Etiket: İhtiyacı

  • Prof. Demirtaş: “TEKNOSAB, Türkiye’nin ihtiyacı olan bir proje”

    Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Türkiye’nin ekonomik meselelerinin temelinde katma değerli mal üretememenin yattığını belirtirken, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından teknoloji firmalarının bir araya getirilmesi ile kurulacak TEKNOSAB’ın Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu önemli bir proje olduğunu söyledi.

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Akademi projesi çerçevesinde BTSO üyeleriyle bir araya gelen Prof. Dr. Özgür Demirtaş, ekonomi, bilim ve geleceğe yönelik tahminlerini paylaştı. Bursa iş dünyasının büyük ilgi gösterdiği seminere BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener ve BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Aytuğ Onur da katıldı.

    Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Özgür Demirtaş, 2001’deki ekonomik kriz sonrası reformlara odaklanan Türkiye’nin 2002-2008 yılları arasında çok başarılı bir dönem geçirdiğini söyledi. 2008 sonrasındaki dönemde ise reformların yavaşladığını belirten Demirtaş, ekonominin yeniden bir çıkış yakalaması adına reformların sürmesi gerektiğinin altını çizdi.

    Türkiye’nin büyüme verilerinin iyi olduğunu ancak büyümenin mahiyetinin değişmesi gerektiğini belirten Demirtaş, “Türkiye’nin büyümeyle ilgili genelde bir meselesi olmaz. Genç nüfusu ve dinamik yapısı sayesinde siz hiçbir şey yapmasanız da zaten otomatikman bu ülkede belli bir büyüme oluyor. Bizim büyümenin dağılımını değiştirmemiz gerekiyor. Büyümede devlet payı çok yüksek. Devlet destekli bir büyüme sürdürülebilir olmaz. Ekonomik güvenin sağlanmasıyla özel sektörün kendi yatırım kararlarını kendi verdiği bir ekonomiye doğru geçiş yapmamız gerekiyor. Büyümeyle birlikte kalkınmanın da sağlanması için buna ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin katma değerli üretimi yüksek ve eğitim seviyesi artmış bir ekonomi modeline ihtiyacı olduğunu vurgulayan Demirtaş, 2018 yılı için de beklentilerini açıkladı. Yılın özellikle ilk çeyreğinin Türkiye açısından olumlu geçeceğine inandığını belirten Demirtaş, “Dolar endeksi rekor düşük seviyeye geriliyor. En önemli pazarımız olan Avrupa Birliği’nde olumlu bir hava hakim. Başta Almanya olmak üzere çok iyi sinyaller alıyoruz. Bu ülkelerdeki gelişmeler doğrudan bizim ekonomimize de yansıyor. Bunlarla birlikte Merkez Bankası’nın almış olduğu faiz kararı da yerinde bir karar. Bu gelişmeler yılın ilk ve ikinci çeyreği açısından ümit veren gelişmeler” dedi.

    BTSO tarafından hayata geçirilecek olan TEKNOSAB projesine de işaret eden Prof. Dr. Özgür Demirtaş, projenin çok doğru bir hamle olduğunu vurguladı. Türkiye’nin ekonomik sorunlarının temelinde katma değerli mal üretememenin bulunduğunu dile getiren Demirtaş, “Katma değerli mal üretebilmenin yolu tek bir yerden geçmiyor, birden fazla şeyin yapılması lazım. İnanılmaz yatırımlarla çok güzel projelere imza atabilirsiniz ancak insan kaynağında eksik varsa havada kalmış olur. TEKNOSAB’da da çok üst seviye mühendislere ihtiyaç duyulacak. BTSO’nun buna ilişkin çözümlerini de dinledim ve oldukça etkileyici buldum” ifadelerini kullandı.

    Seminerin açılış konuşmasını gerçekleştiren BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Aytuğ Onur da Bursa iş dünyasının iş hayatındaki başarılarına katkı sağlamak maksadıyla 2014 yılında bir eğitim ve gelişim platformu olarak BTSO Akademi projesini başlattıklarını söyledi. İş dünyasından gelen talepler doğrultusunda bugüne kadar 250’den fazla eğitim programına imza attıklarını belirten Onur, söz konusu eğitimlerden 16 bin BTSO üyesinin faydalandığını aktardı.

  • Aşut: “Siyasetin de bir Siyaset 4.0’a ihtiyacı var”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Endüstri 4.0’a geçişte gerekli politikaları oluşturacak olan siyasetin de bir Siyaset 4.0’a ihtiyacı olduğunu belirterek, “Eski siyasi yaklaşımlar yeni insan kaynağını yönetemiyor. Siyaset, gelişmelerin arkasında kalmamalı, kendi dinamiklerini revize etmeli, bürokrasisini ve teknokratını buna göre eğitmelidir” dedi.

    MTSO Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, Türkiye’nin gündemine giren yeni bir kavram olan Endüstri 4.0 ile ilgili bazı yanlış bilgiler olduğunu ifade ederek, yeni sanayi devrimini değerlendirdi. “Ülke olarak sürekli yaptığımız bir yanlışımız var; o da ne zaman hayatımıza yeni bir kavram girse, o kavramı o kadar çok kullanır ve içeriğini unutacak kadar slogan haline getiririz ki, kavram artık anlamını yitirir, somut faydaları da” diyen Aşut, bu yeni kavramlarının en popülerinin ise Endüstri 4.0 olduğunu vurguladı. Her kavramın önce farkındalık oluşturarak gündeme gelip yaygınlaştığına işaret eden Aşut, ancak farkındalık sonrasında işlerin somutlaşmaya başlaması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’nin ise sadece farkındalık aşamasında kaldığını, somut çıktılara odaklanmayınca kavramın sloganlaşmaya ve içinin boşalmaya başladığını belirtti. Aşut, “Aynı şeyi ekonomimizin geleceği olan Endüstri 4.0 kavramına yapmamalıyız. Teknolojik gelişmeler bilimsel gelişmeye paralel bir konudur. Bilimsel seviyesi sınırlı bir toplumdan teknolojik gelişmeler bekleyemeyiz. Dünyada cep telefonu kullanma sayısı nüfusunu geçen nadir ülkelerin başındayız. Bu bizim teknolojik olarak geliştiğimizi göstermez. Yurt dışında olan bir teknoparkın, ar-ge tesisinin veya laboratuvarın aynısını -elbette ekipmanın tamamını ithal ederek- ülkemizde yapmak yüksek teknolojiyi gerçekleştirdiğimiz anlamına gelmez. Hele hele emir ve talimatla bilim, ileri teknoloji veya bunların sonucu olan Endüstri 4.0 ortaya çıkmaz. Bilim analitik bir düşünce yapısı gerektir. Bu anlamda ilkokuldan üniversiteye bu işin temeli olan eğitim 4.0 olmadan; yani Endüstri 4.0’ı ortaya çıkaracak ana unsur olan eğitim yeniden buna göre kurgulanmadan gerçek anlamda Endüstri 4.0 olmaz. Sadece güzel teknoparklarımız olur, modern ar-ge tesislerimiz olur, şık binalarımız olur” ifadelerini kullandı.

    “Eğitim 4.0 bu yeni devrimin payandasıdır”

    Gerçek teknolojik ilerlemeleri yakalamayı, Türkiye’de de gerçekleştirmeyi doku nakline benzeten Aşut, hazır teknolojik gelişmeleri alarak gerçek bir Endüstri 4.0 oluşturulamayacağının altını çizdi. Aşut, “Başkalarının elma ağacının elmalarını kendi ağacınıza takarak elma ağacı yetiştiremezsiniz. Bunu düşünecek beyinler yetiştirmemiz gerek. Bunun da başlangıcı ilköğretimdir. Yazılım ve internet Endüstri 4.0’ın temel payandalarıdır. Ne mutlu bize, iş dünyasının gündeme getirmesi sonucu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın desteği ile Kod Yazma eğitimleri ilkokul müfredatına girdi. Bunu çok önemsiyoruz. Ama yetmez. Öğrencilerin analitik düşünme becerisini geliştirecek derslerin oluşturulması, matematik, fizik, kimya, biyoloji, fen derslerinin mühendislik uygulamalarına entegre edilerek, üretime yönelik bir ‘Maker Space’ bakış açısıyla klasik sınıfların atölyeye dönüşmesi gerekir. Bizce akademisyenlerin haftada birkaç saatini mutlaka ilk, orta ve lise eğitimlerine ayırmaları, bunu gerçekleştirmek adına büyük bir yeniklik olur. Ancak, insan kaynağımız bir robot değildir. Robotlar verilen emri yerine getirir, ne kodlarsanız onu yapar. Endüstri 4.0 bu anlamda insanın yerini tamamen alamaz, çünkü robotları idare edecek olan da insandır. Endüstri 4.0’la sadece çalışanların iş tanımı değişecek. Kas gücüne gerek kalmayacak, insan kontrol panelinin arkasına geçecek. Eğer buna hazır olamazsak, insan kaynağımızı buna göre eğitemezsek, işsizlik işte o zaman oluşur” dedi.

    Endüstri 4.0’ın sadece sanayi ile sınırlı olmadığına dikkat çeken Aşut, şöyle devam etti: “Endüstri 4.0 bir üretim felsefesidir ve teknolojinin her alana entegrasyonunun adıdır. Endüstri 4.0 hangi sektör olursa olsun, ister hizmet ister ticaret isterse üretim, işin içinde yazılım, internet, nesnelerin interneti, siber teknolojiler, bulut teknolojilerinin olmasıdır. Bu anlamda Lojistik 4.0, Tarım 4.0, Ticaret 4.0, Turizm 4.0 gibi kavramlarla işi zenginleştirebiliriz. Hatta sağlıktan gündelik yaşama kadar her alanı dahil edebiliriz.”

    “Siyaset 4.0 olmadan doğru politikalar oluşamaz”

    Tüm bunların payandasının eğitim olduğunu vurgulayan Aşut, Eğitim 4.0 tasarlanmadan bu hedeflere ulaşmanın mümkün olmadığının altını çizdi. Bu noktada sadece fiziksel şartların değil, aynı zamanda eğiticilerin eğitiminin ve müfredatın da buna uygun olarak revize edilmesi gerektiğini belirten Aşut, şunları kaydetti: “Bu işi yapacak en etkin güç elbette devlettir. Bunları yapacak, bu politikaları oluşturacak olan siyasetin de bir Siyaset 4.0’a ihtiyacı olduğu açıktır. Eski siyasi yaklaşımlar yeni insan kaynağını yönetemiyor. Siyaset bu gelişmelerin arkasında kalmamalıdır. Siyaset de kendi dinamiklerini revize etmeli, bürokrasisini ve teknokratını buna göre eğitmelidir. Bu bir değişimdir ve tarih bize göstermiştir ki, hiçbir toplumsal ve ekonomik değişim yok ki siyaseti şekillendirmesin. Öncelikler değişirken hizmetin önceliği de değişmek zorundadır. En basiti modern çağın icra makamı olan, demokrasinin odağı olan yerel yönetimlerin artık kaldırım, yol ve kanalizasyon önceliklerinin yerini ekonomiye, eğitme entegre olmaya bıraktığını görmek zorundayız. Çünkü kamu, yerel yönetim, özel sektör ve üniversiteler bu masanın dört ayağıdır ve artık bu vizyona kafa yorulmalıdır.”

  • Başkan Çelik, “Yapılan tesislerin her biri önemli bir ihtiyacı karşılayacak”

    Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kurban Bayramı tatilinde şehrin farklı bölgelerine yapılan tesislerin inşaatlarında incelemelerde bulundu. Başkan Çelik, yapılan tesislerin her birisinin önemli bir ihtiyacı karşılayacağını belirtti.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, incelemelerine Argıncık’ta yapılan Amatör Spor Tesisleri ile başladı. Bu yıl temeli atılan tesislerin inşaatının hızla devam ettiğini ifade eden Başkan Çelik, tesislere gelen sporcularla da sohbet etti.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik, Argıncık’tan Belsin’e geçerek Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan ve Türkiye’de benzeri olmayan hizmet binasının inşaatını gezdi. Proje üzerinde incelemeler yapan Başkan Çelik, inşaatın son durumuna ilişkin de bilgi aldı. Başkan Mustafa Çelik, bu sırada inşaatın yakınındaki otobüs durağında annesi ile birlikte otobüs bekleyen bir çocuğun yanına giderek oyuncak verdi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik, Kadir Has Stadı’nın yanında yapılan Güreş Eğitim Kamp Merkezi inşaatını da gezdi. Daha sonra Beyazşehir’e geçen Başkan Çelik, öncelikle Beyazşehir ile birlikte şehrin altı farklı noktasına yapılan mini terminal inşaatında incelemelerde bulundu. Ardından Beyazşehir Sosyal Yaşam Merkezi inşaatına geçen Başkan Çelik, inşaatın son durumu yerinde gördü. Çalışmalarla ilgili bilgiler alan Başkan Çelik, sosyal yaşam merkezlerini kısa sürede halkın hizmetine sunmak için yoğun bir şekilde çalışıldığını söyledi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, bürokratlarıyla birlikte daha sonra Orman Bölge Müdürlüğü için yapılan hizmet binasını gezdi. Buradan Talas’a geçen Başkan Çelik, temeli kısa süre önce atılan Büyükşehir Meslek Akademisi ve KAYMEK Mesleki Sınav Merkezi ile Talas Sosyal Yaşam Merkezi’nin inşaatlarını gezdi. Başkan Mustafa Çelik’e Talas Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu da katıldı.

    Fen İşleri ve Yapı işleri Daire Başkanlıkları tarafından yapılmakta olan inşaatların şantiyelerini gezerek inşaatlardaki son durumu yerinde görme imkanı bulduklarını ifade eden Başkan Çelik, “İnşaatlarımız ilgili birimlerimiz tarafından sürekli kontrol ediliyor; ancak biz de fırsat buldukça incelemelerde bulunuyoruz. Amatör Spor Kulüpleri Tesisleri ile başladığımız incelemelerimizde emniyet binaları, sosyal yaşam merkezleri, güreş eğitim kamp merkezi gibi inşaatlarımızı gezdik. Bu tesislerin hepsi önemli bir ihtiyacı karşılayacak. İnşaatlarımız kesintisiz olarak devam ediyor. İnşallah kısa sürede tamamlayarak halkımızın hizmete sunacağız” dedi.

  • Bakan Bak: “Ülkemizin manevi değerlerle kuşatılmış gençlere ihtiyacı var”

    Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Türkiye’nin manevi değerlerle kuşatılmış gençlere ihtiyacı olduğunu söyledi.

    Rize Yenişehir Kapalı Spor Salonu’nda Rize Müftülüğünce düzenlenen ve 54 Kuran kursundan 304 hafızın yer aldığı icazet merasimine katılan Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, ülkemizin manevi değerlerle kuşatılmış gençlere ihtiyacı olduğunu belirterek, “Bunun örneklerini 15 Temmuz’da gördük. Şair ne güzel söylemiş, ’Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar. Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma nasıl böyle bir imanı boğar. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.’ Kuran’ı okuyup anlamak ne güzel. Bizim rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i okuyup anlamak ne güzel. Kuran’ı ezberleyen hafızlar artık manalarını anlayarak anlatmaları gerekir” dedi.

    Buradaki etkinliğin ardından Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nü ziyaret eden Bakan Osman Aşkın Bak, burada halk oyunları ekibinin gösterileri ile karşılandı. Bir süre ekiplerle birlikte horona eşlik eden Bak, atölyeleri ziyaret etti, kurslarla ilgili Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Mustafa Çelik’ten bilgiler aldı. Taekwondo kursunu ziyareti sırasında sporcularla sohbet eden Bak, küçük bir sporcu ile güreşe tutuştu. Bak, ziyareti sırasında sporculara, “Rakiplerimizi nasıl teknikle yeniyorsak derslerimize de çok çalışacağız” yönünde tavsiyelerinde bulundu

    Rize Ticaret Borsası Başkanlığı’nda Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ile bir araya gelen Bakan Osman Aşkın Bak, burada yaptığı konuşmada, “Sivil topluma önem veriyoruz ve bundan sonrada vermeye devam edeceğiz. Sizlerin düşünceleri bizlere yol gösterecektir” ifadelerini kullandı. Toplantı daha sonra basına kapalı bir şekilde devam etti.

  • Sosyal medya kitaba ihtiyacı azalttı

    Deneyimli kitap satıcısı Yakup Çelik, günümüzde insanların yoğun olarak kullandığı sosyal medya olarak da adlandırılan web ortamlarından paylaşılan özlü sözlerin kitaba olan ihtiyacı azalttığını söyledi.

    Kırıkkale’de Sevgi Yolu üzerindeki bir kitap satış dükkanında çalışan Yakup Çelik, edebi eserlerin artık eskisi kadar değer görmediğini ifade ediyor. Kitapçılık mesleğinin gün geçtikçe daha da geriye gittiğini belirten Çelik, bunda teknolojinin getirdiği hazırcılığın payının büyük olduğunu savunuyor. Özellikle sosyal medyada Charles Bukowski, Sabahattin Ali, Necip Fazıl Kısakürek gibi yazarların eserlerinden bir tek cümle paylaşarak insanlar üzerinde yaratılan etkinin kişi üzerinde bir doyuma yol açtığını söylüyor. Çelik, “Eskiden o insan o kitabı okurken o cümleye varıncaya kadar bir duygu yoğunluğu hissediyordu, sosyal medya da paylaşılarak manası kaybettirilen o cümleler aslında bir düğümü çözüyordu. Şimdi insanlar o kitabı okumak yerine o cümleyi internet üzerinden bulmayı ya da o cümlenin sosyal medya üzerinden kendilerinin karşısına çıkmasını bekliyorlar. Hatta bunu fırsata çevirip yazarlardan özlü sözleri sırf buna yönelik kitaplaştıranlar bile var ve bu kitaplar tutuluyor da” dedi.

    “İnternet beraberinde tekelleşmeyi de getirdi”

    Teknolojinin imkân sağlamasıyla Kırıkkale gibi küçük şehirlerde kitap satıcılığına olan ihtiyacın azaldığına dikkat çeken Kitap Satıcısı Yakup Çelik, internet üzerinden kitap alışverişinin kendileri gibi küçük satıcıların işlerini azalttığına dikkat çekti. İnternet üzerinden insanların korkmadan kitap satın aldığına değinen Çelik, “Artık kitap firmaları da Kırıkkale gibi küçük şehirlerde şube açmak yerine büyük şehirlerdeki merkezlerinden internet üzerinden sipariş yoluyla kitap satmayı tercih eder oldu. Bu durum popüler kültür ile birlikte kitap satışında veya üretimin küçük firmaların azalmasına büyük firmaların ise daha kuvvetlenmesine sebep oldu. Küçük kitabevleri ve yayınevleri bugün zor şartlarla mücadele ediyorlar. Bu ülkede çeşitliliğin kaybolmaması tek tipin hâkim olmaması için küçük yayınevlerine ve kültürümüzü temsil eden farklı yazarlara Kültür Bakanlığının daha ciddi destekler vermesini temenni ediyorum” diye konuştu.