Etiket: idealimiz

  • “Bilgi ve Hikmet Işığında İyi İnsan Yetiştirme İdealimiz” konferansı

    “Bilgi ve Hikmet Işığında İyi İnsan Yetiştirme İdealimiz” konferansı

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde “Bilgi ve Hikmet Işığında İyi İnsan Yetiştirme İdealimiz” başlıklı konferans verdi.

    Osmanlı Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kur’an-ı Kerim’in ana amacının iyi insan yetiştirmek olduğunu söyledi. Erbaş, Tin Suresi’nde insanın en güzel bir şekilde yaratıldığının anlatıldığını hatırlatarak, “Peygamberlerle, peygamberlere verilen kitaplarla, ahlaki ilkelerle ve Allah Teala’nın insana verdiği akılla oluşturulan ilimle insanın bu özelliğini muhafaza etmesine destek olmamız, yardımcı olmamız lazım. Kainatın yaratıldığı andan itibaren Allah’ın rızasına uygun üretilen ilmin hedefinin de bu olduğunu düşünüyorum” dedi.

    Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimetin İslam olduğunu dile getiren Erbaş, “Peygamber Efendimiz İslam üzerinden Müslümanı tanımlıyor, ‘Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir. Demek ki İslam, elinden ve dilinden emin olunan bir insan, yani iyi insan oluşturma sistemidir. İyi insana Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz ‘muhsin’ diyor. Ayeti kerimede, Allah Muhsinleri sever buyuruyor. Demek ki Kur’an’ın, peygamberlerin, kitapların amacı, iyi insanı yetiştirmek, onu özündeki en güzel olma, ahsen-i takvim özelliğini son nefesine kadar korunması için gayret etmektir, çalışmaktır. İnsana düşen bu değerini muhafaza etmek, onun için gayret etmektir” diye konuştu.

    “İnsanın aklına zarar verirseniz haram işlemiş olursunuz”

    Başkan Erbaş, Allah’ın insana bilme ve anlama kabiliyeti verdiğini belirterek, şöyle konuştu:

    “Biz buna akıl, idrak diyoruz ve korunması gerekiyor. Zarurat-ı hamse denilen beş korunması gereken husus vardır. Allah Teala’nın yarattığı herkesin temel hak ve özgürlükleridir bunlar. Dinin, aklın, malın, canın ve neslin korunması farzdır. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun Fetvalar kitabında aynen şöyle yazıyor, zarurat-ı hamse denilen beş şeyin korunması farzdır. Bu beş şeye zarar veren her şey de haramdır. İnsanın dinine engel olmak isterseniz haram işlemiş olursunuz. Aklına zarar vermek isterseniz haram işlemiş olursunuz. Canına zarar verirseniz, Kur’an’da insan öldürenin ebediyen cehennemlik olduğu anlatılıyor. İnsan öldürmek en büyük günahlardandır. Malına zarar verirseniz, haksız yere malını alırsanız haram işlemiş olursunuz. Nesle, insanoğlunun nesline zarar verirseniz haram işlemiş olursunuz.”

    Peygamber Efendimizin, ‘Allah’ım senden faydalı ilim isterim’ ve ‘Allah’ım faydasız ilimden sana sığınırım’ dualarını çokça yaptığını hatırlatan Erbaş, “Onun için bizim edindiğimiz bilgi aklımıza fayda vermeli. Aklımızı, neslimizi, dinimizi, canımızı, malımızı korumalı” ifadelerini kullandı.

    “Çocuklarımızın bilgisi de olsun, ahlakı da olsun”

    Erbaş, bilgi ve hikmet ışığında iyi insan yetiştirmekte ahlakın öneminin altını çizerek, “Çocuklarımızı, gençlerimizi ve öğrencilerimizi yetiştirirken güzel ahlaklı olmalarına da dikkat edeceğiz. Eğer ahlak yoksa bilgisi ne kadar çok olursa olsun, o bilgisinden ne kendisine ne de topluma fayda gelir. Bilgisi de olsun, ahlakı da olsun. Bizim medeniyetimiz ahlak medeniyetidir. Diyanet İşleri Başkanlığı, üniversiteler ve tüm eğitim kurumları olarak ahlaklı insan yetiştirme noktasındaki çabalarımızı artırmalıyız. ‘Ağaç yaşken eğilir’ diye bir atasözümüz vardır. Onun için küçük yaşlarda çocuklarımıza ahlak ilkelerini öğretmeliyiz. Onlara rol model olmalıyız. Okul öncesi eğitime çok önem vermeliyiz. Ülkemizde çok geç başladığını düşünüyorum. Okul öncesi eğitimde de ahlak ilkelerini çocuklarımıza yetişme çağlarında öğretmemiz gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 4-6 yaş grubu Kur’an kursları diye bir proje başlattık. Kur’an kursu öğreticisi bayan hocalarımız onlara adeta annelik yaparcasına çocuklarımıza ahlak ve değerler eğitimi vermeye çalıştılar. Rabbimizi, Peygamberimizi, Kur’an’ı tanıtmak, bu aynı zamanda bir karakter eğitimidir” dedi.

    Konferansa Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Akif Pusmaz, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Mehmet Bilgin, çok sayıda davetli ve akademisyen katıldı.

  • UMED Başkanı Değirmenci: “Bizim dünyayı değiştirme idealimiz var”

    Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci, “Vakit yeni Türkiye’yi işaret ediyor. Bu süreçte de kimsenin geri durma lüksü yok. Çünkü biz mazlumların umudu, mağdurların gür sesiyiz. Bizim dünyayı değiştirme idealimiz var” dedi.

    UMED ve Keçiören Belediyesi tarafından organize edilen “Medya ve Terör” konulu sempozyum, Ankara’da yoğun katılımla başladı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Genel Başkanı Habibe Öçal’ın yanısıra programa çok sayıda sivil toplum temsilcisi, basın mensubu gazeteci ve televizyoncu ile kanaat önderi katıldı. Panelist olarak Saadet Oruç, Fadime Özkan, Fatih Atik, Ercan Gürses ve Batuhan Yaşar’ın yer aldığı sempozyumun moderatörlüğünü ise Melik Yiğitel üstlendi.

    UMED’in kurulalı bir yıl olduğunu, bu süre içerisinde başta haber alma özgürlüğü olmak üzere birçok konuda çalışmalar yaptıklarını kaydeden UMED Başkanı Aslan Değirmenci, “Haberlerin gerçek, doğru, tarafsız bir şekilde verilmesi ve din, dil, renk ayrımı yapılmadan haberlerin yapılması için mücadele ettik. Bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz. 90 öğrencimizden 70’ini mezun ettik. UMED sertifikası almaya hak kazanan öğrencilerimize staj ve iş imkanı sunmaya gayret ettik. Özellikle iletişim mezunu arkadaşlarımıza yoğunlaştık, diploma ve sertifikalarını alan UMED öğrencilerinden yüzde 60’ına iş imkanı sunduk. Yolumuza devam edeceğiz. Farklı illerde de medya okulları açacağız. Öğrencilerimiz ve UMED olarak biz adil olmayı, çıkar çevrelerinden ve illegal yapılardan bağımsız hareket etmeyi ilke olarak benimsiyoruz” diye konuştu.

    Medya emekçilerine çağrıda bulunan Değirmenci, “Gazetecilik mesleğini özel amaçlara ve çıkarlara alet etmeyelim. Toplumsal düzeni bozmaya yönelik arayışlara karşı birlikte direnelim, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünü savunalım ancak özgürlük maskesiyle kardeşliğimizi hedef alanlara karşı da yüreklerimizi birleştirelim. Kutuplaşma, kamplaşma ve ötekileştirme çukurlarına düşmeyelim, tuzakları bozalım; sosyal gerilimi körükleme çabalarını hep birlikte deşifre edelim. Anadolu’nun tarihsel ve sosyolojik yapısını hedef alanların yazdıkları senaryoları, önyargılardan beslenerek nefreti yayma çabalarını boşa çıkartalım” ifadelerini kullandı.

    “Bütünleştirici olmak zorundayız”

    “Her dönem ve her zeminde ayrıştırıcı anlayışlara karşı birleştirici ve bütünleştirici olmak zorundayız” diyen Değirmenci, “Kardeşlik hukukunu kuşanmalı, darbeci, yasakçı ve faşist cepheye karşı sivil, özgürlükçü ve demokratik duruşumuzdan ödün vermemeliyiz. Onlar dün olduğu gibi bugün de fitneyi yeryüzünde hakim kılmaya çalışacaktır. Biz ise yeryüzüne iyinin ve doğrunun hakim kılınması için mücadele edenlerden olmalıyız. Onların dilin de zehir, yüreğinde mühür var. Biz panzehir olalım, mühürleri sökelim, yeni Türkiye’nin önündeki barikatları 15 Temmuz ruhuyla hareket ederek kaldıralım. Çünkü biz mazlumların umudu, mağdurların gür sesleriyiz. Bizim dünyayı değiştirme idealimiz var. Bizim daha Özgür, herkesin kardeşçe yaşayabileceği, kimsenin öteki olarak görülmeyeceği bir anlayışın hakim olması için gayretimiz var. Özgürlüğü, kardeşliği ve direnişi kuşanan yüreklerle birlikte medya ve terör ilişkisini masaya yatırıyoruz. Çok değerleri panelistlerimizin talep, teklif ve önerilerini merakla bekliyoruz” şeklinde konuştu.

    “Her şehit bir vatandır” diye vurgulayan Değirmenci şöyle devam etti:

    “Altını çizerek belirtmek isterim ki, her şehit bir vatandır. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında en çok şehit veren ilçemiz Keçiören’den de aramızda çok sayıda misafirimiz var bugün. Alanlardan FETÖ’cüleri süpüren kahramanlarımıza da selam olsun. Terörün dini olmaz. Terörün ideolojisi olmaz. Biz Ülkemizin Gladyo merkezli terör koalisyonu ile hedef alındığına inanıyoruz. Bizim için DEAŞ neyse PKK’da odur. Bizim için FETÖ neyse DHKP-C de odur. Her birinin maskesi farklı olabilir ama hedef aldıkları kardeşliğimiz ve birliğimizdir. Kardeşliğimize ve birliğimize sahip çıkacağız, terör koalisyonunun, emperyalizmin kirli hedeflerini ortak akılla hareket ederek boşa çıkartacağız.”