Etiket: Heıdı

  • (Özel haber) İzmirli Heidi veteriner olmak istiyor

    Türkiye’nin gözde tatil merkezlerinden İzmir Çeşme’de, elektrik ve suyu olmayan bir çadırda yaşayan 15 yaşındaki Hayriye Altay, bir yandan çobanlık yapan ailesine yardım ederken, bir yandan da veteriner olabilmek için var gücü ile ders çalışıyor. Besledikleri tavuklardan elde ettikleri yumurtaları satarak eve katkıda bulunan İzmirli Heidi, “Meslek sahibi olup kendi hayatımı da ailemin hayatını da kurtarmak istiyorum” dedi.

    15 yaşındaki Hayriye Altay, İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Ildır Mahallesi Tınaztepe mevkiinde annesi, babası, iki küçük kardeşi ve dedesi ile birlikte elektriği ve suyu olmayan bir çadırda yaşıyor. Yahya Kerim Onar Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde 10. sınıfa geçen Altay, derme çatma evinde var gücü ile ders çalışıyor. Yaşantısı, meşhur çizgi film karakteri Heidi’yi anımsatan Altay, bir yandan çobanlık yapan ailesi ile hayvanlara bakıyor, bir yandan da besledikleri tavuklardan elde ettikleri yumurtaları satıyor. Tüm olumsuz koşullara rağmen okumaya devam etmek istediğini belirten Altay, veteriner olmak istediğini söyledi.

    “Okumak için destek bekliyorum”

    Okula servisle gittiğini ve servise binebilmek için her gün 2 kilometre yol kat ettiğini belirten Altay, “Ailem başkasına ait hayvanlara çobanlık yapıyor. Sabah kalktığımda büyükbaş hayvanların yemlerini ve sularını veriyorum. Aynı zamanda tavuk da besliyoruz. Ailemle birlikte tavuklardan elde ettiğimiz yumurtaları satıyoruz. Hayvanları çok seviyorum. Onlara bir şey olunca çok üzülüyorum. Onları kurtarmak için veteriner olmak istiyorum. Elektrik ve suyumuz yok ama tüm zorluklara rağmen okumaya devam edeceğim. Okumak için destek bekliyorum. Meslek sahibi olup kendi hayatımı da ailemin hayatını da kurtarmak istiyorum” diye konuştu.

    Milli Eğitim Müdürlüğüne mektup yazdı

    Hayriye Altay, Çeşme İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne de bir mektup yazdı. Altay, mektubunda, “Biz dağda çadırda oturmaktayız. Babam çobancılık yapıyor ama patron keçileri sattığı için maddi sıkıntımız var. Biz üç kardeşiz. Dedem de bizimle oturuyor. Kimsesi olmadığı için ona annem bakıyor. Dedem iki kez beyin ameliyatı oldu. Üçüncü kez olacak. Dedem, okulumuzun kantininde çalışıyor. Yemekleri ücretsiz yiyorum. Okulumu çok seviyorum. Bana yardımcı oluyorlar. Çadırda elektriğimiz ve suyumuz yok. Dersleri elektriksiz çalışıyorum. Her koşulda ne olursa olsun okumaya devam ediyorum. Devam da edeceğim. Babamla annemi çobanlık yaparken gördüğüm için zor koşullarda okumayı çok istiyorum. Her ne olursa olsun okuyacağım” ifadelerine yer verdi.

  • ‘Rizeli Heidi’ İzmir yolcusu

    Sırtında taşıdığı keçisi ile gündeme gelen Rize İkizdereli 11 yaşındaki Hamdüsena Bilgin, 10 Mart günü İzmir’de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in katılacağı programa davet edildi.

    İkizdere ilçesinin Yağcılar Köyü’nden olan Atatürk İlköğretim Okulu öğrencisi Hamdüsena Bilgin İzmir’deki davete babası Atilla Bilgin ile birlikte katılacak. HamdüSena Bilgin 10 Mart cumartesi günü yapılacak toplantıya Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Genel Başkanlığı’nın davetlisi olarak gidecek.

    Rize’nin İkizdere İlçesi Yağcılar Köyü’nde yaşayan Hamdüsena Bilgin, geçtiğimiz aylarda doğum yapan keçisini sırt çantasına koyup karda ahıra taşımıştı. Yeni doğan yavruyu ise Tomi isimli çoban köpeğinin sırtındaki çantaya koyan Bilgin, bu esnada çekilen fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılması ile Türkiye’de gündem olmuştu. Bilgin’in bu hareketi sevilen çizgi film karakterlerinden Heidi’ye benzetilmiş ve kendisine ‘Rizeli Heidi’ ismi verilmişti.

  • Rizeli Heidi, yaşadıklarını anlattı

    Doğum yapan keçisini okul çantasında sırtında taşıyan Rizeli Hamdu Sena Bilgin yaşadıklarını anlattı.

    Doğum yapan keçisini okul çantasında sırtında taşıdığı fotoğrafları sosyal medyada yayınlanınca biranda fenomen olan ve çizgi film karakteri Heidi’ye benzetilen Rizeli Hamdu Sena Bilgin, başından geçenleri anlattı. 5. sınıf öğrencisi olan Bilgin, çiftçilik yaparak geçimlerini sağladıklarını belirterek, “Kardeşim ile ben keçileri otlatmak için dışarıya çıkarttık. Hava çok soğuktu. Kar yağmaya başladı. Keçileri eve getirirken bir keçinin doğum yaptığını gördük. Diğer keçileri eve ulaştırdık. Evden okul çantamı alıp doğum yapan keçinin yanına geri döndüm. Yavruyu bir çantaya koyup köpeğim Tomi’nin sırtına koydum. Diğer çantaya da anneyi koyup sırtıma aldım. Ağabeyim bu anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekti. Çok mutluyum. Sosyal medyada ki arkadaşlarıma ilgilerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Köpeğim Tomi’yi ve hayvanları çok seviyorum. Siz de sevin” dedi.

  • “Heidi” gecikince veliler duruma isyan etti

    Afyonkarahisar’da, bir lisenin konferans salonunda çocuklar için hazırlanan “eğlenceli, müzikal çocuk oyunu” belirtilen saatten yarım saat geç başlayınca veliler, çocukları ile merdivenlerde uzun kuyruklar oluşturarak beklemek zorunda kaldı.

    Yurt genelinde faaliyet gösteren bir sanat, tiyatro topluluğu tarafından hazırlanan “Heidi” isimli eğlenceli, müzikal çocuk oyunu, sanat topluluğu üyelerini taşıyan aracın arızalanmasından dolayı veliler için adeta işkenceye dönüştü.

    Afyon Lisesi Konferans salonunda sergileneceği duyurulan ve kentteki bir çok okulda da broşürlerle duyurusu yapılan oyun için veliler çocukları ile birlikte saat 12.00 civarında Afyon Lisesi Konferans salonuna gelmeye başladılar. Ancak salona gelen velileri büyük bir sürpriz beklerken, görevliler tiyatro topluluğunda kimsenin salonda olmadığını ve oyunun yapılacağı salonda dekorların dahi yapılmadığını belirttiler. Bu sırada salona giren tiyatro topluluğu üyeleri ilk iş olarak girişe bilet satış noktası kurarak velilere bilet satmaya başladılar. Diğer üyeler ise kendilerini taşıyan minibüsten oyun için kullanılacak dekor ve diğer malzemeleri taşımaya başladılar. Bilet satışında oluşan uzun kuyruk ise bu defa bekleme kuyruğuna dönüştü. 12.30’da başlaması gereken oyun tiyatro topluluğunun araçlarının arızalanmasından dolayı 13.00’te başladı. Salona çıkan merdivenlerde yarım saat kapıların açılmasını çocukları ile bekleyen veliler ise duruma tepki gösterdiler.

    Öte yandan, oyunun sergileneceği salonun kapılarını açan görevliler ise velilere oyunun araçlarının bozulmasından dolayı geciktiğini söyleyerek, öfkeli velileri sakinleştirmeye çalıştılar.

  • NATO İzmir Kara Komutanlığı Politik Danışmanı Heıdı Meyer:

    İzmir Üniversitesi’nde “NATO ve Suriye” başlıklı konferans veren NATO İzmir Kara Komutanlığı Politik Danışmanı Heidi Meyer, “İzmir şu anda Avrupa’daki büyük kentlerden terör yönüyle daha güvenlidir. Kendimi burada güvende hissediyorum” dedi.

    İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) tarafından düzenlenen “NATO ve Suriye” başlıklı konferansa, NATO İzmir Kara Komutanlığı Politik danışmanı Heidi Meyer konuşmacı olarak katıldı. Konferans öncesi Rektör Prof. Dr. Kayhan Erciyeş ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Gülnur Erciyeş ile bir araya gelen Meyer, Torbalı’daki kamplarda kalan Suriyeli mülteciler için İzmir Üniversitesi tarafından yapılan yardımlar konusunda bilgi aldı ve İzmir NATO komutanlığının da bu kamplara yardımda bulunabileceğini, konu ile ilgili görüşmelerde bulunacağını söyledi.

    “NATO, RUSYA KARŞISINDA GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDA”

    “NATO ve Suriye” başlıklı konferansta Suriye’de yaşanan savaş, küresel terör tehdidi, artan mülteci sorunu ve Rusya konusunda değerlendirmelerini aktaran Meyer, Rusya’nın özellikle Gürcistan ve Ukrayna krizlerinde görüldüğü üzere, uluslararası alanda gittikçe saldırgan ülkeye dönüştüğünü ve öngörülemez bir tutum içinde olduğunu söyledi. Bu nedenle NATO’nun Rusya ile olan ilişkilerinin eskisi gibi olmayacağını vurgulayan Meyer, “NATO, Rusya ile yeni bir soğuk savaş başlatma amacında değildir ancak, Rusya’nın karşısında güçlü olmak zorundadır. Bu Rusya’nın daha saldırgan bir dış politika izlemesine engeller. NATO güçlü olduğu sürece, Rusya uzlaşmayı tercih edecektir” dedi.

    “MÜLTECİ SORUNU SURİYE SAVAŞI İLE SONA ERMEYECEK”

    Suriye konusunda Batı ve Rusya’nın birlikte harekete ederek tarafları uzlaştırmaya zorlamasının şu anki en uygun çözüm gibi göründüğünü dile getiren Meyer, NATO’nun Suriye’ye yönelik iki görevi bulunduğunu hatırlatırken, bunların Suriye sınırında havadan erken uyarı uçakları ile keşif faaliyeti icra etmek ve böylece büyük boyutlu göçmen akımını önceden tespit etmek olduğunu söyledi. Akdeniz’de kaçak göçmen geçişlerine yönelik olarak NATO gemilerinin denizde gözetleme faaliyeti yaptığını ve tespit edilen kaçak göçmenlere hangi ülkenin kara sularında ise Yunanistan ve Türkiye’nin sahil güvenlik güçlerine haber verilerek kaçak göçmenlerin yakalanmasının sağlandığını ifade eden Meyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaçak göçmenlerle ilgili sorun şu anda Suriye’de yaşananlar ve ülkesini terk eden yaklaşık 4 milyon mülteci nedeni ile gündemde. Ancak Suriye’de savaş sona erse bile mülteci sorunu sona ermeyecek. Farklı kıta ve ülkelerden kaynaklanan mülteci sorunlarını çözmek için ülkeler çalışmaya devam edecekler. Çünkü mülteci sorunu sadece insanların yer değiştirmesi değil beraberindeki ekonomik ve güvenlik sorunları nedeni ile ülkeler için büyük önem arz etmeye devam edecek.”

    “KENDİMİ BURADA GÜVENDE HİSSEDİYORUM”

    Terörün tüm dünya ülkeleri için olduğu gibi NATO üyesi 28 ülke için de hayati bir sorun olduğunu söyleyen Meyer, terörün tanımlanması noktasında NATO üyesi 28 ülkenin de farklı görüşe sahip olduğunu ancak her bir ülkenin kendi anlayışı çerçevesinde terörle aktif mücadele içinde olduğunu söyledi. İki yıldan fazla zamandır NATO İzmir Kara Komutanlığında görev yaptığını hatırlatan Meyer, “İzmir şu anda Avrupa’daki büyük kentlerden terör yönüyle daha güvenlidir. Kendimi burada güvende hissediyorum” dedi.

    Konferansın sonrasında Meyer’e teşekkür plaketini İİBF Dekanı Prof. Dr. Erhan Ada ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sertif Demir takdim etti.