Etiket: Hiçbir

  • ’’Hiçbir Şeye Dayanamıyorum” Dedi Pencereden Atladı

    Bilecik’te bir genç, kız arkadaşına “Artık hiçbir şeye dayanamıyorum. Her şey üstüme geliyor” dedikten 3. kattaki evinin penceresinde atlayarak ağır yaralandı.

    İddialara göre, İstiklal Mahallesi Belediye Sokak’taki 8 katlı binanın 3. katında ikamet eden maden mühendisi Erman Kötük (27), evde kız arkadaşı M.Ç.’ye ’’Artık hiçbir şeye dayanamıyorum. Her şey üstüme geliyor” dedikten sonra kendisini pencereden attı. Hemen aşağı inen kız arkadaşı ve çevredeki vatandaşlar olayı 112 ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen 112 ekipleri ağır yaralı Erman Kötük’ü Bilecik Devlet Hastanesine kaldırdılar. Olay yerine gelen polis ekipleri inceleme yaparken, Kötük’ün kız arkadaşı Asayiş ekipleri tarafından Çarşı Polis Merkezi Amirliğine götürüldü. Kötük’ün sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

  • Aras: “Hain Saldırılar Hiçbir Zaman Hedefine Ulaşamayacaktır”

    Galatasaraylılar Derneği Kahramanmaraş Şubesi Ankara’daki terör saldırısını kınadı.

    Galatasaraylılar Derneği Başkanı Ahmet Aras, “Ankara’nın kalbi sayılan Kızılay meydanındaki yapılan hain saldırı, hepimizin yüreğine büyük bir acı düşürmüştür. Birlikte yaşama irademizi, kardeşliğimizi ve barışı hedef alan bu terör saldırısı, kulübümüzü ve milletimizi büyük yasa boğmuştur” dedi.

    Yapılan saldırıyı şiddetle kınayan Aras şunları kaydetti:

    “Milletimizin geleceğine ve barış ortamına kasteden, birliğine dirliğine ve kardeşliğine yönelik olan bu alçak saldırıyı, milletçe ve kulüp olarak şiddetle lanetliyoruz. Kulübümüzün, profesyonel futbolcusu olan Umut Bulut’un babası Kemal Bulut’ta hain saldırıda kaybetmiş bulunmanın elim üzüntüsünü yaşamaktayız. Galatasaray camiası olarak, bu tarifsiz ateşi içimize düşüren ve bize bu acıyı yaşatan hainler bu saldırıyla bir şeylerden yıldırılmaya çalışılıyorsa tüm bunların nafile çabalar olduğuna olan inancımızı bilmelerini isteriz. Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür barış ve kardeşliğe yapılan bu hain saldırılar, hiçbir zaman hedefine ulaşamayacaktır. Şanlı bayrağımız altında toplanan bu millet güçlü bir iradeye sahiptir. Birlik ve beraberlik içerisinde, tek bayrak, tek vatan bilinci ile Galatasaray camiası olarak, başta kulübümüzün olmak üzere merhum Kemal Bulut’a ve kalleş saldırıda hayatını kaybeden şehitlerimize, Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, yaralılara da acil şifalar dileriz.”

  • Erdoğan: “Bizim Medeniyetimizin Olduğu Hiçbir Yerde Daiş, Boko Haram, Pyd, PKK, YPG Olamaz”

    Türkiye Diyanet Vakfı’nın Uluslararası İyilik Ödülleri törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim medeniyetimizin olduğu hiçbir yerde DAİŞ, Boko Haram, PYD, PKK, YPG olamaz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından “Dünyayı İyilik Değiştirecek” başlığı ile gerçekleştirilen Uluslararası İyilik Ödülleri törenine katıldı. Törende konuşan Erdoğan, Uluslararası İyilik Ödülleri’ne layık görülen isimleri anons ederek tek tek teşekkür etti. Erdoğan’ın yaralı bir polise siper olan kahraman Mehmetçik İsmail Ertem’i anons etmesi salonda büyük alkış aldı.

    Türkiye Diyanet Vakfı’nın yaptığı çalışmalarla takdiri hak ettiğini söyleyen Erdoğan, “Özellikle yurt dışından vakfımız tarafından ülkemize getirilip ilahiyat eğitimi alması sağlanan kardeşlerimize bu verilen hizmeti önemli görüyorum. Suriye’den ülkemize gelen muhacir kardeşlerimizin çocukları için hayata geçirilen ‘farkındayım, yanındayım’ kampanyası ve bu çerçevede eğitim imkanı sunulan 13 bin öğrenci için ayrıca teşekkür ediyorum. Bugüne kadar 61 imam hatip lisesi binasını tamamlayarak Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim eden vakfımızın desteklediği hafızlığa yönelik Kur’an kursları da hayırlı hizmetler olarak devam ediyor. Türkiye Diyanet Vakfı son 5 yılda yaptığı 316 milyon lira yardımla ülkemizin önde gelen sivil toplum kuruluşları arasında yer alıyor” diye konuştu.

    “TERÖR ÖRGÜTLERİNİN PUSUDA BEKLEDİĞİ BU DÖNEMDE ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ”

    Günümüzde kadınları, gençleri ve çocukları ihmal etmemek gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Öğrencilerimizin ahlaklı, vatana bağlı bireyler olarak yetiştirilmesi hususunda vakıflara ciddi görevler düşüyor. Terör örgütlerinin pusuda beklediği bu dönemde çocuklarımıza, gençlerimize, genç kızlarımıza daha fazla sahip çıkmalıyız. Paralel yapıların, hizmet ve adanma kılıfları altında nesillerimizi kendi kirli emellerine alet etmesine seyirci kalamayız. Ümmeti parçalayan, ümmeti birbirine düşürenlerin bu gayretlerine seyirci kalamayız. Anneyi evladına, evladı annesine babasına düşman kılan bu anlayışa seyirci kalamayız. Yeni nesilleri maddi manevi beslerken, bu şer odaklarına karşı azami dereceden dikkatli olmalıyız” şeklinde konuştu.

    Konuşmasında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in yaşadığı bir olayı anlatarak örnek veren Erdoğan, “Bir toplantı için Kamerun’dan gelen Müslüman liderler Diyanet İşleri Başkanlığı’na 16 maddelik bir talep listesi veriyorlar. Başkanımız diyor ki ‘bunların hepsini yapamam, bir tanesini söyleyin onu gerçekleştirmeye çalışayım’ Bunun üzerine muhatabı listenin en son sırasındaki talebi işaret ediyor. Bu talep Diyanet İşleri Başkanımızın cübbesi ve sarığı ile ülkelerini ziyaret etmesi, oradaki Müslümanlarla kucaklaşması isteği. Biz yılarca kendi ülkemizde cübbesi ile sarığı ile dolaşan Diyanet İşleri Başkanı göremedik. Başkanımız ‘niye ziyaret sizin için önemli’ diye soruyor. Cevap şaşırtıcı: ‘Siz muhatabı Müslüman olarak azınlıkta yaşamanın ne zor şey olduğunu bilemezsiniz. Siz bu şekilde ülkemize geldiğinizde bizim sahipsiz olmadığımız görülecek.’ Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanımız ilk fırsatta hemen Kamerun’a gidiyor. Oradaki büyükelçimizle Cuma namazını kıldırmak üzere camiye giderken, çevresindekilere ‘Gittiğimiz yerde kaç yüz kişi vardır’ diye soruyor. Yanındaki diyor ki ‘hocam 30 bin kişi sizi bekliyor.’ Gerçekten camiye vardıklarında sahraya doğru saf tutmuş on binlerce insanın kendilerini beklediğini görüyorlar. Namazdan sonra 90 yaşında bir ihtiyar geliyor ve başkanımıza diyor ki ‘elhamdülillah sefer tamamlandı. Sizin atalarınız yakınlara kadar geldiler ama bu topraklara geçemediler. Biz bunun acısını 400 yıldır çekiyoruz’ diyor” ifadelerini kullandı.

    İslam medeniyetinin bir vakıf medeniyeti olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bugün nereye giderseniz gidin karşınıza köprü olarak, han olarak, hamam olarak mutlaka bir Osmanlı eseri çıkar. Bugün batılıların sömürmek için, petrolünü yağmalamak için gittiği Ortadoğu’ya biz demiryollarımızla gittik, su kanallarımızla gittik, hanlarımızla, çarşılarımızla gittik. En önemlisi birlikte yaşama kültürümüzle gittik. Geçen Afrika’nın 4 ülkesine gittik. Hepsi ‘Batı bize elmaslarımız, altınlarımızı yağmalamak için geldi. Ama Osmanlı bize öyle gelmedi’ dedi. Biz dedik ki ‘Biz bunun için varız, mücadelemizi sürdürüyoruz. Biz sizinle bir dayanışma için buradayız. Ama bizi ne olur çabuk anlayın yoksa yine kaybetmeye devam edeceksiniz.’ Burada bir sıkıntı var anlayamıyorlar” dedi.

    Erdoğan kardeş toplumların günümüzde yönünü Türkiye’ye çevirdiğini vurgulayarak, “Umutla çıkış yolu arıyorlar, rehber olarak da bizleri görüyorlar. Bu büyük medeniyetin varisi olarak gördükleri Türkiye’nin kendilerine rehberlik etmesini bekliyorlar. Ne kendi evlatlarımız ne de bu inşaları hayal kırıklığına uğratma hakkımız yoktur. Biz sınırlarımıza dayanan Suriye’deki o mazlumlara, Irak’taki o mazlumlara kapılarımızı açtıysak iyilik medeniyetinin mensupları olduğumuz için açtık. ‘Kaç kişi gelecek’ diye sormadık. Batı ne yapıyor. ‘Biz 300 kişi alırız’ Sonra ne yaptılar dikenli telleri koydular. ‘Hayır almayız.’ ‘Türkiye burada bize rakam versin.’ Ne rakamı? Şu anda 3 milyon insan var burada. Bundan sonra da yine biz açık kapı politikasıyla o bombalardan kaçan insanlar ne olursa olsun onları almaya mecburuz çünkü bu medeniyetin evlatları bunu yapmakla yükümlüdür. Yaşanan olaylar dünyanın kalanı nezdinde tüm Müslümanları töhmet altında bırakmaya, tüm Müslümanları terörist gibi göstermeye çalışanlara fırsat veriyor ama biz o fırsatı vermeyeceğiz. Bu bir proje olabilir. Birileri yaşananları istismar etmek istiyor olabilir. Bize düşen buna karşı kendi medeniyetimizin değerleri ile mukabele etmektir” şeklinde konuştu.

    “BİZİM MEDENİYETİMİZİN OLDUĞU HİÇBİR YERDE DAİŞ, BOKO HARAM, PYD, PKK, YPG OLAMAZ”

    Konuşmasında Hz. Muhammed’in hadislerinden de örnekler veren Erdoğan, şunları söyledi:

    “Ne diyor bizim peygamberimiz; ‘Müslüman elinden ve dilinden insanların selamette olduğu kişidir.’ Bu kadar. Bir başka hadiste ‘Mümin ise insanların canları ve malları konusunda emin oldukları kişidir.’ Çerçevede çizilmiş zaten. Bu emri alan hiçbir Müslüman hiçbir mümin masumlara kötü söz söyleyemez, masumlara el kaldıramaz, masumların gırtlağını kesemez.”

    Erdoğan, “Bizim medeniyetimizin olduğu hiçbir yerde DAİŞ olamaz, Boko Haram olamaz. Bizim medeniyetimiz olduğu yerde PKK olamaz, PYD olamaz, YPG olamaz. Aynı şekilde bizim medeniyetimiz olduğu hiçbir yerde Holokost da olamaz. Bugün İslam dünyası mezhepçilik fitnesinin, sosyal çalkantıların sancısında kıvranıyorsa önce kendimizi sorgulayacağız. Demek ki yeteri kadar sesimizi duyuramıyoruz. Fertten başlayarak kurumlarımıza kadar hep birlikte bu muhasebeyi yapmalı, medeniyetimizin bize yüklediği sorumluluğa dört elle sarılmalıyız. Kaybettiğimiz her an iyilik karşısında kötülüğün mesafe kat edişini izlemek zorunda kalırız” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Kır: “Hiçbir Maçımız Kolay Olmadı”

    Orduspor Teknik Direktörü Turgut Kır, deplasmanda Hacettepespor ile zor bir maça çıkacaklarını ve bu maçtan 3 puan alarak Ordu’ya dönmek istediklerini söyledi.

    Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Orduspor, 11 Mart Cuma günü deplasmanda oynayacağı Hacettepespor maçının hazırlıklarını tamamladı. Takımdaki son durumu değerlendiren Orduspor Teknik Direktörü Turgut Kır, 10 günlük zor bir sürece girdiklerinin belirtti. 10 günlük süre zarfından Hacettepe, Pazarspor ve Hatayspor ile karşılaşacaklarını ifade eden Kır, bu maçların ilki olan Hacettepespor maçını kazanarak iyi bir seri yakalamak istedikleri vurguladı.

    “ARTIK ZORU BAŞARMAK İSTİYORUZ”

    Ligde hiçbir maçın kolay geçmediğini ve geriye kalan maçlarda puanlar alarak lige tutunmak istediklerini aktaran Kır, “Takım olarak zor bir sürece girdik. Bizim hiçbir maçımız bu zamana kadar kolay olmadı. Hacettepespor maçı da bu zor maçlardan bir tanesi olacak. Bizde takım olarak artık zoru başarmak istiyoruz. Ligde kalma adına önümüzdeki maçlardan alabileceğimiz puanları alıp lige tutunmak istiyoruz. Bu gece Ankara’ya gitmek için yola çıkacağız ve yarın ter idmanımızı yapıp maç saatini bekleyeceğiz. Hacettepespor maçında Furkan Mızrak cezalı olduğu için, Emre Gemici, Arda Aslan ve Yunus Şimsek ise sakatlıkları sebebi ile bu maçta oynayamayacak. İnşallah 3 puan alıp Ordu’ya döneriz” dedi.

  • TOKİ Başkanı Turan: “Hiçbir Yerde En Yüksek Bina TOKİ Binası Olmayacak”

    Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Mehmet Ergün Turan, TOKİ’nin konut hedefini yükselttiğini ve yeni rekorlar kırdığını belirterek, “Bizim bu yıl hedefimiz 60 bin konut üretmektir. Geçmişteki arkadaşlarımız gerçekten çok büyük işler yapmışlar, büyük emek ortaya koymuşlar, zor imkanlarla bunu başarmışlar ama biz bu yıl Toplu Konut İdaresi’nin zirve yılını yaşıyoruz” dedi.

    TOKİ Başkanı Ergün Turan, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Turan, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. TOKİ’de anlayış değişikliğine gidildiğinin altını çizen Turan, hiçbir şehirde TOKİ binasının en yüksek bina olmayacağını söyledi. Temel disiplin olarak yatay mimarinin esas alındığını kaydeden Turan, “Tamamıyla bir anlayış değişikliği var. Biz kurum içerisindeki arkadaşlarımıza ‘hiçbir vilayette, kasabada, ilçede en yüksek bina TOKİ binası olmayacak’ diyoruz. Son bir buçuk yılda inşaat yaptığımız il ve ilçelerde en yüksek bina TOKİ binası değildir, mutlaka o yerde imar planlarında bizden yüksek imarlar vardır. Biz temel disiplin olarak yatay mimariyi esas aldık. Çeşme projemiz, şuanda Ürgüp’te yaptığımız projemiz var. Bunların bir kısmı bitti, bir kısmı bitme aşamasında. Bizim ana konseptimiz yatay mimariyi esas almaktır. Yatay mimari vilayetine göre farklılık arz eder. Mesela Ürgüp’te 3 katı geçmedik ama İstanbul Kayabaşı bölgesinde bir konut yaptığınızda 7, 8 kattır bunun makul olanı, Karabük’e gittiğimizde belki 5, 6 kattır. Çankırı’da bu konseptte bir şehir dokusu inşa edeceğiz. Arazi üzerinde ciddi bir çalışma yapıyoruz, 4-5 bin konutluk bir çalışma yapıyoruz. Çankırı’da kalenin altındaki kentsel dönüşüm projesi Türkiye’ye örnek olacak bir projedir. Tarihi dokuya uygun bir mahalle yapıyoruz. Biz yatay mimariyi çok önemsiyoruz, mutlaka yöresel mimari normlar taşıyan eserler üretmeye çalışıyoruz. Her bir vilayette birbirinden farklı nitelikte konutlar üretmeye çalışıyoruz. Yöresel taşlar kullanmaya çalışıyoruz, mahalle kültürünün oluşmasını önemsiyoruz. Meydanın, caminin, okulların, esnafın iç içe olduğu, içinden caddelerin, sokakların geçtiği bir şehircilik anlayışı gütmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    TOKİ’NİN 2016 HEDEFİ 60 BİN KONUT

    TOKİ’nin 2016’da 60 bin konut hedefinin olduğunu belirten Turan, bu yılın TOKİ’nin zirve yılı olduğunu ifade etti. TOKİ’nin son birkaç yıldır yavaşladığı yönündeki eleştirilerin yanlış olduğunu dile getiren Turan, TOKİ’nin geçmişte önemli işler yaptığını ama her yıl üzerine daha da koyarak ilerlediğini vurguladı. Türkiye’de üretilen konutların yüzde 7 ile 8’inin TOKİ tarafından inşa edildiğini söyleyen Turan, “Bizim bu yıl hedefimiz 60 bin konut üretmektir. Toplu Konut İdaresi’nin en zirve yılını hedefliyoruz. Geçmişteki arkadaşlarımız gerçekten çok büyük işler yapmışlar, büyük emek ortaya koymuşlar, zor imkanlarla bunu başarmışlar ama biz bu yıl Toplu Konut İdaresi’nin zirve yılını yaşıyoruz. Bu 60 bin konut hedefi bu yıl başladı, 2 ay geçti. Bu 2 ayda 11 bine yakın konut ihalesi yaptık. Her ay ortalama 5 bin konut yapıyoruz. Türkiye’de yıl içinde üretilen toplam konutun yaklaşık yüzde 7 ile 8 arası Toplu Konut İdaresi olarak tek başımıza üretiyoruz. Ürettiğimiz konutların yaklaşık yüzde 90’ı alt ve orta gelir grubuna yönelik sosyal konutlardır. Bizim sadece yaklaşık yüzde 5, yüzde 8’lik konutlarımız gelir elde etmeye yöneliktir” dedi.

    Turan, TOKİ’nin 2016-2019 yılları arasında hedeflerinin asgari 250 bin sosyal konut inşa etmek olduğunu vurgulayarak, “2023 hedefimiz de asgari 500 bin konut inşa etmektir. Kamuda yaklaşık 250 işgünü var. Bu şu demektir; biz her gün yaklaşık 250 konut inşa ediyoruz. Toplu Konut İdaresi, dünkü gücü ve birikimiyle bugün çok daha büyük hedeflere yelken açmıştır. Önümüzdeki 7, 8 yıllık hedefimizle birlikte 1 milyon 200 bin konuta ulaşacağız. 2023 yılına gelindiğinde Türkiye’deki toplam nüfusun asgari 5 ile 6 milyon arası Toplu Konut İdaresi’nin konutlarında yaşayacak” ifadelerini kullandı.

    “SUR’DA 2009 YILINDAN BERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM VAR”

    Turan, Diyarbakır Sur ilçesinde 2009 yılından beri bir kentsel dönüşüm çalışması olduğunu kaydetti. Sur’un 3 mahallesinde kentsel dönüşüm çalışması yapıldığını belirten Turan, şunları kaydetti:

    “TOKİ’nin bölgede daha önceden de çok ciddi çalışmaları vardı. Bu günkü gündemle sahaya inmiş değil TOKİ. Sur bölgesinde güvenlik politikalarından dolayı bir çalışma var gibi gösteriliyor. Sur bölgesinde 2009 yılından başlayarak Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Sur Belediyesi ile ortak bir protokol dahilinde o tarihten bu güne kadar üç mahallesinde kentsel dönüşüm çalışması yapıyoruz. Bu çalışmanın paydaşları Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Diyarbakır Valiliği ve Sur Belediyesi’dir. Yeni bir çalışma değil bu. Sur bölgesi 2011 veya 2012 yılından beri riskli alan ilan edilmiş bir bölge. Kentsel dönüşüme tabi tutulmuş bir bölge.”

    Sur’da ne TOKİ’nin ne de başka bir kurumun bina inşası yapamayacağının altını çizen Turan, “Sur bölgesinde alanla ilgili çalışma yani kentsel dönüşüm çalışması yapıldığında altını çizerek söylüyorum, Sur bölgesi tarihi dokusu olan bir sit alanıdır. Sur bölgesi konumu amaçlı planlı bir bölgedir. Yani burada hiç kimse toplu konut yapısı inşa edemez. Ne TOKİ ne de bakanlıklarımız inşat yapabilir Sur bölgesinde. Tarihi dokusunun ihyası için bir çalışma yapılıyor Sur’da. 2009’dan gelen çalışma tarihi dokunun ihyasıdır. 1940 yılındaki çalışmalar baz alınarak o dokunun ihyası üzerine çalışmalar yapılıyor. Sur asla toplu konut bölgesi değildir. Sur’da üç mahallede çalışmamız var. Mesela Hz. Süleyman Camii’nin etrafında kentsel dönüşüm çalışması var. Diyarbakır’daki vatandaşlarımız ne yaptığımızı biliyor. Etraf temizlendi, rekreatif amaçlı o alanlar kullanılacak. Çevre ve Kültür Bakanlıkları da burada çalışma yapıyor. TOKİ, Sur bölgesinde yeni bina inşa etme çalışması yapmıyor. Bölgede yapılacak olan çalışma Kültür ve Çevre Bakanlığı koordinasyonunda yapılan tarihi doku ihya çalışması” şeklinde konuştu.

    “TOKİ SUR’A GİRECEKMİŞ GİBİ ALGI VAR”

    TOKİ’nin Sur’da yaptığı çalışmaların altında Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Sur Belediyesi’nin imzasının olduğunu söyleyen Turan, ”Sanki TOKİ Sur’a girecekmiş gibi bir algı var. TOKİ Sur’a asla girmeyecek. TOKİ’nin 2009’dan beri çalışması, niteliği bitmiş binaların oradan kaldırılma çalışması. Hak sahibi insanlara da ya bedellerin ödenmesi ya da onların da konut sahibi yapılması konusu gündemimizde. Diğer alanlarda sadece tarihi dokunun ihyasına yönelik bir çalışma var. Bunlar yalnızca bugün gündemde olan hendek, barikat gibi konulardan kaynaklanmıyor. 2009’dan beri çalışma sürüyor ve belediyenin de bunun altında imzası var. TOKİ’nin uyguladığı bütün yıkımları Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi yaptı. Biz vatandaşların paralarını ödedik, onlar da yıkımları yaptı. Yalnızca güneydoğu ve doğu bölgelerimizde değil tüm bölgelerimizde bir değişim yapmak durumundayız” değerlendirmelerinde bulundu.

    “DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA TOKİ OLARAK 142 BİN KONUT YAPTIK”

    Turan, TOKİ’nin ihtiyaç duyulan tüm bölgelere rezerv konutlar inşa ettiğini belirterek, şunları söyledi:

    “TOKİ’nin Silopi ve Cizre ile ilgili çalışması bugünkü gündemle ilgili değil. 2002’den beri bölge en aktif çalıştığımız alanların içinde geliyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da TOKİ olarak 142 bin konut yaptık. Bunun için de 19 milyar 54 milyonluk yatırım yaptık. Sur, Cizre, Silopi ve buna benzer bölgelerde rezerv konutlar inşa ediyoruz. Diyarbakır’da, Gaziantep’te, Erzurum’da, Urfa’da vatandaşların konut talebi var. Biz ihtiyaç duyulan bölgelerde rezerv konutları inşa ediyoruz. Diğer alandaki çalışmalar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve belediyelerin konumlarına göre yapılıyor. Ağrı’da, Muş’ta, Niğde’de, Uşak’ta kentsel dönüşüm yaptık, yine yapacağız. 54 kentte aktif ketsel dönüşüm yapıyoruz. Bu yalnızca o bölgeye özgü bir çalışma değil. Ama o bölgede sosyolojik bazı meseleler var, onun için o bölge öncelik taşıyor. İhtiyaçlar arttığı için saydığım paydaşlarla birlikte çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.”

    “TOKİ TÜRKİYE’NİN İTİCİ GÜCÜDÜR”

    TOKİ’yi 35-40’a yakın ülkenin yakından takip ettiğini söyleyen Turan, “TOKİ’nin bu serüveni yalnızca Türkiye için örnek teşkil eden bir durum değildir. Ben yaklaşık 2 yıldır TOKİ Başkanıyım. Benim başkanlık dönemimde 35-40’a yakın ülkeden yetkililer TOKİ’yi incelemek için geldi. Gelişmekte olan ülkelerden hatta ekonomik anlamda bizden ileri ülkelerden bu modeli incelemek için bir sürü resmi heyetle görüşmeler yaptık. Bu Türkiye’nin başarı hikayesidir. TOKİ Türkiye’nin itici gücüdür. Ben kurumu şu şekilde tanımlıyorum. Sosyal Devlet anlayışının en önemli yansıması bu kuruluştur. Konut sahibi olmayan vatandaşları için dost eli, bir kuruluş burası. Eğer TOKİ gibi bir idare olmasaydı Türkiye’de, bizden konut sahibi olmuş 700 bin insanın yaklaşık 400 bini asla konut sahibi olamazdı. Çünkü biz Anadolu’nun birçok kentinde 8 bin, 10 bin, 12 bin peşinatla ayda 220, 270, 300 lira taksitle 75 metrekare, 80 metrekare daireler veriyoruz” diye konuştu.

    TOKİ Başkanı Turan, TOKİ’yi neden Batı ülkelerinin takip etmediği yönündeki soruya, “Nüfus artışı yoksa, nüfus stabil bir noktada ise o ülkelerde konut sorunu yoktur zaten. Ancak ekonomisi gelişen ve nüfus artışı olan Asya, Pasifik, Afrika ülkelerinden, Orta Doğu ülkelerinden ciddi manada takip edilen bir kuruluşuz. Biz bu modeli yabancılara anlatmakta zorlanıyoruz ve ben bunu anlatmak için de bir şey geliştirdim. TOKİ yılda yaklaşık 8-10 milyar yatırım yapıyor. Yapılan konutların yüzde 80’i veya 90’ı hiç konut sahibi olmayan alt gelir grubu insanlara yönelik. Bu kaynakların tamamını direkt kamu bütçesinden karşılayarak yapmıyoruz, kaynağı üreterek inşa ediyoruz. Bu model Türkiye’ye mahsustur. Türkiye’nin başarı hikayesidir” diye cevap verdi.

    “FİNANSMANIN İKİ SIRRI VAR”

    Turan, TOKİ’nin kendi kaynağını kendisinin ürettiğini belirterek, “Bana göre TOKİ’yi yabancılara anlatırken önemli bir nokta finansmanı nasıl sağladığımız konusu. TOKİ ile birlikte rant kavramları kullanılıyor. TOKİ kendi kaynağını kendisi üretir. TOKİ asla kar amacı güden bir kuruluş değildir. Elde ettiği kaynağı vatandaşa ileten bir kuruluştur. Bana göre kaynağı elde etmekte iki temel sır var. Büyüyen bir ekonomi olması lazım ki Türkiye son 12 yıldır sürekli büyüyen bir ekonomi ve güçlü bir irade gerekir. O da güçlü bir hükümet ve onun başıdır” şeklinde konuştu.

    “KODLARIMIZI YENİLEMEMİZ LAZIM”

    Kentsel dönüşümde insanların ve kurumların kar amacı gütmemesi gerektiğini belirten Turan, TOKİ’nin kar amacı gütmeden fedakarlık yaparak kentsel dönüşüm çalışmaları yaptığını hatırlattı. İnsanların da kentsel dönüşümde kar amacı gütmemesi gerektiğini vurgulayan Turan, şunları ifade etti:

    “Kentsel dönüşümü deprem için, sağlık bir ortam sunmak, sağlıklı nesiller yetiştirmek için yapıyoruz. Trabzon’da Zağnos Vadisi var, buradaki bütün konutları yıktık ve buraya konut yapmadık. Mecburen o insanları başka bölgelere taşıdık. Bir afet gelmeden önce, ‘nasıl bir fedakarlık yaparız da bu afetten en az zararla kurtuluruz’ diye düşünmemiz gerekiyor. Kentsel dönüşüm özellikle büyük şehirlerde öyle bir noktaya taşındı ki, maalesef nasıl ‘bu işten daha çok para kazanırız’ diye düşünülüyor. Mesela 100 metre dairesi olan bir vatandaşımız bir fedakarlık yapıp 80 metrekare bir daireye taşınmayı kabul etmesi gerekirken, 100 metre eski dairesine en az 100 metre daire yada 120 metre daha büyük bir daire istiyor. Tabi bu işi yapan müteahhit de, bazen kamu da bu işten para kazanmak istiyor; o zaman bu sürdürülemez bir yapıya doğru gidiyor. Bir defa kodlarımızı yenilememiz lazım. Herkesin kentsel dönüşüm deyince ‘nereden para kazanırız’ değil ‘nasıl fedakarlık yaparız da bu işi çözeriz’ diye düşünmesi gerekiyor. Asıl sorunun kanuni düzenlemeden öte mantıksal yaklaşım sorunu olduğunu düşünüyorum. Herkes para kazanmak isterse birilerinin para kaybetmesi gerekir. Bana göre herkesin para kazanmak istemesi şehirlere kaybettirir.”

    EMEKLİYE 250 TL TAKSİTLİ KONUT

    “2015 yılının ortalarında 250 TL’den başlayan taksitle Anadolu’nun birçok kentinde emekli vatandaşımızı ev sahibi yapabileceğimizi ilan ettik” diyen Turan, “İlk etapta 17 ilde 4 bin 340 tane konut arz ettik. Yaklaşık 40 bine yakın müracaat geldi, kuraları çektik. Aradan 2-3 ay geçti, tekrar talebin olduğu vilayetlerde bir çalışma yaptık, yine 3 bin 500’e yakın konut tekrar arz edeceğiz, sadece emekli vatandaşlarımıza yönelik olarak yapacağız. Sosyal konuttaki en önemli unsur arazi fiyatlarıdır. Biz hazineden arazi alıyoruz, arazi bedelinin çok ucuz yada sıfıra yakın olması gerekir ki sosyal konut üretimi yapabilelim. Şimdi yine talepler geliyor, talebin geldiği yerlere tekrar dönüp arazi araştırmasını yapıyoruz, bulduğumuz yerlerde projeleri geliştiriyoruz. Böyle her iki ayda bir 5 bin konut, 4 bin konut civarında sadece emekli vatandaşlarımıza yönelik konut arzlarımız olacak. Anadolu’nun bazı yerlerinde 210 TL taksitle de konut satıyoruz. Taktir edersiniz ki bazı vilayetlerde arazi üretiminden kaynaklı 280 TL, 300 TL olabiliyoruz. 2-3 ay önce Ankara Mamak’ta 458 TL, 470 TL taksitle emeklilere konut satışı yaptık. Ankara Mamak’ta yaptığımız konutların şuandaki kira bedelleri 750-800 TL’dir. Biz vatandaşlarımızı kira öder gibi kiradan daha ucuz ev sahibi yapıyoruz. Bu proje, hiç konut sahibi olmayan 3 bin 200 TL’den daha az geliri olan emekli vatandaşlarımıza yöneliktir” ifadelerini kullandı.

    TOKİ 18 STADYUM İNŞA EDİYOR

    Turan, TOKİ’nin Türkiye’de 18 stadyum inşa ettiğini, bu rakamın Avrupa’da toplam inşa edilen stadyum sayısından daha fazla olduğunu söyledi. Stadyumlardan üç tanesinin yapımının tamamlandığını aktaran Turan, 15 tane stadyum inşaatının devam ettiğini sözlerine ekledi.