Etiket: Hira

  • Nadir görülen hastalığına yakalanan Hira bebek için 60 bin euroluk ilaç yurt dışından getirildi

    Nadir görülen hastalığına yakalanan Hira bebek için 60 bin euroluk ilaç yurt dışından getirildi

    Nadir görülen hastalıklardan ’hipofosfatazya’ya yakalanan Hira bebek 60 bin euro karşılığında yurt dışından getirilen ilaçla hayata tutundu. Hira bebeğin aynı hastalık teşhisi konulan abisi ise hayatını kaybetmişti.

    Van’da yaşayan Fatih Bilici 7 aylık kızı Hira’nın hastalanması üzerine kızını tedavi için Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirdi. Yapılan tedavilerin ardından Hira bebeğin yıllar önce ölen abisi gibi hipofosfatazya hastalığına yakalandığı tespit edildi.

    Kızlarının da oğulları gibi hastalığa yenik düşeceğini düşünen aileye müjdeli haber ise Sağlık Bakanlığından geldi. Hira bebek yapılan girişimlerin ardından 60 bin euroya yurt dışından getirilen ilaçla sağlığına kavuştu. Daha önce bir çocuklarını aynı hastalıktan kaybeden aile bu kez aynı kaderi yaşamamanın mutluluğunu yaşadı.

    Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi (BEAH) Çocuk Endokrinoloji Bölümü uzmanlarından Doç. Dr. Atilla Çayır, hipofosfatazyanın dünyada nadir görülen genetik hastalıklardan birisi olduğunu ifade ederek, “Uzun yıllar öncesine kadar tanı konulsa bile tedavisi olmayan bir hastalıktı. Ama artık tedavisi olan bir hastalık oldu. Bu hastalık çeşitli şekillerde oluşan hastalık türü. Bebeklik döneminde geçirilen havaleler, kemik sorunları, kemiklerde kırıklar, büyüme ve gelişme gerilikleri, böbrek taşları gibi hastalıklarla bir hasta hastaneye gelebilir. 7 aylık Hira Bilici bu hastalıklardan birisi olan kalsiyum yüksekliği denilen kandaki bir mineralin fazlalığı ile bize geldi. Bu hastalığın tanısının konulabilmesi için öncelikle düşünülmesi gerekiyor. Hira bebeğin diğer bir kardeşi vardı, onda da bu hastalığı görmüştük ve benzer bir tanı koyduğumuz için bu hastalığı hasta geldiğinde de düşündük, yapılan tetkikler sonucunda da hem biyokimsayal tetkikler hem de genetik analiz sonucunda Hira bebekte bu bebeklik döneminde hipofosfatazya tanısını koyduk. Hira bebeğe tedavi sürecinde, öncelik olarak şunu söyleyeyim bu tür hastalıklar nadir olduğu için, ayrıca tedavinin de bir an önce başlanılması için gereken işlemler yapıldı, öncelikle bunun için devletimizin belirlediği bazı kanallar var, İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü’ne başvuruldu, bu süreç zor ve yorucu bir süreç oldu. Hem devlet büyüklerimiz hem de hastanemiz başhekimliği olmak üzere bizlere çok yardımcı oldular, onlara da teşekkür ederim. Sonuçta Hira bebek tedavisine kavuştu” diye konuştu.

    Baba Fatih Bilici ise ilacı kendi imkanlarıyla karşılayamayacaklarını kaydederek, “Tedavinin yapılabilmesi için gereken ilaç ülkemizde yok ve yurt dışında da çok pahalı olduğu için ailenin bu ilacı karşılama şansımız yoktu. Devlet büyüklerimiz ve hastane yetkilileri gereken girişimlerde bulunarak, gerekli ilacı yurt dışından getirterek tedaviye başlanıldı. İlacımıza kavuştuk, çok mutluyuz. Bizlere kim yardımcı olduysa başta devlet büyüklerimizden Allah razı olsun. Ayrıca hocamızın bizim ailemizde ve Hira’da çok emeği vardır. En azından diğer çocuklara da bir umut oldu” dedi.

    Minik Hira son testlerin yapılmasının ardından bugün hastaneden taburcu edilecek.

  • Hira konseri yürekleri ısıttı

    Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen 12. Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu kapsamında düzenlenen Hira konseri, yoğun katılımla gerçekleşti.

    Tepebaşı Belediyesinin bu yıl 12.’sini düzenlediği Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu çerçevesinde düzenlenen konser programları hız kesmeden devam ediyor. Son olarak sempozyum alanında gerçekleşen Hira konserine vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Eskişehir’in başarılı ses sanatçısı Hira, sevilen şarkılarını dinleyicileri ile birlikte söyledi. Serin havaya rağmen alanı dolduran Eskişehirliler, hareketli şarkılar ile ısınırken konser yaklaşık 2 saat sürdü.

    Diğer yandan sempozyum kapsamında ücretsiz olarak düzenlenen konser ve gösteri programları, 8 Eylül Cumartesi akşamı saat 20.30’da gerçekleşecek Tepebaşı Belediyesi Halk Dansları gösterisi ile devam edecek.

  • Minik Hira davası gergin başladı

    Mersin’de 22 Mart’ta 3.5 yaşındaki Shana Hira Dağ’ın 12. kattaki binanın balkonundan düşüp, hayatını kaybetmesi üzerine gözaltına alınıp, tutuklanan Türkan İ., ilk kez hakim karşısına çıktı. Kendisinin cani olmadığını söyleyen Türkan İ., hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

    Edinilen bilgiye göre olay, 22 Mart gecesi saat 22.00 sıralarında Mezitli ilçesi Merkez Mahallesi Meytis Plus Sitesi’nde meydana geldi. Ambulansla Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan bir kız çocuğunun yüksekten düşme sonucu hayatını kaybettiği bilgisi üzerine adrese giden polis ekipleri, 3.5 yaşındaki Shana Hira Dağ’ın balkondaki yastığın üzerine çıkıp 12. kattan düşerek hayatını kaybettiği yönünde bilgi aldı. Olay sırasında evde akrabalarıyla birlikte bulunan anne Devran ve baba Emrah Dağ ile de görüşmek isteyen polis, olayın etkisi altındaki anne-baba ile sağlıklı görüşme yapamadı. Olayla ilgili evde bulunanların ifadelerini alan polis, çiftin akrabası olan Türkan İ.’nin (22) ifadesini çelişkili buldu. Çalışmalar devam ettiği sırada Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne yapılan bir ihbara istinaden Cumhuriyet Savcısının talimatı ile olayı soruşturan Cinayet Büro Amirliği ekiplerince Türkan İ. gözaltına alındı. Şüphelinin polisteki ifadesinde suçunu itiraf ederek, kucağında bulunan çocukla birlikte balkona çıktıkları sırada elinin titremesi üzerine çocuğun camdan aşağıya düştüğünü söylediği öğrenildi. Sevk edildiği mahkemece tutuklanan zanlının ilk etapta korktuğu için gerçeği söylemekten kaçındığı ifade edildi.

    “Baskı altında olduğum için olayı kabul ettim”

    Türkan İ., Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmaya, Shana Hira Dağ’ın babası Emrah ile annesi Devran Dağ, avukatlar ile olay gününde evde bulunan kişiler tanık olarak katıldı. Türkan İ. hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, “Yemin ederim ben yapmadım. İlk sorgumda baskı altında olduğum için olayı kabul ettim. Yoksa olayı ben gerçekleştirmedim. Benimde 2 çocuğum var. Hira’yı da ben kendi çocuğum gibi severdim. Sürekli ilgilenir, yemek yedirir, üstünü değiştirirdim. Benim küçücük çocuğa ne kastım olabilir. Depresyon geçirmiş haldeyim. Sürekli hap kullandım. 7-8 aydır evde kalıyorum. Ben cani bir değilim. Olay günü aşağı inmememin sebebi de küçük çocuk vardı evde ona baktım. Suçlamaların hiçbirin kabul etmiyorum, ben yapmadım. 9 yıl önce olan bir olaydan dolayı da beni suçluyorlar. O olayla da benim hiçbir ilgim, alakam yoktur. Ben kendi halimde biriyim” dedi.

    Baba Emrah Dağ ise olaydan yarım saat önce evden çıktığını kaydederek, “Dışarıdayken eşimle telefonla görüştüm. O sırada olay olmuş zaten. Şimdi suçu başkalarına atıyor. Ben babasız büyüdüm. Allah korkusu olan insanlarız biz. Sonuna kadar şikayetçiyim ve davacıyım” diye konuştu.

    Anne Devran: “Her şey 2,5 dakika içinde oldu”

    Anne Devran Dağ da Türkan İ.’nin yalan ifade verdiğini iddia ederek, “Kızımı odaya ben koydum. Televizyonu açtım ve çizgi film izliyordu. O sırada kapılar, pencereler kapalı, açık hiç bir şey yoktu. Önce mutfağa gittim ardından küçük çocuğuma bakmak için yan odaya geçtim. O sırada eşim telefonla aradı ve onunla konuştuk. Konuşmamız sadece 2,5 dakika sürdü. Zaten her şey bu zaman diliminde oldu. Annem Türkan İ.’yi evden gönderecekti zaten. Onun dediği gibi ben küçük çocuğumu kendisine filan vermedim. Ben çocuklarımı babaanneleri dışında kimseye zaten emanet etmem. O yüzden yalan söylüyor. Kesinlikle şikayetçiyim. Hatta kızımı aşağı attıktan bir hafta sonra sinir hastalıkları doktoruna gidiyor. Bilerek kendinin aklı başında olmadığını gösterip, ceza almamak için bunu yaptı” şeklinde konuştu.

    Müşteki avukatı ise sanığın suçu emniyette ve savcılıkta kabul ettiğini vurgulayarak, “Sanık baskı altında ifade verdim, zorla verdirdiler diyor ama hem emniyette hem de savcılıkta ifadesini avukatı huzurunda verdi. Yani hiçbir baskı olmadan verdi. Her iki yerde de suçunu itiraf etti. Savcılık incelemesinde zaten olayın cinayet olduğu, çocuğun atıldığı ortaya çıkmıştır. Şahsın akıl sağlığı yerinde olmasa olaydan sonra bu kadar soğukkanlı olamazdı. Suçu kasten işlediği ortadır. O yüzden şahsın cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.

    Türkan İ.’nin avukatı da müvekkilinin akıl sağlığı kontrolü için adli tıp kuruma sevk edilmesini, onun sonucu göre yeniden savunma yapmak istediklerini belirtti.

    Mahkeme heyeti, Türkan İ.’nin tutukluluk halinin devamına, şahsın İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek akıl sağlığıyla ilgili rapor almasına karar vererek, duruşmayı 5 Ekim 2017’ye erteledi.

    Sürekli karşılıklı atışmaların yaşandığı duruşmanın sonunda da Türkan İ.’nin yakınları ile Shana Hira Dağ’nı yakınları arasında kısa süreli arbede yaşandı. Polis ekipleri, biber gazı kullanarak iki grubu ayırdı.

  • 10 aylık Hira bebeğin öldüğü kazada bayan sürücüye 6 yıl hapis cezası

    Bursa’da, 10 aylık Hira bebeğin öldüğü ve teyzesinin yaralandığı kazada sürücü 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

    Geçen yıl haziran ayında merkez Nilüfer ilçesi Ahmet Yesevi Mahallesi’nde meydana gelen kazada, Selin Dursun (22) idaresindeki 16 EU 497 plakalı kamyonet, Eminer Caner (36) ve kucağındaki 10 aylık Hira bebeğe çarptı. Ağır yaralanan 10 aylık bebek kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Gözaltına alınan sürücü ise adli kontrol kaydıyla serbest bırakıldı.

    Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermek ’ suçlarından 3 ile 15 yıl arasında hapis talebiyle yargılanan Selin Dursun, SEGBİS ile ilk duruşmadaki ifadesinde, “Ben ne bebeğe ne de teyzesine çarptım. Sokağa normal şekilde girmiştim. O sırada yolun ortasında bebek arabası duruyordu. Teyzesi hemen arabaya doğru hareket etti. Arabada bebek olduğunu düşündüm. Çarpmamak için direksiyonu duvar tarafına kırdım. Duvara çarptıktan sonra teyzesinin dengesi bozuldu. “Arabanın arka tarafı teyzesinin ayaklarına çarpmış” diye düşünüyorum. Teyzesi de can havli ile bebeği atmış. Bebek yere düşünce beyin kanaması sonucu vefat etmiş” dedi.

    Trafik İhtisas Dairesi sürücüyü tam kusurlu buldu

    Trafik İhtisas Daire Başkanlığı kazayla alakalı raporunda; sürücü Selin Dursun’un asli ve tam kusurlu, Emine Caner’in ise kusursuz olduğu yer aldı. Duruşmaya katılan müşteki yakınları sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.

    6 yıl hapis cezası

    Cumhuriyet Savcısı mütalaasında sanığın 3 ila 15 yıl arasında hapsini istedi. Kısa bir aranın ardından mahkeme heyeti, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın asli kusurlu olmasından dolayı 6 yıl hapis cezası verdi. Ayrıca sanığın ehliyetine 2 yıl el konulup, tutuksuz halinin devamına karar verildi.

  • Hira bebeğin davasında keşif

    Bursa’da, 10 aylık Hira bebeğin öldüğü ve teyzesinin yaralandığı kazayla alakalı mahkeme heyeti olay yerinde keşif yaptı.

    Geçen haziran ayında merkez Nilüfer’in Ahmet Yesevi Mahallesi’nde meydana gelen kazada, Selin Dursun (22) idaresindeki 16 EU 497 plakalı kamyonet, Eminer Caner (36) ve kucağındaki 10 aylı Hira bebeğe çarptı. Ağır yaralanan 10 aylık bebek kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Gözaltına alınan sürücü ise adli kontrol kaydıyla serbest bırakıldı.

    Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermek’ suçlarından 3 ile 15 yıl arasında hapis talebiyle yargılanan Selin Dursun, SEGBİS ile ilk duruşmadaki ifadesinde, “Ben ne bebeğe ne de teyzesine çarptım. Sokağa normal şekilde girmiştim. O sırada yolun ortasında bebek arabası duruyordu. Teyzesi hemen arabaya doğru hareket etti. Arabada bebek olduğunu düşündüm. Çarpmamak için direksiyonu duvar tarafına kırdım. Duvara çarptıktan sonra teyzesinin dengesi bozuldu. Arabanın arka tarafı teyzesinin ayaklarına çarpmış diye düşünüyorum. Teyzesi de can havli ile bebeği atmış. Bebek yere düşünce beyin kanaması sonucu vefat etmiş” dedi.

    Mahkeme heyeti, kaza mahallinde keşif yaptı. yapılmasına karar verdi. Gözyaşları içinde keşif duruşmasını izleyen Hira’nın annesi Ayşe Bozacıoğlu Genar (29), sanığın tutuksuz yargılanmasına tepki göstererek, “Canım gitti. Daha 10 aylık bebekti. Bizi meleğimizden ayırdı. Serseri gibi geziyor dışarıda” dedi.

    Sanık Selin Dursun’un katılmadığı keşif sırasında Teyze Emine Caner, kazanın nasıl olduğunu anlattı. Caner, “Annesi çocuğu arabada bırakıp yukarı çıktı. Ben yeğenimi sevmek için kucağıma almak üzereyken sokağa bir araç hızla girdi. Yalpalayarak geliyordu. Araç bize doğru hızla yaklaştı. Sonra, Hira’yı aracın önünde sürüklenirken gördüm. Ardından araç duvara çarptı. Olay sırasında aracın tekerlekleri ayaklarımın üzerinden geçti. Sol koluma ve göğüs bölgeme de çarpmıştı. Bu sırada çocuğa da çarpıp önüme düşürdüğünü düşünüyorum” diye konuştu.

    Baba Samet Genar ise, “Bizi evladımızdan ayıran bu şahsın en kısa zamanda cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.