Etiket: İddianame

  • Darbe girişiminde Kartal ve Samandıra’ya çıkan askerler hakkında iddianame hazırlandı

    Darbe girişiminde Kartal Köprüsü ve Samandıra’ya çıkan askerler hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. 30’u tutuklu 117 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, vatandaşın müdahalesi sonucu olay yerinden kaçmaya çalışan askeri aracın halkın arasına dalması ve bir askerin de teslim olmamak için polise silah çekmesi sonucu 11 vatandaşın yaralandığı belirtildi.

    15 Temmuz darbe girişiminde Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerde yaşanan olaylara ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanarak, 30’u tutuklu 117 şüpheli hakkında, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmak, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, silahla kasten yaralama” suçlarından iddianame hazırlandı. İddianamede, olaylarda yaralanan 11 vatandaş ise müşteki olarak yer aldı.

    23. Motorlu Piyade Alayı Komutanlığı ve Kara Harp Akademisi personelleri olan şüphelilerin 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe kalkışmasına bilerek ve isteyerek iştirak ettikleri, darbe kalkışması faaliyetleri kapsamında 23. Motorlu Piyade Alayı, Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerinde görev aldıkları belirtildi. Stratejik öneme sahip olan Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerini kontrol altında tutmaya, söz konusu bölgedeki trafik akışını kontrol etmeye çalışan bazı şüphelilerle, Kartal Köprüsüne intikal eden bir kısım şüphelilerin ayrıca, kalkışmaya tepki göstermek ve engel olmak amacıyla çevrelerinde toplanan bazı vatandaşları kasten yaraladıkları ifade edildi.

    23. Motorlu Piyade Alayı’nın, Sancaktepe General İsmail Hakkı Tunaboylu Kışlasında bulunmakta olup, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme (KOKTOD) görevi üstlenen askeri birliklerden birisi olduğu vurgulanan iddianamede, 23. Motorlu Piyade Alayının içerisinde yer alan 3. Taburun Komutanının, Silivri Ceza ve Tutukevi Kampüsünde intihar eden Yarbay İsmail Çakmak olduğu hatırlatıldı.

    İddianamede, hakkında ayrı bir soruşturma yürütülen 23. Motorize Piyade Alay Komutanı Albay Ömer Faruk Özkese’nin darbe kalkışması öncesinde 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında (Maltepe) gerçekleştirilen toplantıya katılanlar arasında bulunduğu ve toplantıya üniformalı olarak gelen tek kişinin Özkese olduğu bilgisine yer verildi.

    “Whatsapp grubuna ‘Sıkıyönetim direktifi geldi’ mesajı attım”

    23. Motorlu Alay Komutanı Ömer Faruk Özkese’nin şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde, olay tarihinde genelkurmaydan gelen mesaj emri üzerine birliğini alarm durumuna geçirdiğini ve Sancaktepe’de bulunan birliğinden bir bölüğü Kartal Köprüsü üzerine, diğer bir bölüğü de Samandıra gişelerinin olduğu bölgeye gönderdiğini söyledi. Her iki bölük tam çıkmak üzereyken Kara Harp Akademilerinden başlarında bir binbaşı öğretim görevlisi olmak üzere diğerleri öğrenci subay toplam 16 subayın birliğe geldiğini ve binbaşının verilen emir üzerine takviye amacıyla geldiklerini söylediğini belirten şüpheli Özkese, “Gelmeleri benim olayların terör olayları olduğu kanaatini pekiştirdi. Her iki sevk ettiğim unsur piyade unsurlarıydı, land araçlarıyla silahlı bir şekilde her iki noktaya intikal ettiler, başlarında ise tabur komutanı İsmail Çakmak’ı görevlendirdim. Her iki unsurun çıkış saati 23.20 sıralarıydı. Genelkurmay’dan ise direktif 23.00’da geldi. Yaklaşık 00.00 sıralarında Akademiden gelen unsurların yarısı ile beraber her iki birliği denetlemeye gittim. Olay tarihinde oluşturulan whatsapp grubuna ’sıkıyönetim direktifi geldi’ ibareli mesaj attığım doğrudur. Whatsapp grubundaki yazışmalardan ise saat 03.00 sıralarında sevk ettiğim her iki unsuru alaya geri çektikten sonra telefonuma bakınca haberdar oldum” dediği belirtildi.

    ByLock kullanıcısı olduğu tespit edildi

    “Benim unsur sevk ettiğim her iki noktada herhangi bir şekilde ölüm, yaralanma veya mala zarar verme olayları olmamıştır” diyen Özkese’nin ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiği, makam odasında yapılan aramada ise 3 sayfa sıkıyönetim direktifi konulu mesaj, 14 sayfa gizli ibareli atama listesi, 10 sayfa sıkıyönetim mahkemeleri görevlendirme listesi bulunduğu belirtildi.

    Polisler ve vatandaşlar aracın etrafını sardı

    İddianamede şüphelilerin bölük komutanlarının emriyle hazırlanan birliklerin Kartal Köprüsündeki faaliyetleri gerçekleştirmesi için alaydan çıkış yaptıkları, Harp Akademileri Komutanlığında görevli kurmay öğrenci olan şüphelilerin de buradaki faaliyetler çerçevesinde emir komutayı almak ve faaliyetleri sevk ve idare etmek amacıyla Kartal Köprüsüne geldikleri anlatılarak, D-100 Karayolu Kartal Köprüsünün geliş gidiş istikametinin askerler tarafından trafiğe kapatıldığı, emniyet mensuplarının olay yerine intikal ettiği, öte yandan, vatandaşların da Kartal Köprüsüne ulaştıkları ve askeri araçların etraflarını sardıkları, köprüyü trafiğe kapatan askeri birliğe müdahale ettikleri, bir kısım askeri personelin geldikleri araçlarla olay yerinden ayrıldıkları, askeri araçta bulunan diğer şüphelilerin vatandaşların ve diğer güvenlik kuvvetlerinin elinden kurtulmak amacıyla Kartal Köprüsünden Kartal ilçe merkezine doğru hızla hareket ettikleri kaydedildi.

    Askeri araç kaçabilmek için halk arasına daldı

    Aracın kalabalık halk kitlesinin içerisine daldığı, 100 metre kadar gittikten sonra durmak zorunda kaldığı, aracın tekrar hareket etmek için geri-ileri manevralar yaptığı, bu olaylar sırasında askeri aracın çarpması sonucu bazı vatandaşların yaralandıkları muhafaza edilen şüpheliler Rüstem Üstünel’in tabancasını teslim etmek istemediği ve polise doğrulttuğu, görevli polis memurlarının silaha müdahale ettikleri ancak şüphelinin silahını ateşlediği, bu olay nedeniyle 6 kişinin çeşitli şekillerde yaralandıkları anlatıldı.

  • Harp Akademileri Komutanı Bekiroğlu’nun cezaevine kapatılmak istenmesine ilişkin iddianame hazırlandı

    15 Temmuz Darbe Girişiminde Harp Akademileri Komutanı Tümgeneral Tahir Bekiroğlu’nun Hadımköy’deki askeri cezaevine kapatılmak istenmesine ilişkin 62 şüpheli asker hakkında iddianame hazırlandı. Şüphelerin 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.

    15 Temmuz Darbe girişiminde Harp Akademileri Komutanı Tümgeneral Tahir Bekiroğlu’nun Hadımköy’deki askeri cezaevine kapatılmak istenmesi ve Hadımköy kışlasında yaşananlara ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak 241 sayfalık iddianamede hazırlandı.

    Tahir Bekiroğlu’nun ‘müşteki’, 11’u tutuklu 62 askerin ise şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, şüphelilerin “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve silahlı terör örgütü üyeliği” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet 10’ar yıldan 25’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.

    Komutanını derdest eden emir subayı

    İddianamede, şüphelilerden binbaşı Fatih Irmak’ın Tahir Bekiroğlu’nun emir subayı olarak görev yaptığı belirtilerek, Irmak’ın Bekiroğlu’nu lojmanından alarak Hadımköy kışlasına götürdüğü anlatıldı. Irmak’ın Bekiroğlu’nu lojmanından alarak derdest ettiği saatte henüz sözde sıkıyönetim emri yayınlanmadığı ifade edilen iddianamede, “Tüm bu hususlar dikkate alındığında TSK hiyerarşik yapısı içerisinde hareket etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ortadan kaldırmayı amaçlayan, bu amaç doğrultusunda devletin çeşitli kamu kurum ve kuruşlarına sızarak kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda kamu gücünü kullanan ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü bünyesinde hareket eden bir grubun önceden yapılan planlaması çerçevesinde, sözde “Yurtta Sulh Konseyi” olarak adlandırılan illegal oluşumun sevk ve idaresinde darbe girişiminde bulunduğu ,darbe girişiminden haberdar olduğu ve bu bilinçle eyleme katıldığı değerlendirilmektedir” denildi.

    Yetkileri olmadığı halde Bekiroğlu’nun derdest edilmesi için emir vermiş

    Şüphelilerden Hadımköy Kışlasının kışla komutanı Mehmet Yorgancı ve kışlada Hava Savunma Tabur Komutanı olan Mehmet Erol’un olay tarihinde kışla içerisinde bulunan askeri cezaevi kendilerine bağlı olmadığı ve bu konuda bir yetkileri olmadığı halde Tuğgeneral Eyüp Gürler’in emri üzerine kışlaya giderek, Yurtta Sulh Konseyi tarafından aralarında Bekiroğlu’nun da bulunduğu kişilerin derdest edilmesi için emir ve komutasında bulunan subay,astsubay,uzman ve erlere emir verdikleri, kışla içerisinde ve cezaevi çevresinde gerekli hazırlıkları yaptırdıkları anlatıldı.

    Dosyanın tek şikayetçisinin ifadesi

    İddianamede yer alan dosyanın tek müştekisi(şikayetçi) Tahir Bekiroğlu’nun ifadesinde ise, “Olay günü saat 21.00 sıralarında kapım çalındı. Kapıyı açtığımda karşımda emir subayım Fatih Irmak, koruma astsubaylarım Eyüp Karahan ve Okan Şentürk vardı. Emir subayı kamuflajlıydı ve belinde silahı vardı. Emir subayıma ne olduğunu sorduğumda sert bir üslupla ‘Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Hulusi Akar’ın emriyle Yurtta Sulh Konseyi ülke yönetimine el koymuştur’ dedi” ifadelerini kullandı.

    Daha sonra ailesinin yanında, emir subayı tarafından kıyafetlerini giymesinin emredildiğini söyleyen Bekiroğlu, “Emir subayı, beni Hadımköy’e götüreceklerini söyledi. Ben de bunun üzerine Genelkurmay Başkanımızın emri olduğunu zannederek sivil kıyafetimi giyip kendisiyle beraber gitmeye karar verdim. Akademi envanterinde bulunan sivil bir araca bindirilerek yola çıkarıldım. Nizamiyede herhangi bir anormallik yoktu. Hadımköy’e götürülene kadar herhangi kötü bir muamele görmedim. Hadımköy’e varınca kimse tarafından durdurulmadık. Kışla içinde bir süre sonra durduk” diye konuştu.

    “Evimden aldılar, cezaevine götürdüler”

    Araçtan inince askeri cezaevi önüne geldiklerini anladığını kaydeden Bekiroğlu, “Binanın idari kısmına girince beni bir koltuğa oturttular. Burada ne yapacağımızı sorunca emir subayı askeri savcı ve cezaevi müdürünün geleceğini söyledi. Saatlerce beklememize rağmen kimse gelmedi. Sık sık da ısrarıma rağmen bana oyalayıcı cevaplar verdi. Bir süre sonra Harp Akademisi öğretim elemanlarından Kurmay Binbaşı Erhan Savur, Harp Akademisi birinci sınıf öğrencilerinden yüzbaşı Kenan Keskin ve yüzbaşı Münür Sözen geldi. Kendileriyle muhatap olmadım çünkü davranışları askeri disipline uygun değildi. Süreç devam ederken bir ara emir subayı bana az önce akademi kurmay başkanı Tümgeneral Hasan Nevzat Taşdeler’in kendisini aradığını, benim sıkıyönetim direktifinin eki olan sözde atama emri ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine atandığını, 1’inci Ordu Komutanlığı ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığına ise Korgeneral Erdal Öztürk’ün atandığını, durumu bana iletmesini söylediğini söyledi” dedi.

    “Girişim başarısız olunca ‘Yürüyün birliğe dönüyoruz’ dedim”

    Bunun üzerine şaşırdığını ve eşini aramak istediğini söyleyen Bekiroğlu, “Amacım eşime eşyaları toplayarak Ankara’daki evimize gitmelerini söylemekti. Emir subayı eşimi kendi telefonundan aramama izin verdi ancak sadece belirttiğim sözleri söylememi istedi. Emir subayı devamlı interneti takip ediyordu. Saat 24.00’den önce cezaevinin muharebe merkezine mesaj geldi. Mesajı Erhan binbaşıya verdiler. Sayfaları dikkatlice inceledi. Sonradan karargaha döndüğümde bunun tutuklanacaklar listesi olduğunu değerlendirdim. Saat 07.00 sırlarında lavaboda gördüğüm ancak tanımadığım, kendisini cezaevi müdürlüğünün astsubayı olarak tanıtan şahsa neler olduğun sordum. Bana darbe girişiminin başarısız olduğunu söyledi. Bunun üzerine ben de gelişmelerden cesaret alarak orada bulunup beni rehin alan tüm şahıslara ‘Yürüyün birliğe dönüyoruz’ dedim. Şahıslarda darbe girişiminin başarısız olduğunu anladığından tepki göstermediler ve emrime itaat ettiler” ifadelerini kullandı.

    Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Şüphelilerin önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkmaları bekleniyor.

  • Eski Sivas Garnizon Komutanı hakkındaki iddianame kabul edildi

    15 Temmuz günü Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) darbe girişiminin ardından gözaltına alınan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen eski Sivas 5’inci Piyade Er Eğitim Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır hakkındaki iddianame kabul edildi. Darbe girişimi başarılı olsaydı Sivas Sıkı Yönetim Komutanı olacağı iddia edilen Sağır’ın yargılanmasına 4 Nisan’da başlanacak.

    Darbe girişiminin ardından tutuklanan eski Sivas 5’inci Piyade Er Eğitim Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır hakkındaki 38 sayfalık iddianame tamamlandı. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, “FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca Sivas 5’inci Piyade Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından iddianame düzenlenmiş, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı Devlete Karşı Suçlar ve Örgütlü Suçlar Bürosunca 3 Mart 2017 tarihinde düzenlenen iddianame Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş ve Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan incelemenin ardından 17 Mart 2017 tarihinde kabul edilen iddianame kapsamında Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/33 esasına kayıt yapılan dava dosyasının tensibi yapılmış, Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/33 esas sayılı dava dosyası kapsamında tutuklu bulunan sanık Fatih Celaleddin Sağır’ın yargılanacağı dava dosyasının duruşması 4 Nisan 2017 günü saat 09.30’a bırakılmıştır” denildi.

    10 yıl cemaate hizmet ettiğini itiraf etmişti

    5’inci Piyade Er Eğitim Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, darbe girişiminin ardından gece geç saatlerde valilik binasına gelmiş ve geceyi Sivas Valisi Davut Gül ile geçirmişti. Darbe başarılı olsaydı Sivas Sıkı Yönetim Komutanı olarak atanacağı ortaya çıkan Sağır, 16 Temmuz günü gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Sağır, savcılıktaki ifadesinde 10 yıl boyunca cemaate hizmet ettiğini, 2007 yılından sonra özellikle Balyoz ve Ergenekon operasyonlarının ardından cemaatten uzaklaşmaya başladığını söylemişti.

  • Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin çatı iddianame tamamlandı

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığında yaşanan olaylarla ilgili hazırlanan 2 bin 581 sayfalık çatı iddianamesi tamamlandı. İddianamede, Genelkurmay Başkanlığında yaşanan olayların ve Orgeneral Hulusi Akar ile kuvvet komutanlarının alıkonulmasının fotoğrafları da yer aldı.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığında yaşanan olaylarla ilgili hazırlanan çatı iddianame, Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. 2 bin 581 sayfalık çatı iddianamede 221 şüpheli yer alıyor. Örgüt lideri Fetullah Gülen, darbenin bir numaralı ismi olarak gösteriliyor.

    Darbe gecesi Genelkurmay Başkanlığının ele geçirilmesine ilişkin fotoğraflara da iddianamede yer verildi. Darbeci askerlerin karargah içerisindeki eylemleri ve gözaltına alınma anları iddianameye eklendi. Öte yandan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın darbeciler tarafından Akıncı Üssü’ne götürüldüğü ana ilişkin fotoğraflara yer verildi. Fotoğraflarda Akar’ın uzun namlulu silahlı ve tam teçhizatlı askerler tarafından karargahtan çıkarıldığı görülüyor.

  • DEAŞ mensubu 35 sanık hakkındaki iddianame kabul edildi

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından DEAŞ mensubu 35 sanık hakkında hazırlanan iddianame, gönderildiği İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, TBMM bahçesi ve AK Parti Ankara İl Başkanlığı ile Küçükçekmece’deki Zeynebiye Camii çevresinde terör eylemi için keşif yapan zanlı da yer alıyor.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından DEAŞ terör örgütü mensubu 35 sanık hakkında hazırlanan iddianame, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Dosya üzerindeki incelemelerini tamamlayan mahkeme, iddianameyi kabul etti. Mahkeme, 29 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, ilk duruşmanın 20 Nisan 2017 tarihinde yapılmasını kararlaştırdı. İddianamede, 29’u tutuklu, 2’si firari 35 şüpheliden A.K, E.G., F.K., O.K., S.S. ve S.K.’nın “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor. Diğer 29 şüphelinin ise “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 7 yıl 6 aydan 15’er yıla kadar hapsi talep ediliyor.

    TBMM, AK Parti ve Zeynebiye Camii çevresinde keşif yapan terörist de iddianamede

    İddianamede, TBMM bahçesi ve AK Parti Ankara İl Başkanlığı ile Küçükçekmece’deki Zeynebiye Camii çevresinde keşif yapan S.S. adlı zanlı da yer alıyor. DEAŞ adına faaliyet gösteren S.S.’nın çatışma bölgelerinde DEAŞ terör örgütü bünyesinde emir düzeyinde faaliyet gösteren teröristler ile doğrudan irtibatlı olduğu, şahsın terör örgütü üyelerinden talimatları Trucrypt ve Teamviewer adlı programlar vasıtasıyla aldığı belirtiliyor. S.S.’nin örgüt adına eylem yapmak üzere keşif faaliyetlerinde bulunduğu ve eylemi gerçekleştirecek eylemci arayışı içerisinde bulunduğu kaydedilen iddianamede, şahsın bu amaçla Ankara ilinde bulunan TBMM, AK Parti İl Başkanlığı civarı ve Küçükçekmece ilçesi Halkalı Merkez Mahallesi Zeynebiye Caddesi Orkide Sokak üzerinde bulunan Caferi mezhebine mensup vatandaşların yoğun olarak kullandığı yerlerin etrafında eylem amaçlı keşif çalışması yaptığı ifade ediliyor. Zanlıya yönelik yapılan teknik takipte elde edilen fotoğraflar da iddianamede yer alıyor.