Etiket: Hayatında

  • Bakanlık heyeti ’Çalışma hayatında milli seferberlik’ programı için Batman’da

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mazhar Yıldırımhan başkanlığındaki heyet, ’Çalışma hayatında milli seferberlik’ programı kapsamında Batman’a geldi.

    Özel bir otelde düzenlenen toplantıya katılan Müsteşar Yardımcısı Yıldırımhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun talimatlarıyla, çalışama hayatının taraflarıyla bir araya gelerek ülkenin 2023 yılı hedefleri doğrultusunda, teşvikleri iş adamları, yatırımcı ve ilgili kurumlarla paylaşacaklarını söyledi. Yıldırımhan, “Bu ziyaretimize 81 şehri gezerek devam edeceğiz. Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak gitmediğimiz il bırakmayacağız. Gittiğimiz kentlerde Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları, iş adamları sanayiciler, KOBİ kapsamındaki iş adamları, aktif iş gücünden yararlanan iş yerleri ve çalışanları, hibe kapsamında işlerini kuran çalışanlar, engelli, kadın ve üniversite öğrencileri, tıbbi cihaz kullanan vatandaşlarımızı ve engellilerimize inşallah ulaşacağız” dedi.

    “Herkesin ciddi manada elini taşın altına koyması lazım”

    Milli seferberliğin toplum ve işverenler tarafından iyi algılanmasını, iyi anlaşılmasını ve herkesin bu fedakarlık seferberliğinde elini ciddi manada taşın altına koymasını arzu ettiklerini belirten Yıldırımhan, “Bir iş yeri personel alırsa birinci yıl onun asgari ücretinin net yüzde 50 ücretini biz ödüyoruz, ikinci yıl yüzde 25’ini ödüyoruz. Biz kendisine kadar destek vereceksek o kadar da istihdam garantisi isteyeceğiz. Bu iş adamlarımız için iyi bir imkan, 100 kişi çalışıyorsa 10 kişi daha ilave aldıysa biz bu programla bunu destekleriz. Biz iş başı eğitim programları ile zaten esnafımıza veya fabrikalarımıza destek veriyoruz. Bunu haricinde teşebbüs ruhu olan insanlar kendi işini kurmak isterse bu insanlarla ilgili de destek ve teşviklerimiz var. Bunlar bu yıl işbaşı eğitimi, meslek eğitimi ve müteşebbislerimizin eğitimiyle oluşacak olan tapudan 500 bin insan yararlanacak” diye konuştu.

  • Afyonkarahisar’da “Çalışma Hayatında Milli Seferberlik” kampanyası başladı

    Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Yardımcısı Muhittin Şahin, iş yerinde çalışanların aralarında statü farkı olmasına rağmen SGK primlerinin aynı miktarda ödenmesine karşın yeni bir çalışma içerisinde olduklarını kaydederek, “Bir genel müdür ile aşağıda bir çaycının aynı prim üzerinden emekli olması ve bildirilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz” dedi.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun açıkladığı “Çalışma Hayatında Milli Seferberlik” programı kapsamında SGK bürokratlarının katılımı ile Afyonkarahisar’da bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kürşat Arat, SKG Başkan Yardımcısı Muhiddin Şahin, SGK Afyonkarahisar İl Müdürü Samet Fidan ve ile Bakanlığa bağlı kurumların bürokratları katıldı.

    Gerçekleştirilen toplantıda konuşan ve Bakan Müezzinoğlu’nun başlattığı kampanya hakkında bilgiler veren Arat, “Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ‘Milli Seferberlik’ çağrısından sonra ekonomide son zamanlarda yaşanan global çalkantılarında sonucu yapılan çarpıdan sonra sayın Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu, ‘İstihdam’da Milli Seferberlik Kampanyası’ başlattı. Bunun ilki geçtiğimiz hafta sonu Cuma günü Konya’da katılımı yüksek olan bir heyet ile gerçekleştirildi. Bu çalışmalarımızın bir ayağı da tabii istihdamı teşvik etmenin yanında, kayıtsız istihdama da bir nevi çözüm getirilmesi anlamında nasıl azaltılabilir diye tedbirler üzerinde de çalışmaktayız. Halihazırda devam eden bazı projelerimiz, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) uyguladığı kayıtlı istihdamın teşviki gibi politikalar var. Bildiğiniz gibi kayıtsız istihdam ekonomide büyük bir kayba nende olmaktadır. Bunu yüzde 50’li seviyelerden yüzde 30’lu seviyelere Allah’a şükür indirmiş durumdayız, ama daha da indirmemiz gerekiyor. Her bir puanlık indirimin ülke ekonomisine katkısı, SGK’ya katkısı dolayısı ile finansmanda 1,9 milyar TL olarak görülmekte çok önemli bir kaynak. İstihdamı teşvik ediyor olmamızın bir diğer yan sonucu da kayıt dışılığın azaltılması, kayıtlı istihdamın arttırılması olarak değerlendirebiliriz” dedi.

    “Kayıt dışı istihdamın azaltılmasındaki bir unsur rehberlik ve teşvik olabilir”

    Konuşmasında iş verenler ve işsizlere yeni bir teşvik konusu hakkında da müjdeler veren Arat, istihdama yeni katılacak kişilere devletin destek vermesi konusunda yeni proje üzerinde çalışıldığını ifade etti. Arat açıklamalarında şunları söyledi:

    “Sigorta prim teşvikinin yanında artı istihdamı teşvik eden bir proje üzerinden çalışıyoruz. Kısmet olursa bunu 2017 yılının ilk çeyreğinin sonuna kadarda hayata geçirmeyi düşünüyoruz. İstihdama yeni katılacak kişilere devletin bir anlamda destek vermesini sağlayacak bir program üzerinden çalışılıyor. Sayın bakanımız ve sayın Başbakanımız temel prensiplerini anlattı. Şu anda onun uygulamaya ilişkin esasları üzerinde çalışma yürütmekteyiz. Tabi ki bu konuları da burada Sanayi ve Ticaret Odaları ile görüştüğümüzde değerlendireceğiz onların isteklerini, önerilerini bu anlamda programın hayata geçirilmesinde dikkate alarak ona göre planlamak istiyoruz. Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında kayıt dışı istihdam oranını yüzde 15’e indirmek gibi bir hedefimiz bulunmakta. Tabi kayıt dışı istihdamın azaltılmasındaki bir unsur rehberlik ve teşvik olabilir. En önemlisi tabii bu konudaki bilinçliğin arttırılması önemlidir.”

    “Emeklilerimiz, ‘niye düşük maaş alıyorum?’ diyor çünkü zamanında düşük prim ödüyor”

    Basın toplantısının sonunda bürokratlar gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin ‘bazı iş yerlerinde çalışanların tamamının sigorta primleri aynı miktarda ödeniyor, mesela bir çaycı ile genel müdür aynı maaşı alıyor. Bunun önüne geçilmesi için çalışma var mı ?’ sorusuna yanıt veren SKG Başkan Yardımcısı Muhiddin Şahin, “Aslında bu biraz da kişilerin hak kayıpları ile ilgili bir durum. Ne kadar yüksek prim öderseniz bu herkes için geçerli emekli olduğunuzda o kadar yüksek maaş alırsınız. İnsanlar özellikle emeklilerimiz, ‘niye düşük maaş alıyorum?’ diyor. Çünkü zamanında düşük prim ödüyor ve bu sistem prim üzerine yürüyen bir sistem. Onunla ilgili belki ilerleyen aşamalarda yeni çalışmalarımız olacak. Yani bir genel müdür ile aşağıda bir çaycının aynı prim üzerinden emekli olması ve bildirilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Onunla ilgili çalışmalarımızda devam ediyor” diye konuştu.

    Basın toplantısı soruların yanıtlanmasının ardından sona erdi.

  • “İş hayatında başarılı olmanın sırrı”

    Çoğu kişi başarıdan söz ederken geçmişte yapılmış veya gelecekteki planlarından bahseder. Sinan Ergin, gerçek başarının kişinin yaşadığı anda yaptıklarıyla ölçülendirdiği durumlar olduğunu belirtti.

    Live Consulting and Academy Kurucusu Sinan Ergin, ’Gerçek başarı’yı geçmiş veya gelecek odaklı değil, kişinin şuanda yaptıklarıyla ölçülebilen bir olgu olarak nitelendirdi. Ergin, kişilerin başarılarını anlatırken geçmişteki güzel anıları paylaştıklarını, yaşları biraz daha genç olanların ise gelecekte gerçekleştirecekleri başarılarının hayallerini kurduklarını belirterek aslında gerçek başarının, kişinin yaşadığı anda yaptıklarıyla ilgili olduğunu savundu.

    “Gerçek başarı canlı olmaktır”

    Sinan Ergin, ”Düşünmek gerekir neden geçmiş ve gelecek ile ilgili konuşur insan. Bunun sebebi geçmiş başarılarımızın bir daha mümkün olamayacağı yönündeki inancımız olabilir mi. Ya da gelecekteki başarımızın eskisinden çok farklı olmayacağı. Yani kendimizi oyalamamız bir nevi kaçışımız. İnsan kendini neden eski veya yeni hayallerle kandırır.? Şimdi başarılı olamaz mıyızşimdi başarılı değil miyiz.Şu an kendini anlayan, bir huşu, rahatlık ve yüksek özgüven içinde olan kişi başarılı değil midir. Gerçek başarı ne olabilir. Geçmiş ve ya gelecek hayallerinde yaşayan kişi, yani kaçan kişi canlı mıdır. İnsan sadece şimdi başarılıdır. Çünkü gerçek başarı canlı olmaktır” dedi.

    “Geçmiş ve gelecek değil, şimdi canlı olmak gerçek başarıdır” diyen Ergin sözlerine şöyle devam etti: “Asıl eğitim bunu anlamaktır. Sadece canlı olanlar, yaşayanlar bu anı güzelleştirirler. Sadece bu anı canlı olarak hissedenler yıkılmaz gözüken duvarları yıkabilirler. Sadece bu anı canlı yaşayanlar canlı olmanın önemini anlayabilirler. Sadece bu anı anlayanlar kendilerini ve içlerindeki sınırsız gücü bilebilirler. Ne mutlu bunu anlayana ve bu amaçla çalışanlara”. Sinan Ergin, kişilerin eğitim konularını daha detaylı incelemesi için live-ca.com adresinden, eğitim videoları için de youtube livealive Sinan Ergin kanalından yüzlerce videoyu canlı izleyerek iş hayatında başarının kapılarını aralayabileceklerini sözlerine ekledi.

  • Burun Estetiği Kişilerin Hayatında Önemli Rol Oynuyor

    Kulak Burun ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Bahadır Baykal, burun estetiği ameliyatının sosyal ve psikolojik olarak kişilerin hayatlarında önemli bir rol oynadığını belirtti.

    Burun estetiğinde cerrahi teknikler hakkında bilgiveren Dr. Baykal, “Genel anlamda, rinoplastide uygulanan cerrahi teknikler kadın ve erkek hastalarda aynı olmakla birlikte estetik açıdan hedeflerde farklılıklar mevcuttur. Erkek yüzü daha güçlü, köşeli özelliklere sahipken, kadınların daha yuvarlak yüz şekli daha kıvrımlı yüz çizgileri mevcuttur. İdeal kadın ve erkek burunları ile ilgili sayısız farklılıklardan bahsedilebilinir. Erkekler genellikle düz, dışbükey, daha büyük ve geniş buruna sahipken, kadınlar daha içbükey ve küçük burunlara sahiptirler.” dedi.

    Son dönemde yapılan bilimsel çalışmalarda ideal kadın burnunda 106 derecelik bir eğimin burun için optimum açı olduğunu ifade eden Kulak Burun ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Bahadır Baykal, şöyle konuştu:

    “Oldukça uzun zamandır ideal kadın burnu tanımı kozmetik cerrahi otoriteleri tarafından çalışılmış ve pek çok farklı girişim olmuştur. Yapılan son araştırmaya göre, Cambridge Düşes’i Kate ve Jessica Biel “ ideal “olan “mükemmel” burna sahipler. Üst dudakla burun ucunun yaptığı açının 106 derece olması feminen görüntü oluşmasını sağlar. Üst dudakla burun ucunun yaptığı açının 90 dereceden az olması halinde daha uzun görünen maskülen bir burun ve yüz görüntüsü oluşur. Burun estetiği tüm dünyada en fazla yapılan estetik ameliyatlardan biridir. Her yıl, binlerce kadın hasta estetik açıdan kendini daha iyi ve daha güzel görmek adına kozmetik imkanlar içerisinde belli bir arayışa girer. Genellikle kadın hastalarımızda, burun şekillerinden kaynaklanan deformitiler ve burun şeklinin yüze uyumsuz ve orantısız olması memnuniyetsizlik yaratmaktadır. Burun estetiği ameliyatı sosyal ve psikolojik olarak kişilerin hayatlarında önemli bir rol oynar. Özellikle kadın hastalarımız, burun estetiği ameliyatından sonra kendilerine güvenlerinin arttığı, daha istikrarlı bir duygusal huzura sahip olduklarını dile getirmişlerdir. Hatta bazı bayan hastalarımız, rinoplasti başarısını hayatlarının değişmesine sebep olan bir deneyim olarak gördüklerini belirtmişlerdir. Bazı kadın hastalarımız, burun fonskiyonlarının tam olarak çalışması ve küçük kusurlarının düzeltilmesi için rinoplasti prosedürlerinden faydalanırken, önemli çoğunluk için başlıca sebep tamamen estetik kaygıdır. Burun estetiği ameliyatları tamamen kişiye özeldir. Her burnun doğası birbirinden farklıdır. Bu nedenle ameliyatı yapacak olan cerrahın seçimi çok önemlidir. Özellikle kadın hastalarımızda yüze doğal ve yumuşak bir görünüm verebilmek için hekimin sanatsal yetenekleri ve cerrahi becerileri oldukça önemlidir. Feminen özelliklerinizi geliştirecek, yüzünüzün doğal görünmesini sağlayacak ve nüansları iyi ve dogru anlayan bir cerrah, ameliyatın başarı oranını yükseltecektir. Bir cerrah olarak kadın hastalarımızın burun estetiği ameliyatlarında benim için hedef; güzel, doğal ve yumuşak bir ifade oluşturmak, yüze denge ve simetri getirebilmektir. Burun yüzün en belirgin özelliğidir ve şekil olarak yüzle orantılı değilse, makyaj miktarı ne olursa olsun bir fark yaratmayacaktır. Kişinin yüzündeki dengede burun, önemli bir rol oynar ve rinoplastide, bu dengeyi oluşturmak ve geliştirmek için yapılan bir uygulamadır. Genel olarak kadın burunları, yuvarlak uçlu, daha rafine , ince ve dardır. Bunun tersi olduğu durumlarda, yani burnun daha büyük, daha geniş, köşeli olduğu yüzlerde maskülen ve dengesiz bir yüz ifadesi mevcuttur. Rinoplasti ile hedeflenen yüze feminen ifadenin kazandırılmasıdır.”

  • Türk Fikir Hayatında Nurettin Topçu’nun Yeri Anlatıldı

    İstanbul’da yapılan 40 yıl sonra Nurettin Topçu Bilgi Şölenleri kapsamında Nurettin Topçu’nun fikirleri ve mücadelesi anlatıldı.

    TYB, İBB Kültür Daire Başkanlığı ve Sosyal Düşünce Akademisinin katkısı ile düzenlenen Bilgi Şöleni etkinliklerinin ilk günü Yenikapı Mevlevihanesinde açılış oturumu ile başladı. TYB Kurucu Başkanı Mehmet Doğan, İBB Kültür Dairesi Başkanı Abdurrahman Şen, TYB Genel Başkanı Hicabi Kırlangıç, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili, Prof. Musa Kazım Arıcan, Prof.Dr. Recep Şentürk, Dr. Mehmet Sılay ve eski bakanlarımızdan Prof.Dr. Sami Güçlü birer konuşma yaptı. Öğle arasında Nurettin Topçu’nun Kozlu mezarlığındaki kabri ziyaret edildi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu da gönderdiği mesajda, Nurettin Topçu’nun Türk düşünce hayatına eşsiz bir değer olarak ismini yazdırdığını hatırlatarak, “Bizlerin hayatlarına ışık tutmuş gurur vesilemiz olan bu fikir adamını, yine onun düşünce dünyasını anlayarak ve aktararak yaşatmalıyız” temennisinde bulundu.

    18 Aralık Cuma günü gerçekleştirilen Beşir Ayvazoğlu’nun yöneticiliğini yaptığı ilk oturumda Prof.Dr. İsmail Kara, Nurettin Topçu’nun hayat hikayesini, Mehmet Doğan da, Nurettin Topçu’da din, tarih, toprak, Doç.Dr. Fatih Birgül de Bir şahit ve taraftar olarak Nurettin Topçu’yu anlattı.

    Nurettin Topçu’nun Anadolu Siyaseti ana başlıklı Prof.Dr.Hicabi Kırlangıç’ın yöneticilik yaptığı ikinci oturumda Tanıl Bora, Nurettin Topçu’da Anadolu siyaseti, Sol ve Milliyetçilik, Prof.Dr. Kurtuluş Kayalı Şehir ve Köy arasında Nurettin Topçu, Lütfi Bergen, Nurettin Topçu’da şehir-köy kavramları ekseninde sosyalizm teklifi konulu bildiriler sundu.

    Nurettin Topçu Bilgi Şöleni etkinlikler ikinci ve üçüncü gün TYB İstanbul Şubesi salonlarında devam etti. Prof.Hilmi Uçan’ın yönetiminde gerçekleşen ilk oturumda Ercan Yıldırım, Hayri Kırbaşoğlu ve Kenan Çağan konuşmacı olarak katıldı.

    Nurettin Topçu’nun Anadoluculuğu çevresinde yoğunlaşan bir konuşma yapan Ercan Yıldırım, Topçu’nun muhalif bir duruş sergileyen önemli bir düşünür olduğunu söyledi.

    Hayri Kırbaşoğlu, Nurettin Topçu ile Ali Şeriati ile karşılaştırma yaptığı konuşmasında her iki düşünürün de sıkıntılı bir dönemde büyük işler başardıklarını, her iki aydın insanın ülkelerinde yaşadıkları sıkıntılı süreçten çıkış yolları için maarif ve düşünceye ağırlık vermeleri gerektiğini söyledi.

    Oturuma konuk olarak katılan Ezer Erverdi ise Nurettin Topçu’nun hareket stratejisi, arkadaşlığı, dostluğu üzerinde durdu.

    Mustafa Orçan’ın yönettiği ikinci oturumda Ali Osman Gündoğan, Hüseyin Karaman, Selahattin Turan, Hüseyin Öztürk konuşmacı olarak katıldı. Ali Osman Gündoğan, Topçu’nun insan, ahlak ve adalet kavramları üzerinde çok durduğunu kaydederek, günümüzde insanın kaybolduğunu, şahsiyetin silinip gittiğini söyledi.

    İkinci gün Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın yönetimindeki ‘Nurettin Topçu’nun Din ve Tasavvuf Anlayışı’ ana başlıklı beşinci oturumda Dr.Mustafa Kök, Nurettin Topçu Günümüz Din Anlayışlarına ne Söyler, Yusuf Turan Günaydın Nurettin Topçu’ya yöneltilen eleştiriler, Prof. Dr.Mustafa Kara, Nurettin Topçu bir sufi miydi, Asım Öz de Nurettin Topçu’dan Hareketle Öze dönüş başlıklı bildirilerini sundu.

    40. Yılında Nurettin Topçu Bilgi Şöleninin üçüncü günü düzenlenen 6. oturumda Nurettin Topçu’nun Edebiyatı ve Sanatı üzerinde duruldu. Prof.Dr. Turan Koç’un yöneticilik yaptığı oturumda Prof. Hilmi Uçan, Nurettin Topçu’da Gurbet Duygusu ve Sanat, Mehmet Can Doğan, Hareket dergisinin 1938-49 arasında Diğer Dergiler Arasındaki Yeri, Dr.İbrahim Demirci de, Nurettin Topçu’nun Kullandığı Dil ve Türkçesi konulu bildirileri sundu.

    Kapanış ve Değerlendirme Oturumunda söz alan TYB Şeref Başkanı Mehmet Doğan da üç günlük Bilgi Şöleninin değerlendirmesini yaptı.Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür eden Doğan,üç gün boyunca dinlediği konuşmalardan böylesi güzel ve önemli bir etkinliğe imza atılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

    Prof.Kurtuluş Kayalı ve Dr.Mustafa Kök’ün kısa değerlendirmelerinden sonra katılımcılar arasında şölenle ilgili görüşlerini beyan edenler oldu.