Etiket: Hücre

  • DEAŞ’ın hücre evine operasyondan 5 kişi adliyeye sevk edildi

    Samsun’da, terör örgütü DEAŞ’ın hücre evine yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 5 kişi adliyeye sevk edildi.

    Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri alınan istihbarat doğrultusunda İlkadım ilçesi Rasathane Mahallesi Kireçtepe mevkisinde bulunan terör örgütü DEAŞ hücre evi olduğu ileri sürülen eve yönelik 4 gün önce operasyon düzenlenmişti. 2 özel harekat polisi, 1 bomba imha ekibi ve 12 terörle mücadele polisinin görev aldığı operasyonda, Irak uyruklu 12 kişi gözaltına alınmıştı.

    7 kişi ifadeleri alındıktan sonra savcının talimatı doğrultusunda serbest bırakılıp sınır dışı edilmek üzere Göç İdaresine teslim edilirken, polisteki sorguları tamamlanan Abudhadi Ayad Salih S. (25), Taha Fathı Abdullah Al W. (26), Saad Ahmet Y.(25), Adil Hasaf Salih S. (33), Wısam Esaa Mohammed M.(33) ve 15 yaşındaki G.M.S.A.J. bugün Samsun Adliyesine sevk edildi.

  • GTÜ’de hücre ölümlerine çareler arandı

    GTÜ’de uluslararası katılımlı ‘Hücre Ölümü Araştırmalarında Yeni Teknikler Çalıştayı’ düzenlendi.

    Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ), Hücre Ölümü Araştırma Derneği (HÖAD) ve GTÜ Teknoloji ve Transfer Merkezi (TTM) tarafından ortaklaşa ‘Hücre Ölümü Araştırmalarında Yeni Teknikler Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştay konuyla ilgili bilim insanları, araştırmacıların ve ilgililerin katılımıyla üç gün sürdü. Çalıştayın sonunda, hücre ölümü alanında çalışan bilim insanlarından oluşan eğiticilerin, kendi deneyim ve bilgi birikimlerini diğer araştırmacılarla paylaşması ve bu alanda çalışan bilim insanları arasında ortak bir platform kurulduğu açıklandı.

    “Koordineli çalışmalarımız devam ediyor”

    Çalıştayın açılış konuşmasını yapan GTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Hasan Aslan, “Laboratuvar ve teknik cihazlar ele alındığında geçmiş yıllara oranla önemli gelişmeler kaydettik. Bu imkânları amacına uygun en verimli şekilde kullanmak ve bu tür etkinliklere katkı sunmak bilim insanlarımızın, araştırmacılarımızın en temel görevidir. GTÜ olarak bölgemizde bulunan hastanelerle koordineli bir şekilde ortak projelerimiz üzerinde devam eden çalışmalarımız var. Aynı zamanda yeni açılan yüksek lisans ve doktora bölümlerimizle de araştırmacılarımıza kapılarımızı açtık. Bugün icra edilecek çalıştayın, yeni işbirlikleri ve çalışma gruplarına zemin hazırlayacağını ümit ederek hepinize başarılar dilerim” diye konuştu.

    “Birlikte çalışalım”

    HÖAD Kurucu Üyesi GTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Aksan Kurnaz, konuşmasında etkinliğin gerçekleşmesinde desteklerini esirgemeyen Rektör Prof. Dr. Haluk Görgün, ve ekibine, sponsor firmalara, kendisini yalnız bırakmayan öğrencilerine ve katılımcılara teşekkür etti.

    Daha sonra açılış konuşması için kürsüye çıkan HÖAD Başkanı Semra Koçtürk, kendilerine gösterilen misafirperverlik ve etkinliğe sundukları katkı ve desteklerinden ötürü Gebze Teknik Üniversitesi’ne teşekkür etti. Koçtürk, tedavi yaklaşımlarının en temel yolu olan hücre ile ilgili çalışmalarına bundan sonra da birlikte devam etme isteklerini ifade etti. GTÜ TTM Müdürü Dr. Abdurrahman Güngör ise önemli buldukları sağlık alanındaki çalışmaların destekçisi olduklarını ifade etti. Güngör, önümüzdeki süreçte ortaklaşa yapılacak projelerin ilk adımı olarak değerlendirdiği bu tür etkinliklerle Gebze Teknik Üniversitesi’nin stratejik konumundan dolayı görev ve sorumluluğuna uygun olduğunu söyledi.

    İkinci gün kanserde ilaç keşfi tartışıldı

    Proje hazırlık safhası, bilimsel tarama ve proje oluşturulması konularıyla araştırma sonuçlarının yayına dönüştürülmesi tekniklerinin ağırlıklı olarak ele alındığı ilk günün ardından ikinci gün Nobel özel oturumu ile başladı. Oturumlarda özellikle kanserde ilaç keşfi ile DNA hasarı konularına ağırlık verildi. Çalıştayın son gününde hücre ölümünde Biyoinformatik yaklaşımlar ele alınarak konuyla ilgili veri tabanları ve Biyoinformatik araçlar konularında sunumlar gerçekleştirildi. Ulusal ve uluslararası 25 bilim insanının konuşmacı olarak katkı sunduğu çalıştay, katılımcılara sertifikalarının verilmesiyle son buldu.

  • Kök hücre tedavisiyle başarılı sonuçlar elde ediliyor

    Kök hücre tedavisi, geleneksel tedavilerin yeterli olmadığı durumlarda devreye giriyor.

    Hastalık, doku kaybı veya fonksiyon kaybı tedavisi için; hastanın kendi dokularından elde edilen kök hücre ve yenileyici/rejeneratif hücrelerin kullanılması prensibine dayanan tedaviler birçok alanda başarı ile uygulanabiliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Uzm. Dr. Semih Bağhaki, hücre tedavilerinin 2012 yılından bu yana Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde uygulandığını belirterek, “Farklı hastalıklara bağlı iyileşmeyen yaralar, yanık veya trafik kazası gibi durumların sebep olduğu doku veya fonksiyon kayıpları, yüz yaşlanması, eklem sertlikleri ve bazı nörolojik hastalıklar da bugün itibariyle “Hücre Tedavileri” ile eskisinden çok daha başarılı biçimde tedavi edilelebiliyor” dedi.

    Uzm. Dr. Semih Bağhaki; “Işın tedavisi yani radyoterapi her ne kadar son yıllarda hedefe yönelik hale geldiyse de temas ettiği tüm hücre ve dokularda hasara neden oluyor. Bu da sağlıklı çevre dokuların kaybı, önceki bir ameliyatın sonuçlarının bozulması veya yapılması planlanan bir ameliyatın seyrini zorlaştırma gibi sonuçlar demek. Eskiden bu olumsuz sonuçları bertaraf etmek mümkün değilken son 5 yılda özellikle yağ dokusu kaynaklı hücre tedavilerini, radyoterapinin bu olumsuz etkilerini önemli oranda azaltmak amacıyla kullanabiliyoruz. En tipik örnek ise meme kanseri ameliyatı sonrası radyoterapi görmüş hastalardır. Bu hastalarda zaman zaman göğüs kafesinde sertleşmeler ve deride renk değişiklikleri görülebilir. Bu durum hasta konforunu bozan ve biz plastik cerrahların yeni meme oluşturma cerrahisini zorlaştıran bir faktördür. Bu hastalarda, hastanın kendi yağ dokusunu alıp birkaç işlem sonrası elde ettiğimiz hücre solüsyonunu göğüs kafesine enjekte etmek bahsettiğimiz radyoterapi hasarlarını önemli oranda ortadan kaldırır” diye konuştu.

    Cilt altı yağ dokusu ve kemik iliği plastik cerrahi uygulamaları için kaynak oluşturuyor

    Hücre alım işlemlerinin ameliyathane koşullarında yapıldığını ve neredeyse hiç iz bırakmadığını belirten Uzm. Dr. Semih Bağhaki; “Plastik cerrahide uygulama alanı bulan hücreleri cilt altı yağ dokusundan veya kemik iliğinden alabiliyoruz ve hücreler alındığı gibi en çok 2-3 saat süren işlemler sonrası aynı koşullarda hastaya uygulanıyor. Yani tedavinin hücre alım ve uygulama aşamaları beraber yaşanıyor” dedi.

    Tedavide hangi hücre türünün tercih edileceği konusunda belirleyici etkenin hasta ve hastalık olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Semih Bağhaki; “Vücudunda yeterli cilt altı yağı olmayan bir hastada yağ dokusu kaynaklı hücre tedavilerini yapmak zorlaşır. Örneğin bacaklarda dolaşım yetersizliği tedavisinde kemik iliği kaynaklı hücre, estetik cerrahide yüz gençleştirme amaçlı olarak ise yağ dokusu kaynaklı hücreleri tercih ederiz” dedi.

    Plastik cerrahinin hücre uygulamalarının genel olarak düşük bir komplikasyon oranına sahip olduğunu belirten Uzm. Dr. Semih Bağhaki, en çok karşılaşılabilecek ‘yan etki’nin, hastanın tedaviden beklediği ölçüde fayda görmemesi olduğunu vurgulayarak, “Hasta hücre tedavisinden zarar görmemiş ancak yeterince fayda da görmemiştir. Tedavi sonrası iyileşme değerlendirmesi konusu ise uygulama alanı ve hastalığa göre değişkendir. Örneğin, kanser tedavisi amacıyla radyoterapi görmüş ancak ışın alan bölgede geçmeyen ağrıları veya yanmaları olan bir hastaya yapacağımız yağ dokusu kaynaklı hücre uygulaması sonrası ertesi gün ağrılarında azalma gözlemlediğimiz olur. Buna karşılık, romatizmal bir hastalığın neden olduğu iyileşmeyen bir yaranın hücre tedavilerinde fayda görmesi için birkaç seans tedavi ve dolayısıyla birkaç hafta gerekebilir. Ancak bu durumda bile, hastanın başka alternatifi olmadığı düşünüldüğünde hücre tedavileri kabul edilebilir bir hızda hastaya fayda vermektedir” diye konuştu.

    Uzm. Dr. Semih Bağhaki; “Hücre tedavilerinin potansiyeli biz ve önümüzdeki her neslin yaşam süresini artıracağını düşündürtüyor. Kalp-damar hastalıkları, diabet, romatizmal hastalıklar, nörodejeneratif (Alzheimer, Parkinson) hastalıkları hedefleyen hücre tedavileri üzerine şu anda sayısız çalışma yürütülüyor. Şahsen bizim jenerasyonun yaşam sürelerinin 100 yılı rahatlıkla geçeceğini öngörüyorum. Gençlik üzerindeki etkileri ise hali hazırda kendini gösteriyor. Bugün, özellikle ülkemizde plastik cerrahinin geldiği nokta bu açıdan gurur verici. Yağ dokusu kaynaklı hücre uygulamaları ile yüz yaşlanmasının önemli oranda tedavi edilmesi mümkün. Yine estetik meme cerrahisinde de yağ dokusu kaynaklı hücre tedavilerini başarıyla kullanabiliyoruz. Teknik olarak başarılı bir uygulama yapıldığında hücre tedavilerinin yüz yaşlanmasını geciktirici ve meydana gelmiş yaşlanma bulgularını geriye döndürücü etkisi belirgin ve uzun sürelidir” dedi.

  • Şanlıurfa’da hücre evlerine operasyon:17 gözaltı

    Şanlıurfa’da terör örgütleri DEAŞ, El Nursa ve Fetih El Şam’a ait hücre evlerine düzenlenen eşzamanlı operasyonda 17 kişi gözaltına alınırken, yapılan aramalarda silahlar ve örgütsel dokümanlar ele geçirildi.

    Edinilen bilgiye göre, Şanlıurfa il merkezi ve Harran ilçesinde DEAŞ, El Nursa ve Fetih El Şam terör örgütlerinin hücre evlerine yönelik eşzamanlı operasyon düzenlendi. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından sabah saat 05.00’da düzenlenen operasyonda, 17 kişi gözaltına alınırken evlerde yapılan aramada uzun namlulu kaleşnikof marka silah, tabanca ve bu silahlara ait çok sayıda mermi ile çok sayıda örgütsel kitap ve Fetih El Şam örgütüne ait sözde bayrak ele geçirildi. Gözaltına alınan 17 zanlının emniyetteki sorgularının devam ettiği öğrenildi.

    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • “Osteopetrozis” hastalarına kök hücre nakli

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Bilim Dalı, genellikle akraba evliliklerinin sık olduğu toplumlarda görülen “osteopetrozis” hastalığını kök hücre nakliyle tedavi etti.

    UÜ Çocuk Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Adalet Meral Güneş ve Prof. Dr. Birol Baytan, 3 aylık bebeğe babasından kök hücre nakli yaptı. Çocuk Hematoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adalet Meral Güneş, ‘osteopetrozis’in irsi bir hastalık ve akraba evliliklerinin sık olduğu ülkelerde daha çok görüldüğünü, bu yüzden hastalığın tedavisinin büyük önem taşıdığını söyledi.

    Prof. Dr. Birol Baytan da hastalıkla ilgili bilgi verdi. Kemiklerin şekillenmesinin yetersiz olmasına bağlı olarak çok sert kemiklerin ortaya çıktığını, bu yüzden kemik iliğine yer kalmadığını ve kan hücrelerinin giderek azaldığını anlatan Prof. Dr. Birol Baytan, “Hastalık en ağır formuyla bebeklik döneminde ortaya çıkar. Hızlı ilerler ve tedavi edilmezse önce sağırlık ve körlük gibi komplikasyonlar çıkar, erken tedavi edilmezse ölümle sonuçlanır. Hastalığın günümüzde bilinen tek kesin tedavisi ise erken dönemde doku grubu uygun vericiden yapılan kök hücre naklidir. Biz de 3 aylık bebeğe babasından kök hücre nakli yaparak hastalığı tedaviyi etmeyi başardık” dedi.