Etiket: Hücre

  • Prp-kök Hücre İğnesiyle Ağrılara Çözüm

    Yozgat’ın Sorgun ilçesinde yaşayan 82 yaşındaki Hasibe Türker, 20 yıl önce her iki dizinde başlayan ağrılar yüzünden birçok şehirde tedavi olmasına rağmen şifa bulamayınca çareyi Trabzon’da buldu.

    Diz ve ayaklarındaki ağrılar nedeniyle Trabzon Özel Medical Park Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Kadir Göde’ye muayene olan Türker, her iki dizine PRP-kök hücre iğnesi yapılarak hem ağrılarından kurtuldu hem de rahatça yürüyebiliyor.

    Yapılan uygulama sayesinde Hasibe Türker’in artık baston kullanmadığını kaydeden Dr. Göde, “Sadece her iki dizden yapılan PRP-kök hücre iğnesiyle hastayı sağlığına kavuşturmuş olduk. Şu an hastamız gayet iyi yürüyebiliyor. Bastonunu da kullanmasına gerek yok” dedi.

    Bu tür vakaların sadece yaşlılarda olamayacağına işaret eden Göde, “Bu tür diz kireçlenmeleri yaşlılarda daha sık görülüyor ancak gençlerde de olabiliyor. Özellikle diz ağrısı şikayetleri olan hastalar yürürken, merdiven inip çıkma halinde iken ağrıların olması nedeniyle bize müracaat etmektedir. Yapılan tetkiklerde altta yatan sebepler tespit ediliyor ve ona göre tedavileri yapılıyor” diye konuştu.

    “ARTIK YÜRÜYEBİLİYORUM”

    Sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Hasibe Türker, ağrıları yüzünden Almanya’ya bile gittiğini belirterek, “Tedavi için yurt dışında doktorların yanı sıra Türkiye’de diz ağrısı tedavisi ile uğraşan doktorlara gittim. Yürüme zorluğu çekiyordum. Ağrı ve sancılar son 1 yıldır çekilmez oldu sonra bana Uzman Doktor Kadir Göde’yi tavsiye ettiler. Kendisi bana kan iğnesi yaptı ve hemen olumlu etkisini gördüm; şimdi çok iyiyim. Yürümem artık eskisi gibi. Doktorum artık namazımı ayakta kılabileceğimi ve bir daha baston kullanmayacağımı da söyledi” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye’de Kök Hücre Tedavisi Amerika’dan Daha Ucuza Ve Aynı Kalitede

    Türk Hematoloji Derneği tarafından 9’uncusu düzenlenen kök hücre kongresinde Türk Hematoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Görgün Akpek, Türkiye’de kök hücre tedavisinin Amerika’dan daha ucuza ve aynı kalitede yapıldığını söyledi.

    Türk Hematoloji Derneği’nce Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri Kongresi’nin dokuzuncusu Antalya’nın Serik ilçesi Belek bölgesinde bir otelde gerçekleştirildi. Kongrede 101 oturum başkanı ve konuşmacı, 19 oturum ve 6 uydu sempozyumu yer aldı. 400’e yakın katılımcının bulunduğu kongrede katılımcılar tarafından 103 bildiri gönderildi.

    Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, hematopoietik kök hücre tedavisine ilişkin Türkiye’de de dünya standartlarının yakalandığını söyledi. Türkiye’de 75 aşkın merkezin olduğuna değinen Prof. Özsan, başarılı sonuçların alındığını ifade etti. Türkiye’de önemli sorunlardan birinin akraba dışı verici bulunması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özsan, “Ülkemizdeki önemli sorunlardan biri akraba donörü olmayan allojeneik nakil adaylarına akraba dışı verici bulunmasıdır. Sağlık Bakanlığı nezdinde geliştirilen TÜRKÖK Projesi akraba dışı gönüllü donör havuzunun oluşturulmasında önemli katkılar sağlamış ve hastaların bir kısmı bu sayede donör bulabilmiştir” dedi.

    Türkiye’de Kemik İliği Bankası oluşturulması için kurulan TÜRKÖK Projesi’nin amacından söz eden Özsan, “Kemik İliği Bankası oluşturulması ve bu bankaya gönüllü olarak kemik iliği veya periferik kök hücre bağışlamak isteyen bağışçı adaylarının bulunmasıdır. Tu¨rkiye’de kemik iligˆi bankacılıgˆı, 2006 yılında Ankara U¨niversitesi Tıp Faku¨ltesi ve 1999 yılında I·stanbul U¨niversitesi I·stanbul Tıp Faku¨ltesi’ne bagˆlı olarak kurulan TRAN ve TRI·S adı altında iki banka aracılıgˆı ile yu¨ru¨tu¨lmektedir. Bu bankalar, bu¨yu¨k gayret ve c¸abalarına ragˆmen ancak 60 bin go¨nu¨llu¨ verici sayısına ulas¸abilmis¸lerdir” dedi.

    2015 yılı içerisinde yapılan kemik iliği nakilleri verilerini açıklayan Prof. Dr. Özsan, “53’ü erişkin, 24’ü pediatrik toplam 77 merkezde 3 bin 594 nakil gerçekleştirilmiştir. Bu nakillerden bin 893’ü otolog, bin 701’i allojeneiktir. Allojeneik nakillerden bin 96’sı akraba donörlerden, 391’i akraba dışı ve 214’ü de haploidentik nakildir” dedi.

    “HÜCRE BULUNAMADI HABERLERİ BİZİ ÇOK ÜZERDİ”

    Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Meltem Kurt Yüksel ise, kök hücre bulunmadığı için hayatını kaybedenler adına yapılan haberlere çok üzüldüğünü belirterek, “Giderek dışa bağımlılığımız azaldı. Kök hücre bulunamadı haberleri bizi çok üzerdi. Türk kök hücre projesi bu tür haberlere son verecektir. 2015 yılında tam olarak uygulamaya geçti. Gönüllü bağışçıları bu proje altında toplamak ve Sağlık Bakanlığı’nın bünyesinde kurulan bir birimdir. Burada gönüllü vericileri başlangıçta Kızılay aracılığıyla çalışmakta. Gönüllü vericiler için 18-55 yaş arasındaki herkes verici olabilir. 5 yıl içindeki hedef 250 bin vericiye ulaşmaktır” diye konuştu.

    TÜRKİYE’DE DAHA UCUZA AMERİKA KALİTESİNDE HİZMET

    Türk Hematoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Görgün Akpek, kök hücre naklinde ameliyatın öncesinin ve sonrasının yakından takibinin önemli olduğuna değindi. Riskli bir tedavi yöntemi olduğunu da belirten Akpek, “Riski zamanla azaldı. Yüzde 50’ye yakın bir hasta 1 sene içinde ölecek hastalar yaşama şansı kazanıyor. Yeni ilaçlar geliyor ve bunların etkisi tabiî ki var. Verilen sağlık hizmetinin yüksek kalitede olması için belli basamaklarda fiyatlandırılıyor ve bunlar Amerika’da oldukça fazladır. Yüz binlerce dolardan bahsedilebiliyor. Türkiye’de bu miktarlar daha az ve yapılan işlemler de aynıdır” dedi.

    AVCI T HÜCRE

    Prof. Dr. Görgün Akpek, kök hücre tedavisinde “Avcı T Hücre” tedavisine ilişkin de bilgiler verdi. Bu tedavi yöntemiyle kök hücrenin nokta atışı tedavi yaptığını belirten Akpek, “Bu T hücreleri bazı kanser hücrelerini ortadan kaldırıyor ancak bazılarında görünüyor. Avcı T hücreleri hastanın kendi hücreleridir. Genetik bilimini ve gen naklini gerektiren özel laboratuarları gerektiren bir ortamda yapılması lazım. Bu hücreler enfekte olmamalıdır. Duyarsız bir T hücreyi alıp duyarlı hale getirip hedefe yönlendiriyorsunuz. Bazı sorunları da var tabi. Normal hücreleri de ortadan kaldırabiliyor. Avcı T hücreler henüz deney aşamasında” dedi.

    “BAŞARI ORANLARI DÜNYA BAŞARI ORANLARINA YAKLAŞTI”

    Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Tülin Tiraje Celkan ise, kök hücre tedavisinde merkezlerin sayısının artmasıyla bekleme süresinin azaldığına ve iyi tedavi sonuçlarının alındığına dikkat çekti. Celkan şöyle konuştu:

    “Bu açından merkezlerimizin sayısı arttığı için iyi rakamlar elde ediyoruz ve çocukların bekleme süresi de azaldı. Başarı oranlarımız dünya başarı oranlarına yaklaşmış durumda. Uygun verici bulma olasılığı yüzde 30 oranında ancak çocuklarda bu durum daha iyi ve kordon kanı kullanıldığı için bir parça daha şanslıdırlar.”

  • Diyarbakır’da Hücre Evine Operasyon

    Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yasak kapsamına girmeyen bir mahalledeki terör örgütü PKK mensuplarının kullandığı eve düzenlenen operasyonda silah ve mühimmat ele geçirildi.

    Konuya ilişkin Valilikten yapılan yazılı açıklamada, ilçede devam eden operasyonlar kapsamında, Lalebey Mahallesi’nde teröristlerce kullanılan bir eve operasyon düzenlenerek, arama yapıldığı belirtildi. Açıklamada, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan aramada, bir adet roketatar, 2 adet roketatar başlığı, 2 adet roketatar sevk motoru, 3 adet Kaleşnikof marka uzun namlulu silah, bir şarjör ve silaha ait 21 adet fişek, bomba yapımında kullanıldığı değerlendirilen bir miktar sıvı ile 5 adet hücum yeleğinin ele geçirildiği kaydedildi.

  • Albayrak: “Kök Hücre Vermek Organ Kaybına Neden Olmaz”

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Kan Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Canan Albayrak, kemik iliği naklinin lösemi gibi birçok malign (kötü huylu) hastalığın ve doğuştan kan hastalıklarının tedavisinde gerekli olduğunu, kök hücre vermenin organ kaybına neden olmadığını söyledi.

    Kemik iliği naklinin nasıl yapılabileceğini anlatan Prof. Dr. Canan Albayrak, “Hastanın tedavisinde kemik iliği nakli gerekli ise önce anne baba ve kardeşlerin HLA ‘Human Leucocyte Antigen’ doku tipi antijenlerine bakılıyor. Uygun bir verici varsa nakil işlemi gerçekleştiriliyor. Eğer uygun verici yoksa teyze hala dayı amcanın kan tetkikler ile HLA doku antijenler araştırılıyor. Yine uygun donör bulunamazsa Türkiye’deki ve dünyadaki ilik bankalarına başvuruluyor. Türkiye’deki ilik bankaları giderek büyüyor Kızılay’a baş vurup bir tüp kan vererek ve kemik iliği vericisi olmak isteğine dair bir form doldurularak ilik bankasına verici olarak kayıt yaptırabiliriz. Bu şekilde bir insana can verebiliriz. Kemik iliği vermek kan vermeye benzeyen bir işlemdir. Aferez merkezinde 2-3 saatte koltukta oturarak damardan kök hücremizi verebiliriz” diye konuştu.

    “UYGUN İLİK BULMAK ÇOK ÖNEMLİ BİR SORUNDUR”

    Kemik iliğinin kendi kendine çoğalan bir doku olduğunu ifade eden Albayrak, “Kök hücre vermek organ kaybına neden olmaz. İşlem ağırlıklı değildir. TÜRKKÖK, Türkiye’de ilik bankasını geliştirmek için çalışıyor. Kemik iliği bağışı yapacak kişiler Kızılay’a başvurup bu işlemi yapabilirler. Kemik iliği nakli hayat kurtarır ancak uygun ilik bulmak çok önemli bir sorundur. Vatandaşlarımızın kök hücre bağışından korkmaması ve bir tüp kan ile Kızılay’a başvurması çok önemlidir. Kök hücre bağışı yaparak bir insana kaybetmek üzere olduğu hayatını yeniden bağışlamış olursunuz” şeklinde konuştu.

  • Alaattin Çakıcı’ya ‘Hücre Cezası’ Şoku

    Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunan ünlü kabadayı Alaattin Çakıcı, ‘hücre cezası’ istemiyle hakim karşısına çıkarıldı. Sağlık problemleri nedeniyle söz konusu cezaya itiraz eden Çakıcı, “Ben hastayım, hasta kişiye hücre cezası verilmez. Ben de kurul raporu vardır, bunu cumhurbaşkanı dahi bozamaz” dedi.

    Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olarak bulunan Alaattin Çakıcı, 1. İnfaz Hakimliği’nde görülecek duruşma için jandarma ve polis ekiplerince alınan geniş güvenlik önlemleriyle Edirne Adliyesi’ne getirildi. Çakıcı, Edirne F Tipi Cezaevi’nde mahkum koğuşunda meydana gelen kavga ve Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördüğü sırada yaşanan ‘açık bırakılan koğuş kapısı’ ile ilgili olaylardan dolayı disiplin cezası olarak 11 gün hücre cezası istemiyle hakim karşısına çıkarıldı.

    “BEN HASTAYIM, HASTA KİŞİYE HÜCRE CEZASI VERİLMEZ”

    Alaattin Çakıcı, yaklaşık 2 saat süren duruşma sırasında verdiği ifade de sağlık sorunları nedeniyle hakkında istenen ‘11 gün hücre cezası’ istemine itiraz ederek, “Ben hastayım, hasta kişiye hücre cezası verilmez. Ben de kurul raporu vardır, bunu Cumhurbaşkanı dahi bozamaz. Ceza haksızdır, bu cezanın yerine başka ceza verebilir. Sicile işler ancak yatamaz der. Benim ayda 6 günlerimi yaksalar ne fark eder. Ben hasta olduğum için yatamam. Disiplin cezasını çekemem” dedi.

    “PKK’LI OLMAYAN KÜRT VE ZAZA’LARA HERHANGİ BİR TEPKİM OLAMAZ”

    Edirne F Tipi’nde yaşanan kavga olayı ile ilgili de ifadesinde detaylı bilgiler veren Çakıcı, “Görevliyi dövdüğüm için devlet ne ceza verirse başımın üstünedir. Tekrar yaparsa yine döverim. Görevli bana göğsümde ay yıldızı taşıyorum, devlete hizmet ediyorum, teröristin Allah belasını versin deseydi alnından öperdim. Ben kendisine ‘sen devletin görevlisi misin yoksa terörist misin’ diye sordum. Allah yukarıda şahidimdir. Ben Diyarbakırlıyım deyince çıldırdım. Terörist olmayan Diyarbakırlıya benim hiçbir tavrım olamaz. PKK’lı olmayan Kürt ve Zaza’lara herhangi bir tepkim olamaz. Onlarla eşit statüde vatandaşız. Ama o beni tahrik etti” diye konuştu.

    “BAYRAK, VATAN, KURAN ALAETTİN ÇAKICI’NIN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR”

    Alaattin Çakıcı’nın avukatı Hakan Yalçıntuğ, duruşma sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Bildiğiniz kadarıyla Edirne’de cezaevinde ve hastanede olan bazı olaylardan dolayı müvekkilim hakkında disiplin cezası verilmiştir. Bu disiplin cezasına, 11 günlük hücre cezasına yapmış olduğumuz itirazla ilgili bugün duruşmaya çıktık. Müvekkilim Alaattin Bey, cezaevinde ve hastanede başından geçen olayları, kendisine yapılan şüpheli muameleleri tek tek anlatmıştır. Sonuç itibariyle cezaevinde mahkum koğuşunda olan olayda da tahrik edildiğini belirtmiştir. Ve o olayla ilgili olarak da ‘Evet yaptım. Kabul ediyorum’ demiştir. Müvekkilim Alaattin Bey biliyorsunuz KOAH hastasıdır, ölümcül bazı hastalıkları vardır, 12 tane hastalıkla mücadele etmektedir. Bu hastalıklar dikkate alınmadan verilen hücre cezasını kabul etmemektedir. Alaattin bey, bayrak, vatan, ülke, devlet, Kuran için yurt dışında canını ortaya koymuş bir insandır. Ve yine bayrak, vatan, ülke, devlet ve Kur’an Alaattin Bey için kırmızı çizgidir. Bunu herkes bilmektedir. Müvekkilim hücre cezasını kabul etmemektedir. Evet şekil şartları gereği de hücre cezası uygulanamaz” ifadelerini kullandı.