Etiket: Hukuki

  • AK Partili Kurtulmuş: “2021 yılı ülkemiz için hem iktisadi hem de siyasi ve hukuki reformlar yılı olacaktır”

    AK Partili Kurtulmuş: “2021 yılı ülkemiz için hem iktisadi hem de siyasi ve hukuki reformlar yılı olacaktır”

    AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Yatırımcılarımızın, vatandaşlarımızın sıkıntılarının farkındayız. 2021 yılı ülkemiz için hem iktisadi hem de siyasi ve hukuki reformlar yılı olacaktır” dedi.

    TBMM Genel Kurulunda 2021 Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi ve 2019 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri başladı. AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Genel Kurulda yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kurşun asker’ sözlerine ilişkin, “Ben hiçbir Cumhuriyet Halk Partili arkadaşımı ‘kurşun asker’ olarak itham etmem. AK Parti’deki hiçbir arkadaşımız da kurşun asker değildir. Akıl, insaf, izan sahibi vatansever insanlardır” dedi.

    Kılıçdaroğlu’nun sözlerine cevap veren Kurtulmuş, “AK Parti’nin devletin yapısıyla ilgili hiçbir sorunu yoktur. AK Parti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten siyasi kadronun merkezidir” diye konuştu.

    Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu’nun ‘Demokrasiyi ilk seçimde getireceğiz’ sözlerine de şöyle cevap verdi:

    “Demokrasi Osmanlı’nın son döneminde o günün şartlarında, hatta tek partili dönemde o günün şartları içerisinde gelmiştir. 1950 seçimlerinden sonra Türkiye’ye gelmiş ve en hakiki demokrasidir. 1950 yılında halkın oylarıyla seçilen başbakan idam sehpasına götürülmesine rağmen şehit başbakanına arkasından ağlayan millet demokrasiye sahip çıkmıştır. 12 Eylül’de binlerce vatan evladı bir sağdan bir soldan diyerek ortadan kaldırılırken, 12 Eylül yönetimine rağmen bu millet demokrasiye sahip çıkmıştır. Demokrasi bu millete gelmiş, bu millet demokrasiyi içselleştirmiştir.”

    Kurtulmuş, erken seçim söylemlerine yönelik olarak, “Erken seçimin rasyonel ve siyasi şartları yoktur. AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı milli konularda kararlılıkla yoluna devam ediyor. 2023’te yapılacak seçimlerde de Recep Tayyip Erdoğan milletin oylarıyla yeniden cumhurbaşkanı seçilecektir. Sayın Kılıçdaroğlu 2023 seçimlerinde aday olabileceği sinyalini verdi. 2023 seçimlerinde aday olur ya da Cumhuriyet Halk Partisi’nden bir arkadaş aday olursa, dostlarıyla birlikte iktidar olursa ağzımızı açıp bir şey söylemeyiz” ifadelerini kullandı.

    Kurtulmuş, 2021 bütçesine ilişkin de, “Türkiye’deki yatırımları sürdürmeye devam edeceğiz. Özellikle ekonomide güveni arttıracak tedbirlerin alınması, ekonomi yönetimimizin önemli kaldıraçlardan bir tanesi olacaktır. Yatırımcılarımızın, vatandaşlarımızın sıkıntılarının farkındayız. 2021 yılı ülkemiz için hem iktisadi hem de siyasi ve hukuki reformlar yılı olacaktır. 2021 yılı AK Parti’nin reformcu yılının bir kez daha müşahede edileceği yıl olacaktır” dedi.

    “Faizlerin aşağı çekilmesiyle 766 milyarlık rakam milletimizin kasasında kalmıştır ve hizmet olarak millete gitmiştir”

    AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş da şöyle konuştu:

    “AK Parti iktidarından önce 100 liralık bir bütçenin 43 lirasını sadece faize veriyorduk, yani böyle bir Türkiye devralmıştık. 43 lirası faize gidiyordu ve bu rakam bu dönemlerde yüzde 9-10’lara kadar düşmüş vaziyette. Yani 100 liralık gelirin 10 lirası faize ayrılıyor. Peki, aradaki 35 lira nereye gitti? Sağlığa, eğitime, milli savunmaya, sosyal yardımlara veya sayamayacağımız bilumum hizmetlere gitti.”

    Muş, Kılıçdaroğlu’nun “Londra’daki tefecilere şu kadar faiz ödediler” sözlerine yönelik, “Burada bir faiz hesaplaması da kendisi yapmıştır. Şimdi, sizlere bir rakam vereyim: Sayın Kılıçdaroğlu’nun özlediği tablo olsaydı eğer, yani 100 liralık gelirin 43 lirası faize gitmiş olsaydı nasıl bir tablo olurdu? Sonra takdiri sizlere bırakmak istiyorum. Eğer 2021 yılının bütçesinde bahsettiğim gibi faiz giderlerinin oranı yüzde 43’te kalsaydı bugün planlanandan 400 milyar daha fazla biz faiz ödüyor olacaktık. Bu, faizleri düşürmeyle beraber milletimizin kasasında kalmıştır. Burada döviz noktasında bir hesaplama yaptı Kemal Bey. Eğer bu faiz oranları düşmemiş olsaydı 766 milyar dolar daha fazla faiz ödüyor olacaktık. Dolayısıyla, faizlerin aşağı çekilmesiyle beraber bu 766 milyarlık rakam milletimizin kasasında kalmıştır ve hizmet olarak millete gitmiştir” ifadelerini kullandı.

    Borsa İstanbul’la ilgili iddialara ilişkin Muş, “2019 kârı 1 milyar. Bakın, 2019 kârı 1 milyar. 200 milyon dolara satılmış, yüzde 10’u 1,6 milyar liraya satılmış yani kârından hesapladığınız zaman bunun geri dönüşü 15, 16 yıla tekabül ediyor” diye konuştu. Muş’a konuşması esnasında CHP milletvekilleri müdahale etti.

    Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı ve Eskişehir Milletvekili Mustafa Destici ise muhalefete yönelik, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İçişleri Bakanlığı, kahraman ordumuz, güvenlik güçlerimiz nasıl terörü yok edecekse, sizi de kurtaracak. Çünkü sizler özgür değilsiniz. Sizlerin vicdanları kelepçelenmiş vaziyette. İnşallah Türkiye’de terör bittiğinde sizler de özgürleşeceksiniz, hem Türkiye’nin partisi olacaksınız hem de milletin değerlerini sahipleneceksiniz” diye konuştu.

  • Prof. Dr. Erol Ulusoy: “Avukat olmayanlara verilen temsil hakkı hukuki kırık çıkıkçıları doğurur”

    Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi’nde kabul edilen İstanbul Bildirgesi’ni değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Ulusoy, bildirgede geçen ‘avukat olmayanların da davalarda tarafları temsil edebilmesi’ önerisini, “Bu ilke uygulanırsa ‘hukuki üfürükçüler’ türer, bu da adil yargılanma ilkesini zora sokar” şeklinde değerlendirdi.

    Yargıtay’ın öncülüğünde 11-12 Ekim tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen ‘Yargıda Şeffaflık’ konulu 4. Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi’nde kabul edilen İstanbul Bildirgesi’nin ‘hukuk eğitimi almamış olan kişilerin de davalarda tarafları temsil edebilmesinin önü açılmalıdır’ ifadelerini içeren üçüncü maddesi tartışmalara neden oldu. Konuyu değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Ulusoy, böyle bir uygulamanın gelmesinin ‘hukuk üfürükçülerini ve hukuk kırık-çıkıkçılarını’ doğuracağını ifade etti. Prof. Dr. Ulusoy, “Nasıl ki mimarlık ofisi, doktor muayenesi bulunmayan yerlerde mimar, doktor olmayanlar izin alarak mimarlık, doktorluk yapamıyorlarsa, avukatlık ofisi bulunmayan yerlerde de avukat olmayanlara bu izin verilemez. Bu ilke kabul edilirse tedavi için doktoru değil, kırık-çıkıkçıyı, üfürükçüyü tercih eden vatandaşlarımız gibi hukuki yardım için avukatı değil, ‘hukukun kırık-çıkıkçılarını, hukukun üfürükçülerini’ tercih eden vatandaşlarımız ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.

    “Hukuki kaosa yol açabilir”

    Avukatları ilgilendiren bir konunun avukatların bulunmadığı bir toplantıda ele alınmasını doğru bulmadığını belirten Ulusoy, “Bildirgenin üçüncü maddesinin son fıkrasının son cümlesinde, ‘Uygun hallerde mahkemeler avukatlık yetkisi olmayan uygun kişilerin mahkeme nezdinde tarafları temsil etmesine izin verebilir’ şeklindeki ilke, sadece Yargıtay’ın tek başına kabul ettiği bir ilke değil, zirveye katılan farklı ülke yüksek yargı temsilcilerinin ortaklaşa kabul ettiği bir ilkedir. Ancak bu ilke hayata geçirilirse hukuki bir kaosa yol açılabilir. Zira böyle bir durumda mahkemelerimiz her başvuruyu ciddi ciddi değerlendirip, her isteyene ‘avukatlık’ yapma izni verebilir. Bunun aksine hareket edecek bir mahkemeyi ülkemizde bulmamız zor. Bu insanların davaya ciddi bir katkıda bulunamayacağının yanında, aksine yargılamayı yavaşlatacaklarını ve adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından birisi olan makul sürede yargılanma hakkının da sık sık ihlal edileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

    “Uzman avukatlık hayata geçirilmeli”

    Aynı ilke içinde hukuki yardıma ihtiyacı olan dava taraflarının kamu yararı için avukat tarafından temsil edilmesini teşvik etmenin de yargının sorumluluğu altında olduğunun kabul edildiğini hatırlatan Ulusoy, “Asıl bu ilkenin bir an önce hayata geçirilmesi hukuk sistemimiz açısından elzemdir. Bunun yanında vatandaşın daha kaliteli hukuk hizmeti alabilmesi ve davaların daha hızlı çözülmesi için ‘uzman avukatlık’ kurumu, Yargıtay’ın iş yükünün azalabilmesi için de ‘Yargıtay avukatlığı’ kurumu bir an önce kurulmalı. Yüksek yargının öncelikleri bu noktalar olmalı” dedi.

    İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak mezunlarının hakimlik ve savcılıktan ziyade daha çok avukatlığı tercih ettiğini ifade eden Ulusoy, “Öğrencilerimizi hakimlik ve avukatlık mesleğine hazırlamak için zorunlu hukuk derslerinin yanında ek özel dersler ve seminer, sempozyumlar, bilimsel çalışmalarla destekleyerek, vatandaşlarımıza iyi bir hukuki hizmet vermeleri için yetiştirmekteyiz. Mezun ettiğimiz öğrencilerimizden sadece avukat olanlara ’sınıf arkadaşlarınızdan hakim olanlar izin verirlerse avukat olmayanlar da karşınızda diğer tarafı temsilen dava takip edebilecek’ demek zorunda kalmamalıyız” diye konuştu.

  • Yeşilboğaz: “Mültecilerin, ulusal ve uluslararası seviyede korunması hukuki bir zorunluluk”

    Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, zulüm, baskı ve savaşlar nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan, gittikleri ülkede insan hakları ihlalleriyle karşılaşan mültecilerin, ulusal ve uluslararası seviyede korunmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu söyledi.

    Mersin Hayata Destek Derneği proje yöneticisi Fırat Parlak ve proje sorumlusu Derya Luthan, Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz’ı ziyaret ederek, Mersin’deki mültecilerin yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla sosyal entegrasyonlarının sağlanması ve hukuksal destek ihtiyaçları konusunda fikir alışverişinde bulundu.

    Ziyarette konuşan Yeşilboğaz, Türkiye Barolar Birliği, Mersin Barosu ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği işbirliğinde, Mersin Barosu’nun ve avukatların Mersin’de yaşayan mültecilere daha etkin bir şekilde hukuki eğitim verebilmesi amacıyla iki gün süren ‘Uluslararası Koruma ve Mültecilere Yaklaşım Eğitimi’ verildiğini ve sadece bu eğitimi alan avukatların görevlendirileceğinin bilgisini verdi.

    Yeşilboğaz ayrıca zulüm, baskı ve savaşlar nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan, gittikleri ülkede insan hakları ihlalleriyle karşılaşan mültecilerin, ulusal ve uluslararası seviyede korunmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu belirterek, “Türkiye, sayıları milyonları bulan mültecilere kapılarını açmasıyla birlikte, mülteciler Türkiye’nin sosyal, ekonomik ve hukuki bir sorunu haline gelmiştir. Sorunların çözüm yoluna yönelik politika geliştirilmeden, ülkemize gelen mülteci sayısı her geçen gün daha da artıyor” dedi.

  • Mersin’de avukatlara hukuki ve cezai sorumlulukları anlatıldı

    Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, hukuki ve cezai sorumluluğunu bilmeyen ya da bilip de kural dışı hareket eden avukatlar hakkında çok fazla şikayetler olduğunu belirterek, “Bir hukukçunun suç oluşturacak ya da tazminat ödemesini gerektirecek bir duruma düşmesi, toplumda avukatlara olan güveni zedeler” dedi.

    Mersin Barosu tarafından ‘Avukatın Hukuki ve Cezai Sorumluluğu’ konulu seminer düzenlendi. Mersin Barosu Gökdelen Hizmet Birimi’nde düzenlenen seminerde, Denizli Barosu’ndan Adil Giray Çelik ‘Sokrates’ten Günümüze Avukatlık Mesleğinin Tarihsel Süreci’, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Devrim Güngör ‘Avukatın Cezai Sorumluluğu’ ve Ankara Barosu’ndan Kaya Yelek ‘Avukatın Hukuki Sorumluluğu ve Avukatlık Sözleşmesi’ konularında katılımcıları bilgilendirdi.

    “Toplumda avukatlara olan güven zedelenmemeli”

    Seminerin açılışında konuşan Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, günümüzde avukatın en temel sorunlarından birisinin, teoriye ve uygulamaya yönelik hukuki bilgiye ulaşılması, üretilmesi, yönetilmesi ve aktarılması olduğunu, bu nedenle Mersin Barosu olarak mesleki eğitime çok önem verdiklerini söyledi.

    Bir avukatın öncelikle yasaları çok iyi bilmesi gerektiğine vurgu yapan Yeşilboğaz, “Avukat yürürlükteki kuralları yakından takip etmekle yükümlüdür. Yasalardaki değişiklikleri, çıkan yeni yasaları, tüzük, yönetmelik gibi diğer hukuk kurallarını yakından takip etmelidir. Bu nedenle, sürekli değişen yasalar karşısında meslektaşlarımızı bilgilendirmek için alanında uzman eğitimciler tarafından sık sık mesleki seminer düzenleyerek, yasalardaki son değişiklikler ve gelişmeler hakkında bilgiye ulaşmalarına katkı sağlayacağız” dedi.

    Avukatın, müvekkiline karşı görevini en iyi şekilde ifa etmesi gerektiğini kaydeden Yeşilboğaz, “Bu nedenle avukatlar, yetki ve sorumluluklarını bilmek zorundadır. Hukuki ve cezai sorumluluğunu bilmeyen ya da bilip de kural dışı hareket eden avukatlar hakkında maalesef baromuza çok fazla şikâyetler geliyor. Bu şikâyetler sonucu avukatlar disipline sevk edilmekte ve birçok kez yargı mercilerine intikal ettirilmektedir. Bu nedenle avukatların bu konuda sorumluluğunun ve haklarının bilincinde olması gerekmektedir. Bir hukukçunun suç oluşturacak ya da tazminat ödemesini gerektirecek

    bir duruma düşmesi, toplumda avukatlara olan güveni zedeler” diye konuştu.

    Serbest avukatlık yapanların, müvekkille uğraşmanın ne kadar zor olduğunu bildiklerini ifade eden Yeşilboğaz, “Bir müvekkiliniz sizin en büyük düşmanınız olabilir. Bu nedenle bir hukukçunun en iyi bilmesi gereken konular, toplumun hakları ve kendi haklarıdır. Mesleğimiz çok tehlikeli. Giydiğimiz cübbe ateşten bir gömlek. Özellikle mesleğe yeni adım atan meslektaşlarımız, avukatın görev suçlarını çok iyi bilmesi, kendisini korumasını bilmesi gerekiyor. Kendi haklarınızı bilmezseniz, kendinizi koruyamazsınız, başkalarının haklarını koruyamazsınız. En ufak bir yanlışla, yıllarımızı verdiğimiz meslek hayatımız bir anda bitebilir. Mersin Barosu olarak, ileride bizleri temsil edecek olan geleceğin avukatlarını yetiştirmek, en önemli görevimiz ve sorumluluğumuzdur” ifadelerini kullandı.

    Konuşmaların ardından Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ve Başkan Vekili Gazi Özdemir, konuklarına teşekkür plaketi takdim etti.

  • Er: “Hukuki riski en aza indirmek, avukata danışmakla mümkündür”

    Mersin Barosu Başkanlığı tarafından, vatandaşların yasal konularda hak kaybına uğramamaları için avukatsız iş yapmamaları gerektiğini konusunda vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla, ‘avukatsız iş yapma, hak kaybına uğrama’ sloganıyla, başlatmış olduğu avukatın önemini anlatan billboardlı farkındalık çalışması ilçelerde de başladı.

    Baro Başkanı Ali Er, yaptığı açıklamada, Mersin merkezin en işlek yerlerinde yer alan ‘avukatsız iş yapma, hak kaybına uğrama’, ‘haklıyken haksız duruma düşme, avukatına danış’ yazılı bilboardlar ile vatandaşları bilinçlendirmenin amaçlandığını belirterek, yapmış oldukları farkındalık çalışmasının, Tarsus ve Erdemli’de merkezi yerlerdeki bilboardlarda da yer aldığının, çalışmanın tüm ilçelerde yapılacağını söyledi. Hukuki sorunların çözümünün dilekçeci, sigortacı ve aracı kurumlar tarafından değil, avukatlar tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Er, “Vatandaşların avukata başvurma ve davalarını avukat eliyle yürütmeleri konusunda toplumda farkındalık yaratmaya çalışıp, bu amaçla görsel ve yazılı iletişim yoluyla bilboardlarda, kamu spotlarıyla, broşürlerle tüm gücümüzü kullanarak vatandaşlarımızın meslektaşlarımıza yönelmesini sağlayacağız” dedi.

    Vatandaşların hukuki sorunlarını çözmek için avukata danışmadan hareket etmeleri ya da hukuki danışmanlık adı altında yasa dışı faaliyet gösteren şirket veya kişilere başvurmaları, bunun yanı sıra dilekçelerini avukat yerine arzuhalcilere ya da işin ehli olmayan kişilere yazdırmaları sebebiyle, kazanabilecekleri en basit davaları bile kaybederek, maddi ve manevi telafisi güç hatta telafisi olmayacak şekilde hak kaybına uğradıklarını vurguladı. Er, bunun önüne geçmek için de Mersin merkezde başlatmış oldukları farkındalık çalışmasını ilçelerde başlatarak, vatandaşları yasal haklarını ararken avukatlara danışarak hareket etmeleri konusunda bilinçlendirmeyi amaçladıklarını söyledi. Er, “Davalarınızdan olumlu sonuç elde etmek, hukuki riski en aza indirmek, ancak ve ancak avukata danışmakla mümkündür” diye konuştu.