Etiket: Hükümetten

  • TESK Genel Başkanı Palandöken: “Esnafımızın yeni hükümetten beklentileri var”

    Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, esnaf ve sanatkarın 24 Haziran seçimlerinden sonraki yeni hükümetten beklentilerini açıkladı.

    TESK Genel Başkanı Palandöken, esnafa verilecek desteğin doğrudan halka ve ekonomiye yansıyacağına işaret ederek, esnaf ve sanatkarın beklentilerini şu şekilde sıraladı:

    “4 Ekim 2000 tarihinden önce oda ve vergi kaydı olan ancak Bağ-Kur kaydı olmayanlar için yeni bir yasal düzenleme ile geriye dönük borçlanma hakkı getirilmeli. Öte yandan esnaf ve sanatkarın 9 bin olan prim ödeme gün sayısı diğer sigortalılarda olduğu gibi 7 bin 200’e indirilmeli. Esnaf ve sanatkarın ayaktan tedavilerinde geçici iş göremezlik raporu verilmeli. Emeklilik için prim ödeme gün sayısını doldurup yaşı bekleyen esnafımızın prim ödemeye devam etmesi isteğe bağlı hale getirilmelidir. Çırakların staj dönemlerinin sigortalılık süresi emekliliğe sayılmalıdır. Esnaf ve sanatkarın yok olmaması ve haksız rekabetin ortadan kalkması için zincir marketler ve AVM’lerin açılışı kurala bağlanmalı. AVM’ler açılış kapanış saatlerine uymalı, kendilerine göre özel gün tayin etmemeli. Bundan sonra yapılacak AVM’ler şehir dışına taşınmalı. Perakende sektörünü düzenleyen yasa yeniden düzenlenmeli ve tüm maddeleri işlerlik kazanmalı.”

    “Ülke ekonomisinin canlanması için esnaf ve sanatkara özel teşvik ve destek paketleri hazırlanmalı” diyen Palandöken, “Yeni iş yeri açacak esnafa 5 yıl süreyle vergi indirimi ile birlikte elektrik ve su fiyatlarında esnafa özel indirim sağlanmalı. Ulaştırma sektöründe faaliyet gösteren taksici, dolmuşçu, kamyoncu, halk otobüsçü ve minibüsçü olmak üzere tüm taşımacı esnafa ticari akaryakıt verilmeli. Taşımacı esnafımız üzerindeki haksız rekabetin önüne geçilmeli. Bankalar kredi verirken esnaf ve sanatkarın mali sicilini bahane ettiği için tüm bankaların uygulaması zorunlu olan etkin bir sicil affı çıkarılmalıdır. Halk Bankası tarafından kullandırılan esnaf kredilerine değişik alternatifler getirilmeli ve krediler sıfır faizli olarak çeşitlendirilmelidir. Esnaf ve sanatkarın teminat sorununu aşıp krediye ulaşmaları için Kredi Garanti Fonu’ndan daha fazla yararlanmaları sağlanmalıdır. Esnaf için Halk Bankası tarafından verilen hazine destekli krediler daha fazla esnafın yararlanması için tüm bankacılık sistemini içine alacak şekilde genişletilmelidir. KOSGEB kredilerinde esnaf ve sanatkar ile tacir ve sanayici ayrımı yapılmalı. Esnaf ve sanatkarın KOSGEB kredilerinden faydalanması kolaylaştırılmalıdır. En önemlisi kadın girişimci ve genç girişimci esnafa sıfır faizli ve uzun vadeli kredi imkanı sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

  • Perakende sektörü Hükümetten KDV indirimi bekliyor

    Türkiye Perakendeciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek, “Hükümetimiz daha önce diğer sektörlerde de uyguladığı KDV indirimini, bizde de uygulansın. Sektörümüz nefes alsın” dedi.

    Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından perakende sektöründeki son gelişmeleri değerlendirmek ve Nisan ayı içerisinde yapılacak olan ’Yerel Zincirler Buluşuyor’ (YZB) etkinliğiyle ilgili bilgi vermek amacıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya TPF Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek, TPF Yönetim Kurulu Üyeleri İhsan Korkmaz, Ramazan Ulu ve TPF Genel Koordinatörü Zafer Yayla ile birlikte basın mensupları katıldı.

    TPF üyelerinin hükümetten 4 başlıkta yardım beklediğini belirten Başkan Mustafa Altunbilek, “Yerel, yaygın ve indirim marketlerinin toplamı 30 bine yaklaştı. Maliyetler her geçen gün daha da artıyor. Karlılık yüzde 2’ye kadar düştü. Aşırı rekabetle yerel market, küçük esnaf, üretici, tedarikçi, yatırım yaptığımız şehirler; Türkiye ekonomisi kaybediyor. Hükümetimiz daha önce diğer sektörlerde de uyguladığı KDV indirimini, bizde de uygulansın. Sektörümüz nefes alsın. KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi ile tüketicilerimiz sepetlerin indirime uğrayan ürünlerle yüzde 7 daha ucuza dolduracak. İşletme sahipleri yeni yatırımlar için kendini güvende hissedecek” diye konuştu.

    “Perakende Yasasının eksik ve önemli hususları yeniden ele alınmalı”

    Başkan Altunbilek, hükümetten perakende yasasındaki eksikliklerle ilgili yeni bir çalışma beklediklerini vurgulayarak, “Perakende sektörünün 15 yıl gündeminde olan, 2015 yılında TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ’Perakende Yasası’nın eksik ve önemli hususlarının yeniden ele alınması gerektiğini birçok kez dile getirdik. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’nin dört bir yanında yerel marketler, aşırı fiyat rekabeti ve indirim marketlerinin hızla yayılması ile yavaş yavaş kepenk kapatmaya başladı. Hükümetimizin perakende yasasındaki eksik ayakları, yönetmeliklerle ivedilikle tamamlanmasını talep ediyoruz” dedi.

    “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ise ulaşmak istediğimiz ciro 70 milyar TL”

    Sektörde 5 yıldır ağır rekabete rağmen yerel zincirlerin yatırıma devam ettiğini ve çift haneli büyüme yakaladığını ifade eden Mustafa Altunbilek, “Kendi öz sermayesi ile bulunduğu bölgede kazanıp, yine aynı bölgeye yatırım yapan, kendi insanı ile gülüp, derdi ile üzülen, her türlü sosyal faaliyetine katılan yerel zincirlerin toplam cirosu, zor şartlara rağmen 33 milyar TL’ye ulaştı. 2017’de 67 bin kişiyi istihdam ederken, bugün 71 bin 396 kişiyi istihdam ediyoruz. 2018 hedefimiz ciroda yüzde 15 büyümek. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ise ulaşmak istediğimiz ciro 70 milyar TL. Bu hedefe ancak hükümetimizin vereceği destek ile ulaşabiliriz” açıklamasını yaptı.

    TPF’ye bağlı ülke genelinde 3 bin 915, yaygın ve indirim marketleri ile birlikte toplam market sayısının 29 bin 187’ye ulaştığına dikkat çeken Altunbilek, perakende sektörünün sağlıklı büyüyebilmesi için ikinci taleplerinin market açılışlarıyla ilgili düzenleme olduğunu söyledi.

    “Haftanın bir günü tatil edilsin”

    Perakende sektöründe çalışma saatleriyle ilgili düzenlemenin de ele alınması gerektiğini vurgulayan Mustafa Altunbilek, şu ifadeleri kullandı: “Yapılacak düzenleme ile bizler ertesi güne daha iyi hazırlanabileceğiz. Biz mesaimizi bitirip marketlerimizi kapatınca, küçük esnafta belirlenecek saate kadar satışına devam edebilecek. Dördüncü isteğimiz haftanın bir gününün tatil edilmesi. Rekabette küçük işletmelere avantaj sağlayacak bu talebimiz aynı zamanda çalışanlarımıza yarayacak. Çalışanlarımız aileleri ile vakit geçirebilecek, dinlenebilecek, sosyalleşecek, verimlilikleri artacak. Hükümetimizin sağlayacağı destek, yapılacak düzenlemeler tüm perakende ticaretini kapsayacak, kucaklayacak ve bizlere nefes aldıracak”.

    Gıda ve perakende sektörü çevre için buluşacak

    Toplantıda, bu yıl 11-12 Nisan tarihlerinde 10’uncu kez düzenlenecek olan ‘Yerel Zincirler Buluşuyor’ (YZB) etkinliği ilgili bilgiler de veren Başkan Altunbilek, “İç içe girmiş iki temanın işleneceği YZB 2018’de ana gündem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın plastik poşet kullanımını azaltmak ve zamanla kaldırmak yönündeki vizyonunu desteklemek adına ’Çevre’ olacak. 1 Ocak 2019’da hayata geçecek düzenleme kapsamında doğada çözülmesi yüzyıllar süren, insanlığı ve geleceğimizi tehdit eden plastik poşet kullanımı satış noktalarında ücretli olacak. Federasyon ve işletme sahipleri olarak gezegenimizin sürdürülebilirliği, doğanın, insanların ve canlıların daha sağlıklı bir geleceğe kavuşmaları için tüketicilerimize yönelik hazırladığımız kampanyayı YZB’de duyuracağız. Tüketicilerimize yakışacak ve Türkiye genelinde yerel zincir marketlerde dağıtılacak özel tasarımlı bez torbaları tanıtacağız. Türkiye’nin yanı sıra yüzlerce ülkede operasyonlarını sürdüren yerli ve yabancı markaların sponsor, perakende sektörüne yön veren markaların katılımcı olduğu YZB’ye sektördeki tüm paydaşlarımızı geleceğimizi şekillendirmek için bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • “Suriyeliler geri gitsin” diyen Kılıçdaroğlu’na hükümetten tepki

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Suriyeliler artık geri gitsin” diyen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Kılıçdaroğlu akıl tutulması yaşıyor. Birisi ona cimcik atsın. Ne söylediğini bilmiyor. Bu sözler vicdansızlıktır” dedi.

    Bursa’da medya temsilcileri ile toplantıda biraraya gelen Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Türk Milleti’nin tarih boyunca her dinden mazlumlara kapısını açtığını hatırlatı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Mevlana’nın “Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” sözlerini hatırlatan Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Dün Dünya İnsani Yardım günü sebebiyle AFAD ve Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği fotoğraf sergisini açtık. Türkiye’ye sığınan, göç eden yavruparımızkın dramına şahitlik ettik. Gözümüz dolu dolu oldu. Bu sergiyi sadece Ankara değil Türkiye ve dünyanın bir çok yerinde açacağız. Görülen o ki, bizim gerçekten de mazlum mağdur ihtiyaç sahibi insanlara vermiş olduğumuz bu destek bambaşka bir şey. Bu bir vicdan meselesidir. Vicdanımız ölmüşse herşeyi konuşabilirsiniz. Milletvekilliği dönemimde yine aynı sözleri sarfeden bir CHP’li milletvekiline meclis kürsüsünden cevap vermiştim. 1989’da yüzbinlerce Bulgaristan göçmeni soydaşımız buraya sığındı. Onlar için de mi geri dönsün diyeceksiniz. Tarihten bu yana İspanya’daki Endülüs müslümanları Engizisyon Mahkemeleri’nde yargılandığında buraya biz el uzattık. Yahudiler din değiştirmeye zorlanırken inançlarını özgürce yaşamaları için kendilerine açılan kapı biz olduk. Avrupa’daki mezhep savaşlarında kanlı çatışmalar yaşanırken Hristiyanların sığındığı ülke biz olduk. Iraklı Kürt Arap kardeşimiz Körfez savaşından kaçarak bize sığındı. Siz kendinizi bu kültüre ait hissediyorsanız böyle düşünemezsiniz. Ama bu kültüre ait hissetmiyorsanız farklı düşünürsünüz”

    Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımının vicdansızca olduğunu, akıl tutulması yaşadığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Mevlana çok güzel söylemiş. Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Tarihi kodları, kültürel birikimi değerleri bu manada temayüz etmiş milletin içinden, bu milleti idare etmek üzere ortaya çıkan bir insanın “Suriyelileri artık geri gitsin ” demesi vicdansızlıktır. Zaten şartlar normale döndüğünde Suriyeli kardeşlerimiz ülkelerine geri dönecekler. Kılıçdaroğlu akıl tutulması yaşıyor. Ne söylediğini bilmiyor. Birisi onu cimciklesin” diye konuştu.

  • Ağaç ve orman ürünleri sektörü hükümetten destek bekliyor

    Mersinli ağaç ve orman ürünleri sektör temsilcileri, hükümetten diğer sektörlere sağlanan desteklerin kendilerine de sağlanmasını istiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı Tarık Ciğer, fonların kaldırılmasından uzak yol navlun primi ve hammadde fiyatlarının indirilmesine kadar bir dizi destek beklediklerini söyledi.

    MTSO 34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı Tarık Ciğer, yaptığı açıklamada sektörde yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Özellikle hammadde fonlarının kaldırılmasına yönelik verilen taahhütlerin yerine getirilmemesinin sıkıntılarını yaşadıklarını ifade eden Ciğer, “Sektör olarak 10 Ağustos’ta Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın fonlar konusundaki açıklamalarıyla sevinmiş ve umutlanmıştık. Neydi bu açıklama? Orman ve Su İşleri Bakanlığı Ağaçlandırma Fonu, Tellaliye Fonu ve benzeri fonların kaldırılacağı müjdesi verilmişti. Ancak Orman Genel Müdürlüğü, bu konuya ilişkin kendilerine herhangi bir talimat gelmemesi nedeniyle fonları almaya devam ediyor ve sıkıntı yaşıyoruz” dedi.

    “Fonların kaldırılmasını bekliyoruz”

    Fonların bahsedildiği gibi kaldırılması halinde maliyetlerinin yüzde 8 ile 10 arasında azalacağına dikkat çeken Ciğer, “Hammadde fiyatlarımız uluslararası boyutta değerlendirilecek olursa zaten oldukça yüksek. Ukrayna’ya göre 3 kat, Rusya’ya göre 2 kat, Bulgaristan’a göre 2,5 kat daha fazla rakamlarla hammadde alıyoruz. Bu nedenle yapılacak en küçük bir indirim dahi sektör adına önemli. Fonlar konusunda yapılan açıklamanın vakit kaybedilmeden hayata geçirilmesini bekliyoruz” diye konuştu.

    “Hammadde fiyatlarında indirim istiyoruz”

    Dış ticarette zor bir süreçten geçildiğini vurgulayan Ciğer, fonların kaldırılması yanında rekabetçi yapının güçlenmesi için gerekirse devletten hammadde fiyatlarında indirime gidilmesini beklediklerini kaydetti. Bu sayede uluslararası alanda Türk firmalarının elinin daha da güçlenebileceğini belirten Ciğer, Türkiye’nin komşu ülkelere dahi ağaç ve orman ürünleri satışında zorlandığına işaret ederek, kilometrelerce uzaktaki ülkelerin dahi daha rekabetçi fiyatlarla Türkiye’nin komşularına ürün satışı gerçekleştirebildiğini, Türk firmalarının fiyat rekabeti sağlayamadığını dile getirdi.

    “Uzak yol navlun primi istiyoruz”

    Ahşap ve kereste ihraç eden firmaların yeni çıkan desteklerden yoksun bırakılmasından şikayetçi olan Ciğer, yaş meyve sebze, kanatlı ürün ihracatçıları ya da tekstilcilerin Eylül ayında onaylanan ‘uzun yol navlun primi’ desteğinden yararlanabildiğini anımsatarak, “Mobilya ve ağaç orman ürünleri sektörü, kağıt üretim sektörü ise yararlanamadı. Bunun gerekçesini de maalesef bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bu konudaki talebi Ekonomi Bakanlığına sektör olarak kendileri götürmelerine rağmen dışarıda kalmış olmalarına anlam veremediklerini belirten Ciğer, “Bu uygulamaya biz de dahil olmak istiyoruz. 2023 yılı ihracat hedeflerindeki yerimizi alabilmemiz ancak diğer sektörlere sağlanan imkanların sektörümüze de sağlanmasıyla mümkün olabilecektir. Ambalaj sektörü hafife alınacak bir sektör değildir. Mutlak surette hak ettiği değeri görmelidir” şeklinde konuştu.

    Geçmişte yerli hammadde bulunması noktasında yaşanan sıkıntıların yapılan düzenlemelerle bir ölçüde aşıldığını aktaran Ciğer, taleplerinin karşılık gördüğünü ve levha sektörünün odun ithalatına getirilen kısıtlamaların kaldırıldığını kaydetti. Bu sayede iç piyasadaki tomrukların talaş edilmesinin önüne geçildiğini ve kereste firmalarının tomruk bulabilmeye başladığını ifade eden Ciğer, ürünü yurt içinden sağlayabildikleri için döviz kurundaki artıştan da çok fazla etkilenmediklerini bildirdi. Ciğer, şöyle devam etti:

    “Geçmişteki kadar sıkıntılı olmasa da halen tomrukta talep, arzın oldukça üzerinde. Arz ne kadar artarsa fiyatlar o kadar makul seviyelere çekilecektir. Bu nedenle mutlaka üretim artırılmalıdır. Devletin imkanlarının bu artışı sağlamaya müsait olduğunu düşünüyorum. Ancak imkanlar uygun değilse de orman kesiminin özelleştirilmesini talep ediyorum. Bunun dünyada da önemli örnekleri var. Amerika’dan Almanya’ya, Avustralya’ya kadar birçok ülkede örnekleri var. Türkiye de fiyat rekabeti için bu konuya eğilmeli.”

    “Firmaları birebir ziyaret edip bilgilendiriyoruz”

    Komite olarak yaptıkları çalışmaları da anlatan Ciğer, özellikle ihracatçıları en çok etkileyen Isıl İşlem konusundaki faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi. Konuyla ilgili düzenlenen tüm bilgilendirme toplantılarına rağmen istenilen sonuçların alınamadığına işaret eden Ciğer, halen Amerika ve Avrupa ülkelerinden geri dönüşler yaşandığını kaydetti. Bunun önüne geçebilmek için üyeleri birebir ziyaret ederek konuyla ilgili bilgilendirme çalışmalarına başladıklarını dile getiren Ciğer, sonuç alana kadar bu yöndeki faaliyetlerin devam edeceğini vurguladı. Uzun zamandır üzerinde durdukları bir diğer konunun ise sigorta olduğunu belirten Ciğer, halen sektörde faaliyet gösteren imalatçı firmaların iş yeri sigortası yaptıramadığını dile getirdi. Bu konuyu yaklaşık 6 yıldır her platformda anlattıklarını hatırlatan Ciğer, konunun acil ve önemli olduğunu ve ele alınması gerektiğini söyledi. Son yıllarda sektörün artıklarının bioenerji olarak kullanılmaya başlandığına da değinen Ciğer, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Kağıt, levha sektöründeki firmalar bizim atıklarımızı, kabuklarımızı kullanarak kendi elektriklerini üretiyorlar. Bu sayede atıklarımız da ekonomik değere dönüşmeye başladı. Elektrik enerjisi olarak dönüşümü sağlanıyor. Bu uygulama 4-5 senedir başladı ve artarak sürüyor. Mersin’de de yapılıyor.”

  • MÜSİAD’ın Hükümetten “4B” Beklentisi

    Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) İnegöl Şubesi, 64’üncü hükümetten beklentilerini açıkladı.

    MÜSİAD Şube Başkanı Halil Malkaç, düzenlenen basın toplantısında, ülke genelindeki üyelerin beklentilerini kamuoyuyla paylaştı. Malkaç, “MÜSİAD olarak hazırladığımız ekonomi, dış politika ve bürokrasi raporları, milletimizin en çok ihtiyacının barış olduğunu ortaya koydu. Biz de bundan hareketle 64’üncü hükümetten beklentilerimizi barış temasıyla 4 ana başlık altında topladık” dedi.

    1 Kasım seçimlerinin ardından iş dünyasının önünün açıldığını kaydeden Malkaç, “Ekonomi alanında bugüne kadar elde edilen kazanımları korurken, yeni bir hikâyelere ihtiyaç bulunuyor. Yatırımların ve büyümenin önündeki en büyük engel, mevcut finansal sistem ve yüksek faiz oranları olarak öne çıkıyor. Tapu-teminat bankacılığından çıkılarak, proje finansmanına geçilmeli, kaliteli ve ucuz finansmana hızlı erişim sağlanması önem taşıyor. Finansman sorunu çözülmeden, yatırım, istihdam, büyüme ve kalkınma sağlanması mümkün görünmüyor. Varlığa dayalı finansman modeli ve benzeri faizsiz finansman modelleri, etkin ve yaygın olarak teşvik edilmeli ve piyasada belirli bir büyüklüğe gelmesi sağlanmalı. Tasarruf açığı önemli bir sorun. Tasarrufların artmasını teşvik etmek için, BES’in, çocuk güvencesi fonu gibi yapılarla desteklenmesi, yeni enstrümanların devreye alınması gerekiyor. Sağlam mali ve finansal altyapımızı korumak çok önemli. Ama sanayi üretiminin GSMH içindeki azalan payı göz önüne alındığında, mali ve finansal sağlamlığın ötesine geçerek, üretim-yüksek katma değer-yüksek teknoloji odaklı, yeni bir kalkınma stratejisi oluşturulması gerekiyor. Cari açık sorununun çözümünde, yüksek katma değerli ürünler yanında, KOBİ’ler ve gıda-tarım-hayvancılık alanları, daha fazla önceliğe alınmalı. Maliye, mükellefe bakışını değiştirmeli ve köklü bir vergi ve zihniyet reformu yapılması önem taşıyor. TTIP, serbest dolaşım, güncellenmiş gümrük birliğini de kapsayacak şekilde, AB yol haritasındaki çalışmalar hızlandırılmalıdır. TPP ve benzeri oluşumlar da göz ardı edilmemeli” diye konuştu.

    “ASGARİ ÜCRETİN YÜKÜ PAYLAŞILMALI”

    Asgari ücret artışının işveren ve hükümet arasında paylaşılması gerektiğini söyleyen Malkaç, Çalışma Barışı başlığı altındaki beklentileri de şöyle sıraladı:

    “Seçim vaatlerinin, toplumun tüm kesimlerince kabul görecek bir şekilde uygulamaya geçirilmesi, iç ve iş barışımız açısından çok önemli bir konu. Yaşanılabilir ve sürdürülebilir asgari ücret, bütün yönleriyle, önemli bir başlık. Bölgesel asgari ücret ve esnek çalışma modelleri gündeme alınmalı, kıdem tazminatı sistemi yürürlüğe girmeli. Mevcut yapıdaki, adeta, istihdamı önleyici uygulamalar değiştirilerek, istihdam dostu hale getirilmeli. Çalışan ve işvereni, her adımda mahkemeye taşıyan bir sistemden dostluk çıkmaz”.

    Malkaç, sosyal barış başlığı ile ilgili olarak da şu bilgileri aktardı:

    “İyi niyet, uzlaşma, huzur, güven ve istikrar, milletimiz nezdinde kabul gördü. Bu uzlaşı, hem devlet içinde ve yönetim kademelerinde hem de tüm toplum kesimleri arasında kesintisiz sürdürülmeli. Çözüm süreci, vatandaşa karşı şefkatli bir şekilde, terörle mücadeleye ise etkinlikle devam ederek sürdürülmeli. Demokratikleşme, şeffaflık alanlarında yapılan düzenlemelere devam edilmeli. Sosyal yardımların bir bölümü, meslek edindirme ve istihdama da katkı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı. Gençlik politikalarımız, gençlerin geleceğini ve genç istihdamını da kapsayacak şekilde yenilenmeli”.

    “BAŞKANLIK SİSTEMİNİ TARTIŞALIM”

    Siyasi barış başlığı altındaki beklentilerini de açıklayan Malkaç, “Daha hızlı ve daha adil işleyen hukuk devleti, ortak ve acil ihtiyacımızdır. Bunu sağlamanın yolu köklü bir zihniyet değişimi ve reformdan geçer. Kuvvetler kargaşası şeklinde tasarlanıp, kuvvetler ayrılığı şeklinde ifade edilen mevcut yapıyı da ortadan kaldıran, yeni bir anayasa yapılmalı. Merhum Cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal ve Süleyman Demirel döneminden beri gündemde olan Başkanlık Sistemi, tüm yönleriyle tartışılması gereken önemli bir başlıktır. Sorunları çözmenin yolu onları tartışabilmekten geçer. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve seçim barajının değiştirilmesi ile milletvekili seçimlerinin tekrar 5 yıla çıkarılması öncelikle gündeme alınmalı. Devletin hukukunu vatandaştan korumak üzerine kurulu anlayıştan, ferdin hukukunu devlete ve diğer fertlere karşı koruyan anlayışa geçilmelidir. Bunun kamuoyundaki ifadesi bürokrasiden kurtulmaktır” diye konuştu.