Etiket: İdeal

  • KARDEMİR’e ‘Küresel Kalite, Mükemmellik ve İdeal Performans’ Ödülü

    Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (KARDEMİR) AŞ., Uluslararası Kalite Zirvesinde “Küresel Kalite, Mükemmellik ve İdeal Performans Ödülü”ne layık görüldü.

    KARDEMİR, Fransa merkezli Otherways Management Association Club-Paris (OMAC) kuruluşu tarafından, Kalite ve Mükemmellik alanlarında “Küresel Kalite, Mükemmellik ve İdeal Performans Ödülü” nü aldı.

    Bugüne kadar her yıl değişik kategorilerde düzenlenen ve bu yıl 15.’si düzenlenen, 33 ülkeden 40 farklı kuruluşun katıldığı ödül töreni, İtalya’nın Roma kentinde gerçekleşti.

    Ödül töreninde KARDEMİR’in kısa tanıtım filminin izlenmesinin ardından, şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Burak Yolbulan tarafından, üretim kapasitesi, yatırımlar ve ürünler ile ilgili bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi.

    Şirketin ideal performans, kalite ve mükemmeliyetçilik konularında sektörde gösterdiği başarısı ve özverisinin sonucu almaya hak kazandığı bu ödül, gerçekleştirilen ödül töreninde, şirketin Yönetim Kurulu üyesi Burak Yolbulan ve Kalite Metalurji ve Laboratuvarlar Müdürü Figen Dikilitaş’a takdim edildi.

    KARDEMİR AŞ.’den yapılan açıklamada şirketin, gücüne güç katacak her türlü başarıyı, daima sürdürülebilir kılmaya çalışıldığı da belirtildi.

  • Alanya’da ’Egece zayıflama ve İdeal Beden Kampı’ gerçekleşti

    27 Mart ve 1 Nisan arasında Sunprime Numabeach&Spa otelde gerçekleşen ’Egece İdeal Beden Kampı’ verimli olarak gerçekleştirildi. Avrupa’nın ve Türkiye’nin farklı illerinden gelen 25 katılımcıyla gerçekleşen kampta 5 gece ve 6 gün sürdü.

    Zayıflama ve İdeal Beden kampını düzenleyen Ünlü Nörobilim Uzmanı Deniz Egece ve ekibiyle gerçekleşen kampta, Sabah 08.00 de başlayarak akşam saat 20.00’ye kadar çeşitli uygulamalar ve eğitimler yapıldı. Yasak ve çeşit kısıtlaması olmayan kampta kişiler telkinler sonrasında, kendi rızaları ile 3-6 öğün pasta tabakları miktarlarında tüm gün beslenmeleri dikkat çekti. Normal günlük hayatlarında ortalama 8 ile 20 pasta tabağı miktarı ile beslenen bu kişiler kampın son günlerinde 2-3 pasta tabağı miktarı yediklerini ve doyduklarını aynı zamanda da yemek yeme isteklerinin olmadıklarını belirttiler.

    Kamptaki eğitim ve uygulamalardaki ’Düşünce Molası’ tekniklerinin kişilerin istem dışı yeme miktarını düşürdüğünü ve günlük yapılan hareket ve egzersiz miktarını arttırdığını söyleyen Nörobilim Uzmanı Egece, ’’Katılımcıların her biri fazla kilolarını (misafirlerin) en kısa sürede vererek, ideal bedenlerine mutlaka kalıcı olarak kilo vereceklerine inanmış görünüyorlar. 5 günde midelerinin doğal hali olan yumruk hacmi miktarına küçüldüğünü ve ortalama 2 ile 6 kiloya kadar kilo verenler olduğunu açıkladılar. Kampın içeriğinde; kilo alımına neden olan doğru olduğuna inanılmış yanlış inançların yüzleşmek, beden farkındalığı, ideal beden hedef olarak zihinde tasarlanması, duygusal açlığın kontrol ve yönetimi, geçmişte yaşanmışlıkların affedilmesi, bilinç üstü ve bilinçaltının kapasitesi ve kontrolü, midenin küçülmesi, beslenme ve hareketsizliğin algı ve inançsal olarak değişimi, iç ses ve dış ses uygulamaları, oto hipnoz eğitimi, meditasyon, dualar, çapalama teknikleri zumba, meditatif danslar ve egzersiz uygulamaları,bol gelen kıyafetleri de keserek bedensel incelme ve beden ölçüsü ile kilo kontrol yöntemleri uygulandı’’ şeklinde konuştu.

    Katılımcılara, kamp sürecinde öğrendikleri eğitim ve uygulamaları evlerinde de uygulamaları devam edebilecek telkin ve canlandırma tekniklerini içeren birde kitapçık dağıtıldığı bilgisini veren Nörobilim Uzmanı Egece, ’’Bu kitapçıkla kişi öğrendiklerini kendi ev ortamlarında 90 gün uygulayarak bilinçaltlarında kalıcı kilo verme eğitimi sürecine devam edecekler ve ayrıca ortalama 25-30 kilo (5-6 beden) verecekler’’ dedi

    Katılımcıların ifadelerine göre, çok kolay öğrenilen eğlenceli ve sevgi dolu bir program olmasının haricinde, temelinin yüzde 100 bilimsel bir eğitim olduğunu belirttiler. Fazla kilolarından kurtulmanın yanı sıra geçmişte yaşadıkları birçok psikolojik problemlerini de kamp sürecinde kendi kendilerine affetme ve yüzleşme teknikleri ile geçmişlerini geride bıraktıklarını belirten katılımcılar, kendi kendine psikosomatik olan hastalıkları nasıl tedavi edebileceklerini, bundan sonra bedenlerine olan farkındalıkla yaklaşacaklarını ve özgüvenlerinin artığını ifade ettiler.

    Eğitim ve uygulamalar, Deniz Egece, Melike Aydoğan, Saime Müge Tüzgen, Sevgi Çelik, Emine Sarı Altop, Tuğçe Arabacı, destekleriyle gerçekleştirildi.

  • İdeal göğüs ölçülerine sahip olmak hayal değil

    BURSA (İHA) – Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mesut Özcan, ideal göğüs ölçülerine sahip olmanın artık gelişen silikon teknolojisi ile daha kolay olduğunu söyledi.

    Kadınların en çok tercih ettiği estetik operasyonların başında göğüs büyütme estetiğinin geldiğine dikkat çeken Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mesut Özcan, “Meme dokusu arkasına yerleştirilerek göğüslerin büyütülmesini sağlayan silikon protez ile küçük olan memeyi daha dolgun, daha dik görünümlü hale getirmek mümkün. Meme büyütme estetiğinde kullanılan silikon protezler özel imal edilir. İhtiyaca göre çeşitli şekil ve büyüklükteki protezlerden hastanın omuz genişliği, göğüs kafesinin kutru, mevcut memelerinin büyüklüğü, hastanın tercihi ve doktorun eğilimi dikkate alınarak en uygun olanı seçilir” diye konuştu.

    Var olan meme hacminin ne kadar büyütüleceği konusunda hastanın arzusu, meme derisinin esnekliği ve göğüs kafesinin ölçüleri dikkate alınarak operasyon aşamasına geçildiğini belirten Özcan, “Kesin ölçüler ise ameliyat sırasında belirlenir. Hacim, gelişen protez teknolojisi ile tek ölçü olmaktan çıktı. Gelişen teknolojide üretilen silikon protezler sayesinde doğal bir form sağlanıyor. Özellikle 20’li yaşlarda meme gelişimi yetersiz olanlarda meme büyütme estetiği bu sebepten revaçta” dedi.

    Ameliyat öncesi hastanın sigaraya ara vermesi gerektiğini belirten Özcan, “Aspirin ve kumadin gibi kan sulandırıcı ilaçlar kullanılıyorsa makul bir süre önce kesilmelidir. Özellikle 40 yaşını geçen hastalarda ameliyat öncesi mamografi ve ultrasonografi gibi tetkiklere ihtiyaç duyulabilir. Ameliyat genel anestezi altında gerçekleştirilir. Protezler yine doktorun eğilimine göre meme dokusu altına ya da kas altına yerleştirilebilir. Kas altı daha çok tercih edilenidir. Dikişler estetik cerrahi kurallarına göre yapılır. Meme protezi, gebeliğe ve emzirmeye engel değildir. Komplikasyon riskini iyileşme dönemindeki takipler ve ameliyatı gerçekleştiren plastik ve estetik cerrahi uzmanının tavsiyelerine titizlikle uyarak azaltmak mümkündür” şeklinde konuştu.

  • Vücudu şekle sokmanın ideal yolu

    Uzmanlar, kadınların ve erkeklerin bedenlerinde ortak sıkıntılarının başında istenmeyen fazlalıklar, girinti ve çıkıntılar gibi vücut şekilsizlikleri geldiğine dikkat çekiyor.

    Vücut şeklinin kötü yansımasının ana nedeninin, vücut siluetinin orantısız olması olduğunu dile getiren, Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hasan Fındık, vücudu şekle sokmanın ideal yolları hakkında bilgi verdi.

    Op. Dr. Hasan Fındık, ’’Bel kavsinin olmaması dümdüz bir bel görünümüne sebep oluyor. Bu da genel görüntüyü bozuyor. Aynı şekilde basenlerin gereğinden belirgin olması hem kişiyi olduğundan geniş, hem de bacakları kısa gösteriyor. Buna bağlı olarak kişinin kendisini kötü hissetmesine sebep oluyor’’ dedi.

    Şekil değişikliklerinin, genelde sadece kilolu olan insanların problemleriymiş gibi düşünüldüğünü vurgulayan Op. Dr. Fındık, doğrudan kilo ile ilişkili olmayıp, çok zayıf insanlarda da vücut şekline yönelik problemlere rastlanabildiğini söyledi. Op. Dr. Fındık, ’’Örneğin, çok zayıf biri de diz kemiklerindeki girinti çıkıntı, ufak bir yağ birikintisi vücut siluetinde istenilmeyen bir görüntüye sebep olabilir ya da ayak bileklerinin çok ince olması çarpık bir görünüme sebep olabilecek iken, kalın olması biçimsiz bir görünüme sebep olabilir. Gıdı bölgesinde de küçücük bir fazlalık, oranları tamamen alt üst edebilir. Vücuda ait şekli güzel görünecek şekilde yeniden düzenlerken bu şeklin ömür boyu devam etmesini hedeflemek. Bu şekli düzeltirken tamamen yağ dokusuna yönelik hamleler yapıldığı için bu işlemler sırasında illa ki bir kilo verme söz konusu oluyor. Bu nedenle liposuction ve lipoliz işlemleri halk arasında sanki kilo vermek için yapılan hamleler gibi algılanıyor ama asıl amaç şekil vermek. Bu işlem ile kilo verilmesi ise ikincil kazanç’’ dedi.

    ’’Uygulamalar, lazer lipoliz ya da liposuction ile yapılıyor’’

    Günümüzde bu tür işlemler lipoliz ve liposuction kombinasyonları ile yapıldığını belirten Op. Dr. Fındık, ’’Lipoliz, lipoosuction işleminin alternatifi olan bir teknik değil, liposuction içerisinde uygulanan bir teknik. Minik bölgelere tek başına lipoliz uygulanabiliyor. Daha büyük bölgelere tek başına lipoliz uygulamak kişinin sağlığını tehlikeye atabiliyor. Çünkü lipoliz yağı eritmek demek. Eritilen yağın vücuttan uzaklaştırılması, dışarı almak, vücuttan dışarı atmak, boşaltmak diye de ifade edilebilir ama bilimsel olarak liposuction olarak adlandırılıyor. Bu işlem yapılmaz ise eritilen yağ, deri altında bırakılır ise eritilen yağın atılımı tamamen böbreklerle olacağı için böbreklerde ciddi hasarlara yol açabiliyor. Bu nedenle sadece minik bölgelere tek başına lipoliz uygulanabilir. Değişik enerji türleri, basınç, vibrasyon, ultrasonik, lazer teknikleriyle ya da sıvılarla Ozmotik basınç dengesini bozarak yağ hücreleri patlatılarak eritilebilir. Kısaca lipoliz teknikleri çok alternatifli ve birbirlerine belirgin bir üstünlükleri yok. Burada amaç yağı eritmek. Yağı eritmek cerrahın yapacağı liposuction işlemini kolaylaştıracağı için cerraha bir kolaylık sağlıyor. Hastaya ikincil bir kazancı da daha fazla konfor sağlaması. Günümüzde lipoliz ve liposuction sonrası morluk da ciddi oranda azaldı’’ diye konuştu.

    Uygulamalardaki temel prensibe dikkat çeken Op. Dr. Fındık, ’’Lipoliz işleminde ince bir kanül var, tığ gibi bu kanülle derinin altındaki yağlara enerji veriliyor, yağlar eritiliyor. Yine benzer büyüklükteki bir kanülle yağ geri alınıyor. Genelde yanlış bilinen bir diğer konu, lipolizin küçük, liposuction’ın ise daha büyük çapta bir işlem olduğu. Tamamen cerrahın seçimine bağlıdır, lipoliz işleminin de liposuction işleminin de büyük ve küçük boylarda kanülleri var. Cerrah hangisini seçerse uygulamayı onunla yapabilir. Her iki işlem de tığ gibi kanüllerle de olabilir, daha büyük boydaki kanüllerle de olabiliyor. Her iki işlemde diğerine göre daha izli veya daha travmatik değil. Biri enerji verirken diğeri enerji ile verilmiş yağı dışarı atıyor’’ şeklinde konuştu.

    İşlemler 15 dakika ile 3 saat arasında sürüyor

    Op. Dr. Fındık, bu işlemlerin tüm vücuda bile yapılsa, ortalama yapılış süresinin, yapılış bölgelerine göre 15 dk ila 3 saat arasında değişiklik göstereceğini belirterek, ’’Uygulamaların genel anestezi veya lokal anestezi altında yapılıyor. Hangi anestezi yöntemi seçilirse seçilsin vücudun içerisine girilip deri altına müdahale olduğundan steril ameliyathane ortamında yapılmalı. Ofis ortamında yapılması uygun değil. İşlemden hemen sonra şekil ortaya çıkıyor. Şu şekilde anlatılabilir: Su bardağı diye düşünülürse çay bardağı şekline dönüş sağlanıyor. Vücut hatları ve kavisleri oluşumu aynı gün açığa çıkıyor. Ama incelme için haftalara ihtiyaç duyuluyor’’ dedi.

  • Dr. Eren: “İdeal dudak şekli, yüze en uygun olanıdır”

    Estetik uzmanları, ideal dudağın, yüze en iyi uyum sağlayan dudak şekli olduğuna dikkat çekiyor.

    Adana Estelite Güzellik Merkezinin kurucularından Dr. Dilek Şire Eren, estetik görünüme sahip bir dudak için olmazsa olmaz bazı şartlar bulunduğunu ifade etti. Alt dudağın, üst dudaktan biraz daha dolgun olması gerektiğinin altını çizen Eren, “Gülerken diş etleri görülmemeli, ’Eros yayı’ denilen üst dudak kıvrımı ve ’filtrum’ denilen burun kökünden dudağa inen çizgiler belirgin olmalı” dedi.

    Dudakların, burun ucundan çene ucuna çizilen hayali bir çizginin gerisinde kalması gerektiğine işaret eden Eren, “Dudak kontürü bütün olmalı. Bunu kadınlar en iyi ruj sürerken anlarlar. Taşırmadan rahatlıkla sürebiliyorlarsa kontür düzgün demektir” ifadelerini kullandı.

    Kolay alışmak için iki aşamalı yöntem

    Dudak dolgusu yapıp bir anda değişim yaşamak istemeyenler için en iyi yöntemin iki aşamalı uygulama olduğunu belirten Dr. Eren, “İlk yapılan uygulamanın ardından 2-3 hafta sonra bir doz daha dolgu yapılırsa hem alışmak kolaylaşır hem de fark etmeden değişim sağlanır” diye konuştu.

    Özel günler öncesinde dolgu yaptırmak isteyenlere, uygulamayı en az 2- 3 hafta öncesinde yaptırmalarını öneren Dr. Dilek Şire Eren, “Enjeksiyonlu bir işlem olduğu için her daim morarma riski mevcuttur” dedi.

    “Dudak dolgusu hata kabul etmez”

    “Dudaklarınız imzanızdır” diyen Dr. Eren, dudak dolgusu yaptıranların en büyük endişesinin, dolgunun fazla yapılması sonucu ördek dudağa dönüşmek ya da arı sokmuş gibi şiş dudaklarla gezmek olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

    “Dudak dolgusu hata kabul etmez. Güvendiğiniz bir doktora yaptırmanız gerekir. Dolgu maddesini de ancak doktorunuz seçebilir. Ancak FDA onaylı bir dolgu kullanılmalıdır. İnce uçlu iğneler kullanılarak dolgu maddesi direkt dudağa ve çerçevesine enjekte edilir, hafif bir ağrı hissedilir. Bu uygulamalarda kesinlikle his kaybı yaşamaz. İşlem 10-20 dakika aralığında sürer ve işlem sonrası dudaklarda hafif bir şişlik ve çok nadiren morluk da olabilir. Ancak, 1 hafta sonra tam olarak forma kavuşulur.”

    Dudak şekline karar verilirken, sadece doktora bırakmak yerine, dolguyu yaptıran kişinin de karara katılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Eren, “Fotoğraflardan bir dudak seçmek yerine, yüze en uygun olan dudak şekli seçilmeli” diye konuştu.