Etiket: İddiası

  • 17 Yaşındaki Genç Kızın İntihar Ettiği İddiası

    Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde 17 yaşındaki genç kız, iddiaya gire odasında kendisini silahla vurarak intihar etti.

    İddiaya göre, ilçe merkezine 40 kilometre uzaklıktaki Tiftil Mahallesi’nde ikamet eden Yasemin Y. (17), evdeki av tüfeği ile odasında kendisini vurdu. Yakınları tarafından Siverek Devlet Hastanesi’ne kaldırılan genç kızın hayatını kaybettiği belirlendi. Morga kaldırılan genç kızın cesedi, kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

    Jandarma olayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor.

  • (Özel) Beş Günlük Bebeğin Ölümünde İhmal İddiası

    İzmir’in Konak ilçesinde, özel bir hastanede doğan Hıdır Ayaz bebek, iddiaya göre doktor ve hemşire tarafından annesi Songül Başak’a sağlıklı denilerek kucağına verildi. Fenalaşan bebek için çağrılan 112 ekipleri, ‘Solunum yetmezliği’ teşhisi koyarken kuvözü olan başka bir hastaneye sevk edilen Hızır Ayaz bebek, 5 gün sonra hayatını kaybetti. Acılı baba Uğur Başak eşinin doğum yaptığı hastanenin kusuru olduğunu ileri sürerek ’’Benim çocuğumu sağlıklı deyip bize verdiler. Ama solunum yetmezliği çıktı. Sonra başka bir hastanede kuvöze konuldu ama hayatını kaybetti. Çocuğumun ölümünde kimin hatası varsa cezasını bulsun. Benim başım yandı başkasının yanmasın’’ dedi.

    Konak ilçesinde özel bir okulda teknisyen olan Uğur Başak ile (27) ev hanımı Songül Başak (24) çiftinin heyecanla beklediği ikinci çocukları, Konak’ta bulunan özel bir hastanede, geçen Çarşamba günü öğle saatlerinde dünyaya geldi. Başak çifti, 4 yaşındaki Yusuf Emir’den sonra dünyaya gelen çocuklarının ismine daha önceden belirledikleri Hıdır Ayaz ismini koydu. Büyük sevinç yaşayan Başak çiftinin mutluluğu kısa sürede hüzne dönüştü.

    BEŞ GÜN DAYANABİLDİ

    Doğduktan sonra iddiaya göre hiçbir sağlık sorunu olmadığı belirtilen Hıdır Ayaz bebek, hastanede yatan annesine verildi. Bebek sürekli ağlamaya ve inlemeye başladı. Gece saatlerine kadar huzursuz olan ve rengi değişen bebek için 112 ekibi hastaneye çağrıldı. Gelen sağlık ekipleri, Hıdır Ayaz bebeğin solunum yetmezliği olduğunu belirterek küvözü olan bir hastaneye götürülüp tedavi edilmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra ambulans ile Hıdır Ayaz bebek başka bir özel hastaneye götürülüp küvöze konuldu. İddiaya göre, ciğerinde kanama olduğu saptanan Hıdır Ayaz, yapılan tüm müdahalelere rağmen doğumundan 5 gün sonra hayatını kaybetti.

    ANNE SON KEZ BEBEĞİNİ UĞURLADI

    Hıdır Ayaz bebeğin cenaze namazı dün ikindi namazının ardından Yüzbaşı Hasan Ağa Camisinde kılındı. Hıdır Ayaz bebeğin tabutuna son kez bakan anne Songül Başak, sinir krizi geçirdi. Hıdır Ayaz, Buca Gökdere Mezarlığında toprağa verildi.

    ‘DOKTOR VE HEMŞİRE SAĞLIK SORUNU YOK’ DEDİ

    Çocuğunun ilk doğduğunda mosmor doğduğunu ileri süren baba Uğur Başak, ’’Ben oradaki görevli hemşireye ’Çocuğum neden mosmor?’ diye sorduğumda ’Üşümüştür’ dedi sadece. Çocuğumda hep ağlama inleme sesi vardı. En sonunda çocuğu yarım saat bir yerde beklettiler sonra eşimin yanına çıkarttılar. Bize ’Bol bol bebeği emzirin’ dediler. Bize bebeğimizin herhangi bir sağlık sorunu olmadığını sağlam olduğunu söylediler. Bebeğimiz devamlı ağladıkça gelip baktı önce ebe bir şey yok dedi daha sonra doktor geldi o da bir şeyi yok dedi. Bize ’Emzirin emzirin çocukta gaz var’ dediler. Bize neredeyse fırça atacaklardı’’ dedi.

    112 EKİBİ SOLUNUM YETMEZLİĞİNİ FARK ETTİ

    Gece 02.30 sıralarında bebeğin çok ağlamasına yine doktor geldiğini ifade eden acılı baba Uğur Başak, şöyle konuştu:

    ’’Doktor yine bir şeyi yok dedi. Aradan 15 dakika sonra hemşire geldi, ’Bu çocuğun göğüsleri çok hızlı atıyor’ dedi. Sonra 112 acil çağırdı. 112 sağlık ekiplerinden gelen hemşire hastanedeki yetkililere bağırarak ’Bu çocuk kaç saattir burada. Bu çocukta solunum yetmezliği var’ dedi. Özel hastanedeki doktor ve hemşireler çocuğumun solunum yetmezliğini saatlerce anlamadı, dışarıdan gelen 112 ekibinin hemşiresi hemen anladı. Sonra çocuğum başka bir özel hastaneye sevk edildi ve orada küvöze konuldu. Orada yapılan tetkiklerde, çocuğumun ciğerlerinde kanama başladığı saptandı. Kanamayı durdurdular bu sefer kalbi durdu. Kalbi durduktan sonra aşırı ilaç yüklenmesine dayanamadı ve doğumundan 5 gün sonra hayatını kaybetti.’’

    SORUMLULAR CEZASINI BULSUN

    Yetkililere seslenen acılı baba Uğur Başak, şunları söyledi: ’’Allah rızası için sizinde evladınız varsa bu olayı açığa çıkarın. Benim canım yandı başkalarının yanmasın. Sağlık Bakanlığı’na şikayette bulundum, onlarda ’Araştırma yapılacak, size haber verilecek’ diye bana geri dönüş yaptı. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Benim bebeğimin ölümünde kimin suçu varsa cezasını alsın, evladımın ölümüne neden olanlardan hesap sorulsun. Benim çocuğum ihmal kurbanı oldu.”

    HASTANEDEN AÇIKLAMA

    Özel hastane yetkilileri ise yazılı olarak şu açıklamayı yaptı; “Songül Başak’ın ikinci gebeliği. Anne ile baba arasında birinci derece akraba evliliği mevcuttur. İlk gebeliği sezaryen olan annenin, bu doğumu da 09.12.2015 tarihinde yine sezaryen ile gerçekleştirilmek üzere planlanmıştır. 29.06.2015 tarihinden beri takipte olan hastanın ağrılarının başlaması ile 09.12.2015 çarşamba günü sabah saat 09:30 sularında sezaryen operasyonu için yatışı yapılmıştır. Anne Songül Başak saat 11.33’te, 3 kilo 240 gram ağırlığında 50 santim boy ve 35 santim baş çevresine sahip bir erkek bebek dünyaya getirmiştir. Doğumu takiben, hepatit aşısı ve K vit uygulaması yapılan bebek, yenidoğan takipnesi takibi için kuvöze alınıp oksijen desteği verilmiştir. Genel durumu iyi olduğu tespitini takiben bebek aileye teslim edilmiştir. Emzirme desteği verilen anne ile bebeğin emmesinin sorunsuzca gerçekleştiği görülmüştür. Gün içerisinde sık aralıklar ile gerçekleştirilen ziyaret ve bakımlarda bebeğin anneyi aktif emdiği, solunum sıkıntısının olmadığı görülmüştür. Çocuk uzmanı tarafından ayrıntılı muayenesi gerçekleştirilen bebek Başak’ın fizik muayenesinde genel durumunun iyi olduğu, emme refleksinin güçlü olduğu ve solunum probleminin olmadığı tespit edilerek günlük hekim izleme raporuna kaydedilmiştir.”

    Açıklamada, gece bebeğin ve annenin ebe ve hemşirelerin rutin ziyaretleri sırasında yaklaşık saat 02:00 sularında bebekte takipne ve çekilme başladığı fark edilerek çocuk hekimine bilgi verildiği belirtilerek şöyle denildi:

    “Söz konusu bulgu nedeniyle bebeğin yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı olabileceği öngörüsü ile sevkine karar verilmiştir. Bebek, özel bir hastaneye ilgili prosedür ile sevk edilmiştir. Netice itibariyle bebeğin sağ ve tam doğumu gerçekleşmiş, süreçte genel durumunun iyi olduğu, emzirildiği görüldükten ve anneye teslim edildikten uzun süre sonra bebeğin genel sağlık durumunun kötüleşmesi ile ileri derecede tetkik ve tedavi için bir başka sağlık kuruluşuna sevki gerekmiştir.”

  • Türkmenlerin Yardım Bahanesiyle Dolandırıldığı İddiası

    Gaziantep’te yaşayan Türkmenlerin yardım bahanesiyle dolandırıldığı ileri sürüldü.

    Gaziantep’te yaşayan Suriyeli Türkmenlerin kurduğu Suriye Oğuz Boyları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Alaaddin Çamur, derneğin adı kullanılan M.B.’nin, yardım bahanesiyle üyeleri dolandırdığını iddia etti. M.B. isimli şahsın dernek adına sahte kimlik kartı bastırdığını ileri süren süren Çamur, tüm üyeleri dikkatli olmaları konusunda uyardı.

    M.B isimli şahsın dernek ile hiç bir bağı bulunmadığını kaydeden Çamur, “Bizim derneğin adını kullanan bir kişi var. Bu kişi dolandırıcıdır. Bizim derneğimizin üstüne kart bastırmış. Bu kişinin yardım toplaması için biz, ne yetki ne de izin verdik. Bu kişi kendi kafasına göre iş yapıyor. Bu kişi her yerde, her dağıtım yerinde bulunuyor. Yardım ihtiyacı duyanları yardım bahanesiyle dolandırıyor. Mağdur olmamak için böyle kişileri bize yada emniyet güçlerine bilgi verin” dedi.

    M.B. isimli kişinin sadece Türkmenleri dolandırmadığını kaydeden Çamur, şahsın çıkarttığı Suriyeli sığınmacı kartı ile de Türkmen olmayan Suriyelilerin de aralarında bulunduğu yüzlerce mülteciyi dolandırdığı yönünde bilgilerin de kendilerine ulaştığını ifade etti.

  • Prof. Dr. Özgür’den “Briç Unutkanlığı Ve Bunamayı Önlüyor” İddiası

    Briç oyununun unutkanlığı ve yaşlılıkta bunamayı önlediği iddia edildi.

    Türkiye Briç Federasyonu Karadeniz Bölgesi geleneksel Ridos Briç Turnuvası’nın 3.’sü Rize’nin İkizdere ilçesindeki Ridos Termal Oteli’nde gerçekleştirildi. Samsun’dan Artvin’e kadar 7 ilden 50 sporcunun katıldığı turnuva 15 masada iki gün sürdü. Turnuva sonucunda Alaattin Albayrak-İbrahim Yüksel çifti 58.68 puanla birinci olurken, müsabakalarda dereceye giren ilk üç çifte kupa verildi.

    Turnuvaya katılan Trabzon Briç Kulübü Başkanı ve aynı zamanda Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroentoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Özgür, briç sporuyla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Orhan Özgür, briçin unutkanlığın en iyi ilacı olduğu gibi bunaklığı da önlediğini söyledi. Briçi bazı insanların kağıt oyunu olarak algıladıkları ancak briçin aslında önemli bir sağlık sporu olduğunu iddia eden Özgür “Briçin insan sağlığına yararlı oldu bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Ancak çoğu kişi bunu bilmiyor. Briç bir kağıt oyunu olarak algılanıyor. Halbuki briç insan sağlığına yararlı bir spordur. Beyin sporudur. Nasıl kaslarınızın gelişmesi için atletizm yapıyorsanız, diğer bedensel sporları yapıyorsanız beyninizin güçlenmesi için de briç oynayacaksınız. Bu yüzden biz briçin yaygınlaşmasını istiyoruz. Bugün nöroloji uzmanları bunamanın tedavisinin briçten geçtiğini düşünüyor. Bunu iddia ediyorlar. Bu nedenle briçin yaygınlaştırılmasını istiyoruz. Briç oynarken konsantrasyon kabiliyetinizi güçlendiriyorsunuz. Bunun yanında unutkanlığın da en büyük ilacı. Gençler kahve köşelerinde zaman tüketeceklerine briç kulüplerinde briç oynasınlar. Çok daha iyi olur diye düşünüyorum” dedi.

    Prof. Dr. Orhan Özgür, son üç yıldır turnuvalarını özellikle Rize’de doğanın içerisinde bulunan bir otelde gerçekleştirdiklerine dikkat çekerek “Bu oyunda en önemli şey dikkattir, konsantrasyondur. Bu otelin sesiz bir doğa ortamında olması bizler için son derece önemli, dinlendirici. Hafta sonunu dolu dolu geçiriyorsunuz. Spor yapıyorsunuz aynı zamanda dinleniyorsunuz. Bu nedenle son derece yararlı bir turnuva olduğunu düşünüyoruz“ şeklinde konuştu.

  • Emekli Öğretmenden Gök Taşı Bulduğu İddiası

    Amasya’da yaşayan emekli öğretmen, bulduğu iki taşın gök taşı olduğunu öne sürdü.

    Biri 400 ve diğeri 350 gram ağırlığındaki taşları mercek altına alan emekli öğretmen Ali Bal, “Meteor olduğu anlaşılıyor. Kimyasal yapısında demir, alüminyum ve benzeri elementleri büyük oranda üzerinde taşıyorlar. Gök taşlarının fiziksel özelliklerini tamamen taşıyor. Kimyasal özelliklerini de tahlil ettikten sonra gök taşı olduğu kesinleşecek” dedi.

    Şehir merkezinde ve köylerdeki okullarda 35 yıl süreyle öğretmenlik ve okul müdürlüğü yaptıktan sonra dönem sonunda emekliye ayrılan fen bilgisi öğretmeni Bal, “Gramını 60 dolardan pazarladıklarını duydum. Şu anda elimizdeki bu gök taşları da yaklaşık 750 gram geldiğine göre eğer Bingöl hesabı yaparsak yaklaşık 45 bin dolar civarında bir değer kazandığını söyleyebiliriz” diye konuştu.

    Kendisine ait 200 parçalı bir fosil koleksiyonu da bulunduğunu ve öğrencileriyle sergiler açtığını anlatan Bal, “Satmayı düşünmüyorum. Tamamen koleksiyon sevdası var bende. Onları bir arada tutmak bana haz veriyor. Fosil koleksiyonumun içerisinde meteor taşlarının da olması bana ayrı bir haz veriyor” şeklinde konuştu.

    Bingöl’de köylülerin arazilerde arayıp bulduğu gök taşı haberlerini izlediğini söyleyen Bal, “Amasya ve çevresinde meteor ve gök taşı var. Tabi bu aramayla oluyor, keşfetme ile oluyor. Tanımayla oluyor. Her siyah taş gök taşı değildir ya da meteor değildir” ifadelerini kullandı.