Etiket: helal.

  • Konya’da 2. Uluslararası Helal Turizm Konferansı

    Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Türkiye’nin 2023 Türkiye Turizm Stratejisinde öngördükleri çerçevede, dünya turizm gelirinden 50 milyar dolar pay almayı ve 50 milyon turiste ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

    Konya’da düzenlenen 2. Uluslararası Helal Turizm Konferansına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal konferansın açılışında konuştu. Helal turizmin insanın keşfetme arzusunun yine insanın duyarlılıklarına ve insanın hassasiyetlerine uygun bir şekilde karşılanması konularında duyarlılık oluşturması gerektiğini dile getiren Bakan Ünal, “Bütün dünyaya helal turizm aslında şunu söylüyor. Turistlerin, seyahat eden insanların hassasiyetlerine saygı duyun mesajını veriyor. Onların inançlarına tercihlerine ve yaşam biçimlerine saygı duyulması mesajını veriyor. Yani helal turizmi biz sadece ruhu açısından baktığımızda, belli bir inanca mensup insanların kendi aralarındaki bir organizasyon olarak görmek yerine aslında turizmin ruhunu yaşatmak adına turistlerin, bizim ifademizle misafirlerin hassasiyetleri, inançlarını tercihlerini dikkate almak mesajını da bize verdiğini hatırlatmak isterim” dedi.

    “50 MİLYON TURİST HEDEFLİYORUZ”

    Bakan Ünal, dünya turizm verilerinde, 2015 yılında 1.2 milyar insanın seyahat ettiğini ve 1.5 trilyon dolar turizm gelirinin ortaya çıktığını anımsattı.

    Turizm verilerindeki bu rakamın dünya gayrisafi hasılasının yüzde 10’luk kısmını oluşturduğunu anlatan Bakan Ünal, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemiz 2023 Türkiye turizm stratejisinde ön gördüğümüz çerçevede buradan 50 milyar dolar gibi bir pay almayı ve 50 milyon turist gibi bir hacme ulaşmayı hedefliyoruz. Müslüman ülkelerden gelen turist sayılarına baktığımızda 2015 yılında 7.6 milyon turist Müslüman ülkelerden Türkiye’ye gelen, geçen yıla göre yüzde 30’luk bir artış söz konusu. Dünya turizm örgütünün verilerine baktığımız da bir taraftan seyahatler bireyselleşirken doğal olarak bir taraftan da hızla dijitalleşiyor. Yani insanlar artık internet ortamından çok rahat bir şekilde seyahat etmek istedikleri mekanları, yerleri seçebiliyor. Bir taraftan seyahat süreleri kısıtlanırken, seyahat sayıları da diğer taraftan artıyor. Bu bize bir şeyi daha getiriyor. Hızlı bir şekilde destinasyon değişiyor ve destinasyonların hızı ve ulaşımı da tercihleri ve beklentileri bir şekilde belirliyor.”

    Konya’nın İslam turizm başkenti seçilmesinin ilginç bir tevafuk olduğunu kaydeden Bakan Ünal, şunları söyledi:

    “Kudüs’ten sonra Konya İslam Turizm Başkenti seçildi. 2017 yılında bunu bütün şehirlerin anası ve bizim göz bebeğimiz Medine’ye bunu devredecek. Dolayısıyla Konya’nın iki mübarek belde arasında, Kudüs ile Medine arasında olması bir tesadüf değil, bir tevafuk olarak görmek gerekir. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu tür etkinliklere vereceğimiz destekleri artırarak devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte özellikle kendi bölgemizin destinasyonlarını ve destinasyon yönetimini yeniden oluştururken aslında bir şeyi daha yapmamız gerekiyor. Uzak destinasyonlardan gelen Çin, Hindistan, Malezya, Endonezya gibi ülkelerden gelen turistlere aslında bölgeyi tek bir destinasyon olarak tanıtmanın da önemli olduğunu düşünüyorum.”

    “KONFERANS DÜZENLENMESİ ÇOK ANLAMLI”

    Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek de, İslam dünyasının komplekslerini yenmeye başladığı, karakterini uluslararası toplum nezdinde ortaya koymaya başladığı bir dönemde bu konferansın düzenlenmesinin çok anlamlı olduğunu belirtti. Akyürek, sektörün bilgi ve tecrübelerini Konya’da paylaşacak olmalarının kendileri açısından çok önemli olduğunu ifade etti.

    Konya Valisi Muammer Erol da, günümüzde helal turizmin küresel turizm içerisindeki payının her geçen gün artmakta olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu alanda faaliyet gösteren profesyonel, yatırım ve finans kuruluşlarının, turizm firmalarının ve tedarikçilerinin ilimizde uluslararası profesyonellerle oluşturmaktan ve bu heyecana ev sahipliği yaparak hep birlikte sizle paylaşmaktan son derece mutlu olduğumuzu da belirtmek isterim.”

    Konferansa Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın yanı sıra Yemen Turizm Bakanı Muammer Mutaher El Eryani, Arap Turizm Birliği Başkanı Dr. Bandar Fahad Al-Fehaid, AK Parti Konya İl Başkanı Musa Arat, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, çok sayıda İslam ülkesinden sektör temsilcisi katıldı.

  • Karaman’da “Helal Ve Sağlıklı Gıda” Paneli

    Karaman’da “Helal ve Sağlıklı Gıda” paneli düzenlendi.

    Türk Standartları Enstitüsü, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman Ticaret ve Sanayi Odası ile Gıda Mühendisliği Topluluğu tarafından Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde (KMÜ) “Helal ve Sağlıklı Gıda” paneli gerçekleştirildi. Panele; Karaman Valisi Murat Koca, KMÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Osman Çevik ile Prof. Dr. Ahmet Yıldırım, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halit Çalış ile Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Yazar ve üniversite öğrencileri katıldı.

    Panel öncesi bir konuşma yapan TSE Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Yazar, “Türk Standartları Enstitüsü’nün ortalama 50 bin civarında belgesi bulunuyor. TSE’nin her alanda olduğu gibi araç muayenesi laboratuvar belgeleri gibi belgeleri var. Helal gıda belgelendirme de bizim için önem arz eden hususlardan bir tanesidir. Bu gerçekten de tüm İslam dünyasının kendi içerisinde önemsediği bir belgedir. Biz buna bir Avrupalının bakış açısıyla benim potansiyel pazarıma itaat eden ticaretimin önünü açan bir belgeymiş gibi bakmıyor. Avrupa’daki bakış bu. Biz öncelikli olarak bu ülkelerin kendi kardeş ülkelerimizin kendi ülkemizde dahil tükettikleri ürünlerin inançlarının gerektirdiği hakka sahip olarak o özelliklerde tüketilmesinin hakları olduğunu düşünerek çıktık bu yola. Konunun iktisadi boyutuna geldiğimiz zaman işin ticaretine baktığımız zaman Ekonomi Bakanlığımız dedi ki; ‘2011 yılı TSE ülkemizin ihracat yapan üreticinin önünü açın.’ İslami ülkelere ihracat yapan üreticinin önünü açın. Nasıl açılacak? İslam ülkelerinde ticaret yapan üreticinin önündeki tek engel helal belgesidir. Onu vereceksiniz ki önü açılsın. Ülkemizin özellikle İslam coğrafyasında dünyada aslında oynadığı rolün prototipini biz bu alanda kurum olarak yürütmeye çalıştık. Her şeyden önce ortak dili konuşmak lazım. Bu ticaretin önündeki engellerin açılması için de geçerli neden. Avrupalı çıkmış Avrupa içerisinde standart teşkilatını kurmuş. Standardı çıkartıyor, Almanya’da kullanıyor, Fransa’da kullanıyor. İslam ülkeleri ilk defa kendi aralarında bir araya gelerek İslam İşbirliği Teşkilatını 57 ülke altında oluşturdu. İslam Ülkeleri Metroloji ve Standartlar Enstitüsü’nün çalışmalarıyla bu işe öncülük edip tek referans üzerinde çalışmayı yürüttü. İşte bu çok önemli. Bu kuruluşun çıkarttığı standarda göre belge verilirse ne benim belgem senden iyidir ne sen benim belgem iyi diyemezsin. Ben en iyi belgeyi veririm deme lüksüm yok veremezsin. Eğer herkesin ortak hazırladığı standartta uygun belge vermiyorsan sen mutlaka bunun içerisinde bir takım eksiklerle belgeyi vereceksin. Birlik ve beraberlik için ülkemiz adına kurumumuz tüm yükü 5 yıldır taşımaktadır. 30 tane üye ülkeyle beraberiz. Sadece helal gıda çalışmalarında hiçbir deneyimin yapılamaması gibi bir ihtimal olmasın diye domuz jelatini gibi bir sınavımız var. Alkol katkıları Avrupa’nın ticaretinde kendilerinin önlerini açmamızı istediği en büyük olay. Alkol katkılı girdiler açık açık bizimle konuşuyorlar bunları. Bizim standardımızın içeriği buna engel bunlarla ilgili testlerin iyi yapılması için gelecek vadeden biyogenetik laboratuvar kurduk” diye konuştu.

    TSE’nin tanıtım filminin izlenmesinin ardından TSE Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Yazar’ın moderatörlüğünü yaptığı “Helal ve Sağlıklı Gıda” paneline geçildi.

  • Çakıcı: “Cumhurbaşkanı Terörü Bitirirse Yarı Başkanlık Sistemi Ona Helal Olsun”

    Edirne F Tipi Cezaevi’nde yatan Alaattin Çakıcı, gardiyanı Ekim ayında kalemle yaralamaktan hakim karşısına çıktı. Çakıcı, savunmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Terörü bitirirse yarı başkanlık sistemi ona helal olsun. Ömrümde kedi gibi yatmadım. Şu anda Edirne F Tipi’nde kedi gibi yatmıyorum” dedi.

    Edirne 6’ncı Asliye Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Çakıcı, savunmasında DKHP/C üyesi hükümlünün koridorda yumruk atmaya çalıştığını, çıkan arbedede infaz koruma memurlarının araya girdiğini, elindeki kalemi savurması sonucu bir memurun alnından yaralandığını ifade etti.

    16 Ekim’de Tekirdağ Yüksek Güvenli F Tipi Cezaevinden Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü kararıyla Edirne’deki Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’ne nakledilen Çakıcı, “Koridorda bir mahkum telefon görüşmesi yapıyordu. Arkasında da bir görevli vardı. Görevli bana telefon görüşmesi bitti, bir dakikası kaldı, istersen geçelim” dedi. Ben o şahısın DHKPC’li olduğunu bilsem daha tedbirli hareket ederdim. Ben de sahşi adli mahkum zannettim. Ben de ’benim için farketmez buyur’ dedim. Sonra içeri girdim o çocuk bana bakıp güldü. Beni daha müsait sol taraftan getirmesi gerekirken direkt onun hizasından getirdiler. O çocuk bana gülümsedi. Arkasını döndü ve kamerayı kapattı. Arkasında bir memur vardı. ’Bu Aleattin abi değil mi?’ dedi. O görevli de ’Bağıra bağıra Aleattin Çakıcı’dır’ dedi. Ben de gülüp merhaba dediği için ben de elimi uzatıp ’Merhaba’ dedim. Beni getiren gardiyan benim önüme bloke yaptı. O kişi bana gardiyanın omuzunun üzerinden yumruk salladı. Yüzümü çektiğimde yanağımı sıyırıp geçti. Ben de o arada tekme vurdum. Karşı duvara gitti. Bir anda 30 gardiyan çıktı. 3 tanesi bir kolumdan, 3 tanesi bir kolumdan tuttu. Diğerleri de 6-7 kişi diğer şahısı korumaya aldılar. Bir ara beni bıraktıklarında elimdeki cisimle yukarıdan aşağıya attım, gırtlağından aşağıya attım. 2 tanesini tutabildiler, 3’ncüsü ona geldi. Yerden kaldırmadan 4’üncü gardiyanın başına isabet ediyor ve ikisi birden yere düştü” ifadelerini kullandı.

    Mahkeme, duruşmayı 12 Temmuz 2016 tarihine ertelerken, cezaevindeki kamera kayıtlarını da incelemek istedi.

  • Halk Ekmek’e “Helal Gıda Sertifikası”

    Ankara Halk Ekmek Fabrikası’na Han Vakfı tarafından “Helal Gıda Sertifikası” verildi.

    Halk Ekmek Fabrikası Konferans Salonu’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada başarılı çalışmalarının ödüllerini almaya devam ettiklerini belirten Genel Müdür Ali İlkbahar, “Biz her zaman en güzelini yapmaya çalıştık ve çalışıyoruz. Bütün arkadaşlarımız aynı gayreti gösteriyor. Bugün gerek Ankara’da, gerekse Türkiye’de örnek bir kuruluş olduk” dedi.

    Görevlerinin sadece ekmek üretmek olmadığını, halk sağlığını da ön planda tuttuklarını ifade eden İlkbahar, şunları söyledi:

    “Yıllardır Halk Ekmek’i başarıdan başarıya götüren kıymetli mesai arkadaşlarıma çalışmalarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Bu belge çok kıymetli bir belge. Biz sadece ekmek çıkartmıyoruz, insanların sağlıklı bir yaşam sürmesinin devamlılığı için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ürünlerimiz titizlikle incelenerek bu belge verildi. Bu belgenin en güzel tarafı, incelemelerin belge verilinceye kadar değil, verildikten sonraki aşamalarda da takip edilmesi. Onun için bu belgeden dolayı, çalışmalarından dolayı Han Vakfı’na çok teşekkür ediyorum.”

    “BELGE ÇOK GÜZEL BİR AVANTAJ SAĞLAYACAK”

    Han Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Nazırlı da Helal Gıda Sertifikası ve işlevi hakkında bilgi vererek şunları dedi:

    “İslam Konferansı Örgütü malumdur. Tüm İslam ülkelerinin üye olduğu bir kuruluştur. Bu İslam Konferansı Örgütü’nün belirlediği ‘SMIIC Standardı’ diye bir standart var. Yıllardır Ankara’nın en temiz, en nezih, en hijyenik ekmeğini yapan Halk Ekmek, İslam Konferansı Örgütü’nün verdiği yetkiye göre aldığı belgeyle bundan sonra da inşallah daha bir ivme kazanacak. Biz de bu belgeyi Halk Ekmek gibi bir kuruluşa vermekle memnunuz. İnşallah bundan sonra da denetimlerimiz devam edecek. Hemen hemen her yıl bu denetimleri yapmamız gerekiyor. İleride Halk Ekmek, yurt dışına da açılacak olursa bu belgeyle çok güzel bir avantaj sağlayacaktır.”

  • NEÜ’de Prof. Dr. Orhan Çeker Helal Gıda Konferansı Verdi

    Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, “Helal Gıda” konulu konferans verdi.

    NEÜ AKEF Erol Güngör Konferans Salonundaki konferansta, son zamanlarda helal gıda konusunda toplumda ciddi bir hassasiyet olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çeker, helal gıda tüketmenin önemini, önemli örneklerle açıkladı. Malezya’nın helal gıda sertifikası ve standartları konusunda başı çektiğini belirten Çeker, “Hristiyan ve Budistlerin helal haram noktasında hassasiyetleri yok zaten. Yahudiler özellikle domuz eti konusunda çok titizdirler ve onların da kendilerine göre damga veren bir kurumları var. Müslümanlar ise Yahudilerle Hristiyanlar arasında bir noktada titizlik gösteriyorlar. Ülkemizde daha fazla bu konuda çalışmalar yürütülmesi gerekiyor” dedi.

    “MODERNİZM BEYAZ ADAMIN ÜRETTİĞİ HAYAT BİÇİMİ”

    Psikolojik doyma ve biyolojik doyma diye iki farklı kavrama dikkat çeken Prof. Dr. Çeker, “Bir insan yiyecek yiyecek, ne zaman ki canı bir şeyler çekmeyecek o zaman doymuş oluyor. İşte bu beyaz adamın daha çok satmak için uydurduğu söylemdir. Doymak bu değildir” ifadelerini kullandı.

    “Gece yatınca ne yediğinizi bir düşünün” diyen Prof. Dr. Orhan Çeker, düşününce akla gelen yiyeceklerin çoğunun psikolojik ihtiyaçlar dolayısıyla yendiğini vurguladı. Canın çektikçe yenmesi anlayışının üç sorunu doğurduğunu söyleyen Çeker, “Bu sorunlardan birincisi kilo, ikincisi obezite, üçüncüsü bunlardan doğan hastalıkların tedavisi. Bunların ayrı ayrı masrafları da var. Biyolojik doyum bu anlamda önemli. Doyma, canının her çektiğini değil biyolojik olarak ihtiyacın ne ise o kadarını yemektir. Şu anda psikolojik olarak mı yoksa biyolojik olarak mı doymaya çalışıyoruz? Bunu karıştırmış durumdayız” diye konuştu.

    “TOPRAKTAN ÇIKAN HER ŞEY TAYYİBATTIR”

    Kur’an-ı Kerim’deki tayyibat ve habais kelimelerine dikkati çeken Çeker, tayyibatın insana hoş gelen şeyler olduğunu habaisin ise insana iğrenç gelen şeyler olduğunu söyledi. Çeker, “İnsanlar topraktan çıkan şeyler üzerinde işlem yaparak necis ya da haram hale getirirler. Mesela gazlı içeceklerin tümünde alkol vardır. O içilen kolalar, gazozlar maalesef aslında içilmemesi gereken şeyler” ifadelerini kullandı.

    Tüketeceğimiz şeylerin içindekilere mutlaka bakılması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Orhan Çeker’in konferansı öğrencilerden gelen soruların yanıtlanmasının ardından sona erdi.