Etiket: Hiç

  • (Özel Haber) Yumurtayı Hiç Böyle Görmediniz

    Afyonkarahisar’da bir ince iş sanatçısının yumurtaları çeşitli şekillerde süsleyerek, gece lambası olarak dizayn ettiği “Yumurtadan Sanata” isimli bir sergi açıldı. Hiç alışılmadık bir malzeme kullanarak sergi açan sanatçı Yusuf Eygören, yaptığı en büyük eserinin ise sonunda kırılan yumurta olduğunu kaydederek sanatı konusunda kendisine ne kadar güvendiğini gösterdi.

    Park Afyon Alışveriş Merkezinde, ince iş sanatçısı Yusuf Eygören tarafından açılan ve sadece yumurtaların kullanıldığı Yumurtadan Sanata isimli sergi büyük ilgi gördü. Yumurtaları ince uçlu matkaplar kullanarak oyan ve içerisine boşlattıktan sonra çeşitli şekillerde boyayarak gece lambası haline getiren sanatçı Eygören icra ettiği sanatı ile herkesi şaşırttı. Normalde darbelere karşı çok hassas olan yumurtalara matkap kullanarak onlarca delik açan ve daha sonra bu delikler vasıtası ile yumurtayı gece lambasına çeviren sanatçı Eygören açtığı sergide atölye çalışması ile de yaptığı işi katılımcılara gösterdi.

    İcra ettiği ilginç sanatıyla ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan sanatçı Eygören, Türkiye genelinde yumurta oymacılığı sanatını yapan kişi sayısının 4-5 kişi olduğunu kaydederek, uğraştıkları sanat dalının çok zor olduğunu ifade etti. İnce iş sanatçısı olarak yumurta üzerinde Türkiye’de ilk çalışma yapanlardan birisinin kendisi olduğunu kaydeden Eygören, “Afyonkarahisar yumurtacılığın başkenti. Bu yüzden Anadolu’da ilk sergimizi Afyon’da açtık. Afyonlulara da bu işi göstermek istedik. Yumurta oymacılığı ben aşağı yukarı 10 yıldır yapıyorum ve Türkiye’de ilk yapanlardan birisiyim. Son yıllarda birkaç arkadaş daha yapmaya başladı. 10 yıldır bu iş üzerinde çalışıyorum ve bu işi de bugün burada sergiledik. Bu işi denemek isteyenlere de denemesini yaptıracağız” dedi.

    “KADINLAR PİŞİRDİKLERİ YUMURTANIN ASLINDA BİR SANAT ESERİ OLABİLECEĞİNİ ŞAŞKINLIK İÇERİSİNDE İZLEDİLER”

    Eygören sanat eseri yapma konusunda onca malzeme varken neden yumurtayı kullandığını ise şu sözlerle anlattı:

    “Yumurta çok hassas ve kırılgan, sanatında en kırılgan hali. Ben de hassas işleri sevdiğim için yumurtaya yöneldim. En zor yaptığım yumurta eseri ise sonunda kırılandır. Kırılanlar çok oluyor” dedi.

    Yaptığı eserlere rağbetin ise en fazla koleksiyonculardan olduğunu söyleyen Eygören, yaptığı eserler arasından seçerek koleksiyon yapan insan sayısının çok olduğunu dile getirdi.

    Eygören son olarak eserlerini pişmemiş çiği yumurtaların içerisini boşaltarak yaptığını aktardı.

    Sergiye katılan ve yumurtanın sanat eserine dönüştüğü atölye çalışmasına bizzat gören katılımcılar ise Eygören’in gözetiminde yumurta oymacılığı yapmayı da ihmal etmediler.

    Öte yandan, sergiye katılan kadınlar ise bugüne kadar sadece pişirdikleri yumurtadan bir sanat eseri olabileceğini ise şaşkınlık içerisinde izlediler.

  • (Özel Haber) 53 Yıldır Hiç Görmediği Kız Kardeşini Arıyor

    Kayseri’de yaşayan 64 yaşındaki Meryem Zengin, çocukken babası tarafından evlatlık olarak verilen kız kardeşini 53 yıldır arıyor.

    Kayseri’nin Bünyan ilçesine bağlı Akmescit köyünde yaşayan 64 yaşındaki Meryem Zengin’in hayat hikayesini duyanlar, gözyaşlarına hakim olamıyor. 1954 yılında Ağrı’da dünyaya gelen Meryem Zengin, çocukken kız kardeşi Zühre ile beraber ekonomik yetersizlikten dolayı ailesi tarafından bir aileye evlatlık olarak verildi. Daha sonra evlatlık alınan aile tarafından tekrardan kendi ailesine bırakılan Meryem Zengin’in kardeşi ile yolları burada ayrıldı. Daha sonra 13 yaşında evlendirilerek Kahramanmaraş’a gelin giden Zengin, bu sırada akrabaları tarafından kız kardeşinin evlatlık verildiğini öğrendi ve o yıldan itibaren kız kardeşini aramaya başladı.

    Kahramanmaraş’ta eşini kaybeden Meryem Zengin, ardından Kayseri’nin Bünyan ilçesine bağlı Akkışla köyünde bulunan Osman Zengin ile evlenerek, buraya geldi. Burada da kız kardeşini aramaya devam eden Zengin’in aramaları sonuçsuz kaldı.

    Hiç görmediği kız kardeşini yıllardır aramaya devam ettiğini söyleyen 64 yaşındaki Meryem Zengin, yetkililerden yardım istedi. Zengin, “Babamın Ağrı’da evlatlık olarak verdiği kız kardeşimi 11 yaşından beri arıyorum. Onu hiç görmedim. Kardeşimin eşine, çocuklarına ve onu tanıyanlara sesleniyorum. Kardeşim, hep seni özlüyorum. Şimdiye kadar hep kardeşimi aradım. Herkese sordum ama hiç kimse bana bir haber vermedi” ifadelerini kullandı.

    Kız kardeşini hiç görmediğini belirten Zengin, “Kız kardeşimi hiç hatırlamıyorum. Ben küçükken babam ikimizi de aynı aileye evlatlık vermiş. Sonradan babam beni tekrardan almış ve evlatlık verdiği aileden geri getirmiş. Bakamam diye bacımı o aileye evlatlık vermiş. Bana yardım etmelerini istiyorum. Annem küçükken vefat etmiş. Onu hiç tanımıyorum” şeklinde konuştu.

  • İnovasyon Danışmanı Radjou: “2020 Yılında Oslo’da Hiç Araba Olmayacak”

    Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde gerçekleştirilen ‘Tutumlu İnovasyon’ oturumunda konuşan İnovasyon Danışmanı Navi Radjou, 2020 yılında Norveç’in başkenti Oslo’da hiç araba olmayacağını söyledi.

    Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde gerçekleştirilen 7. oturumda konuşan Navi Radjou, inovasyonun sadece Silikon Vadisi’nde değil dünyanın gelişmemiş ve geri kalmış yerlerinde de gerçekleştirilebileceğini söyledi. Dünyanın inovasyon ile ilgili yeni yaklaşımlarla karşılaştığını ifade eden Navi Radjou, Afrika’da uygulanan inovasyon sistemlerinin Avrupa’da uygulanabilirliğini belirtti. Türkiye’deki inovasyon çalışmaları ile ilgili açıklama yapan Navi Radjou, “Türkiye’de bildiğiniz gibi petrol ve doğalgaz yok. Buna rağmen Türkiye’de refah oluşturulabiliyor. Türkiye’nin en fazla ilham aldığım noktalarından bir tanesi bu özelliğidir. Çok kısıtlı kaynakla kalkınmayı sağlayabiliyor. Komşu ülkelere bakıldığında çok fazla kaynakları olduğu görünüyor. Ama mutlu olduklarını söyleyemeyeceğim. Aslında Türkiye’nin kaynağı yok ama kaynaklardan optimum düzeyde yararlanmasını biliyor” diye konuştu.

    Hindistan’ı 25 yıl önce terk ettiğini kaydeden Navi Radjou, “Anne ve babama Hindistan’dan ayrılıp girişimci olacağımı söyledim. Onlar bana ’Senin aklından zorun var. Seni hastaneye yatıralım’ dedi. Girişimcilik bu kadar tehlikeli görülüyordu. Ama şu anda Hindistan’da girişimci milyarderler var. Şu an yetişmekte olan girişimci bir jenerasyon var. Böyle bir jenerasyon Türkiye içinde gerekli” dedi.

    “2020 YILINDA OSLO’DA ARABA OLMAYACAK”

    İnovasyonun herkesin aklında farklı bir şekilde yer aldığını belirten Navi Radjou sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bugün herkes iphone üretmek peşinde. Biraz daha farklı bakış açısıyla inovasyona yaklaşmak gerekir. Şuan sürücüsüz araba ve uçan araba projeleri var. Ama Norveç’in başkenti Oslo’da 2020 yılında hiç araba olmayacak. Çünkü milyarlarca doları bisiklet yollarının oluşturulması için harcıyorlar. Evet farklı inovatif ürünler üreteceğiz, ama artık insanlar benim araca ihtiyacım yok da diyebiliyor. Yani teknoloji sadece yatırımcıların hizmetine değil insanlığın hizmetine de sunulmalı.”

    Dünya nüfusunun 7 milyar olduğunu, 5 milyar insanın ise halen internete ulaşamadığını söyleyen Navi Radjou, internete ulaşan 2 milyar insanında önemli bir kesiminin 2G teknolojisi ile internete bağlandığının altını çizdi.

  • Bircan; “Son 8 Ay Hiç Durmadan Şalışıyoruz”

    Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan, göreve geldiklerinden itibaren ADÜ’nün gelişip büyümesi için durmadan çalıştıklarını belirtti.

    ADÜ Rektörü Bircan, Adnan Menderes Üniversitesi rektörlüğüne atanalı henüz 1 yıl olmasına rağmen, özellikle son sekiz aydır hiç durmadan çalıştıklarını ifade etti. Rektörlüğü süresince yapılan çalışmalar ile ilgili bilgiler veren Bircan, “Hastane ile ilgili ek hizmet binaların yapımı için ihale açıldı. Organ transprasyon birimi açılacak. Konu ile ilgili 3 öğretim görevlimizi organ nakli ile ilgili eğitimler almaları için değişik üniversitelere gönderdik. Nisan ayında eğitimleri tamamlandıktan sonra geri üniversitemize dönecekler. İnşallah organ nakli ile ilgili önce böbrek sonra da karaciğer nakilleri gerçekleştirilecektir. Hastanemize bu yeni bina ile birlikte birçok ameliyathane ve yeni bir acil servis daha kazandıracağız. Hastanemiz bölgenin en iyi hastanesi olmak durumdadır. Ciddi şekilde memnuniyeti artırıp çalışmalarımızı yoğunlaştırmak zorundayız. Kendi öz kaynaklarımız kullanarak iki milyon liralık nörociyografi cihazı aldık. Bu cihaz beyin cerrahı, nöroloji ortak kullanacakları bir cihaz olacaktır. Üç boyutlu Türkiye de sadece 5 hastanede var. Hiçbir parasal getirisi olmasa dahi tek bir hastaya bile faydalı olmak bizim için çok önemlidir” diye konuştu.

    “BİLDİRİYE İMZA ATAN AKADEMİSYEN PİŞMAN OLDU”

    Ülke gündeminde tartışma konusu olan bildiriye imza atan öğretim görevlilerin durumlarına ilişkin yöneltilen bir soruyu cevaplandıran ADÜ Rektörü Bircan, Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi bildirisine imza attığı için açığa alınan Söke İşletme Fakültesi Arş. Gör. Serhan Gül’ün pişman olduğu ve imzasını geri çektiğini söyledi. Bircan, aynı bildiriye imza atan ADÜ eski Rektörü Prof. Dr. Şükrü Boylu ve Fen Edebiyat Fakültesi Arş. Gör. Dr. Özgen Yalçın için ise idari işlem sözlerine ekledi.

  • Turan: ”Biz Hiç Kimsenin Kürsüde Yuhalanmasını İstemeyiz”

    AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan, 18 Mart Deniz Zaferi kutlama programında yuhalanan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’la ilgili açıklamada bulundu. Turan, “Biz hiç kimsenin kürsüde yuhalanmasını istemeyiz. Eğer siz imajınızı HDP’yle özdeşleştirir hale getirirseniz, prestijinizi pilavla imaj hale getirirseniz millet size bugün olmaz yarın yan bakar ya da ıslık çalar bu gayet anlaşılır bir şey diye düşünüyorum” dedi.

    25. dönem milletvekili genel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) yüzde 10 barajını geçince Çanakkale Belediye Başkanı CHP’li Ülgür Gökhan, şükür pilavı dağıtmıştı. Pilav olayının yankıları 18 Mart Deniz Zaferi’nin 101. Yıldönümü kutlamalarında da sürdü. AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan, AK Parti Lapseki Gençlik Kolları tarafından düzenlenen gençlik kolları toplantısı programına katıldı. Lapseki Belediyesine ait sahil sosyal tesislerinde düzenlenen kahvaltı programına Lapseki Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz, AK Parti İl Gençlik kolları Mefail Ceyhan, İl Kadın Kolları Başkanı Saime Çetin Aydoğan, Lapseki AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Serdar Kamaşık ve diğer ilçe başkanları katıldı.

    Burada bir konuşma yapan AK Parti Grup Başkanvekili Av. Bülent Turan, “Dün 18 Mart törenleri için bir aradaydık Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla çok güzel bir törenler oldu. Tabi ki her programın artısı eksisi masaya yatırılır ama genel olarak sayın cumhurbaşkanımız da çok mutlu olduğunu keyif aldığını ifade etti. Özellikle gençlik kollarının organize ettiği Türkiye haritasının pazılı halinde bir araya getirilmiş olması ayrı bir keyif kattı. Cumhurbaşkanımızın Çanakkale bölümünü eklemesi yine ayrı bir şık görüntüydü. Okunan şiirler çok güzeldi. Ayrıca, Çanakkale halkının törenlere göstermiş olduğu ilgi, Anadolu’dan gelen insanlarımızın göstermiş olduğu ilgi de güzeldi. Eleştiri konusu olan sayın belediye başkanına yapılmış ıslık tarzı tezahüratların basına yansımış olması hali bizi üzdü. Hiç kimsenin kürsüde yuhalanmasını istemeyiz, biz hiç kimsenin konuşma hakkının zorlanmasını da istemeyiz. Ancak bazı gazetelerin iddia ettiği gibi de orda bir organize vardı, orda işte efendim bir ekip vardı bunu doğru bulmuyorum. Bu ekip her sene oralarda gençlik kollarımız her sene oralara geliyor yıllardan beri gelip gidiyorlar ve sayın belediye başkanı her sene konuşma yapıyor. Geçen yılda konuşma yaptı geçen yılda gençler vardı, partililer vardı yani kısacası aynı insanlar vardı neden bu sene yuhalandı sorusunu bence kendilerine sorması lazım diye düşünüyorum” dedi.

    “BELEDİYE BAŞKANININ PİLAV İMAJINDAN KAYNAKLI YUHALANMASINDA BAŞKA BİR REFLEKS TEPKİYDİ”

    Yapılan ıslıklı protestoyu anlamaya çalıştığını belirten Turan, “Eğer siz imajınızı HDP’yle özdeşleştirir hale getirirseniz, imajınızı pilavla imaj hale getirirseniz millet size bugün olmaz yarın yan bakar, ıslık çalar bu gayet anlaşılır bir şey diye düşünüyorum. Yapılanı doğru bulmuyorum başka bir şey, ama neden yapıldığını anlamaya çalışıyorum başka bir şey. Mesela konuşmaya giderken vali bey koşarak gitti alkış aldı organize miydi? Hoşuna gitti gençlerin alkışladılar. Bu kadar basit vali beyin konuşmasına giderken koşarak gitmesi alkışta doğaldır. Belediye başkanının pilav imajından kaynaklı yuhalanmasında başka bir refleks tepkiydi” diye konuştu.

    “ÇANAKKALE ŞEHİTLER DİYARIDIR, ÇANAKKALE’NİN DNA’SIYLA KİMSE OYNAYAMAZ”

    CHP’li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın başka bir siyasi partinin yönetimindeymiş gibi davrandığını öne süren Turan, “Bir daha söylüyorum doğru bulmuyorum, yapılan yanlıştır. Bir daha söylüyorum kürsüye çıkan kimse konuşmalıdır. Ama ’neden yaptılar bunu?’ diye söylediğiniz zaman aynaya bakmazsanız; yok bunu o yaptı, bu yaptı diye kendinizi kandırırsanız bu yine olur. O yüzden bence herkes ayağının bastığı yere dikkat edecek. Çanakkale şehitler diyarıdır. Çanakkale’nin DNA’sıyla kimse oynayamaz, oynamamalıdır. Siz Çanakkale’nin DNA’sıyla oynamaya kalkar, oraya farklı bir partinin yönetimindeymiş gibi sunarsanız, bunun mutlaka tepkisi siyasal zeminde de olur diye düşünüyorum” dedi.

    “NİYE SİZ BAŞKA PARTİNİN ADAMIYMIŞ GİBİ DAVRANIYORSUNUZ”

    Törenlerde HDP’nin simgesi olan mor renginde stadyumda hakim olduğunu belirten Turan, “Dün baktım HDP’nin mor rengi afişlerde hakim. Bizim belediye başkanımızın da aynısı ya CHP’nin kurumsal kimliği yok mu? CHP’li belediyenin kendi kurumsal tarzı, metodu yok mu? Niye siz başka partinin adamıymış gibi davranıyorsunuz? Niye siz başka partinin adamıymış gibi reklam yaparsınız? O yüzden ben dünkü tepkiyi doğru bulmamakla beraber niçin olduğunu sorduğumda önce aynaya bakmanız lazım diye düşünüyorum” dedi.