Etiket: Hpv

  • HPV: her iki cinste siğil yapıyor erkekte ve kadında birçok kansere yol açabiliyor

    Kadın Hastalıkları Doğum Ve Uzmanı Jinekolojik Onkoloji Prof.Dr. Polat Dursun, dünyada artan kadın kanserlerine dikkat çekti.

    Dünyada kadınlarda görülen kanserlerine bağlı ölümlerin yıllar içinde arttığının görüldüğünü dile getiren Prof.Dr. Polat Dursun, rahim ağzı kanserinin dışında, vulva, vajina, penis kanseri, anal kanserler ve baş boyun kanserlerine de yol açabilen ve cinsel yolla bulaşan Human papilloma virüsü (HPV) ile ilgili soruları yanıtladı.

    Human papilloma Virüs (HPV) nedir?

    HPV , “Human Papilloma Virüs “denen bir virüsün kısa adıdır. Cinsel yolla en sık bulaşan hastalıktır. 100’den fazla farklı tipi olduğu bilinmektedir. Başta genital bölge olmak üzere vücudun değişik yerlerinde siğil (kondilom), hücre çoğalması ve kansere neden olabildiği düşünülmektedir. Siğil ve düşük dereceli hücre çoğalması oluşturanlar “Düşük riskli HPV”, yüksek dereceli hücre çoğalması ve kanser oluşturanlar ise “Yüksek riskli HPV “ olarak isimlendirilmektedir. Dünyada enfeksiyöz bir ajanla oluşan tüm kanserlerin yüzde 5’inin HPV virüsü ile oluştuğu hesaplanmıştır.

    HPV genellikle alındıktan sonraki 2-3 ay içinde siğil oluşumuna yol açar ama bu süre çok farklılık gösterebilir. Siğiller en sık genital bölgede görülür ama vücudu her yerinde de görülebilir. ABD rakamlarına göre cinsel aktif kadınların %75’inin hayatlarının bir döneminde siğil geliştireceği veya bir HPV enfeksiyonu geçireceği tahmin edilmektedir. Sevindirici olarak, HPV vücuda alındıktan sonra %80-90’ı vücudun savunma hücreleri tarafından 1-2 yıl içinde elimine edilmektedir

    Çok nadiren doğum kanalından bebeğe bulaşarak yeni doğan bebeğin solunum yollarında da oluşabilir. Çok az bir kısmı vücutta gizli olarak kalmakta ve immün sistemin baskılanması durumlarında aktive olmakta ve siğil ile hücre çoğalmalarına yol açabilmektedir. Onkolojik tip HPV vücuda girdikten sonra kanser oluşma süreci 10-15 yıl gibi uzun bir süre almaktadır

    Bugün rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99’unda HPV pozitif olduğu bilinmektedir. HPV ile rahim ağzı kanserleri arasındaki ilişkiyi bulan Alman bilim adamı Harald zur Hausen, 2008 yılında Nobel bilim ödülü ile ödüllendirilmiştir. Rahim ağzı kanserleri yanında vajina, dış genital ( vulva) anal kanserlerde de HPV tespit edilmiştir. Baş boyun kanserlerinde de HPV risk artışı yapmaktadır. Erkeklerde penis kanserlerinin gelişiminden de sorumlu olabilmektedir.

    HPV Nasıl bulaşır?

    HPV esas olarak cilt- cilde temas yolu ile bulaşır, virüsün ana bulaşma yolu cinsel ilişki ile olur. Enfekte bir kişinin penis, skrotum (erkek yumurtalık torbası), vajina veya dış genital bölgesi ile temas sonucu bulaşır. Oral yolla enfekte bir genital bölgeye temas edilmesi halinde de bulaşma olur. Prezervatif kullanmak bulaşmayı her zaman önlemez çünkü virüs prezervatifle kaplı olmayan bir genital alandan da bulaşabilir.

    HPV virüsünden Korunmak için ne yapılmalıdır?

    Çok eşlilik HPV bulaşması için en önemli bir risk faktörüdür. Çok eşlilikten kaçınmak korunmada önemli bir etkendir. Çok eşli olunmasa bile eşlerden birinin daha önce HPV ile karşılaşması da HPV bulaşmasına yol açabilir.

    Her ne kadar prezervatif bulaşmayı yüzde 100 önlemese de prezervatif kullanmak bulaşmayı belirgin olarak azaltır.

    HPV korunmasında bugün için asıl etkili olan HPV aşılamasıdır. Bugün HPV aşısı en çok kanser yaptığı bilinen etkenlere karşı antijen içecek şekilde geliştirilmiş ve ülkemizde dahil tüm dünyada kullanıma sunulmuştur. Aşılardan biri sadece kanser yapan tiplere (tip, 16 ve 18 ) karşı antijen içermekte iken diğer aşı hem kanser yapan tiplere (tip 16 ve 18 ) hem de en çok siğil yaptığı bilinen tiplere (tip 6 ve 11) karşıda antijen içermektedir.

    HPV aşıları HPV virüsü ile karşılaşmadan 9-11 yaş grubundan 28 yaş grubuna kadar 3 doz şeklinde yapılması önerilmektedir.

    HPV virüsü tespit edilen bir hasta nasıl bir yol izlemelidir?

    Mutlaka jinekolojik bir muayeneden geçmeli, siğil olup olmadığı kontrol edilmelidir. Siğil varsa bunu doktorun uygun göreceği bir yöntemle, yakma dondurma ve kimyasal olarak yok etme gibi tedavi etmelidir. İhmal edilmemesi gereken bir noktada eş veya partnerde siğil var olup olmadığı araştırılmalı varsa bununda uygun tedavisi yapılmalıdır.

    Normalde siğil yapan HPV tipleri kanser yapmasa da beraberinde birden çok HPV bulaşma ihtimali olabileceği için HPV tiplemesi yapılıp HPV’nin yüksek riskli mi düşük riskli mi olduğu belirlenmeli ve düzenli aralıklarla jinekolojik kontrol ve smear kontrolü yapılmalıdır. Smear testinde sorun varsa kolposkopi ile rahim ağzı incelenip gerekirse biopsi alınmalıdır. Biopside önemli bir sorun çıkarsa rahim ağzı leep veya konizasyon işlemi ile temizlenmelidir

    Erkekler sadece HPV taşıyıcısı mıdır?

    Erkekler sadece taşıyıcı değildir. HPV erkeklerde siğil yapabilir. Ayrıca nadiren de olsa penis ve skrotum kanserlerinin gelişmesi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Yüksek riskli HPV’ler, homoseksüel erkeklerde anal ve rektal kanser öncüsü lezyonlar ve kanserlerin gelişiminden de sorumlu tutulmaktadır.

    Tedavi sadece cerrahi midir? Başka tedavi seçenekleri var mıdır?

    HPV bir virüs olduğu için etkili bir ilaç tedavisi yoktur. HPV’nin yol açtığı lezyonların tedavisi yapılır. HPV genital bölgede ya hücre çoğalmasına, ya siğile bazen de kansere yol açar.

    Siğil tedavisinde cerrahi olarak eksizyon, koterizasyon veya dondurma yöntemleri uygulanabilir. Tıbbi olarak tedavisi de mümkündür bunlarda doktor veya hasta tarafından uygulanan krem veya solüsyon şeklinde uygulanan ilaçlardır.

    Cerrahi müdahale olmayanlara ne olabilir?

    Siğillerin bir kısmı tedavi edilmeden kendiliğinden geçebilir. Bir kısmı da müdahale edilmezse zamanla artabilir. Çok aşırı büyük siğiller gebe kadınlarda doğumun mekanik olarak engellenmesine yol açabilir. Bilinenin aksine siğillerden kanser gelişme riski çok düşüktür. Fakat aynı anda siğil yapan ve kanser yapan HPV tipleri hastada varsa siğil yanında kanser gelişim riski de artabilir.

    Cerrahi müdahale yanında siğillere bazı ilaçlar kullanılarak da müdahale edilebilir. Bu ilaçların bazıları doktor tarafından siğillerin üzerine sürülerek kullanılır bazıları ise hasta tarafından siğillerin üzerine sürülür.

    Cerrahi müdahale sonrası tekrar ederse ne yapılmalı?

    Cerrahi müdahaleden sonra siğiller tekrarlarsa yaygınlık ve yerleşim yerine göre bazen tekrar cerrahi bazen de ilaçlar ile tedavi edilebilir.

    Siğiller kendiliğinden geçer mi?

    Siğillerin büyük bir bir kısmı 1 yıl içinde kendiliğinden geçebilir. Ama HPV virüsü vücutta uykuda kalabilir ve kişinin immün sistemi baskılandığında tekrar aktive olup yeniden siğil oluşumuna yol açabilir.

    Aşı korunmada ne kadar etkili? Kimlere ve ne zaman aşı yapılmalı?

    HPV aşışı profilaktik yani korunma aşısı olarak kullanılmaktadır bu nedenle HPV virüsü ile karşılaşılmadan ve cinsel aktivite başlamadan yapılması önerilmektedir. Yaş grubu olarak 11- 28 yaş arası cinsel aktivitesi başlamamış kız çocuklarına 3 doz (0,2, ve 6. aylarda) olarak yapılması önerilmektedir. Bazı ülkelerde erkek çocuklarında aşılanması önerilmektedir fakat bu tartışmalı bir konudur.

    Piyasada mevcut aşıların birisinin içinde 2 (hpv 16 ve 18 ) ve diğerinin içinde 4 tip (hpv 16,18,6,11) HPV’ye karşı etkili antijeni vardır. Eğer kişi bu tiplerden birini geçiriyorsa aşı diğer tiplere karşı koruyabilir fakat bu HPV enfeksiyonu geçirmiş kişinin aşılanması konusu tartışmalı bir konudur.

    HPV ne tür kanserlere yol açar?

    HPV ve serviks kanseri arasındaki ilişki en güçlü ilişkidir. Bunun yanında HPV’nin vajina, dış dudak (vulva), ano-rektal kanserler ve baş boyun kanserlerinin de gelişmesinde etkili olduğu bilinmektedir. Erkeklerde penis ve skrotum kanserlerinden de sorunlu olabileceği ileri sürülmüştür.

    HPV baş ve boyun kanserine neden yol açar?

    HPV virüsü baş boyun kanserlerinin de gelişmesinden sorumlu olabileceği bildirilmektedir. HPV’nin baş boyun bölgesine oro-genital temasla yani oral seks ile bulaştığı düşünülmektedir. Ağız kanserlerinin yüzde 25’inin, boğaz kanserlerinin ise %35’inin HPV ile bağlantılı olabileceği düşünülmektedir.

    HPV Türkiye ve Dünya’da yayılımı ve tedavi seçeneğini karşılaştırabilir misiniz?

    HPV ve yol açtığı lezyonların tanı ve tedavisinde dünyada uygulanana tüm tanısal ve tedavi edici işlemler Türkiye’deki jinekologlar tarafından başarı ile uygulanmaktadır. Dünyada yapılıp ülkemizde yapılmayan hiçbir tanısal veya tedavi edici işlem yoktur. Hatta serviks kanserinin yol açtığı rahim ağzı kanserlerinin tedavisinde Türkiye’de uygulanan ileri cerrahi laparoskopik ve robotik yöntemler dünyadaki birçok ülkeden daha iyi ve başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.

    HPV olan erkekler ne yapmalı?

    Öncelikle HPV’den korunmak için ilişi sırasında mutlaka prezervatif kullanılmalıdır. Eğer bir erkekte HPV pozitif ise veya siğil oluştu ise mutlaka bir ürolog veya dermatolog tarafından görülmeli tedavisi yapılmalı ve takip edilmelidir.

    HPV önlenmesi ve tedavisi ile ilgili son bilimsel çalışmalar nelerdir?

    4’lü HPV aşısını çıkartan firma şu anda 9 tipe karşı etkili olan yeni bir koruyucu HPV aşısı çıkartmıştır ve bununla ilgili Amerika’daki ilaç ve eczacılık onay kurumu benzeri bir kurum olan FDA ‘den ilacın koruyucu amaçlı kullanımı ile ilgili onay almış

    Tedavi edici yani hastalık oluştuktan sonraki oluşan lezyonları ortadan kaldırmak için geliştirilen HPV aşıları ile ilgili preklinik çalışmalar halen devam etmektedir.

  • Hpv Virüsü Rahim Ağzı Kanserine Neden Oluyor

    Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, Human Papilomavirus Enfeksiyonunun (HPV), rahim ağzı kanserine neden olduğunu söyledi.

    HPV enfeksiyonunun kesin tedavisi olmayan bir hastalık olarak kabul edildiğine dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, bağışıklık sisteminin hücreden atamadığı virüsün, bir ömür boyu normal vücut hücrelerinde uyur şekilde kaldığını söyledi.

    Her yıl ABD’de ortalama 500 bin kadının, genital siğil nedeniyle doktora başvurduğuna dikkat çeken Bayırlı, “Genital bölge ve mukozalarda enfeksiyon yaparak siğil şeklinde kitlelerin oluşumuna neden olan HPV enfeksiyonu, vücutta hücreler içine yerleşiyor. Rahim ağzı kanseri kadın genital kanserleri içerisinde ikinci sıklıkta görülüyor. Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99,7’si HPV virüsü nedeniyle oluşuyor. Genital enfeksiyonlar arasında da HPV’nin rolü giderek artıyor. HPV, ABD’de cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar arasında ilk sırada yer alıyor. HPV enfeksiyonunun cinsel yolla bulaşan hastalıklar grubunda yer alıyor. Özellikle çok sayıda cinsel eşi olan bireyler ve bu bireylerin eşlerinde HPV yaygın olarak görülüyor. Enfeksiyon, cinsel ilişki esnasındaki temas ile bulaşıyor, erkeğin kondom kullanması ise bulaşma riskini azaltsa da sıfıra indirmiyor” dedi.

    “ERKEKLERDE BELİRTİ GÖSTERMEYEBİLİR”

    HPV bulaştıktan sonra genital bölgede veya anüs etrafında sayıları ve büyüklükleri değişken siğillerin oluştuğunu söyleyen Ramazan Bayırlı, “Enfeksiyon, özellikle erkeklerde tümüyle belirtisiz seyredebiliyor. Kadınlarda bazı durumlarda karnabahar görünümlü dev kitlelere de rastlanabiliyor. Ağız yoluyla yapılan cinsel temaslar sonucunda ağız mukozasında da lezyonlar ortaya çıkabiliyor. Kadınlarda bu enfeksiyon ancak Papsmear incelemesinde anlaşılabilir” şeklinde konuştu.

    “LAZER VEYA CERRAHİ UYGULAMA İLE TEDAVİ EDİLİYOR”

    HPV enfeksiyonlarının kriyoterapi, koterizasyon, lazer, cerrahi ve radyofrekans yöntemleriyle tedavi edilebildiğine dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ramazan Bayırlı, konuyla ilgili konuşmasının devamında şunları söyledi:

    “Bunun yanı sıra 2015 yılında bir çalışmada kullanılan VGX-3100 aşısının da enfeksiyonun tedavisine katkı sağladığı biliniyor. HPV aşısı için ideal zaman cinsel hayatın henüz başlamadığı genç kızlık dönemidir. Yine de her yaştaki kadın aşı olabiliyor. Bu aşı eğer vücutta HPV varsa bu virüsün ortadan kalkmasını sağlamıyor, yani tedavi edici özelliği bulunmuyor. Ancak 9-26 yaş grubunda aşı yaptıranlar rahim ağzı kanserinden ve kanser öncesi değişiklerden yüzde 90 oranında korunabiliyor. İleri yaş grubunda veya daha önce HPV ile enfekte olanlarda ise eğer bağışıklık sistemi virüsü vücuttan temizlerse sonrasında tekrar HPV alınmasını engelliyor. Aşının iki farklı tipi bulunuyor. Bunlardan biri 2, diğeri ise 4 tipe karşı koruyuculuk sağlıyor. Her iki aşının içerisinde de en fazla kanser nedeni olan 2 virüs tipine karşı koruyuculuk bulunuyor. Ancak 4 tipe karşı koruyuculuğu olan aşı aynı zamanda kansere dönüşme ihtimali olmayan siğillere karşı da koruyuculuk sağlıyor.”

  • Kanserin Gizli Ajanı: Hpv Virüsü

    Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömür Karakoyun Çelik, başta rahim ağzı kanserlerine neden olan HPV virüsüne karşı uyardı. Prof. Dr. Çelik, HPV virüsünün kanserden sorumlu bir ajan olduğunu söyledi.

    Prof. Dr. Ömür Karakoyun Çelik, tarafından “Kanser Bizden Uzak Olsun” adlı konferans düzenlendi. 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür Sitesinde düzenlenen konferansta Çelik, katılımcılara kanser türleri ve korunma yöntemleriyle ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Çelik, konferansın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Rahim ağzı kanserleriyle ilgili uyarılarda bulunan Çelik, bu kansere neden olan HPV virüsüne dikkat çekti. Rahim ağzı kanserlerinin erken tanıyla tedavi edilebilen kanser türleri olduğunu belirten Prof. Dr. Çelik, “Rahim ağzı kanserleri tarama testleriyle erken tanısı konarak erken müdahaleyle tedavi edilebilen hayatını kurtarabildiğimiz kanserler. Rahim ağzı kanserlerinin en önemli nedeni HPV dediğimiz insan popülon virüsü dediğimiz bir virüstür. Cinsel olarak aktif yaşantı başladıktan sonra bu virüs toplumda çok yaygın olarak neredeyse yüzde 50’sini etkilemekte. Hücrelerin içine girerek yıllarca burada sessiz şekilde kalabildiği gibi zaman içerisinde kişinin risk faktörleriyle ilişkili olarak bunlar kanserin öncü lezyonları dediğimiz siğile dönüşüyor. Bu siğiller de ilerleyerek kanseri meydana getiriyor. Rahim ağzı bölgesinde kanser büyüdükçe de klinik bulgu vermeye başlıyor” dedi.

    Klinik bulgularla birlikte kanserin erken evreden çıktığı uyarısında bulunan Prof. Dr. Çelik, “Bu nedenle rahim ağzı kanserlerinde sinir testi yani tarama testi yapılması çok önemli. 20’li yaşlarda alınan bu HPV virüsünün yıllar içerisinde gelişerek 40’lı yaşlara gelindiğinde kanser oluşturması söz konusu olduğu için düzenli aralıklarla yapılan smear testleri bize hastayı yönlendirme konusunda yardımcı oluyor” diye konuştu.

    “KONDOMLAR KORUMUYOR”

    HPV virüsünün bazı hasta guruplarında daha aktif olduğunu anlatan Çelik, şunları söyledi: “Bunlar genç yaşta cinsel ilişkiye başlayan kişiler. Farklı sayıda, fazla sayıda cinsel eş sahibi olan kişiler, sigara içen, kötü beslenen, bağışıklık sistemi kötü olan kişiler, kötü hijyene sahip olan kişiler özellikle bu gibi faktörler olduğunda HPV virüsünün enfeksiyon süresi daha da uzuyor. Buna bağlı olarak da kanser bu kişilerde daha fazla görülüyor. Burada kondom dediğimiz koruyucuların çok fazla bir etkinliği olmuyor. Sadece cinsel ilişki değil cilt temasıyla da bulaşabildiği için kondom tam koruma sağlayamıyor.”

    “KANSERİN GİZLİ AJANI”

    Kadınların bu konuda bilinçli olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Çelik, düzenli araklıklarla vajinal smear testi yaptırılması gerektiğini söyledi. HPV virüslerinin masum bir virüs olmadığını belirten Çelik, “Bu virüslerin rahim ağzı kanserleri dışında oral genital ilişki, cinsellikle bulaştığı için özellikle yurt dışında Amerika ve gelişmiş ülkelerde Avrupa’da baş boyun bölgesinde yutak kanserlerinin de en önemli sorumlu ajanı HPV virüsü olarak biliyoruz. Bunlar bizim tedavi yöntemlerimizi etkileyen yeni bilgiler. Ülkemizde HPV virüsünün baş boyun kanserleriyle olan ilişkisi konusunda yeterli veri yok. Ancak genç bireylerde sigara içmeyen bireylerde görülen ağız içi halk dilinde dil kökü, tonsil bölgesi kanserlerinde HPV virüsü oldukça kanserden sorumlu ajan” dedi.

    HPV virüsünün aşısı olduğunu ancak rutin olarak kullanılmadığını belirten Çelik, “Özellikle HPV virüsüyle karşılaşmamış henüz bu enfeksiyonu geçirmemiş kişilerde hatta kız çocuklarında 11 yaşından sonra daha genç erişkinlerde de aşı yapılması öneriliyor” diye konuştu.

  • Şevval Sam: ”Dünyada Hpv Günü Diye Bir Şey Olmaması İçin Farkındalığı Artırmalıyız”

    Sanatçı Şevval Sam, dünyada HPV Günü diye bir şey olmaması için farkındalığı artırmak gerektiğini söyledi.

    İstanbul Aydın Üniversitesi’nde “Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar, Modül1: Human Papilloma Virüs” sempozyumuna sanatçı Şevval Sam katıldı.

    İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dünya AIDS Günü dolayısıyla Florya Yerleşkesinde “Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar, Modül1: Human Papilloma Virüs” konulu bir sempozyum gerçekleştirdi. Sempozyuma katılan sanatçı Şevval Sam yaptığı konuşmada, “Genelde dünyada bir takım şeyler problem haline dönüştükçe orada bir farkındalık yürütmek için herhangi bir günü o mevzuya adamak gibi bir eğilimimiz var. Kadınlar günü de bunlardan bir tanesidir. Dünya HPV günü olmaması için, tedavi aşamasına gelmeden önce gerçekten bunun önlemini almalıyız. Hem bireysel hem toplumsal farkındalığımızı artırmak için çalışmalıyız ki Dünya HPV günü diye bir şey olmasın. Bu tip hastalıklardan sonuna dek kurtulalım” dedi.

    “Ben özgürlüklere inanan biriyim ama insanın önlemlerini de alması gerektiğini düşünüyorum,” diyen Sam, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sizler çok şanslısınız. Bizim dönemimizde bu kadar bilinçli insanlara ulaşmak kolay değildi. O dönemde sadece konuyla ilgili olan öğrenciler bu bilgilere ulaşabiliyordu. Şimdi gerçekten daha da faydalı bilgiler daha da kolay yayılabiliyor. Az önce söylediğim gibi sizin eve gittiğiniz zaman anlatacağınız, bu bilgileri aktaracağınız, insanlarda yaratacağınız farkındalık aslında bir çeşit bu dünyanın bağışıklık sisteminin devreye girmesi gibi olacak.”

    AIDS virüsünün hala öldürmeyi sürdürdüğünü vurgulayan İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nuran Kömürcü ise “Bugün dünyada yaklaşık bir milyon insan AIDS yüzünden yaşamını yitiriyor. Bu konuda farkındalık yaratılmış olmasına karşın hala çok istenen sonuçları alamıyoruz. Ancak biz bugün sempozyumda AIDS kadar bilinmeyen, bilindiğini düşünmediğimiz bir konuyu paylaşacağız HPV. Bu virüs çok fazla gündeme gelmiyor. Ancak ölen sayısı giderek artmakta. Ciddi boyutlara ulaştığını öğreniyoruz. Gerçi bizim ülkemiz için tam verilere sahip değiliz. Yeni yeni çalışmalar yapılıyor. Özellikle genç grubu ciddi anlamda tehdit eden bir vaziyette karşımıza çıkıyor,” ifadelerini kullandı.