Etiket: İgiad

  • İGİAD ailesi yemekte buluştu

    İnegöl Genç İş Adamları Derneği (İGİAD) üyeleri ve aileleri yemekte bir araya geldi.

    Kaymakam Şükrü Görücü, Emniyet Müdürü Ramiz Erçetin ile MARSİFED yönetim kurulu üyesi İdris Doğrul’un da aileleri ile birlikte katıldığı Hotel Park’taki yemek ilgi gördü. Yemeğin ardından gecenin açış konuşmasını yapan İGİAD Başkanı Hakan Özdemir, “1991 yılında kurulan İGİAD ailesi gün geçtikçe büyüyor. Hemen her gün yeni üyelik talepleri geliyor. Kaliteli birliktelik olması adına değerlendirmelerimizi yapıyoruz, dikkat ediyoruz. İnegöl’ümüz 35 ile 50 yaş arasındaki iş adamı gençlerle fabrikalaşmayı öğrendi. Zamanın ilk örnekleri olduğumuz için tecrübesiz bir şekilde bugüne kadar geldik. STK’lar, dernekler olarak ana temamız; sosyal, ekonomik, kültürel bir okul olarak düşünürsek, seçilmiş insanlar olarak memleketimize, ülkemize faydalı hizmetler üretmektir” dedi.

    Başkan Hakan Özdemir, Polis memuru tarafından makamında şehit edilen Rize İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi ile Ankara-Konya seferini yapan yüksek hızlı trenin yol kontrolü yapan kılavuz banliyö treniyle çarpışması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybeden 3’ü makinist 9 kişiye Allah’tan rahmet, aileleri ve yakınlarına başsağlığı diledi.

    Başkan Hakan Özdemir’in konuşmasının ardından derneğe yeni üye olan Lagoma mobilya yöneticilerinden Onur Acar’a rozeti takıldı. Daha sonra, iletişim kanalları ve etkili iletişim konularında anlatım yapan Davranış Bilimleri ve İletişim Uzmanı Aşkım Kapışmak kürsüye geldi. Kapışmak, “İlişkiler Komedisi” adlı söyleşi de kadın ve erkeğin doğasındaki farklılıkları mizâhî bir dille anlattı. Konuşmanın ardından Kapışmak’a plaket takdim edildi.

  • İGİAD Başkanı Özdemir:

    İnegöl Genç İş Adamları Derneği (İGİAD) Başkanı ve TÜGİK Yönetim Kurulu üyesi Hakan Özdemir, karamsar söylentilerin ekonomik krizi tırmandırdığını söyledi.

    Dövizdeki dalgalanmayı değerlendiren İGİAD Başkanı Hakan Özdemir, “Bugünlerde hepimizin akla ve kalbe hitap eden güzel sözlere ihtiyacı var. Biz 1992 yılının ikinci çeyreğinde 1 Markın 3 liradan başlayıp, 1994’ün 5 Nisan’ında 24 liraya çıktığını gördük. Biz dövize hiçbir zaman dokunmayan bir firmayız. Dövize sadece yurt dışına gönderdiğimiz ürünlerden gelen bedelle dövize dokunuyoruz. Dövizle alışveriş yapmayız, dövizle satış yapmayız. Dövizle endeksler vardır, ödemesini biz TL olarak yaparız. Geçen yıl Kasım ayında dernek olarak organize ettiğimiz ’Tecrübe Alıyoruz’ programında ünlü ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş anlatırken, açıkça olmasa da bu günleri özetlemişti. Öyle bir noktadayız ki sözler kifayetsiz kalıyor. Kriz var mı, yok mu? Sanayide çalışacak personel yok. Bakıyoruz firmaların elinde sipariş var, çarklar dönüyor. Malzeme bir liraydı, iki lira oldu gibi şikayetler var. Dolara endeksli yükselmedi. Üç gün önce gelen 755 liralık malzeme bugün bin 15 lira olmuş. Farklı noktalardan aynı ürünü KDV dahil olarak 650 liraya aldık. Bu durumu körükleyen arkadaşlarımız var. Burada bir söz kalmıyor, krizi biz kendimiz oluşturuyoruz. Ülkede, hükümette kriz varmış. Biz önce kendi işyerimizin başkanı, hükümeti olalım, kendi işimizi sağlam tutalım, gelebilecek dış etkenlere karşı öne biz kendi sermayemizi sağlam tutalım” dedi.

    Başkan Özdemir, “Yatırımlarda hiçbir eksiltme göremiyorum. Yol, su, elektrik dediğimiz yatırımlar devam ediyor. Bizim köyde asfalt atılıyor. Madem kriz var neden atıyorlar? Çanakkale köprüsü devam ediyor, madem kriz var neden durmuyor? Holding sahipleri ile oturup konuştuğumuzda onlarda söyleyecek söz bulamıyor. Şu anda aslında İnegöl mobilyacısı için öyle bir fırsat doğdu ki, işini bilen kişi yurt dışına mal satacak, başka yolu yok bu işin. Alıcı için kâr oranı iki misline çıktı. Gidip pazar arayacak, net bir şekilde mal edip yurt dışına mal satacak. Biz İnegöl olarak Avrupa’nın Çin’i olabiliriz. Bizim arkadaşlarımız öyle değerli ürünler üretmeye başladı ki, satamayacağın pazar yoktur. Ama bir serzeniş olarak değerlendirelim, bizim mobilya üretimi oturma grupları, yatak odası, yemek odası, tv üniteleri gibi standart ürünlerle yüzdesi yüksek bir üretim şeklimiz var. Her evin içerisinde banyo dolabı var ama üreten yok. İnegöl’de bir dünya mağazamız var ama gidin bakın bir tanesinde otel konseptinde ürün yok. Küçük çocuklar için ahşap oyuncak üreten bildiğim kadarıyla bir tane var. Hepimiz koltuk üretiyoruz, hepimiz tv ünitesi üretiyoruz. O kadar bereketli ki bizim İnegölümüz, bu kadar mobilya üretiliyor ve satılıyor. Demek ki biz bir şeyler yapıyoruz. Yurt dışına satıyorsak zaten sıkıntı yok. O zaman kriz yok derim” dedi.

  • İGİAD, 2017 insani geçim ücreti rakamlarını açıkladı

    İGİAD, araştırmasına göre İstanbul’da ortalama büyüklükte bir ailenin, insani şartlarda aylık geçimini sağlayabilmesi için İnsani Geçim Ücreti (İGÜ), 2017 yılı için 2.154 TL oldu. Diğer 11 bölge için İGÜ, İstanbul’un altında tespit edildi.

    Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) Tespit Komisyonu, her yıl Aralık ayında yaptığı bir araştırma ile Türkiye’de farklı bölgelerdeki ailelerin geçinebilmesi için gerekli olan asgari ücret seviyesini tespit ediyor. Derneğin 2004 yılından beri Asgari Geçim Ücreti (AGÜ) ismiyle İstanbul için yaptığı çalışma, 2014 yılı itibariyle İGÜ olarak revize edildi. İGÜ, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İstatistiki Bölge Sınıflaması’nda yer alan 12 farklı bölge için yapılmaya başlandı.

    İstanbul’da rakamların açıklandığı basın toplantısına İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Alpaydın, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz katıldı.

    ’’İGÜ’nün işletmelerde uygulanması maliyet artışı getirmez aksine verimliliği ve bereketi artırır’’

    İşgörenlere ödenen asgari ücretin, toplumsal dayanışma ve refah seviyesi açısından önemli bir gösterge olarak kabul edildiğini vurgulayan İGİAD Başkanı Ayhan Karahan, “Derneğin devletin her yıl açıkladığı asgari ücrete alternatif olarak sunduğu İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) iş görenlerin harcamaları üzerinden reel rakamlarla hesaplanmakta olup; işletmelerde uygulanması halinde gelir dağılımının iyileşmesine, refah seviyesinin artmasına, toplumsal dayanışmanın gelişmesine katkı sağlayacaktır. İnsani Geçim Ücretinin (İGÜ) işletmelerde uygulanması maliyet artışı getirmez aksine verimliliği ve bereketi artırır’’ dedi.

    ’’Hükümetin işverenin vergi yükünü azaltması ve bölgesel asgari ücrete geçmesi önemlidir’’

    Derneğin iş dünyasına alternatif olarak sunduğu ve reel rakamlarla hesaplanan İGÜ’yü pratikte uygulanması ya da uygulama yönünde gayret gösterilmesi için tüm işverenlere tavsiye ettiklerini belirten Karahan, ’’Devletin her yıl asgari ücreti belirlerken İGİAD’ın belirlediği İnsani Geçim Ücretini (İGÜ) dikkate alması asgari ücrette işgören ve işverenden alınan vergi yükünün azaltılması ve bölgesel asgari ücrete geçilmesi önem arz etmektedir’’ şeklinde konuştu.

    ’’Rakamlara uzun hesaplar neticesinde ulaştık’’

    Hesaplamayı nasıl yaptıklarını anlatan Yard. Doç. Dr. Yusuf Alpaydın, ’’Rakamlara uzun hesaplar neticesinde ulaştık. Birçok veri kaynağını kullandık. Ağırlıklı olarak Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hazırlanan istatistikleri kullanıyoruz. Bunlardan birincisi TÜİK’in tüketici istatistikleri. Gıda, konut, giyim gibi farklı branşlarda ve farklı alanlarda maliyetlerle ilgili enflasyon hesaplarında kullanılan veriler. TÜİK’in hane halkı bütçe anketi yani hanelerin tüketim kalıplarını ve yaşam kalıplarını ortaya çıkaran bir araştırma. Adrese dayalı nüfus verileri, SGK’dan aylık alanların verileri, işgücü istatistikleri gibi birçok veri kaynağı kullanılarak hesaplamış olduk’’ şeklinde konuştu.

    Bölgelere göre insanı geçim ücretinin farlılık göstermesinin sebebini açıklayan Yard. Doç. Dr. Alpaydın,’’Bölgeler, TÜİK tarafından sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerine göre sınıflandırılmış yerlerdir. 12 tane bölge var. Bu bölgelerin kendi içinde yaşam kalıpları birbirine benziyor. Gelişmişlik ve tüketim düzeyleri birbirine benziyor. Gıdanın ve ulaşımın bölgelere göre maliyeti birbirinde farklı. İstanbul’da konuta ve ulaştırmaya çok fazla maliyet harcanırken daha küçük şehirlerde bu maliyetler düşük oluyor. Bu nedenle bölgesel olarak ciddi farklar ortaya çıkıyor’’ dedi.

    “İGÜ, çalışanların toplum içinde onurlu şekilde yaşamlarını sürdürecekleri ve aileyi içine alan çalışma’’

    İnsani geçim ücretinin ne olduğu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Adem Korkmaz,’’ İGÜ, derneğin kendi çalışanları için başlattığı daha sonra Türkiye çapında genişleterek insan temelli, çalışanları bir üretim faktörü olmasının ötesinde toplum içinde sosyal ve anlamlı bir varlık olarak gören ve işletmeyi toplumun bir ailesi olarak gören yaklaşımın ortaya koyduğu sonuç. Rakamlar yıllara göre değişebilir. Asgari ücret arasındaki fark açılabilir ya da kapanabilir. Asgari ücret, yıldan yıla politik ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak bir uzlaşma ücretidir. İGÜ, tamamen çalışanların toplum içinde onurlu şekilde yaşamlarını sürdürecekleri ve aileyi içine alan, aile hesaplamalarında ciddi şekilde analizlerin yapıldığı, Türkiye’deki aile büyüklüğü ve bu aile büyüklüğü içinde çalışanların sayısı gelir esnekliklerini içine alan hesaplama yöntemi ile ortaya çıkıyor’’ ifadelerini kullandı.

    2017 yılı bölgelere göre aylık insani geçim ücretleri şöyle:

    İstanbul: 2154 TL

    Batı Marmara: 1492 TL

    Ege: 1657 TL

    Doğu Marmara: 1925 TL

    Batı Anadolu: 1722 TL

    Akdeniz: 1724 TL

    Orta Anadolu: 1560 TL

    Batı Karadeniz: 1479 TL

    Doğu Karadeniz: 1576 TL

    Kuzeydoğu Anadolu: 1521 TL

    Ortadoğu Anadolu: 1678 TL

    Güneydoğu Anadolu: 1699 TL

    Türkiye Ortalaması: 1666 TL

    TÜİK İstatistiki Bölge Sınıflaması verileri baz alınarak hesaplanıldı.

  • İGİAD, 2017 insani geçim ücreti rakamlarını açıkladı

    İGİAD, araştırmasına göre İstanbul’da ortalama büyüklükte bir ailenin, insani şartlarda aylık geçimini sağlayabilmesi için İnsani Geçim Ücreti (İGÜ), 2017 yılı için 2.154 TL oldu. Diğer 11 bölge için İGÜ, İstanbul’un altında tespit edildi.

    Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) Tespit Komisyonu, her yıl Aralık ayında yaptığı bir araştırma ile Türkiye’de farklı bölgelerdeki ailelerin geçinebilmesi için gerekli olan asgari ücret seviyesini tespit ediyor. Derneğin 2004 yılından beri Asgari Geçim Ücreti (AGÜ) ismiyle İstanbul için yaptığı çalışma, 2014 yılı itibariyle İGÜ olarak revize edildi. İGÜ, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İstatistiki Bölge Sınıflaması’nda yer alan 12 farklı bölge için yapılmaya başlandı.

    İstanbul’da rakamların açıklandığı basın toplantısına İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Alpaydın, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz katıldı.

    ’’İGÜ’nün işletmelerde uygulanması maliyet artışı getirmez aksine verimliliği ve bereketi artırır’’

    İşgörenlere ödenen asgari ücretin, toplumsal dayanışma ve refah seviyesi açısından önemli bir gösterge olarak kabul edildiğini vurgulayan İGİAD Başkanı Ayhan Karahan, “Derneğin devletin her yıl açıkladığı asgari ücrete alternatif olarak sunduğu İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) iş görenlerin harcamaları üzerinden reel rakamlarla hesaplanmakta olup; işletmelerde uygulanması halinde gelir dağılımının iyileşmesine, refah seviyesinin artmasına, toplumsal dayanışmanın gelişmesine katkı sağlayacaktır. İnsani Geçim Ücretinin (İGÜ) işletmelerde uygulanması maliyet artışı getirmez aksine verimliliği ve bereketi artırır’’ dedi.

    ’’Hükümetin işverenin vergi yükünü azaltması ve bölgesel asgari ücrete geçmesi önemlidir’’

    Derneğin iş dünyasına alternatif olarak sunduğu ve reel rakamlarla hesaplanan İGÜ’yü pratikte uygulanması ya da uygulama yönünde gayret gösterilmesi için tüm işverenlere tavsiye ettiklerini belirten Karahan, ’’Devletin her yıl asgari ücreti belirlerken İGİAD’ın belirlediği İnsani Geçim Ücretini (İGÜ) dikkate alması asgari ücrette işgören ve işverenden alınan vergi yükünün azaltılması ve bölgesel asgari ücrete geçilmesi önem arz etmektedir’’ şeklinde konuştu.

    ’’Rakamlara uzun hesaplar neticesinde ulaştık’’

    Hesaplamayı nasıl yaptıklarını anlatan Yard. Doç. Dr. Yusuf Alpaydın, ’’Rakamlara uzun hesaplar neticesinde ulaştık. Birçok veri kaynağını kullandık. Ağırlıklı olarak Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hazırlanan istatistikleri kullanıyoruz. Bunlardan birincisi TÜİK’in tüketici istatistikleri. Gıda, konut, giyim gibi farklı branşlarda ve farklı alanlarda maliyetlerle ilgili enflasyon hesaplarında kullanılan veriler. TÜİK’in hane halkı bütçe anketi yani hanelerin tüketim kalıplarını ve yaşam kalıplarını ortaya çıkaran bir araştırma. Adrese dayalı nüfus verileri, SGK’dan aylık alanların verileri, işgücü istatistikleri gibi birçok veri kaynağı kullanılarak hesaplamış olduk’’ şeklinde konuştu.

    Bölgelere göre insanı geçim ücretinin farlılık göstermesinin sebebini açıklayan Yard. Doç. Dr. Alpaydın,’’Bölgeler, TÜİK tarafından sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerine göre sınıflandırılmış yerlerdir. 12 tane bölge var. Bu bölgelerin kendi içinde yaşam kalıpları birbirine benziyor. Gelişmişlik ve tüketim düzeyleri birbirine benziyor. Gıdanın ve ulaşımın bölgelere göre maliyeti birbirinde farklı. İstanbul’da konuta ve ulaştırmaya çok fazla maliyet harcanırken daha küçük şehirlerde bu maliyetler düşük oluyor. Bu nedenle bölgesel olarak ciddi farklar ortaya çıkıyor’’ dedi.

    “İGÜ, çalışanların toplum içinde onurlu şekilde yaşamlarını sürdürecekleri ve aileyi içine alan çalışma’’

    İnsani geçim ücretinin ne olduğu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Adem Korkmaz,’’ İGÜ, derneğin kendi çalışanları için başlattığı daha sonra Türkiye çapında genişleterek insan temelli, çalışanları bir üretim faktörü olmasının ötesinde toplum içinde sosyal ve anlamlı bir varlık olarak gören ve işletmeyi toplumun bir ailesi olarak gören yaklaşımın ortaya koyduğu sonuç. Rakamlar yıllara göre değişebilir. Asgari ücret arasındaki fark açılabilir ya da kapanabilir. Asgari ücret, yıldan yıla politik ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak bir uzlaşma ücretidir. İGÜ, tamamen çalışanların toplum içinde onurlu şekilde yaşamlarını sürdürecekleri ve aileyi içine alan, aile hesaplamalarında ciddi şekilde analizlerin yapıldığı, Türkiye’deki aile büyüklüğü ve bu aile büyüklüğü içinde çalışanların sayısı gelir esnekliklerini içine alan hesaplama yöntemi ile ortaya çıkıyor’’ ifadelerini kullandı.

    2017 yılı bölgelere göre aylık insani geçim ücretleri şöyle:

    İstanbul: 2154 TL

    Batı Marmara: 1492 TL

    Ege: 1657 TL

    Doğu Marmara: 1925 TL

    Batı Anadolu: 1722 TL

    Akdeniz: 1724 TL

    Orta Anadolu: 1560 TL

    Batı Karadeniz: 1479 TL

    Doğu Karadeniz: 1576 TL

    Kuzeydoğu Anadolu: 1521 TL

    Ortadoğu Anadolu: 1678 TL

    Güneydoğu Anadolu: 1699 TL

    Türkiye Ortalaması: 1666 TL

    TÜİK İstatistiki Bölge Sınıflaması verileri baz alınarak hesaplanıldı.

  • İGİAD Başkanı Karahan: “Meydanlarda direnelim ekonomiyi diriltelim”

    İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, 15 Temmuz tarihinde gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi ile ilgili açıklama yaptı.

    Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, 15 Temmuz tarihinde gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi ile ilgili açıklama yaptı. Darbe girişiminin bildiğimiz türden olmadığını; Türkiye’yi kaosa ve işgale hazırlığın bir planı olduğunu; çıkarlara dayalı bir casusluk hareketi ve cunta kalkışması olduğunu gördüğünü söyledi. Yeni planları boşa çıkarmak için meydanlarda olduklarını belirten Karahan, “Darbe girişiminin arkasında yedi düvelin olduğunu biliyoruz. Aziz milletimiz sadece cuntanın darbe girişimini engellememiş; yedi düvelin ülkemizin işgaline, coğrafyamızdaki operasyonlarına dur demiştir. Bir daha asla demek için meydanlardayız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimine karşı dur demek için milleti meydanlara çağırdığının altını çizen İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Karahan, “Meydanlarda kalın dediğinden milletimiz meseleyi anladı, nöbetin farkında ve nöbetinin başındadır. Biz İGİAD olarak durumun farkındayız; gündüzleri işimizin başında geceleri nöbetimizin başındayız. Gündüz fabrikalarda üretimdeyiz gece meydanlarda direnişteyiz. Verdiğimiz mücadelenin ülkemizin istiklal ve istikbali için verildiğinin bilincindeyiz. Söz konusu vatan ise gerisinin teferruat olduğuna inanıyoruz. Darbeye karşı mücadelenin sadece meydanlarda değil her alanda verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Hiçbir direnç noktamızda gedik açtırmamalıyız. En önemli kalelerimizden birinin ekonomimiz olduğunu biliyoruz. Bu günler karın düşünülmediği, zararların hesaplanmadığı günlerdir. Bu günler ülke ekonomisinin dengelerinin korunması için tahkimatın arttırılması, bir tek mühimmatın çekilmemesi gerektiği günlerdir” ifadelerini kullandı.

    Aziz Türk milletinin bu zor zamanda meydanlarda gösterdiği kahramanlığı ekonomide de fedakarlık yaparak göstereceğini vurgulayan Karahan, meydanlarda ve her alanda seferlik halinde olduklarını belirterek “Yaşadığımız süreçte ekonomimizde oluşan cüz’i yaraları sarmaya hızlıca başlayalım. Piyasalara güven aşılamak, çarkları döndürmek, alacaklılarımızı zor durumda bırakmamak için ödemelerimizi aksatmamalıyız. Mümkünse maaşları erken ödeyelim; taleplerimizi, yatırımlarımızı ertelemeyelim, alışveriş yapıp piyasaları canlandıralım, ekonomiye can katalım. Bizimle aynı duruşu göstermeyen aynı inançta, duyarlılıkta olmayan çevremizle ilişkilerimizde; birliğe, beraberliğe her zamankinden daha fazla önem verelim. İkili ilişkilerimizi İslami, insani, ahlaki, hukuki ve hakkaniyet ölçülerinde sürdürelim. Haksızlık edenlerden de haksızlığa uğrayanlardan da olmayalım. Bu yaşadığımız zor zamanlarda bizleri kaosa sürüklemek, tahrik etmek, provokasyona getirmek için her türlü girişimde bulunabilirler. Bu gibi durumlarda aklıselimle hareket edelim, sağduyulu ve sabırlı olalım, uyanık olup tahriklere kapılmayalım” şeklinde konuştu.

    Her zorluğun ardından bir kolaylık olduğunu ve yaşanan bu zor süreçler muhakkak hayra dönüşeceğini, bu karanlık günler mutlak aydınlanacağını bildiklerini söyleyen Karahan, açıklamasını şöyle tamamladı: “Devletin; kurum ve kuruluşlarında kendini yıkmaya kalkan paralel yapıya karşı yeniden bir kurtuluş ve kuruluş mücadelesi verdiğinin bilincindeyiz. Devletin yeniden kuruluşunda yapacağı tasnifte gereken hassasiyetin gösterileceğinin inancındayız. Ülkemizin, milletimizin karşı karşıya kaldığı bu ihanetin müsebbipleri olan FETÖ yöneticileri, üyeleri devletimiz tarafından en ağır cezaya çarptırılmalıdır. Bu darbe girişimiyle; ülkemize, milletimize, ümmetimize ihanet eden hainler ve yaptıkları katliamlar asla unutulmayacak ve asla milletimiz tarafından affedilmeyecektir”.