Etiket: ifadesini

  • Rusya Devlet Başkanı Putin: “Umarım artık ‘Dağlık Karabağ Sorunu’ ifadesini kullanmayacağız”

    Rusya Devlet Başkanı Putin: “Umarım artık ‘Dağlık Karabağ Sorunu’ ifadesini kullanmayacağız”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus Barış Güçleri’nin Dağlık Karabağ’daki durumuna ilişkin yaptığı toplantıda, “Umarım artık ‘Dağlık Karabağ Sorunu’ ifadesini kullanmayacağız” dedi.

    Dağlık Karabağ’da Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı yenilgiye uğramasının ardından Rusya’nın arabuluculuğunda 3 ülke arasında imzalanan anlaşmaya göre bölgeye Rus Barış Gücü askerleri gönderilmesi kararlaştırılmıştı. Rusya Savunma Bakanlığı sevkiyatlarını sürdürürken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin çalışmalarla ilgili bilgi almak için Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Aleksandr Bortnikov ve Rusya Acil Durumlar Bakanı Yevgeny Zinichev ile telekonferans yoluyla toplantı yaptı.

    Toplantı başında konuşma yapan Putin, “Dağlık Karabağ Bölgesi’nde durum için toplandık. Umarım artık ‘Dağlık Karabağ Sorunu’ ifadesini kullanmayacağız. Umarım artık başka konuları tartışırız. Toplantımızda Savunma Bakanımız Sergey Şoygu’dan sorumluluk alanlarındaki Rus Barış Güçleri’nin son durumu hakkında bilgi almak istiyorum” dedi.

    Şoygu, Putin’e son gelişmeleri aktardı

    Savunma Bakanı Şoygu, Rus Barış Güçleri’nin belirlenen noktalara yerleştirilmesi ile ilgili çalışmaları aktararak, “Anlaşmaya göre bin 960 asker, 90 zırhlı ve 380 araçtan oluşan Rus Barış Gücü askerleri Karabağ’daki temas hattı ve Laçin koridoru boyunca gözlem noktalarına yerleştirilmesi planlanıyor. 3 gün içinde 73 uçak seferi ile bin 103 asker ve bin 168 askeri teçhizat bölgeye ulaştı. 10-11 Kasım’da, Laçin koridoru kontrol altına alındı. Dün saat 17.00’de Barış Gücü birimleri Hankendi ve Şuşa şehirlerine gönderilerek, 4 gözlem noktası oluşturuldu. Bugün son olarak Güney noktasında gözlem noktalarının kurulmasının tamamlanmasını bekliyoruz. Dağlık Karabağ’ın kuzeyinde başka bir birimden Barış Gücü askerleri yerleştirildi” dedi. Şoygu, ayrıca Ermenistan ve Azerbaycan taraflarıyla iletişim hatlarının oluşturulduğunu ifade etti.

    BM’ye bilgi verildi

    Dışişleri Bakanı Lavrov ise anlaşmanın diplomasi noktalarına değinerek, AGİT Minsk Grubu Eş Başkanları ve BM Güvenlik Konseyi’ne anlaşmanın detayları hakkında bilgi verildiğini ifade etti. Lavrov, ayrıca BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Ofisi ile sürekli iletişim halinde olduklarını aktardı.

    Acil Durumlar Bakanı Zinichev bölgeye teknik ekipman göndereceklerini ve bölgeye sahra hastanesi kurmayı planladıklarını açıkladı.

    FSB Başkanı Bortnikov, ise Ermenistan-Nahçivan bölgesindeki 2 nokta ile Ermenistan-İran sınırındaki 5 noktaya sınır karakollarının konuşlandırıldığını belirtti.

  • Göz kapak düşüklüğü yüz ifadesini etkiliyor

    Göz kapak düşüklüğü yüz ifadesini etkiliyor

    Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr.Şeyda Atabay, göz kapak ameliyatlarının son yıllarda sıklıkla yapılan estetik ameliyatların başında geldiğini söyledi.

    Yaşla birlikte gevşeyen göz kapakları çoğunlukla sebep iken, bazen de daha erken yaşlarda genetik nedenlere bağlı sorun ortaya çıktığını kaydeden Op.Dr.Şeyda Atabay, “Burada yapılacak tedavi oldukça önemlidir. Çünkü çoğunlukla sebep sadece bir cilt gevşemesi iken, bir kısmında da yağ fıtıklaşması ve derin kas tabakası problemleridir. Doğru tedavi için ayırıcı tanı çok önemlidir. Ayrıntılı bir göz muayenesi ile genelde tanı konulmaktadır. Ayırıcı tanı için görme muayenesi, göz kası fonksiyon ölçümü, biyomikroskop muayenesi gereklidir” diye konuştu.

    Göz kapak ameliyatlarını genelde lokal anestezi ile gerçekleştirebildiklerini anlatan Op.Dr.Şeyda Atabay, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ancak hastamız çok heyecanlı ve panik atak sahibi ise sedasyon ve genel anestezi ile de yapabilmekteyiz. Ameliyat sonrası hastanede kalmaya gerek yoktur. Genelde yarım saatlik dinlenme sonrası hastalarımızı taburcu edebilmekteyiz. Ameliyat sonrası ilk 48 saat önemlidir. Bu süreçte yoğun buz uygulaması sayesinde hastalarımızda ağrı, morarma ve ödem olmamakta veya çok az olmaktadır. Ağrı ameliyat sonrası genelde olmamaktadır. Artık ameliyatlarımızı bistüri bıçak gibi aletleri kullanmadan özel cihazlarla yaptığımız için daha konforlu ve daha kabul edilebilir olmaktadır.

    Ameliyattan 1 hafta sonra dikişler alınmaktadır. Dikiş aşamasında ağrı olup olmadığı hastalarımız tarafından hep sorulmaktadır. Dikiş alırken ağrı olmamaktadır. Dikişlerimizin estetik dikişler olmasından dolayı ameliyat sonrası belirgin bir iz kalmamaktadır. Göz kapakları yapısı gereği ve tabi ki dokuya saygılı ameliyatlar sayesinde gayet iyi iyileşir. Zaten ameliyattan bir süre sonra kullandığımız özel kremler ile de yara yeri izini geçirilibilmekteyiz. Yapılan ameliyat kalıcı bir işlemdir. Tabi ki yaşlanma ve yerçekimi devam eden bir süreçtir. Ancak hastalarımız ameliyat öncesi hallerine hayatları boyunca gelmezler.”

  • Hakim, mahkemeye gelemeyen kadının ifadesini almak için evine gitti

    Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi üyesi hakim, sağlık sorunları nedeniyle mahkemeye gelemeyen 79 yaşındaki kadının evine giderek ifadesini aldı.

    Kastamonu’nun Küre ilçesinde 21 Mayıs 2017 tarihinde 1 kişinin öldüğü, 1 kişinin de yaralandığı silahlı kavgada oğlu Hayati Sağır’ı kaybeden Elife Sağır’ı mağdur katılan olarak dinlemek isteyen İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi, mahkemeye davet etti. Sağlık sorunları nedeniyle Elife Sağır’ın evinden çıkamaması üzerine İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesine yazı göndererek mağdurun ifadesinin alınmasını talep etti. Talebi yerinde bulan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi üyesi hakim, mağdur Elife Sağır’ın evine giderek ifadesini aldı. Elife Sağır, ifadesinde karşı taraftan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini söyledi. Sağır’ın ifadesini alan hakim, mübaşir ve katip, işlemlerin ardından evden ayrıldı.

    Olay, geçtiğimiz yıl Mayıs ayından Küre ilçesinde meydana geldi. İddialara göre aralarında alacak verecek meselesi nedeniyle husumet bulunan Y.D. ile Hayati Sağır ve oğlu Y.İ.S. arasında tartışma çıkmış, tartışmanın büyümesi üzerine Y.D, Hayati Sağır ile oğlu Y.İ.S.’ı yanında bulunan silahla yaralamıştı. Hayati Sağır olay yerinde hayatını kaybederken gözaltına alınan Y.D., çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.

  • Faciadan kurtulan kadın ifadesini verdi

    İzmir’in Karaburun ilçesinde düzensiz göçmenleri taşıyan teknenin alabora olması sonucu yaşanan faciadan 28 saat yüzerek kurtulan Irak uyruklu kadın, emniyetteki ifadesinin ardından hastaneye götürüldü.

    İzmir’in Karaburun ilçesinde düzensiz göçmenleri taşıyan teknenin alabora olması sonucu yaşanan faciada ölü sayısı 8’e çıkarken, arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Tam 28 saat üzerindeki can yeleği sayesinde yüzerek karaya çıkıp kurtulan Iraklı uyruklu kadın ise emniyetteki ifadesinin ardından Karaburun Devlet Hastanesine götürüldü. Kadının yüzünün soyulmuş olması dikkat çekti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İslami terör ifadesini hangi hakla söylüyorsunuz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “1 milyona yakın Arakanlı topraklarından soykırım yoluyla Bangladeş’e geçmenin gayretinde. Biz hiçbir zaman ‘Rohingyalı Müslümanlara Budistler öldürdü’ lafını kullanmadık. Biz Budistleri şirin gösteren kişilere sesleniyorum. İslami terör ifadesini hangi hakla söylüyorsunuz. Müslüman kimseye zarar vermez” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19-25 Eylül tarihlerinde (BM) 72. Genel Kurulu’na katılmak üzere geldiği New York’taki, Marriot Marquise Hotel’de

    “Türk Amerikan ve Amerikalı Müslüman Toplumuyla Buluşma” programına katıldı. Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, “Yaşadığınız topluma entegre olmak için ne kadar çalışırsanız çalışın bazı kişilerin sizi Amerikalı kimliğiyle göreceklerini buna göre davranacaklarını asla unutmayın. Farklıları bir kenara bırakarak birlikte hareket etmeniz önemlidir. Bir olmak, kardeş olmak demektir hep birlikte hedeflere ulaşmak demektir. Türk Amerikalıların tamamını aynı şemsiye altına toplayan komitenin milli davalarımızda toplu hareket edeceğine katkı sağlayacağına inanıyorum. Barış ve dayanışma yürüyüşünü 23 Nisan’da gerçekleştirdi. Binlerce Amerikalı bayramımızı hep birlikte coşkuyla kutladı. Bu güzel birlikteliğin önümüzde yıllarda artacağını umuyorum” dedi.

    “Ülkemiz yıpratılmaya çalışılıyor”

    “Amerika’nın çok yerinde terör örgütüne bağlı olan okullar şirketler faaliyet gösteriyor” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Yılda elde ettikleri gelir 700 milyon dolar ve kara para da aklıyor. ABD’ye 85 koli belge teslim ettik. FETÖ’nün elebaşının teslim edilmesi, örgüt faaliyetlerinin iptal edilmesi konusunda girişimlerimiz oldu. Bunlara karşılık alamadık. Ülkemiz yıpratılmaya çalışılıyor. FETÖ ve diğer terör örgütlerinin gerçek yüzünü göreceğine inanıyorum. FETÖ’nün yaptığı haksızlıkları akıttığını kanı hesabını soracağız. PKK ve bağlantılı örgütlerin saldırılarına cinayetlerini buradaki dostlarına anlatmanızı bekliyoruz. Yalan yanlış iftira yayan kanallar değil sizin gibi dürüst temiz insanlar bildirmelidir. Terör örgütü adına ABD’de faaliyet gösteren kurum ve kişilerin gerçek yüzlerini buradaki namuslu insanlara gösterdiğimiz sürece başarılı olacağız. Terör örgütü itibarı olan hiç kimseyi aranızda barındırmayacağınızı umuyorum. ABD ve dünyanın başka yerlerinde bazı çevreler tarihin gerçeklerini Ermeni soykırımı yaftasını millette yapıştırmak için çaba içindedir. ABD bu konuda verdiği destekten ötürü teşekkür ediyorum. Bu mücadeleye daha fazla destek bekliyoruz. İslam düşmanlığına karşı hep birlikte güçlü duruş sergilemeliyiz.”

    “Arakanlılar katlediliyor”

    Mynmar’da Müslümalara yönelik saldırılara değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Mynmar’da katliam var. Arakanlılar katlediliyor. 1 milyona yakın Arakanlı topraklarından soykırım yoluyla Bangladeş’e geçmenin gayretinde. Biz hiçbir zaman ‘Rohingyalı Müslümanlara Budistler öldürdü’ lafını kullanmadık. Biz Budistleri şirin gösteren kişilere sesleniyorum. İslami terör ifadesini hangi hakla söylüyorsunuz. Müslüman kimseye zarar vermez. Bir insan bir insanı öldürmüşse tüm insanlığı öldürmüş gibidir. Terörü itikadi meselesi haline getiren kimseler dinimizi teröre yakıştırma hakkına sahip değildir. Kimse DEAŞ’a Müslümanlığa ithaf etmesin DEAŞ bir terör örgütüdür. Fırat Kalkanı operasyonunda 3 bini aşkın DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Bizim arzumuz Rakka operasyonunda Amerika YPG ile işbirliği halinde değil de TSK ve ÖSO ile işbirliğinde olsaydı DEAŞ’i temizlemiştik.

    Müslümanları terörist ilan etme kampanyasının önüne geçemezsek, tehlike altına girecektir. ABD’de haklarımızı daha ileriyi taşıyabileceğimizi düşünüyorum. Buradaki en büyük darbeyi terör örgütleri vuruyor. DEAŞ, PKK, Boko Haram eylem ve yayınlarına karşı İslami sizler temsil ediyorsunuz. Dünyanın her yerinde faklı inanç gruplarına mensup kişiler tarafından terör eylemi oluyor. Fail Müslümansa İslami terör ilan ediliyor. Aksi halde ise gündemden düşürülüyor. Bugüne kadar Hristiyan terörü, Yahudi terörü, Budist terörü ya da ataeist terörü diye bir şey duydunuz mu? Sadece eylemci Müslümansa inancıyla sıfatlandırılır, değilse edilmez.

    Suriye Irak Libya Yemen Filistin gibi yerlerde çatışmalar Somali’de insani dramla yüzleşirken, Mynmar’daki olay yüreğimizi dağladı. Tüm Kızılay ekibimiz Meksika’da ayrım yok. Bir felaket nerde varsa biz oradayız. Dünyadaki en gelişmiş ülkelere yardım konusunda Amerika’dan sonra Türkiye 2. sıradadır. Milli gelire oranla değerlendirdiğimizde Türkiye 1. sıradadır. Arakanlı kardeşlerimize 2012 yılından beri ulaşan yardım 70 milyon doları geçiyor. Kamplardaki Arakanlara elimizden gelen yardımı yaptık yapıyoruz. Arakan Müslümanların durumu tüm insanlığın özellikle Müslümanların imtihanıdır. Acil önlem alınmazsa Bosna’da Ruhan’da benzer felaketi yaşamız an meselesidir. Türkiye olarak bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Arakanlıların hakların korumak hem inancımızın hem kültürümüzün gereğidir. Asıl üzüntü veren ise İslam dünyasının duyarsızlığıdır. Aramızdaki mezhepçilik fitnesini ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bizim tek bir dinimiz var o da İslamdır. Yaşadığımız krizler İslam dünyasının yeni bir uyanışa ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Kendimize yeni bir gelecek inşa etmeliyiz.”