Etiket: Hekimlere

  • Pratisyen hekimlere antibiyotik kullanımı eğitimi

    Kamu Hastanelerine bağlı Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli pratisyen hekimler antibiyotik kullanımı eğitimi verildi.

    Uzman Dr. Ayşe Ayaydın tarafından verilen eğitimde antibiyotiklerin bakterileri öldüren veya üremesini durduran ilaçlar olduğu anlatıldı.

    Akılcı antibiyotik kullanımı tema ile verilen eğitimde Uzm. Dr. Ayşe Ayaydın, antibiyotiklerin ateşi düşürmediği ve ağrıyı dindirmediğini söyledi.

    Antibiyotiklerin her hastalıkta kullanılamayacağını anlatan Ayşe Ayaydın, “Antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olmasının yanı sıra doz aralıklarının uygunsuz olmasının da antibiyotik direncine yol açar, antibiyotiğe duyarlı bakterilerin antibiyotiğe maruz kaldıklarında öldükleri halde, dirençli bakterilerin büyümeye ve çoğalmaya devam edebilir, bu dirençli bakterilerin toplumda hızla yayılarak diğer insanlarda enfeksiyonlara neden olabilmektedir.”dedi.

    Uygunsuz antibiyotik kullanımının, antibiyotiklere karşı direnci artırdığını ve antibiyotik kullanımı gerektiğinde yetersiz kalındığını anlatan Uzm. Dr. Ayşe Ayaydın şöyle konuştu:

    “Etkili antibiyotikler olmadan yoğun bakım, organ nakli, kanser kemoterapisi, yeni doğan bebeklerin bakımı kalça ve diz protezi ameliyatı gibi cerrahi işlemlerin uygulanması mümkün değildir. Ülkemizde antibiyotikler en çok ilaçlar listesinde ne yazık ki bunların bir çoğu gereksiz ve yanlış kullanım. Eğer antibiyotik kullanımı kontrol altına alınamazsa kolaylıkla tedavi edilebilecek bir enfeksiyon hastalığının bile, direnç nedeniyle ölümcül olabilecek duruma gelebilir. İnsanlığın antibiyotik öncesi çağa geri dönmek durumu ile karşı karşıya kalabilir. Uygunsuz antibiyotik kullanımının önemli sonucu olarak dirençli mikroorganizmaların vücut florasına hakim olacağını ve buna bağlı enfeksiyon seyrinde, hastanede kalış süresinde ve hastalığa bağlı ölüm oranlarında artış olacaktır. Antibiyotik kullanımıyla ishal gibi yan etkilerin görülebilmektedir. Hekim önerisi ve eczacı danışmanlığı olmadan kullanılan antibiyotikler, sonu ölümlere varabilecek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.”

  • Aksaray’da SGK’dan Hekimlere SGK Konferansı

    Aksaray’da Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından Aile Hekimlerine yönelik sosyal güvenlik konferansı verildi.

    Halk Sağlığı İl Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa çok sayıda hekim katıldı. Burada hekimlere SGK konulu konferansı sunan SGK İl Müdürü Saffet Çalışkan, hekimlerin 1 Ocak 2016’dan itibaren güvenli elektronik imzaya geçmesi gerektiğini belirterek, “Öncelikle şunu söylemeliyim ki Sosyal Güvenlik Kurumu olarak 1 Ocak 2016’dan itibaren Güvenli elektronik imzaya geçtik. Ama realiteye baktığımız zaman alt yapı ve donanım olarak Devlet Hastanelerinin, Üniversite Hastanelerinin buna tam hazır olmadığını gördük. Aile Hekimleri alt yapı olarak yüzde 30 oranında hazırdı. Özel hastaneler daha hazırlıklı idi. Dolayısıyla uygulamayı 01.04.2016 ya kadar uzattık. Önümüzdeki haftadan itibaren artık Kurumsal İletişim Şifresi ile değil, Güvenli Elektronik imza ile reçete yazmanız gerekecek. Kurumsal iletişim şifresinin, hekimler olmadığı zaman diğer sağlık çalışanlarınca da kullanılabilmesi mümkündü. Ancak Güvenli Elektronik imza sistemi ile inşallah bununda önüne geçileceğini umuyorum. Özellikle son bir ayda ıslak reçete sayısında bir artış oldu. Bunu da anlamakta zorluk çekiyoruz. Ama 1 Nisandan itibaren artık Kurumsal İletişim değil Güvenli Elektronik imza ile reçete yazılabilecek. Burada ve her zaman her platformda değerlendirdiğimiz bir Akılcı İlaç Kullanımı (AİK) Projemiz var. Bunlara neden gerek duyduk? 2002 yılında ilaca 5 milyar TL. para harcamışken, bu rakam 2009’ da 15 milyar TL. ye çıktı. Bu kabul edilebilir veya sürdürülebilir değil. Daha sonrası aldığımız tedbirlerle artması gerekirken 2010’ da 15,3 , 2011 de 15,8 , 2012 de 15 milyar 524 milyon TL.’ye kadar geriledi. Akılcı olmayan ilaç kullanımı (AOİK)’ndan hep birlikte hızla uzaklaşarak Akılcı İlaç Kullanımına yönelmemiz gerekiyor. Bu projede en çok iş siz aile hekimlerine düşmektedir. Zorluklarınızı biliyoruz. Hastaların sizlere ilaç dikta ettirmeye zorladıklarını sizlerde ifade ediyorsunuz” dedi.

  • Türk Böbrek Vakfı’ndan 1’inci Basamak Hekimlere Böbrek Sağlığı Eğitimi

    Türk Böbrek Vakfı’nın (TBV) Trakya Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen projesi kapsamında, 1’inci basamak hekimlere yönelik “Kronik Böbrek Yetmezliği Hastalığının Önlenmesi” eğitiminin 3’üncüsü Tekirdağ’da gerçekleştirildi.

    TBV’nin böbrek sağlığının korunması ve böbrek hastalıkları ile mücadele kapsamında, sağlık hizmeti ihtiyaçları için 1’inci basamak hekimlere yönelik ’Kronik Böbrek Yetmezliği Hastalığının Önlenmesi’ eğitimi, Trakya Kalkınma Ajansı’nın da desteğiyle Tekirdağ İl Sağlık Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün himayelerinde gerçekleştirildi.

    Tekirdağ merkez Süleymanpaşa ilçesindeki Ramada Otel’de gerçekleştirilen böbrek eğitimi programına, Tekirdağ İl Sağlık Müdür Yardımcısı Mustafa Kiraz, Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Hülya Becerir, TBV’nin Mütevelli Üyeleri ve Gönüllülerinden Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, Prof. Dr. Tevfik Ecder, Prof. Dr. Nevin Dinççağ ve Prof. Dr. Aytaç Öncül katıldı.

    Programda açılış konuşmasını gerçekleştiren TBV Tıbbi Koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, “Aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi ve hastanelerin acil servis hekimleri olan 1’inci basamak hekimlerine verilen eğitimlerle, sağlık hizmeti verdikleri ve takibini yaptıkları hastalarda, böbrek hastalıklarının önlenmesi ve erken teşhis edilen hastaların nitelikli tedavileri sağlanarak, Trakya Bölgesi’nde böbrek hastalıklarının önlenmesine katkı sağlayacaktır” dedi.

    Eğitimde şeker hastalığı ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Nevin Dinççağ da, Türkiye’de diyabet hastalarının sayısının 6,5 milyona ulaştığını belirterek, diyabetin damar yapısını bozan sistemik bir hastalık olduğunu ifade etti. Diyabet hastalarının hekimler veya eğitmenler tarafından verilen önerileri dikkate almaları gerektiğini aktaran Prof. Dr. Dinççağ, diyabetin ciddi bir sağlık sorunu olduğunu kaydetti.

    Ülkedeki erişkinlerin yaklaşık 3’te 1’inde hipertansiyon olduğunu belirten Prof. Dr. Tevfik Ecder ise, hipertansiyonun tedavi edilmemesi durumunda kalbi, böbreği, beyni ve damarları olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Prof. Dr. Ecder, hiper tansiyonun, diyabetten sonra böbrek yetmezliğinin ikinci büyük nedeni olduğunu katılımcılarla paylaştı.

  • Sünneti Uzman Hekimlere Yaptırın

    Okulların yarıyıl tatiline giriyor olması nedeni ile çocuklarını sünnet ettirmeyi düşünen aileleri uyaran uzmanlar sünnet işleminin basit bir işlem olduğunu ancak istenmeyen bir durumda çok ciddi sonuçların doğabileceğini söylüyor.

    Sünnette çocuk için en uygun zamanın 2 yaş öncesi veya 6 yaş sonrası olduğunu belirten Acıbadem Adana Hastanesi Direktörü ve Başhekimi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Soyupak, okulların yarıyıl tatiline girdiği şu günlerde sünnetin uzman hekimlerce yapılması gerektiğinin önemine değinerek, bu işleminin aslında zor bir cerrahi müdahale olmamasına rağmen oluşabilecek bir hatanın ilerde telafisi zor sonuçlara yol açabileceğini anlattı.

    SÜNNET AMELİYATHANE ORTAMINDA YAPILMALI

    Prof. Dr. Soyupak, sünnetin ameliyathane ortamında ve çocuğun hatırlamayacağı bir yöntem ile yapılmasının en doğru yol olduğunu söyleyerek, “Bu yöntemler çeşitli olabilir. Örneğin, genel anestezi ya da lokal anestezi ile sünnet gerçekleştirilebilir. Günümüzde bu tarz operasyonlar çok daha hızlı ve kolay yapılabilmekte, sonrasında çocukta da herhangi bir travmaya sebep olmamakta. Hekim olarak bizlerin tercihi sünneti bu şekilde gerçekleştirmektir” dedi.

    Sünnet öncesi çocuğun iyi bir şekilde muayene edilerek doğumsal bir anomali riskinin olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Soyupak, ”Cerrahi müdahale için olası tüm riskler hekim tarafından değerlendirilmelidir. Hekim gerekirse sünnet operasyonunu iptal bile edebilir. Ayrıca, çocuğun psikolojisi de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır” şeklinde konuştu.