Etiket: helal.

  • “Hakkınızı Helal Edin” Dedi, Gölete Atladı

    Edirne’nin Keşan ilçesinde telefonla aradığı patronuna “Hakkınızı Helal edin” diyen bir kişi, gölete atlayıp intihar etti.

    Edinilen bilgiye göre, öğle saatlerinde, Boztepe Köyü’nde H.U.’ya ait küçükbaş hayvanlara bakarak çobanlık yapan Mehmet Tohum, iddiaya göre dün öğle saatlerinde patronu H.U’yu ve patronunun eşini arayarak, Boztepe Köyü Göleti’nde olduğunu söyledi ve “Hakkınızı helal edin” dedi. Bunun üzerine cuma namazından çıkan H.U. hızlı bir şekilde Boztepe Göleti’ne gitti. Çalışanı olan Tohum’u el yapımı sandal üzerinde gören H.U., Mehmet Tohum’un sandalı kıyıya çekmesini ve sandaldan inmesini istedi. Ancak bu sırada göletin ortasında olan Mehmet Tohum, sandaldan atlayarak gölete girdi. Tohum’u kurtarmak için gölete giren ve bu sırada jandarmayı arayan H.U. yardım istedi. Ancak göletin derin olması nedeniyle jandarma, H.U.’nun gölete girmesine izin vermedi. Olay yerine gelen jandarma ve sağlık ekipleri, Tohum’u göletten çıkartarak kıyıya aldı. Yapılan müdahalelere rağmen, Tohum’un hayatını kaybettiği belirlendi.

    Boğularak hayatını kaybettiği tahmin edilen Mehmet Tohum’un cesedi, olay yerine gelen Cumhuriyet Savcısı’nın incelemesinin ardından Keşan Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Öte yandan olayı duyan Mehmet Tohum’un yakınları ise Boztepe Köyü göletine gelerek sinir krizi geçirdi. Yoldan yaklaşık 600 metre uzaklıkta kıyıya çıkarılan Mehmet Tohum’un cesedi, olay yerindeki vatandaşlarca taşınarak, cenaze arabasına konuldu.

    Kumdere Köyü’nde ikamet ettiği öğrenilen Mehmet Tohum’un evli ve 2 kız çocuğu babası olduğu öğrenildi. Jandarma, olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • “Dünya Helal Pazarı 500 Milyar Dolara Doğru Büyüyor“

    GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, dünya helal pazarının potansiyelinin 500 milyar dolara doğru ilerlediğini belirtti.

    Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği(GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, helal ve tayyib gıda hassasiyetinin her geçen gün arttığını belirterek gıda piyasasındaki bilgileri paylaştı. Dr. Büyüközer geçen yıl, uluslararası alanda GİMDES’in de katılımı ile gerçekleşen Malezya, G.Kore, Orta Doğu ve Türkiye’de yapılan kongre, konferans , fuar ve ikili görüşmelerde dünya helal piyasasında Helal Sertifikalı ürünler konusunda önemli gelişmelerin yaşandığını söyleyerek, “Helal ve Tayyib ürün talebi herşeyden önce inanan insanların en temel imani bir meselesidir. Ancak her sosyal aktivitenin bir de göz ardı edilemeyecek bir ekonomik değere sahip olduğu gerçeği de bulunmaktadır. 2 milyara yakın Müslüman nüfusun Helal ve Tayyib ürün ve hizmetin yıllık talep potansiyeli toplam 2.5 trilyon dolar olmasına karşın bugün fiili gerçekleşme 500 milyar dolara doğru ilerlemektedir. Bu büyüme devam ederken bir yandan da etiketlerde muteber helal logolu etiket görme arayışı da öne çıkıyor” dedi

    “DÜNYA HELAL PİYASASI ARTIK HELAL LOGOSUZ ÜRÜN İSTEMİYOR”

    Helal ve Tayyib beslenmede sertifikalandırma ve denetimlerin önemine dikkat çeken Büyüközer, “Helal sertifikalı ihraç edilen ürünlerin üzerinde artık bundan sonra Helal belgesini veren uluslararası tanınan bir kurumun işaretinin veya logosunun konulması önem arz etmektedir ve süreç içerisinde gerekli olmaktadır.2011’de çıkan fakat yeni uygulamaya giren bir kanun maddesine göre, bu husus ithalatçının ve imalatçının sorumluluğundadır. Ancak Helal belgesini veren kurumun da bilgilendirme zorunluluğu getirilmiştir. Bu zorunluluğu uygulayan ülkelerde kurumlar böylelikle ülkelerine girecek ürünlerin etiketlerindeki logoların doğruluğunu ait olduğu sertifikalandırma kurumlarından sorgulayabileceklerdir” şeklinde konuştu.

    “BİLİNÇLİ TÜKETİCİ GİMDES HELAL LOGOSUNU ARIYOR”

    Dr. Büyüközer tüketim ürünlerindeki Helal ve Tayyib standardının anlaşılmasında, ürün ambalajında Helal ve Tayyib logosu olmasının tüketici için kolaylık olduğunu belirterek, “Artık, tüketiciler güvenilir bulduğu kurumun sertifikalandırmış olduğu ürünü market rafında kolaylıkla ayırt etmek istemektedir. Bu ayrımın en pratik yolu ise kurumun helal logosudur. Günümüzde alışveriş yerlerinde artık GİMDES helal sertifikalı ürünlerin listeleri dolaşmaktadır.Bu gerçeği de göz önünde bulundurarak firmaların, GİMDES helal logosunun kapsam içerisinde bulunan ürünlerinde kullanılması önem arzetmektedir. Bugüne kadar bazı firmalarımız maalesef sebebini bilmediğimiz nedenlerle GİMDES helal logosunu kullanmamışlardır. Müslümanların olmazsa olmaz Imani bir meselesi olan Helal ve tayyib ürün talebi onun en temel tüketici hakkıdır. Bu temel hakkına iç piyasada ve dış piyasada saygı gösterilmemesi, sahip oldukları Helal ve Tayyib sertifikanın ruhuna ve firmanın ekonomik menfaatine de ters düşmektedir. GİMDES olarak GİMDES’ten Helal Sertifika almış firmalarımızdan gereken titizliği göstermelerini, ayrıca tüketici kardeşlerimizin de en temel hakları olan bu konuda firmalar nezdinde sorgulamalar yaparak bize yardımcı olmalarını bekliyoruz. Bugüne kadar bu titizliği gösteren firmalarımıza da teşekkürlerimizi sunuyoruz“ ifadelerini kullandı.

  • Dr. Hüseyın Kami Büyüközer: “Helal Ve Tayyib Beslenmenin Önemi”

    Her konuşmasında insanların yedikleri ve içtikleri gıda maddelerindeki zararlı maddelerin etkilerine dikkat çeken GİMDES Başkanı Büyüközer, helal ve tayyib beslenmenin önemini anlattı.

    Yaklaşık yüz yıldan beri küresel ekonominin batı kaynaklı merkezler tarafından kontrol edilir duruma geldiği inkar edilemez bir gerçek olduğunu söyleyen Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer; “Teknoloji ve teknolojinin kullanımı ile elde edilen üretim araçları ve tüm üretimler de ister istemez aynı merkezlerin kontrolü altına girmiştir” dedi.

    Büyüközer, “Bu sebepten dolayı, dünyada yıllar önce Museviler kendi inançlarına göre yiyecek ve içeceklerini kosher inancına göre sertifikalandırarak yeme içme meselelerine çözüm bulmuştur. Hiçbir inanışa uymayan vejeteryanların özel isteklerinin sonucunda oluşturdukları bir vejeteryan sertifikası da bulunmaktadır. Dünyada böyle bir gerçek varken iki milyarlık İslam aleminin bu dünya şartları içerisinde ümmet olarak helal sertifikalı ürünleri neden olmasın? sorusu ile harekete geçen Müslümanlar, yaklaşık 50 yıl önce, başta ABD’de olmak üzere, daha sonra yer yer başka ülkelerde helal sertifikalama yapan sivil toplum kuruluşları ortaya çıktı” diye konuştu.

    Türkiye’de önce ferdi olarak , daha sonra bazı cemaatlerin hassasiyeti olarak başlayan gıdaları sorgulama, helal gıdayı arama hareketleri, 1984’de bilimsel temellere oturtma çalışmaları ile devam ettiğini belirten Dr. Büyüközer; “Bu dönemde ’Gıda Raporu, Yediklerimiz, İçtiklerimiz Helal mi? Haram mı?’ kitabı önemli bir yer tuttu. Bu dönem, bir arayış içerisinde 2005 yılına kadar devam etti. En nihayet , gayet mütevazi bir kadro ve sınırlı imkanlar içerisinde GİMDES kuruluşunu tamamladı” dedi.

    “HELAL VE TAYYİB YEME İÇMENİN TEMEL DAYANAĞI DİNDİR”

    Açıklamasına İslamiyetteki hassasiyetler arasında helal ve tayyib beslenmenin altını çizen GİMDES Başkanı; “Helal, bir Müslümanın hayat standardının olmazsa olmazını teşkil eder. Doğumundan ölümüne kadar Helal dairesi içerisinde yaşamak en önemli hedefidir. Bu hedefinin en önemli halkası ise helal lokma’dır. Boğazından geçecek her lokmanın hesabını Allah’a vermek zorundadır. Bu sebeple, bir Müslümanın yediği içtiği her lokmanın mutlaka helal olması şarttır. Maddi ve manevi hayatının sağlıklı ve feyizli devam edebilmesinin en önemli güvencesi helal lokmadır. Helal ne demek? Bütün mevcudatın yaratıcısı ve sahibi olan Allah’ın izin verdiği, meşru kıldığı her şey. Haram ne demek? Allah’ın izin vermediği, yasakladığı ve meşru kılmadığı herşey. Helalde iyilik, güzellik, temizlik ve sağlık vardır. Haramda ise çirkinlik, pislik, habislik ve hastalık vardır.Çok az istisnalarla, tüm saf ve temiz şeyler helal kılınmıştır” ifadelerini kullandı.

    Helal sertifikalamanın; muteber, ehil ve tarafsız bir kurumun, söz konusu üretimi denetlemesini, helal standartlarla uygunluk içerisinde üretimin yapıldığını teyit etmesini ve buna bağlı olarak, onaylanmış bir belge vermesini kapsayan bir yöntem olduğunu belirten Büyüközer, “Gıdalarda helal olma şartı ile birlikte, sağlığa uygunluk ve safiyet de olması gereken şartlardır. Ayrıca helal sertifikalama, ülke yönetiminin kontrol birimlerine gıda emniyeti konusunda destek hizmeti de sağlar. Helal sertifikalama, Müslüman tüketici için, kabul edilebilir gıdanın ve tüketilebilir ürünün üretilmesi için gereklidir. Bu husus dünyadaki 2 milyar Müslümanı ve de helal ürün yemeği tercih eden diğer milyonlarca insanı kapsamaktadır” dedi.

    Helal sertifikalanmış ürünler için pazarın çok büyük olduğunun vurgulayan Büyüközer, sözlerini şöyle tamamladı: “Dünyadaki yaklaşık 2 milyar Müslümanı, milyonlarca helal sertifikalanmış ürün tercih eden insanları kapsamaktadır. 10 milyon Amerika’da, 30 milyon Avrupa’da, 350 milyon Afrika’da, 850 milyon Asya’da, 250 milyon Ortadoğu’da yaşamaktadır. Kaynaklar, helal gıda pazarının yıllık potansiyel talebinin 850 milyar dolar, tüm helal ürün ve hizmetlerin 2.5 trilyon dolar civarında olduğunu belirtmektedir. Ama bu pazarın, Müslümanlar tarafından, henüz yüzde 16’sı gerçekleştirilebiliyor.

    Helal sertifikalama; ürünleri, katkı maddelerini, hazırlama ve işleme yöntemlerini, temizlik ve sağlık şartlarını, katı güvenlik kuralları içinde denetleyen tarafsız bir bilirkişi hizmeti sunar. Çeşitli kalite ve güvenlik standartlarına uygun ve yeni teknolojilere, yeni katkı maddelerine adaptasyonu seri bir şekilde takip edebilen, bünyesinde fıkıh istişare heyeti, teknik bilim istişare heyeti, gıda, kimya, veteriner, ziraat, biyoloji ve genetik biyoloji, işletme ve ilahiyat mezunu olarak helal bilginin eğitimini almış kilit personel tarafından uygulama ve denetimi gerçekleştirir. Ürünün ve üreticinin küresel İslam içinde tanınmasını ve tanıtılmasını sağlar. Çeşitli ülkelerde açılan fuarlarda katılımına destek verir. Tüketiciye de imani bir meselesi olan, helal ve tayyib şartlarda ürün temin edebilmesine, bilinçlenmesine hizmet eder”.

  • Sorar: “28 Şubat’ın Mimarlarına Hakkımı Helal Etmiyorum”

    AK Parti Adana İl Başkan Yardımcısı Ali Sorar, 28 Şubat 1997’de yaşanan postmodern darbe sürecinde kendisinin de mağdur olduğunu belirterek “28 Şubat’ın mimarlarına hakkımı helal etmiyorum” dedi.

    Başkan Yardımcısı Ali Sorar, 28 Şubat sürecinin 19. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Bugün anayasa suçu işleyecek kadar pervasızlaşan vesayetçilerin arkasında, hala 28 Şubat hayaletinin durduğunu görmek hiçte zor değil. Devlet içindeki illegal iktidar mücadelesini tüketen, her şeyden ve herkesten korkan darbeler ülkesi, karanlık ve güvensiz Türkiye’nin yerinde, şimdi daha itibarlı, özgüvenli, tarihiyle, kişiliğiyle cesur ve büyük bir Türkiye’nin varlığı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın mirasıdır” ifadelerini kullandı.

    “KARA LEKELİ YILLARIN ADIDIR”

    28 Şubat’ın her kesimden insanı mağdur ettiğini, kendisinin de o süreçte İmam Hatip Lisesi’nde okuduğu için bu dönemin mağdurlarından olduğunu ifade eden Sorar, şöyle devam etti:

    “28 Şubat sürecinde, iktidar peşinde koşan vesayetçilerin ve haksız kazanç peşinde koşan sermayenin uyumuyla, yasakçı zihniyetin hortlatıldığı, geride biz darbe mağdurları bırakan, tarihin kara lekeli yıllarının adıdır 28 Şubat. Sermayenin haksız rekabet üstünlüğü peşinde koştuğu bu dönmede, kapitalizmin ve faşizmin birilerinin iştahını kabarttığı, bunun eseri olan ceberrut bir devletle ilk kez o yıllarda tanışmıştım. 28 Şubat’ın yardımıyla, devlet içine denetimsiz feodal iktidarını yerleştirenlere, ortaçağ kalelerini inşa edenlere, hakkımı hiç bir zaman helal etmeyeceğim! 28 Şubat, biz ülke vatandaşlarını sermaye yaparak girişilen bir devlet içi iktidar mücadelesinden, darbe heveslilerinin ülkemize kara günleri yaşatma girişimlerinden başka bir şey değildi. Arkada büyük sermayelerin programlarının varlığını şimdilerde daha net anlamak mümkün.”

    “MİLLETİMİZİN DUASINI ALDI”

    AK Parti Adana İl Başkan Yardımcısı Ali Sorar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “28 Şubat’ın ertesinde, çarkları geri çevirmeyi ve durdurmayı başarmak için yola çıkan kutlu yolun lideri ve yol arkadaşları, umut ışığı olarak tüm mağdurların heyecanı oluverdi 2001 yılında. Artık darbelere ve darbecilere karşı sessiz bir devrim yapacağına inandığımız bir isim vardı. O isim, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildi.

    2001 yılı, tarihimizin dönüm noktalarından biridir. Ancak bu dönüm noktası, tarihin çarklarını ileriye çevirenlerin, inancının eseridir. Bu inancın arkasında tüm mağdur milletimiz gibi, şahsımın da durması kaçınılmaz bir sorumluluktu. 28 Şubat’ın bugün öksüz kalması, 27 Nisan bildirisinin askeri bir müdahaleye dönüşememesi, milletimizin duasını arkasına almayı başaran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eseridir. 28 Şubat’ın faturasını o zamanlar bizler ödemiş olsak da, günlük ve dar menfaat duygusu ile, nemalanmak için 28 Şubat’ı destekleyenlerin ellerinden alınan, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği, milletimizin menfaatleri olunca, rahat bir nefes almış oluyoruz. 28 Şubat’ın mimarları bugün hatırlanmıyor bile. Darbe mimarlarının tamamının tasfiye edilmiş olması, başka bir mutluluk sebebimiz. Millet iradesinin egemen olduğu, akla ve sağduyuya uygun, zengin ve iddialı bir Türkiye’de yaşamaktan ve bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, partimizin şimdiki kaptanı Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’na ve bu davanın hizmetkarı tüm siyasilerimize sonsuz teşekkürlerimi, tüm mağdurlar adına sunmayı ve sonuna kadar yanlarında olmayı bir borç ve görev olarak görüyorum.”

  • Bölgede İlk Helal Gıda Sertifikasını Nergis Aldı

    Esenlik Süpermarketleri, Nergis markasıyla Helal Gıda Sertifikasını bünyesine kattı. Böylelikle bölgede ilk Helal Gıda Sertifikasını Nergis markası almış oldu.

    Esenlik Süpermarketlerinin Nergis markası, gıda alanında Doğu Anadolu Bölgesi’nde Helal Gıda Sertifikası alan ilk kuruluş oldu. Güvenli ürünleri vatandaşlara ulaştırmak için 7 gün 24 saat çalıştıklarını ifade eden Esenlik Genel Müdürü Hulusi Boyraz, kaliteye çok önem verdiklerini aktardı. Üretilen ürünlerin halk tarafından sahiplenilmesinin kendilerine güç verdiğini kaydeden Boyraz, “Her alanda yaptığımız üretimlerde kaliteyi her zaman ön planda tutuyoruz. Çünkü kalite bir defa yapılacak bir şey değil, bir tarz ve çizgidir. Nergis olarak her gün ürün portföyümüze yeni ürünler ekliyoruz. Halkımızın, bu ürünleri üretirken şirketimizden beklentisi ise güvendir. Bizler de bunun farkında ve bilincinde hareket ederek üretimlerimizi sürdürdük. Bunun neticesinde ilk olarak TSE İSO 22000 Gıda Güvenliği ve Yönetim Sistemi belgesini almaya hak kazandık. Yine bölgede bu belgeyi alan ilk kuruluş olmanın gururu ile bünyemize Helal Gıda Sertifikasını alarak güvenli gıda üretme yolunda gücümüze güç kattık. Kamunun gücünü özel sektörün gücü ile perçinleştiren şirketimiz sizler için üretmeye devam edecek. Çünkü var olmanın ve ayakta kalmanın tek yolu her gün kendine bir başka yenilik katmaktan geçmektedir. Bölgenin büyüyen gücü Esenlik, gıda alanında Nergis ile yenilebilen ve içilebilen bütün ürünleri sizlerle buluşturacak. Hedefimiz, üretimlerine yerel olarak başlayan Nergis’i bir Türkiye markası haline dönüştürebilmektir” diye konuştu.