Etiket: Hedefi

  • Meyve suyu ve su ihracatçılarından 300 milyon dolarlık ihracat hedefi

    Meyve sebze mamulleri sektörü, dünyanın meyve suyu ihtiyacını karşılıyor. Türkiye, 2018 yılının 10 aylık döneminde meyve suyu ihracatını yüzde 32’lik artışla 168 milyon dolardan, 222 milyon 489 milyon dolara çıkardı.

    Türkiye, 2018 yılının 10 aylık döneminde ise; 54 milyon 107 bin dolarlık su ihracatına imza attı. Su ve meyve suyu ihraç ettiğimiz ülke sayısı 152 olarak kayıtlara geçti. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Türkiye’nin meyve suyu ve su ihracatının 2018 yılının Ocak – Ekim döneminde 276 milyon 596 bin dolara ulaştığını, 2018 yılı sonunda 300 milyon doları aşmasını beklediklerini ifade etti.

    Elma suyundan, armut suyuna, karışık meyve sularından greyfurt suyuna, portakal suyundan domates suyuna, tropikal meyve suyundan kiraz suyuna kadar çeşit çeşit meyve sularını dünyanın tüm coğrafyalarına ihraç ettiklerini belirten Uçak, Türk meyve suyu ihracatçılarının, büyük bir başarı hikayesine imza attıklarını kaydetti. Türkiye’nin meyve suyu ihracatında Amerika Birleşik Devletleri’nin 50 milyon dolarla ilk sırada yer aldığı bilgisini veren Uçak, “Hollanda’ya 32,6 milyon dolarlık, İtalya’ya 14,2 milyon dolar, Almanya’ya 12,3 milyon dolar, İngiltere’ye ise 12,2 milyon dolarlık meyve suyu ihraç ettik. 2019 yılında meyve suyu ihracatımızdaki artış trendinin devamını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

    Su ihracatında İngiltere zirvede yer aldı

    Su ihracatında ilk sırayı 11 milyon 966 bin dolarlık tutarla İngiltere alırken, Almanya 10 milyon 135 bin dolarlık Türk suyu tercih etti. Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri’ne 6,5 milyon dolarlık su ihraç ederken, İsrail’e 4,7 milyon dolarlık, Suudi Arabistan’a ise 2,7 milyon dolarlık su gönderildi.

  • Kayısıda yıl sonu ihracat hedefi 280 milyon dolar

    Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, bu yıl sonuna kadar yaklaşık 100 bin ton kayısı ihracatı yapılarak 280 milyon dolar civarında gelir elde edileceğini söyledi.

    Dünya kuru kayısı üretiminin yüzde 85’ini karşılayan Malatya’da 2018 sonuna kadar yaklaşık 280 milyon dolarlık kayısı ihracatı hedefleniyor. Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, kayısı ihracatının şu an devam ettiğini belirterek, “Rakamlarda bir artış görmüyoruz ama geçmişteki mevcut pazarımızı da koruyoruz. Özellikle de Eylül ve Ekim aylarındaki ihracatımız geçmiş aya göre yaklaşık 500 ton civarında bir artış gösterdi” ifadelerine yer verdi.

    Kurdaki dalgalanmalar nedeniyle sektörün kısmen zor durumda kaldığını da ifade eden Özcan, “Bu dalgalanma, son aylarda özellikle ihracatçının ve ithalatçının sağlıklı alışveriş yapması konusunda sıkıntıya neden oldu. Özellikle bizim döviz kurunun yüksek olduğu dönemlerde satış yapan firmalarımız, kurdaki düşüşten sonra TL’ye dönerken ciddi anlamda zarar görüyorlar” şeklinde konuştu.

    Hükümetin ekonomideki manipülasyona karşı aldığı tedbirlerin etkili olmaya başladığını da vurgulayan Özcan, “Böyle olunca da kurda normalleşme süreci başladı. Burada ihracatçımızın kurun nerede seyredeceğini görmesi gerekiyor, özellikle bu konuda zor durumdayız. Eğer kur stabil hale dönerde belli bir seviyede ekonomideki yerini alıp devam ederse bu bizim elimizi güçlendirecek ve daha çok ihracatçı ile ithalatçı arasındaki ticari ilişkiler biraz daha yoğunlaşacaktır” diye konuştu.

    İhracatta artış beklediklerini dile getiren Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, şöyle devam etti:

    “Dünyada bir kısım krizler gıda sektörünü ciddi anlamda etkiliyor. Özellikle Amerika Hükümetinin tutarsız davranışları bunu etkiliyor. Son İran ambargosu bile belki bizim alışveriş yaptığımız ülkelerle ilgili doğurur mu diye düşünüyorduk ama İran’a yapılan ambargonun dışında kaldığımız için dolardaki stabil hareket devam ederse de biz işlerin açılacağını düşünüyoruz.”

    Hedeflerinin yıl sonuna kadar 100 bin ton kayısı ihracatı olduğunu ve 270 ile 280 milyon dolar arasında gelir beklediklerini ifade eden Özcan, “2017 yılının ihracatı ile 2018 yılı sonundaki ihracatın da paralel olduğunu görüyoruz. Kayısıda bu yıl son aylardaki ortalama fiyatımız 2,7 dolar, yıl sonu itibari ile sezon kapanışında ortalama 100 bin ton ihracat bekliyoruz yani bu yılın sonunda 55 bin ton tahmin ediyoruz. 2018 Temmuz ayından 2019 Temmuz ayına kadar 100 bin ton ihracat bekliyoruz, bu yılın sonunda 55 bin tonu göreceğiz, Temmuz ayına kadar da 100 bin ton ihracatı tamamlamış olacağız. Burada da yaklaşık 270-280 milyon dolar civarında da bir gelir tahmin ediyoruz ama bu ürün fiyatlarının artış veya düşüşünde biraz farklılık gösterebilir” ifadelerine yer verdi.

    Kayısı ihracatındaki en büyük sorunlarının kükürt olduğunu da vurgulayan Borsa Başkanı Özcan, ”Geçtiğimiz günlerde kükürt ile ilgili çok önemli bir gelişme oldu, iç piyasa dediğimiz kuruyemiş sektöründe ciddi cezalarla karşı karşıya kalıyorduk. Tarım Bakanımızın verdiği talimatla numune alımı durduruldu, durdurulduğu süre içerisinde de yeni bir düzenleme ile yaklaşık 37 bin TL olan cezalar ciddi anlamda cüzi rakamlara indirilecek” şeklinde konuştu.

    Öte yandan, bu yıl Malatya’da kayısı rekoltesinin yüksek olması dolayısıyla fiyatlarda düşüş yaşanıyor. Bu nedenle ürünlerini satmak için pazara getiren üretici düşük fiyat karşısında büyük hayal kırıklığına uğruyor. Kuru kayısının piyasası olan Malatya Şire Pazarı’nda esnaf, alıcı bulamadığı için ürününü değerinin çok daha altında satmak zorunda kalıyor. Bu yıl Şire Pazarı’nda kuru kayısı kalitesine göre 5 ile 16 lira arasında alıcı buluyor. 1. sınıf olarak tabir edilen kaysı maksimum 16 liradan satılıyor fakat alıcı bulmak güçleşiyor.

  • Makinecilerin İzmir’deki ihracat hedefi 1 milyar dolar

    Makine sektörünün 2018 yılı ihracat performansını ve bölgenin sektöre sağladığı olanaklar ile sektörün bölge ekonomisi açısından sunduğu fırsatları değerlendiren Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “İzmir’de yıl sonu makine ihracatı hedefimiz 1 milyar dolar. 5 sene içerisinde makine ithal eden değil ihracat eden bir konumda olmalıyız. Türkiye’nin ihracatında yüzde 10’un üzerinde payımız var. Bu bize yetmiyor. Oran yüzde 15-20 arasında olmalı” dedi.

    Yılın ilk 10 ayında toplam ihracatı yurt genelinde 14 milyar dolara ulaşan makine sektörü, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,1 ihracat artışı sağladı. Ege Bölgesinde toplam makine ihracatı 2,2 milyar dolar olurken, bölge genelinde faaliyet gösteren makine ihracatçısı firma sayısı 2 bin 317’ye yükseldi. Sektörün 2018 yılı ihracat performansını ve bölgenin sektöre sağladığı olanaklar ile sektörün bölge ekonomisi açısından sunduğu fırsatları değerlendirmek üzere İzmir’de buluşan Türkiye’nin makinecileri basın mensuplarıyla bir araya geldi. Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu ile Yönetim Kurulu Üyeleri Zeynep Erkunt Armağan ve Halil İbrahim Gökçüoğlu sektörle ilgili değerlendirmelerini paylaştı.

    “Önemli bir potansiyel”

    Yaklaşık bin 700 makine ihracatçısı firmanın faaliyet gösterdiği İzmir’de yılın ilk 10 ayı itibariyle toplam makine ihracatının yüzde 21 artışla 750 milyon dolara ulaştığını belirten MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Yaklaşık bin 700 makine ihracatçısı firmanın faaliyet gösterdiği İzmir’de yılın ilk 10 ayı itibarıyla toplam makine ihracatımız 750 milyon dolara ulaşmıştır. Makine ihracatındaki başarılı performansımızı İzmir’de daha da ileri taşıyabilir, bu yılı 1 milyar dolar ihracatla kapatabiliriz. İşletmelerimizin yüzde 12’sine yakınının bulunduğu ilimizden makine ihracatımızın yüzde 6 kadarının yapılıyor olması çok önemli bir potansiyele işaret ediyor. İzmirli makine imalatçılarımızın bölgelerindeki rekabet üstünlüklerini yurt dışına taşımanın yollarını bulmalıyız” diye konuştu.

    “Küresel rekabeti artırabilir”

    İleri teknoloji ve AR-GE odaklı bir sektör olarak makine sanayinde en temel unsurlardan birinin nitelikli insan kaynağına olan ihtiyaç olduğunu vurgulayan Karavelioğlu, “Ege ve Dokuz Eylül Üniversitelerinin yanı sıra, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünün varlığı İzmir’e bu konuda önemli avantajlar sağlamaktadır. İleri teknolojili makine üretmenin ön şartının nitelikli iş gücü olduğu düşünüldüğünde; teknik becerisi yüksek personelin lojistik, sosyal ve kültürel imkânları yüksek illerimizden İzmir’deki mevcut istihdamı artırmaya yönelik her türlü yatırımın, hem sanayimize hem de kente katacağı değer daha iyi anlaşılacaktır. Sektörümüz, Marmara Bölgesinde hızla yükselen maliyetlerini Ege’de düşürerek küresel rekabetçiliğini daha da artırabilir” ifadelerini kullandı.

    Egeli çiftçiler daha güçlü olacak

    Makine sanayinin İzmir’deki gelişimi konusunda bir başka önemli noktanın da tarım konusunda yaşanan köklü dönüşüm olduğunun altını çizen Kutlu Karavelioğlu, “Yegane genişleyen halka İzmir diye düşünüyorum. İzmir’in potansiyeli ihmal ediliyor. Ege, sanayi ve tarımın birlikte geliştiği nadir bölgelerden biri. Uluslararası rekabetin kızışması, İzmir’in potansiyelini görmezden gelinmeyecek hale getirecektir. Korumacı politikalar dünya genelinde endüstriyel imalatta olduğu gibi tarımı da yerelleştirip yerlileştirirken ülkelerin tarımsal yatırımlarının artmasına sebep olmaktadır. Hızlı bir biçimde dünya gündemine giren ve ‘ticaret savaşları’ adı altında aslında teknoloji rekabetini tanımlayan bu durum, tarım makinelerinin üretimini ve ihracatını da hiç olmadığı oranlarda artırmıştır. Dış ticaret açığı fazlası veren bu alt sektörümüzün Ege’de gelişmiş olması bölgenin tarımdaki yeri ile doğrudan ilintilidir” açıklamasında bulundu.

    “Sene sonu hedefi 800 milyon dolar”

    İzmir’in Türkiye’nin tarımsal ürün ihracatının yüzde 13’ünü karşıladığını belirten Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Üreticilerimiz iyi, organik veya akıllı tarım gibi yeni trendlere uygun adımlar atarak bereketli toprakları ve tecrübeli makine imalatçılarıyla hem kendi ekonomisine hem de ülke ekonomisine büyük katkılarda bulunacaktır. Türkiye’nin makinecileri yılın ilk 10 ayında tarım ve ormancılıkta kullanılan makine ihracatını yüzde 23,6 artışla 672 milyon dolara taşımıştır; sene sonu hedefi ise 800 milyon dolardır. Egeli çiftçilerimizin dış rekabetteki en büyük destekçileri, traktörden sulamaya, araç üstü ekipmandan iklimlendirmeye, depolamadan paketlemeye kadar bütün alt sektörleriyle Türkiye’nin makinecileri olacaktır.”

  • Deneyimli turizmciden 100 milyon turist hedefi

    Merkezi Kuşadası’nda bulunan Türk turizminin önemli tur operatörlerin Peninsula Turizm’in deneyimli Genel Müdürü Fahrettin Çiçek, politika ve uluslararası ilişkilerde turizm hedeflerine paralel davranılması halinde Türkiye turizm endüstrisi için önümüzdeki yedi yıla yönelik iyi hedefler konulabileceğini ve 100 milyon turistin ağırlanabileceğini söyledi.

    Geçen hafta Londra’da düzenlenen World Travel Market(WTM) sonrası değerlendirmelerde bulunan Çiçek, “İşimiz çok, yolumuz uzun, hedefler büyük, doğru hamlelerle yılda 100 milyon ziyaretçi ağırlama kapasitemiz oluşabilir. Politika ve uluslararası ilişkilerde de turizm hedeflerine paralel davranır isek; önümüzde Türkiye turizm endüstrisi için yedi iyi yıl hedefi koyabiliriz” dedi.

    2019 sezonu için tüm kaynak pazarlardan gelen sinyallerin olumlu olduğunu kaydeden Kuşadası Peninsula Turizm’in Genel Müdürü Fahrettin Çiçek, “ sinyaller olumlu, sıkı bir sezon için iyi hazırlanmak gerekiyor. Londra’ki fuar süresince ülkemize olan ilginin yeniden canlandığını görmek biz sektör temsilcilerini olduka iyi motive etti. Hizmet-Fiyat Dengesi çok güçlü bir destinasyon olarak eski sempatimize kavuşuyor olma duygusu bizler için çok önemli idi. Kışı iyi değerlendirelim. Personelimizi, tesislerimizi, yerel seçimler havasına girip ihmal etmeden turistik belde ve kentlerimizi yaza çok iyi hazırlamalıyız. Dış Politika ve uluslararası ilişkilerde de turizm hedeflerine paralel davranır isek; önümüzde Türkiye Turizm endüstrisi için yedi iyi yıl hedefi koyabiliriz. İşimiz çok, yolumuz uzun, hedefler büyük, doğru hamlelerle yılda 100 milyon ziyaretçi ağırlama kapasitemiz oluşabilir. Elimizdeki doğal, tarihi ve kültürel kaynaklar ile sektör olarak dünya sıralamasında ilk üçü hedeflemeliyiz. Ancak yatırımcının kırılan cesareti ve duran turizm yatırımları, yüksek kredi faiz oranları kısa ve orta vadede önemli bir sorun “ diye konuştu.

    Yakın dönemde yabancı tur operatörlerinin finansman sağlayarak ülkemizde nitelikli yatak arzını artıracak ve kendi kapasite artışlarını güvence altına alacak arayışlara gireceğini öngören Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerli ve yabancı yatırımcıyı cesaretlendirmek için ilk aşamada Devlet de, Turban tarzı, anahtar teslimi turistik tesisler yapıp özel sektöre kiralamayı esas alan karma bir modelle nitelikli turizm tesis ve bölgelerini hayata geçirebilir. Sektörün içinden gelen ve bizleri hen anlamda iyi anlayan bir Kültür ve Turizm Bakanı’na sahip olmamız çok büyük bir avantaj, bu avantajı sektör olarak çok iyi kullanmalıyız. Turizm ülkesi olarak ülkemize seyahatin önündeki tüm engellerin süratle kaldırılması konusunda ivedi adımlar atmalıyız. Mümkünse her türlü vize (e-vize dahil) uygulamasından en kısa sürede (mütekabiliyet esasına takılmadan) vazgeçebilir, tüm Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşlarına pasaport yanında Avrupa Birliği Kimlik Kartı ile ülkemize seyahatin önünü açabiliriz. Özellikle Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında seyahatin bu denli serbest olması bizleri rakiplerimiz Yunanistan, Ispanya ve hatta Hırvatistan ve Bulgaristan karşısında bu anlamda rekabet edemez bir halde bırakmaktadır. Avrupalı seyahate çıkmak için ayrıca bir pasaport almak veya seyahatlerinde yanında ayrıca pasaport taşımak istemiyor. Çoğu Avrupalı pasaportunun süresi bitmiş ise uzatmıyor ya da artık pasaport alma zahmetine dahi katlanmıyor. Open Sky anlaşmasına süratle dahil olup, Avrupalı (low cost) bütçeli havayolu şirketlerine istedikleri Avrupa ülkesindeki istedikleri havalimanında ülkemizdeki istedikleri havalimanına uçuş yapma hakkını kullanmalarını sağlamak için gerekli adımları atmalıyız. Son iki yıldır RyanAir sadece bayrak taşıyıcısı olduğu İrlanda ve Slovakya’dan Dalaman’a ve Bodrum’a seferler düzenlemeye başlamış durumda, Open Sky anlaşmasına dahil olunması durumunda RyanAir ve onunla birlikte EasyJet, WizzAir gibi Avrupa’nın önemli low cost havayolu şirketleri istedikleri havalimanından ülkemiz havalimanlarına sefer düzenleyebileceklerdir. Ülkemizdeki havayolu şirketlerinin en düşük tarifeden uygulamaya başladıkları fiyatları ile kıyaslandığında dahi tüketiciye çok daha avantajlı fiyat ve ulaşım ağı fırsatları sunan düşük bütçeli havayolu şirketleri tur operatörlerine bağımlılığı da azaltma konusunda önemli bir çözüm ortağı olarak öne çıkmakta ve pazardaki konumlarını gittikçe güçlendirmektedirler. Bağımsız seyahat etmeyi ve kendi tatil paketini kendisi oluşturmayı giderek daha çok tercih eden Y kuşağı sehhaylarını bu sayede daha çok ülkemize çekebiliriz. İspanya ya giden ziyaretçilerin %55’inden fazlası bu ülkeye bir bütçeli havayolu ile gidiyor olduğu gerçeğini unutmamak gerek. Büyük hayaller kurup sıkı çalışırsak; bu iş olur.

  • Süs bitkileri ihracatında yılsonu hedefi; 100 milyon dolar

    Süs bitkileri ve mamulleri ihracatı 2018 yılı ilk 10 aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre değer bazında yüzde 25 artış gösterdi. Bu dönemde toplam 84 milyon 600 bin dolarlık ihracat yapılırken, yılsonu ihracat hedefi 100 milyon dolar olarak belirlendi.

    Türkiye süs bitkileri ihracatında sıçrama yaşadı. Süs bitkileri ve mamulleri ihracatı 2018 yılı ilk 10 aylık dönemde bir önceki yıl aynı döneme kıyasla değer bazında yüzde 25 artış gösterdi. Söz konusu dönemde toplamda 84 milyon 600 bin dolarlık ihracat yapıldı. Sektörün ihracatında Hollanda ilk sırada yer alırken, Özbekistan, İngiltere, Almanya, Azerbaycan, Irak, Türkmenistan, Gürcistan, Romanya ve A.B.D. ilk on sırada yer alan diğer ülkeler oldu.

    Sektörü değerlendiren Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yılmaz, Hollanda’ya süs bitkileri ihracatının bir önceki yıl aynı döneme kıyasla değer bazında yüzde 32 artış gösterdiğini ve toplam 20,3 milyon dolarlık ihracat yapıldığının altını çizdi. Yılmaz, ihracatın Özbekistan’a yüzde 56, İngiltere’ye yüzde 8 ve Almanya’ya yüzde 8 artış gösterdiğini belirtti.

    Canlı bitkiler ihracatında ise, 2018 yılı Ocak-Ekim döneminde, geçtiğimiz yıl aynı döneme göre değer bazında yüzde 29 artış görüldüğünü kaydeden Yılmaz, “Bu dönemde canlı bitkiler ihracatı 47 milyon 499 bin dolar olarak gerçekleşmiştir. Kesme çiçekler ürün grubu ihracatı 2018 yılı Ocak-Ekim döneminde, geçen yıl aynı döneme göre yüzde 22 artış göstermiştir. Bu dönemde toplam 28 milyon 737 bin dolarlık ihracat gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.

    Yılsonu hedefi 100 milyon dolar

    Yılmaz, süs bitkileri sektörünün ihracat hedefinin 2018 yılı sonunda 100 milyon dolar olarak belirlendiğini söyleyerek, bu hedefi yakalayacaklarına inandığını kaydetti.

    Eurasia Plant Fair / Flower Show İstanbul kapılarını açıyor

    Süs Bitkileri Üreticileri Alt Birliği’nin (SÜSBİR) İstanbul’da düzenleyeceği bitki ve peyzaj fuarı Eurasia Plant Fair / Flower Show, 22 Kasım Perşembe günü kapılarını açacak. Bu yıl 10’uncusu düzenlenen fuar, Türkiye genelinde toplam 50 bin dekar alanda 1.2 milyar dolarlık üretim gerçekleştiren, dolaylı yoldan 500 bin kişiye istihdam sağlayan ve yıl sonuna kadar 100 milyon dolar ihracat hedefleyen süs bitkileri sektörünü bir araya getirecek.