Etiket: Hedefleyen

  • 2019’da 50 milyon turist hedefleyen turizm sektörü destek bekliyor

    Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, en verimli, ekonomiye en çok katkı yapan sektörün turizm olduğunu ama turizm sektörünün diğer sektörler kadar desteklenmediğini söyledi. Ayık, yıl içinde olan bayram gibi blok tatillerinin tatil sürelerinin yılbaşından hemen sonra açıklanması gerektiğine dikkat çekerek, ’’Blok tatillerinin süreleri erkenden açıklanırsa yerli tatilci tatilini erkenden planlayabilir” dedi.

    “Destekler artırılmalı”

    Ayık, turizm sektörü için her şeyin değişken olabileceğini, turizmin hassas bir sektör olduğunu belirterek, ’’Bu nedenle turizm sektörü için mutlaka bir şeyler yapılmalı. En iyi giden, en yararlı turizm sektörü ile ilgili destekler verilmeli. Türkiye’de görünen ülke ekonomisine en büyük katkıyı yapan turizm sektörüdür. Bu sektör ne kadar desteklenirse geri dönüşü diğer sektörlerle kıyaslandığında, daha hızlı ülke ekonomisine de en büyük döviz katkısını ve istihdamı yapacak olan sektördür. Sektörü daha da fazla desteklemek gerekir. Turizme bir koyduğunuz zaman, geriye karşılığında en az üç alıyorsunuz. Verilen her katkı ülke ekonomisine verilmiş demektir.”diye konuştu.

    Türkiye’de bir çok sektöre ÖTV ve KDV desteğinin verildiğini hatırlatan Ayık, ancak en verimli, ekonomiye en çok katkı sağlayan turizm sektörüne bu desteklerin verilmediğini, turizm sektörüne de dönemsel bile olsa diğer sektörlere sağlanan ÖTV, KDV desteklerinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

    “50 milyon rakamı”

    Turizmde 2019 yılı satışlarının iyi gittiğini işaret eden Osman Ayık, şunları söyledi: ’’Türkiye’ye talepte iyileşme var. Bu iyileşme 2019 yılında da sürecek. Ocak ayının ilk haftasından itibaren yoğun satışlar başladı. Ön rakamlar bize gösteriyor ki 2019 yılın da da çift haneli bir büyümeyi bekliyoruz. Buda bizim 50 milyon rakamını göreceğimizin göstergesidir. Satışlarda esas belirleyici olan Ultrecht, Berlin, Moskova turizm fuarları olacaktır. İç pazarda da Emitt Turizm Fuarı belirleyici rol oynamaktadır”dedi. Ayık, gelir olarak üst seviyelere çıkmanın bu yıl zor olduğunun altını çizerek, 2020’de bu hedefi yakalamak istediklerini kaydetti.

    “Blok tatillerin erken açıklanmasının önemi”

    Son 15 yılda yaptıkları girişimlerle ciddi bir pazar oluşturduklarını anımsatan Osman Ayık, “Sektör olarak iç pazarın devamlılığını sağlamak istiyoruz. Konaklama sektörünün en büyük pazarı iç pazardır. İç pazara sektörün kaldırabileceği destekleri sağlamaya çalışıyoruz. Yerli turist 2019 tatili için erken karar verip rezervasyonunu erkenden yapmalı. O zaman çok daha ucuza tatil yapma imkanı bulacaktır. Yıl içindeki bayram gibi blok tatil sürelerinin yılbaşından hemen sonra açıklanması gerekir. Blok tatillerinin süreleri erkenden açıklanırsa yerli tatilci tatilini erkenden planlayabilir. Buna uygun bölümler var. Ayrıca okul tatilleri de bölgelere göre düzenlenmeli. Okul tatilleri de bölgelere göre düzenlense tatile çıkacaklar daha geniş bir zaman dilimine yayılırlar. Turizm sektörü diğer sektörlerle kıyaslandığında 2019 yılını en avantajlı, ülke ekonomisine getireceği dövizle en faydalı sektör olacaktır.’’ ifadelerine yer verdi.

    “Bu senede rekor”

    2018 yılının sayısal anlamda beklentiler doğrultusunda kapandığını aktaran Ayık, “Ortalamada yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme kaydettik. Kayıpların bir nebze telafi edildiği bir yıl ve ciddi bir geri dönüş göstergesi yaşadık. Tarihi bir rekor kırdık. 2019 yılı da aynı seviyede gidecek göstergeler o doğrultuda. Türkiye çift haneli bir büyüme gerçekleştirecek. Bu senede bir rekor kırıp, ülke ekonomisine katkı yapmayı arzu ediyoruz.”diye konuştu.

    Yılın son tatillerinden yılbaşının sektöre ciddi bir hareketlilik getirdiğini dile getiren Ayık, açık olan tesislerde yerli ve yabancı misafirlerle dolu dolu geçirdiğini kaydetti.

  • Orta Doğu’yu hedefleyen Muddy Water Türkiye’ye de sıçradı

    İlk kez 2017 yılında Irak ve Suudi Arabistan’da görülen Muddy Water aktivitesini takip eden Kaspersky Lab araştırmacıları, söz konusu tehdidin Ürdün, Türkiye, Azerbaycan, Pakistan ve Afganistan’daki kamu kurumlarını da tehdit ettiğini açıkladı. Yayılmak için yüksek düzeyde özelleştirilmiş oltalama mesajlarını kullanan Muddy Water, içine özel makrolar yerleştirilmiş ofis dosyalarını kullanıyor.

    Yeni bir tehdit olarak görülen 2017 yılında keşfedilen Muddy Water, ilk olarak Irak ve Suudi Arabistan’daki kamu kurumlarına saldırırken tespit edilmişti. Kaspersky Lab araştırmacıları bu yılın başlarında tehtidin çok daha geniş bir coğrafyayı hedef alan oltalama mesajlarıyla yayılmaya çalıştığını keşfettiğini açıklarken, 2018 yılı Mayıs ve Haziran aylarında etkinliği doruğa çıkan tehdidin etkisi halen sürüyor.

    Yapılan bilgilendirmede; oltalama mesajlarının içeriği özellikle kamu ve askeri kurumların, telekom şirketlerinin ve eğitim kurumlarının hedeflendiğini gösteriyor. Söz konusu e-posta mesajları MS Office 97-2003 dosyalarını ekinde barındırıyor ve kullanıcıları makroları aktif hale getirmeye zorluyor. Hemen arkasından bulaşma gerçekleşiyor.

    Kaspersky Lab araştırmacılarının yaptığı açıklamada; saldırganların kullandıkları PowerShell, VBS, VBA, Python ve C# scriptleri, RAT (Remote Access Trojans-Uzaktan Erişimli Truva Atı) ve diğer araçlara dair analizler sürüyor. Enfeksiyon gerçekleştiğinde zararlı yazılım, beraberindeki listede yer alan internet adreslerinden birini seçerek komuta merkeziyle iletişime geçiyor. Sistemde güvenlik yazılımı olduğunu algılarsa bir dizi script çalıştırıyor ve son bir PowerShell paketiyle sistemde suistimale açık bir arka kapı bırakıyor. Gerçek MS dosyaları kullanması nedeniyle kara listelerden kolayca sıyrılan tehdit, beraberindeki PowerShell koduyla makro uyarılarını ve korumalı görünüm seçeneklerini devre dışı bırakabiliyor. Böylece takip eden saldırılara karşı sistemi korumasız hale getiriyor.

    Tehdidin şimdiye dek tespit edilen hedefleri arasında Türkiye, Ürdün, Azerbaycan, Irak, Suudi Arabistan, Mali, Avusturya, , Rusya, İran ve Bahreyn yer aldığı belirtilirken, Muddy Water operasyonunun arkasında kim olduğu bilinmemekle birlikte, kullanılan saldırı teknikleri jeopolitik bir amaç için saldırıların gerçekleştirildiğine dair ipuçları verdi. Yine kullanılan kodlar araştırmacıları yanıltmayı hedefleyen unsurlar barındırıyor. Örneğin; kodlarda Çince yazılar, Leo, PooPak, Vendetta ve Turk gibi isimler geçiyor.

    Kaspersky Lab GReAT Takımı Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Amin Hasbini, keşfedilen bulgular ile ilgili, “Geçtiğimiz yıl Muddy Water grubunun pek çok saldırıya imza attığını ve tekniklerini sürekli geliştirdiklerini gördük. Grup çağdaş güvenlik önlemlerini atlatmak için aktif bir geliştirici takımına sahip. Bu da yakın zamanda tehdidin daha ciddi boyutlara ulaşabileceğini gösteriyor. Bu nedenle konuya dair ilk bulgularımızı kamuoyuyla bir an önce paylaşmak istedik. Grubun ellerindeki araçları, stratejilerini ve olası hatalarını ortaya koymak için gözlemlerimize devam edeceğiz”.

    Kaspersky Lab, Muddy Water ve benzer tehditlere karşı korunmak için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

    Hedefli tehditlerin algılanması, önlenmesi ve araştırılmasına yardımcı olacak kapsamlı süreçleri devreye alınmalı. Hedefli saldırılara karşı etkili güvenlik çözümleri ve personel eğitimi de bunun bir parçası olmalı.

    Güvenlik ekibinizin en son tehdit verilerine düzenli olarak ulaşmasını sağlanmalı, böylece YARA kurallarını uygulayabilir ve saldırıya dair izleri daha kolay tespit edebilir.

    Kurumsal nitelikte yama yönetim sürecini devreye sokulmalı.

    Tüm sistem yapılandırmalarını iki kez kontrol edilmeli ve en iyi korunma yollarını süreçlerin parçası haline getirilmeli.

    Çalışma ekibinin şüpheli e-posta mesajları tespit etme konusunda eğitilmeli ve böyle bir durumda ne yapılması gerektiğine dair bilgilendirilmeli.

  • Fındıkta kaliteyi artırmayı hedefleyen proje sona erdi

    Ordu Ticaret Borsası tarafından yürütülen, İtalya ve İspanya’nın yanı sıra yerel ortakların da bulunduğu “Fındık Üretiminde Geleneksel ve Modern Uygulamaların İncelenmesi” projesi sona erdi.

    Ordu Valiliği, Ordu Üniversitesi (ODÜ) ve Altınordu Ziraat Odası ile İtalya’dan Tuscia Üniversitesi ve İspanya’dan İrta Araştırma Enstitüsünün ortak olduğu ve iki yıllık uygulamalı proje için kapanış programı gerçekleşti. Ordu Ticaret Borsası tarafından yürütülen, İtalya ve İspanya’nın da ortak olduğu proje, küresel düzeyde fındık üretiminde kalite ve verimi arttırmak, fındığın çok üretildiği bölgelerde fındık üretim metotlarının görülerek, iyi uygulamaların paylaşımına katkı sağlamayı hedefliyor.

    2 yıl önce başlanan ve bütçesi 121 bin 980 avro olan, Ordu Ticaret Borsası proje ofisi tarafından, ortakların da desteği ile hazırlanan bu proje, 287 proje arasında iyi uygulanmaların değişimine yönelik başarılı bulunan 11 projeden birisi arasında yer alıyor.

    Ordu Ticaret Borsası Başkanı Ziver Kahraman, kapanış programında yaptığı konuşmada, proje sonunda Türkçe, İngilizce, İspanyolca ve İtalyanca dillerine çevrilmiş kitaplar bastırıldığına ve bunların kısa süre içerisinde kamuoyu ile paylaşılacağına dikkat çekti. Kahraman, “Proje kapsamında İspanya, İtalya ve Türkiye hareketliliklerinde yapılan gözlemler ile uygulamaların detaylı bir biçimde yer alacağı kitap, bu projenin hafızası olarak tarihe kalacaktır. Bunun yanında Ordu Üniversitesi bünyesinde oluşturduğumuz ‘Örnek Fındık Bahçesi’ de bundan sonra tahsis edilecek bahçeler için bir model olacaktır” dedi.

    “Fındıktaki fiyat, birçok sorunun sonucudur”

    Başkan Ziver Kahraman, fındıktaki tek sorunun fiyat olmadığına da dikkat çekerek, “ ’Fındık Üretiminde Geleneksel ve Modern Tekniklerin İncelenmesi’ başlığını taşıyan projemiz ve bu minval üzere hazırladığımız diğer projelerimizdeki temel amacımız ise, fındıkta kalite ve verimliliğe dikkat çekmektir. Bugün bakıldığında fındığın sorunları başlığı altında hep ‘fiyat’ görünmektedir. Oysa fiyat, birçok sorunun sonucudur. Aslında bu sorunların başında, kalite ve verimliliği olumsuz etkileyen ve maliyetleri yükselten faktörler gelmektedir. Sorunları bir bütün olarak görmek ve çözüm sürecinin de etkileşim halinde olmasına özen göstermek durumundayız. Ürettiğimiz projeler daha iyi sonuçlar elde edilmesi gibi bir vizyon taşısa da özünde bu sorunlardan külliyen kurtulmayı hedeflemektedir” şeklinde konuştu.

    Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünden Prof. Dr. Ali İslam da Türkiye de fındık yetiştiriciliği hakkında bir sunum yaptı.

    Mesleki eğitime yönelik Türkiye, İtalya ve İspanya arasında kurulan bir stratejik ortaklık projesi olan ‘Fındık Üretiminde Modern ve Geleneksel Uygulamaların İncelenmesi Projesi’, yapılan toplantı ile sona erdi.

  • Konaklama sektöründe kariyer hedefleyen gençler bilgilendirildi

    Hilton, konaklama sektöründe kariyer hedefleyen gençlerle Careers@Hilton haftasında buluşarak; sektördeki farklı kariyer fırsatlarına ışık tuttu. İstanbul Hilton otellerinin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte öğrenciler yaz ve güz dönemi için staj başvurusunda da bulundu.

    İstanbul Hilton otelleri, konaklama sektöründeki birçok fırsatı tanıtan ve global kariyer etkinliği olan Careers@Hilton Haftası’nda sektörde kariyer hedefleyen gençlerle buluştu. Etkinliğin İstanbul’daki ayağı, İstanbul’daki Hilton otellerinin otellerinin katılımıyla Hilton İstanbul Bosphorus’da gerçekleşti. Hilton, 14 Mayıs haftası boyunca, konaklama sektöründeki heyecan verici kariyer fırsatları hakkında 19 farklı üniversiteden 120 genci bilgilendirirken, farklı pek çok etkinliğe imza attı.

    Hilton Üst Sınıf Markaları Türkiye Bölge Müdürü Armin Zerunyan, “14 Mayıs haftası boyunca tüm dünyada başlattığımız Careers@Hilton Haftası etkinlikleri ile iş arayanlara konaklama sektöründeki meslekler hakkında ilham vererek işyerinde başarılı olabilmeniz için hayati önem taşıyan beceriler hakkında rehberlik edeceğimizi umuyorum” dedi.

    Etkinlikler, konaklama sektöründeki meslekler hakkında ilham vermesi, işyerinde ve ötesinde başarılı olmak için hayati önem taşıyan beceriler hakkında rehberlik ederek onlara destek olması açısından iş arayanlara fırsat sundu. Katılımcılar, özgeçmişleriyle birlikte sosyal ağlar oluşturmaya ve mevcut çalışanların konaklama sektöründeki kariyer yolları hakkındaki sunumlarına kadar çeşitli etkinliklere katılmak için Hilton İstanbul Bosphorus’a geldi. Kariyer haftasında öğrenciler yaz ve güz dönemi için staj başvurusunda bulunurken, iş başvuruları da kabul edildi.

  • Dünya markası olmayı hedefleyen Penti, rotasını dijital dönüşüme çevirdi

    Türkiye’nin çok kategorili iç giyim moda perakende markası Penti, dijital dönüşüme hazırlanıyor. Şirketin dönüşüm hareketine itelligence destek verecek.

    Türkiye’nin çok kategorili iç giyim moda perakende markası Penti, bir dünya markası olma yolunda ilerlerken rotasını dijital dönüşüme çevirdi. 34 ülkede 466 mağazası ve 3 bin 500’den fazla çalışanıyla faaliyet gösteren şirket, iş süreçlerine yapacağı dijitalleşme yatırımıyla güvenilir ve hızlı bir altyapı kurarak tüm uygulamalarını bu yapı üzerine inşa etmeyi hedefliyor. Dijital dönüşüm yolculuğuna, iş uygulamaları alanında dünyanın lider yazılımı SAP’nin ekosisteminde yer alan en büyük uluslararası iş ortaklarından itelligence ile çıkan Penti, 2019 yılında sona ermesi planlanan projeyle, tüm iş süreçlerini mükemmelleştirecek. Tedarik zinciri ve satış alanlarında yapılacak sürekli iyileştirmelerle operasyonlarını hızlandıracak.

    Penti Giyim CEO’su Mert Karaibrahimoğlu, yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin yanı sıra Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Gürcistan, Azerbaycan ve Suudi Arabistan gibi hemen hemen tüm çevre ülkelerde pazar lideriyiz. Bir dünya markası olabilmek için, dijital dönüşümün olmazsa olmaz olduğunu düşünüyoruz. Teknolojiyi en verimli kullanan perakendeci olmayı hedefliyoruz” dedi.

    2018 yılının sonuna kadar toplam mağaza sayısını 600’e çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Karaibrahimoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Maliyet artışları sebebiyle 2018 perakendeciler açısından kolay bir yıl olmayacak. Bu sebeple, global bir oyuncu olmak için dijital dönüşümü hayata geçirmek zorundayız. Bu kapsamda uzmanlığı, proje metodolojisine yaklaşımı, geçmiş tecrübeleri ve global yetkinlikleri sebebiyle dijital dönüşüm yolculuğuna itelligence ile çıkmaya karar verdiğimiz için çok mutluyuz. Böylece, Türkiye’de benzeri olmayan bir projeyle tedarik zincirindeki karar destek süreçlerimizi verilere dayandırarak yönetebilecek ve tüm süreçlerimizi mükemmelleştirebileceğiz”.

    itelligence Türkiye CEO’su Dr. Abdülbahri Danış ise dünya çapında birçok kurumun dijital dönüşüm yolculuğuna eşlik ettiklerini, bu anlamda elde edilen deneyimi en iyi iş uygulamaları ile birlikte sektöre sunarak, Türkiye’deki şirketlerin bu deneyimlerden faydalanması ve iş süreçlerine katma değer sağlamaları için rehberlik ettiklerini belirtti.

    “Dijitalleşmenin etkilemediği bir sektörü ya da iş sürecini hayal etmek neredeyse imkânsız”

    Kurumları, dolayısıyla müşteri deneyimini yeniden şekillendiren dijital dönüşümün çağın bir getirisi olarak zorunluluk olduğunu belirten Danış, “Dijitalleşme, artık hem günlük hem de iş hayatımızın kaçınılmaz bir parçası. Dijitalleşmenin etkilemediği bir sektörü ya da iş sürecini hayal etmek neredeyse imkansız. Bu anlamda itelligence olarak, farklı endüstriden birçok kurumun dijital dönüşüm yolculuğuna deneyimli ekibimizle eşlik ediyor, elde ettikleri somut faydalara bizzat şahit oluyoruz. Gerek Türkiye’de gerekse dünyada perakende gibi dinamik bir sektör, odaklandığımız endüstriler arasında yer alıyor. Bu anlamda Penti gibi dünya çapında başarısı kanıtlanmış önemli bir şirketin tüm iş süreçlerini sadeleştirmek ve tüketici davranışlarını 360 derece görüntüleyebilmelerine olanak tanıyıp, satış ve pazarlama hedeflerine doğrudan katkı sağlamak adına çıktığımız uzun soluklu bu yolculukta birlikte çalışacak olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.