Etiket: İhtiyacı

  • Şimşek: “Erzin’in Hizmete Ve Hizmet Yapana İhtiyacı Var”

    Erzin Belediye Başkanı Kasım Şimşek, ilçenin hizmete ve hizmet yapana ihtiyacı olduğunu söyledi.

    Hatay’ın Erzin ilçesinde 2009 ve 2014 yıllarında yapılan yerel seçimlerde AK Parti’den Belediye Başkanı seçilen Kasım Şimşek, bazı siyasi partilerde hareketlilik yaşandığını ve adaylık için birilerinin zemin yokladığını belirterek, 2019 yılında yapılacak olan belediye başkanlığı adaylığı için Erzinli vatandaşların isteği doğrultusunda karar vereceğini söyledi.

    Belediye Başkanı Şimşek, görev verilmez, görev alınır anlayışı ile yola çıkıldığını ifade ederek, görevden kaçmak gibi bir lüksünün olmadığını ve vatandaşların isteğine göre hareket edeceğini söyledi.

    2009 yılından bu yana Erzin’de yapılmayan birçok hizmetlere imza attıklarını söyleyen Şimşek, bazı kişilere kızgın olduğunu ifade edip, “Her kim ne yaparsa kendi kazdığı kuyuya düşer” dedi.

    2009 yılında göreve geldiğinde hazırlanmış bir imar planının önlerine geldiğini ve askı süresinde CHP’li meclis üyelerinin şikayetleri nedeniyle 7 ayın heba olduğunu, arıtma tesisinin yapılamadığını dile getiren Başkan Şimşek, şöyle devam etti:

    “Göreve geldiğimizde bazı çok bilmiş müdürler vardı. İmar planı meclis toplantısında gündeme geldiğinde imar komisyonuna havale olunacağı belirtilmedi ve direk olarak askıya çıkarıldı. 1 aylık askı süresi içerisinde CHP’li üyeler itiraz etti. Bu nedenle 7 ay hiçbir şey yapılamadı. Bundan kim zarar gördü? Tabi ki Erzin ve Erzin halkı gördü ve Erzin halkının bunu bilmesi gerekir.”

    “7 MECLİS ÜYESİNİN İSTİFASI HİZMET AŞKIMIZI ENGELLEYEMEDİ”

    2009 yılında beraber göreve geldikleri meclis üyelerinden 7’sinin partiden istifa ederek bağımsız olduklarını hatırlatan Şimşek, “Zannettiler ki, Kasım Şimşek hiçbir şey yapamaz. Ama halkımızdan aldığımız güçle arıtma tesisi ve içme suyu şebekesinin yenilenmesi dışında her hizmeti yaptık. Eğer imar planına itiraz olmasaydı şimdi hem arıtma tesisi ve içme suyu şebekesi, hem de otogar hizmete girmiş olacaktı” diye konuştu,

    Burnaz Plajında yaptıkları soyunma odalarının dahi bazı kişilerce şikayet edildiğini söyleyen Şimşek, “Bundan kim zarar gördü? Yazın o sıcak günlerinde denizden faydalanmak isteyen halkımız zarar gördü. Bu şikayetlerle Kasım Şimşek’in yeniden seçilemeyeceğini zannettiler. Erzin halkı kimin ne yaptığını çok iyi biliyor ve 2014 yerel seçimlerinde halkımızın teveccühü ile yeniden belediye başkanı seçildim. Her ne kadar Hatay Büyükşehirle çıkmazlık içerisinde olsak da hizmetlerimize yarım kaldığımız yerden devam ediyoruz. Çünkü Erzin’in hizmete ve hizmet yapana ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

  • CHP’li Böke: “Başkanlık Sistemi Tartışması İhtiyacı Olmayan Gündemi Suni Gündemle Tıkamaya Kimsenin Hakkı Yoktur”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, “Başkanlık sistemi tartışması ihtiyacı olmayan gündemi suni gündemle tıkamaya kimsenin hakkı yoktur. Buna engel olmak noktasında elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.

    CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına dün İstanbul’da bir inşaatta üç kişinin hayatını kaybetmesine değinerek başlayan Böke, “Bunlar birer cinayettir. Bunlar engellenebilir cinayetlerdir. Bu kayıplar, bu ölümler bu çağda asla kabul edilemez. Kaybettiğimiz işçilere Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır diliyorum” dedi.

    Sur’da yaşanan çatışmalarda şehit olan askerlere de Allah’tan rahmet dileyen Böke, sevenlerine sabır diledi.

    “MESELE ANAYASADAN İBARET DEĞİLDİR, MESELE YASALARIN DARBE HUKUKUNDAN ARINDIRILMASI MESELESİDİR”

    “Türkiye geniş çaplı bir anayasa değişikliği tartışıyor” diyen Böke, şunları kaydetti:

    “CHP olarak biz bütün toplum kesimlerinden ortaya çıkan bu değişiklik ihtiyacının gerçek olduğunu kabul ediyoruz. Ancak Türkiye’nin asıl meselesinin bir anayasa değişikliği meselesi olmadığının altını çiziyoruz. Türkiye’nin asıl meselesi darbe hukukundan yasal sistemi arındırma meselesidir. Türkiye’nin asıl meselesi, evrensel değerlerde özgürlüklerin inşa edildiği, demokrasinin özgürlükçü bir yapıya kavuşması meselesidir. Yarın toplanmaya başlayacak olan uzlaşma komisyonunun çalışmalarını ve bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkacak olan süreci biz bu özgürlükçü demokrasinin inşasının parçası olarak görüyoruz. Mesele anayasadan ibaret değildir. Mesele yasaların darbe hukukundan arındırılması meselesidir. Mesele hukukun uygulanışına dair bir anlayış değişikliğine ihtiyaç meselesidir. Mesele bunlarla birlikte anayasada değişiklik meselesidir. Bu bir bütünün parçasıdır. Parçası olarak görülmediği takdirde de Türkiye’nin ihtiyacı olan özgürlükçü demokrasi çerçevesini inşa etmesi mümkün olmayacaktır. Ancak anlaşılıyor ki CHP’nin özgürlükçü demokrasi mücadelesine karşı saray vesayeti altında bulunan AKP’nin ise tek bir gündemi var. Bu gündem adına başkanlık denen tek adam yönetimini dayatma gündemidir. Geçtiğimiz hafta Sayın Cumhurbaşkanı kendi yetki ve sorumluluğunun dışına çıkarak, Meclis zeminini yok sayarak şunu ifade etmiştir; ’Parlamenter sistem bitti’ demiştir. Ülkemizin sorunları büyük.”

    “CHP TÜRKİYE’Yİ BİR TEK ADAM REJİMİNE TESLİM ETMEYECEKTİR”

    Siyasetin temel görevinin Türkiye’nin esas meselelerini konuşmak olduğunu söyleyen Böke, “Biz CHP olarak Türkiye’nin esas gündeminin ilk ve en önemli maddesi olan özgürlükçü demokrasi inşasında ‘önce Türkiye’ diyen yaklaşımla çalışmaya devam edeceğiz. ‘Önce ben, hep ben’ diyen saray ve saray vesayeti altındaki AKP’nin haykırışlarına karşı biz de ‘önce Türkiye’ diyen siyaseti vatandaşın sorununu çözme zemini olarak kullanan bir yaklaşımla Türkiye’yi bu ruh sıkışıklığından çıkaracağız. Sorunları çözen değil, sorun olan bir yaklaşımın karşısında sorunları tespit eden ve her soruna çözüm üreten yeni bir siyasetle Türkiye’ye nefes aldıracağız. Biz parlamenter sistemin olduğu söylenen aksaklıklarının giderilerek güçlendirilen mücadelenin takipçisi ve öncüsü olacağız. Buradan tüm vatandaşlarıma seslenmek istiyorum; CHP burada. CHP Türkiye’yi bir tek adam rejimine teslim etmeyecektir. CHP bunun olmaması için ne yapılması gerekiyorsa toplumun bütün kesimlerini kucaklayarak, hep birlikte yapılmasını sağlayacaktır. Bunun yolu da Türkiye’yi darbe hukukundan arındırmak ve özgürlükçü demokrasiyi inşa edecek bir süreci başlatmaktan geçmektedir. Biz yarın başlayacak olan Uzlaşma Komisyonu’na da bu kararlılıkla ve Türkiye’nin sorunlarını çözme ve özgürlükçü demokrasiyi inşa etme kararlılığıyla oturuyoruz. Belli koşullarla oturuyoruz” ifadelerini kullandı.

    “BAŞKANLIK SİSTEMİ MASAYA KESİNLİKLE GETİRİLMEMELİDİR”

    “Türkiye’nin bir siyasi sistem rejim sorunu yoktur” diyen Böke, şöyle konuştu:

    “Cumhurbaşkanının tek adam olmak gibi kişisel bir sorunu vardır. Bu nedenle tartışma mutlaka parlamenter sistemde gelişmek zorundadır. Başkanlık sistemi masaya kesinlikle getirilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin milli mücadeleden kalma kuruluş iradesinin yansıması olan anayasanın ilk 4 maddesi bizim vazgeçilmezlerimizdir. Bu komisyonda oy birliğiyle karar alınması gerekliliği de aşikardır. Aynı zamanda güçlendirmek istediğimiz parlamenter sistemin işler hale getirilmesini de çok önemsiyoruz. İhtisas komisyonları çalıştırılmalı, Meclis zemini işler kılınmalı, var olan parlamenter sistemin çözüm üretmesi için imkan yaratılmalıdır. AKP bunları yapmayarak kendi 14 yılını inkar eden bir yaklaşım sergilemektedir. Siyaseten bu anlaşılmaz ve kabul edilemez bir durumdur. Türkiye’nin esas melesi anayasa meselesi değildir. Türkiye’nin esas meselesi özgürlükçü demokrasinin inşası gerekliliğidir. Anayasa burada araçlardan sadece bir tanesidir. CHP, özgürlükçü demokrasiyi inşa edecek, yargı bağımsızlığını, basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, milletin iradesinin Meclis’e yansıdığı, seçim barajının ortadan kalktığı bir düzenin acilen, hızla, yasal düzenlemelerle ortaya konmasını talep etmektedir. Bütün bunlarla ilgili CHP, son iki yasama döneminde tekrar tekrar kanun önerisi vermiştir. Samimiyseniz gelin bu teklifleri yasalaştıralım. Samimiyseniz, gelin Türkiye’yi darbe hukukundan arındıracak bu düzenlemeleri vakit kaybetmeden Meclis’te yasalaştıralım.”

    Böke, MYK’da ayrıca Suriye başta olmak üzere Irak, İran ve Rusya ile ilişkilerin de kapsamlı olarak değerlendirildiğini bildirdi.

    “MUTFAĞIMIZ YANIYOR”

    Ekonomiyle ilgili değerlendirmede bulunan Böke, “Bu hafta açıklanan ihracat rakamlarına göre Türkiye’nin ihracatı Ocak ayında, geçtiğimiz yılın Ocak ayına kıyasla yüzde 14,4 düştü. Bu düşüşle 2011 yılında açıklanmış olan 2023 hedeflerinden sadece uzaklaşmakla kalmadık 2011 düzeyine doğru da hızla gerilemeye devam ediyoruz. Enflasyon yüzde 9,58’e çıktı. Bu artışın en önemli kısmı gıdada. Mutfağımız yanıyor. Gıda enflasyonu yüzde 11,7. Türkiye bunu hak etmiyor. Bunu düzeltebilecek bir potansiyele sahip. Ancak bunu düzeltecek bir reform iradesi olan vizyonu olan bir iktidara sahip değil” açıklamasında bulundu.

    “BU HAFTA İSTANBUL’DAKİ CHP’Lİ BELEDİYELER KENDİ ÇALIŞANLARININ ASGARİ ÜCRETLERİNİ NET BİN 500 LİRAYA ÇIKARDILAR”

    CHP’nin yeni siyaset anlayışını temsil ettiğini kaydeden Böke, “7 Haziran öncesi asgari ücretlilerimizin vahim durumunu ortaya koymuş ve asgari ücretin en az bin 500 liraya artması gerektiğini tespit etmiştik. Bu tespitimizin hayal olduğunu söyleyenler sonradan bu tespiti kopyalamaya karar verdiler. Bir öğretim üyesi olarak şunu ifade etmeliyim ki kopyalar anlaşılır. Kötü kopya çektikleri için de bin 500 lira değil, bin 300 lira dediler. Bütüncül bir çerçeve ortaya koyamadıkları için de o bin 300 liralık artışı da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Bu sebeple bu hafta İstanbul’daki CHP’li belediyeler kendi çalışanlarının asgari ücretlerini net bin 500 liraya çıkardılar. Biz verdiğimiz sözlerin arkasındayız. Çünkü bir samimiyiz” dedi.

    “PARTİ MECLİSİMİZ EN YAKIN TARİHTE TOPLANACAK”

    Gazetecilerin sorularını da cevaplayan CHP Sözcüsü Böke, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkedilmesi ile ilgili sorulara, “Parti Meclisimiz en yakın tarihte toplanacak. Karar ortaya çıktıktan sonra detaylı bir şekilde paylaşılacaktır” yanıtını verdi.

    “TOPLUMSAL MUTABAKATA BİR SON TARİH KONULAMAZ”

    Anayasa Uzlaşma Komisyonu’yla ilgili bir süre tartışmasına ilişkin soruya ise Böke, “Öncelikle yarın toplanacak olan komisyon Uzlaşma Komisyonu’dur. Bizim için bu komisyon Türkiye’yi darbe hukukundan arındırma komisyonudur. Anayasa bu bütünün bir parçasıdır sadece. Anayasaya dair yapılacak bütün değerlendirmelerin anayasanın temel unsurunu yansıtıyor olması gerekir. Anayasa toplumsal mutabakat gerektirir. Toplumsal mutabakata bir son tarih konulamaz. Biz bu prensibi öncelemeye devam edeceğiz” cevabını verdi.

    “BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMASI İHTİYACI OLMAYAN GÜNDEMİ SUNİ GÜNDEMLE TIKAMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR”

    “CHP hiçbir konuda kaygı ve endişe yaşamaz” ifadesini kullanan Böke, şunları kaydetti:

    “Durumu doğru tespit eder ve o durumu çözmek yönünde adım atar. Onun için kaygımız yok. Türkiye’nin gerçek meselelerinden onu uzaklaştıracak her tür suni gündeme karşı koyma yükümlülüğümüz olduğunun da farkındayız. Bu komisyonun amacı Türkiye’ye özgürlükçü demokrasiyi getirmek olmalıdır. Bunun ötesinde bir başkanlık sistemi tartışması ihtiyacı olmayan gündemi suni gündemle tıkamaya kimsenin hakkı yoktur. Buna engel olmak noktasında elimizden gelen her şeyi yapacağız.”

  • Sağlığına Kavuşması İçin 150 Bin TL’ye İhtiyacı Var

    Kahramanmaraş’ta 8 yıldır diyaliz ve Hepatit C hastası olan Bilal Dursunoğlu, tedavi için kullandığı ilaçların SGK tarafından karşılanmasını istedi.

    Diyaliz hastası olan Bilal Dursunoğlu, tedavi için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun karşılamadığı 31 bin TL değerindeki Viekirax (12,5 -75 -50) ilacının karşılanmasını istedi.

    Eşi böbreğini vermeye hazır ama Dursunoğlu’nun önce Hepatit C tedavisi görmesi gerekiyor. Bilal Dursunoğlu, 3 aylık bir tedavinin ardından sağlığına kavuşacak ama bu 3 aylık tedavi ücreti 150 bin TL tutuyor. Maddi açıdan ilaç fiyatlarını karşılayacak güçte olmayan çift ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bu ilaçların maliyetini karşılamasını istiyor.

    Artık dayanacak güçlerinin kalmadığını belirten Bilal Dursunoğlu, “Hepatit C ve diyaliz hastasıyım. Eşim böbreğini bana bağışlayacak ama Hepatit C hastası olduğum için nakil işlemim gerçekleşemiyor. Nakil işlemi olabilmesi için tedavi olmam gerekiyor. Tedavi işlemlerindeki ilaçları Sosyal Güvenlik Kurumu karşılamıyor. İlacın maliyetini karşılayacak durumumuz yok. Hasta olduğum için çalışamıyorum ve eşimde bana baktığı için o da çalışamıyor. Biz artık yorulduk. Devletimizden bu konu hakkında yardım bekliyoruz” dedi.

    Eşi Kezban Dursunoğlu ise Türkiye genelinde 750 bin Hepatit C hastası olduğunu belirterek, “Eşim 8 yıldır diyalize bağlanıyor. Hepatit C tedavisini görmeden nakil yapamıyoruz. Bizim tek isteğimiz Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilaçların karşılanmasıdır. Bu ilaçların maliyeti çok yüksek, o yüzden kurum karşılamıyor. İlaçlar yurt dışından Türkiye’ye giriş yapıldı ama parayla satın alınması gerekiyor. Eşim 3 ay tedavi sonrasında sağlığına kavuşacak ama bu 3 aylık tedavi süreci 150 bin TL tutuyor. 150 bin TL’yi ödeyecek durumda değiliz. Biz para talep etmiyoruz. Sadece bize yardım elinin uzanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • ‘Rafta Durmasın, İhtiyacı Olan Alsın’

    Tokat’ın Turhal İlçe Belediyesi tarafından “Rafta Durmasın, İhtiyacı Olan Alsın” sloganlı

    “Hayır Çarşısı” açıldı.

    Vatandaşların kullanmadıkları elbiseler açılan Hayır Çarşısı’nda ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Turhal Belediye Başkanı Yılmaz Bekler, Hayır Çarşısı’nda incelemelerde bulundu. Turhal’da gelir sahibi olamayan, hastalık sebebiyle çalışamayan ve ihtiyaçlı vatandaşların ihtiyaçlarına bir nebze de olsa katkı sağlayabilmek için “Hayır Çarşısı” açtıklarını belirten Başkan Bekler, “Çok hayırlı bir hizmet ile karşınızdayız. Yeni başlatmış olduğumuz yeni bir çalışma var. Bu çalışma yol, kaldırım, park ya da asfalt değil. Tamamen insana yönelik ve kış günlerinde insana yapılacak olan en güzel bir çalışma. Yoğun kış günlerinde üşüyen insanları giydirmek, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermek istiyoruz. Bu amaçla belediyemizin yanındaki bir mağazada hayır çarşısı açtık. Üzerine ise ‘Rafta Durmasın, İhtiyacı Olan Alsın’ yazdık. Kışlık, giymediğiniz giyeceklerinizi sizlerden talep ediyoruz. Buraya gelen giyecekler ihtiyaç sahipleri tarafından alınıyor ve kullanılıyor. Açtığımız günden bugüne kadar bir hafta olmasına rağmen bu mağazamızın içi dolup dolup boşaldı. Giyecekleri dağıtacağımız zaman kapının önünde kuyruklar oluşuyor. Biz bu kadar talebin olacağını bilmiyor, bu kadar ihtiyaç sahibinin olduğunu düşünmüyorduk. Çünkü bizlerin eskilerini birilerinin yeni olarak alıp giyeceğini tahmin etmiyorduk. Ancak bu uygulamayı başlattığımız zaman şunu gördük ki bizlerin eskileri, bir başkasının yenisi olabiliyor. Bundan dolayı sizlere en kalbi duygularımla sesleniyorum ki; giymediğiniz, dolabınızda fazla duran, kışlık giyeceklerinizi yıkanmış, ütülenmiş ve giyilebilir durumda olanları mağazamıza getirin kendi elinizle rafa asın ve bir ihtiyaç sahibinin onu gelip almasından duymuş olduğunuz onur ve gururun mutluluğunu yaşayarak buradan ayrılabilirsiniz. Birkaç hususu da belirtmek istiyorum. Vatandaşlarımız eşyaları çuvallara dolduruyor ve hiç giyilmeyecek durumda olan yırtık eski elbiseleri getiriyor. Biz bunları sizin, bizim gibi bu şehirde yaşayan eşimize, dostumuza vatandaşımıza hemşerimize dağıtıyoruz. Hal böyle olunca özellikle giyilebilir olmasına özen gösteriyoruz. İkinci uyarımız yazlık kıyafetleri getirmeyin. Onlar bu mevsimde giyilmezler. Mağazamız yazın da açık olacak, yazlık elbiselerinizi yazın getirebilirsiniz. Üçüncü bir ricam ise illa eski olmasına gerek yok. Sizin evinizde eski bulunmayabilir. Ancak varlıklı olabilir, mağazadan bir eldiven, atkı ya da kaban satın alıp rafa takabilirsiniz. Ama şuna emin olabilirsiniz. Sizin ucuz fiyata almış olduğunuz bir kaban, başkası için marka değerin de olacaktır. Bu mutluluğu sizler ile paylaşmak için ben kameralar ve sosyal medya aracılığı ile sizlere seslenmek istedim. Sesime ses vermeniz temennisi ile bu çalışmamız hayırlara vesile olsun” dedi.

    Hayır Çarşısı’na gelen ihtiyaç sahipleri, ihtiyaç duydukları giysileri aldı.

  • Aydın’da Göçmenlerin Her Türlü İhtiyacı Karşılanıyor

    Aydın İl Göç İdaresi Müdürlüğü ile Geri Gönderme Merkezi’nde göçmenlerin her türlü işlemlerinin yapıldığı ve ihtiyaçlarının giderildiği belirtildi.

    Aydın İl Göç İdaresi’nden yapılan açıklamada; “Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında imzalanarak yürürlüğe giren 04 Nisan 2013 tarih ve 6458 sayılı YUKK çerçevesinde Emniyet Genel Müdürlüğü taşra teşkilatı tarafından geçici olarak yürütülen görev ve sorumlulukların Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatına devirine dair protokol çerçevesinde Genel Müdürlüğümüz taşra teşkilatı hizmetlerine ilişkin görevler 18 Mayıs 2015 tarihi itibariyle devralınarak Aydın İl Göç İdaresi Müdürlüğünce yerine getirilmektedir. İlimiz Aydın özellikle düzenli ve düzensiz göç alanında oldukça aktiftir. Aydın İl Göç İdaresi Müdürlüğü olarak yabancılara her türlü desteği verebilmek adına İl Müdürlüğümüz, Didim-Kuşadası İlçe Çalışma Grubu Başkanlığı ve Geri Gönderme Merkezimiz olmak üzere faaliyet göstermektedir. İkamet, yabancı kimlik numarası verme gibi iş ve işlemler yerine getirilerek düzenli göçmenlere hizmet verilmektedir. Geri gönderme merkezimizde ise yasa dışı yollarla ülkemize gelen göçmenlerin sınır dışı işlemleri, ülkesinden zorunlu sebeplerle kaçan göçmenlerin uluslararası başvuru işlemleri ve insan ticareti mağdurlarının koruma altına alınıp rehabilite edilmesi işlemleri yapılmaktadır. Ayrıca Geri Gönderme Merkezimizde sağlık hizmetleri, beslenme, temizlik, kıyafet, spor, ibadet, kütüphane, sosyal imkan ve etkinlikler, tercümanlık hizmetleri verilmektedir. Yine Geri Gönderme Merkezimizde, Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının kimlik kartı basımı ve kayıt işlemleri Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. İlimizde yaşayan Suriyelilerin kimlikleriyle ilgili problem yaşayan kurum ve kuruluşlar, İl Göç İdaresi Müdürlüğüne başvurup, konu hakkında yardım alabilmektedirler” denildi.