Etiket: İddiası

  • Uzman jandarmanın darp edilmesinde “çadır” iddiası

    Uzman jandarmanın darp edilmesinde “çadır” iddiası

    Gaziantep’te bir uzman jandarmanın darp edilmesi olayının şüphelisi, kavganın asıl sebebinin arazilerinde bulunan uzman jandarmaya ait çadır olduğunu ileri sürdü.

    Karmakış ilçesinde uzman jandarma olarak görev yapan Alper B. İddiaya göre, Nizip ilçesinde bulunan evinin önünde darp edilmiş, olayın ardından hastanede ameliyat edilmişti. Alper B. polise verdiği ifadede evinin önünde aracını yıkattığı sırada, tehlikeli bir şekilde kullanılan forklift nedeniyle kızının ezilme tehlikesi geçirmesinden dolayı şahsı uyarmasıyla kendisine saldırıldığını ileri sürmüştü. Olayın şüphelilerinden Ahmet B. ise, yaşanan kavganın Alper B.’nin ifade ettiği gibi değil kendisine ait olan araziye kurduğu çadır araç garajından dolayı olduğunu kaydetti. Ahmet B., “İş yerim için bir arsa satın aldım ve orayı depo yaptım. Oraya beton döküp tel örgü çekmem gerekiyordu, ismi geçen şahıs ise bu arazide aracına garaj yapmıştı portatif çadırdan. Bende kendisine ricada bulundum, buraya beton dökeceğim, tel örgü çekeceğim rica etsem garajınızı kaldırabilir misiniz? diye ama şahıs bunu kulak ardı etti. Tabii benimde işimin dönmesi için buraya beton dökmem lazımdı ama betonu dökmedik fakat daha sonra bu garajı kaldırdık buradan araya giren insanların sayesinde. Garaj kalktıktan sonra şahıs beni, iş yerimi ve çalışanlarımı hedef aldı sürekli tacizde bulundu” dedi.

    “Olay günü elemanlarım beni aradı ve şahsın kendilerini tehdit ederek forkliftin önünü kestiğini söyledi” diyen Ahmet B., “İş yerine geldim şahsı gördüm ve kendisine, ‘derdin ne? Bizim iş yerinin sana ne gibi sıkıntısı var’ dedim. Bana, ‘Sen benim garajımı kaldırttın buradan senin de depon kalkacak” dedi. O sırada tartışmaya başladık ve bana bir tane yumruk vurdu dudağım patladı doktor raporunda da bunlar mevcut ve o sırada bir arbede yaşandı sonrasında ise silahını çekerek sol omzuma vurdu ve silah yere düştü ben ondan hızlı davranarak silahı alıp iş yerime doğru kaçmaya başladım. Şahıs araçtan ikinci silahına hareket ettiği sırada polis geldi ben polise sığındım ve silahı polise teslim etim kesinlikle gasp olayı yoktur bundan başka olay yaşanmadı” ifadelerini kullandı.

    Ahmet B., medyada yer alan fotoğrafların ise olaydan 4 gün sonra özel hastanede ameliyat sonrası çekilen fotoğraflar olduğunu söyledi.

    Öte yandan, olay sonrası gözaltına alınan ve görevinden uzaklaştırılan Karmakmış Merkez Muhtarı Cemal B. adalete güvendiğini kaydetti.

  • Test için hastaneye giden işçilerden 8’inini işten çıkarıldığı iddiası

    Test için hastaneye giden işçilerden 8’inini işten çıkarıldığı iddiası

    Diyarbakır’da 100’e yakın işçinin çalıştığı tekstil fabrikasında 4 işçi korona virüse yakalandı. Fabrika çalışanları, işletmenin herhangi bir tedbir almadan faaliyetine devam etmesi üzerine iş bırakıp hastanenin yolunu tuttu. Korona virüs testi yaptırmak için hastaneye giden işçilerden 8’i, cep telefonlarına gelen mesajla işten çıkarıldığını öğrendi. Neye uğradıklarını şaşıran işçiler, mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyor,

    Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde bulunan bir tekstil fabrikasında 4 işçinin korona virüs testi pozitif çıktı. 100’e yakın işçi, temas halinde oldukları gerekçesiyle iddiaya göre işletmeden test yapılmasını ve faaliyetlerinin durdurulması istedi. İşletme yetkilileri, iddiaya göre faaliyetlerin durdurulmayacağını ve hastaneye izinsiz gidenlerin işten çıkarılacağını bildirdi. Bu duruma tepki gösteren çalışanlar, işlerini bırakıp test yaptırmak için toplu halde hastanenin önüne geldi. Dün korona virüs testi yaptırmak için hastaneye gelen işçilerden 8’inin işine son verildi. İşten çıkarıldıklarını cep telefonlarına gelen mesajla öğrenen işçilerin dünyası başlarına yıkıldı.

    “Fabrika çalışıyor açık durumda”

    İşten çıkarılan işçilerden Mürsel Çalışır, fabrikanın faaliyetinin devam ettiğini öne sürerek, kendilerinin işten çıkarıldığını söyledi. Çalışır, “6 vaka çıktı, biz bu şartlar altında çalışamayız dedik, test yapmaya gidelim dedik onar aldırış etmedi. Biz de iş çıkışı test yapmaya gittik, teste gittiğimizde işten çıkarıldığımızı öğrendik. Dün haberimiz olmadan çıkışımızı vermişler, 29. maddeye göre işten çıkartmışlar, bizde araştırdık, 29. madde yüz kızartıcı madde olduğunu öğrendik. Kesinlikle yüz kızartıcı herhangi bir şey yapmadık, ne kimseyi darp ettik ne hakaret ettik ne de bir temasta bulunduk. Şuan 8 kişi işten çıkartılmış. Korona virüs testi pozitif olan arkadaşlar, tekstilde şuan çalışmaya devam ediyor. Kesin bilgi aldık, çalışan arkadaşlar bize haber verdi, fabrika çalışıyor açık durumda, insanların sağlığını hiçe sayılıyor” dedi.

    “İşten çıkarıldığını gelen mesajla öğrendim”

    Fabrika çalışanlarından Mehmet Menekşe de işten çıkarıldığını telefonuna gelen mesajla öğrendiğini söyledi. Menekşe, “Dün iş yerinde korona virüs çıktı, bu şartlarda çalışmayacağımızı iş yerine bildirdik, onlar ise bize test yapmayacağını söylediler. Biz de hastaneye geldik, oradan eve giderken bana mesaj geldi, SGK’dan 29. maddeye göre işten çıkarılmışız denildi. 29. madde yüzünden ben işsizlik maşı alamıyorum, devletin herhangi bir yerinde yardım talep edemiyorum. Çocuklarım işten çıktığımı bilmiyor, şuan 5 parasız maaşımızda yatmamış, avukatlık durumumuz var, avukata verecek paramız dahi yok. Devlet yetkililerden yardım talep ediyoruz, yasak olmasına rağmen tazminat vermemek için bizi 29. maddeyi öne sürerek işten çıkardılar. 4 çocuğumla birlikte 6 kişiyiz, gariban bir insan olarak hakkımı versinler. Çıkartabilirler, tazminatımı versinler, işsizlik maşı alayım zor süreçte 29. maddeden dolayı hiçbir şey yapamıyoruz. Cumhurbaşkanımızdan yardım talep ediyoruz” diye konuştu.

    Fabrika yetkilileri ise hiç kimseyi işten çıkarmadıklarını belirterek, işletmenin ise kapalı olduğunu savundu.

  • Rize’de üniversiteyi karıştıran mobbing iddiası

    Rize’de üniversiteyi karıştıran mobbing iddiası

    Rize’deki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde (RTEÜ) akademisyen eşine mobbing uygulandığını iddia eden bir doktor ile bölüm başkanı arasında kavga çıktı. Çıkan kavganın ardından taraflar birbirlerinden şikayetçi oldu.

    Olay RTEÜ Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümü’nde yaşandı. Tıp Fakültesinde görev yapan Yrd. Doç. Dr. B.B. eşine mobbing uygulandığı gerekçesi ile Mikrobiyoloji Bölüm Başkanı O.B.Ö.’ün odasına girerek “Karı koca istifa ediyoruz, sizde rahatlayın” ifadelerini kullandı. Bunun üzerine başlayan tartışma bir anda büyüyünce araya diğer diğer doktorların girmesiyle taraflar sakinleştirildi. Darp edildiğini iddia eden Bölüm Başkanı O.B.Ö., karakola giderek B.B. ve eşi İ.B. hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Kavganın iddiaya göre asıl sebebinin 15 Temmuz 2016 yılında yaşanan hain darbe girişiminin ardından kurulan komisyonlarla başlatılan soruşturmalara dayandığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, RTEÜ Tıp Fakültesinde görevli olan klinik şefi ve aynı zamanda öğretim görevlisi A.Ç.Ç., FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle o dönemde görevinden uzaklaştırıldı. Uzaklaştırılan öğretim görevlisinin görev yeri olan klinik şefliğine ise Dr. Öğretim Görevlisi İ.B. getirildi.

    RTEÜ Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji bölümünde daha FETÖ/PDY kapsamında açığa alınan öğretim görevlisi göreve iade edilince sorunlar başladı. Göreve iade edilen A.Ç.Ç.‘nin akrabaları Rize’ye gelerek bölüm başkanı O.B.Ö.’ün makamında A.Ç.Ç.’nin görev yerine getirilen İ.B.’yi tehdit etti. Aynı fakültede bir başka birimde çalışan eşine olayı duyurmak istemeyen İ.B. ise çözüm yolunun yanlış olduğunu, her şeyin yargı ile halledilebileceğini dile getirerek odadan uzaklaştı. Bu sırada odada olan diğer öğretim görevlileri de İ.B.’nin bu tavrını haklı bularak bölüm başkanına uygulanan sistemin yanlış olduğunu söylediği öğrenildi.

    Tehdit olayının üzerinden bir süre sonra İ.B. bir tıp dergisinde yayınlanmak üzere bir çalışma yaptı ve çalışmayı gönderebilmek için bölüm başkanına sordu. İ.B. o esnada kurumda olmayan bölüm başkanı O.B.Ö.’nün ise kendisine telefonla “Mührü bas gönder” şeklinde ifade kullandığını, bunun üzerine söyleneni yaptığını dile getirdi. Sonrasında ise bilimsel bir dergide yayınlanan yazının kendi izni olmadan yayınlandığını iddia eden O.B.Ö. isimli bölüm başkanı, yazı sahibi İ.B. hakkında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Rektörlüğü’ne şikayette bulundu. Gerçekleşen toplantıda üzerine çok gidildiğini düşünen İ.B.’yi ağlarken gören eşi Doç. Dr. B.B. ise kendisine ne olduğunu sordu. Tüm olayları öğrenen B.B. bunun üzerine bölüm başkanı O.B.Ö.’nün odasına girerek “Bir kadının üzerine bu kadar gidilmez. Sen odanda bir doktoru nasıl tehdit ettiriyorsun, bu nasıl yöneticilik. Karı koca istifa ediyoruz. Sizde rahatlayın” ifadelerini kullandı.

    B.B.’nin sözlerinden rahatsız olan Bölüm Başkanı O.B.Ö.’nin ifadeleri üzerine tartışma alevlenerek şiddete dönüştü. Darp edildiğini iddia eden Mikrobiyoloji Bölüm Başkanı O.B.Ö. karakola giderek B.B. ve eşi İ.B.’den şikayetçi oldu. Olayla ilgili adli soruşturma başlatılırken, Rektörlüğün konuyla ilgili henüz bir soruşturma başlatmadığı öğrenildi.

    Öte yandan olayda ismi geçen B.B. ve eşi İ.B.’nin istifasının RTEÜ Rektörlüğü tarafından kabul edildiği belirtildi.

  • Gökçeada’da arkeolojik sit alanına kaçak inşaat yapıldı iddiası

    Gökçeada’da arkeolojik sit alanına kaçak inşaat yapıldı iddiası

    Çanakkale’nin Gökçeada ilçesindeki Kaleköy Balıkçı Barınağı’nda yapılan inşaatın belediye tarafından kaçak olarak yapıldığı iddia edildi. Arkeolojik sit alanı olan bölgeye yapılan inşaata vatandaşlar tepki gösterdi.

    Gökçeada Belediyesi, Kaleköy Balıkçı Barınağı içinde çay bahçesi olarak kullanılmak üzere inşaat yapımına başlamasının ardından çevreciler olaya tepki gösterdi. Vatandaşlar, inşaatın kaçak olarak yapıldığını ileri sürerek, CİMER’e şikayette bulundu. Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü yetkililerinden oluşan bir komisyon, 2 Haziran tarihinde Kaleköy Balıkçı Barınağı içinde belediye tarafından yapımı süren inşaatlarda incelemelerde bulundu.

    Edinilen bilgiye göre, Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü yetkililerinden oluşan komisyon, gelen şikayetler üzerine bölgede inceleme başlattı. Yapılardan birinin arkeolojik sit alanı içinde Kültür Varlıkları Koruma Kanunu’na muhalefet edilerek yapıldığı, diğerinde ise kıyı kenar çizgisine tecavüz ve dolgu planına aykırılık olduğu belirlendi.

    Kıyı kenar çizgisine tecavüz

    Komisyon tarafından yapılan incelemede, inşaatlardan birinin arkeolojik sit alanı içinde olduğu, diğerinin de kıyı bandında dolgu alanı üzerine yapıldığı belirlendi. Komisyon raporunda, arkeolojik sit alanında yapımı süren inşaat için Gökçeada Belediyesi’nin kurumlardan izin alınmadığını ve 2863 sayılı Kültür Varlıkları Koruma Kanunu’na muhalefet ettiğini belirtti. Kıyı bandında dolgu üzerine yapılan inşaat ile ilgili yapılan teknik incelemede ise kıyı kenar çizgisine tecavüz ve dolgu planına aykırılık olduğu belirlendi. Raporu hazırlayan komisyon, Gökçeada Belediyesi’ne gönderdiği yazıyla inşaatı durdurmasını istedi. Ayrıca belediyeye, izinsiz ve yasaya aykırı inşaat yaptığı gerekçesiyle idari yaptırım cezası uygulanacağı öğrenildi.

    Öne sürülen iddiaların asılsız olduğunu öne süren Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, “Bizim Kaleköy mevkii, Gökçeada’nın turizm noktasında en önemli lokasyonlarından bir tanesidir. Halihazırda bulunan, metalden yapıldığı için küflenmiş, pas içerisinde olan, evveliyatında yapımıyla alakalı hiçbir izni olmayan yerleri kaldırdık. Yasallaştırılmış, ruhsatları kesilmiş, daha küçük bir alanda Gökçeada’nın mimarisine uygun taşla kaplanmış bir şekilde yeni çay bahçeleri yapıyoruz. Mevcut müstecirlerimizi oraya alarak, buraları temizlemek ve peyzajını yapmak üzere başladığımız bir çalışma. Gökçeada Belediyesi’nin 2004 yılında onaylanmış sit haritası var. Bizim çay bahçelerini yapmış olduğumuz bölge, her ne kadar sit alanında görünse de 2005 yılında Bayındırlık Bakanlığı tarafından hazırlanan 1/1000 uygulamalı imar planları mevcuttur. Yaptığımız bu çalışmalar, yasallaştırmaya çalıştığımız, estetik ve güzellik anlamında katma değer sağlayacağına inandığımız, bütün esaslar bu dolgu planının plan hükümleri çerçevesinde ilgili mimari, elektrik, statik, mekanik projeleri çizilerek ve ruhsatları kesilmiş binalarımız” dedi.

    “Elit birine verecekmiş”

    Kaleköy Balıkçı Barınağı’nda 30 yıldır işletmecilik yapan İlbal Dağnık ise “Yeni yapılan çay bahçelerinin etik olmadığını düşünüyorum. Bizim şu anki var olan işletmemiz 1988’li yıllarda yapıldı. Bizim burada eski kayınpederimizden kalan çardaklarımız vardı. Çardaklarımız yıkıldı. Burası dolgu alanı yapıldı. İki tane çay bahçesi yapıldı. Bu çay bahçelerinin biri de bizim var olan çardağımızın karşılığında bize kiralandı. Fakat bizler her seferinde şunu söyledik. Var olanı güzelleştirelim, var olmayanı da çirkinleştirmeyelim. Şu andaki yapılan çay bahçelerinin zaten bir tanesi sit alanı içerisinde. Yarısı sit alanında, yarısı da limana çıkmış. Arkamda denize plaj olmasına rağmen, belediyenin lunapark tarzı çocukların oynayacağı zıpzıp alanı var. Plajımızı da kullanamıyoruz. Ben o yüzden de o tarafa geçme taraftarı değilim. Var olan mekanım benim anlaşmamda 180 metrekare iken bana orada, 60,70, 80 metrekare, neyse çok düşük bir alan veriliyor. Kapalı bir alan yapılıyor. Sayın başkan bizimle gelip konuşmadı. Fikrimizi almadı, görüşümüzü sormadı. Telefon açıp, çağırdığımız halde gelmedi. Üst katı başkasına verecekmiş. Elit birine verecekmiş” diye konuştu.

  • Sağlık çalışanlarına sözlü saldırı iddiası

    Sağlık çalışanlarına sözlü saldırı iddiası

    Karabük’te düşme vakasına giden 112 Acil Servis ekipleri ile tartışarak sözlü saldırıda bulunduğu iddia edilen iki kişi ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.

    Edinile bilgiye göre, 112 Acil Servis ekipleri Kurtuluş Mahallesi Doğantepe Mahallesi Yağmur Sokak’ta evde düşme ihbarı aldı. Olay yerine giden sağlık ekipleri ateşi yüksek olan H.Ö.’yü hastaneye getirmek için ambulansa bindirdi. Hastanın yanında bulunan M.Ö. ve İ.Ö. ambulansa binmek istemesi üzerine tartışma çıktı. Büyüyen tartışmanın ardından iki şüpheli O.E., A.A.B., ve B.A. isimli sağlık çalışanlarına sözlü saldırıda bulundu.

    Hastayı hastaneye getirmek için yola çıkan ambulansı takip eden iki kişi tedirginlik oluştururken durumdan rahatsız olunması üzerine beyaz kod veren sağlıkçılar polis merkezine sığındı. Şüpheliler ile sağlık çalışanlarının ifadesinin alınmasının ardından olayın yanlış anlaşılma olduğu ortaya çıktı. Sağlık çalışanlarından özür dilenmesi ile birlikte iki taraf birbirinden şikayetçi olmadı.