Etiket: Hazırladı

  • Berkay, Yaza Özel ’Uygun Adım’ı Hazırladı

    Şarkıcı Berkay, geçtiğimiz aylarda çıkardığı konsept albümü ’AraBest’ten sonra yaza özel ’Uygun Adım’ adlı single’ı hazırladı.

    Geçtiğimiz aylarda çıkardığı konsept albümü ’AraBest’i hayranlarının beğenisine sunan ŞarkıcıBerkay, yaza özel hazırladığı şarkısı ’Uygun Adım’ı piyasaya çıkardı. Sözü ve müziği Murat Dalkılıç düzenlemesi Volga Tamöz imzalı ’Uygun Adım’ ile sevenlerine sürpriz yapan Berkay ‘ın fotoğraflarını ve klibini Nihat Odabaşı’nın çektiği açıklandı. Avrupa Müzik etiketiyle müzik marketlerde yerini alacak olan ’Uygun Adım’, Berkay ‘ın 4 ‘ncü albümünden sonra çıkardığı 3 ‘üncü single’ı olacak.

    Berkay, Ramazan ayı boyunca önce Fransa’nın Nice şehrinde ardından Amerika ‘da Las Vegas’ta tatil yapacağını Las Vegas tatilinin ardından yeni albümünün stüdyo kayıtları için Los Angeles’a geçeceğini açıkladı. Tatil ve stüdyo çalışmaları ardından konserlerine kaldığı yerden devam edecek Berkay, her hafta İstanbul, Çeşme ve Bodrum’da sahne alacağını bildirdi. Ayrıca Berkay’ın 11 Ağustos Perşembe günü ise İstanbul Cemiz Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde ilk defa sahne alacağı da belirtildi.

  • Gündüz Atlası Dergisini Özel Ekip Hazırladı

    Gündüz Hastanesi, Atlas Dergisi ve Janssen Türkiye ile birlikte çok özel bir projeye imza attı: Gündüz Atlası.

    Atlas dergisinin Mart sayısı ile birlikte okurlara sunulacak olan Gündüz Atlası dergisi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi (BRSHH) bünyesinde faaliyet gösteren Gündüz Hastanesinin üyeleri tarafından hazırlandı. Janssen Türkiye, Gündüz Atlası Ekinin basım ve dağıtım sponsorluğuna koşulsuz destek sağladı.

    Proje kapsamında öncelikle Gündüz Hastanesinde Atlas Yazı İşleri ekibi tarafından eğitim toplantıları düzenlendi. Ekip BRSHH Gündüz Hastanesi’nde tedavi gören şizofreni hastalarına haber yazma, röportaj yapma, fotoğraf çekimi gibi konularda eğitim verdi. Ardından eğitimlere katılan hastalardan Gündüz Atlası yazı işleri ekibi oluşturuldu. Bu ekip derginin başlıklarını belirledi, araştırmalar yaptı, yazılar hazırladı. Merkezin üyeleri, Gündüz Atlası dergisi ile yeteneklerini bir kez daha ortaya koydu. Üyeler, Gündüz Atlası için kendi ürettiği başlık ve yazılarla doğaya farklı bir pencere açtı, doğanın zenginliğini ve insanın doğayla ilişkisini inceledi; “Doğa ve İnsan”, “Doğa ve Müzik”, “Doğa ve Şiir” temalarıyla süsledikleri dergilerinde Sapanca, Taraklı gibi gezi yazıları ve fotoğrafları ile özel bir yayın hazırladı. Proje sürecinde Atlas’ın ofisini de ziyaret eden Gündüz Atlası ekibi bir derginin baskıya geçirdiği tüm hazırlık aşamalarını tanıma olanağı buldu.

    Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, Gündüz Atlası için duygularını şöyle ifade etti:

    “Bu proje basit bir amaçla başladı, hâlâ aynı basit amacı taşıyor; hastalarımızın herkes gibi olduğunu, onlardan farklı olmadığını göstermek. Bizim hastalarımız da herkes gibi duygulanır, sanatla uğraşır, şiir yazar, yazı yazar, fotoğraf çeker. Hedefimiz, ruhsal hastalığı olan bireylere karşı var olan ötekileştirmeyi önlemeye katkı sağlamaktır. Toplumumuzda ruhsal hastalığı ve özellikle şizofreni hastalığı olan bireylere karşı bir önyargı vardır, ’deli’ der geçeriz. Oysa bu tamamen haksız bir damgalamadır. İşte biz bu damgalamayı hafifletmek amacıyla böyle bir sosyal sorumluluk projesi yapmak istedik. Artı Değer’in fikir babalığı ve organizasyonu, Atlas ekibinin katkıları, Janssen’in desteğiyle hayata geçirdik. Hastalarımızın yeteneklerini ve yaratıcılıklarını göstermek, ruh derinliklerini bir sanatçı duyarlılığı ve arkeolog titizliğiyle ortaya çıkarmak için canla başla çalışan ve bunun için “ya bir yol buluruz, ya bir yol yaparız” şiarıyla hareket eden Gündüz Hastanesi ekibini kutluyorum.

    KLASİK YÖNTEMLE TEDAVİ

    Basın toplantısında Gündüz Hastanesi ve şizofreni hastalığını anlatan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzman Dr. Mehtap Arslan Delice de şunları söyledi:

    “2006 yılında BRSHH bünyesinde hizmet vermeye başlayan Gündüz Hastanesi, kısa zamanda ülkenin bu en büyük psikiyatri hastanesinde klasik yöntemle tedavi edilen pek çok şizofreni hastasının hayatında yeni bir sayfa açmayı başarmış, hizmet alan hastaların hastaneye yatış sıklıklarının azalmasından, bağımsız yaşama becerilerinin kazanılmasına, kişiler arası ilişkilerin düzelmesinden, istihdam edilmelerine değin pek çok hedefi gerçekleştirme konusunda yüz güldürücü sonuçlara yol açmıştır.”

    Dr. Mehtap Arslan Delice, toplumdaki yanlış algı nedeni ile şizofreni hastalarından korkulduğuna, bu kişilerden uzak durulduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

    “Şizofreni hastalığı neden korkulan, uzak durulan, görmezden gelinen bir hastalık? Diğer hastalıklara benzemiyor. Zekayla ilgili bir problem değil, görünen fiziksel bir araz yok. Özellikle hastalık yeni başladığında hasta yakınları sıklıkla şunu söyler: Hocam aklında bir şey yok, her şeyi anlıyor, kafası çalışıyor, sapasağlam ama bizimle konuşmuyor, kendi kendine konuşuyor, hiçbir şey yapmıyor, kendine bile bakmıyor. Hastalık tıp açısından da karmaşık bir hastalık. Gerek oluş sebepleri, gerek beynin işleyişindeki bozukluğun heterojen olması, klinik görünümlerin başka başka olması gibi pek çok faktör hastalığı karmaşık hale getiriyor. Ama şunu biliyoruz bu durum kesin olarak bir hastalık başka bir şey değil. Konuyla ilgili binlerce çalışma ve bunlardan elde edilen bilimsel veriler hastalığın pek çok yönünü aydınlatmış durumda. “

    Hayatın tüm insanlar için bir sınav olduğunu anlatan Delice, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her insan başka bir şeyle sınanır. Kimi yoksullukla, kimi zenginlikle, kimi mesleğiyle, kimi evladıyla. En zor sınavlardan biridir belki de ruhsal bir hastalığının olması. Zira hastalığın doğasından kaynaklanan zorlukların yanı sıra bir de toplumun bu hastalık grubuna ilişkin önyargıları ve tutumlarıyla sınanmaktadır bu insanlar. Oysa kulak verildiğinde duyulacak olan yine bir insan sesidir, diğerlerinden farkları yalnızca sınavın farklılığındandır. Bu proje Gündüze devam eden bir grup “ağır ruhsal hastalığı olan” insanın zorlu bir sınav olan hastalıkla mücadele ederken ortaya çıkardıkları eserleri gözler önüne sermektedir. Olanak tanındığında, hastalığa rağmen neler yapabildiklerini, hastalıkla örtülse de özde insan oluşa ait tüm ihtişamın saklı olduğunu haykıran bir sesleniştir bu proje.”

    Atlas Dergisi Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Mustafa Türker Erşen de, proje sürecini anlattı:

    “Atlas her zaman doğa ve kültür varlıklarını belgeleme, korunmaları için duyarlılık oluşturma amacıyla hareket etti. Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi  ortak projesi Gündüz Atlası’nda da aynı amacı taşıdık.

    Gündüz Atlası dergisi, BRSHH bünyesinde faaliyet gösteren Gündüz Hastanesi üyeleri tarafından hazırlandı. İçerik onlar tarafından belirlendi, tüm yazılar onlar tarafından kaleme alındı. Atlas projesinin başında gerekli eğitimleri verdi; yazı, haber, röportaj atölyeleri yaptı. Ardından editöryel takibi yaptı ve koordinasyonu sağladı ama sonuçta Gündüz Atlası, Gündüz Hastanesi üyelerinin eseridir.”

    Proje çerçevesinde yaklaşık üç ay boyunca Gündüz Hastanesine konuk olduğunu anlatan Erşen, şunları söyledi: “Biz, yani Gündüz Atlası ekibi, birlikte uzun saatler geçirdik, bir işin etrafında toplandık, çalıştık, iyi bir dergi yapmanın yollarını araştırdık. Orada tekrar gördüm ki olanak bulduğu takdirde herkes kendini ifade edebilir, bir iş üretebilir, dünyaya katkıda bulunabilir. İnsanı insan yapan cevherler ve onların peşinden gitme azmi herkesin, hepimizin ortak özelliğidir.”

    Gündüz Atlası’nı hazırlayan ekipte yer alan Gündüz Hastanesi Üyesi Gözde Ünlü de basın toplantısında Gündüz Hastanesi ile tanışma sürecini Gündüz Atlası projesinin hazırlık aşamaları hakkında bilgi verdi.

    1975 İstanbul doğumlu olduğunu anlatan Ünlü, şöyle konuştu: “Boğaziçi Üniversitesi Biyoloji Bölümü 1. sınıfta öğrenciliği bıraktım. 2009 yılında takip edilme şüphesiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ne geldim. Paranoid şizofreni tanısı konuldu ve doktorumun yönlendirmesi ile 2010 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine bağlı Gündüz Hastanesi ile tanıştım. Gündüz Hastanesini çok beğendim, iyi bir rehabilite ortamı sağlandığı için beklentilerimi karşılayabileceğini düşündüm. Gündüz Hastanesi ve Bakırköy Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nde psiko-eğitim gruplarına katıldım. Çok iyi arkadaşlıklar olduğunu, yalnız olmadığımı gördüm. Burada arkadaşlarım dostlarım oldu. Bu süreçte, tedavi ekibi ve öğretmenlerimiz bana sürekli destek oldu. 2008 yılından bu yana çalışmıyordum ancak 2011-2013 yılları arasında korumalı iş yeri modeli olan ve hastanemiz bünyesinde bulunan Tomruk Kafe’de çalıştım. Gündüz Hastanesinde resim atölyesi, bilgisayar ve spor atölyelerindeki çalışmalara katıldım, halen de bu atölyelere devam ediyorum. “

    Yaklaşık 3 ay önce Atlas Dergisi projesine katılması için teklif geldiğini anlatan Ünlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu projede sadece eğitim alacağımı düşünüyordum. Çok fazla bir beklentim yoktu ama beklediğimden fazlasını gerçekleştirdik. Atlas süreci benim için iyi bir tecrübe ve iyi bir rehabilitasyon oldu. Bu eğitim sayesinde yeteneklerimi geliştireceğimi ve yazı yazabileceğimi gördüm. Çalışarak insanların başarılı olabileceğini anladım. Amatör yazarlık deneyimi benim için başarılı ve keyifli bir çalışma oldu. Tabi ki keyifli olduğu kadar çalışma sürecinde zorlandığım noktalar da oldu. Bu zorluklar duygularımı ve düşüncelerimi yazıya dökmekti. Bizler için yazılarımıza yer verilmesi, bizi seçmeleri, bize değer vermeleri çok anlamlıydı. Benim için ise Atlas dergisinde yazımın çıkması onur verici ve bütün Türkiye’de yayınlanması beni çok heyecanlandırıyor, bu sebeple çok mutluyum. Duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum. Bu çalışma bizim damgalanmaya karşı gösterdiğimiz bir başarıdır.”

    Janssen Türkiye Medikal Direktörü Dr. Nilüfer Çetin ise Gündüz Atlası için yaptığı konuşmada, “Janssen Türkiye olarak vizyonumuz daha sağlıklı Türkiye için yenilikçi çözümleri paydaşlarımızla geliştirmek. İnsan sağlığını iyileştirmek için paydaşlarımızla iş birliği içinde çalışıyoruz. Gündüz Atlasının ortaya çıkmasında da paydaşlarımız Atlas dergisi ve Bakırköy Toplum Ruh Sağlığı Merkezi ile çalışarak şizofreni hastalığı olan kişilerin ortaya çıkardığı eserleri tüm ülkeye dağıtılacak bir dergide paylaşmak istedik” dedi.

  • Türkonfed, Tekirdağ Ekonomisi İçin Yol Haritası Hazırladı

    Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), bir iş dünyası örgütü ve düşünce kuruluşu misyonu ile “Bölgesel Kalkınmada Yerel Dinamikler” rapor serisine Trakya Kalkınma Ajansı işbirliğiyle hazırlanan Tekirdağ raporu ile devam etti. “Bölgesel Kalkınma Dinamikleri: Tekirdağ İçin Plansız Sanayileşme Tuzağından Çıkış Stratejileri ve 2023 Senaryoları” raporu tanıtım toplantısı, Çorlu Hilton Hotel’de düzenlendi.

    Tekirdağ Valisi Enver Salihoğlu, Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, Çorlu Ticaret ve Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Enis Sülün, Trakya Sanayici ve İş Adamları Federasyonu (TRAKYASİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Süleymanoğlu, Çorlu İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ÇİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Öğücü ve Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin’in katılımıyla düzenlenen toplantıda, raporun tanıtımı TÜRKONFED Genel Sekreteri Arda Batu ve TÜRKONFED Ekonomi Uzmanı Yasemin Özbal tarafından gerçekleştirildi.

    Rapor, yatırımcılara, girişimcilere, kamu görevlilerine, iş dünyasına ve akademisyenlere bir başvuru kaynağı sunmak, il ve bölgenin gelecek dönem politikalarının yol haritasını ortaya koymak amacıyla hazırlandığı bildirildi. TÜRKONFED, “Bölgesel Kalkınmada Yerel Dinamikler” rapor serisi 2012 yılında yayımlanan “Çorum Modeli ve 2023 Senaryoları” ile başladı. 2014 yılında “Tunceli Modeli ve 2023 Senaryoları”, 2014 yılında da Trakya Kalkınma Ajansı desteğiyle Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli raporları tamamlandı. 20 Ocak 2016 tarihinde tanıtılan “Bölgesel Kalkınma Dinamikleri: Tekirdağ İçin Plansız Sanayileşme Tuzağından Çıkış Stratejileri ve 2023 Senaryoları raporu ile TÜRKONFED, sivil toplum örgütü ve düşünce kuruluşu misyonuna yeni bir halka daha ekledi.

    “TEKİRDAĞ ÖNEMLİ BİR SANAYİ KENTİDİR”

    Tekirdağ’ın Türkiye’nin en fazla nüfus artış hızına sahip ikinci ili olduğunu ifade eden Tekirdağ Valisi Enver Salihoğlu, kentte bulunan 13 Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ile aynı zamanda en çok OSB’ye sahip ikinci ili olduğunu da söyledi. Türkiye’nin 500 sanayi kuruluşundan 56’sının Tekirdağ’da faaliyet gösterdiğini aktaran Vali Salihoğlu, “Tekirdağ çok önemli bir sanayi kentidir. Ancak bu tarım sektörünün göz ardı edildiği anlamına gelmesin. Aynı zamanda Türkiye’nin en verimli tarım arazilerine sahip bir kenttir. Sanayileşme kadar tarım sektörü de kentimizin çok yönlü ekonomisine bir örnektir” ifadelerine yer verdi.

    Çorlu’nun geçmişten bugüne plansız bir gelişme gösterdiğini hatırlatarak konuşmasına başlayan Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, plansız sanayileşmeden en çok yerel yönetimlerin etkilendiğini vurguladı. Baysan, “Plansız sanayileşme kentin göç sorununu artırdı. Kente gelenlere yaşam alanlarından altyapıya kadar birçok ihtiyacın kısa sürede karşılanması ihtiyacını doğurdu. Plansız sanayi kuruluşları, bugün OSB’ler çatısı altında bulunuyor. Çevreyi ve insan sağlığını tehdit eden bazı sanayi kuruluşlarının varlığı sorun yaratmaktadır. Sanayileşme, kalkınmayı ve moderniteyi beraberinde getirmektedir. Ancak bu sanayileşmenin de çevre ve insan sağlığına dikkat etmesi ve planlı bir gelişim göstermesi önemlidir” dedi.

    “TEKİRDAĞ, SANAYİ İÇİN ÖNEMLİ ÇEKİM MERKEZİDİR”

    TÜRKONFED’in bölgesel kalkınmadan KOBİ’lere, mesleki eğitimden iş dünyasında kadın konusuna, istihdam ve gelir dağılımından demokratikleşme alanlarına kadar çok önemli konularda raporlar hazırladığını belirten TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, Tekirdağ raporu ile kente ait potansiyelleri, fırsatları, riskleri ve diğer iller ile ilişkisini incelediklerini söyledi. Kadooğlu konuşmasına şöyle devam etti:

    “Tekirdağ’ın ekonomik gelişimi, sanayinin İstanbul dışına çıkması ve ulaştırma olanakları zengin olan doğu ve batıdaki yerleşim birimlerine yönelmesi ile gerçekleşmiştir. Türkiye ekonomisinin dörtte birini oluşturan İstanbul, bu özelliği nedeniyle sanayi için en önemli bir çekim merkezidir. Sanayinin İstanbul’dan taşınmasının gündeme gelmesiyle, İstanbul’a yakın ve ulaştırma imkanları elverişli bölgeler, bu özellikleri nedeniyle sanayileşme ivmesi yakalamıştır. Bu çerçevede Kocaeli ve Bursa’nın yanı sıra İstanbul’a sadece 136 kilometre mesafede olan Tekirdağ’da, İstanbul’dan taşan sanayiye ev sahipliği yaparak gelişmeye başlamıştır. Tekirdağ’da gelişen sanayi, ilin dış ticaret performansını da yükseltmiştir. Türkiye’deki diğer illerle kıyaslandığında Tekirdağ geniş bir ürün sepetini, çok sayıda pazara ihraç edebilmektedir. Hızlı sanayileşme Tekirdağ için parlak bir performans yaratsa da, bu sanayileşme kendi içinde sorunları da barındırıyor. Çünkü hızlı sanayileşme süreci, başından iyi planlanıp yönetilememiş ve bu nedenle, çevre, tarım ve sosyal yapıda sorunlar yaşanmıştır. Sorunların bugün ulaşmış olduğu nokta, sanayileşme sürecinin devamı açısından da risk yaratmaktadır. Bu sorunların başında sanayileşmenin tekstil, giyim, kimya, metal gibi az sayıda sektörde ve genelde düşük teknolojili alanlarda yoğunlaşmış olmasıdır. Tekstil ve giyim, tüm istihdamın yüzde 50’sini oluşturmaktadır. Düşük teknolojiye dayalı bu sanayileşme yapısı şimdi yaratmış olduğu çevre tahribatı nedeniyle tıkanma riski ile karşı karşıyadır.”

    “YEREL AKTÖRLERİN GÜÇ BİRLİĞİ ÖNEMLİDİR”

    Tekirdağ’da tüm sanayileşme sürecine rağmen, ekonomik aktiviteler içinde tarım sektörünün hala ağırlığının olduğunu hatırlatan Kadooğlu, “Ancak tarım sektörü de çevresel, fiziksel ve genç nüfusun tercih etmemesi gibi nedenlerle ciddi bir tehdit altındadır. İşte raporumuzda, riskleri ve tehditleri ele alırken, aynı zamanda önerilerle çözümler getirmekte ve Tekirdağ’ın potansiyellerini nasıl kullanması gerektiğine ışık tutmaktadır. Bu potansiyelin harekete geçirilmesi için karar alma mekanizmalarının etkin işletilmesinin önemi büyüktür. Kentin yerel aktörlerinin, yani sivil toplum örgütleri, odalar, üniversite, akademisyenler, iş dünyası temsilcileri, belediye ve valiliğimiz arasında ilişkileri geliştirecek bir ortam yaratılmalıdır. Kentin ekonomik ve sosyal geleceği ancak tüm aktörlerin bir araya gelerek güç birliği yapmasıyla gelişebilir. Kurumlar ve kuruluşlar arasında işbirliği kültürünün geliştirilmesi bu anlamda şarttır” dedi.

    Plansız sanayileşmenin plansız bir kentleşme yarattığına vurgu yapan ÇİSAD Başkanı Celal Öğütçü de, hızlı göçün demografik yapıyı da bozduğunu, çarpık kentleşme ve plansız sanayileşmenin sonuçlarının bugün ekonomik yapıda da sıkıntı yarattığını aktardı. TÜRKONFED ile yaklaşık 2 yıldır sürdürdükleri çalışmaların sonuçlarını, analizini açıklamak için toplandıklarını belirten Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin, Tekirdağ için ne gibi çalışmalar yürütüldüğünü açıklayacaklarını ifade etti. Bölge kalkınmasına ve bölgenin yönelik yerel dinamiklerin analiz edilmesi ve bölge yatırım ortamının etkin değerlendirilmesi için Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinin ekonomik performansını değerlendirdiklerini belirten Şahin, bölge ekonomisine dönük farklı paydaşlarla çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.

    TRAKYASİFED Başkanı Aynur Süleymanoğlu da, bölgedeki gelişmenin Türkiye ekonomisine olumlu yansıyacağını, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme yönünde önemli adımlar atılacağını söyledi.

  • CHP’li Balbay Partililere Sunmak İçin Manifesto Hazırladı

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP’yi iktidara taşımak adına aday olduğunu belirterek, “Yüzde 25’lik oyun çok önemli olduğunu ama bize yetmediğini kurultayda haykırmak istiyorum” dedi.

    CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP’nin hafta sonu yapılacak 35’inci Olağan Kurultay öncesi açıklamalarda bulundu. CHP’nin 35’inci Olağan Kurultayı’nda genel başkan adayı olarak delegelerin kantarına çıkmak istediğini belirten Balbay, “CHP iktidarında Türkiye’yi nasıl yönetmeyi hayal ettiklerini konuşmak istiyorum. Bu kurultayda sadece kim gitsin kim kalsın diye değil, Türkiye’nin temel sorunlarına kim hangi önerileri getiriyor, yeni kavramlar üretiliyor, değişen çağa göre CHP nasıl bir yer edinmeli bunlar konuşulsun istiyorum. Ben bu konuda hazırlıkta yaptım. Bütün delegelerimize manifesto hazırladım ve gönderdim. Sadece kurultaya çıkıp bende bir konuşma yapayım, etkileyeyim diye değil bir alt yapı çalışması yaptım. Bunu Cumhuriyetin ikinci yüzyılına son çağrı olarak sundum. Bu yol haritasını nelerle örebileceğimizin ve hangi sorunlara hangi kavramlarla yaklaşacağımızı paylaştım delegelerle” şeklinde konuştu.

    Hazırladığı 30 sayfalık manifestonun delegeler tarafından beğenildiğini kaydeden Balbay, kurultay sonucu ne olursa olsun CHP tabanını kazandığını söyledi.

    “CHP’NİN BAŞINA, SONUNA YENİ KOYMAK YERİNE HEDEFLERİ YENİLEDİM”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan farklı nasıl bir başkan olacağını anlatan Balbay, “CHP’nin başına, sonuna yeni koymak yerine hedefleri yeniledim. Türkiye’nin sorunlarının CHP penceresinden nasıl bakılması gerektiğine ilişkin öneriler getirdim. Örneğin demokrasiyi her alanda istiyoruz, ekonomide niye istemiyoruz. İktisadi demokrasi diye bir kavram öneriyorum. Terör gündeme gelince barış istiyoruz diye konuşmaya başlıyoruz, neden bir barış ekonomisi hedeflemeyelim. Ben bütün il başkanlarımızın katılacağı bir iller meclisi kuralım diyorum. Yüzde 25’lik oyun çok önemli olduğunu ama bize yetmediğini kurultayda haykırmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

    “ANADOLU GEZİLERİ SIRASINDA İNSANLARLA YAPTIĞIM GÖRÜŞMELER ÇERÇEVESİNDE 200 CİVARINDA İMZA İLE ADAY OLACAĞIMI GÖRDÜM”

    CHP içerisinde yaralı bir dil kullanmamaya özen gösterdiğini ifade eden Balbay, “Anadolu gezileri sırasında insanlarla yaptığım görüşmeler çerçevesinde 200 civarında imza ile aday olacağımı gördüm. Ancak genel merkezimizin bütün illerden bütün delegelerin altına imza attığı bir blok tek aday arayışı içerisinde, hatta dayatması içinde olduğunu görüyorum. Bunu telefonlardan alıyorum. Kurultaya giden yolda gençlerin ve kadınların kotasının uygulanmadığını gördüm. Bunu çok açık bir şekilde ifade etmek gerekirse keyfiyet kotası var mı diye sormak istiyorum. Neden bu uygulanmadı? Kurultayda eğer yine cinsiyet kotası erkekler için kullanılacaksa ben yine CHP kadınlarının bu kullanıma izin vermemeye çağırıyorum ve böyle bir durumda adaylıklarını çekmeye çağırıyorum. CHP tabanıyla yaptığım yoğun temaslarla CHP tabanında ben bu kongreyi kazandığımı görüyorum. Ben tabanı kazandım. Ne olursa olsun. Kurultay sürecinde herkes sürpriz bir sonuç beklemediğini düşünüyor ve sadece kurultayın sonrasını konuşuyorlar. Ama ne olursa olsun CHP kurultayları sadece rakama tabi kurultaylar değildir” dedi.

    CHP kurultaylarına çağrıda bulunan Balbay, “Bu kurultayda aday gösterilmekle oy vermek farklı. Genel merkezin tek aday üzerinde imza toplanmasına yönelik dayatmasına karşın ben parti içi demokrasiyi işletmelerini ve aday olmak isteyen başka kişilere de ön açmalarını diliyorum” diye konuştu.

  • AK Parti, 500 Bin Üye İçin Özel Web Sitesi Hazırladı

    AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Başkanı Ömer Akbaş, ilçe gençlik kolları başkanları ile Hedef 500 Bin Projesine ilişkin toplantı düzenledi.19 ilçe gençlik kolları başkanının katıldığı toplantıda projeye ilişkin çalışmalar değerlendirildi. İlçe başkanlarına yeni oluşturulan web sitesi için bilgi veren Akbaş “Hedef 500 Bin Üye projemizde Antalyalı vatandaşlarımızın daha hızlı üyelik başvurularını yapabilmeleri için hazırlanan internet sitesi artık yayında. AK Parti’ye üye olmak isteyen vatandaşlarımız www.hedef500binuye.com adresine girerek hızlı bir şekilde üyelik başvurularını yapabilecekler. Sitemizin ilk sayfasında yer alan üye olmak istiyorum butonunu tıklayarak, üyelik başvurularını gerçekleştirebilecekler’’ diye konuştu

    Hedef 500 Bin Üye projesi için gençlik kollarına büyük görev düştüğünü belirterek, projenin açıklandığı ilk günkü sözünü yenileyen Akbaş, projeye en büyük katkıyı gençlik kollarının koyacağını dile getirdi. Akbaş “İlçe teşkilatlarımız Hedef 500 Bin Üye projemize kilitlendi. Hızlı bir şekilde çalışmalarımıza başladık. Mahalle teşkilatlarımızla beraber iyi bir çalışma içerisindeyiz. Koyduğumuz hedefe ulaşmamızda gençlik kollarımızın büyük rolü olacağının bilincindeyiz. AK Parti teşkilatları olarak yarıştan sonra koşan atlar gibiyiz. Seçim bitti diye kenara çekilip bir sonraki seçimi beklemek bizim fıtratımızda yok. Yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz. Çalışmalarımızı seçim odaklı değil, insan odaklı yapıyoruz. AK Parti’nin önümüzdeki seçimlere ne kadar hazır olduğumuzu inşallah bu proje ile göstereceğiz” dedi.

    Gençlere yönelik çalışmaların artacağını kaydeden Akbaş,” Genç üyelerimize yönelik çalışmalarımız artarak devam ediyor. Büyük önem verdiğimiz gençlik kollarımızın üniversite yapılanması olan ÜNİAK, bunların başında geliyor. Öğrenci kardeşlerimizi Antalya siyasetinin önde gelen isimleriyle buluşturuyoruz. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile gençlerimizin buluşması bu yöndeki talebi arttırdı. Gençlerimizin kültürel ve sosyal anlamda yanlarında olmaya devam edeceğiz. Zaman zaman üniversitelerimizde yaşatılmak istenen kaos ortamından gençlerimizi uzak tutmaya çalışıyoruz’’ dedi.