Etiket: helal.

  • ’Helal hisse’ dolandırıcılığı iddiası

    Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde Yusuf Açık adlı vatandaş, ulusal yayın yapan bir televizyon kanalında izlediği “Helal hisse satıyoruz” reklamına inanarak 80 bin lirasının dolandırıldığını iddia etti.

    39 yaşındaki Yusuf Açık, yaz aylarında Antalya’da otelde çalıştığını, kış aylarında otel kapandığı için Osmaniye’deki evine geldiğini ve yaz sezonuna kadar beklediğini belirterek, “Eve geldiğimde bir televizyon kanalında ’helal hisse satıyoruz’ diye bir reklam gördüm. İlk başlarda güvenemedim ve bir süre daha bu reklamları izlemeye devam ettim. Zaten yayın yaptığı televizyon kanalında da telefon numarası vardı. Ben de bilgi almak için bu numaradan reklamı yapan Mustafa K. isimli şahsa ulaştım” dedi.

    Mustafa K.’nin kendisine ’Çiftlik hisse bedeli satıyorum. Benim eko tarım çiftliğim var. 7 bin dönüm arazim, 600 dönüm ise tapulu arazim var” dediğini anlatan Açık, “Bana, ’çiftliğimin bir hisse bedeli 7 bin 500 lira. Aylık getirisi ise 200 lira. Ayrıca bu yayın yaptığım kanalın ortağı da benim hissedarım’ dedi. Ben de tuttum kanalın ortağını da arayarak ’sen hissedar mısın’ diye sordum. O da bana ’evet hissedarım’ dedi. Bu konuşmaların ardından reklam bana güven verdi. Yani referansı sağlam geldi. Sonra tekrardan reklamı yapan adamı aradım ve bana ’ben hakimi, savcıyı, kaymakamı tanıyorum. Bizim işlerimiz illegal değil resmi. Kaç kişi bana para yatırdı. Benimkisi helal kazanç’ dedi. Daha sonra bana yaptığı reklamla ilgili broşürler gönderdi. Kendi hazırladığı sözleşmeyi gönderdi. Ben de bu söylediklerine inanarak 40 bin liradan fazla ödeyerek 6 hisse aldım” diye konuştu.

    Ay başı geldiğinde hesabına bin 200 lira yatırıldığını belirten Açık, “Para yatınca ben bu adam güvenilir, hisselerimi çoğaltayım dedim. Elimde avucumda ne varsa toplam 80 bin liraya yakın bir para yatırdım, Reklamı yapan adam da bana ’bu kadar para yatırdın aylık 3 bin liradan fazla para alacaksın’ dedi” şeklinde konuştu.

    Bir sonraki ay başı geldiğinde hesabını kontrol ettiğinde paranın yatmadığını iddia eden Açık, “Sonra ben birkaç gün bekledim. Baktım hesapta para yok. Daha sonra Mustafa K.’yi aradım. ’Ne yapıyorsunuz, nasılsınız benim param hesabıma yatmamış’ dedim. O da bana ’Yusuf bey ben şu anda tarla suluyorum, biraz işlerim var ben sizi arayacağım’ dedi. Ben de ’tamam’ dedim. Daha sonra beni aramayınca ben tekrardan bu şahsı aradım ve telefonlarımı açmadı. Telefonlarıma cevap vermeyince benim aklıma şu geldi. Ben kesin dolandırıldım” ifadelerini kullandı.

    Dolandırıldığını anlayınca ilk konuştukları zaman kendisine referans olarak verdiği numaraları aradığını söyleyen Açık, şöyle konuştu:

    “Ben de onları arayarak size para yatıyor mu diye sordum. Aradığım kişiler de bana ‘hayır bize de para yatmadı’ diye cevap verdiler. Daha sonra şahsın evine dolandırılan birkaç kişi gitmiş ve ’ne yaptın para yatmıyor’ diye sormuşlar. Bu şahıs da evine gelenlere ‘size para falan yok. İster savcıya gidin ister avukata gidin’ demiş. Ben de acaba 15 güne falan döner mi diye bekledim. Dönüş yapmayınca savcılığa giderek bu adam beni dolandırdı diyerek suç duyurusunda bulundum. Savcılık da bana adamın akli dengesinin yerinde olmadığını, kısıtlı raporu aldığını söylediler. Ben de avukata vekalet verdim. Avukat da Mustafa K.’nin ne zaman kısıtlı raporu aldığını öğrenmek için gerekli çalışmaları yaptı. Beni dolandıran şahıs, dolandırdıktan sonra kısıtlı raporu almış. Raporu aldıktan sonra ise vasi olarak karısını belirlemiş.”

    Kendisi ile birlikte dolandırılan kişilerin şahsın eşine ulaştığını vurgulayan Açık, “Şahsın karısı kendisine ulaşanlara ‘benim paradan haberim yok’ demiş. Bu adam daha sonra savcılığa giderek ’ben hiç para almadım’ diyerek inkarda bulunmuş” dedi.

  • “Helal sektörü Avrupalıların iştahını kabartıyor”

    Helal ürün sektörünü değerlendiren Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, 3 trilyon doları bulan pazarın Avrupalıları bu sektöre yönlendirdiğini belirtti.

    Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, helal ürün sektörünü değerlendirdi. Büyüközer, “Helal ürün sektörü dünya genelinde 3 trilyon doların üzerinde pazara sahip. Bu durum ister istemez Avrupa’da birilerinin iştahını kabartıyor. Helal gıda sektörünü tamamen kontrolleri altına almak istiyorlar” dedi.

    Avrupa’da hızla artan Müslüman nüfusunun, helal gıda sektörünün de büyümesine vesile olduğunu belirten Büyüközer, ”Araştırma Merkezleri’nin verilerine göre, halihazırda Avrupa genelinde yaşayan Müslüman nüfus 50 milyona yaklaştı. Müslümanların nüfus artış hızı dikkate alındığında, bu rakamın 2023’de 58 milyona ulaşacağı tahmin edilebilir. Bu durum yerli-yabancı çok sayıda firmanın helal gıda sektörüne girmesine sebep oluyor. Mesela Nestle, Danone, Haribo gibi gibi tüm dünyada üretim yapan büyük firmalar helal sertifikasına sahip olduklarını, bir pazarlama stratejisi olarak her fırsatta dile getiriyorlar. Danimarka’da helal kesim sertifikasına sahip mezbahaların tamamı Danimarkalılara ait. Son dönemde helal gıda sertifikası alabilmek için başvuru yapan Alman firmalarının sayısı hızla artıyor. Fransa ve İngiltere’de de durum farklı değil. Söz konusu firmalar helal sertifikasını sadece yaşadıkları ülkelerdeki Müslümanlar için değil, dünyanın değişik yerlerindeki Müslüman ülkelere ihracat yapabilmek için de talep ediyor. Bununla birlikte diğer bütün sektörlerde olduğu gibi helal gıda sektöründe yaşanan hızlı büyüme de beraberinde çeşitli sorunları getiriyor” diye konuştu.

    Her şeyden önce helal kesimle ilgili tartışmaların yıllardır dinmek bilmediğini söyleyen Büyüközer, “İlerleyen teknolojiye paralel yeni kesim teknikleri, sorunu çözmek bir tarafa daha da karmaşık hâle getiriyor. AB genelinde hayvana eziyet verdiği gerekçesiyle boğazlamanın yasaklanmasından sonra gündeme gelen tabanca ya da elektrikle şoklama veya daha da kötüsü gazla öldürme yöntemi, İslam’ın helal kesim konusundaki kuralları son derece açık olmasına rağmen, sadece sıradan Müslümanlar değil, din adamları arasında da büyük tartışmalara sebep oldu“ ifadelerini kullandı.

    “İlk açıklama Danimarka’dan geldi”

    Yakın zamanda patlak veren at eti skandalı Avrupa’da ‘helal gıda’ tartışmalarını yeniden alevlendirdiğini belirten Dr. Büyüközer: ”Zira İrlanda ve Hollanda’da kesilen atlar, Avrupa’nın birçok ülkesine satılmıştı ve satın alanlar arasında ‘helal sertifikalı’ ürün sattığını iddia eden firmalar da vardı. Hollanda Gıda ve Tüketim Malları Güvenliği Kurumu (NVWA), at eti skandalıyla gündeme gelen W. Selten firmasının 2011‘den beri piyasaya 50 bin ton sorunlu et sürdüğünü açıklamıştı. Söz konusu etleri Avrupa genelinde 370 firma almıştı ve bunlar arasında sattığı ürünlerin üzerinde helal sertifikası bulunan bazı firmalar da vardı. İlk açıklama Danimarka’dan geldi. Danimarka Gıda İdaresi, Hollanda merkezli W. Selten firmasından et alan 14 firmayı açıkladı. Bunlar arasında Müslümanların sıklıkla tercih ettiği 2 firma da vardı. Bu durum ister istemez akıllara ‘helal sertifikası’ veren Avrupa’daki kurumların güvenilir olup olmadığı sorusunu getiriyor. Halihazırda helal sertifikaları konusunda Avrupa genelinde faaliyet gösteren ve bütün İslami sivil toplum kuruluşları tarafından kabul edilen bir üst kuruluş bulunmuyor“şeklinde konuştu.

    Türkiye’de helal sertifikası verme yetkisine sahip en önemli kurum olan GİMDES’in çalışmalarına devam ettiğini sözlerine ekleyen Başkan Dr.Hüseyin Kami Dr. Büyüközer, ”Avrupalılar, Müslümanların helal gıda konusundaki hassasiyetinden rahatsız. Avrupa’da helal gıda sertifikası veren bazı kuruluşlarda da çok ciddi sorunların bulunduğunu kabul etmekle birlikte Avrupalıların helal gıda meselesine yaklaşımının problemli, “Helal ürün sektörü dünya genelinde 3 trilyon doların üzerinde pazara sahip. Bu durum ister istemez Avrupa’da birilerinin iştahını kabartıyor. Helal gıda sektörünü tamamen kontrolleri altına almak istiyorlar” diyerek açıklamalarını tamamladı.

  • Dünya Helal Zirvesi, son gününde ziyaretçilerini bekliyor

    Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ve İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) organizasyonu ile başlayan Dünya Helal Zirvesi (World Halal Summit) son gününde ziyaretçilerini bekliyor.

    Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ve İslam İşbirliği Teşkilatı’na bağlı İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü(SMIIC), Discover Events organizasyonu ile 15 Aralık’ta Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde başlayan Dünya Helal Zirvesi (World Halal Summit) son gününde ziyaretçilerini bekliyor. Helal Expo Fuarı ile eş zamanlı olarak başlayan zirvede 3 günlük program boyunca “Helal Gıda Endüstrisi’, ‘İslami Finans’, ‘Helal Turizm’, ‘İslami Yaşam’, ‘Helal Kozmetik ve Ecza’ başlıkları altında konular ele alınıyor. Helal konusunun tüm boyutlarıyla değerlendirildiği zirveye Ekonomi Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanı sıra birçok sivil toplum kuruşu da destek veriyor. Zirveye ayrıca yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda konuşmacı katılım gösterdi. Zirveyle helal ürünler ve Müslüman standartlarına uygun olarak üretilen sertifikalı ürünlerin tüketimini konusunda insanların bilinçlendirilmeleri hedefleniyor.

    “İnsanlar yedikleri ve içtikleriyle ilgili daha emin olmak istiyorlar”

    Dünya Helal Zirvesi hakkında konuşan Türkiye Aşçılar Federasyonu Milli Takım Direktörü Emrah Köksal Sezgin, “Türkiye Aşçılar Federasyonu adına Dünya Helal Zirvesi’nde iki gündür tadımlıklar hazırlayıp ülkemizi yabancı katılımcılara karşı da temsil etmeye çalışıyoruz. Son dönemde oldukça önem ve değer kazanmış bir konu helal gıda, ülkemizde de sertifika alan ürünler artıyor bu konuları takip ediyoruz. Yurt dışından gelen firmalar da var, bununla ilgili ciddi bir talep var. İnsanlar yedikleri ve içtikleriyle ilgili daha emin olmak istiyorlar, sertifika alan ürünleri tercih ediyorlar. Ülkemizde, Müslüman nüfus çoğunlukta olduğu için giderek önem kazanıyor” dedi.

  • “Helal sertifikalı ürünler, ülke ekonomisini geliştiriyor”

    Namet Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Kayar, helal gıda sektörünün, ülke ekonomisi açısından önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

    Cumhurbaşkanlığı’nın himayelerinde İstanbul’da gerçekleştirilen Dünya Helal Zirvesi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün katılımıyla ikinci gününü tamamladı. Zirve kapsamında helal gıda sektörüne ilişkin açıklamalarda bulunan Namet Gıda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Kayar, zirvenin yaklaşık 3 trilyon lira değere ulaşan küresel bir pazara hitap ettiğini belirtti. Helal Sertifikalı ürünlerin, tüm sektörler ve ülke ekonomisi açısından önemli bir büyüme potansiyeli olduğunu söyleyen Kayar, “İslami açıdan uygunluğun yanı sıra kalite konusunda da güvence sağlayan Helal Sertifikasının, gıda güvenilirliği konusunda dünyanın önde gelen programlarından biri halini aldı” dedi.

    Kayar, “Tüm üretim ve lojistik faaliyetlerimizi, kurulduğumuz günden beri tüketicilerin helal gıda tüketmeye yönelik hassasiyetlerini göz önünde tutarak sürdüren bir firmayız. Türk Standardları Enstitüsü’nden onaylı helal sertifikamız bulunuyor. Helal Sertifikası’nın et ve et ürünleri sektörü açısından önemi büyüktür. Burada İslami usullere uygun kesim ve işlemenin yanı sıra, son derece yüksek kalite ve hijyen standartlarına uyum zorunluluğu da söz konusudur. Helal Sertifikası bu açıdan daha güvenli, daha sağlıklı gıda tüketiminin de güvencesidir” ifadelerini kullandı.

  • İkinci Dünya Helal Zirvesi İstanbul’da başladı

    Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile İslam Ülkeleri Standartlar ve Meteoroloji Enstitüsü (SMIIC) iş birliğinde gerçekleştirilen Dünya Helal Zirvesi İstanbul’da başladı.

    Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile İslam Ülkeleri Standartlar ve Meteoroloji Enstitüsü (SMIIC) iş birliğinde gerçekleştirilen Dünya Helal Zirvesi başladı. Bu yıl ikincisi gerçekleşen World Halal Summit (Dünya Helal Zirvesi), TSE ve SMIIC işbirliği ile 15-17 Aralık 2016 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. Türkiye başta olmak üzere 60 ülkeden üst düzey konuşmacıların katılımıyla bu yıl ikincisi gerçekleşen Dünya Helal Zirvesi’nin ilk gününde helal dünyasının önemli isimleri bir araya geldi. Zirve kapsamında açıklamalarda bulunan Türk Standartları Enstitüsü(TSE) Genel Sekreter İdari Yardımcısı Doğan Yazar, “Zirve kapsamında dünyada Helal’in paydaşı olan önemli ülkelerin katıldığı programın ülkemiz de olması oldukça önemli” dedi.

    “Zirve üreticilerimize ekonomik fayda sağlıyor”

    Helal ürün çalışmalarıyla ilgili dünyanın değişik yerlerinde buna benzer çalışmalar yapıldığını söyleyen Yazar, dünyadan önemli ülkelerin programa katıldığını ve ülkemizde böyle bir programın yapılmasının önemli olduğunu belirtti. Yazar, “Helal ürünler zirvesinin iki kısmı var bir konuşmalar yapılıyor ikincisi de fuarımız var. Konuşma kısmında buraya katılan tüketicinin, bu işin paydaşı olan diğer kişilerin en son güncel bilgilerle donatılıp buradan ayrılmasını sağlıyoruz. Toplantılar her gün yapılmıyor belli aralıklarla yapılıyor bu fırsatları değerlendirip bunlardan fayda sağlamak lazım. Fuar kısmında ise ekonomik anlamda bir takım zorluklara rağmen firmalarımızdan ciddi rağbet var. Bu fuarda üreticilerimize açılmak çok önemli. Sadece tüketici değil özellikle üreticiyi de önemsiyoruz çünkü dünyanın değişik ülkelerinde helalin kendi ülkesinde ciddi uygulandığı ülkelerden buralara ziyaretçi geliyor. Gelip fuara katılıyor, hem geziyor hem de ticari ilişkileri geliştiriyorlar. Kendi ülkesine yapacağı ithalattan buradaki üreticiyle açtığı stantta görüşmesini yapacak veya daha önce duymamışsa üreticimizden haberi yoksa bundan haberdar olmuş olacak. Buda üreticimize ekonomik fayda sağlayacak” diye konuştu

    “Yurt dışından gelen ürünlerde de Helal belgesi olması gerekir”

    Gıdanın helal belgesi alması için insan sağlığına ve dini inanca uygun olmasına dikkat ettiklerini söyleyen Yazar, “Gıdada bir ürünün helal olmasında öncelikle firmasında yaptığımız incelemelerde aldığımız numunelerde başta insan sağlığını tehlikeye sokacak herhangi bir katkı veya girdi olmaması gerekiyor. Bu nerede anlaşılır yapılan incelemelerde firmanın öncelikli olarak kendisinin gıda güvenliği standartlarının gerektirdiği hijyenik şartları sağlaması ön şarttır bizde. Firmanın üretim yapılan yerinde bu uygun görülürse numune alınır. Alınan numune de içeriğine bakılır içerikte insan sağlığına ve dini inancımıza aykırı bir durum olmaması gerekir. Bu nerede ortaya çıkar aldığımız numunenin laboratuvar ortamında analiz edilmesinde, örneğin toplumun en çok endişe ettiği şey domuz jelatinin bunun olmaması lazım.Türkiye belki bunun için çok riskli değil ama yurtdışı seyahatlerimiz çok oluyor orada tükettiğimiz ürünler de önem arz edebiliyor. Bizim ülkemiz veya diğer İslam ülkeleri açısından ise kullanılan jelatinin helal belgesi olması çok önem arz ediyor. Yurt dışından ithal ediliyor ise bunun helal belgeli olması gerekir” dedi.

    “Vatandaşlarımızdan bu konuda duyarlı olmalarını bekleriz” diyen Yazar, “İhracat yapan firmalarımız zaten sorunlarını bizlerle paylaşıyorlar. Onların ihracatla ilgili sorunlarını ekonomi Bakanlığımızla birlikte sürekli istişare halinde gidermeye çalışıyoruz. Bizim üzerimiz düşen kısımda belgelendirmede doğru standartlar, dünyadaki tüm Müslüman ülkelerin ortak kabul ettiği sim ek 1 standardına uygun olarak belge vererek bu ihtiyacı gidermeye çalışıyoruz. Firmaların önlerinde ekonomik, ticari engel olmasın diye. Ülkemiz vatandaşları açısından da sağlıklı beslenme kısmı ağırlıklı olmak üzere helal ürün olup olmadığı yönünde sorgulayıcı olmalarını öneriyorum” şeklinde konuştu.