Etiket: Hayvansal

  • Kavurma ile marka olan Halk Et, hayvansal atıklardan sokak hayvanlarına mama üretecek

    Kavurma ile marka olan Halk Et, hayvansal atıklardan sokak hayvanlarına mama üretecek

    Çorum Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Halk Et, kavurma üretimi ile Türkiye’de bir marka haline gelirken, önümüzdeki günlerde ise hayvansal atıklardan sokak hayvanları için mama üretecek.

    Geçen yıl hizmete açılan Halk Et tesislerinde üretimi yapılan kavurma ülke genelinde büyük ilgi görüyor. Marka tescili yapılan ve vakumlanmış poşetlerde kilo ile gramlarına göre fiyatlandırılarak satışa sunulan Çorum kavurmasının yıllık 400 ton üretimi yapılıyor. Ürün çeşitliliğini artırmak için Ar-Ge çalışmalarını devam ettiren Halk Et, önümüzdeki günlerde ise belediye barınağı ve sokaklarda barınan hayvanları mama üretimine başlayacak. Belediye’ye ait hayvan pazarı ve Halk Et Kombinası’nı ziyaret eden Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, çalışmaları yerinde inceledi. İncelemelerin ardından Başkan Aşgın tesislerde yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu.

    ’Yıllık 400 ton et üretimi kapasitesine ulaştı’

    Halk Et Tanzim Satış Mağazası’nı geçen yıl Mayıs ayında hizmete açtıklarını hatırlatan Başkan Dr. Halil İbrahim Aşgın, amaçlarının kaliteli, güvenli, ucuz eti halkla buluşturmak olduğunu söyledi. Halk Et’te günlük 400 kilo et satışı yapıldığını açıklayan Aşgın, pandemi döneminde hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması olması nedeniyle paket servisi hizmeti de verdiklerini açıkladı.

    Halk Et’te sadece kesim ve et satışı yapılmadığını anlatan Başkan Aşgın, “Halk Et olarak Çorum kavurması markasıyla kavurma üretimine başladık. Yıllık 400 tonluk bir üretim kapasitesine ulaştık. Ürün yetiştiremiyoruz. Çok güzel bir teveccüh oluştu. Türkiye çapında çalışmalar devam ediyor” dedi.

    Dana ve manda sucuğu üretimi noktasında Ar-Ge çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte Halk Et markamızla sucuk satışlarının başladığını dile getiren Aşgın, Halk Et’e Türkiye genelinde büyük bir ilginin olduğunu açıkladı. Aşgın, Halk Et’e entegre tesis kurulmasının ardından et kapasitesini daha yukarılara taşıyacaklarını belirtti.

    ’Pastırma ve hazır et döneri üretimi için çalışmalar devam ediyor’

    İki ürün üzerinde Ar-Ge çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Aşgın, “Bu ürünlerden bir tanesi pastırma. Pastırma ile ilgili bir Ar-Ge çalışmalarında sona gelindi. Yakında tüm Türkiye ile buluşturmuş olacağız. Hazır et döner ile ilgili çalışmamız var. Şehrimizde ve ülkemizde birçok lokantamız var. Hazır et dönerle ilgili çalışmalar tamamlanmak üzere. Sadece Çorum’da ve bölgemizde değil ülke genelinde iddialı bir şekilde yürüyüşümüze devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    ’Hayvansal atıklardan mama üretimi yapılacak’

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın sıfır atıkla ilgili özel bir çalışması olduğunu vurgulayan Başkan Aşgın, “Çorum Belediyesi olarak sıfır atık ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Onlardan bir tanesi bu tesisler bünyesinde yürütüyoruz. Ar-Ge çalışmalarında sona yaklaştık. Hayvansal atıklar var. Mama yapıldığında hayvanlar bunu tüketebilir. Bu anlamda özellikle barınağımızda ve sokaklarda barınan hayvanlarımız için bu hayvansal atıklardan mama üretimi için çalışmalarda sona gelindi. Kısa sürede bu çalışmamızda sonuçlanacak. Hayvansal atıklardan mama da üretmiş olacağız” ifadelerini kullandı.

  • Yerli üretim, yerli tarım, yerli ürünlerden yapılan hayvansal ve bitkisel gıda maddelerinin kullanımı yaygınlaşacak

    Yerli üretim, yerli tarım, yerli ürünlerden yapılan hayvansal ve bitkisel gıda maddelerinin kullanımı yaygınlaşacak

    Eskişehir Aşçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kaya, iyileşmeye ve normalleşmeye dönen bir piyasa koşulları ve sektörün yeniden canlanmasını dört gözle beklediklerini anlatarak, “Eskişehir’de 2 binin üzerinde cafe, lokanta, restoran ve büfe kapalı, evde 15 bini aşkın, aşçı garson yardımcı eleman oturuyor” diye anlattı.

    Kaya, pandemi döneminde sektördeki gelişmeleri anlattı. Kemal Kaya, “Gastronomi, turizm, yiyecek içecek ve konaklama hizmeti veren Türkiye çapında 100 bin işletmenin kapanması ve 2,5 milyon sektörde hizmet elemanı olarak çalışanlarımızın evlerinde işletmelerinin açılmasını beklemesi ile sonunun kestirilemediği bir süreçten geçiyoruz. Sadece Eskişehir’de 2 binin üzerinde cafe, lokanta, restoran ve büfenin kapalı olduğu buna bağlı olarak evde oturan 15 bini aşkın, aşçı garson yardımcı eleman sayısının olduğunu yaptığımız araştırmada tespit ettik. Bu dönemde kimler ayakta kalacak, daha zeki ve daha zengin olanlar mı, yoksa bu değişime ayak uyduran işletmeci ve meslektaşlarımız mı kalacak” dedi.

    Kaya, “Yerli üretim, yerli tarım, yerli ürünlerden yapılan hayvansal ve bitkisel gıda maddelerinin kullanımının yaygınlaşması beklenmektedir. Bu sebepten dolayı Covit-19 pandemi salgınından sonra kendi tarım ve hayvansal ürünlerini tüketen ve üreten bir ülke olarak ön plana gelmemiz, bu hastalığın vermiş olduğu tahribatı üretim ve katma değer sağlayarak ekonomik bakımdan çok iyi bir döneme geçmenin yolunu açacaktır. Biz Eskişehir Aşçılar Derneği olarak pandemi döneminde Anadolu Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Aşçılık bölümü ile Osmanlı yemekleri ile ilgili iki haftalık bir eğitim projesi gerçekleştirdik. Bu proje meslektaşlarımıza çok önemli katkılar ve değerler kattı. Bundan sonra umutlarımız, yapılmaya başlanan aşı çalışmalarının hastalık üzerinde önemli etkisini görmek hızla iyileşmeye ve normalleşmeye dönen bir piyasa koşullarını sektörün yeniden canlanmasını dört gözle bekliyoruz. Onun için biz dernek yönetimi olarak sektörde çalışan meslektaşlarımızla her zaman iletişim halinde olmaya özen gösteriyor, mağduriyetlerini ilgili kurum ve kuruluşlarla görüşerek çözmenin yollarını aradık. Bu dönemde aşçısından şefine, garsonundan servis elemanına bulaşıkçısından kuryesine kadar sağlıklı ve ayakta kalarak bu dönemi atlatıp, geleceğe umutla bakmamız gerektiğini biliyorum” diye belirtti.

  • Türk su ürünleri ve hayvansal mamulleri Orta Doğu sofralarını süsleyecek

    İhracatta, 2023 hedeflerine en yakın sektör konumunda olan Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, Orta Doğu pazarını radarına aldı.

    Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe faaliyet gösteren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nde düzenlenen Sial Middle East 2018 Fuarı’na katılarak Türk su ürünleri ve hayvansal mamullerini sergiledi.

    Sial Middle East 2018 Fuarı’na 50 farklı ülkeden, binden fazla firmanın katılım sağladığı bilgisini veren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Hong Kong ve Singapur gibi bölgesinde; ticaret, finans ve turizm merkezi olma hedefi olan BAE.’nin hedef pazarları arasında olduğunu kaydetti.

    Türkiye’den Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapılan su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının 2018 yılının 10 aylık döneminde yüzde 14,3’lük artışla 44 milyon 812 bin dolardan, 51 milyon 229 bin dolara çıktığına işaret eden Girit, “BAE., ihracatta süt ürünleri sektörümüz 21,8 milyon dolarlık ihracatla lider konumda. BAE.,13,8 milyon dolarlık et ve sakatat alırken, Türk su ürünleri sektörümüz 12,6 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı. Yürüteceğimiz tanıtım çalışmaları ile orta vadede Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracatımız yıllık 100 milyon dolar barajını kolaylıkla aşabilecek potansiyele sahip” şeklinde konuştu.

    Sial Middle East 2018 Fuarı’nda, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’ni yönetim kurulu üyeleri Melih İşliel ve M. Cem Sağır temsil ederken, Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Can Dizdar, Dubai Ticaret Ataşesi Hasan Önal fuarın ziyaretçileri arasında yer aldı.

  • Ege’nin su ve hayvansal ürünleri Ortadoğu sofralarını süsleyecek

    İhracatta 2023 hedeflerine en yakın sektör konumunda olan Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, Ortadoğu pazarını radarına aldı. Ortadoğu sofralarını Türk su ürünleri ve hayvansal mamulleri süsleyecek.

    Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe faaliyet gösteren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen Sial Middle East 2018 Fuarı’na katılarak Türk su ürünleri ve hayvansal mamullerini sergiledi.

    Sial Middle East 2018 Fuarı’na 50 farklı ülkeden, binden fazla firmanın katılım sağladığı bilgisini veren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Hongkong ve Singapur gibi bölgesinde ticaret, finans ve turizm merkezi olma hedefi olan B.A.E.’nin hedef pazarları arasında olduğunu kaydetti.

    BAE’ne ihracatta süt ürünleri zirvede

    Türkiye’den Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yapılan su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının 2018 yılının 10 aylık döneminde yüzde 14,3’lük artışla 44 milyon 812 bin dolardan, 51 milyon 229 bin dolara çıktığına işaret eden Girit, “BAE’ne ihracatta süt ürünleri sektörümüz 21,8 milyon dolarlık ihracatla lider konumda. BAE, 13,8 milyon dolarlık et ve sakatat alırken, Türk su ürünleri sektörümüz 12,6 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı. Yürüteceğimiz tanıtım çalışmaları ile orta vadede Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracatımız yıllık 100 milyon dolar barajını kolaylıkla aşabilecek potansiyele sahip” şeklinde konuştu.

    Sial Middle East 2018 Fuarı’nda Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’ni Yönetim Kurulu üyeleri Melih İşliel ve M. Cem Sağır temsil ederken, Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Can Dizdar, Dubai Ticaret Ataşesi Hasan Önal fuarın ziyaretçileri arasında yer aldı.

  • Vali Memiş: “Katma değeri yüksek hayvansal ve tarımsal üretim yapmalıyız”

    Erzurum Valisi Okay Memiş, Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma enstitüsü Müdürlüğü Toplantı salonunda et, süt, besiciler birliği ve paydaşlarıyla bir araya gelerek sorunları masaya yatırdı.

    Yoğun bir katılımın sağlandığı toplantıya, Vali Okay Memiş, Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sezai Ercişli, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Rasim Fırat, Ticaret Borsası Başkanı Hakan Oral, Büyükşehir Belediyesi Yetkilileri ve ilgili birlik başkanları katıldı.

    İlk olarak toplantıda söz alan Erzurum Valisi Okay Memiş, Erzurum’un büyükbaş hayvan varlığı açısından Türkiye’de ikinci, küçükbaş hayvan varlığı açısından ise Türkiye’de beşinci olduğunu belirtti. Türkiye’nin en büyük meralarının Erzurum’da olduğuna dikkat çeken Memiş, katma değeri yüksek, hayvansal ve tarımsal üretimini gerçekleştirmek gerektiğini söyledi.

    Toplantının başkanlığını yapan Vali Memiş, tarım ve hayvancılık alanının ülkemiz açısından çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade ederek, Erzurum’da tarım ve hayvancılık sektörünün önemine vurgu yaptı.

    Erzurum Valisi Okay Memiş, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Tarım ve hayvancılık alanında en iyi olabilmek için neler yapabiliriz, bu alanda öncelikli olarak çözebileceğimiz ve masaya yatırmamız gereken konular nelerdir ve bu konularda sektör temsilcilerinin fikirleri nelerdir onları öğrenmek istiyorum. Çünkü üzerinde titizlikle durduğumuz bu konular sadece Erzurum’la alakalı değil. Bu konular aslında milli bir meseledir. Çünkü üretken bir Türkiye istiyoruz. Tarımsal kalkınmasını gerçekleştirmiş bir Türkiye istiyoruz. Yani eti dışardan ithal etmek istemiyoruz.”

    Erzurum’un elinde bulundurduğu imkânları en iyi şekilde değerlendirerek, alanında en iyi olabilmek için üretilecek olan bütün somut projelere destek vereceklerini dile getiren Vali Okay Memiş, Erzurum’un cazibe merkezi olması için çalışmaların aralıksız devam edeceğini vurguladı.

    Vali Okay Memiş, “Tarım ve Hayvancılık sektörü, stratejik bir sektördür. Bütün dünyada devletin sübvanse ettiği bir alandır. Bunu devam ettirebilmek için bizlerin somut, ayağı yere basan projeler, üretime yönelik projeler üretmemiz gerekmektedir. Yapacağımız projelerle üreticiyi, çiftçiyi kalkındırmamız gerekmektedir. Dolayısıyla girişimciyi de bu sayede kalkındırmış oluruz. Bunun için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekmektedir. Çiftçisiyle, üreticisiyle, girişimcisiyle herkes uzmanlık alanındaki bilgilerini doğru bir şekilde paylaşarak, kamu yararına projeler üretmeyi hedef edinirse, hep birlikte tarım ve hayvancılık alanında Türkiye bir numara oluruz” dedi.