Etiket: İflas

  • Fakıbaba: “İsraf eden iflas eder”

    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, “Eğer komşumuz açken biz toksak inançlı kişiler olamayız, onun için israftan aman ha aman kaçınmak zorundayız. İsraf eden iflas eder” dedi.

    Bakan Fakıbaba, Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Kahramanmaraş Müdürlüğü açılışı kapsamıda düzenlenen “Gıda Tarım ve Hayvancılık” çalıştayında önce ülkedeki aç insanlara, sonra bütün İslam alemindeki mazlumlara bakmakla sorumlu olduklarını söyledi. Fakıbaba, “Eğer komşumuz açken biz toksak inançlı kişiler olamayız, onun için israftan aman ha aman kaçınmak zorundayız. Burada çok değerli iş adamlarımız var, israf eden iflas eder. Onun için bu ilkeye çok dikkat etmeliyiz. Bizim israf etmememiz lazım. Bir kardeşiniz olarak, özellikle ben bir sağlıkçı olarak önce yarım porsiyonla başlıyorum yemeğe. Bakıyorum doymadım bir yarım porsiyon daha yiyorum, hem cebimde param kalıyor, hem de vücudumu korumuş oluyorum. Ha doymadınız bir yarım porsiyon daha, ben demiyorum ki insanlar yemek yemesinler diye. Bu yanlış anlaşılmasın israf edilmemesi lazım. Ama maalesef sabah iki kez kahvaltı yaptık, emin olun o kahvaltı tabaklarında en azından yüzde 80’i kalmıştır. Oysa mutlaka ve mutlaka o kahvaltı yaptığımız saatlerde, açlıktan ölen insanlarımız vardır. Özellikle Müslüman kardeşlerimiz, neler çektiğini sizler benden daha iyi biliyorsunuz. Bu Arakan bölgesinde Müslümanların neler çektiğini görüyorsunuz. Bizim bunlara yardım etmemiz lazım, önce ülkemizdeki aç olan insanlarımıza sonra bütün İslam aleminden ülke olarak bizler sorumluyuz” dedi.

    Konuşmaların ardından çalıştay basına kapalı olarak devam etti.

  • Alman devi Air Berlin iflas etti

    Almanya’nın ikinci ve Avrupa’nın yedinci büyük uçak şirketi Air Berlin, 2008 yılından bu yana yaşadığı ekonomik sıkıntılara daha fazla dayanamayarak iflasını verdiğini kamuoyuna duyurdu.

    Almanya bugün Air Berlin uçak şirketinin iflas ettiğini duyurması haberi ile sarsıldı. Toplamda 8 bin 481 çalışanı, 122 uçağı bulunan 2016 yılında 29 milyon yolcu taşıyan Air Berlin’in iflas gerekçesinin ardında 2008 yılından bu yana şirketin yaşadığı zarara daha fazla dayanamadığı olarak gösterildi. 1978 yılında kurulan Air Berlin, Lufthansa uçak şirketinden sonra Almanya’nın ikinci büyük ve Avrupa’nın yedinci büyük uçak şirketi sıralamasında yer alıyor.

    Air Berlin’den yapılan açıklamana şirketin en büyük ortaklarından Etihad’ın Air Berlin’e daha fazla kaynak aktaramayacağını açıklaması üzerine şirketin iflasa gittiği ve şirketin toplam borcunun 1.2 milyar euro olduğu bildirildi. İflasla birlikte yolcuların mağdur olmamaları için uçuşların belirli bir müddet daha devam edeceği bildirildi. Öte yandan federal hükümetin Air Berlin’e geçici bir kredi vereceğini duyurdu.

    Air Berlin 2016 yılında 3 milyar 790 milyon euro ciro yaptı ve yılı 780 milyon euro zarar ile kapattı.

  • Mahkeme başkanından FETÖ sanığına ’iflas’ fırçası

    Aydın’da FETÖ/PDY silahlı terör örgütü çatı davası kapsamında ifade veren ve yardım ettiğini kabul eden sanık iş adamının iflas mazeretine sinirlenen mahkeme başkanı “Ülke elde gitmiş, sen iflası düşünüyorsun. Ülkem olmazsa senin işin bir anlamı var mı” diye çıkıştı. 30 yıl sonra kamudan ihraç edilen sanık kamu görevlisi ise, müdür olmasının önüne geçmek için kendisine iftira atıldığını iddia etti.

    Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü soruşturması kapsamında Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iddianamesi kabul edilen örgütün Aydın’daki çatı yapılanmasının ifade işlemleri devam ediyor.

    Dava kapsamında ilk ifade veren tutuklu iş adamı Abdülkerim T., FETÖ’ye mali destek verdiği iddialarını yalanladı. İşçi olarak çalıştığı Almanya’dan kesin dönüş yaptıktan sonra soruşturma kapsamında kapatılan ASİAD’a üye olduğunu ve yönetiminde yer aldığını ifade eden Albülkerim T., “ASİAD ile birlikte 2012 yılında 7 kişiyle birlikte Amerika’ya 11 günlük geziye gittim. O zaman Fetullah Gülen hakkında terör örgütü şüphesi yoktu. Pensilvanya’ya gittik, 15 dakika görüştük. Hoş geldiniz dedi, hal hatır sorup, çay kahve söyledi. Daha sonra petrolcü iş adamı grubu gelince bizi dışarı çıkardılar. 2014 seçimlerinde Aydın il imamı Abdülbekir Kalkan beni arayıp ‘bağımsız belediye başkanı çıkarmayı düşünüyoruz, sen olur musun’ dedi. Ben de ‘hayır; siz sohbetlerde siyasetten ve şeytandan Allah’a sığınırız diyordunuz. Şimdi siyaset yapıyorsunuz’ dedim” dedi.

    Sanık Abdülkerim T., mahkeme başkanı Mustafa Ümit’in “Seçimlerde herhangi bir partiye destek verilmesi yönünde yönlendirme yapıldı mı” sorusu üzerine ifadesine şu şekilde devam etti: “Cemaat içinde CHP ve HDP’ye destek verin diye konuşulduğunu duydum. Zoruma gitti. Cemaatin siyasete bulaşmasından ve hükümetle kavgaya girişmesinden dolayı bu yapıdan ayrıldım. Ben yıllık 10 bin lira tutarındaki yardımı Sami Solak’a, sohbet hocaları Tuncay Atmaca, İsmail Uyar ve soy ismini hatırlamadığım Selim isimli birisine teslim ediyordum. Çocuklarım Yesevi Koleji’nde okuduğu için Bank Asya’da katılım hesabı açıp, taksitleri buradan ödedim.”

    “İflas ettim” deyince, mahkeme başkanı sinirlendi

    Mahkeme başkanı sanığa 2014 yılından sonra kendisine Bank Asya’ya para yatırma konusunda baskı yapılıp yapılmadığını sordu. Sanık, soruya “Abdülbekir Kalkan, Bank Asya’ya para yatırmamı söyledi, ben kabul etmedim. 13 aydır tutukluyum, rakiplerim bu durumdan faydalanarak beni iflas ettirdiler” diye cevap verdi. Abdülkerim T.’nin bu savunmasına sinirlenen mahkeme başkanı Ümit, “Siz alakam yok diyorsunuz ama 2014 yılında aralıklarla Banka Asya’ya 6 bin 600, 13 bin 600 ve 5 bin avro para yatırmışsın. Buna ne diyeceksin? Sen iflas etmekten bahsediyorsun. Ülke elde gitmiş, sen iflası düşünüyorsun. Ülkem olmazsa senin işin bir anlamı var mı” diye çıkıştı.

    Müdürlük beklentisi varmış

    30 yıl görev yaptıktan sonra ihraç edilen tutuklu SGK şefi Adnan A. da suçlamaları reddederek, “Müdürlük beklentim vardı, önümü kesmek için iftira atmış olabilirler. Avukat Ufuk Keçeci üzerime iftira atıp, beni hürriyetimden yoksun etmiştir” şeklinde ifade verdi.

    İtirafçı akrabasını yalanladı

    Kapatılan ASİAD’ın kurucu üyesi ve eski başkanlarından olan tutuklu sanık Ahmet Celal K. ise, savunmasında şu ifadeleri kullandı: “Ben ASİAD başkanıyken anayasal düzene karşı hiçbir faaliyetimiz olmamıştır. Maddi durumun mütevelli olmaya müsait olmadığı için herhangi bir yardımda bulunmadım. Kayınbiraderim Mustafa Ancın benim için ‘Cemaatin önde geleni’ demiş. Ben zaman zaman ondan borç alan biriyim. Niye böyle dedi, anlamadım. Gizli tanıkların iddialarını kabul etmiyorum, bana iftira atıldı.”

    Yurt dışına haber yapmak için çıkmış

    Sözde Aydın il imamı Abdülbekir Kalkan’ın sekreteri ve şoförü olduğu iddia edilen tutuklu gazeteci Ali A. da, “Terör örgütü üyesi olduğum ve diğer tüm suçlamaları kabul etmiyorum. 2006-2016 yılları arasında 3 farklı gazetede çalıştım. Amacım gazetecilik yapmaktı. ByLock’u kullanmadım ancak telefonu masada unuttuğum zaman başkası kullanmış olabilir. ASİAD’ta çalıştığım dönemde kurumun terör örgütüyle bağlantısının olduğunu bilmiyordum. Sami Solak’ın sahibi olduğu Bakış gazetesinde muhabirlik yaptım. Sami Solak’ın Aydın’ın kasası olduğu hakkında hiçbir bilgim yok. Bank Asya’da 1997 yılında açtırdığım hesaba birikimlerimi yatırdım ve kapatılıncaya kadar hesabımı kullandım. Bankaya para yatır ve çek diye hiçbir talimat almadım. Gazeteci olduğum için yurt dışı gezilere katıldım. Vize işlemleri için bankada paramız olması gerekiyordu. Vize alacağımız dönemlerde ASİAD’daki arkadaşlar ve yakınlarımdan para alıp sonra geri iade ediyordum. Sami Solak, yurt dışı gezilerini haber yapmam için beni Makedonya’ya götürdü” şeklinde ifade verdi.

    Mahkeme başkanı “2014 yılı Ocak ayında 20 bin avro hesap açmışsın” diye sonunca şaşıran Ali A., “Bununla ilgili belgeleri görmek isterim. Akrabam Mehmet Akkurt’un Ankara’daki Genel Kurmay Karargahında öldürüldüğünü duydum. Gizli bir tanığın ifadesinde Mehmet Akkurt’un cenaze işlemlerini benim yaptığım yönündeki ifadesi doğru değil. Ben 17 Temmuz’da gözaltına alındım, cenaze işlerinde hiçbir işlemim olmamıştır” diye yanıt verdi.

  • Obezite böbreklerin iflas etmesine yol açıyor

    Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, obezitenin artışına paralel olarak böbrek hastalıklarının da arttığını söyledi.

    Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, böbrek sağlığını gündeme getirmek için her yıl tüm dünyada farkındalık çalışmaları yapıldığını ve kronik böbrek hastalığının artışında önemli bir rolü olan obeziteye çekmek için 2017 yılının ana temasının da “Böbrek Hastalıkları ve Obezite” olduğunu söyledi. Adeta küresel bir salgın haline gelen obezitenin artışına paralel olarak görülen sorunlardan birinin de böbrek hastalıkları olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çakır, “Araştırmalar, obez olan kişilerde kronik böbrek hastalığı gelişme riskinin ideal kilodaki kişilere oranla yüzde 83 oranında arttığını gösteriyor. Böbrek sağlığını gündeme getirmek için her yıl tüm dünyada farkındalık çalışmaları yapılıyor ve kronik böbrek hastalığının artışında önemli bir rolü olan obeziteye dikkat çekmek için 2017 yılının ana teması da böbrek hastalıkları ve obezite oldu. Obezite, hipertansiyon, diyabet, böbrek hastalıkları, kalp hastalıkları, kanser, hemen her gün üzerinde konuştuğumuz bu hastalıklar artık güç birliği etmişçesine birlikte ilerliyor. Hastalıkları birbirinden bağımsız olarak ele almak neredeyse imkansız oldu. Ortak kesişim noktalarında bulunan obezite ise yayılımlarını artıran önemli bir etken. Obezite, kronik böbrek hastalığı ve son dönem böbrek hastalığının gelişiminde güçlü bir risk faktörü. Her geçen gün artan böbrek hastalıklarının, ciddi ama düzeltilebilir bir nedeni olan obezitenin önüne geçilmesi, toplum sağlığı için mutlak bir zorunluluktur” şeklinde konuştu.

    “Erken saptandığında önlenebilir”

    Global olarak her 10 kişiden birinde kronik böbrek hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çakır, “Hastalığın son dönem böbrek yetmezliği evresinde olup, diyaliz tedavisine ihtiyaç gösteren hasta sayısı tüm dünyada 2,6 milyondur. Bu sayının 2030 yılında ikiye katlanarak 5,4 milyon olacağı öngörülmektedir. Böbrek fonksiyon bozukluğu basit, ucuz idrar ve kan testleri kullanılarak erkenden saptandığında önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir bir sorundur. Koruyucu hekimlik ve tanı aşamasındaki gecikmeler nedeniyle hastalık sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlemektedir. Bu evrede yüksek sakatlık, ölüm oranları ve kötü yaşam kalitesi ile hasta sağlığını, uygulanması gereken yüksek maliyetli diyaliz ve böbrek nakli tedavileri ile de sağlık bütçesini ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Obezitenin böbrekler üzerinde meydana getirdiği hasarlar ise, aşırı kilo, dolaylı ve doğrudan olmak üzere böbrekler üzerine farklı yollarla etki ediyor. Diyabet, hipertansiyon gibi kronik böbrek hastalığı gelişiminde etkisi olan metabolik hastalıklara neden olarak dolaylı yoldan etki sağlıyor. Bununla birlikte artan kilo nedeniyle böbreklerin yükü artıyor. Vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için böbreklerde süzme işlevi gören üniteler büyümek zorunda kalıyor bu da böbrek içinde basınç artışı ve idrarda protein kaçağına neden oluyor. Böbrek süzme kanallarında ve idrar yapısında ortaya çıkan değişikler zaman içinde taş oluşmasını sağlıyor. Bununla birlikte, artmış yağ dokusu, hücrelerin kontrolsüz ve anormal çoğalmasına yol açan maddelerin salgılanmasına neden olur, böylelikle kanser gelişme riskini yüksektir. Vücut kitle indeksindeki her 5 kilogram/metrekarelik artış böbrek kanseri riskini yüzde 25 artırıyor” ifadelerini kullandı.

    “Dünyada 600 milyon kişi obezite nedeniyle sağlık sorunu yaşıyor ve bu sayının 220 milyonu çocuk”

    “Obezite küresel bir salgın olarak yayılmaya devam ederken özellikle çocukluk çağındaki artış gelecek nesillerin sağlığı açısından tehdit oluşturuyor” diyen Prof. Dr. Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Dünyada 600 milyon kişi obezite nedeniyle sağlık sorunu yaşıyor ve bu sayının 220 milyonunun çocuk olması böbrek hastalıkları açısından da endişe oluşturuyor. Çocuklar artık kronik hastalıklar ve onların yarattığı yan etkilerle daha erken yaşlarda tanışıyor. Böbrek hastalıkları da bunlardan biri. Çocukluk çağı obezitesinin böbrek hastalığı riskini gösterecek çok az sayıda çalışma bulunuyor. Ancak yetişkinler üzerinde yapılan çalışmalar gösteriyor ki, kilolu çocukların ileriki yaşlarda ciddi problemlerle karşılaşma ihtimalleri de artıyor. Sorunla başa çıkabilmek için, hastalığa yol açan risk faktörlerini tanımlamanın önemi büyük. Böylelikle, yüksek risk grubunda yer alan kişilere yapılacak tarama testleri ile hastalık, erken evrede saptanabileceği gibi ilerlemesi de engellenmiş olacaktır. Aynı zamanda kronik böbrek hastalığı konusunda farkındalık çalışmalarıyla toplumun sağlıklı yaşam değişiklikleri yönünde eğitilmesi sağlanabilir, hastalığın gelişiminin önüne geçilebilir.”

  • Taşeron firma iflas edince işçiler ortada kaldı

    Çalıştıkları inşaat firmasının iflas etmesinin ardından paralarını alamayan işçiler inşaat önünde oturma eylemi yaptı.

    Samsun’un İlkadım ilçesi Çay Mahallesi üzerine TOKİ tarafından taşeron şirkete yaptırılan toplu konutların inşaatı yüklenici firmanın iflas etmesinden dolayı durdu. Aylardır maaşlarını alamadıklarını, barınaklarının olmadıklarını, elektrik ve sularının kesildiğini iddia eden inşaat çalışanları, seslerini duyurmak için inşaatın önünde toplandı. İşçiler, basın açıklaması yaparak seslerini duyurmak istedi. Olay yerine gelen İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube ekipleri işçileri, OHAL kapsamında izinsiz eylem yapamayacakları konusunda işçileri uyardı. Uyarıları dinleyen işçiler eylemlerini sonlandırdı.

    “Paralarını alacaklar”

    Konu hakkında açıklamalarda bulunan firmanın Samsun yetkilisi Mustafa Demir, “İşçilerin mağduriyeti ile ilgili olarak arkadaşlara açıklama yapıyoruz ama konuyu bir türlü algılamak istemiyorlar. Şu anda firma hakkında mahkeme kararıyla iflas kararı verildi. Bu karar nedeniyle bizim hak edişimize bloke konuldu. Ondan dolayı işçilere ödeme yapamıyoruz. Bunu anlatamadığımız için, can güvenliğim olmadığından şantiyeye gelemiyorum. Oradaki insanlar paralarını alacaklar. Müşavirimiz aracılığıyla işçilerden bütün dilekçeler toplandı. Ankara’ya gönderiliyor. Bunların ödemelerinin hepsi yapılacak. Herhangi bir kısıtlılık yok. Bunu kayyum heyeti oturacak işçilerin parasını ödeyecek. İşçilerin toplam 50-60 bin TL alacağı yoktur. Şu anda süreci bekliyoruz. İflas masası bu ödemeyi bize yapacak. İşçilerin parasının ödenmemesi gibi bir konu söz konusu değildir” dedi.

    Yapımı duran ve daha önce de hane sahiplerinin eylem yaptığı inşaat 18 blok ve 420 konuttan oluşuyor.