Etiket: İçler

  • Kars’taki tabyaların içler acısı durumu

    Kars’taki tabyaların içler acısı durumu

    KARS (İHA) – Türkiye’de 46 tabya ile en çok tabyaya sahip olan Kars’ta tabyaların içler acısı durumu tarihçileri endişelendiriyor.

    Türkiye’de 46 tabya ile en çok tabyaya sahip olan Kars’ta tabyaların durumu tarihçileri endişelendiriyor. Doç. Dr. Yaşar Kop, 200 senede yıkılmayan, 6 büyük savaşın hiç birisinde tahrip olmayan tabyaların günümüzdeki halinin gerçekten çok acıtıcı olduğunu söyledi. Doç. Dr. Kop, “Kars niye bu kadar önemli, çünkü Kars gerek Azerbaycan ile İran arasında, gerekse Kafkasya ile Tiflis arasında geçiş noktası! Şimdi Kars bu kadar ehemmiyetliyken, Kars’ta da birçok tarihi yapı varken ve 700’ün üzerinde tescilli yapı varken, acaba bunlar bugün ne halde onların bir kısmın ı oluşturan tabyalarla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Tabya tabi çoğunuz belki biliyordur ama ben yine de kısaca söyleyeyim. Arapça kökenli bir kelime, tabya özellikle stratejik konuma haiz olan yerlerde savunma amaçlı kullanılan müstahkem mevkiler ve yerlerdir. Kars’ta toplam 46 tane tabyadan bahsetmek mümkün, ama kağıt üzerinde 46 tabya var. Bu 46 tabyanın maalesef 24 tanesine yakınında hemen hemen hiçbirsi yok. 24 tanesinden geriye kalanlardan ise 12 tanesi şuan askeri sınırlar içerisinde, geriye kalan 10 tane tabya da 5’tanesi günümüze kalmış, yani elimizde hiçbir şey kalmamış” dedi.

    “Osmanlı-Rus harbinde yıkılmayan, tabyalar günümüzde perişan halde”

    Kars’ın 700’den fazla tescilli yapısıyla Türkiye’de çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Kop, “Şimdi bu tabyalar niye elzem ki, niye önemli ki, biliyorsunuz bizim doğudaki komşumuz olan Ruslarla tarihten beri gelen yakınlığımız var. İster buna düşmanlık, ister komşuluk, ister savaş ner derseniz deyin, bu boşluğu sizler doldurun. Toplam 16 tane savaş var ve maalesef çoğusun da Ruslar kazanmış. Fakat gerek kazandıklarında, gerek kaybettiklerinde bu tabyalar tarihe ve günümüze çok büyük bir şekilde kanıtlarla günümüze kadar ulaşmayı başarmış. Bunlar içerisinde özellikle ilkinden bahsetmek gerekirse, Timur Paşa Tabyası var. Daha doğrusu kulesi var. Ve bu bazı kaynaklarda 1722 yılında yapıldı dense de maalesef yanlış bir ifade, 1734 tarihinde 1. Mahmut döneminde yapılan bir yapı, bunu hemen peşi sıra bugün Kanlı Tabya olarak bilinen müzeye çevrilen, akabinde yine Arap tabya, ya da Suvari tabya ve yine Gemli Tabya olarak bildiğimiz yaptırdığı için kendisinin ismiyle anılan Kerim Paşa Tabyası var. Az öncede söyledim, ne dedim dedim ki, ‘taşların konuştuğu bir şehir’ 700’den fazla tescilli yapısıyla Türkiye’de çok önemli bir yere haiz olan bir şehir, ama gelin görün ki o 16 tane büyük savaşta, hele ki sonlara doğru özellikle 1828-29 Osmanlı-Rus Harbi akabinde Osmanlı Devleti’nde ilk ve tek unvan alan Kars’ın 29 Eylül 1855 tarihinde ki o muhteşem zaferi, gerekse 40 yıl Rusların eline geçtiğimiz o kara günlerin, kara yılların başlamış olduğu Osmanlı 93 harbi olarak bildiğimiz Osmanlı-Rus harbinde yıkılmayan, maalesef bu tabyalar günümüzde perişan bir halde” diye konuştu.

    “Tarih kendisinden çıkarılmayan derslerin cezasını verir”

    Tabyaların perişan bir halde olmasının birçok sebebi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yaşar Kop, “Elbette ki bunun birçok sebebi var. Birinci sebebi Tarihe olan ilgisizliğimiz, ikincisi geçmişimize olan saygısızlığımız, üçüncüsü ise dünyalık sevgimiz. Üzerinden 200 sene de yıkılmayan o 16 tane büyük savaşın hiç birisinde hele ki son 6-7 savaşta tahrip olmayan bu tabyaların günümüzdeki bu hali gerçekten çok acıtıcı. Tarih insanlara gerçekten ceza vermez. Tarih korkutucu değildir. Tarih ürkütücü değildir. Ama tarih kendisine yapılan yanlışları ve kendisinden çıkarılmayan derslerin cezasını verir” şeklinde konuştu.

    Aynı bölgedeki birçok tabya ise çobanlar tarafından hayvan barınağı olarak kullanılıyor.

  • Tarihi konağın hali içler acısı

    Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı olan Gürleyik Mahallesinde bulunan ve yıkılmaya yüz tutan Tarihi Hacı Halit Ağa Konağı onarıma ihtiyaç duyuyor.

    Gürleyik Mahallesinde bulunan ve 1800’lü yıllarda Hacı Halit Ağa tarafından hamamı ile beraber yapılan konak, içerisinde bir tarihi barındırıyor. Türk misafirperverliğinin ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan konağın giriş kapısı üstünde ve yanlarında bulunan cumba dikkat çekiyor. Konumu itibariyle köyün her yerinden görülebilen ve 1997 yılında çökmeye başlayan tarihi konağın yıkık hali düşündürüyor. Bakımsızlıktan dolayı adeta can çekişen tarihi yapıyla ilgilenilmesi için de gerekli yere başvurular yapılırken Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırıldı. Hiçbir bakım yapılmayan ve hem şartlardan dolayı hem de içerisine giren kişiler tarafından zarar gören kültür mirası, restorasyon yapılması için bekliyor. Binanın hamam tarafında bulunan duvarı da göçme tehlikesi yaşarken 2 salon ve 6 odada bulunan tavan ve duvar işlemeleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

    “Her odasında her işlemesinde anılarım var”

    Konağın göçtüğü 1997 yılından beri kurtarmak için mücadele ettiğini söyleyen varislerinden Halit Gürsoy, bu durumun kendisini çok üzdüğünü ifade ederek, “‘Biz bundan sonra, ‘Konağı verdik, ne olursa olsun’ demiyoruz. Ama Kültür Bakanlığımız inşallah bunu yatırım programına alır, bu tarihi eseri yaşatırız. Ben her gelişimde üzüntü içindeyim çünkü anılarım var. Her odasında, her işlemesinde anılarım var. Ben Safranbolu’ya gittim, Beypazarı’na gittim bu işlemeleri orada görmedim. Her odanın kendine göre işlemesi vardı. Bu özellikler yok oldukça içim parçalanıyor. İnşallah yetkili makamlar bunu dikkate alır diye düşünüyorum. Gürleyik aynı zamanda İç Anadolu’nun doğa harikası ve kültür mirasımız, tarihsel mirasımız ve doğal mirasımız var. Eğer başarabilirsek İç Anadolu’da açık doğa tarih kültürünün sesi olur” dedi.

    “Ne yazık ki, tarihi eserlerimiz içler acısı”

    Kültür miraslarına dikkat edilmesi ve korunması gerektiğini söyleyen Gürsoy, vatandaşların tarihe bakış açısının farklı olduğunu ifade etti. Gürsoy, “Ben her zaman şunu savunmuşumdur ülkemizde, kültür mirası bırakmak kadar kültür mirasının değerini bilecek nesiller de önemli. Biz feodal aile yapısından yetiştiğimiz için büyüklerimizin yanlışlarını söyleyemedik, ama ben bunu sadece burada değil, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde gördüm. Ne yazık ki, tarihi eserlerimiz içler acısı. Yani ülkemizde tarihe bakış açısı şudur, ‘Şu kadar konak var’ dediğiniz zaman vatandaş önce diyor ki, ‘Temelinde altın var mı?’ Doğa denilince, ‘İyi mangal yapılır mı’ anlayışı bitince ancak biz bu eserlerin ve doğanın değerini biliriz” ifadelerini kullandı.

    Gürsoy ayrıca konağın kamulaştırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederken tarihi yapının korunmasını istediklerini aktardı.

  • Mudanya Mütareke Evi’nin arkası içler acısı

    Bursa’nın Mudanya ilçesinde gönüllü ailenin çocuklarıyla yaptığı temizlik sonrası, barışın ve kardeşliğin simgesi Mütareke Evi’nin arka tarafına yapılan taş dolgu uyuşturucu ve alkol müptelalarına mekan olduğu ve atıklar yüzünden pislik yuvası haline geldiği ortaya çıktı.

    “Doğa Varsa Hayat Var” sloganıyla çevre dostu çalışmalar yapan Merve ve Fırat Başarır çifti yaşları 9 ile 12 olan 5 çocukla Mütareke Evi’nin arkasındaki pisliği gün yüzüne çıkardılar. Olayın farkında olduklarını ifade eden Başarır Çifti, sorumluları bir çok kereler uyarmamıza rağmen bu işgal ve kirlilik önlemiyor” dedi.

    Başarır ailesinin bu duyarlı davranışını gören sahildeki vatandaşlar, gördükleri karşısında şaşkına döndüklerini, böylesine önemli bir mekanın bu derece suistimal edilerek çöplüğe ve meyhaneye çevrilmesine çok üzüldüklerini söylediler. En kısa zaman sorumluların burası için bir önlem almalarını temenni ettiklerini açıkladılar.

  • 6 kişilik ailenin çadırda içler acısı hali

    Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde evsiz kalan 6 kişilik aile, çadırda yaşam mücadelesi veriyor.

    Malkara ilçesinde yaşayan Firdes Özkır, kocası, 3 çocuğu ve kayınvalidesi Sema Taş, Hacıevhat Mahallesi’nde TOKİ Konutları yanındaki boş bir alanda kurdukları çadırda kalıyor. Ailenin içler acısı hali yürek burkuyor. Yaklaşan kış öncesi evsiz kaldıklarını ifade eden Sema Taş, “Evimiz, barkımız yok, durumumuz çok kötü. Yetkililerden tek isteğimiz, başımızı sokacak bir ev olsun yeter, bunun ötesinde başka bir şey istemiyoruz” diye konuştu.

    Zorda olduklarını kaydeden Firdes Özkır, “Gelen kış ayı. Çadırda 6 kişi zor şartlar altında yaşıyoruz. Ev tutmaya paramız yok. Yetkililerden yardım bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • (Özel) E-5’te uyuşturucu kullanan gencin içler acısı hali kamerada

    E-5 kenarında uyuşturucu madde etkisiyle adeta kendinden geçen gencin içler acısı hali kameralara yansıdı.

    E-5 TÜYAP Mevkii Büyükçekmece istikametinde kullandığı uyuşturucu maddenin etkisini yaşayan genç yol kenarındaki bariyerlere yaslandı. Dakikalarca bariyerlere yaslanarak duran genç, uyuşturucu etkisi ile bilinçsiz hareketler sergiledi. Gencin içler acısı hali kameralara da yansıdı. Bir süre sonra kalkarak hızla seyreden araçların arasında yürümeye başlayan genç, yürekleri ağza getirdi.