareciler suç işleyecek ve gerekli işlemler yapılacaktır. Bu vesileyle konuya hassasiyetle yaklaşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Bakanlık bürokratlarına teşekkür ederiz.”

  • Türk Eğitim-Sen’den öğretmenlerin öğle arası nöbetlerine ilişkin açıklama

    Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğünün bugün itibariyle taşra teşkilatına bir genelge yayınladığını belirterek, “Buna göre, MEB tarafından, öğle arası nöbetlerinde öğretmenlerin temel insani ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ara verileceği, bu aralar nedeniyle nöbet görevinin fiilen ve tam olarak yerine getirilmemiş sayılamayacağını ve dolayısıyla nöbet için öngörülen ücretin tam olarak ödeneceği bildirilmiştir” dedi.

    Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un talimatıyla MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü taşra teşkilatına bir genelge yayınladığını bildirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Türk Eğitim-Sen olarak, öğretmenlerimizin temel insani ihtiyaçlarını giderebilmelerine dahi engel teşkil eden öğle arası nöbetleri hususunda bir düzenleme yapılması talebini uzunca süredir gündeme taşıyorduk. Talebimize olumlu karşılık bulunamaması üzerine öğle arası nöbetlerin tutulmayacağına dair eylem kararı almıştık. Ancak son zamanlarda bazı illerde eylemimize iştirak eden üyelerimize soruşturma açılması ve hatta nöbet ücretlerinin kesilmesi üzerine Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunduk. Nihayetinde Sayın Bakan’ın talimatıyla MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü bugün itibariyle taşra teşkilatına bir genelge yayınlayarak duruma müdahil oldu” ifadelerini kullandı.

    Geylan, şunları kaydetti:

    “Buna göre MEB tarafından, öğle arası nöbetlerinde öğretmenlerin temel insani ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ara verileceği, bu aralar nedeniyle nöbet görevinin fiilen ve tam olarak yerine getirilmemiş sayılamayacağını ve dolayısıyla nöbet için öngörülen ücretin tam olarak ödeneceği bildirilmiştir. Öğle arası nöbet tutmadığından dolayı ücreti kesilen çalışanların kaybının tekrar iade edilmesi gerekmektedir. Bu yazıya rağmen farklı bir işlem yapan idareciler suç işleyecek ve gerekli işlemler yapılacaktır. Bu vesileyle konuya hassasiyetle yaklaşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Bakanlık bürokratlarına teşekkür ederiz.”

  • Bakan Soylu’dan Kırşehir’deki otobüs kazasına ilişkin açıklama

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırşehir’deki otobüs kazasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Otobüs hava şartlarına göre hızlı. Yolcularımızda emniyet kemeri eksikliği var” dedi.

    Gece saatlerinde Kayseri’den Ankara’ya giden 62 AR 671 plakalı yolcu otobüsü, Kırşehir’in Akpınar ilçesini geçtikten sonra sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi. Kazada, 3 kişi hayatını kaybetti, 35 kişi de yaralandı.

    Kazanın ardından sosyal medyadan açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Sabaha kadar Kırşehir’de 3 vefatın olduğu kazayla tüm birimlerimizle ilgilendik. Otobüs yasal hız sınırında gitmesine rağmen (95 km) yol hava şartlarına göre hızlı. Yolcularımız da emniyet kemeri eksikliği var. İlk tespitler. Lütfen bu acılara son verelim. Lütfen kurallara uyalım” dedi.