Etiket: İhmal

  • Doğum yapan kadının ihmal sonucu öldüğü iddiası

    Denizli’nin Serinhisar ilçesinde doğum yaptıktan sonra 13 gün yoğun bakımda kalan bir kadın hayatını kaybetti. Genç kadının ailesi, doğum sırasında ihmal olduğu iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu.

    Yatağan Mahallesi’nde yaşayan ve 9 aylık hamile olan 36 yaşındaki Şirvan Yalçın, 19 Ağustos’ta önce Acıpayam Devlet Hastanesine kaldırıldı. Burada doğum uzmanın olmadığı gerekçesiyle kadın Denizli Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisine kaldırıldı. Suni sancı verildiği iddia edilen Yalçın, 3 kilo 810 gram ağırlığında bir erkek bebek dünya getirdikten sonra yoğun bakıma alındı. Durumunun kötüleşmesi üzerine Şirvan Yalçın, ambulansla Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine kaldırıldı. Şirvan, 13 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra bugün hayatını kaybetti.

    Eşinin ölümünde ihmal olduğunu iddia eden Mehmet Yalçın, avukatı aracılığıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Konu hakkında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığına şikayette bulunan Yalçın, hastane personelinin doğum sırasında yemeğe gittiği için eşinin tek başına yapmak zorunda kaldığını, bebeğinin oksijensiz kaldığını ve bu yüzden beyninde hasar olduğunu savundu. Yalçın, eşinin ölümüyle ilgili sorumlular hakkında savcılığa suç duyurunda bulunduğunu belirtti. Yalçın, “Ben eşimi hastaneye götürdükten bir gün sonra saat 10.00 civarında bana eşin doğum yapacak, çocuk geliyor dediler. Ama hiç alakası yokmuş, ben eşimi sağ olarak teslim ettim ama ölüsünü aldım. Daha sonra çocuğumu bile göremeden, hanımı üniversite hastanesine kaldırmışlar. Rahmini, yumurtalıklarını, içeride ne varsa almışlar. 13-14 gün sonra, bugün sabaha karşı ruhunu teslim etti” diye konuştu.

    Ailenin avukatı Halil Akçil de, Şirvan Yalçın’ın ölümünde doktorların ya da personelin kusuru olduğunu düşündüklerini, bu nedenle suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.

    Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğinden yapılan açıklamada, durumla ilgili açıklamanın Sağlık Bakanlığına gönderildiği ve gerekli açıklamanın yapılacağını kaydedildi.

    Pamukkale Üniversitesi Hastanesinde yapılan otopsinin ardından Şirvan Yalçın’ın cenazesi Yatağan Mahallesi’nde ikindi namazını müteakip yakınlarının gözyaşları arasında toprağa verildi.

  • Otel havuzunda boğulan 6 yaşındaki Atakan’ın babasından ’ihmal’ iddiası

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde ailesiyle tatil yapan 6 yaşındaki çocuk, kaldıkları 5 yıldızlı otelin havuzunda boğuldu. Oğlunun ölümünde otelin ihmali olduğunu öne süren baba Ersin Arı, “Oğlumla birlikte havuza giriyorduk, havuzdan çıktık ayakları yanınca terlik istemişti. Döndüğümde çocuğumu bulamadım. Suyun içerisinden çıkardığımızda ise oğlum yaşıyordu. Otelde doktor, ambulans yoktu. Yaklaşık 20 dakika boyunca ambulans bekledik” dedi.

    Olay Manavgat Kızılağaç bölgesindeki 5 yıldızlı bir otelde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 26 Ağustos’ta ailesiyle Eskişehir’den Antalya’ya tatil yapmak için gelen Arı ailesi, bir otele yerleşti. Dün 16.00 sıralarında baba Ersin Arı (40) ile 6 yaşındaki oğlu Atakan Yiğit Arı otelin havuzuna girdi. Havuzda bulunan su kayağında eğlenen baba ve oğul bir müddet sonra havuzdan çıktı. Atakan ise havuzdan çıktıktan sonra ayakları yandığı için babasından terlik istedi. Terlikleri getirmek için oturdukları şezlonglara giden baba, geri döndüğünde oğlu Atakan’ı göremedi. Havuz ve otelin çevresinde oğlunu arayan baba, yaklaşık yarım saat sonrası oğlunu kaykayın havuzla buluştuğu yerde suyun içerisinde buldu.

    “Oğlum bensiz havuza asla girmezdi”

    Otopsisi yapılan küçük çocuğun cenazesi almak için morga gelen baba, olayı anlatırken gözyaşlarına boğuldu. Oğlunun ölümünde ihmal olduğunu öne süren baba Ersin Arı, “Oğlum bensiz havuza asla girmezdi. Üzerinde kollukları vardı. Havuza beraber giriyorduk. Kaykaya bindik ve eğleniyorduk. Bir müddet sonra ’hadi oğlum çıkalım’ dedik, o da ’tamam baba’ dedi. Havuzdan çıktığımızda ‘baba ayaklarım yanıyor’ dedi. Ben de terliklerini almak için oturduğumuz yere yönlenmiştim. Geri geldiğimde oğlum olduğu yerde yoktu” dedi.

    Daha sonra oğlunu etrafta aramaya başladığını belirten Arı, “Oğlum bensiz havuza asla girmezdi. Üzerinde kollukları vardı. Yarım saat sonra geldiğimde suyun içerisinde buldum. Yaşıyordu. Otel müşterilerinden bir doktor müdahale etti. Kalp masajı yaptı. Karnı hareket ediyordu, nabzı da atıyordu. Otelde doktor, ambulans yoktu. Yaklaşık 20 dakika boyunca ambulans bekledik. Ölüm haberini Manavgat Devlet Hastanesinde verdiler” diye konuştu.

    Bu yıl birinci sınıfa başlayacağı öğrenilen küçük Atakan’ın cenazesi otopsi yapıldıktan sonra öğle saatlerinde Antalya Adli Tıp Morgundan ailesi tarafından alındı. Küçük çocuğun cenazesi Eskişehir Yusuflar Mahallesi’nde toprağa verilecek.

    Öte yandan küçük Atakan’ın ölmeden 4 saat önce ailesi tarafından çekilen son görüntüleri ortaya çıktı

  • Servis aracında unutulan minik Alperen’in ölümünde ihmal iddiası

    İzmir Çiğli ilçesinde servis aracında unutulduğu iddia edilen 3 yaşındaki Alperen Sakin kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili 2 kişi gözaltına alındı.

    Olay, Çiğli ilçesindeki bir özel anaokulunda meydana geldi. Sabah saatlerinde evinden alınan 3 yaşındaki Alperen Sakin, servis aracıyla okula geldi. İddialara göre, minik Alperen ardından da servis aracında unutuldu. Aradan dakikalar geçerken, minik Alperen servis aracında baygın halde bulundu ve okul içerisine alındı. Hemen minik Alperen’in ailesine haber verilirken, apar topar okula gelen baba Serkan Sakin, oğlunu hemen Medical Park Hastanesine kaldırdı. Hastaneye kaldırılan minik Alperen, dakikalarca kalp masajı yapıldı ancak hayata döndürülemedi. 3 yaşındaki çocuğun ölümü herkesi yasa boğdu.

    Gözyaşlarıyla defnedildi

    Alperen Sakin için Hacı Alaaddiin Top Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenazede, baba Serkan Sakin ve anne Buket Sakin gözyaşlarına boğuldu. Baba Serkan ve anne Buket Sakin’in ayakta durmakta güçlük çekti. Minik Alperen’in cenazesi, ikindi namazına müteakip Ulukent mezarlığına defnedildi. Olayla ilgili aynı okulda çocukları eğitim gören vatandaşlarda gözyaşlarına boğuldu. Vatandaşlar, olayın titizlikle araştırılması gerektiğini belirterek, kendilerinin de çocuğun servis aracında unutulduğunu duyduklarını söyledi.

    Olayla ilgili 2 gözaltı var

    Öte yandan, olayla ilgili İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, emniyet ve valilik olayla ilgili bir soruşturma başlattı. Olayla ilgili servisçi ve servis görevlisi kadının gözaltına alındığı öğrenildi.

    İhmal olup olmadığı araştırılacak

    Yetkililer, olayda bir ihmalin olup olmadığını araştırırken, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi de, olayla ilgili adli ve idari bir soruşturmanın yürütüldüğünü açıkladı. Yahşi, ölen Alperen’in ailesine de sabır dilediğini sözlerine ekledi.

    Minik Alperen’den geriye ise babasıyla ve annesiyle beraber çektirdikleri fotoğraf kaldı. Olayla ilgili iki kişinin ise sorgusu devam ederken, Alperen’in kesin ölüm sebebi ise önümüzde günlerde belli olacak. Bu arada, olayın ardından anaokulunun 3 gün süreyle kapatıldığı öğrenildi.

  • Giresun’da çıkan yangında ihmal iddiası

    Giresun’un Eynesil ilçesi Boztepe mahallesinde bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden Elmas Küçükal’ın (93) ailesi yangında ihmal olduğunu iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu.

    Edinilen bilgilere göre, yangında hayatını kaybeden Elmas Küçükal iki oğlunun da altlı üstlü oturduğu evin yan tarafında bulunan özel bir odada kalıyordu. Geçtiğimiz 6 Ağustos gecesi evin içinde duman fark eden Elmas Küçükal’ın yakınları itfaiyeye haber verdi. Yaklaşık 1 yıldır beyin felcine bağlı yaşam mücadelesi veren Elmas Küçükal, çıkan yangında hayatını kaybetti. İtfaiyenin yangına geç müdahale ettiğini iddia eden Elmas Küçükal’ın oğlu Ömer Yüksel, savcılığa olayla ilgili suç duyurusunda bulundu.

    Olayın yaşandığı sırada Eynesil Belediyesi’ne ait itfaiyenin evin yanına geldiğini ve içinde sadece şoför olduğunu savcılığa verdiği dilekçesinde belirten Yüksel, itfaiye görevlilerinin kusuru olduğunu kaydetti. İfadesinde “Gelen itfaiyede sadece şoför vardı, su ise 5 dakika sonra bitti” diyen Yüksel şöyle devam etti:

    “Elmas Kücükal benim annem olur, kendisi yatalak ve felçli hasta idi. Eynesil Boztepe mahallesinde iki katlı binanın ikinci katında yalnız olarak bir odada kalırdı ancak aynı dairenin bulunduğu yerde ayrı bir kapıdan annemin odasına girilirdi. Annem burada elektrikli şişme hastane yatağında bulunuyordu. O gün kendime ait evde yatıyordum ve saat 03.00 sıralarında bir bağırma sesi duydum. Yeğenim İrem ‘ev yanıyor’ diye bağırıyordu. Ben hemen kalktım ve üst katın merdivenine kadar çıktım ancak annemin bulunduğu odayı duman ve alevler sarmıştı. İrem bana ‘110 itfaiyeyi arıyorum’ dedi. Bu sırada kardeşim Tuncay annenim odasına girip çıkıyordu. Ben yoğun ve yangın nedeni ile itfaiye ilgilenmek ve itfaiyeyi tekrar aramak için alt kata indim. Tuncay ise bir hortum ile yangını söndürmeye çalışıyordu. Aradan yaklaşık yarım saat geçtikten sonra Eynesil İtfaiyesi’ne ait araç geldi ve araçta sadece şoför vardı. Bu kişi hortum ile yangını söndürmeye çalıştı ancak yaklaşık 5 dakika sonra itfaiyenin suyu bitti ve yanımızdan ayrılıp gitti. Yaklaşık 10-15 dakika sonra Vakfıkebir ve Beşikdüzü itfaiyeleri geldi ve yangına müdahale ettiler ve kısa bir sürede yangını söndürdüler.”

    Görevlilerden şikayetçi olduğunu kaydeden Yüksel, “Yangın söndüğünde annem bulunduğu yatakta vefat etmişti. Annemin yattığı yatağın fişi piriz takılı idi yine odada bulunan gece lambasının fişi ide bu üçlü prize takılı idi. Annem yatalak hasta olduğu için annemin ayağa kalkması mümkün değildi. Yangının elektrik prizinden kaynaklandığını tahmin ediyorum. Eynesil itfaiyesi olaya çok geç geldi eğer Eynesil itfaiyesi olaya yerinde zamanında gelmiş olsaydı annem belki kurtulurdu. Eğer itfaiyenin buraya gelmesinde bir kusur var ise aile olarak görevlilerden şikâyetçiyim” ifadelerini kullandı.

  • (Özel haber) “Sağlıklı” doğan bebeğin ölümünde ihmal iddiası

    İzmir’de özel bir hastanede doğan Akın bebek, iddiaya göre “sağlıklı” bir şekilde dünyaya gelmesine rağmen doğumundan bir gün sonra hayatını kaybetti. Olayda hastanenin ihmali olduğunu ileri süren aile, bebeğe otopsi yaptırırken, hastane hakkında da suç duyurusunda bulundu.

    Emine İpek ve Erdal Akıncı çiftinin ikinci çocukları Akın bebek, özel bir hastanede sezaryen doğumla dünyaya geldi. Hamilelik süresince yapılan kontrollerde de sağlık durumunun iyi olduğu belirtilen Akın bebek, 10 Temmuz saat 11.46’da 3 kilo 820 gram ve 55 santimetre olarak doğdu. Ailenin iddiasına göre, Akın bebek emzirme sırasında morarınca hastane tarafından kuvöze konuldu. 10 dakika sonra bebek yeniden ailenin yanına getirildi ancak bir kez daha emzirme sırasında morarma oluştu. Bunun üzerine doktor, bebeği muayene ederek sağlık durumunun iyi olduğunu ancak bir süre daha kuvözde kalması gerektiğini söyledi. Hastane, daha sonra ailenin ifadesi ile “hastanede yeterli ekipman bulunmadığı” gerekçesiyle bebeğin başka bir özel hastaneye sevk edileceğini söyledi. Bebek akşam 18.30’da ambulansla başka bir hastaneye sevk edildi. Burada, bebeğin durumunun ciddi olduğu söylenirken, bir süre sonra Akın bebeğin kalbinin durduğu ve kalp masajı yapıldığı belirtildi. Akın bebek, doğumundan bir gün sonra müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Sağlıklı doğan bebeğinin ölüm nedenini bilmediklerini ve bu sebeple otopsi yapıldığını ifade eden baba Erdal Akıncı, olayda ihmal olduğu gerekçesiyle bebeğin doğduğu hastane ve sevk edildiği hastanede ihmali tespit edilen doktorlar ve 112 Acil Sağlık ekibi hakkında suç duyurusunda da bulundu.

    “Ekipmanın yetersiz olduğunu söylediler”

    Bir günlük oğlunu kucağına alamadan toprağa veren baba Erdal Akıncı, olayı şu sözlerle anlattı:

    “Ebe çocuğu getirdiğinde sağlık durumu iyiydi. Hiçbir sorun yoktu. Eşim çocuğu emzireceği zaman çocuk morarmaya başladı. 10 dakika kuvöze koyacaklarını söylediler. İkinci kez emzirmeye getirdiklerinde yeniden morarmaya başladı. Sonradan gelen doktor muayene yaptı ve çocuğun sağlığının iyi olduğunu, sadece biraz daha kuvözde kalması gerektiğini belirtti. Bir süre sonra bize çocuğumuzun özel bir hastaneye sevk edilmesi gerektiğini söylediler. Sebebini sorduğumuzda hastanede yeterli ekipman olmadığı için sevk edeceklerini söylediler. Öğlen saatlerinden 18.30’a kadar ambulansla sevk işlemi gerçekleşmedi. Müdahale de olmadı. Başında sadece bir hemşire vardı. 18.30’da anca çocuğu sevk ettiler. Ertesi gün sabah saatlerinde sevk edilen hastanede çocuğun durumunun ciddi olduğunu söylediler. Kalbinde sorun olmuş. Yurt dışından getirilen bir ilaç kullanacaklarını söylediler. Biz doğum yapılan hastaneden çıkışımızı yaptık. Öğlen saatlerinde de sevk edilen hastanede çocuğun kalbinin durduğunu ve kalp masajı yapıldığını öğrendik. Bundan 15 dakika sonra da çocuğu kaybettik.”

    “Sapasağlam çocuk öldü”

    Akın bebeğin ölüm nedeninin bilinmediğini dile getiren baba Erdal Akıncı, yapılan otopsi sonucunun çıkmasını beklediklerini belirterek, “İhmalden mi, sağlık sorunu mu vardı bilmiyoruz. Şimdi çocuğuma otopsi yapıldı. Sonuçları 15 gün sonra çıkacak. Savcılığa da suç duyurusunda bulunduk. Eşim hamileyken de tüm kontroller yapıldı. Her şey normaldi. İkili tarama testi, üçlü tarama testi, bütün testleri yapmıştık. Çocuğun hiçbir sorunu yoktu. 3 kilo 820 gram ve 55 santimetre boyunda sapasağlam çocuk öldü. İhmalsizlik olduğunu düşünüyoruz. Çocuğun başında kimse durmadı. Diğer hastaneye sevk edilene kadar 6 saat çocuğa hiçbir şey yapılmadı. Yapılsaydı çocuğum hayatta olurdu. İlk çocuğumuz da aynı doktor ve hastanede doğduğu için ikinci çocuğumuzun da burada doğmasını istemiştik” dedi.

    Hastaneden açıklama

    Akın bebeğin dünyaya geldiği özel hastane tarafından yapılan açıklamada, bebek dünyaya geldikten sonra RDS sendromu denilen solunumla ilgili bir sorun yaşadığı için ilk müdahalenin yapıldığı, ardından izlemeye alındığı, durumu kötüye gidince ambulansın çağrıldığı ve ambulans gelene kadar da bebeğin izlemde kaldığı belirtildi.