Etiket: İddialarına

  • Kazım Karabekir’in Kızından Sözde Ermeni Soykırımı İddialarına Sert Yanıt

    Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir Yıldıran, Zonguldak’ta babasını anlattığı konferansta Türklerin Ermenilere kötü davranmadığını söyleyerek, “Amerikalı General Harbord’un raporuna göre esas yok edilmeye çalışılmış olanlar öz yurtlarındaki Türklerdir” dedi.

    Kazım Karabekir Vakfı kurucularından ve Kazım Karabekir’in en küçük Kızı Timsal Karabekir Yıldıran, BEÜ’de “Dünü Unutma, Yarına Hakkın Olsun” konulu konferansta babasını anlattı. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde akademisyenler ve öğrencilerle buluşan Timsal Karabekir, babasına ait resim ve fotoğraf arşivini sunum eşliğinde salondaki katılımcılara anlattı.

    “KARABEKİR, ERMENİ YETİMLERİNE SAHİP ÇIKTI”

    Kazım Karabekir’in “Çocuk Kutsaldır” düşüncesiyle bütün yetim çocuklarına sahip çıktığına dikkat çeken Timsal Karabekir Yıldıran, “Hangi milletin çocuğu olursa olsun çocuk kutsaldır diyor Karabekir. Ortada kalan ermeni çocuklarını Trabzon’da Amerikalıların açtığı Ermeni yetimhanesinde onlara babalık ederek yetiştiriyor. O çocuklar bir teşekkür olarak karakalem Kazım Karabekir portresini hediye ediyorlar. Altında bir yazı yazıyorlar çok önemli; ‘Yetimler babası Kazım Karabekir Paşa Trabzon Ermeni yetimleri’ tarafından. Bu başlı başına bir belgedir bize yapıştırılmaya çalışılan o iğrenç sözde soykırım yalanına” diye konuştu.

    “AMERİKAN ARŞİVLERİNDE SATIR SATIR RAPOR VAR”

    Amerikalı General Harbord’un Erzurum ziyaretindeki incelemeleri üzerine Türklerin Ermenilere kötü davranmadığına dair Amerikan Senatosu’na rapor sunduğunu hatırlatan Yıldıran, şöyle devam etti:

    “Kazım Karabekir gelen misafire kale içinde minareye çıkarıyorlar ve diyorlar ki Sayın General Ölülerimiz söylesin burası kimin yurdu. Burada yaşamış burada ölmüş Müslüman Türk Halkı Mezarlığı bir uçtan bir uca kadar. Şurada da ufak bir ermeni mezarlığı var. Dolayısıyla ölülerimiz, Erzurum bir yurdudur diye raporu yazdırmıştır. İkinci rapor güncel bugün Amerikan arşivleri açılırsa satır satır göreceğiniz General Harbord’un kelimeleriyle şöyle; 24 Nisan Amerikan Senatosuna sunduğum rapordur. Erzurum’a gittim olayı yerinde inceledim. Esas yok edilmeye çalışılmış olanlar öz yurtlarında Türklerdir. Türkler, Ermenilere kötü davranmamışlardır.”

    “MUSTAFA KEMAL GEL DEDİĞİ ZAMAN GİDİLİR”

    Mustafa Kemal Atatürk ile Kazım Karabekir arasındaki diyalogları da anlatan Timsal Karabekir Yıldıran, Kazım Karabekir’in Atatürk’e her zaman saygısını ve sevgisini koruduğunu anlattı. Atatürk ve Karabekir’in can kardeş olduğunu hatırlatan Timsal Karabekir, o günleri şöyle anlattı:

    “Mustafa Kemal Atatürk hastalığında çağırın Kazım’ı helalleşmek istiyorum diyor, haber vermiyorlar. Vefatından sonra ablalarım sorarmış gider miydin babacım cevap veriyor; tabii ki giderim o Mustafa Kemal’dir gel dediği zaman gidilir. Bugünden geriye dönüp de ‘Keşke Olsaydı’ diyemiyoruz. Olması gerektiği gibi olmuş. Onlar, dava arkadaşı. Onlar kardeş. Biz ‘Atatürk’ dediğimiz zaman yükseklerde, yüce insan. Onlar yan yana oturdukları zaman can kardeşler, can arkadaşlar. Tabii ki eğer o günlere dönüp de beraber el ele devam edebilselerdi farklı şeyler olabilirdi. Demek ki tarih, kader böylesini nasip etmiş. Kazım Karabekir son nefesine kadar Mustafa Kemal Paşa’ya saygısını, sevgisini korumuştur.”

    Salondaki katılımcıların sorularını da yanıtlayan Timsal Karabekir Yıldıran’a program sonunda Dekan Yardımcısı Nurettin Hatunoğlu tarafından çeşitli hediyeler takdim edildi.

  • Osmanlıda Azınlıklara Hak Verilmediği İddialarına Cevap

    Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda konferans veren Gazeteci Yazar Bülent Ağcabay, Osmanlı’nın azınlıklara hak vermediği iddialarına, “Özelikle Antep’in işgal edildiği günlerde Antep’te 2 tane okulumuz vardı. Ancak işgal günlerinde sözde azınlıkların yani Amerikalılarının, Fransızların, İngilizlerin ise 33 tane Antep’te okulu vardı” dedi.

    GAÜN Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu konferans salonunda Gaziantep Kültür Yaşamından Küçük Bir Kesit isimli konferans veren Gazeteci Yazar Bülent Ağcabay, öğrencilerin yoğun ilgisini gördü. Ağcabay, Gaziantep’in özellikle Cumuhuriyetin ilk yıllarındaki kültür yaşamından kesitler sunarak, Halkevi Kültür Yayınları ve sosyal yaşamdan örnekler verdi. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte tüm yurtta olduğu gibi Gaziantep’te de eğitim seferberliği başlatıldığını ve ilk olarak okul olabilecek yerlerin tespit edilerek kısıtlı imkanlarla eğitim verilmeye başlandığını kaydeden Ağcabay, Antep’in Fransızlar tarafından işgal edildiği günlerinde iki tane okulda eğitim verilmeye çalışıldığını ifade etti. Sayının Cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleştirilen eğitim seferberliğiyle 63 okula çıktığını vurgulayan Ağcabay, okullarda eğitim veren öğretmen sayısının 136, öğrenci sayısının ise 2 bin 696’ya ulaştığını kaydetti.

    Ağcabay, “Gaziantep’te kültürel anlamda hareketlilik 1923 yılından 1931 yılına kadar yani cumhuriyetin ilk 8 yılında türk ocaklarının çalışmalarıyla başlanmıştır. Ancak kültürel anlamda yoğunluk 24 Haziran 1932 tarihinde bu günkü öğretmen evi olarak bilinen Kendirli Kilisi’nde açılan halk eviyle gerçek yoğunluğuna kavuşmuştur. Burada ilk önce Türkçe konuşma, okuma yazma kursları açılarak dil ve alfabe anlamında önemi yeniliklere katkıda bulunacak çalışmalar yapılmıştır. Halk evlerinde açılan kurslarla, kitap saraylarla, okuma odalarıyla bir taraftan halk aydınlatılırken, sahnelediği halk tiyatrolarıyla konferanslarla rejimi kökleştirmek ve Milli Şuuru arttırıcı çalışmalar yapılıyordu. Bu dönemde aynı zamanda dönemin şair ve yazarları tarafından Hasırcıoğlu gibi, daha sonra türk dil kurumunun da başkanlığını yapan Ömer Asım Aksoy gibi yazarlardan da Gaziantep ile ilgili 37 tane kitap Gaziantep kültür yaşamında yer bulmuştur” dedi.

    Osmanlı döneminde azınlıklara hak verilmediği yönündeki iddialara da cevap veren Ağcabay, “Özelikle Antep’in işgal edildiği günlerde Antep’in 2 tane okulumuz vardı. İdadi dediğimiz ticaret mektebi ve rüştiye dediğimiz bu günkü gaziler caddesinde bulunan sarı mektep olarak bilinen bir okuldu. Ancak işgal günlerinde sözde azınlıkların yani Amerikalılarının, Fransızların İngilizlerin 33 tane Antep’te okulu vardı. Yani Antep işgal edilmiş, kendi memleketimizde 2 tane okulumuz var. 33 tane de azınlıkların o dönemde devam eden okulları var. Bunların çocukları bu okullarda eğitimlerini görüyorlardı. Çok ilginçtir bu okullar Amerikalılar tarafından, Amerika Erkek Koleji, Fransızlar tarafından Fransız, Fransız Sen Joseph Kız Koleji gibi. Sen Joseph kız koleji çok önemlidir. Çünkü, dünyada yalnızca 4 tane vardır, bir tanesi de Antep’tedir. Bunlar işgalden önce yıllar önce önce yerleşmişler, oturmuşlar. Okullarını açmışlar, eğitimlerini vermişler sonrada 1918 yılında önce İngilizler daha sonra da Fransızlar tarafından kentimiz işgal edilmiştir” şeklinde konuştu.

    KENTİN BASIN TARİHİNDEN KESİTLER

    Antep’te çıkan ilk gazetenin 1872 yılında çıkartılan Ayıntap Gazetesi olduğunu söyleyen Ağcabay, “Bundan 31 yıl sonra yani 1903 yılında Hüseyin Cemil Göğüş tarafından şapirograf tekniğiyle hazırlanan Mecmua-i Maarif sadece Gaziantep’te değil Güneydoğu Anadolu’da Türklerin çıkarttığı ilk gazete olma özelliğine sahiptir. 1905 Yılında Celal Kadri Barlas’ın çıkarttığı İmam Baba bölgedeki ilk mizah gazetesi. Yine 1908 yılında Sait Sabit Erel tarafından çıkarılan Palyaço isimli ikinci bir başka mizah gazete daha yayın hayatını sürdürmüştür. Kadri Barlas, Ali Kemal ve Hüseyin Göğüş tarafından çıkarılan ‘Antep Haberleri’ gazetesi Kasım 1918’den Şubat 1921 yılana kadar yayımlandı. Bu gazetenin Antep direniş harekâtında halkın toparlanmasında etkili olmuştur. Antep’in gerek İngilizler, gerekse Fransızlar tarafından işgal edildiği günlerde gizli olarak çıkarılan bu gazete yardımıyla o zor günlerde halkın direnişi ve teşkilatlanması bakımından önemli bir görev üstlenmiştir. Yine 8 Şubat 1922 yılanda yani Antep’e Gazilik unvanının verilişinin 1. yılında yayın hayatına başlayan ve Ziya Gökalp’in Gaziantep’e geldiğinde ’Türklerin Etnografik Tasnifi’ konulu incelemesini yayınladığı ‘Gazisancak’ gazetesi yine çok önemlidir” dedi.

    Ağcabay, Cumhuriyet’in ilanından sonra çıkan ilk gazetenin ise 1924 yılında Ekrem Cenani tarafından kurulan ’Halk Dili Gazetesi’ olduğunu söyledi. Söyleşinin sonunda Gazeteci Ağcabay’a günün anısına teşekkür belgesi ve hediye takdim eden GAÜN Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Metin Yıldırım, bu tür konferansların öğrencilerin yaşadığı kenti bilmesi açısından farklı bir önem taşıdığını ve öğrenim yılı içerisinde kültürel etkinliklere yer vereceklerini söyledi.

  • Podolski’den Ayrılık İddialarına Yanıt

    Galatasaray’ın Alman yıldızı Lukas Podolski, Türkiye’den ayrılmak istediği iddialarını yalanladı.

    Sarı-kırmızılı oyuncu, yaşanan terör saldırıları sonrası kariyerini başka bir ülkede devam ettireceği iddialarını yalanladı. Sosyal medya üzerinden iddialara cevap veren yıldız oyuncu, “Maalesef basında yine gerçek olmayan bir haber konuşuluyor. Ben hiçbir zaman bu ülkeden ayrılmak istediğimi söylemedim! Benim hakkımda konuşan kimseye inanmayın. Herkesin sadece kendi hayatı hakkında konuşması daha iyi olur. Ben bu olaydan sonra kendi ailemi düşündüğümü söyledim, her Türk anne babanın çocuklarını düşündüğü gibi! Bundan başka hiçbir şey söylemedim” ifadelerini kullandı.

  • Çeşme’de Turizmin Bitirilmeye Çalışıldığı İddialarına Ortak Yanıt

    Çeşme’de canlı müzik yayını yapan işletmelere ağır para cezaları kesilerek işletmelerin çalışamaz duruma getirildiği ve Çeşme’de turizmin bitirilmeye çalışıldığı iddialarına karşı Çeşme protokolü ortak açıklama yaparak, Çeşme’nin hem dinlence hem de eğlence merkezi olduğu vurgulandı.

    Bazı basın organlarında Çeşme’de eğlence mekanlarına yapılan müdahalelerle turizmin bitirilmeye çalışıldığı haberlerinin yer almasına tepki geldi. Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, Kaymakam Mustafa Erkayıran, Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkan Yardımcısı Cemil Derici, Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkanı Veysi Öncel, Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Celal Bayraktaroğlu ve Çeşme Gürültü Mücadele ve Çevre Koruma Derneği Başkanı Olcay Cengiz Turan’ın imzasını taşıyan ve Ayayorgi’de işletmeleri bulunan Bülent Gülcen ile Murat Kaplan’ın da katıldığı bir ortak açıklama yapıldı.

    “ÇEŞME HEM DİNLENCE HEM EĞLENCE MERKEZİDİR”

    Çeşme’nin yarım yüzyılı aşkın süredir tatil beldesi olarak ziyaret edilen ve turizme açılan bir ilçe olduğuna dikkat çekilen ortak basın açıklamasında, “Başlangıçta doğal güzellikleriyle, tertemiz denizi ve plajlarıyla, yazın sıcak günlerinde ferahlık veren havasıyla, ulaşım kolaylığıyla ve son yıllarda da eğlence sektörüyle bir çekim merkezi haline gelmiştir. Müzik yayını yapılan eğlence yerlerinde eğlenmeye gelen binlerce insan olduğu gibi, yıllardır yaşadığı evlerine, otellere ve pansiyonlara dinlenmeye gelen, denizin, güneşin tadını çıkarıp yorgunluk atmak isteyen binlerce insan da vardır. Kısacası Çeşme hem dinlence hem de eğlence merkezidir” ifadeleri kullanıldı.

    “İŞLETMELER, GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ TEDBİRLERİNİ ALMIŞLARDIR”

    İnsanların barış ve huzur içinde yaşayabilmesi ve turizm sektörünün de sağlıklı işleyebilmesi için bir takım düzenlemeler getirildiği belirtilen açıklama, şöyle devam etti: “Eğlenceye yönelik hizmet veren işletmelerde ise müzik yayınının hangi koşullarda yapılabileceği öngörülmüş ve aksi durumda da yaptırımların uygulanması getirilmiştir. İlçemizde geçtiğimiz yıllarda yaşanan gürültü kirliliği ile ilgili sorunların çözümü için konu ile ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum örgütleriyle, toplumsal uzlaşmayı temel alan çözümler üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda bir yol haritası çıkarılarak, ses sistemlerinin değişmesi, bas hoparlör sayısının azaltılması ve işletmeye dönük olarak yerleştirilmesi, ses düzeyinin daha aşağı seviyede olması gibi tedbirler alınması öngörülmüştür. Uzlaşma sonucunda alınan bu kararların yaklaşan turizm sezonunda uygulanabilmesi için, anılan tedbirlerle ilgili olarak işletmeler hazırlıklarını yapmışlar ve faaliyete geçmek için sezonun açılmasını beklemektedir. Hedefimiz Çeşme’yi hem eğlenmek isteyenlerin, hem de dinlenmek isteyenlerin bir arada tatil yaptığı bir turizm merkezi yapmaktır. Ülkemiz turizmi için zor bir yıl olacağı öngörülen bu sezonda, Çeşmemizin en az etkileneceği bir turizm merkezi olmasını umuyoruz.”

  • Recep Altepe’den Pahalı Su İddialarına Sms’li Cevap

    Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa’da su faturaların yüksek geldiği iddialarına cevap vererek, “Bursa, metreküp başına uyguladığı 2.99 TL’lik fiyat tarifesiyle pahalılık sıralamasında büyükşehirler arasında 13. sırada yer almaktadır” dedi.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, su faturalarının yüksek geldiği iddialarına SMS yoluyla cevap verdi. Altepe, “Çeşmeden akan suyun içilebildiği şehirlerin başında gelen Bursa, metreküp başına uyguladığı 2.99 TL’lik fiyat tarifesiyle pahalılık sıralamasında büyükşehirler arasında 13. sırada yer almaktadır. Faturalara metreküp başına yansıtılan 27 kuruşluk çevre temizlik vergisi (ÇTV) ile yine abone başına yansıtılan 7.93+KDV katı atık bedeli BUSKİ’nin aldığı bedeller olmayıp mevzuat gereği ilgili ilçe belediyelerine aktarılan bedellerdir. Siz değerli hemşehrilerimizin bilgisine sunulur” diye konuştu.