Etiket: İfade

  • İnterpol tarafından aranırken Bursa’da yakalanan kadınlardan şok ifade

    İnterpol tarafından kırmızı ile mavi bültenle aranan ve Bursa polisi tarafından yakalanan IŞİD mensubu Fransız vatandaşı 3 kadının ifadeleri ortaya çıktı. Suriye’de yaşadıklarını anlatan örgüt mensubu 3 kadın IŞİD’in Suriye’de eşleri ölen kadınları kontrol altında tutmak için ’Dullar Vakfı’ kurduğunu itiraf etti.

    Bursa Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri Suriye’de IŞİD içerisinde faaliyetlerde bulunmuş bir grup örgüt mensubunun, Bursa’da farklı adreslerde ikamet ettiğine dair ihbar aldı. İhbar üzerine harekete geçen ekipler, Bursa merkez ve ilçelerinde çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda Fransız vatandaşı oldukları, İnterpol tarafından kırmızı ve mavi bültenle arandıkları tespit edilen 3 kadının da aralarında bulunduğu toplam 12 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 3 kadın tutuklandı.

    “İnsan kaçakçılarıyla anlaşıp Türkiye’ye girmişler”

    Kırmızı bültenle aranan IŞİD mensubu H.D.Z. isimli kadın 3 çocuğuyla birlikte Bursa’ya kaçtığını anlatarak örgüt içerisinde kadınlara yönelik yapılanları anlattı. Örgütün kadınları kontrol altında tutmak için çeşitli yollar denediğini kaydeden H.D.Z. ifadesinde, “IŞİD’ın kurallarına göre, 3 çocuğu olan kadınlar bir eve yerleştiriliyor. Benim param vardı. Çocuklarımla birlikte kaçmak istedim. Bir kaçakçı ile anlaştım kandırıldım. Daha sonra IŞİD tarafından Rakka’da ’Dullar Vakfı’ kuruldu. Esad askerleri gelince vakfı Meyadin’e taşıdılar. Ben de burada kaldım. Bu vakfın İnterneti vardı. İnternet üzerinden eşimin kardeşinin eşine ulaştım. Ondan güvenilir bir insan kaçakçısı bulmasını istedim. Buldu ve ben de insan kaçakçısına 6 bin 400 dolar vererek Türkiye’ye kaçtım” dedi.

    “Amaç yardım etmek değil kontrol altında tutmak”

    Mavi bültenle aranan M.B. isimli kadın da ifadesinde aynı vakıftan bahsederek, “IŞİD içerisinde faaliyet gösteren Suriyeli bir grubun ’Dullar Vakfı’ kurduğunu duydum. Bunlar yardımdan çok kadınları kontrol altında tutmak için çalışan bir gruptu”diye konuştu. Fransa’dan Suriye’ye nasıl gittiğini anlatan kadın örgütün Suriye faaliyetlerine de değindi. Bursa TEM ekiplerince yapılan operasyonda gözaltına alınan 12 kişiden 6’sı güvenliği tehdit ettiği gerekçesi ile sınır dışı edildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen ve aralarında 3 kadının bulunduğu 6 kişi ise çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. TEM ekiplerinin örgüt mensuplarına yönelik takiplerinin devam ettiği öğrenildi.

  • FETÖ itirafçısı iş adamından şok ifade

    Bursa’da aralarında Bursa eski valisi Şahabettin Harput’un da bulunduğu 60 sanığın yargılandığı davada yazılı savunma veren itirafçı sanık iş adamı Ş.U.’nun “FETÖ toplantıları cezaevlerinde devam ediyor” iddiası şok etkisi yaptı.

    Bursa’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliğinden hakkında açılan davada yargılanan itirafçı iş adamı Ş.U., mahkemeye sunduğu yazılı savunmasında, cezaevlerinde örgüt üyelerinin “sohbet” adı altındaki toplantılarını sürdürdüğünü anlattı.

    Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada yargılanan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanmasından yaklaşık 18 ay sonra ev hapsi verilerek tahliye edilen Ş.U., mahkemeye yazılı savunma sundu.

    İtirafçı olduğu için Ocak ayında tahliye edilen Ş.U.’nun son savunmasında, örgüt üyelerinin ve aynı iddiayla yargılanan sanıkların örgüte bağlılığına dair ilginç detaylar yer aldı.

    Yapıyla ilk olarak 1997’de tanıştığını anlatan Ş.U., ilk yıllarda “sohbet” adı altındaki toplantıların örgüt faaliyetlerinden uzak konularda yapıldığını ancak yıldan yıla FETÖ/PDY’nin devlet içine sızdıkça bu toplantıların daha çok para toplamaya yönelik olduğunu belirtti.

    Örgütün zaman geçtikçe iş adamlarından daha çok para istediğine dikkati çeken Ş.U., “Ben ilk yıllarda düzenli olarak örgüt toplantılarına gittim. Benim bulunduğum grupta iş adamları vardı. Örgüt benim tanıştığım ilk yıllarda genelde kurban derilerini toplardı. Daha sonraları sadaka, burs ve kurban bağışı adı altında paralar toplamaya başladılar. Grubumda bulunan iş adamları zengin olduğu için bana pek burs verme ve para işleri düşmüyordu” ifadesini kullandı.

    Takıların üstündeki isimleri kaydetmişler

    Örgütün sözde imamları tarafından iş adamlarının yapacağı bağış miktarının belirlendiğini vurgulayan Ş.U., şunları kaydetti:

    “Düzenlenen ’sohbet’ adı altındaki toplantılarda, örgütün sözde imamları tarafından, zorlayarak ve baskıyla bu paranın ödenmesi istenirdi. Örgüt imamı, kene gibi yapışkan biriydi, her fırsatta yapışır parayı koparmaya çalışırdı. Hatta bir defasında burada da yargılanan sanıklardan E.K.’nin oğlunun sünnetinde takılan çeyrek altınların üstünde yazan isimleri kaydetmiş ve ’bu kadar tanıdığın var, bunlardan kurban bağışı al’ diye baskı kurmuşlardı. 17-25 Aralık sürecinden önce esnaf mütevellilerinin çocuklarını hukuk bölümlerine, askeriyeye ve emniyete yönlendiriyorlardı. Sohbet grubumuzda bulunan, örgüt tarafından çocukları bu alanlara yönlendirilen FETÖ üyeleri bir süre sonra ortadan kayboluyorlardı.”

    “Cezaevlerinde toplantılar sürüyor”

    İtirafçı Ş.U., 17-25 Aralık sürecinden sonra yapıyla olan bağını koparmak istediğini ve bunun ancak 2014’te mümkün olduğunu öne sürerek şöyle devam etti:

    “Bu yapıdan kopmak kolay değil size yapışıyorlar ve bırakmıyorlar kolay kolay. Bu yapı gerçekten haşhaşi bir gruptur, insanları etkileyerek kalplerini ve beyinlerini uyuşturuyorlar. Siz o çevrede yer aldığınız, gazetelerini okuduğunuz sürece yapıdan kopamazsınız. Toplantılarına gitmeseniz bile o çevreden insanlarla görüşüyorsanız bir şekilde sizin aklınızı ve kalbinizi mühürlüyorlar. Ben cezaevinde birlikte kaldığım, yargılanan sanıkların da bu yapıdan kopmalarının mümkün olduğunu düşünmüyorum, kopamazlar bu yapıdan. Bu yapının ’sohbet’ adı altındaki toplantıları cezaevlerinde de sürüyor. Cezaevinde de yine bu yapının mensupları bir arada ve birlikte hareket ediyorlar, ’sohbet’ adı altındaki toplantıları gerçekleştiriyorlar.”

  • Zehir tacirinden şoke eden ifade: “Şifa için esrar ektim”

    Muğla’nın Bodrum ilçesinde düzenlenen operasyonda evinde skunk bitkisi ve tohumu çıkan şahsın adliye girişinde, “Ben şifa için esrar ektim, kenevir ektim” sözleri şoke etti.

    Alınan bilgiye göre, Bodrum Narkotik Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekipleri, esrar ve skunk maddesi yetiştirdiği iddia edilen 2 şahsın evine baskın düzenledi. Eş zamanlı olarak İçmeler ve Torba Mahallesi’nde bulunan 2 eve düzenlenen baskında M.Y. ve H.H.C. polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.

    Evinde iklimlendirme sistemi bulundu

    M.Y’nin İçmeler Mahallesi’ndeki evinde iklimlendirme sistemine ait çok sayıda materyal, 5 kök skunk bitkisi, 167 gram skunk maddesi, 17 gram skunk tohumu, çok sayıda kilitli poşet ele geçirildiği öğrenildi.

    3 bin 500 liraya villa kiralamış

    Torba Mahallesi’nde villa kiralayan H.H.C. isimli şahsın evinde ise kurulu vaziyette iklimlendirme sistemine, toplamda 8 kilo 300 gram ağırlığında uzunlukları 70-80 cm 15 kök skunk bitkisi, yaş halde 755 gram skunk bitki yaprağı, 13 adet ecstasy hap, 7 gram skunk maddesi, 110 gram skunk bitki tohumu, 2 adet hassas terazi, çok sayıda kilitli poşetler ele geçirildiği bildirildi.

    “Şifa için ektim)

    İfadeleri alındıktan sonra adliyeye sevk edilen şahıslardan M.Y.’nin ben şifa için esrar ekiyorum demesi herkesi şok etti. Bodrum adliyesi girişinde gazetecilere, “Ben şifa için esrar ektim, kenevir ektim. Cenabı Allah’ın ürettiği otu ektim. Eğer bunun bedeli ceza evine girip, acı çekmekse, çekerim. Allah’ın taktirine bırakıyorum. Ben şifa için esrar ektim” diyerek kendini savundu.

    M.Y. ve H.H.C. isimli şüpheliler uyuşturucu madde ticareti yapma ve 2313 sayılı kanuna muhalefet suçundan adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkan 2 şahıs tutuklanarak ceza evine gönderildi.

    Öte yandan zanlıların evinde Türk Ceza kanunu kitabı, uyuşturucu ve uyarıcı madde suçları kitapları ele geçirildi.

  • Zonguldak Valisi Bektaş: “İşçilere ulaşıldı, görüldü. Bize ifade edilen o. Hayatlarından umudumuz yok”

    Zonguldak’ta özel bir maden ocağında meydana gelen patlamada mahsur kalan üç işçiye ulaşıldığını gazetecilere açıklayan Vali Erdoğan Bektaş, “İşçilere ulaşıldı, görüldü. Bize ifade edilen o. Hayatlarından umudumuz yok” diye konuştu.

    Edinilen bilgiye göre olay, gece 03.00 sıralarında Kilimli ilçesine bağlı Çamlık Mahallesi Dağ Yolu Sokak mevkisinde özel bir maden ocağında meydana geldi. Henüz belirlenemeyen bir sebeple meydana gelen patlamada ocakta çalışan işçiler Evren Cinemre, Adem Alibaş, Kenan Çavuş, Hasan Gençtürk ve Uğur Göktaş mahsur kaldı. Evren Cinemre ve Adem Alibaş olayın ilk anında mesai arkadaşları tarafından kurtarılarak ocak girişine getirildi.

    Hastaneye kaldırılan işçilerin tedavisi sürerken patlamadan dolayı ocakta yoğun duman meydana geldi. Karbonmonoksit ve metan gazı dolayısıyla ocağa girilemeyince Türkiye Taşkömürü Kurumu Tahlisiye ekibinden yardım istendi.

    Maden ocağına gelen tahlisiye ekipleri hazırlıkların ardından ocağa girerek mahsur kalan üç işçiyi kurtarma çalışması başlattı. Ancak yoğun duman sebebiyle tahlisiye ekibinde görevli 5 maden işçisi dumandan ve gazdan etkilendi.

    Olay yerinde hazır bekletilen ambulanslara taşınan tahlisiye ekiplerine ambulanslarda ilk müdahalesi yapılarak oksijen verildi. Öte yandan Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, Vali Yardımcısı Nevzat Taşdan, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu, Emniyet Müdürü Metin Turanlı, İl Jandarma Komutanı Albay Gökhan İnan, GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Kahraman Kabasakal ve Kilimli İlçe Emniyet Müdürü Ömer Seyfi Paça ve AFAD Müdürü Ahmet Güngör olay yerine gelerek kurtarma çalışmaları hakkında bilgi aldı.

    İnceleme sonrası gazetecilere açıklamada bulunan Vali Erdoğan Bektaş, “İçerde üç madenci var. Doğrusu maden kazaları olmaya devam ediyor. Detayı bilmiyoruz. İçeride üç madenci arkadaşımız var. Hayatlarından çok umudumuz yok. Onları çıkarmayı bekliyoruz. Arkadaşlar çalışıyor. Havalandıracaklar, metanı tahliye edecekler. Sonra da madencileri oradan alacaklar. İşin gereğini uzman ekip yapmaya çalışıyor. İşçilere ulaşıldı, görüldü. Bize ifade edilen o. Hayatlarından umudumuz yok. Şimdilik biz içerdeki üç arkadaşımızı oradan çıkarmakla meşgulüz” diye konuştu.

    Öte yandan Hasan Gençtürk’ün annesi ocak girişine gelerek endişeli bekleyişini sürdürdü. Anne Gençtürk, oğlundan gelecek umutlu bir haber için gözyaşı döktü.

  • Çocuk katilinden kan donduran ifade

    Mersin’in Erdemli ilçesinde 5 yaşındaki Suriyeli Muhammed Derviş’i 43 kez bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanan sanık Alican K., “Çocuğu öldürmem için beni arkadaşım zorladı. Arkadaşım ’bıçakla’ dedi, ben de bıçakladım” dedi.

    Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın 3’üncü duruşmasına tutuklu sanık Alican K. (19), tanıklar ve taraf avukatları katıldı. İkinci duruşmasından farklı olarak savunma yapan Alican K., “Arkadaşım Ö.T.’den davacıyım. O beni zorladı. Bana uyuşturucu hap ile votka içirdi. Beni suça sürüklemeye çalıştı. Çocuk küfür edince ’Ben olsam bıçaklardım, çocuğu bıçakla’ dedi. Ben de bıçakladım” ifadelerini kullandı.

    Sanık avukatı ise Alican K.’nın psikolojisiyle ilgili adli tıptan gelecek sonucun beklenmesini ve müvekkilinin tahliye edilmesini talep etti.

    Müşteki avukatları, “Sanığın sadece cinayetten yargılanmamasını istiyoruz. Olayla ilgili cinsel istismar yönünden de keşif yapılmasını istiyoruz. Emniyetle yazışmalarımızda sanığın uyuşturucu hap ile votka içtiği de kesinleşmiştir” diye konuştu.

    Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, psikolojisiyle ilgili ihtisas dairesinden rapor alınmasını ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 15 Ocak 2019 tarihine erteledi.

    Olayın geçmişi

    19 Eylül 2017 tarihinde Mersin’in Erdemli ilçesinde meydana gelen olayda, Suriye uyruklu 5 yaşındaki Muhammet Derviş, çok sayıda bıçak darbesiyle öldürülmüş halde bulunmuş, olayla ilgili 5 gün boyunca 200’den fazla güvenlik kamerasını izleyen polis, katil zanlısı Alican K.’yi gözaltına almıştı.