Etiket: ilahiyatçı

  • ‘Bursa dünyaya ilahiyatçı yetiştiriyor’ programında yabancı öğrencilerden gösteri

    Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde eğitim gören 70 ülkeden yaklaşık 900 öğrencinin katılımıyla ‘Bursa dünyaya ilahiyatçı yetiştiriyor’ programı düzenlendi.

    Merinos AKKM’de bu yıl 7’ncisi düzenlenen gecede öğrenciler çeşitli skeç, şiir dinletisi ve sahne performansları sundu. Programa Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Çetin, Bursa İl Müftüsü İzani Turan, çok sayıda yabancı uyruklu öğrenci ve konuklar katıldı. Yoğun katılımın olduğu gecede konuşan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Çetin, “Fakültemiz dünyanın dört bir tarafından ilgi görüyor. Biz 33 yıldır yabancı ülkelerden gelen öğrencilere de eğitim sunuyoruz. 1985 yılında sadece bir öğrenci ile çıktığımız bu yolda her geçen gün daha çok çalışarak, özveri ile öğrencilerimizin sayısını ve bilgi birikimini arttıracağız” ifadelerini kullandı.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da, “Çok kıymetli İlahiyat Fakültesi mezunu büyüklerimiz var. Ümit ediyorum ki burada eğitim gören öğrenciler ülkelerine geri döndüklerinde İslam dininin birleştirici, barış ve kardeşlik dini olduğunu en güzel temsil eden bireyler olacaklardır. Aldıkları eğitim karşılığında kendi coğrafyalarında bıkmadan, yorulmadan ilim ve irfan dağıtacaklardır” şeklinde konuştu.

  • İlahiyatçı Nihat Hatipoğlu’dan hadis vurgusu

    İlahiyatçı, yazar ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Nihat Hatipoğlu, Gümüşhane Belediyesi tarafından düzenlenen konferansta ‘Kur’an bize yeter’ sözünün altında ‘Muhammed’e gerek yok’ anlamının çıktığını söyledi ve “Peygambersiz kalan bir Kur’an istismara müsaittir” dedi.

    Gümüşhane Üniversitesi’nin Bağlarbaşı Mahallesi’ndeki Gümüşhanevi kampüsündeki 720 kişilik kongre merkezinde düzenlenen konferansta salon tıklım tıklım dolarken, program öncesinde merdiven boşlukları ve aralardaki davetliler de sahneye davet edildi. Şehrin en büyük salonunda birçok kişinin de ayakta izlemek zorunda kaldığı programda Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) kısa ömründe dünyanın haritasını değiştirdiğini, algıları değiştirdiğini, yıkılmaz tabuları yıktığını ama bütün bunları elindeki kılıcıyla değil sözleriyle, bakışlarıyla, konuşmasıyla yaptığını söyledi.

    “Peygambersiz kalan bir Kur’an istismara müsaittir”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşmaya atıfta bulunan Hatipoğlu, “Bana göre çok tarihi ve hayati bir konuşma yaptı. Bizim alanımızla ilgiliydi. Medeniyetler buluşmasında çok manidar konuşma yaptı. Dedi ki ‘Son zamanlarda bazı tipler çıktı. Bu tipler peygamberimizin sünnetini ve hadislerini inkar ediyorlar. Kendilerine hoca yaftası yakıştırılan bu adamlar neslimizi ifsam ediyorlar. Bizim buna tahammül etmemiz mümkün değildir’ Allah bir değil bin defa razı olsun. Aynı şeyleri söylüyoruz. Benim konuşmalarımın ana teması Resulullah’tır. İnadına Hz.Muhammed. Büyük bir proje var. Büyük Ortadoğu Projesinin din ayağında İbrahimi dinler hikayesi vardı. Kur’an bize yeter, diyorlar. Bunu tartışan yok. Ama Kur’an bize yeter derken bu lafın altında ‘Muhammed’e gerek yok’ var. Resulullah’ın hadislerini savurmak, yere atmak anlamı var. Peygambersiz kalan bir Kur’an istismara müsaittir. Bu tiplerin ümmete vereceği hiçbir şey yok” dedi.

    Gençlere hitaben “Peygamberi çok sevmek lazım” diye konuşan Hatipoğlu, “İman ona sonsuz ve kayıtsız teslimiyeti gerektirir. Aklınızı ve imanınızı sadece 2 şeye teslim edin. Biri Allah’a ve Kur’an ikincisi Hz. Muhammed’e. Onun dışında hiç kimseye aklınızı vermeyin” diye konuştu.

    Tevazunun insanı yücelteceğine vurgu yapan Hatipoğlu, ilahiyat öğrencileri başta olmak üzere salonu dolduran insanlara şu tavsiyelerde bulundu:

    “Kibir insanı küçültür. Halkın içine girmeniz sizi yüceltir. Hepiniz meslek erbabı olacaksınız. Halkın içine girin. Sadece kürsünün adamı olmayın. Cemaatle kucaklaşın, karşı kaşıya değil bir araya gelin. Onların anlayacağı dille konuşun.”

    Programın sonunda AK Parti Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş ve Belediye Başkanı Ercan Çimen tarafından Hatiopoğlu’na plaket takdim edildi. Plaket takdiminin ardından gençler fotoğraf çekilebilmek için birbirleriyle mücadele etti.

  • İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’ndan ‘Paralel Din’ uyarısı

    -İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, 15 Temmuz darbe girişimini anlattığı konferansında ‘Paralel Din’ tehlikesine karşı uyardı.

    Konya’nın Beyşehir İlçesinde, Beyşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2.Uluslararası Demokrasi Şöleninde konferans veren ilahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, başarısızlıkla sonuçlanan 15 Temmuz darbe girişimine değinerek, “Bizi bugün bu noktaya getiren olayları yeniden bir müzakere edeceğiz” dedi.

    15 Temmuz’un zor bir gece olduğunu, ancak o zor gecede hesap ve tuzak kuranların hesaplarını alt üst edecek her şeyden önce Allah’ın da bir iradesi olduğunu vurgulayan Hatipoğlu, “Bizim bu 15 Temmuz harekatından, ihtilal ve kanlı cinayetinden sonra yeniden her şeyi önümüze koyup, özellikle biz Müslümanlar olarak Hazreti Resulullah’ın hayatını sireti okumak, peygamber ahlakını yeniden gözden geçirmek zorundayız. Onlardan ders ve bilgi alabilmek için. Çünkü birçok evladımız iyi niyetle bazı yerlere veriliyor, veriyoruz, dinlerini imanlarını öğrensinler, tarihlerine, dinlerine uygun yaşasınlar diye ama karşımıza bir robot çıkarılabiliyor bir müddet sonra. Sebep ne? Dini bilgi az” dedi.

    – “Paralel dine” dikkat –

    Konferansında, “Paralel din” olarak nitelendirdiği, yeni bir tehlikeye de dikkat çeken Prof. Dr. Hatipoğlu, şimdiden buna karşı dikkatli ve uyanık olunması gerektiğini de vurguladı.

    “Yeni bir skandal daha yayılmaya başladı, ona da dikkatinizi çekmek istiyorum” diyen Hatipoğlu, şu uyarıları yaptı: “Nasıl bir paralel siyaseti Türkiye’ye enjekte etmeye çalışıyorlarsa, paralel din de Türkiye’ye enjekte edilmeye çalışılıyor, dikkat edin ona. Televizyonda izlemişsinizdir, ‘Bize Kur’an yeter’ diyen yeni bir grup çıktı. ‘Kur’an-ın dışında otorite kabul etmiyorum’ dediler. Kur’an hepimize yeter de, Kur’an’ın kendine geldiği zatı nereye koyuyorsun? Şimdi bunlar diyorlar ki; ‘Hazreti Muhammet’e gerek yok, onun dönemi geçti, biz de Hazreti Muhammet kadar bu işleri biliyoruz, şefaati yok, kabir azabı yok, aslında namazın vakitleri de yok, rekatları da yok’, bir adım sonra ‘Hazreti Muhammet yok’ diyecekler. Diyecek olanlar da ilahiyatçılar; altını çizerek söylüyorum, bunların içinde yıllarca bütün bu grupları bilen biri olarak söylüyorum. Önümüzdeki en büyük skandallardan biri, gelecek çağlardaki en büyük problemlerden biri ilahiyat kisvesi altındaki Hazreti Muhammet’siz din kurmak isteyenlerin faaliyeti olacaktır. Lütfen bu konularda da ne olur uyanık olunuz, ‘şefaat yok’ diyene, ‘Peygamber geleceği bilmez’ diyene Allah bildirse bilir, bildirmezse bilmez. ‘Kabir azabı yok, suali yok, mezhep yok’ bütün bunları inkar eden o tayfaya dikkat edin lütfen.”

    – Kur’an’ı Kerim ve Türk Bayrağı hediye edildi –

    Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun, konferansının ardından Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’na Kur’an-ı Kerim ve Türk bayrağı hediye ederek, teşekkür etti. Beyşehir’de bir süre önce Hatipoğlu’nu yine kapalı bir salonda verdiği konferansta misafir ettiklerini hatırlatan Özaltun, “O günlerde gelen yoğun istek üzerine, ‘bir daha ilçemizde misafir edeceğiz’ dedik. Şükürler olsun ki Rabbim bugün hocamıza tekrar sizlere hitap etme fırsatı verdi. Hep dualarımda şunu söylüyorum; ‘Rabbim bize yapamayacağımız sözleri verdirtme’ diye. Rabbime binlerce kez hamd ediyorum. Bugüne kadar sizlere, halkımıza vermiş olduğumuz bütün sözleri yerine getiriyoruz. Allah’ım, sizlere, bizlere, dünya lideri Cumhurbaşkanımıza güç kuvvet versin inşallah, Allah’ım birliğimizi ve beraberliğimizi daim etsin diyorum” şeklinde konuştu.

    Konferansa, Beyşehir Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun, SÜ Beyşehir Ali Akkanat Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zengin, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Şenol, İlçe Müftüsü Mahmut Çelikoğlu, kurum amirleri, vatandaşlar katıldı.

  • İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu:

    Zonguldak’ta Alaplı İlçe Müftülüğü ve Karşıyaka Mustafa Yaman Camisi tarafından düzenlenen konferansa İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu katıldı.

    Alaplı Belediyesi Kültür Salonunda düzenlenen konferansa İlçe Müftüsü Mehmet Bektaş, Kızılay Alaplı Şube Başkanı Hayri Yiğit, daire müdürleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Konferansa konuşmacı olarak katılan İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu, demokrasi ve özgürlüğün biraz bol geldiğini ifade ederek Müslümanların bin 400 yıldır itikat birliği yaptığı konuların bile istismar edildiğini söyledi.

    “Dininizi öğrenecekseniz öyle elinize telefon alıp televizyonlara koşmayın, televizyondan din min öğrenilmez, televizyondan fetva da verilmez” diyen Döngeloğlu, “Müsaadeniz olursa program boyunca beni hiç alkışlamayın. Alkış bizim dinimizin bize öğrettiği bir şey değil. Belki türkücüler, sanatçılar, ilahi söyleyenler için olabilir. Peygamber efendimiz, ’Güzel bir şey gördüğünüzde maşallah deyin. Hiç duymadığınız hayret ettiğiniz bir şey duyarsanız suphanallah deyin. Allah’ın azametini ve kudretini işaret eden şeyler duyduğunuzda La Havle Vela Kuvvete İlla Billahi Aliyyil Azim deyin’ derdi. Onun için siz bunları söyleyin boş verin alkışı. Biz şarkıcı, türkücü değiliz televizyon hocasıyız program boyunca alkışlamayın” dedi.

    Bu Müslüman topraklarda başörtüsü Kuran’da yok diyen adamların çıktığını belirten Döngeloğlu, “Şu Müslüman topraklarda düşünebilir miydiniz başörtüsü Kuran’da yok diyen adamlar çıksın, çıktılar. Tavuktan Kurban kestiren hokkabazları hoca diye bize tanıttılar. Müslümanlar, dininizi öğrenecekseniz öyle elinize telefon alıp televizyonlara koşmayın, televizyondan din min öğrenilmez. Televizyondan bazen çok güzel nasihati, bir ayeti nizahını bir hocamızdan dinleyebilirsiniz, ama fetva televizyondan verilmez. Sözüm şu dininizle ilgili bir şey öğrenecekseniz mahallelerimizde hoca efendiler var. Pazartesi sorsanız, salı günü bir daha sorabilirsiniz. Ama beni televizyonda bir kere görürsünüz bir daha göremezseniz. En güzel bir şekilde Diyanet İşleri Başkanlığınızdan öğrenebilirsiniz” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından Alaplı İlçe Müftüsü Mehmet Bektaş tarafından İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu’na plaket takdim edildi.

  • İlahiyatçı, Sosyolog Erdoğan: “Camilerdeki Reklam Unsurları Kaldırılmalı”

    İlahiyatçı ve Sosyolog Erol Erdoğan, huşu ve estetik için cami içleri ve bahçelerin reklam alanı olmaktan kurtarılması gerektiğini söyledi.

    Erol Erdoğan, CF dergisindeki yazısında, büyük şehirlerdeki selâtin camilerinden köy camilerine hatta yollardaki mola mescitlerine kadar irili ufaklı her ibadet mekânının reklam alanı olarak kullanılmasının üzücü olduğunu belirterek, “Camilerdeki en masum reklam aracı saat ve takvimler. Minber ve mihrabın yanına veya dış cemaat yerine asılan saat ve takvimler estetik olmadığı gibi kasap dükkânından AVM’ye, otobüs firmasından kuyumcu esnafına kadar çeşit çeşit reklamlar içeriyor. Bazen küçücük bir camide 2-3 takvim yan yana asıldığı oluyor. Camilerdeki reklam araçları takvim, imsakiye, saatle sınırlı değil. Mesela namaz vakitlerini gösteren çizelgeler var. Bakıyorsun altında bir bilgisayar firması reklamı var. Bir köşede 32 farz tablosu var; altında bir manav veya elektrikçi reklamı. 54 farz kâğıdının altında da bir yayınevi logosu. Başka bir yerde bir hilye tablosu var. Onun da altında bir çiğköfteci ya da esnaf lokantası adresi” dedi.

    Camilerde klimanın cemaati rahatlattığını belirten Erdoğan, “Fakat altındaki ‘Bu klimayı filan bağışladı’ ibaresi olmasa daha güzel olacak. Başka bir duvarda, altında bir tur şirketinin adresi olan Kâbe fotoğrafı. Peygamber aleyhisselam “Dünyaya veda eden kişinin namazı gibi namaz kıl” buyurmuş. Biz ise bazı dünyalıkların namaz mekânına ‘bir şekilde’ iliştirilmesi ile karşı karşıyayız. Bir de her yerde ‘görünür’ olmayı prensip edinmiş belediyelerimizin camileri reklam alanı gibi kullanma alışkanlıkları var. Mesela tarihi camiler. Belki Mimar Sinan’ın, belki Sedefkâr Mehmet Ağa’nın ya da Atik Sinan’ın eseri bir cami düşünün. Yaptıranı bir padişah veya ona eş bir tarihi şahsiyet. Her birine emek verilmiş kocaman kocaman eserler. Her biri sanat eseri, her biri asırlardır koruna koruna bugüne kadar gelmiş. Bazısı iki minareli, bazısı dört minareli. Milyonlarca insan asırlardır o camilerde saf tutmuş, namaz kılmış. Bu camilerin çoğunda mimarının veya yaptıranının kim olduğuna dair avuç içi kadar bile tabela yer almazken, caminin avlusuna kondurulmuş tente güneşliğin üzerine büyük harflerle “filan belediye” yazılmış. Hem de tentenin her yerine; sağına, soluna, direğine, cıvatasına” dedi.